Great Place to Work Enstitüsü tarafından yapılan “For All Workplaces: Better for Business” araştırmasına göre, Fortune 100 listesinde yer alan en iyi işveren şirketler diğer şirketlere oranla daha yüksek ekonomik performans sergiliyor. Analizlerde “For All Score” metodolojisi kullanılarak sıralama yapılan şirketlerin yıllık gelirlerinde yüzde 13,7 artış kaydettikleri görülüyor.
İş yerinde güven tesis eden şirketlerin yıllık gelirlerinde dikkat çekici oranda bir artış gözlemlenmesi, araştırmada ortaya konan en önemli bulgular arasında. Şirketler tarafından bilinmeyen veya önemsenmeyen çalışan odaklı yaklaşımlar, şirketlerin ekonomik performanslarını olumlu etkiliyor. Raporda, geleneksel metodoloji ile sıralanan şirketlerin yıllık ortalama gelir artışlarında yüzde 12,5’lik bir artış sağladığı ifade ediliyor. “For All Score” metodolojisiyle liste başı ve liste sonu şirketler karşılaştırıldığında ortalama yıllık gelir artışında 3,6 katlık bir fark ortaya çıkıyor. Sadece çalışanların değerlendirmesini baz alan geleneksel metodolojide ise bu oran 2,3’te kalıyor.
Personele hakkaniyetli davranmak rekabet gücünü artırıyor
Great Place to Work tarafından yapılan değerlendirmeye göre, iş yeri kültürünü ayrım yapmaksızın herkes için mükemmel hale getiren şirketlerin yıllık gelir artış performansları, bunu gerçekleştiremeyen şirketlere göre yüzde 9,6 oranında daha iyi. Ayrıca bu şirketler, borsa performansı açısından da diğerlerini geride bırakıp, rekabet güçlerini geliştirebiliyor.
Çalışanına değer veren firmalar kazanıyor
Great Place to Work tarafından geliştirilen ve şirketlerin analiz edilmesinde kullanılan yeni “For All Score” metodolojisinin rekabette öne çıkartan etkisine dikkat çeken Great Place to Work Genel Müdürü Eyüp Toprak, “Raporumuz, çalışanın kim olduğuna ve şirket için ne yaptığına bakılmaksızın tüm çalışanları kapsayacak mükemmel bir iş yeri kültürü oluşturan şirketlerin, hâlihazırda güven kültürü sağlayabilmiş olanlara göre daha da hızlı ve istikrarlı bir gelir artışı yakaladığını gösteriyor. Teknolojinin getirdiği fırsatları kullanmanın yanında, çalışanları anlamanın ve bu doğrultuda strateji geliştirmenin altını önemle çiziyoruz. Küresel çapta yaptığımız araştırmalar ve analizlerimizle çalışanlara verilmesi gereken gerçek değerin ortaya çıkarılmasına ve bu yönelişin sürdürülebilir olmasına katkı sunuyoruz.” dedi.