İnsani Güvenlik Doktrini

Doç. Dr. Gözde Mert
Doç. Dr. Gözde Merthttps://www.gozdemert.com/
“Doç. Dr. Gözde MERT İktisat alanında lisans, işletme alanında yüksek lisans ve işletme yönetimi alanında doktora, Yönetim ve Strateji alanında ise doçent unvanına hak kazanmıştır. Birçok firmanın, uzman ve yönetici kadrolarında çalışmıştır. Kurucusu olduğu Gözde Araştırma şirketinde, uzun yıllar yönetici ve uzman olarak görev yapmıştır. Halen, Nişantaşı Üniverisitesi’nde İşletme Bölüm Başkanı ve öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. 2018 TÜAD Akademik Baykuş ödülü sahibidir. Yönetim, organizasyon, bilgi yönetimi, felsefe ve iktisat tarihi alanlarından birçok ulusal ve uluslararası bilimsel çalışmaları ve bu alanlarda yayınlanmış olan kitapları mevcuttur.”
spot_imgspot_img

Dr. Öğr. Üyesi Gözde MERT
Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi
İşletme Bölüm Başkanı & Gözde Araştırma Şirketi Kurucusu

“Güvenlik, insanların doğal bir ihtiyacıdır. Ama güvenlik arayışı güvensizliği getirir.” Douglas Mac Arthur

İnsani güvenlik, resmi olarak ilk kez Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın 1994 yılında yayınladığı İnsani Kalkınma Raporu’nda (Human Development Report) kavramsallaştırılmıştır. Söz konusu belgede insan güvenliği, insani kalkınmayı kuşatan sarsıntılardan insanların kurtarılması durumu olarak betimlenmiştir.

Dünyaya gelen her canlının öncelikli amacı varlığını korumak ve sürdürmektir. Bir canlı olarak insanlar için geçerli olan bu durum insanlardan meydana gelen devletler için de geçerlidir. Varlığını korumak ve sürdürmek güvenlik kavramının da özünü oluşturmaktadır. Güvenlik kavramını birey, devlet ve sistem düzeyinde -veya bunların aralarına da farklı düzlemleri yerleştirerek- ele alan yaklaşımlarla birlikte iç ve dış güvenlik şeklinde veya siyasi, ekonomik, askeri, sosyal, müşterek güvenlik ve çevre güvenliği şeklinde kategorilere ayırarak değerlendiren yaklaşımlar bulunmaktadır. Teknolojik gelişim, iletişim ve ulaşım imkanlarının gelişmesi günümüz dünyasında yeni tehditlerin ortaya çıkmasına, var olan tehditlerin şekil değiştirmesine ya da daha etkili hale gelmesine neden olmaktadır. İnsani güvenliğin sağlanmasının unsurlarından biri de devletin vatandaşlarına karşı baskısını, sistematik insan hakları ihlallerini ve toplumun militarize edilmesi gibi siyasal tehditlerin önlenmesidir.

Güvenlik, günümüzde hem insanlar hem de kurumlar için yaşamsal bir öneme sahiptir. Yeni teknolojiler, güvenlik alanında vazgeçilmez çözümler getirmektedir. İnternete erişim bile, birçok anlamda güvenlik alanında insanlara açılımlar sunmaktadır. Çeşitli sosyal dayanışma web siteleri ve mobil aplikasyonlar, güvenlik ihtiyacı duyan, tehlike içinde olan, haksızlığa uğrayan azınlıklar, mülteciler, kadınlar, çocuklar, engelliler için yardım alma noktası olmaktadır. Kameralar, yapay zekâ ve görüntü tanıma teknolojileri sayesinde suça ve suçlulara ait delillere ulaşmak mümkün olmaktadır. Caydırıcı bir etkisi de olan bu teknolojiler sayesinde, suç oranı düşmektedir. Kadınların ve çocukların maruz kaldığı şiddet, taciz gibi kötü eylemleri engellemek için, KADES adında bir mobil uygulamalar mevcuttur.

Küreselleşme ve güvenlik bağlamı açısından güç dağılımının yeniden biçimlendirilmesi çatışmaya yol açmaktadır. Küreselleşme, ulusal ve uluslararası düzeyde gücün yeniden biçimlendirilmesi, otorite alanlarının kayması ve yeni aktörlerin oluşması için yeni ortamlar üretmektedir. Küreselleşmeyle birlikte terörizm, asimetrik bir tehdit haline gelmiştir.

Bireylerin hak ve özgürlüklerini ihlal edebilecek en önemli unsurlardan biri, devlet daha doğrusu devlet güçleridir. Bireylerin hakları, bizzat devlet adına iç güvenliği sağlamakla görevli kolluk güçleri ve diğer kamu görevlileri tarafından ihlal edilebilir.  Kişinin özel hayatına ya da haberleşme hürriyetine devletten gelebilecek ihlaller bireylerden gelebilecek ihlaller kadar ciddi sorunlar doğurabilecek niteliktedir. Devlet temel hak ve özgürlükleri tehdit etme potansiyeli en fazla olan bir örgütlü güçtür.

Birleşmiş Milletler hazırladığı raporda insani güvenliğin unsurlarını ya da diğer bir deyişle insani güvenliğe yönelik tehditleri 7 kategoride belirlemiştir. Bunlar;

  • Ekonomik Güvenliğe Yönelik Tehditler: Kamu tarafından finanse edilen iş güvenlik ağlarının yokluğu, güvencesiz istihdam, üretken ve iyi kazançlı istihdam eksikliği gibi.
  • Gıda Güvenliğine Yönelik Tehditler: Yiyecek ve temiz su kaynaklarına ulaşım eksikliği vb.
  • Sağlık Güvenliğine Yönelik Tehditler: Bulaşıcı hastalıklar, kanser gibi hastalıklar, temiz su eksikliği, hava kirliliği ve sağlık kuruluşlarına ulaşım eksikliği vb.
  • Çevresel Güvenliğe Yönelik Tehditler: Temiz su kaynaklarının azalması, tarıma uygun topraklarda azalma, çevre kirliliği, çevrenin tahrip edilmesi ve kaynakların azaltılması, ormanların azalması, çölleşme, hava kirliliği ve doğal afetler gibi tehlikeler.
  • Kişisel Güvenliğe Yönelik Tehditler: İntihar, uyuşturucu kullanımı, kadın ve çocuklara şiddet, saldırı, işkence gibi tehditler.
  • Toplum Güvenliğine Yönelik Tehditler: Ailelerin parçalanması, geleneksel dillerin ve kültürlerin yok olması, etnik ayrımcılık ve çekişme, soykırım ve etnik temizlik gibi tehditler.
  • Siyasal Güvenliğe Yönelik Tehditler: Devlet ve hükümetlerin siyasal baskıları, sistematik insan hakları ihlalleri, toplumun militarize olması/edilmesi olarak sıralanmaktadır.

İnsani güvenlik yaklaşımı, bireyi güvenlik politikalarının merkezine koyarken diğer taraftan birçok önemli sorunu da beraberinde getirmektedir. Temel hak ve özgürlüklerin aşındırılması bu sorunlardan en önemlisidir. Ayrıca devletler, güvenlik tehditleriyle yüz yüze kaldıklarında insan haklarını ara sıra riayet edilen standartlar haline getirmemelidirler. İnsani güvenliğin sağlanmasında da insan hakları istisna halini almamalıdır. Zaten insani güvenliğin temel hedefi, insanı istisna değil, ana unsur haline getirmektir.

 

Doç. Dr. Gözde Mert
Doç. Dr. Gözde Merthttps://www.gozdemert.com/
“Doç. Dr. Gözde MERT İktisat alanında lisans, işletme alanında yüksek lisans ve işletme yönetimi alanında doktora, Yönetim ve Strateji alanında ise doçent unvanına hak kazanmıştır. Birçok firmanın, uzman ve yönetici kadrolarında çalışmıştır. Kurucusu olduğu Gözde Araştırma şirketinde, uzun yıllar yönetici ve uzman olarak görev yapmıştır. Halen, Nişantaşı Üniverisitesi’nde İşletme Bölüm Başkanı ve öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. 2018 TÜAD Akademik Baykuş ödülü sahibidir. Yönetim, organizasyon, bilgi yönetimi, felsefe ve iktisat tarihi alanlarından birçok ulusal ve uluslararası bilimsel çalışmaları ve bu alanlarda yayınlanmış olan kitapları mevcuttur.”

PAYLAŞIMLAR

Lütfen yorumunuzu girin !
Lütfen adınızı giriniz.

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı