Dr. Öğr. Üyesi Gözde MERT
Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi
İşletme Bölüm Başkanı & Gözde Araştırma Şirketi Kurucusu
“Bilgi çağının en önemli getirisi, teknoloji hızının tecrübe kazanma süresini kısaltmasıdır.” Azmi Aksoy
Teknoloji, bilimsel buluşların uygulanması ile daha az girdi ile daha çok çıktı elde edilmesini sağlayan bir “tarif”tir. Bu tarifin içerisinde fiziki ve bilgi unsurları vardır. Fiziki unsurları; yeni makine ve teçhizatları içerirken bilgi unsurları; yeni yazılım, iş modelleri ve metotlarını içerir. Teknolojik yenilikler; mal veya hizmet üretiminde girdilerini, üretimin nitelik, niceliğini ve üretimin yönünü de değiştirmektedir. Yüksek performans ve karlılık için teknoloji kullanımı, özellikle ileri teknoloji kullanımı önemlidir.
Yenilik, tek bir kaynağa dayandırılamayacak kadar geniş ve kapsamlıdır. Yeniliği, sadece işletme içinde gerçekleştirebilecek bir olay olarak düşünmek, gerçeklere aykırıdır. Yenilikçilik, evrensel bir olaydır. Her teknoloji, onu ortaya sergileyen uluslardan, diğer ülkelere son derece bir hızla yayılır. Ekonomide olduğu gibi, teknolojide de Marshall Planı’ndan, 1970’lerin ilk yıllarına dek geçen yirmi beş yıllık dönem, son derece hızlı büyümenin ve gelişmenin yaşandığı bir dönem olmuştur. Bu büyüme ve gelişme, hâlâ devam etmektedir. Son otuz yılda bilim, yeni teknolojilerin yol açtığı pek çok sorunu halletmiştir. Yeni bilgi; teknik bilgilerin ve enformasyonun aktarımında, daha az zaman ve enerji gerektiren araçlar yapmaya ve yöntemler bulmaya devam etmektedir.
Tekrarlayan kurumsal yenilik devirleri (sermaye piyasaları, şirket hukuku ve patent koruma gibi buluşlar dahil) ticareti, sermaye oluşumunu ve girişimciliği kolaylaştırarak, ekonomik ilerlemenin önünü açmıştır. Yüz yılı geçen, çılgınca teknolojik yenilikçilik, bizlere mobillik, anında iletişim ve salgın hastalıklarla mücadele, eşi görülmedik bir bilişim gücü ve TiVo (dijital kayıt) cephaneliği bağışlamıştır. Teknolojiler çoğaldıkça, gelir artmıştır. 1000 ile 1820 yılları arasında dünyada, kişi başına düşen gelir; yüzde 50 gibi düşük bir oranda artarken, son 120 yılda yüzde 800 yükselmiştir. Basit bir ifadeyle, yenilikçilik, insanlığı yokluktan kurtarmıştır.
Günümüzde, teknolojinin, daha önceki çağlarla kıyaslanamayan hızlı gelişmesi, bazı düşünürlerin, teknolojik determinizm görüşünü ortaya atmasına yol açmıştır. Teknolojik determinizm görüşü; toplumların geleceğinin, teknolojik gelişmenin belirlediğini ve bunu engelleyecek hiçbir gücün bulunmadığını savunmaktadır. Son yıllarda, doğal dengenin bozulma belirtileri, çevre kirlenmesi ve kaynakların yetersiz olması üzerine, değişik fikirler ağırlık kazanmaya başlamıştır. Ünlü yönetim bilimci Peter Drucker insanın, teknolojinin esiri olmamasını savunmaktadır. Her yeni teknolojiyi, toplum ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri göz önüne almadan kabul etmenin, bazı kötü sonuçları, ortaya çıkmaya başlamıştır.
Drucker ve onun gibi düşünen pek çok bilim adamı, insanların teknolojinin yöneticisi durumuna geçmesinin yollarını aramaktadır. Bu gelişmenin bir sonucu olarak, işletmelerde, teknoloji yönetimi (management of technology) adlı yeni bir alan ortaya çıkmıştır.
Modern çağın başladığının işareti, iki teknolojik yeniliktir: Silah ve baskı makinesi. Silah, feodal savaşçıların ezeli egemenliğini sonlandırdı; baskı makinesi ise, bilgiyi dünyevileştirdi. Tüccar (veya kapitalist) sınıfın yükselen hakimiyeti ve bilginin (veya bilimin) dünyevileştirilmesinin bileşimi, modern toplumun damgalarıdır. On dördüncü yüzyıldan, yirminci yüzyıla kadar, uluslar ve insanlar arasında yeni bilimsel teknolojiler sayesinde, edinilen üstünlüklerin belirleyici faktör olduğu mücadelelerin öyküleri, dünyanın siyaset tarihini oluşturdu.
Bilim ve ekonomi arasında, teknoloji aracılığıyla doğrudan bir bağlantı vardır ve bilim ile ekonominin etkileşimi ile ilgili çalışmalar, teknolojik yenilik alanının konusudur. Yirminci yüzyılda teknoloji, insanoğlunun yaşamını en çok etkileyen unsur halini almıştır. İşletmelerin büyüme ve kârlılıkları için önemli bir kaynak niteliği taşıyan teknoloji; rekabetçi piyasalarda var olabilmenin, temel bir unsurudur.
Teknoloji, en hızlı değişen girdidir. Çoğu örgütler yenileşmelerini, teknolojinin değişmesiyle yapmak zorunda kalırlar. Bilimin, tekniğin, hızla geliştiği çağımızda, hemen her örgüt, teknolojinin, yenilikçilik yapılması için zorlamasını yaşar. Teknolojinin getirdiği ilerleme karşısında ödenen bedel, insanların değişme zorunluğudur. İş yerinde, teknolojiyi özümlemek için, yeni örgütlenme modelleri, yeni gözetim usulleri, yeni ödül şekilleri ve çok sayıda başka değişimler gerektirmektedir. Teknolojiye uyum göstermek için daha fazla (ekonomik ve sosyal, mesleki ve coğrafi, yönetsel ve beşerî) hareketliliğe ihtiyaç vardır.
Bilgi teknolojilerinin kullanımına yönelik gösterilen direnç nedeni ile kullanım düzeyi yavaş yavaş ilerlerken, teknoloji kullanımının avantajlarının görülmesi ile teknoloji kabulü daha kolay olmaya başlamıştır. Bilgi teknolojilerini kabul ve direnç çalışmalarının da katkıları ile gelinen aşamada, teknoloji kullanımının faydalarının tam olarak kabul gördüğü bir noktaya gelinmiştir. Bilgi teknolojilerinin kullanımı, istenen sonuçlara ulaşmaya katkı sağladığı gibi, bilginin etkin bir şekilde işlenerek yeni bilgilere hızlı ve etkin şekilde ulaşabilmeyi ve yeni koşullara adapte olmayı da içerir. Bilgi teknolojileri kullanımının bu etkileri -önemine binaen- bu teknolojilerin geliştirilmeye başladıkları dönemlerden itibaren araştırılmaktadır.
Detaylı bilgiler için aşağıdaki eserleri okuyabilirsiniz.
Mert, G. (2018). Organizasyonlarda Yenilik Yönetimi, Artikel Yayıncılık, İstanbul. https://www.gozdemert.com/ebook/YY.pdf
Yılmaz, O. ve Mert, G. (2020). Çalışanların Adaptif Yeteneklerinin Teknolojik Yenilikleri Kullanma Düzeyine Etkisi, International Review of Economics and Management, 8 (1), 2020, 146-175. https://www.gozdemert.com/eserler/eser25tr.pdf