Robotik ve Otomasyon Mavi Yakayı Tehdit Ederken, Yapay Zeka Beyaz Yakalılar içinde Tehdit Oluşturuyor

2024 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu Açıklandı: Türkiye 72. Sırada
2025 YILI SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA RAPORU ve TÜRKİYE ANALİZİ SUNUM KLASÖRÜNÜ İNDİREBİLİRSİNİZ.
(Klasörü indirmek için tıklayınız)
Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (UNSDSN) 2024 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’nu açıkladı. Raporda BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşma yolunda finansal kaynak eksiklikliğinin büyük bir engel teşkil ettiği kaydedildi. “Küresel finansal mimarinin yeniden düzenlenmesinin her zamankinden daha acil” olduğu belirtilen raporda, küresel vergilendirme de dahil olmak üzere yeni küresel finansman modelleri üzerinde konuşulması gerektiği ifade edildi. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na yönelik 167 ülkenin bulunduğu endekste İskandinav ülkeleri liderliğini korurken, Türkiye 72.sırada yer aldı.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDSN) 2024 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’nu açıkladı. 2015 yılında Birleşmiş Milletler’e üye devletler tarafından “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları”nın kabul edilmesinden bu yana kaydedilen ilerlemeyi gözden geçirmek üzere her yıl hazırlanan Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’nda, bu yıl küresel iş birliğinin ve finansmanın güçlendirilmesi gerekliliğine dikkat çekildi.
2015 yılında ilan edilen 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’nın 2030 yılına kadar gerçekleştirilemeyeceğinin belirtildiği raporda; belirlenen hedeflerin sadece yüzde 16’sında ilerleme kaydedildiği, hedeflerin yüzde 84’lük kısmında ise ilerlemenin sınırlı veya tersine dönmüş durumda olduğu ifade edildi.
İskandinav Ülkeleri Liderliğini Sürdürdü
Sürdürülebilir Kalkınma Hedef Endeksi’nde İskandinav ülkeleri geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da liderliğini sürdürdü. Sürdürülebilir Kalkınma Endeksi’nde Finlandiya 1.sırada yer alırken onu sırasıyla İsveç, Danimarka, Almanya ve Fransa takip etti.
BRICS ülkeleri (Brezilya, Rusya Federasyonu, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ile BRICS+ ülkelerinin (Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri) 2015 yılından bu yana dünya ortalamasından daha hızlı ilerleme kaydettikleri, yoksul ve kırılgan ülkelerin ise Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmada oldukça geri kaldıkları görüldü. Türkiye ise, 70.5 puan alarak 167 ülkenin yer aldığı endekste 72. oldu.
“Küresel finansal mimari yeniden düzenlenmeli”
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşma yolundaki en büyük zorluğun yatırım sorunları olduğunun vurgulandığı raporda özellikle düşük ve alt-orta gelirli ülkelerdeki altyapı, eğitim ve sağlık gibi alanlarda temel kamu yatırımları için gerekli finansal kaynak yetersizliğinin ve gelişmekte olan ülkelerin borç yükü altında olmasının Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmayı zorlaştırdığı kaydedildi.
İnsanlığın temiz hava ve su gibi ulus devletlerin ötesine geçen birçok vazgeçilmez ortak mal ve hizmete ihtiyaç duyduğu belirtilen raporda, küresel finansal mimarinin reform ihtiyacının daha da acil hale geldiği vurgulandı. Düşük gelirli ülkelerin (LIC’ler) ve alt-orta gelirli ülkelerin (LMIC’ler), büyük ölçekli yatırımlar yapabilmeleri ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşabilmeleri için hızlı erişilebilir, uygun maliyetli ve uzun vadeli sermayeye erişimleri gerektiği belirtildi. Raporda, gerekli fonları sağlamak üzere yeni örgütlerin kurulması, yeni küresel finansman yöntemlerinin uygulanması (küresel vergilendirme dahil) ve evrensel kaliteli eğitime erişim gibi alanlara küresel finansmanın önceliklendirilmesi gerektiği ifade edildi.
Raporda, küresel finansal mimaride reform yapılması için “resmi finansmanın artırılması, ulusal kalkınma bankalarının performansının iyileştirilmesi, küresel vergilendirme uygulamaları, özel sermaye piyasalarının reformu ve mevcut borçların yeniden yapılandırılması stratejileri önerildi.
Rapor, gıda ve arazi sistemlerine ilişkin Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’nın iyiye gitmediğine, 2030 yılına kadar dünya genelinde yaklaşık 600 milyon insanın açlık çekeceğine ve obezite oranlarının artacağına dikkat çekti. Mevcut ulusal taahhütler çerçevesinde ilerlemenin önemli ancak yetersiz olduğu belirtilen raporda, sürdürülebilir gıda ve arazi sistemlerini desteklemek için FABLE (Gıda, Tarım, Biyoçeşitlilik, Arazi Kullanımı ve Enerji) önerileri sunuldu. Önemli ilerleme kaydedilebilmek adına hayvansal bazlı protein tüketimini sınırlandırmak, verimliliği artıracak yatırımlar yapmak ve ormansızlaşmayı durdurmak için kapsayıcı, sağlam ve şeffaf izleme sistemleri uygulamak konusunda tüm paydaşların acil ve koordineli şekilde eyleme geçmesi gerektiği kaydedildi.
Prof. Dr. Naci İnci: “Sürdürülebilir bir gelecek için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz”
Boğaziçi Üniversitesi’nin bileşeni olduğu Birleşmiş Milletler SDSN Ağı’nın 2024 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu hakkında değerlendirmelerde bulunan Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci İnci: “SDSN’nin Türkiye Ağı, Türkiye’de sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirmesine yönelik çözümlerin üretilmesi amacıyla Boğaziçi Üniversitesi himayesinde 2014 yılında oluşturuldu. Bu yıl dokuzuncusu hazırlanan Sürdürülebilir Kalkınma Raporu, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmak için küresel iş birliği ve yenilikçi finansman yöntemlerinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Boğaziçi Üniversitesi olarak, bilimsel araştırmalar ve akademik iş birlikleriyle sürdürülebilir bir gelecek için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz.” dedi.
2025 YILI SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA RAPORU ve TÜRKİYE ANALİZİ SUNUM KLASÖRÜNÜ İNDİREBİLİRSİNİZ.
(Klasörü indirmek için tıklayınız)
2023’te Mobil Reklam Harcamaları %8 Artışla 362 Milyar Dolara Çıkarken, Pazar Değeri 228,98 Milyar Dolara Ulaştı
Dijital pazarlama dünyası 2023 yılında derin bir değişimden geçti. Uygulama reklamverenleri ve geliştiricileri, doğru kitlelere ulaşmak ve onları etkili bir şekilde müşterilerinin arasına katmak için çalışırken yaşadıkları zorlukların gün geçtikçe arttığına şahit oldular.
Dayanıklılığını ve gücünü tartışmasız bir şekilde ortaya koyan dijital pazarlama endüstrisi, büyümesine hız katan birçok fırsattan yararlandı. 2023’te mobil reklam harcamaları %8 artışla 362 milyar dolara çıkarken, pazar değeri ise 228,98 milyar dolara ulaştı ve bu rakamın 2030 yılında 567,19 milyar dolara çıkması bekleniyor. Mobil uygulamaların da ciro açısından 2024’te yarım trilyon dolarlık bir sektör haline geleceği tahmin ediliyor.
Başarılı bir şirket olmanın anahtarı, sağlam temellere dayanmak ve stratejik bir yaklaşım benimsemektir. Reklam verenler için, satın aldıkları envanteri doğru bir şekilde ölçümleyebilmek ve kullandıkları farklı kanalların performansını tam olarak değerlendirebilmek büyük önem taşıyor. Sadece anlık değil, aynı zamanda orta vadeli ve geleceği öngören kararlar alabilmeleri gerekiyor. Gizlilik kuralları gibi hızla değişen koşullara ivedilikle adapte olabilmeleri, doğru kararları alabilmeleri ve gelecekteki başarılarını güvence altına alabilmeleri için bu yaklaşım kritik öneme sahiptir. Ayrıca, kullanıcı kazanımında kullandıkları kanalları genişletmek, yeni kanallar eklemek ve ölçeklendirmek için de net bir plana ihtiyaç duyarlar.
Modern mobil ekosisteminde başarılı bir büyüme stratejisi geliştirmek için uygulama pazarlamacılarının kanalları çeşitlendirmeleri, doğru medya karmasını bulmaları, sürekli değişen kullanıcı ihtiyaçlarına ve davranışlarına adapte olmaları ve yeni nesil teknolojilerin gücünden yararlanmaları gerekiyor. Tüm bunları yapmak her zaman kolay olmasa da, değişim ve adaptasyon rüzgarları hız kesmeden esmeye devam edecek. Doğru bir bakış açısına ve doğru araçlara sahip olmak, 2024 ve ötesinde süregelecek değişim içinde istikrarlı ve tutarlı bir yol izlemek için kritik bir öneme sahip.
Veri kaynaklarının birçok farklı türde parçalı bir şekilde olması nedeniyle etkili ölçümleme ve tahminsel analitik, istikrar odaklı stratejilerin oluşturulmasının temel taşlarından biridir ve şu anda sahip olduğumuz kanallar-arası ve parçalı pazarlama ortamına tutarlılık katacaktır.
Yeni Kanallardan Merkezi Kanallara
Yeni kanalların öneminden ve sağlıklı bir medya karması oluşturmanın stratejik gerekliliğinden sıkça bahsediyoruz. Yüksek kaliteli kitlelere ulaşabilen ve kanallar-arası pazarlama performansını artıran stratejilerin önemli bir bileşeni olarak CTV’nin (internete bağlı TV) her zaman arkasında duruyor. CTV, TV içeriğinin sunumunu, izleme davranışlarını ve TV reklamcılığının kişiselleştirilmesini devrim niteliğinde değiştirdi. CTV, evlerin dijital merkezi haline gelmeye devam ediyor ve bu sayede reklamverenleri tüketicilerle buluşturmak için daha da güçlü fırsatların ortaya çıkacağını düşünüyoruz. CTV, kablolu yayından streaming’e geçişin hızlanmasıyla birlikte merkezi bir performans kanalı haline geliyor.
CTV (internete bağlı TV) ölçümlemesi, mobil pazarlamacılar için birkaç önemli nedenden dolayı kritik diyebiliriz. İlk olarak, CTV kullanıcıları genellikle büyük ekranlarda daha uzun süre içerik tüketiyor, bu da markaların daha etkili ve uzun süreli etkileşimler kurmasına olanak tanıyor. Ayrıca, CTV ölçümlemesi, mobil cihazlarla entegrasyon sayesinde reklam kampanyalarının çoklu platformlarda nasıl performans gösterdiğini anlamayı sağlıyor, böylece bütçeler daha verimli yönetilebiliyor. Son olarak, CTV reklamları, genellikle daha az rekabetçi bir alanda yer aldığı için, hedef kitleye daha az rahatsız edici ve daha odaklı mesajlar iletiyor.
Pazarlamacılar artık veri odaklı atıf ve ölçümden yararlanarak kampanya sonuçlarını daha net bir şekilde anlayabiliyor – TV’yi daha önce hiç olmadığı kadar bir performans pazarlama kanalı haline getiriyor.
Connected TV’den mobil ölçüme kadar, bir kullanıcının CTV reklam görüntülemesinden mobil uygulama kurulumuna kadar olan süreci takip edebiliyorsunuz. Performans pazarlama stratejinizi geliştirebilmek için kitlenizin tüm yolculuğunu zaman geçirdikleri farklı kanallarda ölçümleyebilmek çok önemli.
CTV, daha önce erişilemeyen kitlelere ulaşmanızı ve yeni müşteriler kazanmanızı sağlıyor. Buna incrementality diyoruz. CTV reklamcılığının gerçek etkisini, CTV olmadan elde edilen sonuçlarla karşılaştırarak değerlendiren güçlü bir A/B test yöntemi olabilir.
Pazarlamacılar CTV’yi bir performans kanalı olarak benimsedikçe, CTV’nin etkinliğini ve dönüşümlere ve gelirlere katkısını gerçekten anlayabilmek için AI destekli incrementality analizini kullandıklarını çok sık görüyoruz.
Bu bağlamda hem CTV hem de diğer tüm kampanyalarınızın performansını değerlendirmenize ve optimize etmenize yardımcı olabilir. Reklam harcamalarınızın gerçek etkisini anlamanızı sağlar ve çeşitli kanallar arasındaki performansı karşılaştırarak hem CTV hem de diğer tüm platformlardaki reklamlarınızın etkisini net bir şekilde ortaya koyar. AI destekli analiz araçları sayesinde, kampanyalarınızın dönüşüm oranlarını ve gelir üzerindeki etkisini ölçebilir, böylece pazarlama stratejinizi daha etkili bir şekilde yönlendirebilirsiniz. Sadece anlık değil orta vadeli planlamalar yapabiliyor olursunuz.
CTV reklamlarınızın mobil uygulama kurulumlarına ve diğer önemli performans göstergelerine olan etkisini belirleyebilir, yüksek değerli kullanıcıları hedefleyebilir ve tüm müşteri yolculuğunu kapsamlı bir şekilde analiz edebilirsiniz. Böylece, pazarlama kampanyalarınızın genel başarısını artırabilir ve yatırım getirinizi maksimize edebilirsiniz.
Son olarak PC ve konsollar gibi yeni kanallar, özellikle oyun alanındaki reklam verenler açısından yeni bir potansiyel sunuyor. Reklam verenlerin, çoklu platform ölçümlemenin gücünden faydalanarak pazarlama bütçelerini performans başarısı sağlayan tüm kanallara daha doğru ve akılcı bir şekilde yatırabilecekler. Bu yaklaşım, yalnızca reklam harcamalarının optimizasyonunu sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda hedef kitlelere daha etkili bir şekilde ulaşmayı da mümkün kılacak.
Özellikle oyun dünyasında, CTV ve diğer dijital platformların bir arada kullanılması, markaların geniş ve çeşitli bir kitleye ulaşmasını sağlar. Bu entegrasyon sayesinde, reklam mesajları daha tutarlı ve etkili bir şekilde iletilir, kullanıcı deneyimi iyileştirilir. Gelecekte, bu tür bütünsel stratejiler, dijital pazarlama dünyasında başarılı olmanın anahtarı olacaktır. Reklamverenlerin, yenilikçi ve veri odaklı yöntemlerle bu potansiyelden tam anlamıyla faydalanmaları, pazarlama hedeflerine ulaşmada büyük bir avantaj sağlayacaktır.
Hedef kitlelerine ulaşmak için bu yeni fırsatları değerlendiren ve ilk günden hassas ölçümlemeye odaklanan pazarlamacılar, en iyi sonuçları alacak ve rekabette her zaman bir adım önde kalacaklardır.’’
Alım Talebi: Dimethyl Adipate >99.0%(GC) Adipic Acid Dimethyl Ester
Bir firmamız için, aşağıda özellikleri verilen ürünün;
Saflık(GC) min. 99.0 %, olacak şekilde başlangıç demo çalışması icin 200 kg ihtiyaç vardır. Ödeme Şekli nakit (peşin) ya da havale olup, teslim yeri İstanbul’dur.
CAS No 627-93-0
Reaxys Registry Number 1707443
PubChem Substance ID 87561849
SDBS (AIST Spectral DB) 2207
MDL Number MFCD00008469
İlgili olan üretici ya da satıcıların, diğer teknik detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.
Teklif Vermek İçin;
- SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
- Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
- Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.
https://satinalmadergisi.com/satici/
TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (600 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.
Yeterlik Bilgileri Tablosunda Hizmet Yeterlilik Belgesinin Beyan Edilmesi?
İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle;İdari Şartname’nin “İhaleye katılabilmek için gereken belgeler ve yeterlik kriterleri” başlıklı 7’nci maddesinde “…7.1.ıTeknik Şartnamelerde istenildiği üzere istekli firmalar geçerlilik süresi devam eden TS 12426 Yetkili Servisler TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi, ve/veya Özel Servisler TS 13703- TSE Hizmet Yeterlilik Belgesine sahip olmalıdırlar ve Yeterlilik Bilgileri Tablosunda sunmalıdır…” düzenlemesinin,
Teknik Şartname’nin 1.2’nci maddesinde “Yüklenici firma EK-1’de A Grubu olarak belirtilen envanterin üreticisinden veya Türkiye temsilcisinden alınmış yetki belgesine ve “TS 12426 Yetkili Servisler — Tıbbi Cihazlar İçin kurallar ” TSE Hizmet Yeterlilik Belgesine sahip (Teklif veren firmanın Hizmet Yeterlilik Belgesinde teklif verdiği cihazın markası belirtilmelidir.) firmalarca arıza tespitini, onarımını, çeşitli nedenlerden dolayı yazılım lisanslı olarak tekrar yüklenmesi ve güncellenmesini, periyodik bakımlarını tüm servis ve işçilik hizmetleri yükleniciye ait, sadece parça ücreti sağlık tesisi idarelerine ait olmak üzere hizmet verdirecektir.” düzenlemesinin yer aldığı, aynı Şartname’nin 1.5 ve 1.7’nci maddelerinde de benzer düzenlemelere yer verildiği,
İhale dokümanında A grubu olarak belirtilen envanterdeki cihazların ve bu cihazların Türkiye’deki yetkili servislerinin belirli olduğu, belirtilen listede yer alan Bivovent marka Ventilatör cihazlarının Türkiye’deki tek yetkili temsilcisinin kendi firmaları olduğu, ihale üzerinde bırakılan isteklinin Bivovent markasına ait TS 12426 Yetkili Servisler TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi ve/veya Özel Servisler TS 13703- TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi bulunmadığı, anılan isteklinin Bivovent marka Ventilatör cihazları konusunda kendilerine hiçbir müracaatının olmadığı ve anılan istekliye taraflarınca Bivovent marka cihazların bakım onarımıyla ilgili bir yetki verilmediği, aynı şekilde ihale üzerinde bırakılan istekli tarafından ihale dokümanında A grubu olarak belirtilen cihazların üreticilerinden veya Türkiye’deki yetkili servislerinden alınmış bir yetkisinin bulunmadığı, bu çerçevede bu kapsamda anılan istekli tarafından sunulan yetki belgelerinin geçerli olmadığı, iddialarına yer verilmiştir.
29.05.2024 tarihli ve 2024/UH.II-704 sayılı Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;
Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; İdari Şartname’nin 7.1.ı maddesi ile aynı Şartname’nin 7.5.4’üncü maddesinde açık bir şekilde isteklilere ait yeterlik bilgileri tablolarında Teknik Şartname’nin ilgili maddelerinde belirtilen ve geçerlilik süresi devam eden TS 12426 Yetkili Servisler TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi ile Özel Servisler TS 13703- TSE Hizmet Yeterlilik Belgelerinin beyan edilmesinin istenildiği, bu çerçevede bakıldığında ihaleye katılacak istekliler tarafından söz konusu belgelerin tarih, sayı vb. gibi ayırt edici unsurlarının yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
İhale üzerinde bırakılan istekliye ait yeterlik bilgileri tablosu incelendiğinde, anılan tablonun ilgili satırında yeterlik bilgileri tablosu standart formunun ilgili kısmında yer verilen ibarelerin aynen aktarıldığı, bununla birlikte ayrıca “MEVCUTTUR” ibaresine yer verildiği, bu çerçevede değerlendirildiğinde, ihale üzerinde bırakılan istekli tarafından İdari Şartname’de bir yeterlik kriteri olarak belirlenen ve yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilmesi gereken iddia konusu geçerlilik süresi devam eden TS 12426 Yetkili Servisler TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi ile Özel Servisler TS 13703- TSE Hizmet Yeterlilik Belgelerinin tarih, sayı vb. gibi ayırt edici unsurlarına yer verilmeyerek usulüne uygun bir beyanda bulunulmadığı anlaşıldığından anılan istekliye ait teklifin bu gerekçe ile değerlendirme dışı bırakılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik’in 18’inci maddesinin ikinci fıkrası yönünden yapılan inceleme sonucunda tespit edilen aykırılıklar ve buna ilişkin inceleme ve hukuki değerlendirme aşağıda yapılmıştır.
Başvuru sahibi istekli …………….. Teknik ve Biyomedikal Çözümler Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait yeterlik bilgileri tablosu incelendiğinde, “İdari Şartname’nin 7’nci maddesi dışındaki maddeleri ile Teknik Şartname’de belirtilen belgeler” sütunun “İdari Şartname 7.5.4 maddesi” satırında “Teknik Şartnamelerde istenildiği üzere istekli firmalar geçerlilik süresi devam eden TS 12426 Yetkili Servisler TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi, ve/veya Özel Servisler TS 13703- TSE Hizmet Yeterlilik Belgesine sahip olmalıdırlar ve Yeterlilik Bilgiler, TSE 12426 ve TSE 13703 Hizmet Yeterlilik Belgesi” beyanına yer verildiği tespit edilmiştir
İhale dokümanı düzenlemeleri dikkate alınarak yapılan incelemede, İdari Şartname’nin 7.1.ı maddesi ile aynı Şartname’nin 7.5.4’üncü maddesinde açık bir şekilde isteklilere ait yeterlik bilgileri tablolarında Teknik Şartname’nin ilgili maddelerinde belirtilen ve geçerlilik süresi devam eden TS 12426 Yetkili Servisler TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi ile Özel Servisler TS 13703- TSE Hizmet Yeterlilik Belgelerinin beyan edilmesinin istenildiği, bu çerçevede bakıldığında ihaleye katılacak istekliler tarafından söz konusu belgelerin tarih, sayı vb. gibi ayırt edici unsurlarının yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Başvuru sahibi istekliye ait yeterlik bilgileri tablosu incelendiğinde, anılan tablonun ilgili satırında yeterlik bilgileri tablosu standart formunun ilgili kısmında yer verilen ibarelerin aynen aktarıldığı bununla birlikte ayrıca “TSE 12426 ve TSE 13703 Hizmet Yeterlilik Belgesi” ibaresine yer verildiği, bu çerçevede değerlendirildiğinde, başvuru sahibi istekli tarafından İdari Şartname’de bir yeterlik kriteri olarak belirlenen ve yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilmesi gereken iddia konusu geçerlilik süresi devam eden TS 12426 Yetkili Servisler TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi ile Özel Servisler TS 13703- TSE Hizmet Yeterlilik Belgelerinin tarih, sayı vb. gibi ayırt edici unsurlarına yer verilmeyerek usulüne uygun bir beyanda bulunulmadığı değerlendirildiğinden anılan istekliye ait teklifin bu gerekçe ile değerlendirme dışı bırakılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Sonuç olarak, yukarıda mevzuata aykırılıkları belirtilen işlemlerin düzeltici işlemle giderilebilecek nitelikte işlemler olduğu tespit edildiğinden, ……………. Teknik ve Biyomedikal Çözümler Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile …………….. Proje Tasarım Medikal İnşaat Mobilya Temizlik Turizm Sanayi Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketine ait teklifin değerlendirme dışı bırakılması ve bu aşamadan sonraki işlemlerin mevzuata uygun olarak yeniden gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Mehmet ATASEVER
S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.
KİK E. Üyesi
Tarım İhracatçıları Baharatta Gıda Güvenliği için AB ile Ortak Çalışıyor
Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 20’sini tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu olan Egeli tarım ihracatçıları Avrupa Birliği ile işbirliği adımlarını sıklaştırdı.Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Avrupa Komisyonu Sağlık ve Gıda Güvenliği Genel Müdürlüğü ve Ankara’dan gelen Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri ile AB uyum çalışmaları kapsamında baharat sektörüne yönelik görüş alışverişinde bulundu.Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki baharat ihracatçıları Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği bünyesinde bulunuyor.
Avrupa Birliği Bizler için Hayati Bir İhracat Pazarı
Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, EİB olarak AB Yeşil Mutabakatı’nın sorumluluklarına sektörleri daha iyi hazırlayabilmek açısından önemli bir gündemi oluşturan sürdürülebilirlik üzerine 2019 yılından itibaren yoğun bir çalışma süreci başlattıklarını hatırlattı.
“Avrupa Birliği bizler için hayati bir ihracat pazarı ve toplam ihracatımızın önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. 2023 yılı Ekim ayı itibarıyla başlayan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın 31 Aralık 2025’e kadar devam edecek “Geçiş Süreci”ndeyiz. Türkiye’nin en büyük ihracat ve ithalat ortağı Avrupa Kıtası toplam ihracatımızdan yüzde 48 pay alıyor ve 109 milyar dolar ihracatımız var. İthalatımızın yaklaşık yüzde 25’ini de AB’den gerçekleştiriyoruz. EİB olarak üniversitelerle, araştırma enstitüleriyle, Tarım İl ve İlçe teşkilatları, borsalar, ziraat odaları, ticaret odaları, ulusal ve uluslararası kurumlarla yaptığımız ortak çalışmalarla çiftçiden başlayıp rafa kadar uzanan tedarik zincirinde sürdürülebilirliği sağlamak için çalışıyoruz. Türkiye, 2023 yılında yüzde 2,8 artışla 35 milyar dolarlık tarım ürünleri ihraç ederken, Ege İhracatçı Birlikleri yüzde 8,8 artışla 7,3 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 20’sini tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu oldu.”
AB Misyon Heyeti Sürdürülebilirlik Çalışmalarımızı Yerinde Gördü ve İnceledi
Başkan Öztürk, “Organikte dünyada lideriz. Organik gibi zor bir ürünü yapan ülkemiz pestisitte de önemli bir yol kat etti. Türkiye’nin Ege sayesinde organik sektöründe 35 yıllık büyük bir deneyimi var. Ege’nin tarıma ve gıdaya bakışı tamamen sürdürülebilirlik üzerine kurulu. Önümüzdeki süreçte yüksek teknoloji yatırımlar ve sürdürülebilirlik vizyonuyla 10 milyar dolarlık tarım ihracatı hedefimize ulaşmak için bütün paydaşlarımızla sıkı temas halindeyiz. Bu kapsamda Türkiye’nin yeni büyüme stratejisi olarak benimsediğimiz “Yeşil Dönüşüm” özellikle de AB ile uyumlu bir yol haritası belirlemek için pestisitler, biyoteknik mücadele, sözleşmeli tarım gibi sürdürülebilir gıda sistemini baz alan net hedefler içeren önerilerimizi, projelerimizi Avrupa Komisyonu yetkilileri ile paylaştık AB Misyon heyetinin ülkemizi ziyareti başta üreticiler, ihracatçılar, üniversiteler, laboratuvarlar, Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm paydaşlarımızın yaptıkları çalışmaları yerinde görme ve inceleme fırsatı yarattı.” dedi.
Türkiye’nin 2024 yılı Ocak-Mayıs Döneminde Baharat İhracatı Yüzde 28 Arttı
Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, “Türk baharat sektörü, 2023 yılında yüzde 10 artışla 186 milyon dolarlık baharat ihracatına imza attı. Türkiye’nin baharat ihracatının merkez üssü Ege Bölgesi ise baharat ihracatının yüzde 64’ünü gerçekleştirerek 118 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırdı. Türkiye’nin 2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde baharat ihracatı yüzde 28 artışla 98 milyon dolar oldu. Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm dünyaya ihracatımızın devamlılığı için ürünlerdeki kalite sorununun çözümü hayati önem taşıyor. Ürünlerdeki kalite sorunu üreticide ve sahada çözülmeli. Avrupa Komisyonu, Türk ihracatçılarla istişare yapmaya çok önem veriyor. EİB üyelerimizin kaliteli ürün temin ederek ihracatını geliştirmek için tarladan sofraya her aşamada yaptığı çalışmaları misyon heyetine aktardık.” diye konuştu.
Baharat Sektörü Sürdürülebilirlik Çalışmalarına Aralıksız Devam Ediyor
Tarakçıoğlu, Tarım ve Orman Bakanlığı, ihracatçılar ve üreticilerin daha fazla işbirliği yaparak üretimden paketlemeye kadar bütün tedarik zincirini çözüme kavuşturulması gerektiği görüşünde.
“2019 yılından beri Tarım ve Orman Bakanlığı ile koordineli olarak çalışmaktayız. Üniversitelerimiz ve Zirai Mücadele Araştırma Enstitülerimiz ile birlikte ürünlerimizin analizlerini yaptırıyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığımız ile birlikte Uygulama Kılavuzları hazırladık. Avrupa Baharat Birliği’ne (ESA) ile yakın temas halindeyiz, sunumlar yapıyoruz. 2020 yılından bu yana Üretim Bölgelerinde Çiftçi eğitimleri organize ediyoruz, bilgilendirici broşürler dağıtıyoruz, çiftçilerimizi bilgilendiriyoruz. Bilgilendirici TV programları yapıyoruz. 2022 yılında İhracatçılar ile koordineli çalışmak için teknik komite kuruldu. Çalıştaylar düzenliyoruz. İhracata Yönelik Kontrollü Yetiştiricilikle ilgili projelere katkı sağlıyoruz. Sürdürülebilirlik üzerine paneller düzenliyoruz. ESA Teknik Komitesi’ne katılımımız olduğundan ürünlerdeki sorunların çözülmesine yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz.”
Avrupa Komisyonu’nun İşbirliği ve Yapıcı Yaklaşımı Bizleri Çok Mutlu Etti
Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kazım Gürel, “Avrupa Komisyonunun işbirliği ve yapıcı yaklaşımı bizleri çok mutlu etti. Sektörlerimizin AB Yeşil Mutabakatı’nın regülasyonlarından en az şekilde etkilenmesi için birçok yatırımın hayata geçmesi, teknik kapasitelerinin, altyapılarının geliştirilmesi gerekiyor. AB ile işbirliği içinde bilgi ve deneyimlerinden yararlanarak İyi Tarım Uygulamalarıyla çiftçilerimizi bilgilendirip ortak sorunlarımızı şeffaf bir şekilde çözümleyeceğiz. Ege Bölgesi sektörel çeşitliliğin ve zenginliğin zirvede olduğu bir bölge. Kuru meyve, mamul, zeytin-zeytinyağı, su ürünleri, baharat, tütün, odundışı orman ürünlerinde, organik üretimde dünyada güçlü bir oyuncuyuz. Kekik, defne yaprağı, kayısı, kiraz, vişne, incir, fındıkta dünyada birinci üreticiyiz. Çilek, kavun, karpuz, balda dünyada ikinci üreticiyiz. Zeytin, mandalina, domates, üzüm, elma, kestane, biber, mercimek, nohutta ilk 5 üretici içindeyiz.” dedi.
Dünyanın tarım ambarı Ege Bölgesi Olarak Liderliğimizi Koruyoruz
Gürel, “Ülkemizde 4 bin 500’den fazla tarım ürünü üretiliyor. Dünyanın tarım ambarı Ege Bölgesi olarak 2023 yılında da liderliğimizi koruduk. 2024 yılında da bu olumlu eğilim devam ediyor. Türkiye 2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde yüzde 7 artışla 15 milyar dolarlık tarım ihracatı gerçekleştirdi. EİB’nin tarım ihracatı ise yüzde 3 artışla 3,1 milyar dolara ulaştı. Kalıntısız ve kaliteli üretimle AB başta olmak üzere ihracat pazarlarımızı korumak, yeni pazar olanakları yaratmak için üreticiler, ihracatçılar, üniversitelerimiz, Bakanlıklarımız olarak hep birlikte mücadele ediyoruz. EİB olarak 13 TURQUALITY Projesi, 11 UR-GE Projesi, 13 Fuara Milli Katılım Organizasyonu, dünyanın birçok noktasına gerçekleştirdiğimiz sektörel ticaret heyetleri, alım heyetleri, AB Projeleri, Üniversite-Sanayi iş birlikleriyle uluslararası rekabetçiliğimizi geliştirmek için çalışıyoruz.” diye konuştu.
“Bölgesel Isıtma ve Endüstride Atık Isının Kullanılması” Webinarında Atık Isının Doğru Teknolojilerle Geri Kazanılabileceği Vurgulandı
Avrupa Birliği (AB) Yeşil Mutabakatı ve Türkiye İklim Hedefleri Çerçevesinde Karbondan Arındırma ve Yeşil Dönüşümün Önemine Değinen “Bölgesel Isıtma ve Endüstride Atık Isının Kullanılması” Webinarı 13 Haziran 2024 Tarihinde Gerçekleşti. Webinarda Kamu ve Özel Sektörden Uzman Konuşmacılar, Uygun Yöntemlerle Geri Kazanılacak Atık Isının, Çevresel Etkileri Önemli Ölçüde Azaltabileceğini Vurguladı.
Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Danimarka İstanbul Başkonsolosluğu, iş birliğiyle gerçekleşen “Bölgesel Isıtma ve Endüstride Atık Isının Kullanılması” webinarı, Danimarka Başkonsolosluğu Enerji ve Çevre Sorumlusu Ticaret Müşaviri Seda Kayrak Bilgen’in moderatörlüğünde düzenlendi.
“Yeşil dönüşüme yönelik finansman desteklerimiz devam edecek”
Webinarın açılış konuşmasını yapan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Haşim Cihan Demirköprülü, şunları söyledi: “Genel müdürlük olarak, altyapı ihtiyaçları ve yeşil dönüşüm için çeşitli krediler sağlıyoruz. Hem devlet bütçesi hem de Dünya Bankası kredilerimizden faydalanan OSB temsilcilerimiz mevcut. Yeşil dönüşüme yönelik finansman desteklerimiz devam edecek. Bu konuda ilgili finansör kuruluşlarla görüşmelere devam ediyoruz. OSB’lerimize atık su arıtma geri kazanımı, fiberoptik sistemler, katı atık yakma sistemleri gibi konularda önümüzdeki dönemde de destek vereceğiz. Bu anlamda çeşitli iş birlikleriyle birbirimizi tamamlamamız gerekiyor. Eğitimlerle de kurumsal kapasitelerimizi geliştirmeye çalışıyoruz.”
“Ülkemizde yaklaşık 163 bin konut eş değeri jeotermal kaynaklı bölgesel ısıtma yapılıyor”
Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı EVÇED Proje Destekleri Daire Başkanı Ersoy Metin ise webinarda şunları söyledi: “Enerjinin üretiminden tüketimine kadar tüm sektörlerde ve günlük yaşantımızda enerji verimliliği potansiyelinin artırılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Halihazırda ülkemizde yaklaşık 163 bin konut eş değeri jeotermal kaynaklı bölgesel ısıtma yapılıyor. Dünyada ise bina ve sanayinin nihai ısı tüketiminin yüzde 9’u bölgesel ısıtma kaynaklı. Bakanlık olarak, yıl sonuna kadar bölgesel ısıtmaya yönelik taslak kanun hazırlayacağız. 2024-2028 On İkinci Kalkınma Planı kapsamında ısı piyasası mevzuatına ilişkin çalışmalar tamamlanacak, teknik ve ekonomik olarak uygun yerlerde bölgesel ısıtma/soğutma sistemlerinin ve ısı pompalarının kullanımı yaygınlaştırılacak. Ayrıca jeotermal kaynaklı ısıtmanın artırılmasına yönelik çalışmalar yürütülecek. 2024-2026 Orta Vade Program kapsamında ise Türkiye’nin ısı potansiyelinin değerlendirilmesi ve atık ısının kullanılabilmesi için ısı arzına yönelik gerekli mevzuat düzenlemesi yapılacak.
“Proses sıcaklıklarının doğru sınıflandırılması, sektör entegrasyonunda enerji tasarrufu ve çevresel sürdürülebilirlik için çok kritik”
Webinarda ısı geri kazanım noktasındaki çalışmalarını paylaşıldı ve sektör entegrasyonunun enerji tasarrufu, kaynakların yeniden kullanımı ve yeşil enerji üretimi odaklı hedeflerine vurgu yapıldı. İşletme veya kampüs sektör entegrasyon projelerinde proses sıcaklıklarının doğru sınıflandırılmasının önemini açıklayarak, kaynakları düşük (<15°C) (örneğin atık su arıtımı), orta (15-35°C) (örneğin proses soğutma) ve yüksek (>35°C) (örneğin biyogaz tesisi) sıcaklık gruplarına ayırmanın gerekliliğini belirtti. Kalkin, talep tarafında ise sıcaklık ihtiyaçlarının düşük (<50°C) (örneğin seracılık), orta (50-80°C) (örneğin bölgesel ısıtma) ve yüksek (>80°C) (örneğin proses sıcak su) olarak gruplandırılabileceğini açıkladı. Örneğin, düşük sıcaklıktaki bir kaynağın ısı pompasıyla orta sıcaklıklı talepleri karşılayabileceğini veya orta sıcaklıktaki bir kaynağın ısı geri kazanım ünitesine bağlanarak düşük sıcaklıklı taleplere yönlendirilebileceğini kaydeden Kalkin, bu yaklaşımların enerji verimliliğini artırarak çevresel sürdürülebilirliği desteklediğini söyledi.
“Kampüs genelinde kurulu bölgesel ısıtma sistemi, toplam enerji tüketiminin yüzde 43’ünü karşılıyor”
Teknopark İstanbul Üstyapı ve Teknik İşletme Takım Lideri Görkem Göbel, Teknopark İstanbul’daki sürdürülebilirlik ve bölgesel ısıtma uygulamalarını şöyle özetledi: “Avrupa Birliği iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında başta karbondioksit olmak üzere atmosferde kirlenmeye yol açan emisyonun azaltılması yönündeki hedefimiz, 2050 yılında karbon nötr hale gelmek. Kampüs genelinde uygulanan yeşil dönüşüm projeleri ve bölgesel ısıtma sistemi, Teknopark İstanbul’un çevre dostu ve enerji etkin bir tesis haline gelmesini sağlıyor. Kampüs genelinde kurulu 13.500 kW kapasiteli bölgesel ısıtma sistemi anlatıldı. Atık ısının HVAC sistemlerinde değerlendirilmesi sayesinde ısıl enerji tüketiminde verimlilik sağlandı.”
Mobilya sektörünün tasarım vizyonu Furnishings & Design Istanbul’da sergilenecek
Furnishings & Design Istanbul (FDI), Türkiye mobilya sektörünü özgün, yenilikçi ve estetik tasarımlar odağında bir araya getirecek. Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) organizasyonuyla gerçekleştirilecek FDI 19-21 Eylül’de İstanbul Fuar Merkezi 9. Hall’de 5 bin metrekarelik alanda iç tasarım üzerine büyüleyici ve ufuk açıcı yeniliklere sahne olacak. Zarif ve çarpıcı tasarımların yer alacağı fuarla ilgili Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, “İç mekân tasarımı konusunda düşünen ve üreten herkesi yenilikçi çözümler için fuarımıza bekliyoruz” dedi.
Üretim ve ihracatta istikrarlı büyümeyi yakalayarak adından her geçen gün daha fazla söz ettiren Türkiye mobilya sektörü Furnishings & Design Istanbul’da (FDI) tasarım odağında bir araya geliyor. Sektör, güçlü iş ağını da arkasına alarak, mobilya sektörünü çevreleyen iç mekâna ait ekosistemlerin bütününü de fuarda buluşturacak. 19-21 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek olan fuar, İstanbul Fuar Merkezi 9. Hall’de 5 bin metrekarelik alanda; mobilyadan aydınlatmaya, ev tekstilinden zemin kaplamasına ve aksesuara kadar tüm başlıklarda iç mekân üzerine düşünen ve üreten tüm markalara özgün ve yenilikçi tasarımlarını sunma fırsatı verecek. Fuarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, “Teknolojinin sunduğu fırsatlarla bir yandan tasarım imkanları diğer yandan da insanların estetik zevkleri gelişiyor. Özellikle yaşam alanlarını düşündüğümüzde iç mekanla ilgili sektörlerin ürün kalitesiyle birlikte tasarım kalitelerini iyileştirmesi gerekiyor. Bu yıl gerçekleştireceğimiz fuarımızla hem verimli ve doğurgan ilişkiler için bir platform yaratmak hem de yaratıcı karşılaşmalara vesile olarak, yarının fikirlerini, iyi işleri ve kaynakları İstanbul’a çekmeyi amaçlıyoruz” dedi.
Yenilikçi Çözümlerin Merkezi Olacak
FDI, özgün ve nitelikli tasarımlarla ürünler ortaya koyan her ölçekten markaya ev sahipliği yapacak. Fuar, özellikle tasarımcılarla vizyoner üreticilerin buluşmasına olanak tanıyacak. Fuar için İstanbul’un yarattığı ticari ekosistemin kıymetli olduğunun altını çizen Güleç, “İstanbul gerek yaratıcı zihinlerin tarih boyunca yeni yaşayışlar tasarladığı, yeni fikirleri köklendirdiği, özgün olanı olgunlaştırıp dünyaya yayan kadim bir kent. Bu nedenle FDI ile endüstri paydaşlarını ve tasarıma ilgi duyan herkesi, Türkiye’de tasarımın özgün yönünü, sürdürülebilirlikten inovasyona kadar farklı alanlara odaklanan tasarımlarla keşfetmeye çağırıyoruz. Fuarımızla özgün, yaratıcı ve nitelikli olana yeni bir alan açarak bir üst seviyeye sıçramak isteyen markalara zemin hazırlayacağız” dedi.
İç Tasarımın Merkezi Olacak
Furnishings & Design Istanbul mobilyadan aydınlatmaya, ev tekstilinden zemin kaplamasına ve aksesuara kadar iç mekân üzerine tüm başlıklara ev sahipliği yapacak. Fuarda yenilikçi tasarım ve çözümlerin yanı sıra mobilya ve iç mekân tasarımına değer katan tüm bileşenlere yönelik ufuk açıcı sohbetler, entelektüel çıtası yüksek tartışmalar da gerçekleşecek. Yenilikçi ve öncü tasarım fikirleri, sektörün dönüşümünü yansıtan güncel içgörüler ve ilham verici yaklaşımlar FDI Stage’de, tasarım disiplinlerinden gelen yerli ve yabancı fikir önderleri tarafından gündeme taşınacak.
İş Birliklerine Zemin Hazırlayacak
Furnishings & Design Istanbul ‘FDI D2B Programı’ ile verimli ve doğurgan iş birliklerine zemin hazırlayacak. Türk ve yabancı tasarımcılar, iç mimarlar ve mimarlar, üreticiler, mobilya markaları ve üreticileri, aydınlatma markaları ve üreticileri, ev tekstili markaları ve üreticileri, vitrifiye markaları ve üreticileri, züccaciye markaları ve üreticileri, obje markaları ve üreticileri başta olmak üzere önceliği tasarım olan profesyoneller fuarda bir araya gelecek.
Özel Alanlar Fuarın Etkisini Artıracak
Fuarın özel kürasyonla farklı temalar çevresinde oluşturulacak FDI Design Houses alanında katılımcı firma ve markaların portfolyolarından seçilen özel ürünler bir araya getirilecek. Özellikle her biri ayrı bir hikâyeye ve yaşamdan farklı bir alana odaklanacak FDI Design Houses, ziyaretçilere tasarımın etki sahasının zenginliğini, sektör bileşenlerinin birlikteliğinden oluşan Türkiye tasarım ekosisteminin gücünü anlatan bir deneyim alanı sunacak. Özel bir iletişim platformu yaratacak olan FDI D2B Programı inovasyondan sürdürülebilirliğe farklı alanlarda yenilikleri hayata geçiren markalar ve tasarım ofislerini bu alanda arayışı olan şirketler ve kişilerle aynı çatı altında buluşturacak. Mesleki yolculuklarının farklı aşamalarındaki bağımsız Türk tasarımcılar ise FDI New Horizon Exhibition sergi alanında buluşacak. Tasarımcılar oluşturulan özel alan sayesinde özgün ve nitelikli ürünlerini 3 boyutlu, prototip veya bitmiş ürünlerle, endüstri paydaşları ve tüketicilerle buluşturma imkânı bulacak. Fuarın dinlenme ve networking alanı olarak kurgulanan FDI Lounge ise sadece katılımcı marka yetkilileri, tasarımcılar ve medya temsilcilerine hem dinlenme hem de yakından tanışma fırsatı sunacak.
Tasarım Komitesi Özgünlüğe Yön Verecek
FDI ziyaretçilerini güncel, nitelikli ve özgün içeriklerle buluşturabilmek amacıyla akademisyenler ve deneyimli sektör temsilcilerinden oluşan Tasarım Komitesi ile de fark yaratacak. Alanında uzman isimlerin bir araya geldiği komite fuarın özgün yapısını da şekillendirecek. Tasarım Komitesi akademisyen / endüstriyel tasarımcı Alpay Er, iç mimar / tasarımcı Ahmet Raşit Karaaslan, mimar Aynur Yılmaz, yüksek iç mimar Cem Cemal Çobanoğlu, stratejik iletişim danışmanı Cengiz Ayyıldız, endüstri ürünleri tasarımcısı / iç mimar Ece Yalım, tasarımcı / küratör / eğitmen Erdem Akan ve endüstriyel tasarımcı Şule Koç’tan oluşuyor.