Kariyeriniz boyunca başınıza gelebilecek en güzel şey, sizi ve gelişiminizi destekleyen bir yöneticiyle çalışmanızdır. Ancak şansın bu konuda sizden yana olmadığını düşündüğünüz günler de olur. İş hayatınıza olumsuz etkilerde bulunan yöneticilerle nasıl başa çıkabilirsiniz? Bu ayki yazımızda bu konuya farklı bir açıdan yaklaşmak istedik.
1 – Aklı pazara çıkarmışlar herkes kendi aklını satın almış, hiçbir yönetici de kendisinin kötü bir yönetici olduğunu düşünmek istemez.
Çok yönlü bakış açısıyla değerlendirdiğinizde görürsünüz ki; kötü yönetici diye bir şey yoktur, değerler çatışması vardır. Yöneticinizin değerlerini, önceliklerini, sizden beklentilerini iyi analiz etmelisiniz. Ekip lideri – ekip üyesi iletişim çatışmalarında genellikle aşağıdaki şekilde gösterilen durum söz konusudur:
Bulunduğunuz pozisyonun gerektirdiği beceri ve yetkinliklerden emin olmanız gerekir. Bunların çoğu, görev tanımlarında yazmayan özelliklerdir. Görev tanımları, politikalar ve prosedürlerde işinizi en doğru şekilde yapmanız için “ne yapmanız” gerektiği yazar. Ancak sıklıkla o işi “nasıl yapacağınız” yazmaz.
Örneğin; işiniz projeyi gününde ve tam olarak teslim etmek olabilir. Ancak sizin projeyi gününde tamamlayabilmeniz için, iş size gelene kadar öncelikle başkalarının kendi sorumluluklarındaki iş adımlarını tamamlamaları gerekir. Herkesin işini tam, eksiksiz ve zamanında yaptığı mükemmel bir dünyada yaşıyorsanız hiçbir sorun yaşamazsınız.
Eğer öyle bir dünyada değilseniz, “ben işimi iyi yapıyorum, herkesten de aynısını bekliyorum”, yaklaşımı size yardımcı olmayacağı gibi ilave sorunlar yaşamanıza sebep olabilir. Projenin diğer taraflarına ve ortaklarına iş yaptırabilmek için onlarla güçlü iletişim bağları kurmanız, onlarla uyumlanmanız gerekir. İşte görev tanımlarında göremedikleriniz bunlardır. Yöneticinize şikâyet gitmeyecek şekilde kiminle nasıl uyum içinde iletişim kurabileceğinizi ve nasıl iş yaptırabileceğinizi iyi analiz etmelisiniz.
Siz o pastayı yapabilmek için günler geceler boyunca çalışmış olabilirsiniz. Ancak yöneticinizin sizden asıl beklediği şey mutfağı temiz kullanmanız, ortalığı kırıp dökmemenizdir. Hiçbir yönetici, siz işinizi yaparken kırıp döktüklerinizi onarmakla uğraşmak istemez.
2- Siz Değişince, Talihiniz de Değişir:
Yaşamınıza sadece yöneticiniz değil, arkadaşlarınız, komşularınız, akrabalarınız ve diğer insanlar da olumsuz etkilerde bulunabilir. Bu sorun insanlığın ilk gününden beri vardır, son gününe kadar da var olmaya devam edecektir. Peki ya, tüm bu büyük resim içerisinde siz neredesiniz? Büyük düşünürler ve liderler, gelişimin içeriden dışarıya doğru açılan bir kapı olduğunu, başka insanlar ve onların sizin üzerinizdeki olumsuz etkileri yerine kendinize ve çözüme odaklanmanızı söyler. Kötü komşunun, insanı ev sahibi yaptığını hatırlayın.
Ne istediğini bilene, dünya bile kenara çekilip yol verir. Tutkuyla inandığınız, zorlayıcı ama ulaşılabilir, uzak ama net şekilde görülebilir anlamlı bir amacınız var mı? Eğer varsa, ister inanın ister inanmayın, yöneticiniz bile olsa, çevrenizdeki insanların olumsuz etkilerinin, kendiliğinden en aza indiğini göreceksiniz. İş dünyasından ne istediğini bilen bir insan, kendisi için ya uygun bir yol bulacak ya da bir yol açacaktır.
Bakış Açınızı Amacınıza Göre Yeniden Yapılandırın:
Böyle durumlarda önünüzde 2 seçenek vardır: Ya başka insanların hayatınıza olumsuz etkilerinden şikâyet halinde olacaksınız ya da onların varlıklarını kendi gelişiminiz için bir fırsat olarak göreceksiniz. Bunlardan birincisi soruna, ikincisi ise çözüme odaklı bir yaklaşımdır. Gelişimin önünü açan ve kötü komşunun insanı ev sahibi yaptığı yaklaşım ikincisidir. Bakış açınızı 3 farklı şekilde ele alabilirsiniz:
Sizin Dünyaya Bakışınız:
Tüm bu olumsuz şartlar içerisinde siz kendinizi nerede konumlandırıyorsunuz? Yöneticisiyle sorunlar yaşayan biri mi, yoksa yöneticisi ile sorunları çözmeye odaklanan biri mi?
Dünyanın Size Bakışı:
Siz, hayatınızdaki her insana aynı şekilde mi davranırsınız? Eğer her insana farklı şekilde davranıyorsanız, aradaki farkı belirleyen şey nedir? Peki, yöneticinizin her insana karşı davranışı aynı mı? İnsanların bize nasıl davranacağına, bizi kendi yol haritalarında nereye koyacağına, farkında olmadan kendi ellerimizle biz kendimiz karar veririz. Bunu konuştuklarımızla, konuşmadıklarımızla, beden dilimizle ve olaylara bakış açımızla yaparız. Hiç merak ettiniz mi, acaba dışarıdan nasıl görünüyorsunuz?
Sizin Kendinize Bakışınız:
Bu ilk ikisini belirleyen şey, sizin kendinize bakış açınızdır. Biz kendimizi öncelikle kendi gözümüzde bir yerlere konumlandırır ve hayatı da buna göre yaşarız. İlginç olanı, insanların da bizi aynı açıdan görmesidir. Kendinize inanıp güveniyorsanız, hedefinizle uyumlandıysanız, duygu, düşünce ve beden dili olarak “o odak noktasında” uyum içindeyseniz başka insanların zihinleri de sizdeki bu uyumu yakalayacaktır. İşte o zaman, onlar da sizi o noktada görecektir. İnsan zihni milyonlarca yıldan beri, diğer insanlardaki uyum ve uyumsuzluğu yakalamak üzere gelişmiştir.
3- Bir Yol Haritanız Olsun:
Bir hava aracını gök taşından ayıran şey, bir rotası olmasıdır. Sonuçta hava aracı önceden belirlenen koordinatlara kontrollü iniş yapar, gök taşı ise “düşer” ve düştüğü yeri yakıp geçer. Siz hangisisiniz? Rotanızı, hedefinize giden yoldaki ara istasyonları, destek alacağınız insanları, ikmal noktalarını ve gelişim alanlarınızı belirlediniz mi? Eğer bir yol haritanız varsa (yöneticiniz bile olsa) geçit vermez dağların, nasıl geçilebileceğini bilirsiniz.
4- Oyun Oynamayın, Sizinle Oynanmasına İzin Vermeyin:
Çoğu insan, bir başkasıyla iletişim kurarken psikolojik oyunlar oynar. Kimseyle oynamayın, kimsenin oyununa da alet olmayın. Böyle anlarda “ sakin bir yaklaşımla”, karşınızdaki insana karşı eleştirel olmadan, tavsiye vermeden, “ben” odaklı net cümlelerle kendi durumunuzu, duygu ve düşüncelerinizi net bir şekilde ifade edin. Bu duruşunuz, sizi o psikolojik oyundan çıkaracaktır.
5- Negatif Konuşmalardan Uzak Durun:
İş yerindeki mutsuzluğa neden olan en önemli faktörlerden biri çalışanların birbirlerini olumsuz yönde etkilemesidir. Zor şartlarda insanlar işyerinde karşılaştıkları sorunları birbirleriyle paylaştıkça dayanışma içinde olduklarını “zannederler”. Halbuki aslında birbirlerine zarar verdiklerinin farkında bile değillerdir.
Negatif duygular, pozitif duygulara göre daha hızlı yayılır. Yöneticinizi veya başka insanları eleştiren diyaloglar içinde bulunmak, siz konuşmasanız bile konuşan insanlar arasında bulunmak, motivasyonunuzu alıp götürür. Siz bu diyaloglara katılmasanız bile bu tür ortamlar, şirketteki olumsuz şeyleri bulup çıkarma üzerine kurulu olduğundan, olumlu enerjinizi yutan eden kara delikler gibidir.
Bazen insan kendi şansını yaratır, bazen de şansı insanı. Kariyerinizde karşılaşabileceğiniz en büyük şans, sizi ve gelişiminizi destekleyen bir yöneticiyle çalışmanızdır. Bu 5 maddeyi uygulayınca kariyerinize olumsuz etkilerde bulunan yöneticilerle başa çıkabildiğinizi, adeta şansınızı kendinizin yarattığınızı göreceksiniz.
Dahası, yöneticinizin de sizinle arasının iyileştiğini fark edeceksiniz. İşte o zaman bana da bir teşekkür e-maili gönderirsiniz.
Çoğu zaman dış koşulları değiştiremeyiz. Karşımızdaki insanları da değiştiremeyiz. Ama bunların üzerimizdeki etkilerini değiştirebilir, hatta onlardan faydalanabiliriz. Mahatma Gandhi’nin de dediği gibi, “Dünyayı değiştirmek istiyorsan, ilk önce kendinden başla.”