Son zamanlarda büyük bir yükselişe geçen taşeron işçi kullanımı artık bazı sektörlerde asli işin içine de katılmaya başladı. Bu da beraberinde daha zorlu bir yönetim ve idari beceri gerektirmekle beraber taşeron/yevmiyeci kullanımının avantajları ve dezavantajları da tartışılması gereken bir konu haline geldi. ( Bundan böyle taşeron veya yevmiyeciden sadece taşeron diye bahsedilecektir.)
[one_half]
Taşeron kullanımının pozitif yönleri olduğu gibi negatif yönleri de bulunmaktadır; taşeron kullanan firmalar bu seçimi yaparken ve taşeron kullanım oranını belirlerken doğru bir oran belirlemelidirler. Burada bahsedilecek olan taşeron kullanımı; yemek, güvenlik, temizlik gibi belli bir alanda uzmanlaşan yapılaşmadan ziyade operasyon içinde vasıfsız seviyede kullanılan elemanlardır. Bilindiği üzere piyasada üçüncü parti eleman sağlayan tedarikçiler de bu seviyede eleman sağlamaktadırlar ve bunların da sirkülasyonu çok üst düzeyde olmaktadır.
Taşeron işçi kullanımının dezavantajlarına gelmeden önce lojistik firmalarının neden buna ihtiyaç duyduklarını ve avantajlarından bahsedecek olursak; öncelikle asıl sebebi firmaya esnek eleman kullanımı sağlamaktır. Yani sezon başlangıçlarında yoğun iş gücü gerektiren durumlarda aniden personel ihtiyacı belirebiliyor ve lojistik firmaları da bu ihtiyacı giderebilmek için taşeron işçiye ihtiyaç duyuyorlar. Aksi durumda, ellerinde bu kadar fazla bir norm kadro bulunduruyor olsalardı bu da sezon boşluklarında kadro şişkinliğine ve atıl işçiliğe sebep olacaktır. Özetle firmalar taşeron işçiliği esnek ve optimum eleman kullanımı için tercih etmektedirler.
Bilindiği gibi lojistik depoları yoğun işgücü gerektiren bir iş alanıdır ve sezon içinde değişken eleman talebine ihtiyaç duyulmaktadır. Lojistik firmaları da bu işi kar amacıyla 3. Parti olarak yaptıkları için azami karı sağlamak adına eleman sayısını optimum oranda tutmaya çalışmaktadır. Burada asıl amaç sezon yoğunluklarını yönetmekten ziyade sezon boşluklarındaki atıl işçiliği azaltmaktır.
Taşeron kullanımının dezavantajları ise özetle, iş sahiplenmenin az olması, eleman sirkülasyonunun yüksek olması, düşük eğitim seviyesi, iş bağlılığının az olması diye sıralanabilir. Yukarıdaki maddeleri açmadan önce aslında eğitim seviyesi düşük olması dışında diğer hepsinin tek bir sebebi var. Bu da günü birlik eleman kullanımı; işveren de çalışan kişi de bu işin veya bu dönemin ne kadar süreceğini bilmediği için işe/elemana günü birlik gözüyle bakmaktadırlar. Yani işverenin bugün çalışan elemana yarın ihtiyacı olmayabilir, taşeron işçi de bugün çalıştığı yerde yarın çalışmayabilir, başka bir firmaya taşeron olarak gidebilir veya düzenli bir iş bulabilir. Bu da çalışanın sorumluluk almadan günü tamamlamasına sebep olmakta ve tüm günü angarya işlerle veya yükleme-boşaltma işleriyle geçirmelerine sebep olmaktadır. Dolaysıyla personele de gelişimi açısından herhangi bir katkısı sağlamamaktadır. Yine aynı sebepten dolayı personele işi öğretecek vakti bulamayabiliyorsunuz veya işi öğretene kadar personel başka bir iş bulmuş ve ayrılmış oluyor.
[/one_half]
[one_half_last]
Yukarıda bahsedilen dezavantajlar özellikle günlük kullanılan taşeronlar için geçerli; sektör de bu dezavantajı minimuma indirmek için aylık taşeron kullanımı da yapmaktadır. Firmaya, lokasyona veya hizmet verilen sektöre göre değişim göstermekle beraber kimi yerlerde aylıkçı kullanımı yüksek olsa da asıl kullanım alanı günlükçü personeldir. Özellikle tekstil sektöründe ihtiyaçlar belli bir döneme sıkışmaktadır, sezon başlangıçlarında büyük bir giriş ve çıkış olmakta; sezon için de ise satış oldukça sipariş gelmektedir. Hatta sezon başlangıcı olan dönem bir önceki sezonun da kapanışı anlamına geldiği için iade süreci başlamakta bu da depoları çift yönlü yoğunlaştırmakta ve sezonsal eleman kullanımının ne kadar önemli olduğunu tekrardan göstermektedir. Daha spesifik bir örnek verecek olursak, hafta sonları satışlar daha yüksek olduğu için haftanın ilk işgünü sipariş adetleri daha yüksektir. Yani sadece sezona bağlı değil güne bağlı olarak da personel talebi belirmektedir.
Yürürlükte olan Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği, depolarda çalışan elemanların belli bir eğitimden geçmesi gerektiğini zorunlu kılmaktadır. Mevcut durumda eğitim seviyesi lisenin altında olan taşeronların hiç birinde böyle bir eğitim bulunmamakta ve olası bir denetim esnasında firmaları zor durumda bırakabilmektedir. Şu an çalışmaları devam eden Mesleki Yeterlilik Standartları da oluşturulup yürürlüğe girdiğinde taşeron işçilerin de depolarda çalışmaları için kapsamlı bir eğitime girmeleri gerekecektir. Bu eğitim hem maliyetli hem de zaman isteyen bir eğitim süreci olacağı için taşeron kullanımını tekrardan gözden geçirmek gerekecektir. Bahsedilen 2 yönetmeliğin sektör açısından çok yararlı olacağı ve her sektörde olması gerektiğini belirtmeye gerek dahi bulunmamaktadır. Taşeron kullanımı açısından bu iki yönetmelik düşünüldüğünde hem işveren hem de personel, yapılan işi sürekli olarak görmedikleri için bu eğitimleri almaları zaman ve maliyet kaynaklı düşündüğünde kaynak israfı olarak görülecektir.
Son olarak asıl dezavatajı ise sürdürülebilir bir iş eğitimi verilemeyişidir. Aylıkçı taşeron kullanımı bir nebze bu dezavantajı ortadan kaldırsa da işi sahiplenme ve sorumluluk alma duygusu yeterince verilememektedir. Ayrıca operasyon alanında taşeronlara veya yevmiyecilere alt sınıf işçi gözüyle bakılabilmekte, dışlanmakta ve kimsenin yapmayacağı ağır veya atıl işler verilebilmektedir. Bu da aynı şekilde işi sahiplenme, sorumluluk alma ve sürekliliği olumsuz etkilemektedir.
İşverenler için bu noktada dikkat etmeleri gereken husus taşeron kullanım oranı olacaktır. Esnek personel kullanımı olması açısından %100 taşeron kullanmak mantıklı olmayabileceği gibi çok kaliteli ve üst düzeyde bir iş çıkarmak için de %100 norm kadro kullanmak mantıklı değildir. Dolaysıyla taşeron yönetimi açından firmalar bulundukları lokasyon ve çalıştıkları sektöre göre belli bir hedef oran belirlemeli (%10-20 gibi) ve iyi bir taşeron/yevmiyeci yönetimi ile bu çalışma ortamını sağlamalıdırlar.
Seyithan Yıldız
Ekol Lojistik
[/one_half_last]