Büyük Veri ve Analitik Destekli Satın Alma

Büyük Veri Ve Analitik Destekli Satın Alma Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Büyük Veri ve Analitik Destekli Satın Alma

Olgar ATASEVEN

Büyük Veri Ve Analitik Destekli Satın Alma Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSadece şimdinin değil, geleceğin satın alma ekosistemini şekillendiren, artık bir lüks değil, bir zorunluluk haline gelen bir konuyu masaya yatırıyorum: Büyük Veri ve Analitik Destekli Satın Alma. “Bitersem Bitersin” adını verdiğim kitabımda sıkça vurguladığım gibi, doğanın ve kaynakların sürdürülebilirliği, veriye dayalı bilinçli kararlar alabilme yeteneğimize bağlıdır. Tıpkı ekosistemin her bir hücresinin birbiriyle bağlantılı olması gibi, iş dünyasında da her bir verinin, her bir rakamın kendi içinde bir anlamı, bir mesajı vardır. Bu mesajları doğru okuyabilmek, geleceğe doğru adımlarla yürüyebilmenin anahtarıdır.

Geçmişte satın alma, çoğu zaman reaktif, maliyet odaklı ve işlemsel bir fonksiyon olarak görülürdü. Siparişleri yönetir, faturaları eşleştirir ve en uygun fiyatı kovalar, adeta bir operasyonel yük gemisi gibi ilerlerdi. Ancak günümüzün küresel, dinamik ve karmaşık pazarında bu yaklaşım yetersiz kalmaktadır. Tedarik zincirindeki kesintiler, emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar, jeopolitik gerilimler ve artan sürdürülebilirlik beklentileri, satın alma fonksiyonunu stratejik bir pusula kullanmaya, yani verinin rehberliğinde ilerlemeye zorlamıştır.

Büyük Veri Nedir ve Satın Alma İçin Neden Hayatidir?

“Büyük Veri” kavramı, hacmi, hızı ve çeşitliliği (3V) ile tanımlanan, geleneksel veri işleme yöntemleriyle yönetilmesi zor olan devasa veri setlerini ifade eder. Satın alma özelinde ise bu, sadece geçmiş harcama verilerinizden ibaret değildir. Tedarikçi performans verileri, pazar istihbaratı, risk değerlendirmeleri, lojistik bilgileri, sözleşme detayları, sosyal medya eğilimleri, küresel haber akışları ve hatta iklim verileri gibi çok çeşitli kaynaklardan gelen yapılandırılmış ve yapılandırılmamış tüm verileri kapsar.

Peki, bu devasa veri okyanusu neden bu kadar önemli?

  1. Görünürlük ve Şeffaflık: Büyük veri analitiği, tedarik zincirinizin her köşesine ışık tutar. Kimden ne kadar alım yapıldığı, hangi kategorilere ne kadar harcandığı, tedarikçilerin gerçek performansı ve risk profili gibi bilgilere anında erişim sağlar. McKinsey’e göre, veri odaklı tedarik zinciri yönetimi, operasyonel maliyetleri %15’e kadar azaltabilir ve envanter düzeylerini %35’e kadar düşürebilir.
  2. Proaktif Risk Yönetimi: Pandemi gibi küresel olayların gösterdiği üzere, tedarik zinciri kırılganlıkları ciddi kayıplara yol açabilir. Büyük veri, potansiyel riskleri (tedarikçi iflası, doğal afetler, jeopolitik gerilimler) öngörebilmenizi ve alternatif stratejiler geliştirmenizi sağlar. Örneğin, bir tedarikçinin finansal verilerini analiz ederek iflas riskini önceden belirleyebilir, alternatif tedarikçilerle ilişkileri proaktif olarak güçlendirebilirsiniz.
  3. Maliyet Optimizasyonu ve Tasarruf Fırsatları: Detaylı harcama analizi (spend analytics) ile “kuyruk harcamalarını” (tail spend) tespit etmek, kategoriler arası konsolidasyon fırsatlarını görmek ve sözleşme uyumsuzluklarını belirlemek çok daha kolaylaşır. Bir şirketin harcama verilerinin %80’inin genellikle %20’lik tedarikçi grubuna gittiği, kalan %20’nin ise binlerce küçük tedarikçiye yayılan “kuyruk” harcamalarından oluştuğu bilinir. Büyük veri bu kuyruktaki potansiyel tasarrufları açığa çıkarır.
  4. Tedarikçi İlişkileri Yönetimi (SRM): Veriye dayalı performans değerlendirmeleri, tedarikçilerle daha adil ve şeffaf ilişkiler kurmanızı sağlar. Onların güçlü ve zayıf yönlerini görerek gelişim alanları belirleyebilir, ortak inovasyon projeleri başlatabilirsiniz. Bu, sadece bir alıcı-satıcı ilişkisi olmaktan çıkıp, stratejik bir ortaklığa dönüşür.
  5. Talep Tahmini ve Envanter Optimizasyonu: Geçmiş satış verileri, pazar eğilimleri ve hatta hava durumu gibi dış faktörlerin analiziyle çok daha isabetli talep tahminleri yapılabilir. Bu da gereksiz stokları azaltır, depolama maliyetlerinden tasarruf ettirir ve “Bitersem Bitersin” felsefesiyle birebir örtüşen bir şekilde kaynak israfını engeller.

Satın Almada Büyük Verinin Somut Uygulama Alanları

Yukarıda saydığım bu teorik faydaların ötesinde, büyük veri ve analitik, satın alma profesyonellerinin günlük işleyişini nasıl dönüştürüyor? Gelin biraz da buna bakalım.

  • Harcama Analizi (Spend Analytics): En temel ama en güçlü uygulamalardan biridir. Tüm şirket harcamalarını tek bir platformda toplayarak kategori bazında, tedarikçi bazında veya departman bazında detaylı analizler yapar. Bu sayede, “gözden kaçan” harcama alanları, konsolidasyon fırsatları ve maliyet tasarruf potansiyelleri hızla tespit edilir. Bir perakende zinciri, harcama analizleri sayesinde farklı mağazaların aynı ürünleri farklı fiyatlardan aldığını tespit ederek yılda milyonlarca dolarlık tasarruf sağlayabilir.
  • Tedarikçi Performans ve Risk Yönetimi: Tedarikçilerin teslimat süresi, kalite, uyumluluk, finansal durum ve çevresel/sosyal performans (ESG) verileri toplanarak tek bir puanlama sistemi oluşturulabilir. Bu, sadece fiyat odaklı değil, çok boyutlu ve riske duyarlı tedarikçi seçimi ve yönetimi sağlar.
  • Talep Tahmini ve Envanter Optimizasyonu: Yapay zeka ve makine öğrenimi destekli algoritmalar, geçmiş verileri ve dış faktörleri kullanarak gelecekteki malzeme ihtiyacını yüksek doğrulukla tahmin eder. Bu, üretim planlamasını optimize eder, stok fazlasını veya eksikliğini önler ve “Bitersem Bitersin” ilkesine uygun olarak gereksiz üretimi ve atığı engeller.
  • Sözleşme Analizi ve Uyum: Büyük veri, binlerce sözleşme maddesini tarayarak uyumsuzlukları, riskli koşulları veya optimizasyon fırsatlarını otomatik olarak belirleyebilir. Bu, manuel incelemelerde gözden kaçabilecek detayları yakalayarak hukuki riskleri azaltır ve sözleşme değerinden tam olarak yararlanılmasını sağlar.

Zorluklar ve Geleceğe Bakış

Elbette, bu dönüşüm kolay değildir. Büyük veri projelerinin önündeki en büyük engellerden bazıları; dağınık ve kalitesiz veri, farklı sistemler arasındaki entegrasyon zorlukları, doğru analitik yetkinliğe sahip personel eksikliği ve organizasyonel dirençtir. Deloitte’un 2023 Küresel CPO Anketi‘ne göre, katılımcıların %55’i dijitalleşmeyi en büyük öncelikleri arasında sayarken, %60’tan fazlası veri entegrasyonunu ve analitik yetenek eksikliğini temel zorluklar olarak belirtmiştir.

Ancak bu zorluklar, aşılamaz değildir. Veri kalitesine yatırım yapmak, departmanlar arası iş birliğini güçlendirmek, doğru teknoloji ortaklarını seçmek ve en önemlisi, analitik yetkinlikleri geliştirmek için sürekli eğitim programları düzenlemek bu dönüşümün anahtarıdır.

Gelecekte, satın alma, sadece büyük veriyi kullanmakla kalmayacak, aynı zamanda yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (ML) modelleriyle bu veriyi çok daha akıllıca yorumlayacak. Öngörücü analitik (predictive analytics) ile gelecekteki pazar hareketlerini tahmin edecek, kuralcı analitik (prescriptive analytics) ile optimal kararlar için öneriler sunacak. Blockchain teknolojisi ile tedarik zinciri şeffaflığı artacak, IOT (Nesnelerin İnterneti) cihazları ile gerçek zamanlı veri akışı sağlanacak.

Toparlayacak olursam, benim için “Bitersem Bitersin” sadece kitabımın adı değil, aynı zamanda inandığım bir felsefenin mottosudur. Bu söylediğim sadece çevresel sürdürülebilirliğe bir çağrı değil; aynı zamanda bilinçli, akılcı ve veriye dayalı kararlar alarak kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanma sorumluluğudur. Büyük veri ve analitik, bu felsefeyi satın alma süreçlerimize entegre etmenin en güçlü araçlarından biridir. Tedarikçilerin karbon ayak izini izlemek, etik dışı uygulamaları tespit etmek, lojistik rotalarını optimize ederek emisyonları azaltmak – tüm bunlar, ancak kapsamlı ve doğru verilerle mümkündür.

Satın alma profesyonelleri olarak, elimizdeki bu güçlü aracı kullanarak sadece şirketlerimizin finansal sağlığını değil, aynı zamanda gezegenimizin sağlığını da koruma sorumluluğunu üstleniyoruz. Rakamların dilini konuşmayı öğrenmeli, verinin rehberliğinde daha dirençli, daha verimli ve daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeliyiz. Unutmayın, doğru veriyle donanmış her karar, “Bitersem Bitersin” döngüsünü kırma yolunda atılmış dev bir adımdır.

Büyük Veri Ve Analitik Destekli Satın Alma Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemOlgar ATASEVEN

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı

olgar.ataseven@profesia.com.tr

Malzeme Karşılığı Cihaz İhalesinde Aynı ÜTS Kodundaki Kalemlere Farklı Birim Fiyatların Teklif Edilmesi İptal Sebebi Olur Mu?

Malzeme Karşılığı Cihaz İhalesinde Aynı üts Kodundaki Kalemlere Farklı Birim Fiyatların Teklif Edilmesi İptal Sebebi Olur Mu Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Malzeme Karşılığı Cihaz İhalesinde Aynı ÜTS Kodundaki Kalemlere Farklı Birim Fiyatların Teklif Edilmesi İptal Sebebi Olur Mu?

Malzeme Karşılığı Cihaz İhalesinde Aynı üts Kodundaki Kalemlere Farklı Birim Fiyatların Teklif Edilmesi İptal Sebebi Olur Mu Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; ÜTS Kodu 8680196390226 olan 810215 Across Gel AHG (IgG+C3d) kartının kullanım amacı olarak Polispesific Direkt Coombs, İndirekt Coombs (Beklenmedik Antikorların Taranması ve Tanımlanması), Coombs Reaktifli ortamda Cross Match, Otokontrol ve Zayıf D testlerinin çalışılması gibi aynı kart ile 6 farklı test yapılabildiği, tekliflerinin aynı ÜTS kodlu 5’inci ve 7’nci kalemlere farklı tutarda teklif verdikleri için değerlendirme dışı bırakıldığı ve ihalenin iptal edildiği, 5’inci ve 7’nci kalemler için kullanılan kartın aynı olduğu ancak fiyat farkının hücre setlerinin farklı olmasından kaynaklandığı, ihalenin iptali kararının iptalinin gerektiği iddialarına yer verilmiştir.

Emsal Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; 24.04.2025 tarihli ve “Bütün tekliflerin reddedilmesi sebebiyle ihalenin iptali” konulu isteklilere gönderilen tebligatta ihalenin 1’inci kısmının iptaline ilişkin “…ihaleye teklif veren isteklilerden -……. DİAGNOSTİK ÖZEL SAĞLIK HİZMETLERİ TİC. LTD. ŞTİ.’nin ihalenin “Tıbbi Sarf Malzeme Karşılığı Tam Otomatik İmmünhemotolojik Analizör Cihazı Alımı” başlıklı 1.Kısmının 5.kaleminde yer alan “İNDİREKT COOMBS KARTI” ve 7.kaleminde yer alan “ANTİKOR TANIMLAMA KARTI” malzemeleri için teklif ettiği ürünün ÜTS kodunu birim fiyat teklif cetvelinde “8680196390226” olarak belirtmiştir. Ancak 5.kalem için birim fiyat olarak 205,00-TL, 7. Kalem için de birim fiyat olarak “228,00-TL teklif vermiştir. Yapılan değerlendirmeler neticesinde, bahse konu kısım içerisinde yer alan farklı iki kaleme istekli tarafından aynı ÜTS kodlu malzemenin teklif edilmiş olması, ancak bu kalemlere verilen birim fiyat teklif tutarlarının birbirinden farklı olması durumunun, ihale komisyonunun teklifleri sağlıklı bir şekilde değerlendirmesine engel olduğu sonucuna varılmıştır. Bu kısma ilişkin tekliflerin daha sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi için bu ihalede ortaya çıkan belirsizliğin sebeplerinin belirlenebilmesi, bu durum teknik şartnamede yer alan düzenlemelerden kaynaklanıyorsa teknik şartnamelerde gerekli düzenlemelerin yapılarak yeni ihalelerin gerçekleştirilmesi amacıyla bahse konu kısma tek istekli olarak teklif veren -……. DİAGNOSTİK ÖZEL SAĞLIK HİZMETLERİ TİC. LTD. ŞTİ.’nin anılan kısım için vermiş olduğu teklifin değerlendirme dışı bırakılmasına karar verilmiştir.

Yapılan değerlendirmeler sonucunda; ………….Üniversitesi Hastanesi Kan Merkezi – Terapötik Aferez Ünitesi ve Hematoloji Bölümü İhtiyacı için 3 Kısım Tıbbi Sarf Malzeme Karşılığı Cihaz Alımı ihalesinde geçerli teklif veren istekli kalmaması nedeniyle…” gerekçelerine yer verildiği görülmüştür.

İdareler tarafından gerçekleştirilen tüm işlemlerde kamu yararının sağlanması amaçlanmakla birlikte 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 5’inci maddesinde sayılan temel ilkeler de idareler tarafından ihalelere yönelik olarak gerçekleştirilen iş ve işlemlerin kamu yararı gözetilerek gerçekleştirilmesi amacına hizmet etmektedir. Bu doğrultuda, Kanun’un 39 ve 40’ıncı maddeleri uyarınca idarelere, aktarılan temel ilkelere uygun olmayan durumların tespiti halinde tüm teklifleri reddederek ihaleyi iptal etme açısından takdir yetkisi tanınmaktadır. Ancak bu takdir yetkisi mutlak ve sınırsız bir yetki niteliğinde olmadığından, takdir yetkisinin anayasal ilkeler çerçevesinde, eşitlik ilkesine uygun şekilde, kamu yararı gözetilerek kullanılması, tesis edilen işlemin gerekçesinin açıkça ortaya konulması ve somut olaya ilişkin öğelerin hesaba katılarak mevzuata uygun şekilde hareket edilmesi gerekmektedir.

İptal gerekçeleri ile sınırlı yapılan değerlendirme sonucunda; 24.04.2025 tarihli ihalenin iptali konulu tebligatta başvuru sahibi …….. Diagnostik Özel Sağ. Hiz. Tic. Ltd. Şti.nin teklifinin değerlendirme dışı bırakılması ve ihalenin 1’inci kısmının iptali için gerekçe olarak başvuru sahibi tarafından aynı ÜTS koduna sahip 5’inci ve 7’nci kalemlere farklı birim fiyatların teklif edilmesi ve bu durumun ihale komisyonu tarafından tekliflerin sağlıklı şekilde değerlendirmesini engellemesi olarak belirlendiği anlaşılmıştır.

Başvuruya konu ihalede istekliler, her bir iş kalemi için teklif ettikleri birim fiyatların miktarlarla çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden teklif verecek olup, ihale sonucunda bu bedel üzerinden istekliler ile birim fiyat sözleşme imzalanacağı, ihale doküman veya mevzuatında yer almayan bir gerekçeyle isteklilerin iş kalemlerine vereceği tekliflere müdahalenin mümkün olamayacağı, aksi durumun serbest piyasa koşullarına ve isteklilerin tekliflerine müdahale anlamına geleceği, aynı ÜTS koduna sahip ürünler ile farklı testlerin gerçekleştirilebileceği, idare tarafından 8680196390226 ÜTS Kodlu ürün ile “İndirekt Coombs Kartı” ya da “Antikor Tanımlama Kartı” testlerinin gerçekleştirilemeyeceğinin ifade edilmediği, başvuru sahibinin teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasında ihaleye katılabilmek için gereken belgeler veya yeterlik kriterlerini karşılamadığına ilişkin bir gerekçe oraya konulmadığı, ayrıca ihale onay belgesi ekinde yer alan yaklaşık maliyet cetvelinde de söz konusu kalemlerin maliyetlerinin farklı olduğu, gelinen aşamada Teknik Şartname’nin gözden geçirilmesi gerektiğine ilişkin hususun da somut bir şekilde ortaya konulmadığı anlaşılmıştır. Bu açıdan başvuru sahibi …..Diagnostik Özel Sağ. Hiz. Tic. Ltd. Şti.nin teklifinin değerlendirme dışı bırakılması işleminin ve ihalenin 1’inci kısmının iptalinin mevzuata aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.

Malzeme Karşılığı Cihaz İhalesinde Aynı üts Kodundaki Kalemlere Farklı Birim Fiyatların Teklif Edilmesi İptal Sebebi Olur Mu Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Mhatasever@gmail.com

Mehmetatasever.org

Satınalma Dergisi Haziran 2025, Yıl:13, Sayı:150

Haziran 2025 Kapak

Değerli yöneticiler, 

Prof.dr.murat ErdalABD-Çin arasındaki ilk görüşmeler ve karşılıklı adımların atılması sonrasında konteyner navlunlarında dalgalanmalar çarpıcı şekilde arttı. Drewry Konteyner Endeksi son dört haftada küresel endeks % 70’lik bir yükselme gösterdi. Haziran ayı verilerine göre Şangay- Los Angeles güzergahında % 57 artışla 5.876 dolarla yeni bir seviyeye geldi. Yine benzer şekilde Şangay-Roterdam % 32 ve Şangay-Cenova % 38 yükseldi. 

İki ülke arasındaki ekonomik müzakerelerin ikinci turu Londra’da. 

Her iki tarafın da elinde farklı kozları var. Örnek vermek gerekirse, Çin dünyadaki nadir toprak elementlerinde önemli bir bölümü kontrol altında tutuyor. Çin, 7 ürün grubunda ihracat lisansını (samaryum elementi savunma sanayii için hayli stratejik) gerekli kıldı. ABD tarafında ticaretle ilgili kararların mahkemeye taşınması ise ilişkilerin ve müzakerelerin yönünü ilginç hale getiriyor. Çin karşısında Trump yönetiminin eli zayıflıyor. Görüşmeler devam ederken ABD iç politika gündemi hayli karışık. İçeride ve dışarıda inişli çıkışlı süreç devam edeceğe benziyor. Geçen sayımızda konuyu tedarik zinciri dayanıklılığı ve güven erozyonu çerçevesinde etraflıca incelemiştik. Dış ticaret yöneticileri, üreticiler, lojistikçiler ve planlamacılar ileriyi görmekte zorlanıyor. 

Yine önemli bir risk, savaş riskinin Kızıldeniz konteyner gemi geçişlerine etkileri. Kızıldeniz geçişleri (No-Go) Husi saldırı tehdidi dolayısı ile % 60 azalmış durumda. Planlamalar yeni duruma göre şekillendirildi. Mısır Süveyş Kanal geçiş ücretlerinde % 15’lik indirim sağlamasına rağmen hatlar ikna olabilmiş değil. Uzun bir süre saldırı olmamasına rağmen hatlar bu riski üstlenmiyor. 

Bugün ve gelecekte makro riskleri; politik, ekonomik, teknoloji, çevre, savaş ve mevzuat tabanlı riskleri daha fazla tartışacağız. Şirketlerin risk senaryolarını sürekli revize ettikleri bir dönemdeyiz. Özellikle tedarik zinciri kesintileri ve etki analizleri daha da ön plana çıkacak. 

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Programları 

Şirketlerimize sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi ve yeşil satınalma uygulamalarında destek oluyoruz. Stratejik satınalma ve kategori yönetimi, sürdürülebilir tedarikçi yönetimi ve performans değerlendirme (KPI’lar), harcama analitiği, sözleşme yönetimi ve sektörel kontrat incelemeleri alanlarında eğitim hizmetleri sunuyoruz. Fabrikanızda, yerinizde bire bir (1-1) yönetici ve grup eğitimleri gerçekleştiriyoruz. 

Dijital Üyelik ile tüm ekibinizi geliştirebilirsiniz. 

Firma olarak dergi arşivine (150 sayı), e-kitap, sektör raporları ve gelecek bir yıl boyunca 12 sayıya erişim sağlayın. Dijital dergi aboneliği için https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz. 

Katkı veren tüm yazarlarımıza teşekkür ederim. 

Keyifli okumalar, 

Prof. Dr. Murat ERDAL 

Satınalma Dergisi Haziran 2025
Satınalma Dergisi Haziran 2025

E.l.f. x Rhode: Kozmetik Sektöründe Yeni Bir Dönem

E.l.f. X Rhode Kozmetik Sektöründe Yeni Bir Dönem Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

E.l.f. x Rhode: Kozmetik Sektöründe Yeni Bir Dönem

Selin ERDAL

E.l.f. X Rhode Kozmetik Sektöründe Yeni Bir Dönem Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemKozmetik sektöründe yaşanan bu tür gelişmeleri, özellikle kafasında yeni fikir taşıyanların dikkatle incelemesini öneririm. Çünkü güzellik sektöründe yaşanan her büyük satın alma, sadece ürün ya da marka üzerinden değil; bir vizyonun, ticari öngörünün ve stratejinin ifadesi olarak da değerlendirilmeli.

Kapakta yer alan görseldeki kişiler de aslında bu işin iki temel yönünü temsil ediyor: bir yanda sektörel bilgi ve deneyim, diğer yanda yaratıcı fikir ve cesaret. Tam da bu ikilinin dengesiyle ortaya çıkan sinerji, bugünkü gelişmenin temelini oluşturuyor.

2022’de Hailey Bieber tarafından kurulan ve kısa sürede büyümüş olan cilt bakım markası Rhode, 1 milyar dolarlık bir anlaşmayla E.l.f. Beauty tarafından satın alınıyor. Bu gelişme, hem E.l.f. hem de kozmetik sektörü için dikkat çeken bir dönüm noktası olacak gibi görünüyor.

Rhode, yalnızca üç yıl içinde 10 ürünle 212 milyon dolar net satışa ulaşarak büyük bir başarıya imza attı. Glazing Milk ve Pocket Blush gibi ürünleri sosyal medyada çokça ilgi topladı. The Business of Beauty’nin haberine göre marka, sonbaharda Sephora’nın ABD ve Kanada mağazalarında ve yıl sonuna doğru ise İngiltere’de satışa çıkacak. Bu da Rhode’un küresel arenada daha görünür hale geleceğini gösteriyor.

E.l.f. Neden Bu Satın Almayı Yaptı?

E.l.f., başlangıçta “uygun fiyatlı muadil ürün” (dupe) markası olarak tanınsa da, son yıllarda inovatif ürün geliştirme hızı ve uygun fiyat politikasıyla pazarda ciddi bir yer edindi. Ancak her ne kadar büyüme devam etse de şirketin son çeyrek performansı önceki yıllara göre yavaşlama sinyalleri veriyor, tam da bu noktada bir yatırım kararı aldı.

Son dönemde kozmetik sektöründe birleşme ve satın almalar oldukça durgun. Rare Beauty, Makeup by Mario ve benzeri markaların yatırımcı arayışları sonuçsuz kalırken, E.l.f. aktif kalmayı başaran ender firmalardan biri oldu. Şirket; dijital odaklı, hızlı büyüyen markalara yatırım yapma stratejisini sürdürüyor.

E.l.f., markayı 600 milyon dolar nakit ve 200 milyon dolarlık hisseyle toplamda 800 milyon dolara satın aldı. Ayrıca önümüzdeki üç yıldaki performansa bağlı olarak 200 milyon dolarlık ek ödeme de yapılabileceği belirtildi. Rhode’un bu durumda şirkete enerji getirmesi bekleniyor: CEO Tarang Amin, Hailey Bieber için “bir ünlüden çok daha fazlası” ifadesini kullanarak onun vizyonuna ve topluluğuyla olan bağına olan güvenini vurguladı.

Rhode; E.l.f.’in Sephora ABD, Kanada ve İngiltere’deki ilk markası olacak. Aynı zamanda ürün fiyat aralığı (18–38 $), şirketin brüt kâr marjını da artıracak. E.l.f. ürünlerinin ortalama fiyatı 6.50 $ civarındayken, Rhode biraz daha premium bir segmentte yer alıyor.

Genç tüketici kitlesine erişim açısından da Rhode büyük avantaj sağlayacak. Özellikle Z kuşağı gibi sadakati zor ama etkisi büyük olan bir demografide, bu satın alma şirketin rekabet gücünü artırabilir.

Sonuç: Ortak Vizyon, Güçlü Gelecek

CEO Amin’in sözleriyle: “Biz bir kurucunun hayal ettiği şirketiz. Rhode’u değiştirmeye çalışmıyoruz; kurucunun vizyonunu besliyoruz.”
Bu ortaklık, sadece bir satın alma değil; iki tarafın da değer kattığı, karşılıklı güven ve vizyonla kurulan bir birliktelik.

E.l.f. X Rhode Kozmetik Sektöründe Yeni Bir Dönem Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemÇünkü mesele sadece güzellik ya da yeni bir fikir değil… Yatırımcı, öngörü, vizyon, satış ve rekabet gibi unsurların bir bütün halinde buluştuğu noktada gerçek fark yaratılıyor.

Selin ERDAL

 

 

Kaynak:

The Business of Beauty, BoF (2025) – “E.l.f. to Acquire Hailey Bieber’s Rhode in $1 Billion Deal”

Satın Almanın Anahtarı: Teknik Şartname

Satın Almanın Anahtarı Teknik şartname Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Satın Almanın Anahtarı: Teknik Şartname

Gökhan AKTAŞ

Satın Almanın Anahtarı Teknik şartname Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemKamu alımlarında başarı yalnızca fiyat avantajı elde etmekten ibaret değildir. Asıl başarı; ihtiyaca uygun, zamanında ve etkin hizmet veya ürün teminiyle mümkündür. Bu başarının temeli ise çoğu zaman göz ardı edilen, fark edilmeyen ancak en büyük unsur olan; Teknik şartname.

Teknik şartname, yalnızca ihale konusu mal veya hizmetin teknik tanımlarının yer aldığı bir belge değildir. Aynı zamanda alım sürecinin şeffaf, rekabetçi ve ihtiyaç odaklı yürütülmesini sağlayan en önemli ve esas dokümandır. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca, teknik şartnamenin alıma ilişkin tüm teknik kriterleri açıkça ortaya koyması gerekir. Ancak uygulamada, bu kriterlerin eksik ya da hatalı hazırlanması durumunda, şartnamenin yalnızca bir belge olmaktan çıkıp süreci kilitleyen bir soruna dönüştüğü görülmektedir.

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu / Şartnameler

Madde 12- İhale konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin her türlü özelliğini belirten idari ve teknik şartnamelerin idarelerce hazırlanması esastır. Ancak, mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin özelliği nedeniyle idarelerce hazırlanmasının mümkün olmadığının ihale yetkilisi tarafından onaylanması kaydıyla, teknik şartnameler bu Kanun hükümlerine göre hazırlattırılabilir.

İhale konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin teknik kriterlerine ihale dokümanının bir parçası olan teknik şartnamelerde yer verilir. Belirlenecek teknik kriterler, verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olacak, rekabeti engelleyici hususlar içermeyecek ve bütün istekliler için fırsat eşitliği sağlayacaktır.

Teknik şartnamelerde, varsa ulusal ve/veya uluslararası teknik standartlara uygunluğu sağlamaya yönelik düzenlemeler de yapılır. Bu şartnamelerde teknik özelliklere ve tanımlamalara yer verilir. Belli bir marka, model, patent, menşei, kaynak veya ürün belirtilemez ve belirli bir marka veya modele yönelik özellik ve tanımlamalara yer verilmeyecektir.

Ancak, ulusal ve/veya uluslararası teknik standartların bulunmaması veya teknik özelliklerin belirlenmesinin mümkün olmaması hallerinde “veya dengi” ifadesine yer verilmek şartıyla marka veya model belirtilebilir.

Kamu alımlarında şartnamenin hazırlık süreci, ihale başarısının belirleyicisidir. Doğru yazılmış bir şartname, sadece doğru mal veya hizmetin teminini sağlamaz aynı zamanda rekabet ortamını güçlendirir, ihalenin iptal veya şikâyetle sonuçlanma riskini azaltır, yaşanabilecek belirsizlikleri önceden ortadan kaldırır. Bu sebeple şartname, satın almanın anahtarıdır.

Ancak yanlış veya eksik hazırlanan şartnameler; hem satın alma sürecinde zorluklara hem de kamu kaynaklarının etkin kullanılmamasına neden olur. Örneğin teknik detaylar yeterince net verilmediğinde ya da tezat unsurları içerirse, firmaların sunduğu teklifler arasında kıyaslama yapmak imkânsız hale gelir. Bu durum, değerlendirme komisyonlarının karar sürecini yavaşlatır, itirazlara açık hale getirir ve satın alma süresinin uzamasına neden olur.

Eksik şartnameler, satın alma sürecinde “ne alacağımızı” bilmeden yola çıkmak gibidir. Bu eksiklik sadece zaman ve iş gücü kaybı yaratmakla kalmaz, aynı zamanda yanlış ürünlerin temin edilmesiyle kamu zararına da sebep olabilir. Örneğin bir cihazın teknik özellikleri tam olarak tanımlanmadığında, sözleşme sonrası teslim edilen ürün ihtiyacı karşılamayabilir ve yeniden alım süreçleri başlatmak gerekebilir. Bu da hem bütçeyi hem işleyişi olumsuz etkiler. Kaybedilen zaman ihtiyacın zamanında karşılanmasına mani olurken sürecin kalitesini düşürür.

Diğer bir sorun, ihtiyaç birimi tarafında bilerek ya da bilmeyerek teknik şartnamenin rekabeti kısıtlayacak şekilde hazırlanmasıdır. Şartnamede yer alan marka, model veya menşei belirten ifadeler, sadece bir firmaya ait özelliklere atıfta bulunmak 4734 sayılı Kanun’un 5. maddesinde yer alan “eşit muamele ve rekabet” ilkelerine aykırıdır. Kamu İhale Kurulu da bu yöndeki uygulamaları sıklıkla iptal gerekçesi olarak değerlendirmektedir.

Peki, teknik şartname yalnızca rekabet ve şeffaflık için mi önemlidir? Hayır. Aynı zamanda satın alma sürecinde görev alan ekiplerin iş yükünü doğrudan etkileyen, sürecin her aşamasında yol gösterici olan bir belgedir. Şartname net değilse, firmaların sordukları sorular artar, açıklayıcı zeyilnameler gerekir, değerlendirme süresi uzar. Tüm bunlar satın alma ekipleri için ek iş yükü anlamına gelir. Diğer bir ifadeyle, iyi hazırlanmış bir şartname sadece alımı değil, satın almayı yapanları da korur.

Teknik şartname yalnızca “nasıl alalım?” sorusuna değil, “neden böyle alıyoruz?” sorusuna da cevap veren bir kararın yazılı beyanıdır. Bu yaklaşım, sadece mevcut ihtiyacı karşılamakla kalmaz; aynı zamanda stratejik planlama, kamu kaynaklarının etkin kullanımı ve kamu hizmetinin sürdürülebilirliği açısından uzun vadeli bir vizyonu da yansıtır.

Bu nedenle teknik şartname hazırlama süreci, sadece teknik personelin değil; ihtiyaç birimlerinin ve gerektiğinde dış uzmanların da katkısıyla ortak bir çabayla yürütülmelidir. Piyasa araştırmasına dayalı kriterler belirlenmeli, önceki satın alma deneyimlerinden ders çıkarılmalı, ihtiyaç sahibi birimin katkısıyla gereksiz veya abartılı taleplerden kaçınılmalıdır. Çünkü doğru teknik şartname, sürecin değil, sonucun da kalitesini garanti altına alır.

İhtiyaç birimleri, teknik şartname sürecinin en önemli paydaşlarındandır. Çünkü ürün ya da hizmeti fiilen kullanan birimler olarak, ihtiyaçlarını en doğru tanımlayabilecek olanlar onlardır. Bu nedenle şartname hazırlığında ihtiyaçlarını açık ve ölçülebilir şekilde tanımlamaları, benzer alımlardan elde edilen deneyim ve geri bildirimleri dikkate almaları, piyasa koşullarına hâkim olmaları büyük önem taşır. Ayrıca geçmiş yıllara ait şartnameleri aynen kopyalamak yerine, her alıma özgü, güncel ve rekabeti kısıtlamayan tanımlar yapmaları gerekir. Bu yaklaşım, hem doğru ürün alımını hem de satın alma sürecinin sağlıklı işlemesini sağlar.

Satın alma alanında etik davranışın ve kamu yararının teminatı olan teknik şartnameler, sadece teknik bir belge değil; idarenin vizyonunu, disiplinini ve sorumluluğunu da ortaya koyan stratejik dokümanlardır.

Sizce kurumunuzda hazırlanan teknik şartnameler, kamu yararını ve rekabeti gözeten bir stratejiyle mi ele alınıyor; yoksa hâlâ geçmişten kopyalanan kalıplarla mı ilerleniyor?

Satın Almanın Anahtarı Teknik şartname Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemGökhan AKTAŞ
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI

Bakırköy Dr.Sadi Konuk Eğitim Araştırma Hastanesi

İdari Ve Mali İşler Müdür Yardımcısı

gokhan.aktas@saglik.gov.tr

 

 

Şüphe Feshi Nedir? Hangi Hallerde Yapılmalıdır?

şüphe Feshi Nedir Hangi Hallerde Yapılmalıdır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Şüphe Feshi Nedir? Hangi Hallerde Yapılmalıdır?

Lütfi İNCİROĞLU

şüphe Feshi Nedir Hangi Hallerde Yapılmalıdır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİş sözleşmesi, taraflara borç yükleyen özel hukuk anlaşmasıdır. Taraflardan birinin bu sözleşmeyi sona erdirmek için karşı tarafa irade beyanında bulunması iş sözleşmesinin feshidir.

Feshin gerçekleşmesi için taraflardan birinin karşı tarafa ister sözlü isterse yazılı olarak bunu beyan eden irade açıklamasında bulunması gerekir. Yargıtay’a göre “Fesih bildirimi karşı tarafa ulaştığı anda sonuçlarını doğurur. Ulaşma, muhatabın hâkimiyet alanına girdiği andır. Fesih bildirimi karşı tarafa ulaşması ile sonuçlarını doğurur ve bundan tek taraflı olarak dönülemez” denilmektedir[1]

Fesih; sözleşmenin taraflarından birinin tek taraflı ve karşı tarafa yöneltilmesi gereken irade beyanıyla, belirli bir sürenin geçmesinden sonra veya derhal sona erdirilmesi olarak tanımlanabilir. İş hukuku uygulamasında fesih türlerine baktığımız zaman; Bildirimli (süreli) fesih, Peşin ödemeli fesih, Haklı nedenle fesih, Geçerli nedenle fesih, Haksız fesih, Usulsüz fesih, Kötü niyetli fesih, Eylemli Fesih, Değişiklik Feshi ve Şüphe Feshi gibi fesih türlerine rastlanmaktadır.

Şüphe feshi; tüm iş ilişkisinin devamı için zorunlu olan güven duygusunu yıkmaya elverişli objektif olguların oluşturduğu güçlü şüphenin varlığı halinde işverenin durumu aydınlatmak için tüm imkanlarını kullanması şartıyla başvurabileceği olağanüstü bir fesih yoludur.

Şüphe feshi olağanüstü bir fesih yolu olarak anıldığı için de bir takım sert ve zorunlu olarak aranan şartları bulunmaktadır. Buna göre şüphe feshinin gündeme gelebilmesi için:

  • İşçinin bir suç işlediğine veya sözleşmeye aykırı davranışta bulunduğuna ilişkin bir şüphenin bulunması,
  • Bu şüphenin objektif olay ve vakıalara dayanan güçlü bir şüphe olması,
  • İşverenin kendisinden beklenebilecek bütün çabaları göstermesine karşın şüphenin giderilememiş olması,
  • Sonuç olarak da işçi ile işveren arasındaki güven ilişkisinin ciddi ölçüde zedelenmesi ve işverenden artık iş ilişkisinin devamına katlanmasının beklenememesi şartları kümülatif olarak meydana gelmelidir.

Yargıtay; iş ilişkisinde işverenin işçisine karşı duyduğu şüphenin, aralarındaki güven ilişkisini zedeleyeceğini, işverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı işçinin iş ilişkisinin devamı için gerekli olan uygunluğun ortadan kalkabileceğini ve şüphenin işçinin kişiliğinden kaynaklanan bir sebep olduğunu ifade etmektedir. Yargıtay tarafından şüphe feshi; işçinin bir suç işlediğinden veya sözleşmeye aykırı davranışta bulunduğundan şüphe edilmesi ve bu yüzden taraflar arasında iş ilişkisinin devamı için gerekli olan güvenin yıkılması ya da ağır biçimde zedelenmesi nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilmesi hali olarak tanımlanmıştır[2]

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen bir kararda şüphe feshinin söz konusu olabilmesi için iş ilişkisinin devamı adına gerekli olan güveni yıkmaya elverişli, objektif olay ve vakıalara dayanan güçlü bir şüphenin mevcut olması ve ayrıca olayın aydınlatılması için işverenin kendisinden beklenebilecek bütün çabaları göstermesine karşın eylemin gerçekleştiğinin kanıtlanamamış olması gerektiği vurgulanmıştır[3]..Ayrıca Yargıtay şüphe feshinde, işçinin savunmasının alınmasının gerekmediğine de karar vermiştir[4].

Sonuç olarak, şüphe feshi olağanüstü bir fesih yolu olarak anıldığı için de bir takım sert ve zorunlu olarak aranan şartları bulunmaktadır. Buna göre;

İşçinin bir suç işlediğine veya sözleşmeye aykırı davranışta bulunduğuna ilişkin bir şüphenin bulunması,

Bu şüphenin objektif olay ve vakıalara dayanan güçlü bir şüphe olması,

İşverenin kendisinden beklenebilecek bütün çabaları göstermesine karşın şüphenin giderilememiş olması,

şüphe Feshi Nedir Hangi Hallerde Yapılmalıdır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemNihayetinde, işçi ile işveren arasındaki güven ilişkisinin ciddi ölçüde zedelenmesi ve işverenden artık iş ilişkisinin devamına katlanmasının beklenememesi şartları kümülatif olarak meydana gelmelidir.

Lütfi İNCİROĞLU

 

 

Kaynakça:

[1] Y9HD.28.5.2014 T., E.2012/10428, K.2014/17228.

[2] Y.9. H.D. 08.04.2019, 2019/1352 E., 2019/7992 K.

[3] YHGK 15.11.2018, 2015/22-2715 E.–2018/1720 K.

[4] Y.22. H.D. 13.03.2017, 2017/35776 E.,2017/15703 K

Satın Almada Duyguların Gücü ve Psikolojik Kontratlar

Satın Almada Duyguların Gücü Ve Psikolojik Kontratlar Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Satın Almada Duyguların Gücü ve Psikolojik Kontratlar

Satın Almada Duyguların Gücü Ve Psikolojik Kontratlar Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemM.Efsun YÜKSEL TUNÇ

Satın alma süreçleri çoğunlukla teknik, sayısal ve rasyonel olarak görülür. Teklif alınır, analiz edilir, şartlar karşılaştırılır ve en uygun seçenek seçilir. Peki her şey gerçekten bu kadar matematiksel midir?

Gerçekte satın alma, sadece “mal ve hizmet” alımı değildir. Aynı zamanda insan ilişkilerinin görünmez ağlarıyla örülmüş bir güven alanıdır. İşte bu görünmeyen ama belirleyici bağlardan biri de: Psikolojik kontratlardır.

Bu yazıda, satın alma süreçlerinde duyguların, algıların ve güvenin nasıl belirleyici rol oynadığını; tedarikçi ile satın almacı arasındaki görünmeyen bununla birlikte etkili bağları birlikte keşfediyoruz.

Psikolojik kontrat, taraflar arasında resmi olarak yazılmayan fakat karşılıklı beklentilerle oluşan, görünmeyen bir anlaşmadır. Örneğin bir tedarikçi, “bize uzun vadeli sadık kalınacak” hissine sahipse, bu onun zihnindeki psikolojik kontrattır. Ya da bir satın almacı, “teslimat zamanında yapılır, çünkü biz bu firmaya her zaman öncelik tanıdık” diye düşünüyorsa, bu da başka bir psikolojik sözleşmenin parçasıdır. Psikolojik kontratlarda resmiyet yoktur bununla birlikte etkisi gerçektir. İmza atılmaz, bununla birlikte kırıldığında ilişki sarsılır.

Satın alma sürecinde psikolojik kontratlar nelerden oluşur önemli bir detaydır. Birlikte bakalım:

  • Sadakat Algısı

“Yıllardır bizden alıyorlar, bu ilişki devam eder” düşüncesi tedarikçi tarafında bir psikolojik güven yaratır. Ancak beklenmedik bir alternatif seçimi bu kontratı ihlal eder gibi algılanabilir.

  • Karşılıklı Destek Beklentisi

Kriz anında birlikte çözüm aramak, ihtiyaç dışı zamanlarda bile iletişimde kalmak; psikolojik kontratın yapı taşlarındandır.

  • Şeffaflık ve Bilgilendirme

Fiyat değişikliği, termin sapması, kalite sorunlarında açık iletişim beklenir.

Karşı taraf bu açıklığı göremezse, “güven ihlali” hissi oluşur.

  • Adalet Duygusu

Eşit koşullarda, benzer taleplere farklı yanıtlar verilmesi “haksızlık” algısı yaratır. Bu da psikolojik kontratın en hassas noktalarından biridir.

Psikolojik kontratlar zaman zaman zarar görür. Ana nedenleri sıralayacak olursak:

  • Sürpriz Kararlar: Tedarikçiyle paylaşılmadan yapılan ani strateji değişiklikleri
  • Diyaloğun Kesilmesi: Birdenbire azalan iletişim sıklığı
  • Tek Taraflı Yorumlama: Sadece kendi tarafımızdan bakarak “onlar anlamıştır” varsayımı
  • Sözlerin Eyleme Dönüşmemesi: Verilen sözlerin arkasında durulmaması, beklentiyle çelişen tutumlar

Bir psikolojik kontrat bozulduğunda genellikle sessiz bir kopuş yaşanır. Kimse resmi olarak “bu ilişki bitti” demez, fakat artık güven yoktur. İşte bu kopukluk, satın alma süreçlerinde maliyetlerden çok daha derin kayıplar yaratır: güven, esneklik, hız ve itibar.

Böyle durumlarda güveni tekrar inşa etmek ve satın almada duygusal zekâya dayalı yaklaşımlar sergilemek gerekir. Yapabileceklerimiz:

  • Görünmeyeni Görün

İletişimde sadece sözlü değil, sözel olmayan sinyallere de dikkat edin. Ses tonundaki değişim, e-postadaki gecikme, toplantılardaki enerjinin düşmesi — hepsi bir şey anlatır.

  • Düzenli Check-in Yapın

Tedarikçiyle sadece sorun çıktığında değil, arada sırada “her şey yolunda mı?” diye sormak, ilişkiyi güçlendirir.

  • Şeffaf Paylaşım Kültürü Geliştirin

İleriye dönük planlarınızı açıkça paylaştığınızda, güven duvarı yükselir. Sürpriz kararlar yerini ortak kararlarla şekillenen süreçlere bırakır.

  • Krizlerde Yalnız Bırakmayın

Tedarikçi zorlandığında “sorununu çözsün, sonra bakarız” demek yerine, sürece dahil olun. Bu tür davranışlar psikolojik kontratı sağlamlaştırır.

  • Teşekkür Etmeyi Unutmayın

Bir iş zamanında ve eksiksiz yapılmışsa, o başarıyı “normal” değil, “kıymetli” olarak görmek gerekir. Güvenin dili sadece kriz anlarında değil, başarı anlarında da konuşulmalıdır.

Kurum olarak da yapabileceklerimiz ve satın alma sürecimizi mükemmelleştirecek önerileri de sıralamak isterim.

  • Tedarikçi İlişkileri Eğitimi:

Psikolojik kontratlar ve güven inşası üzerine satın alma ekiplerine özel atölye çalışmaları düzenlenebilir.

  • Tedarikçi Memnuniyet Anketleri:

Resmi olmayan ama içgörü sağlayan anketlerle ilişki sıcaklığı ölçülebilir.

  • Güven Barometresi:

Her tedarikçiyle yapılan çalışmalarda, ekip içi “güven düzeyi” notlaması yapılarak stratejik risk haritası çıkarılabilir.

Satın alma süreçlerinde duygular sadece “yumuşak faktörler” değildir. Onlar, süreçlerin sert duvarlarını birbirine bağlayan görünmez harçtır. Bir fiyat unutulur, bir tarih geçer… Bununla birlikte kırılmış bir güven, kolay kolay onarılamaz. Çünkü, psikolojik kontratlar, görünmezdir fakat yön verir. Güven ise pazarlığın değil, iş birliğinin temelidir. Ve biz satın almacılar olarak, yalnızca satın alan değil; ilişkiler inşa eden, güveni yöneten ve duygusal zekâyı stratejiye dönüştüren profesyonelleriz.

Satın Almada Duyguların Gücü Ve Psikolojik Kontratlar Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemM.Efsun YÜKSEL TUNÇ

Eğitmen ve Yönetim Danışmanı

Yaşam ve Yönetici Koçu

efsun@indus.com.tr

https://www.linkedin.com/in/efsunyukseltunc/

Instagram @indusefsun

İhracat İşlemlerinde Yaptığımız Hatalar – Bölüm 5

İhracat İşlemlerinde Yaptığımız Hatalar – Bölüm 5 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İhracat İşlemlerinde Yaptığımız Hatalar – Bölüm 5

İhracatta Yeni Müşteri Bulmak

İhracat İşlemlerinde Yaptığımız Hatalar – Bölüm 5 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİhracatta müşteri bulmak ve yeni pazarlara açılmak esastır. Ne kadar çok mal satar, global pazarda ne kadar çok müşteri bulursak firmamızın geleceği açısından önemlidir.

Her yeni müşteri iş hacmimizin daha da artması, iş hacminin artması ile ülkemiz açısından istihdamın daha da genişletilmesi anlamına gelir. Pazar araştırması yapıyor olmak, yeni müşterilerin de beraberinde portföyümüze dahil edilebileceği anlamına gelmez mi?

Global Piyasada Yeni Müşteri Bulduğumuzda

Pazar araştırmalarımız sonucunda bulduğumuz yeni müşteriler firmamız için yeni bir kazanç kapısı olacağından, ilişkilerimizin sağlam temellere dayandırılmasına da özen göstermeliyiz. Yeni müşterimizi ne kadar tanıyoruz? Sadece yaptığımız yazışmalardan ve muhtemel mal siparişlerinden yola çıkarak müşterimiz için olumlu veya olumsuz karar vermeden önce, müşterimizin istihbaratının yaptırılması esastır.

Yurt dışındaki müşterimizin  istihbaratının yaptırılması ve firmamıza bir rapor halinde yeni müşteri adayımızın araştırılması bizi olası problemlerden bir nebze olsun koruyacaktır.

İstihbarat sırasında yurt dışındaki müşterimizin;

  • Profil bilgileri,
  • Ortaklık yapısı,
  • Faaliyetleri,
  • Sektördeki yeri,
  • Mali Yapısı,
  • Bankalarla olan ilişkileri,
  • Borç / alacak ilişkileri,
  • Ticari moralitesi,
  • Kredibilitesi

Hatta;

  • Özel alışkanlıkları

Ve hatta

  • Firma bünyesinde tilki ve Çakalları besleyip, beslemediği

konularının araştırılması gereklidir.

Bu istihbari bilgilerin sağlanmasında farklı istihbarat kuruluşlarından destek alınabileceği gibi, ülkemizin ve Türk İhracatçısının gerçek dostu niteliğinde olan Türk Eximbank da belli bir hizmet bedeli karşılığında bu hizmeti bize sunabilir ve firma ile ilgili olarak yukarıda sayılan konular çerçevesinde istihbarat raporu sağlayabilir.

Eximbank Görsel

Türk Eximbank yurt dışındaki ithalatçının istihbaratı konusunda Türk İhracatçısına her zaman destek vermektedir.

İstihbaratsız Ticarette Duvara Toslarız

İstihbari çalışmalarımızla yurt dışındaki alıcımızı daha iyi tanır, gardımızı ona göre almamızı sağlamış oluruz.

Yurt Dışındaki Alıcımız İhracatçısına Çakallık Yapar Mı Dersiniz?

İşte tam da anlatmaya çalıştığım konu buydu. Gerekli araştırmalar yapılmamışsa muhtemeldir ki biz ihracatçıların bu işten zararlı çıkabiliriz.

Bilhassa ülke riskinin fazla olduğu ülkeler olan;

  • Afganistan,Duvara Toslayan Araba Görsel
  • Angola,
  • Sudan,
  • Libya,
  • Bangladeş,
  • Anguilla,
  • Arjantin,
  • Aruba,
  • Batı Sahra,
  • Belarus,
  • Kırgızistan
  • Bermuda,
  • Hindistan
  • Mısır,
  • Fas,
  • Afrika ülkelerinin çoğu,
  • Vanuatu,
  • Yemen,
  • Tunus,
  • Zambiya,
  • Zimbabve
  • Vietnam,
  • Venezuela

Dahası da var.

Örmek olsun diye bu ülkeleri yazdım. Diyeceksiniz ki bazı ülkeleri haritada dahi bulmakta zorlanıyoruz… Olsun o kadar, her şeyi de benden beklemeyiniz. Tüm ülkeleri haritada tek tek işaret edip size sunmamı beklemiyorsunuz değil mi?

İthalatçının Çakallığı mı Dediniz?

Bilhassa yukarıda saydığım ülkelerdeki ithalatçının hangisinin nerede çakallık yapacağını tahmin edemezsiniz. Her an çakallıkla yüz yüze kalabilirsiniz.

Şöyle olsa mesela;

İthalatçınız size mal sipariş etti. Anlaştınız. Ödeme şekli vesaik mukabili olsa. İthalatçınız size çalıştığı bankanın adresini verdi diyelim. Siz ihracatçı olarak gerekli istihbarat çalışmasını yapmadan malları sevk ettiniz ithalatçının ülkesine, vesaiki de ithalatçının size bildirdiği banka adresine siz kendiniz gönderdiniz. Farz edelim ki ithalatçının banka adresi diye verdiği adres de kendi ofis veya ev adresi olsa.. Kargodaki vesaik de banka adresi diye ithalatçının adresine teslim edilecek, ithalatçı ise hiç para ödemeden vesaikin sahibi olacak, eline geçirdiği orijinal evraklarla gümrükteki malları çekecek…

Olur mu acaba öyle şey?

Ne kadar fesat düşünceliyim değil mi?

Bu tilkiler kurnaz ve stratejik düşünürler ve ben de tilkiler gibi kurnazca senaryolar üretmeye başlıyorum.

Siz bana bakmayın ya… Olmaz öyle şeyler. Reşat Bağcıoğlu yine kurnaz senaryolarla kafaları karıştırmaya başladı.

Her şey bir tarafa da ithalatçı ya böyle bir şeyi yaparsa, ihracatçımızın hali ne olur?

Reşat Bağcıoğlu zamanında bu konuyu dillendirmişti deyip dizlerimizi dövmek veya iki taş alıp bir tarafımızı dövmek fayda etmeyecek. Reşat Bağcıoğlu’nun boş konuşmadığını öğrenecek bu ihracatçılarımız.

Felaket senaryolarım sadece bir tek bununla sınırlı değil.

İhracat İşlemlerinde Yaptığımız Hatalar – Bölüm 5 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemReşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi 

Diş Protez Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Mali Tabloların Yeterli Olmaması?

Diş Protez Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Mali Tabloların Yeterli Olmaması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Diş Protez Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Mali Tabloların Yeterli Olmaması?

Diş Protez Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Mali Tabloların Yeterli Olmaması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Satınalma Dergisi’nin kıymetli okurları, yazıma geçmeden önce, Kurban Bayramınızı kutlar, sevdiklerinizle birlikte iyi bayramlar dilerim.

İtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; İhale üzerinde kalan iş ortaklığının ortaklarından ………….. Dental Tic. Ltd. Şti.nin, 2024 yılı Temmuz ayında kurulmuş olması ve vergi dönemlerini tamamlamamış olması nedeniyle, ihale mevzuatı ile İdari Şartname’nin 7.4.2’nci ve 7.6’ncı maddelerini karşılamadığı iddialarına yer verilmiştir.

Emsal Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Tanımlar” başlıklı 3’üncü maddesinde “(1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında 4734 sayılı Kanunun 4 üncü maddesindeki tanımlar yanında; a) Benzer iş: İhale konusu iş veya işin bölümleriyle nitelik ve büyüklük bakımından benzerlik gösteren, aynı veya benzer usullerle gerçekleştirilen, teçhizat, ekipman, mali güç ve uzmanlık ile personel ve organizasyon gerekleri bakımından benzer özellik taşıyan işleri, …” hükmü, “Bilanço veya eşdeğer belgeler” başlıklı 35’inci maddesinde “(1) Bilançonun veya eşdeğer belgelerin istenildiği ihalelerde ihalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait; a) Yayınlanması zorunlu olan yıl sonu bilançosunun veya gerekli bölümlerinin, b) (a) bendinde belirtilen belgelere eşdeğer belgelerin, her ikisinin de idarece istenilmesi zorunludur. (2) Bilanço veya eşdeğer belgeler kapsamında; a) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olan aday ve istekliler yıl sonu bilançosunu veya bilançonun üçüncü fıkradaki kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini, b) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olmayan aday ve istekliler yıl sonu bilançosunu veya bilançonun üçüncü fıkradaki kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini ya da bu kriterlerin sağlandığını göstermek üzere yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavirce standart forma uygun olarak düzenlenen belgeyi sunar. (3) Adayın veya isteklinin ikinci fıkra uyarınca sunduğu belgelerde; a) Belli sürelerde nakit akışını sağlayabilmesi için gerekli likiditeye ve kısa dönem (bir yıl) içinde borç ödeme gücüne sahip olup olmadığını gösteren cari oranın (dönen varlıklar/kısa vadeli borçlar) en az 0,75 olması, (hesaplama yapılırken; yıllara yaygın inşaat maliyetleri dönen varlıklardan, yıllara yaygın inşaat hakediş gelirleri ise kısa vadeli borçlardan düşülecektir), b) Aktif varlıkların ne kadarının öz kaynaklardan oluştuğunu gösteren öz kaynak oranının (öz kaynaklar/toplam aktif) en az 0,15 olması, (hesaplama yapılırken, yıllara yaygın inşaat maliyetleri toplam aktiflerden düşülecektir), c) Kısa vadeli banka borçlarının öz kaynaklara oranının 0,50’den küçük olması, ve belirtilen üç kriterin birlikte sağlanması zorunludur. Sunulan bilançolarda varsa yıllara yaygın inşaat maliyetleri ile yıllara yaygın inşaat hakediş gelirlerinin gösterilmesi gerekir.

(10) Aday veya isteklinin ortak girişim olması halinde, ortakların her birinin istenen belgeleri ayrı ayrı sunması ve üçüncü fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde veya serbest meslek kazanç defteri özetine ilişkin dokuzuncu fıkrada belirtilen kriterleri sağlaması zorunludur.” hükmü, “İş deneyimini gösteren belgeler” başlıklı 39’uncu maddesinde “(1) İş deneyimini gösteren belgelerin istenildiği ihalelerde; teknolojik ürün deneyim belgesinin ve yurt içinde veya yurt dışında kamu veya özel sektörde bedel içeren tek bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin olarak; a) İlk ilan veya davet tarihinden geriye doğru son beş yıl içinde kabul işlemleri tamamlanan hizmet alımlarıyla ilgili iş deneyimini gösteren belgelerin, b) Devredilen işlerde devir öncesindeki veya sonrasındaki dönemde ilk sözleşme bedelinin en az % 80’inin gerçekleştirilmesi şartıyla, ilk ilan veya davet tarihinden geriye doğru son beş yıl içinde kabul işlemleri tamamlanan hizmet işleriyle ilgili iş deneyimini gösteren belgelerin, c) Yapımla ilgili hizmet işleri dahil hizmet alımı ihalesiyle gerçekleştirilecek danışmanlık hizmetlerinde, Danışmanlık Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinin 38 inci maddesinde düzenlenen iş deneyimini gösteren belgelerin, istenilmesi zorunludur.” hükmü,

“İş deneyim belgesi düzenlenemeyen hallerde iş deneyimini gösteren diğer belgeler ve bu belgelerde aranacak kriterler” başlıklı 47’nci maddesinde “(1) Gerçek kişilere veya iş deneyim belgesi düzenlemeye yetkili olmayan her türlü kurum ve kuruluşa bedel içeren tek bir sözleşmeye dayalı olarak gerçekleştirilen işlerde, iş deneyim belgesi düzenlenemez. Bu durumda, bitirilen işlere ilişkin iş deneyiminin belgelendirilmesinde aşağıdaki esaslar uygulanır:

(a) Yurtdışında gerçekleştirilen işler hariç bu madde kapsamında yer alan işlerde; sözleşme ve bu sözleşmenin uygulanmasına ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ilgili hükümleri çerçevesinde düzenlenen; fatura örnekleri veya bu örneklerin noter, yeminli mali müşavir, serbest muhasebeci mali müşavir veya vergi dairesi onaylı suretleri veya serbest meslek makbuzu nüshaları ya da bu nüshaların noter, yeminli mali müşavir, serbest muhasebeci mali müşavir veya vergi dairesi onaylı suretleri ile sözleşmeye ait damga vergisinin ihale ilan tarihi itibarıyla ödendiğine ilişkin belgeler, personel çalıştırılan işlerde ise bu belgelere ek olarak o işe ait sözleşme kapsamında personel çalıştırıldığını gösteren Sosyal Güvenlik Kurumu internet sayfası üzerinden düzenlenmiş ve idarece teyidi yapılabilen belgeler, iş deneyimini gösteren belgelerdir. Aday veya istekli, iş deneyimini gösteren bu belgeleri başvuru veya teklifi kapsamında sunar. Bu maddede belirtilen işler için iş deneyim belgesi düzenlenmiş olsa bile, ihale komisyonunca dikkate alınamaz. …” hükmü yer almaktadır.

İhale komisyonunun 24.03.2025 tarihli kararı ile ekonomik açıdan en avantajlı teklif sahibi olarak belirlenen ……….. Diş Protez Lab. San. ve Tic. Ltd. Şti. – ………… Dental Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığının özel ortağı ……….. Dental Tic. Ltd. Şti. tarafından sunulan yeterlik bilgileri tablosu, İdari Şartname’nin 7.4.2’nci ve 7.6’ncı maddelerinin karşılanıp karşılanmadığı yönünden incelendiğinde; Söz konusu yeterlik bilgileri tablosunun “Ekonomik ve Mali Yeterliğe İlişkin Bilgiler” başlıklı bölümünün “Bilançoya İlişkin Diğer Belgeler” satırında, serbest muhasebeci mali müşavir tarafından KİK025.1/H no’lu Bilanço Bilgileri Tablosu Standart Formu esas alınarak düzenlenmiş bilanço bilgileri tablosunun sunulduğu; 03.03.2025 tarihinde düzenlenmiş olan tabloda, 2024 yılı bilanço oranları kapsamında cari oranın “1,23”, öz kaynak oranının “0,26” ve kısa vadeli banka borçlarının öz kaynaklara oranının “0” şeklinde belirtildiği,

İdare tarafından ihale üzerinde bırakılan iş ortaklığına gönderilen 11.03.2025 tarihli, “Beyan edilen bilgileri tevsik eden belgelerin sunulması ve/veya numune/demonstrasyon işlemlerine ilişkin ürün örneklerinin verilmesi/kurulumların yapılması/aşırı düşük teklif açıklamalarının sunulması” konulu yazı ile, yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilen ve EKAP veya diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının internet sayfası üzerinden sorgulanamayan bilgi ve belgeleri tevsik eden belgelerin ekleri ile birlikte, İdari Şartname’nin 7.9’uncu maddesine uygun olarak idareye sunulmasının talep edildiği,

………. Dental Tic. Ltd. Şti. tarafından idareye sunulan tevsik edici belgeler incelendiğinde; teklif kapsamında beyan edilen bilanço bilgileri tablosunda yer alan bilgilerin, 07/2024-09/2024 vergilendirme dönemine ait bilanço değerlerine ilişkin olduğunun anlaşıldığı,

Öte yandan, ……… Dental Tic. Ltd. Şti.ne ait yeterlik bilgileri tablosunun “Mesleki ve Teknik Yeterliğe İlişkin Bilgiler” başlıklı bölümünün “İş deneyimini Gösteren Belgeler” satırında; Özel ………… Dental Çok Amaçlı Diş Protez Laboratuvarı ………. ile 29.07.2024 tarihinde imzalanan sözleşme ve eklerinin sunulduğu, sözleşmenin konusunun “Veneer Kron Seramik, İmplant Üstü Kron-Köprü, Jaket Kron, Zirkon Destekli Kron, Alt/Üst Çene Tek Parça Döküm İskelet, Alt/Üst Çene Tam ve Bölümlü Protez Bitim” hizmetlerine ilişkin olduğu tespit edilmiştir. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile doküman düzenlemelerinden, isteklilerin, ihalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait yıl sonu bilançosu veya eşdeğer belgeleri sunmaları gerektiği anlaşılmakta olup isteklilerin sunacakları bilanço veya eşdeğer belgelerin yıl sonu bilanço değerlerini yansıtması gerektiği, yıl içerisindeki ara dönemlere ilişkin bilanço veya eşdeğer belge sunulamayacağı, dolayısıyla ihale üzerinde bırakılan iş ortaklığının özel ortağı ……… Dental Tic. Ltd. Şti.nin, bilanço veya eşdeğer belgeler kapsamında 2024 yılının 07/2024-09/2024 vergilendirme dönemine ilişkin sunmuş olduğu bilanço bilgileri tablosunun mevzuata uygun olmadığı, bu itibarla başvuru sahibinin bu husustaki iddiasının yerinde olduğu,

İdari Şartname’nin 7.6’ncı maddesi uyarınca, kamu kurum ve kuruluşu veya özel sektöre gerçekleştirilen her türlü diş protez laboratuvar hizmet alımlarının benzer iş olarak kabul edileceği, buna göre, …………… Dental Tic. Ltd. Şti. tarafından sunulan yeterlik bilgileri tablosunda iş deneyimini göstermek üzere beyan edilen sözleşmeye konu hizmetin benzer iş tanımına uygunluk arz ettiği anlaşıldığından başvuru sahibinin bu husustaki iddiasının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

Diş Protez Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Mali Tabloların Yeterli Olmaması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Mhatasever@gmail.com

Mehmetatasever.org

Döngüsel Ekonomi ve Satın Alma Fonksiyonu: Sürdürülebilirlik Işığında Geleceği Şekillendirmek

Döngüsel Ekonomi Ve Satın Alma Fonksiyonu Sürdürülebilirlik Işığında Geleceği şekillendirmek Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Döngüsel Ekonomi ve Satın Alma Fonksiyonu: Sürdürülebilirlik Işığında Geleceği Şekillendirmek

Olgar ATASEVEN

Döngüsel Ekonomi Ve Satın Alma Fonksiyonu Sürdürülebilirlik Işığında Geleceği şekillendirmek Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSatınalma Dergisi’nin kıymetli okurları, yazıma geçmeden önce, Kurban Bayramınızı kutlar, sevdiklerinizle birlikte iyi bayramlar dilerim.

Bugün, sadece maliyetleri düşürmekle kalmayıp, gezegenimizin ve gelecek nesillerin kaderini de etkileyen bir konuya değineceğiz: döngüsel ekonomi. Malum belki bazılarınız biliyor benim “Bitersem Bitersin” adında bir kitabım var. Konusu dünyanın sürdürülebilirliği. Benim için bu kavram, kitabımının adından çok daha fazlasını ifade ediyor; o benim yaşam felsefem, bir duruşum: “Bitersem Bitersin.” Bu başlık, dünyanın, doğanın bize sunduklarının tükenmesi halinde insanlığın da var olamayacağı gerçeğinin acı ama yol gösterici bir özeti. Küresel kaynakların sınırlılığının her geçen gün daha net hissedildiği bu çağda, satın alma profesyonellerinin, tedarik zincirlerimizi nasıl daha dirençli, daha verimli ve en önemlisi daha sürdürülebilir hale getirebiliriz? İşte bu sorunun cevabı, döngüsel ekonomi prensiplerini satın alma süreçlerimize entegre etmekte yatıyor.

Doğrusal Ekonomiden Döngüsel Ekonomiye: Paradigma Değişimi

On yıllardır uyguladığımız doğrusal ekonomi modeli; “al-yap-tüket-at” döngüsü üzerine kuruludur. Doğal kaynakları çıkarır, ürünleri üretir, tüketir ve sonunda atık olarak bertaraf ederiz. Ancak bu model, hem kaynakların hızla tükenmesine hem de çevre kirliliğinin artmasına yol açmaktadır. Örneğin, 2023 yılında küresel ölçekte yaklaşık 2.24 milyar ton belediye katı atığı üretildiği tahmin ediliyor ve bu rakamın 2050 yılına kadar 3.88 milyar tona çıkması bekleniyor. Bu çarpıcı veriler, mevcut sistemin sürdürülemez olduğunu gözler önüne seriyor.

İşte tam da bu noktada, döngüsel ekonomi sahneye çıkıyor. Döngüsel ekonomi, ürünlerin ve materyallerin değerini mümkün olduğunca uzun süre koruduğu, atık üretiminin en aza indirildiği ve kaynakların sürekli olarak döngüde tutulduğu bir sistemdir. Temelde üç ilkeye dayanır:

  1. Atık ve kirliliği ortadan kaldırmak.
  2. Ürünleri ve materyalleri döngüde tutmak.
  3. Doğal sistemleri yenilemek.

Bu ilkelere bağlı kalarak, işletmeler sadece çevresel ayak izlerini küçültmekle kalmaz, aynı zamanda önemli ekonomik faydalar da elde ederler.

Satın Alma Fonksiyonunun Rolü: Bir Dönüşüm Motoru Olarak

Peki, bu büyük dönüşümde satın alma profesyonellerinin rolü nedir? Cevap net: kilit bir rol. Satın alma, bir şirketin kapısıdır; içeri giren her hammaddenin, her hizmetin, her ürünün çevresel ve sosyal etkisini belirleyen ilk ve en kritik noktadır. Tedarik zincirinin sürdürülebilirliğini sağlamak, satın alma departmanının proaktif ve stratejik kararlarıyla başlar.

1. Kaynak Seçiminde Sürdürülebilirlik: Doğru Başlangıçlar

Döngüsel ekonomiye geçişte ilk adım, kullandığımız malzemelerin ve kaynakların seçimidir. Geleneksel satın alma süreçlerinde genellikle maliyet ve performans öncelikliyken, artık bu denklem sürdürülebilirlik kriterleri ile genişlemelidir.

  • Geri Dönüştürülmüş ve Yenilenebilir Malzemeler: Tedarikçilerinizden geri dönüştürülmüş içerik oranları yüksek ürünler talep edin. Örneğin, ambalaj sektöründe geri dönüştürülmüş plastik veya karton kullanımı hem atığı azaltır hem de yeni hammadde ihtiyacını düşürür. Tekstil sektöründe, geri dönüştürülmüş pamuk veya polyester kullanımı, su ve enerji tüketimini önemli ölçüde azaltabilir.
  • Dayanıklılık ve Uzun Ömürlülük: Satın aldığınız ürünlerin kullanım ömrünü uzatmak, döngüsel ekonominin temelidir. Daha kaliteli, tamir edilebilir ve modüler ürünler tercih etmek, sık sık yenileme ihtiyacını ortadan kaldırır. Bir sanayi makinesini düşünün; yedek parçalarının kolay bulunabilir ve değiştirilebilir olması, makinenin genel kullanım ömrünü uzatacaktır.
  • Biyobazlı ve Biyo-çözünür Malzemeler: Fosil yakıtlara dayalı ürünler yerine bitki bazlı veya hızla çözünebilen materyallere yönelmek, çevresel etkiyi azaltır.

2. Tedarikçi İş Birliği ve Şeffaflık: Ortak Bir Gelecek İnşa Etmek

Döngüsel bir tedarik zinciri oluşturmak, tek başına başarılamaz. Tedarikçilerle güçlü iş birlikleri ve şeffaf iletişim, bu sürecin omurgasını oluşturur. Tedarikçilerinizin sürdürülebilirlik taahhütlerini, çevresel sertifikalarını ve döngüsel ekonomi uygulamalarını değerlendirin. Onları döngüsel çözümler üretmeye teşvik edin, hatta bu konuda ortak Ar-Ge projeleri geliştirin.

  • Sürdürülebilirlik Denetimleri: Tedarikçilerin üretim süreçlerini, enerji tüketimlerini ve atık yönetimlerini yerinde denetleyerek sürdürülebilirlik performanslarını takip edin.
  • Performans Kriterleri: Satın alma sözleşmelerine çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik performans kriterleri ekleyin. Örneğin, belirli bir oranda geri dönüştürülmüş malzeme kullanma veya karbon emisyonlarını belirli bir yüzde oranında azaltma taahhütleri isteyebilirsiniz.

3. Ürün Tasarımına Etki Etmek: Değer Döngüsünün Başlangıcı

Satın alma departmanları, sadece mevcut ürünleri temin etmekle kalmayıp, aynı zamanda ürün tasarım süreçlerine de etki edebilir. Mühendislik ve Ar-Ge departmanlarıyla yakın çalışarak, ürünlerin daha kolay sökülebilir, tamir edilebilir, geri dönüştürülebilir veya yeniden üretilebilir olması için geri bildirim sağlayın. “Beşikten mezara” değil, “beşikten beşiğe” felsefesiyle tasarlanmış ürünler, döngüsel ekonominin temelini oluşturur.

  • Modüler Tasarım: Ürünlerin farklı parçalarının kolayca değiştirilebilir olması, bir parçanın arızalanması durumunda tüm ürünün atılmasını engeller.
  • Kolay Sökülebilirlik: Geri dönüşüm veya yeniden üretim süreçlerini kolaylaştırmak için ürünlerin sökülmesi ve bileşenlerine ayrılması basit olmalıdır.

4. Atık Yönetiminden Kaynak Yönetimine: Döngüyü Kapatmak

Satın alma, sadece şirkete giren malzemelerle değil, şirketten çıkan atıklarla da ilgilenmelidir. Atıkların bir maliyet kalemi olmaktan çıkarılıp, yeni bir kaynak olarak görülmesi döngüsel ekonominin özüdür.

  • Geri Dönüşüm ve Geri Kazanım Programları: Kullanım ömrünü tamamlamış ürünlerin veya üretim atıklarının toplanması, ayrıştırılması ve geri dönüşüm veya geri kazanım süreçlerine dahil edilmesi için tedarikçilerle veya üçüncü taraflarla anlaşmalar yapın. Örneğin, şirket içinde oluşan metal atıkları geri dönüşüm tesislerine yönlendirerek hem çevresel etkiyi azaltabilir hem de ek gelir elde edebilirsiniz.
  • “Ürün Olarak Hizmet” Modelleri: Bazı ürünleri satın almak yerine, onların “hizmetini” satın alma modeline geçiş, ürünlerin mülkiyetinin üreticide kalmasını ve kullanım ömrü sonunda geri alınarak yeniden değerlendirilmesini sağlar. Örneğin, aydınlatma armatürleri yerine “aydınlatma hizmeti” satın almak veya lastikleri “kilometre başına ödeme” modeliyle kullanmak gibi.

İstatistikler ve Somut Faydalar

Döngüsel ekonomiye geçişin sadece çevresel faydaları değil, aynı zamanda ciddi ekonomik avantajları da bulunmaktadır.

  • Avrupa Komisyonu‘nun tahminlerine göre, döngüsel ekonomiye geçiş, AB ekonomisine 2030 yılına kadar 1.8 trilyon Euro ek değer katma potansiyeline sahip.
  • Ellen MacArthur Vakfı‘na göre, döngüsel ekonomi prensiplerinin benimsenmesiyle gıda, mobilite ve yapı sektörlerinde yıllık 1 trilyon doların üzerinde hammadde maliyeti tasarrufu sağlanabilir.
  • Şirketler, atıklarını azaltarak ve kaynak verimliliğini artırarak operasyonel maliyetlerini düşürebilir. Örneğin, geri dönüştürülmüş materyal kullanımı, yeni hammadde alım maliyetlerini azaltır.

Bitersem Bitersin’i Yaşamak

Değerli dostlar, “Bitersem Bitersin” felsefesi, sadece bir uyarı değil, aynı zamanda bir eylem çağrısıdır. Satın alma profesyonelleri olarak, sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi ilkelerini iş süreçlerinize entegre etmek, sadece çevresel bir sorumluluk değil, aynı zamanda rekabet avantajı sağlayan stratejik bir zorunluluktur.

Bu dönüşüm, mevcut alışkanlıklarınızı sorgulamanızı, tedarikçilerinizle yeni ilişkiler kurmanızı ve sektörde öncü olmanızı gerektiriyor. Gelin, hep birlikte, attığımız her satın alma adımıyla geleceğe bir yatırım yapalım; hem şirketlerimizin hem de gezegenimizin sürdürülebilirliğini güvence altına alalım. Unutmayın, satın aldığımız her şey, bir sonraki nesle bırakacağımız mirasın bir parçasıdır. Bu mirası en iyi şekilde şekillendirmek bizim elimizde.

Döngüsel Ekonomi Ve Satın Alma Fonksiyonu Sürdürülebilirlik Işığında Geleceği şekillendirmek Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemBu vesile ile herkesin Kurban Bayramını kutlarım.

Olgar ATASEVEN

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı

olgar.ataseven@profesia.com.tr