İş süresinin düzenlenmesine ilişkin hükümler, öncelikle iş gücünün korunması amacına hizmet etmektedir. Bu amacın gerçekleştirilmesi, sadece günlük çalışma süresinin sınırlandırılmasını değil, aynı zamanda işçilere çalışma süresi içinde işe ara verme imkanının da tanınmasını gerektirmektedir. Aksi taktirde çalışmaya bağlı gerilimin, dikkatsizlik ve kazalara yol açması ve zaman içinde sağlık sorunlarıyla karşılaşılması kaçınılmazdır. Nitekim 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68 inci maddesindeki ara dinlenmesine ilişkin düşünce bu tür sonuçları önlemek için düzenlenmiştir (Geniş bilgi için bkz: İNCİROĞLU, Lütfi, Sorulu Cevaplı İş Hukuku Uygulaması, İstanbul 2019; TULUKÇU, Binnur, İş Hukukunda Dinlenme Hakkı, Ankara 2012; SOYER, Polat, “Yargıtay’ın Ara Dinlenmesine Ait Kararı Üzerine Düşünceler”, Türk Kamu-Sen, Mart 1989).
Bu nedenledir ki, ara dinlenmesi, işçinin “çalışma” ya da “çalışmaya hazır olma” yükümlülüğünün bulunmadığı; bu süreyi nerede ve nasıl geçireceğine serbestçe karar verebileceği bir zaman dilimi olarak tanımlanmaktadır.
Ara dinlenmeleri işçilere hem dinlenmeleri, hem de yeme içme gibi zorunlu gereksinmelerini karşılayabilmeleri için, günlük çalışma süreleri içinde verilen dinlenme süreleridir. Bu dinlenmeler, “çalışma süresinin ortalama bir zamanında o yerin adet ve işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle” verilir (İşK. m.68/1).
Ara dinlenme süresi de aynı madde de belirlenmiştir. Bu süre;
a-)Dört saat veya daha kısa süreli işlerde on beş dakika,
b-)Dört saatten fazla ve 7,5 saate kadar (7,5 saat dahil) süreli işlerde yarım saat,
c-)7,5 saatten fazla süreli işlerde bir saattir.
Kanunun ara dinlenmelerin süresini belirleyen bu hükmü buyurucudur. Bu süreler Kanunun işçi yararına buyurduğu en az süreler olup, Kanunun çizdiği tabanı gösterir. Bu bakımdan bu süreler hiçbir surette indirilemez. Ancak iş ve toplu iş sözleşmeleri ile bu tabanın üzerinde ara dinlenmesi verilebilmesi mümkündür.
Bu dinlenme sürelerinin aralıksız verilmesi zorunludur. İşveren bu dinlenme sürelerini tek taraflı olarak bölemez. Ancak, bu süreler iklim, mevsim, o yerdeki gelenekler veya işin niteliği göz önünde tutularak, yirmi dört saat içinde kesintisiz on iki saat dinlenme süresi dikkate alınarak, sözleşmeler ile aralı olarak kullandırılabilir (İşK. m. 68/1; İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği m.3).
Ayrıca, postalar halinde işçi çalıştırılarak yürütülen işlerde, 4857 sayılı Kanun m.68’deki esaslar uyarınca ara dinlenmesi verilir. İşin niteliği, bir işyerinin aynı bölümündeki bütün işçilere aynı saatte ara dinlenmesi verilmesine olanak bırakmıyorsa, bu dinlenme, işçilere, gruplar halinde arka arkaya çalışma süresinin ortalarından başlayarak İş Kanunu ve Yönetmelik hükümlerine göre verilir (Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik m.10).
Bir dinlenme süresinin ara dinlenme süresine girebilmesi için bu süre içinde işçinin özgür bulunması şarttır. Gerçekten, ara dinlenmeleri süresinden işçinin işyerinde ve her an işverenin buyruğunda bulunmak zorunluluğu yoktur. İşçi bu sürede dilediği gibi hareket edebilecek, dilerse bu süreyi işyerinin dışında da geçirebilecektir. Bu bakımdan bir makinenin onarılması veya bir başka nedenle üretimin durması üzerine yapılan işe ara vermelerin ara dinlenmesi kapsamında düşünülmesi mümkün değildir.
Nitekim Yargıtay verdiği bir kararında, “Ara dinlenme süreleri kural olarak aralıksız olarak kullandırılır. Ara dinlenmesinin kullandırılması zorunlu ise de, bunun kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkıyla ilgilidir. İşçilerin tamamı aynı anda ara dinlenme zamanını kullanılabileceği gibi, belli bir plan dâhilinde sırayla kullanmaları da mümkündür. Ancak ara dinlenme süresinin, işe, ara dinlenme süresi kadar geç başlama veya aynı süreyle erken bırakma şeklinde kullandırılması doğru olmaz. Ara dinlenme süresinin günlük çalışma içinde belli bir zamanda amaca uygun şekilde kullandırılması gerekir” denilmektedir (Y9HD.02.12.2013 T., E.2011/44651, K.2013/31457 Legalbank.).
Sonuç olarak, işçilerin ara dinlenmesi sırasında makinaları kontrol etmeleri için yemeklerini makinenin başında yemeleri, ara dinlenmesi sırasında fiilen çalışmasalar bile işin veya makinanın başında çıkacak iş için ya da arıza veya tehlike anında derhal müdahale için bekletilmeleri durumunda, bu süre iş süresinden sayılır ve işçinin normal ücretinin ödenmesi gerekir. Ayrıca bu çalışma ile haftalık çalışma süresi aşılıyorsa, İş Kanunu anlamında fazla çalışma sayılır ve fazla çalışma ücretinin de ödenmesi gerekir.