‘90’LI VE 2000’Lİ YILLAR
Ben 90’lı ve 2000’lı yıllardan bahsedeceğim. Tee o zamanlarda da ben bu Dolara hain derdim. Piyasayı hep gafil avlamıştır. Allak bullak etmiştir. 1994 yılından bahsedersem; dövizin denizdeki kocaman dalgalar şeklinde piyasaya hızla çarpmasından dolayı sersemlemeyen sektör kalmadı. İthalatçılara söyleyecek sözüm yoktur inanın. Yurt dışından vadeli ithalat yapıp da, mal bedelini daha sonra ödeyecek ithalatçıların sanıyorum ki ruh sağlıkları bozulmuştur o tarihlerde. Aynı yıllardan bahsediyorum; 1994. Kara bir yıl desem ne dersiniz? Daha kara bir yıl olabilir miydi acaba? Olur, olur.. Kapkara olan yıllar da vardı elbet.
Dövizin anormal olarak yükselmesi 1994 yılında başlamış ve soluksuz olarak 1995, 1996, 1997, 1998, 1999 yıllarına kadar devamlı yükselmiş. O zamanlar siyasi otoritelerin söylemleri şimdiki söylemlerden farklı değildi.
Şöyle ki;
⎯ Dolarla oynayanın eli yanacak dediler. Ama dövizle oynayanın eli hiç yanmadı. Bilakis Tasarruflarını Türk Lirası olarak tutanların eli yandı.
Yukarıdaki grafiğe bakıldığında ise, 1994 yılından beri soluksuz yükselmesini sürdüren dolar 2000’lı yılların hemen başına adeta pik yapmış ve yükseliş çok kısa sürede % 145 oranında yükselmiş. TCMB ise dövizin yükselişini durdurmak adına piyasa ucuz fiyata döviz satıp, dövize döviz ile müdahale etti. Ama sonuç, döviz yükseldiği yerde kaldı.
DÖVİZ VE BORSA
Döviz yükselirken borsa hisseleri değer kaybeder, borsa yükselirken ise döviz değere kaybederdi. Grafikler tamamen birbirinden ters yönde hareket eder idi.
DÖVİZ VE BORSADA BUGÜNKÜ DURUM
Dövizin yükselmesi uzun süredir devam etmekte. Şöyle, böyle değil, dövizin yükselmesi baş döndürücü düzeyde desem yeridir. Son birkaç ayda dövizin yükselmesi % 100’den daha fazla olmuştur. Döviz yükselirken, geçmiş yıllardaki durumun tam tersine, borsada işlem gören hisse senetleri de yükselmeye devam etti. Hem döviz, hem de borsanın yükselmesi pek hayra alamet değil.
Borsanın Yükselmesi
Bunun anlamı olsa olsa, dövizin yükselmesi ile TRL cinsinden Türk varlıklarının fiyatı düşmekte, yüksek fiyattan dövizlerini bozduran kişilerin de, ucuzlayan Türk varlıklarını satın almak üzere talep yaratmasından dolayı borsada işlem gören hisse fiyatları yükselişini sürdürmüştür.
BIST 100 endeksi Borsa soluksuz yükseliyor.
Döviz de soluksuz yükselmektedir.
9 AY BOYUNCA DÖVİZİN FİYATI NEDEN SABİT TUTULDU?
Kasım 2020 ile Temmuz 2021 ayları arasındaki dolar grafiğini sizlerle paylaşmak istedim. Umutlarını dövizdeki kur artışına bağlayan imalatçı – ihracatçı firma, hele hele malını vadeli satmış ise tam bir hüsran yaşayacaktır. Kasım 2020 tarihinde Dolar Türk Lirası fiyatlaması C/8.5100 iken tam 9 ay sonra Dolar Türk Lirası fiyatlaması C/8.5500 civarındadır.
DÖVİZ KIVIRTIP DURMUŞ
Anlayacağınız döviz sahnede kıvırtıp durmuş, göbek atmış ancak ihracatçıya hüsran yaşatmıştır.
Kasım 2020 ayından Temmuz 2021 ayına kadar geçen 9 aylık sürede dövizin değeri bir aşağı, bir yukarı derken yerinde saymış, TCMB gerek dövizle gerekse faizle dövize müdahale etmiştir. Müdahalenin amacı dövizin yükselmesin engellemek içindi.
Hatta siyasi otoritelerin açıklamalarında dövizin yükselmesini engellemek ve piyasadaki fiyat istikrarının sağlanması adına, muhalefetin sıklıkla sorduğu 128 Milyar Dolar’ın bu şekilde harcandığı dahi siyasi otorilelerce söylenmişti.
BUGÜN NE OLDU?
Temmuz 2021 ayına kadar dövizin yükselmemesi için piyasaya müdahale eden TCMB, bügün ise dövizin ateşini yükseltmek için adeta yangına benzin döküyor. Bırakın müdahaleyi, yangını daha da alevlendiriyor.
17 Aralık 2021 itibariyle dövizin geldiği nokta. Bu yazım 21 Aralık 2021 tarihinde yayına girdiğinde dövizin geleceği yeri az çok tahmin ediyorum.
Fazla değil, birkaç ay önce yukarıda bahsettiğim Temmuz 2021 ayına kadar dövizin yükselmesi istenmiyordu, bugün ise tam tersi oldu ve dövizin yükelmesi için her türlü araçlar adeta devreye konulmuş. Dövizin yükselmesi için düşük faiz gerekir. TCMB ise döviz yükselirken politika faizlerini aşağı çekerek dövizin yükselmesinin fitilni adeta ateşlemiş durumdadır.
2020 yılında 9 dy boyunca dövizin yükselmesini engellemek adına tüm önlemler aınmışken, bugün hangi ekonomik ve iktisadi koşullar değişti de dövizin yükselmesi için gerekli koşullar hazırlandı? Biz vatantaş olarak ekonomi patronlarının 9 ay boyunca dövizin yükselmesini engelleyerek adeta sabir kur politikasına mı, yoksa bugün uygulanmakta olan yüksek kur politikasına mı inanalım. Yarın daha farklı bir ekonomi politikasının çıkmayacağını kim garanti edebilir? Sağlıksız ve altı boş söylemler ekonomiye sürekli zarar verir.
TCMB TEKRAR FAİZ İNDİRDİ
Dövizin yükseleceğinin bilinmesine rağmen, piyasa dinamiklerinin tam tersi yönde hareket edilerek, hiçbir ekonomik ve iktisadi açıklaması bulunmayan bir şekilde TCMB faizleri aşağı çekmiş ve dövizin yönü tekrar yukarı yönlü hareket etmiştir.
MEVDUATLAR DÖVİZE KAYDI
Bankalarda Türk Lirası mevduat sahibi olan kişiler tercihlerini değiştirip, döviz almaya başlamışlardır.
Bankalardaki tasarrufların % 62.70’si döviz olarak tutulmaktadır . Tarih Aralık 2021Kaynak: TCMB
TASARRUFLAR YASTIK ALTINA MI YÖNELDİ?
Ancak bankalardaki hem Türk Lirası, hem de döviz tasarrufların miktarı Aralık 2021 ilk yarısında azalmaya başlamıştır. Belli ki bankalarda bulunan paraların bir kısmı bankalardan alınmış, yastık altına konulmuş. Hatçe nine de gençlik döneminden kalan çeyiz sandığında tasarruflarını muhafaza etme yoluna gitmiş. Bankalardan çekilen paraların ekonomiden eksilen bir kaynak olduğunu söylememe gerek var mı?
PARA ÜRKEKTİR, SÖYLEMLERDEN ETKİLENİR
Bankacılık yıllarımdan bilirim; Para ürkektir. Belli ki Türk halkı tasarruflarını bankadan almışlar, döviz ve Türk lirası mevduatlar bankalardan alındı ise nerede değerlendirildi sizce? Yine burada siyasi otoritelerin söylemlerinin olumsuz etkileri olduğu açıktır. Para, tasarruflar ürkektir. Kendilerini emniyetli hissetmedikleri yerden giderler, farklı limanlara demir atarlar. Farklı limanlar nereleri olabilir derken aklıma ilk gelen yastık altı olamaz mı?
Hain Dolar filmi tekrar sahnede. Hem de gişe rekorları kırıyor.
Haftalık makale olmasına rağmen yazım biraz uzun oldu. Ne yapayım, gündem aslında oldukça yüklü. Şimdilik bu kadar.
REŞAT BAĞCIOĞLU