Hayat bir aksiyon içinde durmadan devam etmektedir. İnsan ihtiyaçları katlanarak artmaktadır.İktisadın doğuş sebebi olan insan ve ihtiyaçları sınırsız olduğu müddetçe bu döngü kıyamete kadar bu şekilde artarak devam edecektir. Her ihtiyacın içinde o ihtiyaca ulaşmak için gerekli şartları ve bu şartların oluşması için yapılması gerekenleri vardır. Bu gereklilikler insanların o ihtiyaca ulaşana kadar ki yaptıkları ve o ihtiyacı olanlara ulaştıranların yaptıkları arasında devamlı hareket halindedir.Bu hareketliliğin bütününe bakıldığı zaman Lojistik kavramı ile karşı karşıya kalındığı görülecektir.
Lojistik; genel olarak ürünün, hizmetin veya bilginin müşteri ihtiyaçları doğrultusunda, hammaddenin temin edilmesinden son kullanıcıya ulaştırılmasına kadar olan süreçte depolama, taşıma, gümrükleme ve sigortalama vs. işlemlerinin uygulanması ve kontrol edilmesi faaliyetleri olarak değerlendirilmektedir.
Lojistik anne karnında oluşan, 9 ay depolanan insan serüveni ile başlar. Bu sebeple; “Lojistik Hayattır” ve hayatın tam içindedir.
Çünkü lojistik nefes almak gibidir, önemini kesildiğinde anlaşılır. Her ürün, her hizmet ve her bilgi tüketileceği noktaya tam ve zamanında taşındığında değerlidir.
Sınırların kalkması, dünyadaki mal hareketinin, ticaretin ve buna bağlı olarak üretimin çoğalması ve süratlenmesi ile oluşan global rekabetin önemli bir silahıdır lojistik.
Eğer bir ülke veya firma lojistiğini iyi kurgulayamaz ve yönetemez ise onun için çok geç olmuştur artık. Tıpkı açlıktan ölmek üzere olan bir insanın zamanında yenemeyen yemeğin bıraktığı sonuç gibidir.
Günümüzün süratli ticareti; yıkıcı rekabeti karşısında durması mümkün olmayan bir hızla ilerlerken bu hıza ayak uyduramayanlar yenilgiyi de baştan kabul etmiş sayılırlar. Yetiştiklerinde ise iş işten çoktan geçmiş olabilir.
Bu açıdan bakıldığında Lojistik; üretimin, ticaretin ve rekabetin enerjisidir. Enerjiniz yok veya akımı zayıf ise, zaten kaybedenler sınıfına dahil olmuşsunuz demektir.
“Lojistik sadece, bir ürünü bir yerden alıp bir yere teslim etme işi değildir. Lojistik o ürünün, doğması, büyümesi, gelişmesi, üretilmesi, teslimi, kullanılması ve kullanım süresi bitip yok edilmesi sürecine kadar tüm aksiyonun bizzat içindedir. İçinde hayat olan bir işi kim istemez ki?”
Hayatın her alanında lojistik vardır. Evden çıktık, otobüse bindik, gideceğimiz yere vardık. Markete girdik, alışveriş yaptık. Aldığımız eşyaları taşıdık. Eve geldik aldığımız ürünleri poşetlerinden çıkardık. Yıkadık. Yerlerine yerleştirdik. Eski ve yıpranmış olanları çöpe attık.Atılan çöpler için ayrıca işlemler yapıldı. Yeni alınan eşyaların eksiklikleri tespit edilerek planlamaya alındı.Bir daha ki ihtiyaçlar çoktan tespit edilmeye başlandı bile.
Lojistik olarak düşünürsek; bir ürün kaynağından çıkarıldı, üretildi, sevk edildi, depoya ürünler geldi ve indirildi, içindeki ürünleri alındı, elleçleme işlemleri yapıldı, onlar için ayrılan raflara koyuldu, eski tarihli ürünler ayrıldı ve imha için sevk edildi, sırası gelen stokta bekleyen ürünler perakende alım yerlerine sevki sağlandı, tüketiciye aktarıldı, atıkların değerlendirilmesi işlemi yapılmak üzere yeniden kazanım ünitelerine gönderildi, tüm bu faaliyetler bilgisayar ortamında bilgi işlemden geçirilerek kontrolü sağlandı, bilançoya esas sayımlar yapıldı, ürün satış takip hızları gözlemlenerek yeni stratejiler belirlendi.
Zincirleme bu hareketlilikler gün, ay, yıllar boyu gelişerek ve artan bir hızla yayıldılar. O zaman Farkı var mı lojistiğin, hayattan? demek yanlış olmamaktadır.
Globalleşme sürecinin etkisi altında olan Uluslararası Ticaretin idamesi için gereklilik arz eden en önemli güç, etkin ve hızlı kararlar alabilen bir lojistik sektörüne duyulan ihtiyaçtır.
Bu Globalleşme sürecinde Lojistik nedir? Diye sorabilirsek kendimize ,
- Lojistik: Hesap kitap yapma bilimi, hesapta becerikliliktir.
- Lojistik: Hareketliliğin yönetimi, matematik düşünme sanatıdır,
- Lojistik: Sürekli hareketliliğin içinde bitmeyen bir eylemdir,
- Lojistik: Bir sorgulama ve doğru plan program sanatıdır.
şeklinde karşımıza çıkacaktır. İşte bu kuralları istenilen yer, zaman, kalite, bilgi, uygun maliyetle karşılayabilenler yurt içi ve yurt dışı başarıyı yakalaya bilenler olacaklardır.
Son yirmi yılda yapılan yatırımlar sonucunda lojistik sektörü uluslararası alanda rekabet edilebilinecek bir konuma yükselmiştir. Sektörün gelişmesi sadece fiziksel olarak yapılan yatırımlar ile olmayıp en önemli yatırımın İnsan Kaynaklarına yapılacak olanı öne çıkmaktadır.
Her geçen gün lojistiğin öneminin artmasına paralel olarak profesyonel lojistik kadro ihtiyacı da beraberinde artacaktır. Ancak var olan ihtiyaca ülkemizin henüz yeterince cevap veremediği de dikkat çekmektedir.
Bugün lojistik ve tedarik zincirinin yönetim performansı, işletmelerin ve ülkelerin küresel rekabet ortamında varlığını belirleyen en önemli unsur haline gelmiştir. Ekonomik faaliyetin bu şekilde bir nitelik değiştirmesi, lojistik iş süreçlerinde yer alacak insanların, uluslararası ölçüt ve nitelikte bir eğitim almaları gereğini ortaya çıkarmıştır. Türkiye’nin de uluslararası alanda rekabet gücünün artırılması için lojistik sektöründe uzman, yaptığı işi bilen, nitelikli insan gücüne ihtiyaç vardır ve her zaman da olacaktır.
Lojistik Bölümünün önemi; ihtiyaçlara uygun ve sürekli yenilikleri izleyen ve öğrenmeyi kendisine misyon edinen eğitim anlayışı ile yeni alanlarında aranan personelin yetiştirilmesi vizyonuna sahip olmasıdır.
İşte bu hayata çalışmak, yön vermek, organize etmek, yönetmek, yeni aksiyonlar oluşturmak, modernize etmek, insanlara beklediklerini ulaştırmak, bir ürünün çıkarılması, üretilmesi, dağıtılmasında pay sahibi olmak kısacası hayatın lojistiğinde olmak için, öncelikle içinde birçok bilim alanlarını kapsayan “Lojistik” bölümünün; kurulması, işletilmesi,sistemin oluşturulması,eğitilmesi,faydalı alanların yaratılması,yörenin ihtiyacının karşılanması ile mümkün olacaktır.
Malın ya da hizmetin hareketi büyük önem kazanarak lojistik anlayışın her geçen gün önemini daha da arttırması ve yayılması Dünya’da ve Türkiye’de bu hızı yakalama trendlerini ortaya koymuştur. Özellikle günümüz küresel ekonomisinde rekabet etme anlamında yükselen değer olan lojistik hareketlilik ve kavramları daha iyi irdelemek ihtiyacını ortaya koymaya da devam etmektedir. Lojistik yeni yüzyılda Dünyadaki gelişecek olan üç sektörden (Genetik, bilişim/elektronik, lojistik) biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu oluşum içinde lojistik sektörünün Türkiye’de de gelecekte dört misli artacak potansiyel bir güce ulaşacağı ise kesindir.
Özellikle de yeni teknolojilerin lojistik verimliliğinin artması, kayıpların azalması, şeffaflığın yaratılması ve doğru planlamayla maliyetleri de azaltması ancak teknolojiyi en iyi şekilde kullanan, takip eden, bilen profesyonel personelle mümkün olacaktır.
Uluslararası lojistik arenasındaki hizmet hızının daha bilimsel boyutlarda yerini alacağı da lojistik konusunda eğitilmiş personelle mümkün olacağı muhakkaktır. Ayrıca lojistik anlamda branşlaşmanın da gerçekleşmesiyle lojistik başarı şansı artacaktır. Üniversitemizde lojistik konusunun ele alınarak değerlendirilmesinin özellikle bölgemizdeki imkanlar açısından son derece yararlı olacağı izlenimi yaratmaktadır. Lojistik alanda eğitilmiş personel sayesinde, hizmet anlayışı, mevzuatı ve uygulamasıyla lojistiğin emin ellere teslimi yapılacak ve uluslararası lojistikte de kendini yarışabilecek düzeye getirecektir.