Günümüzde küçük yaşlarda akıllı harcama alışkanlıkları kazanmak eskiye oranla daha fazla önem kazandı. Çocuklara ve gençlere akıllı harcama alışkanlıkları kazandırmanın insanlığın geleceğine tahmin edilenden daha fazla olumlu etkileri var.
Farkında mısınız ? Günümüzde pek çok genç ve çocuk nasıl para sahibi olacağı hakkında en ufak bir endişe duymuyor. Tüketim toplumu olduk derken artık sadece yetişkinliklerin harcama alışkanlıklarını konuşmuyoruz. Gençlerin ve çocukların harcama alışkanlıklarındaki yanlışlar, yetişkinlerin yanlışlarının önüne geçmiş durumda. Bilinçli ebeveynler kadar bilinçli genç ve çocukların yetişmesi de oldukça mühim.
Mesela bir anne baba düşünün, bin bir emek bin bir zorlukla kazandığı parayı kendi ihtiyacından feragat ederek çocuğunun keyfiyet derecesindeki bir harcaması için kullanabiliyor. Gençler ve çocuklar nasıl kazanıldığından habersiz oldukları parayı bilinçsizce ve kolayca harcayabiliyor. Yani aslında çocuklar parayı nasıl harcamaları gerektiğini tam olarak bilmiyor. Çocuklara ve gençlere ödemeleri gereken faturaların sorumluluğu henüz verilmeden, yani yetişkin olmadan erken yaşlarda en iyi harcama alışkanlıklarını kazandırabilmek gerekiyor. Bilinci geliştirmenin aile ekonomisi ve hatta makroekonomi için önemi oldukça büyük…
Çocuklar dijital kanallarda karşılarına çıkan reklamlardan ve sosyal medya pazarlamasından kolayca etkilenebiliyor. Bir çocuk, her yıl TV’de yayınlanan 15 bin ile 40 bin civarında reklama maruz kalıyor. İnternet ve sosyal medya üzerinden maruz kalınan reklam sayısı bunun kat be kat üzerinde. Çocuklar internette, filmde, video oyunlarında ve hatta okulda gördükleri reklamlardan etkileniyor ve harcamalarını bu reklamların kendilerinde bıraktığı algıya göre yönetiyor. Çocuklar harcama konusunda öğrendiklerinin çoğunu algı yönetmeye odaklı gerçekdışı abartılmış bilgilerle donatılan reklamlar yerine ebeveynlerinden ve yakınlık hissettiği diğer bilinçli yetişkinlerden öğrense harcamalarında daha akıllıca mali kararlar almaya çocuk yaşta başlayabiliyor.
Çocuklara erken yaşta doğru harcama alışkanlıkları kazandırmanın en iyi yöntemi onlar için çeşitli sorulardan oluşan, kendi alma alışkanlıklarını sorgulayabilecekleri bir satın almada öz denetim listesi planlamaktan geçiyor. Fikir vermesi açısından listede yer alabilecek soruları şöyle sıralayabiliriz:
- Zaten benzer bir şey bende var mı ? (Zaten 2 siyah ceketim var. Bir diğerine neden ihtiyacım olsun ?)
- Birinden ödünç alabilir miyim ? (Bu ceketi sadece pazar günü bir etkinlikte giyeceğim. Bedenime uygun bir ceketi bir arkadaşımdan pazar için ödünç almam mümkün olur mu ?)
- Bu şeyi başka bir şeyle takas edebilir miyim ? ( Kullanmadığım beyaz gömleğimi siyah ceketi olan başka bir arkadaşımın ceketiyle değiştirebilir miyim ?)
- Bu şeyi kendim yapabilir miyim ? (Ceketi yün ip alıp kendim örebilir miyim ?)
- Bu şeyi satın almak için bekleyebilir miyim ? (Ceketi almam hemen gerekli mi ?)
- İhtiyacım olan kaliteli şey için alabileceğim en düşük fiyat bu mu ? (Ceketi alabileceği alternatifler hakkında yeterince bilgi sahibi mi ve piyasayı iyi araştırdım mı ?)
- Bu şeyi ikinci el mağazada bulabilir miyim ? (Kullanılmış iyi görünümlü bir siyah ceket alabilir miyim ?)
- Bu şeyi satan markanın herhangi bir indirimini bulabilir miyim? (İndirimli ceket ya da kampanyaya ulaşabilir miyim ?)
Hepimiz yaşam boyu birçok şey satın alıyoruz. Bunlar arasında gerçekten ihtiyaç duyduğumuz şeylerde var; sadece keyfiyetten, hobilerden ve ilgi alanlarından kaynaklı satın almayı istediğimiz şeyler de… Keyfiyetten ve sadece istediğimiz için bir şeyi almak yanlış değil. Ancak harcama konusunda akıllı davranmak zorundayız. Akıllıca davranırsak alacağımız şey için en iyi teklifi veya en iyi alternatifi bulmakta zorlanmayız. Akıllıca davranma bize istemeden tasarruf etmemize ve mali açıdan bütçemizde daha istikrarlı davranmaya imkan tanır.
Çocuklara alışveriş yaparken kendilerini sorgulayabilecekleri bu soruları öğretmek ve içselleştirmelerini sağlamak gelecek nesillere bırakılabilecek en büyük miraslardandır. Miras dememin bir nedeni var: Dünya yaşlanıyor ve sonsuza kadar var olacağını düşündüğümüz kaynaklar ne yazık ki tükenerek bir gün bitme noktasına gelecek. Bu kaynakları en verimli şekilde kullanmak ve gelecek nesillerine aktarımını sağlamak her bireyin üzerine düşen önemli bir sorumluluk. Dolayısıyla, çocukların her yaşta akıllıca harcama alışkanlıkları kazanmalarına ve hatta tasarruf etmeyi öğrenmelerine yardımcı olacak her türlü çaba son derece kıymetli. Hem ekonomiler hem nesillerin geleceği için bu çabalar desteklenmeli ve yaygınlaştırılmalı.
Doç. Dr. Duygu HIDIROĞLU