Ülkemiz için İhracat Neden Gerekli?
Ülkemizin ekonomik yönden kalkınmasının temel faktörlerinden bir tanesi, kuşkusuz ki katma değeri yüksek, hammaddesi dışa bağımlı olmayan, ARGE çalışmalarına ağırlık verilmiş ihracatımızın arttırılmasıdır. İhracat rakamlarının arttırılması için, global pazarda rekabetçi fiyatlamamızın var olması, rakiplerimizin ürünlerini ve pazarlarını iyi bilmemiz, devlet teşviklerinin ağırlıklı olması, üretim maliyetlerinin ihracatı destekler pozisyonda olması önemli etkenlerdir. İhracatımızın var olması ülkemizin refah seviyesini yukarı çıkartacağı gibi, ülkemize döviz girdisi açısından önemli bir faktör olarak karşımıza çıkacak. Üstelik TCMB’nin net kullanılır döviz rezervlerine de önemli katkısı olacağı unutulmamalıdır. Ayrıca diğer ihracat kalemleri arasında, hizmet ihracatının da yapılması istihdamı önemli ölçüde arttıracaktır. İhracatın var olması, ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtaracağı gibi, ülkemiz kaynaklarının olumlu ve verimli bir şekilde değerlendirilmesini, işgücü ve hammaddenin kullanılarak ülkemizin refah seviyesinin zirveye ulaşmasında önemli rol oynayacaktır.
PİYASA DİNAMİKLERİ İHRACATI DESTEKLİYOR MU?
İhracatı destekleyen piyasa dinamikleri arasında;
- Üretim maliyetleri
- İhracatın finansmanı için uygun maliyet
- Devlet destekleri
- Uygun döviz kurları
gerekecektir.
Söylemekten üzüntü duyuyorum ki yukarıda sayılan piyasa dinamikleri, ihracatın şahlanması için bir asli sorun olarak ihracatçının karşısına çıkmaktadır. Hangi ihracatçıyı dinleseniz, ya üretim maliyetlerinin yüksekliğinden ve buna bağlı olarak finansmanın maliyetinin yüksek kalması, yeterli devlet teşviklerinin olmayışı ve ihracatı ve ihracatçıyı teşvik eden, destekleyen döviz kurları seyrinin olmadığından dert yanmaktadır.
ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ
Ülkemizdeki enflasyonist ortamda üretim maliyetlerinin sürekli artması sonucunda, imalatçı ihracatçı konumundaki firmaların yurt dışına fiyatlama yapmasında zorluk yaşanabileceği doğaldır. Üretim maliyetlerinin artması ile döviz fiyatlarının da yukarı yönlü hareket etmesinin, ihracatçının yurt dışına fiyatlama yapamamasına destek sağlayabileceği açıktır. Ancak üretim maliyetlerinin artmasına rağmen, döviz kurlarının çok hareketli oluşunun yanında aşağı doğru bir düşüş trendinde ihracatçının fiyatlama yapması pek olası görünmemektedir. İhracatçının yurt dışına mal satışında maliyetlerini kompanse edecek bir kur artışının olması ihracatçıyı daima korur.
KAYNAK; https://tr.investing.com/economic-calendar/
Üretici fiyat endeksine bakıldığında sürekli ve düzgün bir ivme ile artan üretici fiyatları karşısında, ihracat için mal üreten sanayici, çiftçi ve hammadde üreticisi yüksek maliyetler karşısında adeta köşeye sıkışmış durumdadır. Yüksek maliyetlerle üretilen malların yurt dışı piyasalarda satma şansımız günden güne azalmaktadır. Yüksek üretim maliyetlerimiz, küresel piyasada pazar kaybımıza neden olmaktadır.
Piyasadaki yüksek enflasyon, üretim maliyetindeki aşırı yükseklik ihracattaki şansımızı fazlasıyla zora sokmaktadır. İhracatımız var ancak, ithalat rakamlarıyla kıyaslandığında alınacak bir hayli yolumuz olduğunu görmekteyim.
FAİZ
Ülkemizdeki sorun yüksek enflasyon sorunu ve üretim maliyetleridir. Ayrıca ülkemizin uluslararası arenada kredibilite kaybını gösterir. Bizde önce siyasi baskılara boyun eğilip faiz indirilir. Ancak bunun sonrasında enflasyon kontrolden çıktıkça faiz artar. O nedenle artan faiz zayıf kredibilite ile birleştiğinde enflasyon beklentisini yukarı yönlü tetikler. Piyasanın kendi dinamiklerine bırakılmayan faiz ve döviz politikasında ülkemizin yurt dışındaki ülke risk primi puanı (CDS) artış gösterecek, ülke olarak yurt dışından daha pahalı bir faiz oranıyla borçlanma yoluna girmiş olacağız.
Kaynak: www.investing.com
Politika faizini düşürerek enflasyon düşmez. Enflasyon düşmediği zaman da piyasa faizi düşmez, yatırımlar canlanmaz. Çünkü piyasa faizinin en önemli bileşenleri enflasyon beklentileri ve risk primidir. Dolayısı ile enflasyon düşmeden politika faizini düşürmek geri teper ve daha yüksek borçlanma maliyeti ile sonuçlanır. Türkiye’de “Faiz indirmek enflasyonu düşürür” şeklindeki yorumlara ne demeli?
İHRACAT VE DÖVİZ KURLARI
Aşağıdaki Dolar TRL grafiği ne kadar ilginç bir seyir almış değil mi? Enflasyon oranında döviz kurlarının yükselmesi ile birlikte kurların derin dalga boyları ile oynaklık içine girmesi şahlanacak ihracatın ayağına bir köstek olur.
Grafikten de anlaşılacağı üzere;
- Kasım 2020 tarihinde Dolar kuru C/8.5200
- Temmuz 2021 tarihinde Dolar kuru C/ 8.7000
Demem odur ki dolar kuru tam 9 aydır bir arpa boyu yol gitmemiş, yerinde kalmış, üstelik 9 aylık süre içinde:
- Şubat 2021 tarihinde Dolar kuru C/6.9000
civarına kadar gerilemiş. Döviz kurlarındaki dalgalanmadan ihracatçımız yara alacaktır. Şahlanacak ihracatın ayağına kurşun sıkılmış. İhracatçıların da döviz kurlarındaki aşırı oynaklıktan çok da memnun olmadıklarını söylemek yerinde olur.
ŞAHLANAN İHRACATIN AYAĞI KIRILDI
Yukarıda saydığım piyasa dinamikleri ihracatın lehine gelişim gösterse, gerçek anlamda ihracat rakamlarımız şahlanır.
Ancak;
- Yüksek enflasyon ve buna bağlı olarak üretim maliyetlerinin yüksekliği,
- Aşırı oynaklık içinde bulunan döviz kuru,
- Reel faizlerin aşağısında seyreden gösterge faizler ve buna bağlı finansman maliyetlerinin yüksekliği
İhracatımızın şahlanamaması için asli engellerdir.
REŞAT BAĞCIOĞLU