Yeşil renk, çevreyi, doğayı ve canlılığı gösterir… Yeşil, doğanın kendisini yenileyerek yaşamasını simgeler… Yeşil, iyileştirmenin ve büyümenin işaretidir… Yeşil, güveni simgeler ve trafikte yolun emniyetli olduğunu gösterir… Yeşil; tazeliği, yaşamı, dengeyi, uyumu, büyümeyi ve verimliliği simgeler… Yeşil, çevreci olarak çevre kirliliğini önleyici sistemlerle çalışarak doğayı korumayı hedefler… Yeşil olarak ağaçlara kuşlara, hayvanlara ve insanlara kısaca hiçbir canlıya zarar vermeyen bir üretim ve tüketim her şeyin önünde yer alıyor… Çevreci üretim olan bu sistem ve üretim modeli “yeşil üretim”, “yeşil işletme”, “temiz üretim”, “yeşil tedarik”, “yeşil girişim” ve benzeri isimlerle adlandırılıyor…
Yeşil kavramı, çevresel hedeflerle sürdürülebilir süreçleri ve operasyonları da simgeliyor… Artı yeşil, her şeyin odağında yer alıyor… Tüm bunları bizimle iş yapan tüm yabancı ve yerli tedarikçilerimiz başta ISO 14000 kapsamında olmak üzere diğer sözleşmelerin bir gereği olarak bizden istiyorlar… Ayrıca ortaya çıkan atıkların çevreye zarar vermeden ortadan kaldırılması ve geri kazanımı da işimizin bir parçası haline geldi… Tüm bu süreçler canlıların hayatına göre yeniden kurgulanarak tasarlanarak işimizin odağında yer alıyor… Artık tüm çevreci değerleri üretim süreçlerine dâhil ederek bunu içselleştirerek ve müşterileriyle paylaşan şirketler kazanıyor…
Çevreci değerlerle yeşil üretim ve yeşil pazarlama değerleri tüm çalışanlarına benimsetilerek değerlerin yaşatılması sürdürülebilirlik için önemlidir… Çevreci malzeme ve teknolojilerle üretilen ürünler diğerlerine göre yüksek fiyatlı olmasına rağmen artık daha fazla rağbet görüyor… Örneğin; yeşil üretimle yapılan doğal kumaşlarla yapılan elbiseler daha çok satıyor… Elbette doğal malzemeler kullanılarak temiz üretimle üretilen ürün ve hizmetler için bu yeşil pazar ve pazarlama önemli potansiyel sunuyor… Tüm bu gelişmelerde üretilen doğal olmayan malzeme kullanılarak üretilmesi sonucu insanlara zarar vermesi önemli bir etkendir… Örneğin; insanlara zarar veren kimyasal maddelerle üretilen elbise, ayakkabı ve oyuncakların üretilmesi sonucu hastalıkların artması nedeniyle müşterilerin bu ürünleri almadıkları görülüyor…
Yeşil üretimle gelen sürdürülebilirlik bugünün pazarında rekabet için kritik öneme sahiptir… Yeşil üretim sadece sürdürülebilir bir üretim süreci olmanın yanı sıra aynı zamanda düşük; enerji ve su kullanımıyla birlikte atıkların önlenerek ve hammadde maliyetlerinin azaltılarak daha çok kâr sağlamak içinde gerekli… Bununla birlikte tesisin çevre kirliliğini önleyerek çevre güvenliğini iyileştirmek üzere daha az harcama yapılmasını da sağlıyor… Ayrıca şirket çalışanlarına daha sağlıklı ve daha güvenli çalışma koşulları da sunuyor… Üreticiler yeşil üretimle, operasyonları daha yeşil hale getirmek üzere önemli sürdürülebilirlik fırsatları sunarak rekabette başarılı olmayı sağlıyor… Şirketler yeşil operasyonlarla dairesel bir döngüyle üretimden tüketime ve tüketimden üretime bir ekosistem oluşumuyla sürdürülebilirlik avantajı elde ediyorlar… Çevresel boyutta sürdürülebilirlik için, yeşil tedarik artık bir zorunluluk haline geldi… Ormanların ve diğer doğal kaynakların hızla tükeniyor… Madencilik ve fosil yakıt üretiminin yarattığı çevresel bozulmalar ve kirlilik şirketlerin hammadde, tedarik ve üretim stratejilerini yeniden tasarlamaları gerektiğini gösteriyor…
Ekonomik, verimlilik ve sosyal sorumluluk gereğince mevcut ürün ve hizmetler yeşil üretim süreçlerine göre yeniden tasarlanarak çevreye zararı minimum olan yeni ürünler geliştirilir… Başta dünyanın önde gelen otomotiv sektörü şirketleri sıfır emisyon ve sıfır atık hedefiyle 2020 ve sonrası operasyonlarını yönetiyorlar… Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler fosil yakıt tüketimini sıfırlamak üzere önemli hedefler geliştirerek süreçleri buna göre yeniden tasarlıyor… Yeşil tasarım, öncelikle mevcut sistemin ve ürünün çevreci ve geri dönüşebilen malzeme kullanılarak sıfır hata ve sıfır atık anlayışıyla daha işlevsel özelliklerle tedarik sistemini, üretimini, lojistiğini ve pazarlamasını öngörüyor…
Bu bizi her şeyden önce yeni düşünce tasarımıyla yeni ürünle ilgili süreç tasarımının birlikte yapılmasıyla yeşil inovasyona götürüyor… Böylece daha yenilikçi, girişimci ve rekabetçi oluruz… Tüm dünyada artık yeşil şirketler yeşil üretim felsefelerini benimseyerek süreçlerini buna göre tasarlayıp tüm paydaşlarından temiz üretim istiyorlar… Elbette bunun için öncelikle şirketin misyon ve vizyonu, rekabet stratejileri, teknolojik sistemleri ve performansını yeşil işletmeye göre tasarlaması gerekiyor… Şirketin yalın yönetimle kazanılan yeşil kültürle çalışanlarının yeşil işletmeyi içselleştirerek sıfır atık hedefiyle yüksek performans başarısı sağlanıyor… Bunun sonucunda yeşil üretim yöntemlerinin işi de artırabileceğini, üretim maliyetlerini düşürerek satışları artırabileceğini kabul ediyor… Öncelikle şirketler temiz üretimle birlikte kirliliği önleyerek atık arıtma, elden çıkarma ve hammadde maliyetlerini düşürerek önemli maliyet tasarrufu sağladığını görüyorlar…
Örneğin; Perakende zincirinde Wal-Mart lojistik işlemlerinde ABD’deki en büyük ikinci olan kamyon filosuyla hibrid teknolojisi yatırımıyla operasyonel maliyetleri azaltmayı ve çevreyi korumayı sağlıyor… Benzer örnekleri ülkemizde de görebilmek mümkün… Tarımsal üretim ve dağıtımda meyve ve sebzeyi toplama aşamasında yaşanan kayıplar % 20’nin üzerinde… Dağıtım ve satış aşamasında bu kayıp % 40’lara ulaşıyor… Yapılacak iyileştirmelerle operasyonel süreçlerin yeniden tasarımıyla birlikte üretimden dağıtıma kadar olan atık ve israfları tamamen ortadan kaldırabilmek mümkün… Ve bunları başarıyla yapan şirketler var…
Yeşil Üretimle Her Şey Geri Dönüşebilir
Yeşil üretimle birlikte ürün ambalajı çevreye duyarlı bir üretim operasyonunun en görünür ve önemli unsurlarından biri olarak görülür… Yeşil üretimin gereği olarak kullanılan yeşil ambalaj örneklerinde ambalaj malzemelerinde geri dönüştürülme işlemiyle kaynakları yeniden kazanma ve kaynak kullanımını azaltma önemli faydalar sağlar… Örneğin; bir alüminyum folyo ambalaj kullanan üretici, bu alüminyum folyo kutusunun üzerine geri dönüştürülebilir yazısı yazarak folyo ve kutunun geri dönüştürülmesiyle önemli avantajlar sağlar… Ülkemizde geri dönüşüm oranı yüzde 40’ın üzerine çıkmıştır… Geri dönüştürülen bu atıkların % 44’ü kâğıttan, % 28’sini plastik maddelerden, % 12’sini camdan, % 8’ini tekstil maddelerinde ve % 6 metallerden meydana geliyor… Bunu sağlamak üzere yeşil üretimin geri dönüşümünün önündeki engellerin azaltılması gerekiyor… Geri dönüşümün mümkün olduğu kadar temiz bir durumda çıkarılan ve yeniden kullanılan malzemeleri içeren bir sistemle dairesel olması gerekir… Geri dönüşüm süreçlerinin ve sisteminin yeniden tasarımıyla üretim arasında sağlanan sinerjiyle birlikte her şey çok daha kolay… Modüler sistemlerle birlikte sağlanan modüler üretim bir bakıma hem daha kolay üretim, hem malzemeleri daha verimli kullanma işletmecilik için önemli avantajlar sağlar… Ayrıca modüler sistemlerle üretimle ürünün uzun ömürlü olması sonucu uzun süreli kullanmayla birlikte daha az kaynak tüketilir… Bu durum ayrıca üretimde gereksiz ve aşırı malzeme ve ürün kullanımını da önleyecektir… Ayrıca operasyonel süreçler; üretimde en uygun işgücü ve makineleri kullanarak… En uygun kapasitede çalışabilmek için verimliliği belirleme… Giren malzeme ve çıkan ürün fayda ve maliyet analizi gibi iyileştirmelerle sistemdeki atıklar ve kayıplar sıfırlanabilir…
Geri dönüşüm, geri dönüşebilen baştan sona ve sonda başa doğru dairesel bir üretimi ve ekosistemi öngörüyorsa sürdürülebilir olarak devam edebilecektir… Örneğin; Ford Motor Company üretimde kuru işlemeye göre süreçleri tasarlayıp, boyama veya durulamayı azaltan operasyonlarla birlikte mümkün olduğunca daha az su kullanarak su tasarrufu yapmıştır. Ayrıca atık su geri kazanımı ve yeniden kullanımıyla birlikte yılda 3,311 milyar litre suyu geri kazanmıştır… Yeşil tedarik, yeşil operasyonlar ve yeşil üretimle birlikte üretim sırasında, üretim sonrasında ve müşteri tarafından kullanıldıktan sonra atık olan her şey geri dönüşebilir… Burada önemli olan husus süreçlerin her aşamasında süreçte ortaya çıkan atıkların geri dönüşümünün yapılmasıdır… Örneğin; parça toplama, ürün onarımı ve yeniden kullanımı, yeniden üretme ve yeniden dağıtma, malzemelerin geri kazanılması ve yeniden işlenmesi sonucu e geri dönüşümü gibi…
Yeşil üretim bir bakıma mevcut eski üretim süreçlerinin daha maliyetli ve çevreye zarar vermesi sonucu sürdürülemez oluşu sonucu bir alternatif olarak ortaya çıkmıştır… Eski teknolojilerle üretilen ürünlerin çevreye verdiği zararlar geri dönülemez noktalara geldi… Örneğin; fosil yakıtla çalışan araçların çevreye saldığı karbondioksit gazları hem doğrudan tüm canlıların sağlığını etkiliyor ve hem de küresel ısınmaya yol açıyor… Bunu önlemek üzere mevcut üretim sistemleri gözden geçirilerek daha az enerji ve ham madde kullanan yeni süreçlerle temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak geri dönüşüm sistemlerinin kurularak sürdürülebilirlik sağlanıyor… Yeşil üretim mümkün mü…? Elbette ve hem de çok kolay… Tüm üretim süreçleri yeşil üretime göre yeniden tasarlanarak geri dönüşüm çok kolay sağlanabilir… Üretimin geri dönüşümünde tersine mühendislikle yani; üretim sonunda nihai ürünün kullanıldıktan sonra geri dönüşümüne yönelik tedarik zinciri halkalarının yeşil tedarik olarak tasarlanmasıyla… Yeşil üretimle birlikte başta üretim sırasında ortaya çıkabilecek tehlikeli ve diğer atıklar sıfırlanıyor… Artık yeşil üretim teknolojileri dünya genelinde stratejik konuma gelerek üretim sırasında ortaya çıkabilecek her türlü tehlikeli ve tehlikesiz atıklarla hava, su ve çevre kirliliğinin önlenmesi hedefleniyor… Böylece küresel ısınmaya yol açan sera gazlarının ozon tabakasına verebileceği zararları önleniyor… İklim değişiklikleriyle ekosistemlere verilebilecek zararların önüne geçiliyor… Üretim sistemleri boyutuyla yeşil üretim tüketim sistemleri boyutuyla da yeşil pazarlamayla da yakından ilgili… Yeşil üretimle birlikte pazara sunulan ürün ve hizmetlerin satın alınması ve geri dönüşümü bir bakıma müşteriyle ilgili… Yeşil pazarlama, müşteri taleplerinin çevre ve doğa dostu pazarlama faaliyetleriyle karşılanmasına yönelik çalışmalardan oluşur… Yeşil pazarlama, çevreye zararsız olan ürünlerin pazarlanmasıdır… Yeşil pazarlama, tüm pazarlama faaliyetlerinde çevre kirliliğini önleyen daha enerji ve kaynak tüketimiyle yapılan çalışmalardır… Yeşil pazarlama, ürünün üretilerek ambalaj aşamasına gelinceye ve son kullanımından sonra atık haline geldiği ve atıkların geri dönüşerek üretime kazanılması aşamasına kadar tüm süreçlerde yeşil kaliteyi öngörür… Yeşil pazarlama bu amaçla ürün veya hizmeti sunumu aşamasında müşterileri bilgilendirici işaret ve açıklamalarda bulunur…
Yeşil, Çevre Dostu Üretim
Yeşil üretim artık tüm dünyada çevre dostu üretim standardı olarak kabul ediliyor… Hiçbir kuruluş, toplum ve ülke üretim süreçleriyle hava, su ve çevre kirliliğiyle canlılara zarar veren üretim istemiyor… Yeşil üretim; tüm üretim süreçlerinde ortaya çıkan tehlikeli, zehirli, radyoaktif ve bulaşıcı atıkların taşınmasını ve bertaraf edilmesini de kapsar… Bu bağlamda tarım arazilerinin korunması, orman arazilerinde kerestenin çıkarılması, maden kaynaklarının kullanımı ve arazinin tarıma kazandırılması, hayvanların yetiştirilmesi için mera ve kaynak yönetimi ve atıklarının yönetimi gibi konular yeşil üretim içerisinde yer alır… Çevre dostu ve sürdürülebilir olan yeşil üretimin temeli dört stratejiye dayanır… Bunlar; 1) Üretimde kullanılan yeni hammaddelerin yetiştirilmesi ve geliştirilmesi… Yetiştirilen bu hammaddeler daha az enerji kullanan çok az veya hiç yapay kimyasal işlem görmeyecek şekilde üretim yapılmasını sağlamalıdır… Bu hammaddelerin; yetiştirilerek, toplanması veya çıkarılması yöntemlerinin geliştirilmesi… Örneğin; tekstilde çevreci kumaş kullanarak doğal renkte elbise üretilmesi… Yeşil üretimle modern tarım ve ormancılık yapılarak daha çevreci enerji ve kimyasal maddeler kullanılarak çevre dostu üretim yapılıyor… 2) Üretim sırasında ve sonrasında ortaya çıkan atıkları en aza indirilmesi veya sıfırlanması… Böylece enerji tasarrufu sağlamak… Üretim sonrasında kullanılan ürünlerdeki malzemelerin geri dönüşümle tekrar kullanılmasının sağlanması… Örneğin; geri dönüşebilen malzemeyle otomobil üretimi gibi… Elbette atıkların az çeşitte ve bol olduğu yerlerde yeniden kullanım önemli faydalar sağlıyor… Tüm üretim süreçleri yeşil üretime göre yeniden tasarlanarak geri dönüşümün için önemli faydalar sağlanır… 3) Üretim sürecinde yüksek enerji kullanılan yöntemleri kullanmamak… Mümkün olduğu kadar kimyasal madde yoğun işlemleri kullanmamak… Bu bağlamda üretim sürecinde aynı işi çevreci olarak yapabilmenin yöntemi modern makineler, işçilik ve zamanı kullanmaktır. 4) Üretim sürecinde ortaya çıkan atıklarını işleyerek kazanmak… Yeşil üretimde atıkların enerji kullanılarak veya başka şekilde geri kazanılması ekonomik ve çevresel olarak önemli faydalar sağlıyor…
Çevreci Olan Her Şey Aynı Zamanda Akıllı da…
Günümüzde teknolojik gelişmeye bağlı olarak tüm işletmecilik süreçlerinde yapay zekâ kullanımıyla birlikte akıllı araç, gereç ve makinalar kullanılıyor… Akıllı teknoloji olarak tanımlanan bu araçlar daha az enerji, daha az kaynak, daha az zaman, daha az malzeme kullanıyor… Böylece gereksiz malzeme, enerji, kaynak ve zaman kullanımı sonucu ortaya atık ve fireler çıkmıyor… Akıllı sistemlerle fabrika kendi enerjisini çevreci bir şekilde üretiyor… Akıllı sistem ve araçlarla şirketin tüm üretim süreçleri yeşil üretime göre yeniden tasarlanarak süreçler çok daha iyi yönetiliyor… İşlem çok kolay… Akıllı teknolojiye gereksinim olmadan bile yapılabilecekler var… Yapılması gerekenler üretim sistemindeki süreçleri; anlaşılır, yalın, basit olarak çevreci ve sürdürülebilir şekilde kurmak ve işletmek… Süreci kurarken olabildiğince az kaynak kullanan ve basit önlemlerle yalın şekilde iyi çalışan ekonomik ve verimli olmasını sağlayacak şekilde kurgulamak… Elbette bu durumda tüm operasyonel süreçlerin hızlı, kolay, basit ve ekonomik çözümlerle yönetimi sağlanıyor… Örneğin; geri dönüşümü yapılacak atıkların toplanması, ayıklanması ve sınıflandırılması… Sistemin kontrol edilerek akıntı ve sızıntıları ortadan kaldırması… Üretim sürecinde ortaya çıkan kimyasal ve atık stoklarının azaltılması… Üretim sürecinde kullanılan tüm makinelerin bakımlarının ve ayarlarının yapılması… Sistemin su basmalarına karşı alarmlar ve otomatik kapama vanaları kullanılması… Yangın ve iş güvenliği önlemlerinin alınması… Deprem, sel ve fırtına gibi afetlere karşı çevre risk ve tehlikelerine karşı denetim sistemi kurmak ve önlem alınması… Tüm bunlar daha az enerji, kaynak, işgücü, malzeme, zaman ve makine kullanımı sağladığı için daha çevreci bir üretim sağlıyor… Elbette gelişen teknolojiyle birlikte akıllı fabrika, akıllı depo, akıllı tedarik, akıllı üretim ve akıllı lojistik sistemleriyle yapay zekâ kullanarak akıllı üretim yapılması işimiz daha da kolaylaştırıyor… Bu durumda üretim yalın olarak yapılıyor… Zaten yalın üretimde; sıfır stok kullanımı, sıfır kırtasiye, sıfır zaman kaybı, sıfır israf olmasını ve da sıfır bozulmayı hedefliyor…
Yeşil Üretim ve Sürdürülebilirlik
İşletmelerde tüm canlılar gibi doğarak ortaya çıkar, genişleyerek büyürler ve sürdürebilir olmadıkları anda ölürler… Bunun için işletmelerin içinde bulundukları ekosistem içerisinde uyumlu bir şekilde yaşayarak varlıklarını sürdürebilir bir şekilde çalışmaları ve bu durumun devamlılığı gerekir… Teknolojik gelişmelerle birlikte hızla değişen küresel ekonomi ve doğal sistemler işletmelerin ekosistemini etkiliyor… İşletme ekosistemi işletmelerin stratejik kararları, ilişkileri, süreçleri ve değer sistemleri üzerine çok yönlü düşünmeyi gerektiriyor… Özellikle son yıllarda dünyada yaşanan çevreyle ilgili değişimlerin iklimsel etkileri sonucu önemli sorunlar yaşanmaktadır… Bu sorunların bir sonucu olarak iklimsel felaketlerin sıklığı ile gündeme gelen iklim değişikliği konusunda herkes hemfikir olmuştur… Dünyadaki tüm ekosistemin artık geri dönüşü olmayan bir noktaya doğru hızla yaklaştığı ve sürdürülebilirlik için acil önlemlerin alınması gerektiği konusunda anlayış birliğine varılmıştır… Sürdürülebilirlik dünyadaki ve evrendeki tüm yaşamı ve canlıları etkilediği çeşitli bilimlerce birçok yönüyle incelenmektedir… Sürdürülebilirlik ile ekosistem arasında yakın bir ilişki vardır… Bir bakıma ekosistem sürdürülebilir ise yaşamaya devam eder… Sürdürülebilir olmayan hiçbir ekosistem yaşayamaz. Ekosistem; belirli bir yerde yaşayan canlı varlıklar ile bunları etrafındaki cansız varlıkların karşılıklı ilişkilerine göre meydana gelerek sürekliliği olan ekolojik sistemlerdir… Etrafımızı kuşatan doğal çevre bir ekosistem… Aynı zamanda doğal çevre kendiliğinden meydana gelerek insan yaşamı ve doğal yaşam etkileyen ekolojik sistem… Bu sistem içerisinde ilişkiler hassas dengeler üzerine kuruludur… Doğal çevrede insan çevreyle ilişkilerinin dengeli olması sürdürülebilirlik için önemlidir… İnsanlar tarafında pek fark edilmeyen doğal sistem ilişkileri iç içe geçmiş olan ilişki halkalarıyla birbirine bağlıdır… Sürdürülebilirlik bir kurum veya kuruluşun; insan yaşantısı, ekonomik kalkınma ve doğal çevrenin yaşaması için gerekli dengeyi göz önünde bulundurarak sürekliliği sağlamasıdır.
Şirketlerin marka imajı, sosyal sorumluluğu ve müşteri davranışsal niyeti sürdürülebilirliği etkiler… Müşteriler tarafından algılanan sosyal sorumluluk ile şirket imajını pozitif yönlü olarak etkiler… Algılanan sosyal sorumluluk müşterinin davranışsal niyetini olumlu yönde etkileyerek şirketin piyasa sunulan ürün veya hizmetine olan talebin sürekliliğini sağlar… Çevresel anlamda sürdürülebilirlik konusu özellikle 2007 yılında Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen toplantıda ayrıntılı olarak incelenmiştir… Bu toplantıda özellikle karbondioksit gaz salınımlarından kaynaklanan küresel ısınma sonucu çevresel değişikliğin önemli olumsuz sonuçları olduğu ve bu durumun sürdürülebilirlik açısından önemli sonuçları olacağı vurgulanmıştır… Çevresel sürdürülebilirliğin en önemli nedeni insanların sebep olduğunu gaz salınımlarıdır… Çevre olmadan, yaşanabilir bir dünya olmadan hiçbir şey olmaz… Küresel ısınma sonucu biyolojik çevrede meydana gelen değişimler tüm toplumların, devletlerin ve işletmelerin sürdürülebilirlik kavramına olan ilgisini arttırmıştır… Sürdürülebilirlik ekonomi sistemi ve sistemin temelini oluşturan işletmelere göre de farklı açılardan incelenebilir… Örneğin; ekosisteme göre sürdürülebilirlik ancak doğadaki kaynakların kendilerini yenilemelerine imkân sağlayacak hızda kullanılmasıyla sağlanabilir…
Ekonominin temeli olan üretimde sürdürülebilirlik, üretim sürecinde çevreye verilen zararı önlemek ve çevreyle uyumlu bir üretim sistemine gereksinim ortaya çıkmıştır… Bu üretim, yeşil üretimdir… Yeşil üretim, üretimde sürdürülebilirliği sağlayan çevreci bir üretim sistemidir… Bu gelişmede özellikle artan nüfus sonucu insanların başta beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak ormanlar ve su kaynakları gibi doğal kaynakların hızla tüketilmesi sonucu ortaya çıkan doğal çevredeki tahribatın artması önemli olmuştur… Artan üretim hızı ve kapasite artışı çevre kirliliğine ve iklim değişikliğine yol açıyor… Bunların sonucunda temiz su kaynaklarına ulaşılamaması insan sağlığı ve yaşam kalitesini de olumsuz etkiliyor… Bu durum sonucunda daha çevreci ve sürdürülebilir olan yeşil üretim öne çıkmıştır… Yeşil üretim; temiz üretim, çevreci üretim ve ekolojik üretim gibi isimlerle de ifade edilmektedir… Yeşil üretim, çevreci yöntem ve teknolojilerin üretim ve hizmet süreçlerine uygulanarak üretim sonucu ortaya çıkan çevresel etkileri ortadan kaldırarak çevre ve insan sağlığı riskleri ortadan kaldırmayı hedefler… Örneğin; güneş sistemi panelleriyle kendi enerjisini üreten fabrika, atık suları arıtma tesisiyle kullanabilir su haline getiren tesisler gibi… Sürdürülebilir bağlamında yeşil üretim; üretim sürecinde insan unsuruna bağlı olarak ortaya çıkabilecek olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması veya azaltılması öngörür… Ayrıca üretim sürecinde ortaya çıkan atıkların azaltılarak üretilen ürünlerin geri dönüşümünün sağlanması… Ürün ve süreç tasarım süreçlerinin buna göre yapılması… Malzeme ve enerji tasarruf edici üretim süreçlerinin geliştirilmesiyle ilgilenir… Tüm bunlar makro anlamda atığın oluşmaması sonucu ekonomiyi olumlu etkiler… Atık oluştuğunda atığın toplanması ve değerlendirilmesi sonucu ekonomiye kazandırılması da enflasyonu düşürerek yeni istihdam sağlar… Ayrıca yeni yatırımlarla ekonomiyi olumlu etkiler…
Sürdürülebilirlik belirsiz bir süre boyunca bir durum veya sürecin devamlılığını gösterir… Her şey için sürdürülebilirlik su ve hava gibidir… Vazgeçilemez… Artık çevreci değerler, kurumsal değerlerin merkezinde olduğu sürece sürdürülebilirlik sözkonusu… Yeşil üretim, temiz, çevreci ve sürdürülebilir bir üretim… Çevreci üretim olduğu için, tüm operasyon süreçler hem daha düşük maliyetli ve sürdürülebilir olduğu için daha çok tercih ediliyor… Yeşil aynı zamanında hayatımızın bir parçası… Ağaçlar, ormanlar, bitkiler, çimenler… Çözüm mü…? Çok basit… Örneğin; bir atık su dönüşüm sistemiyle su kullanımında sağlanan tasarrufla suyu daha ucuza mal ederek, müşteriler tarafından çevreci kuruluş imajıyla birlikte daha çok tercih edilirsiniz… Fabrika, tesis, binaları ve çevremizi ağaçlar ve bitkilerle daha yaşanabilir hale getirebiliriz… Etrafımız temiz tutarak çevremizi koruyabiliriz… Bu hepimize çok fayda sağlar… Yeşil üretim için gerekli yeşil tedarikle sağlanan çevrecilik anlayışının kurumsal değerlere göre belirli ilkelerle bilinçli olarak yönetilerek sürdürülebilirlik sağlanır… Yeşil üretimle çok daha güzel ve yaşanabilir bir dünya mümkün… Yaşayan şirketler çevreci değerlerle yaşayan bir ekosistemle gelişebiliyor… Bu ekosistem başta şirket olmak üzere hepimizin ve tüm canlıların yaşaması için çok değerli… Unutmayalım ki başka bir dünya yok…! Sevgiyle ve sağlıcakla kalın…