Özümseme kapasitesi kavramı ekonomi araştırmacıları tarafından keşfedilen ve öncelikle ülkelerin ekonomik performansıyla ilgili olarak değerlendirilen bilgiyi bulma, alma ve uyarlamayı içeren makro bir yetenek olarak ifade edilmiştir (1). İşletmeler düzeyinde mikro kapsamda değerlendirilmesi ise işletmeye dışarıdan gelen bilginin fark edilmesi, benimsenmesi ve ticarileştirilmesine yönelik örgütsel bir kapasitenin ortaya konulması ile vurgulanmıştır (2).
Özümseme kapasitesi işletmeler açısından bilgi yoğun bir çağda olan/olası bilgileri hazmetme, yenilikçi olma ve esnek bir örgüt yapısı ile hareket etme noktasında önemlidir. Günümüz işletmeleri için bilgiye erişmekten çok bilgiyi içselleştirerek işletme lehine kullanmak daha önemli bir konu haline gelmiştir. İşletme lehine kullanılan bilgi özümsendiği için diğer işletmelere yönelik bir rekabet avantajı yaratacaktır. Yaratılacak olan bu rekabet avantajı tamamen bilgiyi özümseme kapasitesi ile ilgili olacaktır. İşletmelerde özümseme kapasitesinin tamamlayıcısı olarak üç faktör önemli olmaktadır. Bu faktörler aşağıda ifade edilmiştir (3);
Faktör 1: Tetikleyiciler: İşletmeler tetikleyiciler sayesinde çevreden gelen tehditler karşısında kendilerini koruma altına alırlar. Tetikleyiciler işletmeyi hem iç çevredeki tehditlerden hem de dış çevredeki tehditlerden korumakta ve kendilerini konumlandırmaktadırlar. Sözgelimi teknolojinin değişmesi bir tetikleyicidir ve işletmeler bu değişime karşı kendilerini korumakta ve konumlandırmaktadırlar.
Faktör 2: Sosyal Bütünleşme Mekanizmaları: Bu mekanizmalar bilginin işletme içinde paylaşılmasını ve kullanılmasını kolaylaştıran unsurlardır. İşletme içinde bilginin daha sistematik bir şekilde hareket etmesi sosyal bütünleşme mekanizmalarıyla mümkündür.
Faktör 3: Uygunluk Rejimi: Bir başka ifade ile fikri mülkiyet hakları, bilginin kullanıma hazır hale geldiğinde işletmelerin kullanma yeteneğini etkileyen sektörel dinamikleri ifade etmektedir. İşletmeler uygunluk rejimi düşük bir çevrede faaliyet gösteriyorlarsa kullanıma hazır olan bilgiyi diğer işletmeler rahat bir şekilde taklit edebilirler. Bu taklit dolayısıyla işletmeler rekabet avantajını kaybetmektedirler. Yüksek uygunluk rejimi olan bir çevrede ise işletmeler bilgilerini koruyabilmekte ve performanslarını artırmaktadırlar.
İşletmelerin özümseme kapasitelerini güçlendirmeleri genel anlamda değerlendirildiğinde işletme performansının artmasını sağlamakta, yenilik üretimini ve artışını etkilemekte ve son olarak işletme için stratejik bir esneklik yaratmaktadır.
Kaynak ve ayrıntılı okuma önerisi: Aşağıdaki eserl(er) konu ile ilgili kaynak ve bilgilendirmeyi artırmaya yöneliktir.
- Adler, J. H. (1965). Absorptive Capacity: The Concept and its Determinants, Washington DC: Brookings Institution. (Ekonomi alanındaki ilk çalışma)
- Cohen, W. M. ve Levinthal, D. A. (1990). Absorptive Capacity: A New Perspective On Learning and Innovation. Administrative science quarterly, 128-152. (İşletme alanındaki ilk çalışma)
- Zahra, S. A. ve George, G. (2002). Absorptive Capacity: A Review, Reconceptualization, and Extension. Academy of Management Review, 27(2): 185-203. (En çok okunun ve atıf alan çalışma)