Ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde en az bilinen ekonomik kavramlardan biride “Finansal Okuryazarlık”tır.
Zira küresel sermayenin neredeyse ışık hızı ile yer değiştirdiği ve kazanç gördüğü her yerde anında pozisyon almasına karşı özellikle hane halkı gelirinin az olduğu veya orta ve uzun vadede yatırımların çok zorlu şartlar ve kısıtlı koşullar altında yapıldığı bizim gibi ülkelerde Finansal Okuryazarlık bilincinin gelişmesi hem hane halkının gelirini arttırmasına hem de ülke dışından içeriye akan dünya çapında sermayenin mevcut milli geliri hortumlamasına engel olacaktır.
Finansal Okuryazarlık OECD 2012 raporunda en genel haliyle finansal kavramlar ve risklerin bilgi ve anlayışına sahip olmak, bu bilgi ve anlayışı değişik finansal bağlamlarda etkili kararlar almak, birey ve toplumun finansal iyi olma halini geliştirmek ve ekonomik hayata katılımı sağlamak için kullanma becerisi, motivasyonu ve güveni” olarak tanımlamaktadır. Bu tanımı dayanak kabul ettiğimizde, Finansal Okuryazarlık sadece bireyin yaşantısı ile sınırlı olmayıp toplumun genel finansal karakterini doğrudan etkileyen temel bir olgu olarak kabul edilebilir. Zira toplumun en küçük hücresi olan çekirdek aile yapısında özellikle çocukların ve gençlerin Finansal Okuryazarlık eğitimleri, artık gelişmekte olan tüm ülkelerde eğitim ve ekonomi politikalarında giderek daha fazla yer almaktadır.
Finansal Okuryazarlık ışık hızında yaşadığımız çağda finansal yeniliklerin ve büyük bir veri akışının yaşandığı günümüzde tüm bireyleri ama özellikle gençleri daha karmaşık finansal ürünler ve sistemler ile karşılaştığında finansal risk ve fırsatların farkında olmaları, mali durumlarını, yatırımlarını, bütçelerini doğru yönetebilmeleri ve finansal problemlere karşı öngörü geliştirebilmelerini böylelikle önce bireyin sonrada toplumun finansal varlığını geliştirmesine katkı sağlar. Yine aynı OECD 2012 raporu bize özellikle Z kuşağı diye adlandırılan gençlerin mümkün olduğunca küçük yaşlardan itibaren Finansal Okuryazarlıklarının sağlanması ve finansal eğitimin zorunlu eğitim müfredatı ile bütünleştirilmesine dikkat çekmektedir.
Finansal Okuryazarlık Neden Önemli?
Paranın ne kadar önemli olduğu ve hayatımıza artık manevi duygulardan bile fazla etki etki ettiği aşikârdır. Ancak hayatımızda bu kadar önemli yeri olan paranın nereye ve nasıl harcanması gerektiğine dair bilinç ve eğitim ne yazık ki parayı kazanmak için harcadığımız enerji kadar önemsenmemektedir. Kamu spotu olarak görsel ve internet medyasından verilen kısa mesajlar Finansal Okuryazarlık için verilmesi gereken ders veya eğitimler açısından önem taşısa da ne yazık ki resmi çerçevede okul müfredat programları içerisinde yer almıyor. Hatırlarsanız 1990 yıllarda dönen kamu spotu ile alışverişlerde PERAKENDE ALIŞVERİŞ FİŞİ TALEP edilmesi kavramı ile KAYITDIŞI GELİR ve VERGİ KAYIPLARINI engellemek konusunda adım atılmış ve ödül olarak verilen VERGİ İADESİ ÖDEMESİ ile topluma esasında direkt olarak Finansal Okuryazarlık kavramı aşılanmaya çalışılmıştır. Hâlbuki kapitalist sistem içindeki küresel tüketimi yöneten ve özellikle toplumu oluşturan insanlar için hazırladıkları reklamlar, kampanyalar, mutluluk vaatleri yoluyla bireylerin parasını tüketime yönlendirmeleri ısrarla tekrarlanıyor çünkü küresel sermaye bu tarz tüketim alışkanlıklarından besleniyor ama ne yazık ki birikim ve tasarrufun öneminden ise artık hiç bahsedilmiyor. Bu sebeple insanlar gece rüyalarında kazandıkları paralarla gündüz alışveriş yapıp borçlanıyor, kazandığından fazlasını harcıyor, ev, araba veya artık temel ihtiyaçlarını bile karşılamak amacı ile krediye giriyor ve sonrasında önemli sıkıntılar çekebiliyor. Örnek artık hepimizin cebinde en az 1 veya 2 tane Kredi kartı var iken bireyin bu kullandığı kredi kartı için asgari ödeme tutarı hakkında, faiz hususunda ve kredi kartını nasıl kullanması gerektiğine dair bilgilendirme hiç verilmiyor ya da birey tarafından hiç talep edilmiyor. Bir yetişkin olarak bakmakla yükümlü olduğu bir aileye sahip olan ve hanesini idare etme durumunda bulunan tüm bireylerin veya her gencin mutlaka bu konularla ilgili bilgilenmesi gerekiyor. Ancak bireysel bir bilinçle yani Finansal Okuryazarlık gelişimi ile yönetilemez bir borca girmenin, gelirden fazla harcamanın veya tasarruf yap(a)madan bir yıl geçirmenin dezavantajları ortadan kaldırılabilir. Yine ayrıca paranız çoksa (kişiden kişiye değişmekle beraber) genel anlamda tüm ihtiyaçlarınızı harcadıktan sonra kalan paranızı zamana ve enflasyona karşı doğru kullanmak kısacası “çoğaltmak veya biriktirmek” ancak Finansal Okuryazarlık ile mevcut olabilir. Zira “Zenginin daha fazla zenginleşmesi ya da fakirin daha fazla fakirleşmesinin” sebebi para veya yatırım konusunda zenginin fakire oranla daha fazla Finansal Okuryazar olmasından kaynaklanır.
Kişisel “Finansal Okuryazarlığın” gelişimi için neler yapmalıyız?
Öncelikle birey kendisi için bir bütçe yapabilmelidir. Bütçe kabaca bir ailenin ya da bir kimsenin ileriye dönük olarak bir süre için tasarladığı gelir ve giderlerini tür ve ayrıntılarıyla gösteren çizelge olarak adlanabilir. Eğer birey kendisi için bütçe planlayabiliyor ise ve gelirlerini ve giderlerini listelemeye başlayabiliyorsa Finansal Okuryazarlık adına ilk adımı atmış olacaktır. Bundan sonra her birey kendi bilançosunu hazırlayabilir. Bilanço ise bireyin belli bir dönem sonunda alacak verecek durumunu, bütün mal ve para varlığını dengeli bir biçimde gösteren çizelge olarak adlandırılır. Kabaca boş bir kâğıdı ortadan ikiye ayıracak şekilde bir çizgi ile böldüğümüzde sağ tarafına giderlerimizi sol tarafına gelirlerimizi yazarız. Genel anlamda muhasebe dilinde sayfanın sol tarafına borç tarafı, sağ tarafına ise alacak tarafı diye isimlendiririz. Bilançomuzu yaptıktan sonra giderden geliri çıkardığımızda elimizde kalan sonucu eğer artı ise kar veya sonuç eksi ise zarar olarak belirleyebilir ve bütçe planlamamızı ona göre yapabiliriz. Her kar eden işletme gibi bireylerde kar ettikleri bir bilanço döneminden sonra yeni yatırımlar için karar verebilir veya aksi durumda bir sonraki bilanço döneminde bilançoyu kara geçirmek için ya gelirlerini artırıcı tedbirler almayı ya da harcamalarını kısmayı öğrenmeye başlayacaklardır.
Bu atılan ilk adımla beraber bireyin kendisinde meydana gelecek olan değişimi istemesi çok ama çok önemlidir ama unutulmaması gereken en önemli koşul ise Finansal Okuryazarlık kavramının yaşam boyu öğrenme ve kullanma olgusuna sahip olduğudur. Çünkü değişen harcama alışkanlıkları ve pazarlama teknolojileri karşısında her bir birey harcamaya meyilli olduğu için sıkı bir disiplin ile bu değişimi kontrol altında tutabilmeli ve kabaca bilançosu asla ve asla eksi vermemelidir.
Finansal Okuryazarlık eğitimleri için ücretsiz veya ücretli birçok seminer veya eğitim programı verilmektedir. Bireyler buralara katılarak Finansal Okuryazarlık bilinçlerini geliştirmeli ama esas önemli olan ise devlet eli ile özellikle ilköğretim aşamasından başlayarak her yaş grubu çocuk ve gencimize Finansal Okuryazarlık bilinci ve eğitimi muhakkak kazandırılmalıdır.
Finansal okuryazarlık bazı farklı anlayış alanlarını da içerir. Paranın nasıl bir işlevi olduğu hakkında bilgi edinmek ve kredi, borç ve sigorta gibi ürünlerin anlaşılması da Finansal Okuryazarlık açısından oldukça önemlidir. Finansal Okuryazarlık kazandırma çalışmalarına bireyler küçük yaştayken başlanmalıdır.
Örnek vermek gerekirse çocuklarımıza pastel boyalarını almaları için harçlık verip, bu paranın kazanabilmenin önemini öğretmemiz gerekmektedir. Çocuklarımıza para biriktirmeyi öğretmemiz gerekir. Onlara düzenli harçlık verip göz önünde duran kutu veya kumbara içinde bozuk para biriktirmeye özendirmeli ve onlara muhakkak bu kutunun içine harçlıklarından para koymayı öğretmemiz gerekir. Mesela her akşam eve geldiğimizde cebimizde kalan bozuk paraları bu kutuya veya kumbaraya beraberce atmak bu fikrin çocuklarımızda yerleşmesine faydası olacaktır.
Çocuklarımıza para biriktirmenin, biriken paraların arttığını izlemenin ve alınacak şeyleri sabırla ileriki bir tarihe ertelemenin faydalarını da öğretmek gerekir. Böylelikle kendi ayakları üzerinde durmaya başladıklarında gelir durumlarına göre harcama yapma alışkanlıklarını öğrendikleri için aileleri için neyin hangi zamanda ve hangi doğru finansman modeli ile satın alınabileceğini çocuk yaşlarında öğrenmiş olurlar. Mesela küçük yaşta yapılan kumbara birikimlerinin banka veya borsa gibi yatırım araçlarında değer kazandığını görmesi, ileri yaşlarda kullanacağı taşıt kredisi veya mortgage (ipotekli konut kredisi) gibi borçlanma araçlarında vade ve ödeme disiplini kazanmalarını sağlar.
Çocuklarımız büyüdükçe onlara sadece para vermemeye odaklanmalısınız; çocukların paranın başkası tarafından verilmeyip kazanıldığını öğrenmesi böylelikle kendi parasını kazanmak ve istediği şeyi kendi parasıyla almak gurur verici olur ve kendilerini daha değerli hissederler. Mesela evde çocuklara sizin için ayakkabı boyatmak, çöpü dışarı çıkarmak gibi bir iş yaptıklarında para ödemeyi teklif ederek onları küçük yaşta para kazanmaya teşvik etmek gerekir.
Bir sonraki ay yazı dizimizin devamında Finansal Okuryazarlık konusunun en can alıcı konusu olan Davranışsal Finans konusunda bilgilendirme yapacağız.