Son yıllarda artan global terör olayları nedeniyle gıda tedarik zincirine farklı bakış açısıyla yaklaşılmaya başlandı. Konu, birçok ülkenin gündemine girmiş durumda ve bazı ülkeler gıda güvenliği mevzuatına, tedarik zincirinde yaşanabilecek tehlike ve risklere karşı önlem almak için kurallar getirdi. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), bu ülkelerin başında geliyor. ABD’de konu, Gıda Güvenliği Modernizasyon Yasası’nın 2011 yılı başında yayınlanmasıyla birlikte her zamankinden daha fazla konuşulmaya başlandı.
Gelişmeleri yakından izleyen Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu da (TGDF) 2012 yılında bu konuya dikkat çekmiş ve ABD’ye gıda ihracatı yapan ya da bu büyük pazara girmeye hazırlanan gıda üreticisi ve ihracatçılarını düzenlediği bir çalıştayla bilgilendirmişti. Geçtiğimiz günlerde Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), ABD’de iki partinin de kabulü ile oluşturulan Gıda Güvenilirliği Modernizasyon Yasası gereğince; ABD ve dünyadaki büyük gıda şirketlerinin, gıdaların mikroplar ve kimyasallar gibi yollarla kasıtlı olarak kirletilmelerini önleyecek adımları atmalarını zorunlu hale getirecek Gıda Savunması hükmüne ilişkin taslağını açıkladı.
Henüz bir gıda kaynağı ile topluma büyük çapta zarar vermek amacıyla oynanması gibi bir olayla karşılaşılmadı. Bu tür durumların meydana gelmesi de çok mümkün görünmüyor, ancak hükümde yer alan stratejilerin uygulanması ABD’de gıda arzının güvenilir olmasını garantileyecek. Bu hüküm önleyici tedbirler içeriyor ve Gıda Güvenilirliği Modernizasyon Yasası’nın yerel olarak üretilen ya da ithal edilen gıdaların güvenilirliği konusuna odaklandığı 6’ncı hüküm olacak.
FDA’nın gıdalar ve veterinerlik ilaçları konusunda yardımcı komisyon üyesi olan Michael R. Taylor, amaçlarının gıda arzını toplumun büyük bölümüne zarar vermeye çalışabilecek kişilerden korumak olduğunu söyledi. Taslak hükme göre bir gıda işletmesi, üretim hattında ciddi zayıflıkları içeren yazılı bir gıda savunma planı oluşturmak zorunda. Bunun devamında işletmeler bu zayıflıkları gidermek için stratejiler oluşturarak uygulayacak, izleme prosedürleri ve düzeltici eylemler geliştirecek, sistemin çalıştığını doğrulayacak, zayıf noktalarda görevlendirilen personelin gerekli eğitimleri aldığını ve ihtiyaç duyulan kayıtları tuttuklarını garantileyecek.
Bu FDA’nın uluslararası alanda kasıtlı gıda kirlenmelerini önlemek için önerdiği ilk düzenleme aynı zamanda. 11 Eylül 2001’deki saldırılar ve 2002’de çıkan Toplum Sağlığı Güvenliği ve Biyoterörizme Karşı Hazırlık ve Müdahale Yasası’ndan sonra FDA, sektörün gıda kaynaklarını kasıtlı kirlenmelerden korunmasına yardımcı olmak için çeşitli kılavuzlar ve araçlar geliştirdi. Gıda Savunması hükmü, bu çalışmaların yanında sektörün attığı adımların üzerinde durmakta. Hükmün, son halinin yayınlanmasından sonra işletme boyutuna göre 1-3 yıl arasında değişecek sürelerde basamaklar halinde uygulanması öngörülüyor. Taslak 31 Mart 2014 tarihine kadar ABD’de görüşe açık olacak.
Kimi değerlendirmelere göre, gıda tedarik zincirinde mevcut önlemler yetersiz ve gıda zinciri potansiyel bir hedef. Bu nedenle gıda savunması, üzerinde durulması gereken bir konu. Ancak bazı değerlendirmelerde ise gelişmiş ülkelerin terör kaygılarını kullanarak yeni korumacı tedbirlere kaymaları olasılığından söz ediliyor.
Sonuçta gıda savunması konusu, diğer birçok ülke gibi özellikle ABD ile serbest ticaret anlaşması görüşmeleri yapan Avrupa Birliği ve tabii bu görüşmelerde masada yer almak ya da kendisi ABD ile bir anlaşma yapmak için girişimlerde bulunan Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Yaklaşık 2 ay sonra taslağın son şekli ortaya çıkmış olacak. Bu konudaki gelişmeleri biz de takip ediyor olacağız. Ancak şimdiden gıda ihracatçılarımızın konuya eğilmesinde fayda olacağına inanıyorum.