2018 yılında turizminin seyrini belirleyecek etkinlikler dizisi, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği’nin dün akşam (24 Ocak) gerçekleştirdiği geleneksel değerlendirme ve vizyon yemeği ile başladı. Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ve Almanya Turizm Endüstrisi Birliği Başkanı Michael Frenzel’in ana konuşmacı olduğu buluşmaya, TTYD Başkanı Oya Narin ev sahipliği yaptı.
Bugün (25 Ocak) başlayan EMITT – Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı
öncesi sektörün en etkili bileşenlerini bir araya getiren yemekte, 2017 yılında Türkiye turizminin geldiği nokta ve 2018 hedefleri ele alındı.
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği’nin (TTYD) Yıllık Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, TTYD üyelerinin 30 yılda sektöre 50 milyar dolarlık yatırım yaptığını, 150 binden fazla istihdam sağladığını söyledi.
Elvan, pek çok sektörle etkileşim halinde olan turizmin döviz girdisi, istihdama katkı, sosyal fayda, vergi geliri açısından ülke ekonomisinin vazgeçilmezi olduğunu anlatarak “Turizm cari açığı yarıya indirmeyi sağlar” dedi.
Türkiye turizmini daha ileri götürmek için hükümet tarafından yapılan çalışmalardan bahseden Elvan, Orta Vadeli Program’daki turizm kalkınma planına değindi. Lütfi Elvan, “2018’de hem turist sayısı hem de turizm gelirleri ve ihracatımız yoluyla rekorlar kırmaya devam edeceğimize inanıyorum“ dedi.
Turizmde çok önemli başarılar elde edildiğini vurgulayan Elvan, “Ancak turist sayısı dikkate alındığında; gelirin düşüklüğü, son 3-4 yıldaki yavaşlama trendi ülkemiz için turizm politikasının gözden geçirilmesi gereğini ortaya koymaktadır. Sektörümüzün yeni bir ivme yakalaması; değişen tüketici eğilimlerini, yeni kaynak pazarlarını ve rakip destinasyonları irdeleyerek oluşturulacak olan bir stratejiyle mümkündür. Bu nedenle 2018-2020 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programda, turizmde dönüşümü sağlamak üzere, Turizm Stratejisinin ülke ve tür çeşitliliğini artıracak şekilde, yenilenmesini amaçlıyoruz” dedi.
“Turizmde yatırımcımızın yanındayız”
Lütfi Elvan, yatırımcıların kamu ile iş ve işlemlerinde kolaylık beklediğini bildiklerini belirterek “Bürokratik süreçleri azaltmak konusunda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Sektörün toparlanması ve yeni bir ivme kazanması için bazı tedbirler aldık ve almaya devam edeceğiz.
Turizmde yatırımcımızın yanındayız, sizlerle birlikte hareket ediyoruz” dedi.
2018’de hedef 36 milyon ziyaretçi, 28 milyar dolarlık turizm geliri
Turizmcilere seslenen Elvan, “2017 yılında sektörde başlayan toparlanmayı daha da hızlandırmak için hep birlikte gayret edelim. Bu yıl sonu için 36 milyon ziyaretçi 28 milyar doları aşan turizm geliri beklentisini gerçekleştirmek sizler için hiç de zor değil” diye konuştu.
Michael Frenzel: Türkiye çok rekabetçi bir ürün sunuyor
Bugün (25 Ocak) başlayacak EMITT – Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı öncesinde TTYD’nin davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Almanya Turizm Endüstrisi Birliği Başkanı Michael Frenzel, konuşmasında Almanya’dan bakıldığında 2018 sezonunun Türkiye turizmi açısından nasıl göründüğü sorusuna açıklık getirdi:
“Almanlar hâlâ dünyanın seyahat şampiyonu olarak şöhretlerinin hakkını veriyorlar; aynı zamanda Almanya’daki ekonomik durum da oldukça iyi ve kişisel gelir artmaya devam ediyor. Türkiye bundan yarar sağlayacaktır: 2018 yazı için Alman pazarındaki ilk rezervasyon rakamları, önemli bir artış olduğunu ortaya koyuyor. Tüm organizatörler talebin büyük ölçüde arttığını rapor ediyor; örneğin TUI daha birkaç gün önce yüzde 70’lik bir artış olduğunu açıklayarak Antalya’ya uçuş kapasitesini dikkate değer derecede artırdı. Türkiye, adil bir fiyat/performans dengesi sunan yüksek kalitede otelleriyle çok rekabetçi bir ürün sunuyor.”
“Aşırı turizm” sorunu çözüm bekliyor
Aynı zamanda Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC) eski Başkanı ve BM Turizm ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Özel Elçisi olan Frenzel, dünyanın çeşitli ülkelerinde giderek büyüyen “aşırı turizm” sorununa dikkat çekti:
“Turizm, farklı ulusların birbirlerini anlamasına, ülkeler arasında kültürel değişim olanağı sağlanmasına katkıda bulunuyor. Ancak bazı bölgelerde, sürekli büyüyen turizm, çeşitli dezavantajları da ortaya çıkarıyor. Venedik, Amsterdam ve Barcelona gibi şehirler, hatta Mayorka, İzlanda ya da kış sporları merkezleri, ziyaretçi akınının yüküyle zorluklar yaşıyor. Bu henüz Türkiye için öncelikli bir mesele değil ama rezervasyon rakamları artmaya devam etmesi gösteriyor ki kısa süre içerisinde bu konu Türkiye’de de tartışma yaratacak.”
Memnuniyetsizliği ciddiye alarak durumu düzetmeye ya da hiç ortaya çıkmamasını sağlamaya yönelik çözümler bulunması gerektiğini vurgulayan Frenzel, BM Dünya Turizm Örgütü’nün 2030’a kadar yılda yaklaşık 1,8 milyar turistin seyahat etmesini öngördüğünü hatırlattı.
“Aşırı turizm” sorununa çözüm olarak akıllı pazarlama, sezon genişleten önlemler, sezon-dışı dönemler için yeni fikirler ve teklifler, sıklıkla tercih edilenlerin dışında kalan rotalar ve cazibe merkezleri geliştirilmesi gerektiğini belirten Frenzel, ilgili tüm paydaşların iş birliği içerisinde hareket etmeleri gerektiğine dikkat çekti.
Rezervasyon düşüşleri geçici bir reaksiyondu
Konuşmasında güvenlik konusuna da değinen Frenzel, “Evet, terör saldırıları ya da doğal afetlerden sonraki birkaç hafta ya da birkaç ay boyunca rezervasyonlarda düşüşler yaşanıyor. Ama pek çok örnek, bu durumun genellikle yalnızca geçici bir reaksiyon olduğunu gösteriyor. Söz konusu olan ister New York olsun ister Bali ya da Mısır, turistler bazen kısa bazen daha uzun bir belirsizlik döneminden sonra geri geliyorlar. Bu iyi bir şey; çünkü insanlar, temel haklarından olan seyahat etme haklarının terörizm tarafından kısıtlanmasını kabul etmiyorlar. Çünkü terörizmin hedefi tam da bu. Ayrıca, üzücü ama bir dereceye kadar güvensizlik içinde yaşamayı öğrendik.” diye konuştu.
Alman turist geri dönecek
Frenzel, “Ülkeler, misafirlerinin kuşkucu yaklaşımlarını ve korkularını ciddiye almalı. Eğer misafirlerinizi koruyup kolluyor, onlara iyi bir fiyat-performans oranı sunuyor ve güvenlik meselesini önemsediğinizi, önlemler aldığınızı gösteriyorsanız ben geri geleceklerine inanıyorum. Bu bakımdan Alman turistlerin Türkiye’yi ziyaret etme oranlarında bu yıl ve önümüzdeki yıllarda yeniden kayda değer bir artış görüleceğine kesinlikle inanıyorum. Her ne kadar son iki yılda ziyaretçilerin sayısında ciddi bir düşüş yaşanması üzücü olsa da Türkiye’nin hâlâ Almanlar için en çok seyahat edilen ülkeler
arasında yer aldığı unutulmamalı. Uçan yolcu sayısı bakımından Türkiye hâlâ İspanya ve Yunanistan’ın ardından üçüncü sırada” dedi.
Oya Narin: Turizmde üçüncü yatırım hamlesinin zamanı geldi
Geceye ev sahipliği yapan Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin ise konuşmasında dünya net hasılasının ve istihdamının toplamda yüzde 10’unu, yatırım harcamalarının da yüzde 5’ini oluşturan turizm sektörü için, küresel konjonktürün birinci derecede önemli olduğunu belirterek, “Eğer 2018-20 dönemindeki dünya büyümesitahminler çerçevesinde gerçekleşecek ise, bu turizm sektörü açısından hem büyümek hem de bir dizi reformu hayata geçirmek için bir fırsata dönüştürülebilir.” dedi.
Oya Narin, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye, Orta Vadeli Plan hedefi olan yüzde 5,5’lik ortalama büyüme hedefini yakalayacak ve bu büyümeyi enflasyonu kontrol ederek gerçekleştirecek ise yeni yatırımlar şarttır. Turizm sektörümüz bu aşamada kilit role sahip stratejik bir rol oynuyor. Turizm sektörümüz Türkiye ekonomisinde büyümenin ve kalkınmanın temel taşıyıcı kolonudur. Turizm faaliyeti, ekonomimizde hem ileri hem de geriye doğru çok sayıda sektörü besliyor, olağanüstü bir istihdam kapasitesi yaratıyor ortaya çıkardığı yüksek katma değer oranıyla ekonomimize ısınma yaratmadan büyüme sağlayan yegane iktisadi faaliyet alanı niteliği taşıyor.
“Turizm imalat sanayiinden ayrı tutulmamalı ihracatçı desteklerinden aynı şekilde yararlanmalı”
Turizm sektörümüz 21. yüzyıl turizm trendlerine göre yeniden yapılanma ihtiyacı içindedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın kullandığı ifadeyle “Turizmde 3. Yatırım Hamlesi”nin zamanı gelmiştir. 21 yüzyılda seyahat eden kişinin değişen talebini merkeze alan bir yapılanma artık kaçınılmazdır. TTYD olarak bu atılım ihtiyacını “Turizmde Dönüşüm” olarak adlandırıyoruz ve bu yönde tüm sektör paydaşları ile iş birliği içinde bir çalışma gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Ülke sathında 12 aya yayılan; markalaşmayı, çeşitliliği ve destinasyon bazlı yönetimi öngören bu dönüşüm, turizmin fiziksel alt yapısının dönüştürülmesini ve artık çok geride kalmış olan turizmin temel yasalarının da tümüyle gözden geçirilmesini, imar planlarında 60-70-80 milyon turisti bize kazandıracak değişikliklerin, tesislerimizi ve destinasyonlarımızı uluslararası rekabet ve konfor düzeylerine getirecek yatırımların yapılmasını, turizmin imalat sanayiinden ayrı tutulmadan ihracatçı kimliğine uygun muamele görmesini, yönetim sistemimizin baştan aşağı yeninden ele alınmasını gerektiriyor. Turizm imalat sanayiinden ayrı tutulmamalı ihracatçı desteklerinden aynı şekilde yararlanmalı. Bu yönde görüş ve politika üretmek sorumluluğu elbette biz turizm sektörü aktörlerinindir; 2018 yılı içinde, ülke örneklerinin de aynı çerçevede incelendiği bir çalışma taslağını tamamlamayı ve hükümetimizle paylaşmayı hedefliyoruz.”