Yıllardır şirketlerin yönetim politikalarında “aile” kavramı karşımıza çıkar. Aile kavramının, çalışanın şirket bağlılığında önemli rolü olduğuna inanılarak bu kavram çerçevesinde birçok strateji, uygulama, eylem planları gerçekleştirilir. Oysa ki aile kavramı şirketlerin hiyerarşik düzenini desteklemekten başka pek bir işe yaramaz. Şirketlerin sıkı yönetilen hiyerarşik düzenlerinin yıkılmasının zamanı geldi. Gün; aile değil, takım olma günüdür. Ailede, anne- baba ve çocuklar vardır. Şirket size “Biz bir aileyiz” dediğinde, ister istemez bilinçaltınız sizi aile içerisindeki bir role büründürür. Bazen anne, bazen baba, bazense maalesef çocuk rolünde çalışırsınız. Bu durum, şirket içerisindeki bireylerin eşit söz hakkı, fikir beyanı ve kendini işin parçası hissetme durumlarından uzaklaştırır. Aile olma politikasıyla yaşayan bir şirket içerisinde, her küçük oluşumda mutlaka baba, anne ve çocuk rolleri dağıtılır. Çocuk babadan çekinir, potansiyelini ortaya koyamaz, saygı kavramını içselleştirmiş bir bireyse sonsuz itaat eder, fikir beyan etmeden önce baba rolüne koyduğu kişinin fikirlerini bilmek ister, en sonunda baba rolündeki kişi ne derse o olur. Halbuki takım olmak bambaşka dinamikler getirir. Bir şirket “Biz bir takımız” sloganıyla yaşadığında her bir birey kendini işin sahibi olarak görür. İşin sahiplenilmesi potansiyeli, verimliliği ve karlılığı direkt etkileyen kritik bir noktadır.Takım olmak aynı zamanda çalışana kendini değerli/başarılı hissettiren ana motivasyondur. (Bknz 2019 cosmo map)
Tüm bunlara rağmen hala size “Biz bir aileyiz” diyen şirketlerin hiyerarşik düzen
dayatmalarına inanmaya devam edecek misiniz?