Dr. Öğr. Üyesi Gözde MERT
Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi
İşletme Bölüm Başkanı & Gözde Araştırma Şirketi Kurucusu
Endüstri 4.0 (4. Endüstri Devrimi) dinamiklerinden biri “dijital dönüşüm”dür. Endüstri 4.0 ile birlikte ortaya çıkan teknolojik gelişmeler insan hayatında önemli değişiklikler olmasına neden olmuştur. Hayatın her alanında yeni yaklaşım tarzları, yeni sistemlerin uygulanması ve yeni yönetim biçimleri ortaya çıkmıştır. İnsanların tarım toplumundan endüstri toplumuna ve bilgi çağına doğru ilerlemesi sadece sanayide değil; aynı zamanda, medya ve eğitimde de kendisini göstermektedir. Gelişen teknoloji ile beraber medya, insanların bilgiye ulaşması ve haber almasından ziyade eğitim amacıyla da kullanılabilir bir hale gelmiştir. Özellikle kitle iletişim araçlarını doğru bir şekilde kullanmak ve medyanın insanlar üzerindeki artan etkisi son yıllarda araştırmacıların da ilgisini çekmiştir.
Gelişen yeni teknolojilerle medya okuryazarlığı arasındaki ilişkide temel odak noktası bu teknolojilerin anlam yapılarını oluşturan yeni kültürel araçların ve faaliyetlerin nasıl sunulduğunu tespit etmektir. Bu araçlar insanların birbirleriyle nasıl ilişki kurabileceklerine, bilginin aktörler arasında nasıl paylaşıldığına ve çeşitli aktörlerin içerisinde anlamın paylaşıldığı öğrenme ortamlarına yönelik bakış açıları sunmaktadır. Medya okuryazarlığı hayat boyu süren bir süreçtir ve kişiler bu süreçte beraberinde getirdiği beceri ve bilgiler aracılığıyla anlam üzerinde edinecekleri kontrol ile var olurlar. Sonuç olarak, kişiler daha yüksek bir beceri seviyesine yükseldikçe medyayla ilgili daha geniş bakış açıları kazanmakta ve medya okuryazarlığı ve eleştirel bakış açısından da daha yüksek bir seviyeyi yakalamaktadırlar.
Negroponte’ye (1996) göre, kitle iletişim araçları, kişiselleştirilmiş bilgi ve eğlence programlarıyla yeniden tanımlanmaktadır. Yeni medya farklı etnik grupları, kültürleri ve ulusal grupların bir araya gelip tartışmalarını sağlamaktadır. İnternetin toplumsallaşma aracı olmasını sağlayan; forumlar, tartışma grupları, e-mail, bloglar ve anlık mesajlaşmalardır. Dijitalleşme ve medya sayesinde bireyin kültür ve deneyimleri daha hızlı ve kolay bir şekilde birçok kişiye ulaşabilmektedir. Dijital süreçlerin artması, internetin ve medya araçlarının yaygınlaşması medya karşısındaki alıcıyı da birer üretici konumuna getirmiştir.
Üretici durumuna gelen kullanıcılar, değişen ve dijitalleşen medya süreci ile birlikte, medya okuryazarlığın da değişime uğraması ve dijitalleşmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Geleneksel medyanın değişerek dijitalleşmesi ve eş zamanlı iletişim platformlarının ortaya çıkması, dijital ortamlarda bilginin fazlalığı, dijitalleşmenin sağladığı yenilikler medya okuryazarı eğitiminde içerik ve yöntemlerin değişmesini ve iyileştirilmesini gerekli kılmıştır. Bireylerin daha geniş bilgiye ulaşmasını sağlayan hipertextler, medya okuryazarlığın dönüşümünün de önemli bir parçası olmuştur. Hipertextler, geleneksel kitle iletişim modellerinin de değişimine sebep olmuştur. Gönderici ve alıcı arasındaki iletişim akışını değiştirmiştir.
Bireylerin aktif bir kullanıcı ve süreç içinde üretici olması medya okuryazarlığı eğitimini gerekli kılmaktadır. Geleneksel medya okuryazarlığı eğitimi politikasında bireylerin potansiyel zararlardan korunmaya çalışılması amaçlanmıştı. Dijitalleşmenin artması, internetin yaygınlaşması ve kolay ulaşılabilir hale gelmesi ve bu gibi mecralarda bulunan birtakım tehlikeli içeriklerin olması aileleri ve bireyleri tedirgin etmektedir. Dijitalleşme sürecinin, internet sınırlamalarının ve koruyucu yaklaşımların olması yerine dijital medya okuryazarlığı eğitiminin geliştirilmesi gerekmektedir. Kaygı ve koruma politikaları dengede olmalıdır. Özellikle Y ve Z kuşağı, medya araçlarının etkin kullanımı konusunda daha istekli ve aktif olmaktadır. Dijitalleşmenin yoğun yaşandığı bu dönemde yeni nesil teknolojik gelişmelere uyum sürecinde zorluk yaşamamaktadır.
Medya okuryazarlığı eğitiminde, dijital medyanın potansiyel tehlikeleri incelenerek, medya okuryazarlığının dijitalleşme sürecinin etkin bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Dijital medyanın bilgiye kolay erişim sağlaması, bilgi transferini hızlandırması gibi olumlu etkileri yanında tehlikeli yönleri de vardır. Livingstone’a (2002) göre iletişim ve bilgi teknolojileri hayatın her alanında önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle kitle iletişim araçlarının bütün pozitif ve negatif etkilerinin birlikte incelenerek, dijital medya okuryazarlığı eğitimine bu bakış açısıyla yaklaşılması sağlanmalıdır.
Okuryazarlığın temel vurgusu sadece metinleri okuyup anlamak değil, aynı zamanda metinlerin içlerinde geçtiği çerçeveyi (araç) de anlamın inşasına katmaktır. Medya okuryazarlığı da bu anlamda medya metinleri ve son teknolojik gelişmelerle birlikte görsel, işitsel ve etkileşimli aracılarla sunulan metinler üzerine klasik okuryazarlık yetisinin uyarlanmasını kapsamaktadır.
Medya okuryazarlığı eğitiminde yaşanan dijital dönüşüm hem gençleri hem de aileleri ilgilendirmektedir. Geleneksel ve dijital medya farkının oluşması iletişim sürecinin de karmaşık olmasına sebep olmuştur. Dijital medya okuryazarlığı eğitimi sayesinde bireylerin bilgi ve becerileri geliştirilmekte, dijital medya kültürünün de sağlıklı bir şekilde gelişmesi sağlanmaktadır.
Büyük oranda dijital teknolojilerin şekillendirdiği günlük medya kullanımlarımızda etkin kişiler olabilmek aşağıdaki becerilere sahip olmamız gereklidir:
- Yeterli düzeyde enformasyon yönetim becerilerine sahip olmak: Bilgiye hızlı bir şekilde erişmek ve bu bilgiyi etkin bir şekilde depolayarak gerektiğinde erişmek.
- Akıllı tüketiciler olmak: Karşımıza çıkan mesajları anlayabilmek ve sahip olduğumuz bilgiler ışığında bu mesajlarla ilgili akılcı kararlar verebilmek.
- Sorumlu üreticiler olmak: Günümüzde herkes medya üreticisi olabilir ve bu üretimleri gerçekleştirirken seyircileri ve içinde yaşadığımız toplumu göz önünde bulundurmak gereklidir, bu aynı zamanda medya üretimine ayrı bir zenginlik de katacaktır.
- Aktif katılımcılar olmak: Medyayı kullanırken, ürün alıp almamaya veya bir partiye oy verip vermemeye karar verirken mesaj gönderiyor ve topluma katılıyoruz. Ve bir kuruluşun reklamını izlediğimizde aynı zamanda ilgili kuruluşun bu iletişim çerçevesinde sunduğu dünya görüşünü de satın almış oluyoruz. Oylarımız gibi kendimizi ifade ediş şeklimiz de önemlidir.
Detaylı bilgiler için aşağıdaki makaleyi okuyabilirsiniz.
Mert, G. (2019). Organizasyonlarda Dijital Dönüşüm ve Medya Okuryazarlığı Eğitimi, Ed. Erol Koçoğlu ve Özkan Akman, Medya Okuryazarlığı Eğitimi, Pegem Akademi, Ankara.