Modern Lojistik Çözümleri: 3PL, 4PL ve 5PL Arasındaki Farklar ve Avantajlar

Satınalma Eğitimi Modern Lojistik Çözümleri 3pl, 4pl Ve 5pl Arasındaki Farklar Ve Avantajlar
Satınalma Eğitimi Modern Lojistik Çözümleri 3pl, 4pl Ve 5pl Arasındaki Farklar Ve Avantajlar3. Parti Lojistik (3PL), 4. Parti Lojistik (4PL) ve 5. Parti Lojistik (5PL) Nedir?

Lojistik sektörü, işletmelerin mal ve hizmetlerini daha etkin ve verimli bir şekilde yönetmelerine yardımcı olmak için sürekli olarak evrim geçiriyor. Bu süreçte, 3PL, 4PL ve 5PL gibi çeşitli lojistik hizmet sağlayıcı kavramları ortaya çıkmıştır. Bu kavramlar, hizmetin karmaşıklığı ve kapsamı açısından birbirinden farklılık gösterir. Aşağıda bu kavramların detaylı bir incelemesi ve aralarındaki farklar yer almaktadır.

3. Parti Lojistik (3PL)

Tanım: 3. Parti Lojistik (3PL), işletmelerin tedarik zinciri ve lojistik operasyonlarını dış kaynak kullanarak yöneten bir hizmettir. 3PL sağlayıcıları, taşımacılık, depolama, sipariş karşılama ve dağıtım gibi lojistik hizmetleri sunar.

Hizmetler:

Depolama ve envanter yönetimi

Taşımacılık yönetimi

Sipariş karşılama ve dağıtım

Gümrük işlemleri ve dokümantasyon

Tersine lojistik (iade işlemleri)

Avantajlar:

Maliyet tasarrufu: 3PL hizmetleri, işletmelerin sabit maliyetlerini değişken maliyetlere dönüştürmelerine yardımcı olur.

Esneklik: İşletmelerin büyüme veya küçülme durumlarına hızlıca uyum sağlama imkanı sunar.

Uzmanlık: 3PL sağlayıcıları, lojistik ve tedarik zinciri yönetiminde uzmanlaşmıştır.

Dezavantajlar:

Kontrol kaybı: İşletmeler, lojistik operasyonlarının bir kısmını veya tamamını dış kaynak kullanarak yönetirken kontrolü kısmen kaybedebilir.

Bağımlılık: 3PL sağlayıcılarına bağımlılık, uzun vadede stratejik esnekliği azaltabilir.

4. Parti Lojistik (4PL)

Tanım: 4. Parti Lojistik (4PL), 3PL hizmet sağlayıcılarının bir adım ötesine geçerek, tüm tedarik zinciri sürecini yöneten ve optimize eden bir stratejik ortaklık modelidir. 4PL sağlayıcıları, çeşitli 3PL sağlayıcılarını ve diğer lojistik hizmetlerini koordine ederek, tüm tedarik zincirinin entegrasyonunu sağlar.

Hizmetler:

Tedarik zinciri tasarımı ve optimizasyonu

Bilgi teknolojisi çözümleri ve veri analitiği

Stratejik planlama ve danışmanlık

Risk yönetimi ve uyum

Performans izleme ve raporlama

Avantajlar:

Kapsamlı yönetim: 4PL sağlayıcıları, tüm tedarik zinciri sürecini kapsayarak işletmelere daha entegre ve verimli çözümler sunar.

Stratejik ortaklık: İşletmeler, tedarik zinciri yönetiminde uzun vadeli ve stratejik ortaklıklar kurabilir.

Teknoloji ve yenilik: 4PL sağlayıcıları, en son teknoloji ve yenilikçi çözümlerle işletmelere rekabet avantajı sağlar.

Dezavantajlar:

Yüksek maliyet: 4PL hizmetleri, genellikle 3PL hizmetlerinden daha yüksek maliyetli olabilir.

Karmaşıklık: 4PL yönetimi, daha fazla koordinasyon ve entegrasyon gerektirir, bu da süreçleri daha karmaşık hale getirebilir.

5. Parti Lojistik (5PL)

5. Parti Lojistik (5PL), dijitalleşme ve e-ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte ortaya çıkan bir lojistik modeli olup, tüm tedarik zincirini entegre eden ve yönetimi tamamen dijital platformlar üzerinden gerçekleştiren bir hizmettir. 5PL sağlayıcıları, ileri teknoloji çözümlerini kullanarak tedarik zinciri süreçlerini optimize eder.

Hizmetler:

Dijital tedarik zinciri yönetimi

E-ticaret lojistiği ve fulfillment hizmetleri

Büyük veri analitiği ve yapay zeka çözümleri

IoT (Nesnelerin İnterneti) ve blockchain entegrasyonu

Robotik ve otomasyon çözümleri

Avantajlar:

Dijital entegrasyon: 5PL hizmetleri, dijital platformlar ve ileri teknoloji çözümleri ile tüm tedarik zincirinin entegrasyonunu sağlar.

Verimlilik: Büyük veri analitiği ve yapay zeka kullanımı, lojistik süreçlerin daha verimli ve optimize olmasını sağlar.

Yenilikçi çözümler: 5PL sağlayıcıları, en son teknolojileri kullanarak işletmelere yenilikçi ve rekabetçi çözümler sunar.

Dezavantajlar:

Teknoloji bağımlılığı: 5PL hizmetleri, ileri teknolojilere bağımlıdır ve bu da işletmelerin teknolojik yatırımlarını artırabilir.

Güvenlik riskleri: Dijital platformların kullanımı, siber güvenlik risklerini artırabilir.

3PL, 4PL ve 5PL Arasındaki Farklar

Hizmet Kapsamı:

3PL: Taşımacılık, depolama ve sipariş karşılama gibi temel lojistik hizmetlerini sağlar.

4PL: Tüm tedarik zinciri sürecini yönetir ve optimize eder, 3PL sağlayıcılarını koordine eder.

5PL: Dijital platformlar ve ileri teknoloji çözümleri ile tedarik zincirini tamamen entegre eder.

Teknoloji Kullanımı:

3PL: Temel teknoloji çözümleri (örneğin, lojistik yönetim yazılımları) kullanır.

4PL: Gelişmiş bilgi teknolojisi çözümleri ve veri analitiği kullanır.

5PL: Büyük veri analitiği, yapay zeka, IoT ve blockchain gibi ileri teknoloji çözümleri kullanır.

Stratejik Yönetim:

3PL: Operasyonel düzeyde hizmet sağlar.

4PL: Stratejik düzeyde tedarik zinciri yönetimi ve optimizasyonu sağlar.

5PL: Dijital stratejiler ve yenilikçi çözümlerle tedarik zinciri yönetimini dönüştürür.

Maliyet ve Esneklik:

3PL: Daha düşük maliyetli ve esnektir.

4PL: Daha yüksek maliyetli ancak daha entegre ve stratejik çözümler sunar.

5PL: Yüksek teknoloji yatırımları gerektirir, ancak uzun vadede verimlilik ve yenilik sağlar.

3PL, 4PL ve 5PL lojistik hizmetleri, işletmelerin ihtiyaçlarına ve stratejik hedeflerine göre farklı avantajlar sunar. 3PL, temel lojistik hizmetleri sağlayarak işletmelere esneklik ve maliyet tasarrufu sağlar. 4PL, tüm tedarik zinciri sürecini yöneterek daha entegre ve stratejik çözümler sunar. 5PL ise dijital platformlar ve ileri teknoloji çözümleri ile tedarik zincirini tamamen entegre eder ve optimize eder. İşletmeler, lojistik hizmet sağlayıcılarını seçerken, ihtiyaçlarını ve stratejik hedeflerini göz önünde bulundurarak en uygun modeli belirlemelidir.

Gıda Endüstrisinde Yapay Zeka Teknolojileri F İstanbul’da

Satınalma Eğitimi Gıda Endüstrisinde Yapay Zeka Teknolojileri F İstanbul’da

Satınalma Eğitimi Gıda Endüstrisinde Yapay Zeka Teknolojileri F İstanbul’daTürkiye’nin en kapsamlı gıda endüstrisi fuarı olan F İstanbul Gıda ve İçecek Ürünleri ve Üretim Teknolojileri Fuarı, katılımcı firmaları dünyanın dört bir yanından gelen binlerce uluslararası alıcıyla buluşturacak. Geçen yıl yüzde 76 büyüme kaydeden fuar, bu yıl değişen dünya koşullarıyla birlikte sektörün bugünü ve geleceğini ele alarak sürdürülebilirlik ve dijitalleşme gibi konu başlıklarıyla alanında uzman kişiler tarafından çeşitli konuşmalara, sunumlara ve oturumlara ev sahipliği yapacak.

F İstanbul Gıda İhracat Fuarı, sektörün ihtiyaçlarına yönelik şekillenen ve ülkemizin ihracatını artıracak alternatif ihracatçıları ve ürünleri dünya pazarlarına ulaştıran bir platform olarak öne çıkıyor.

Dünya Aşçılar Birliği Başkanı F İstanbul’da

Dünyaca ünlü siyasi, sanatçı ve spor adamına yemekler yapan Thomas Gugler’in yemeklerini tadanlar arasında; Suudi Arabistan Kralı Salman Bin Abdulaziz Al Saud , Almanya Eski Başbakanı Angela Merkel, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, müzisyen Elton John, Madonna, sporcu Colin Mc Rae gibi daha birçok dünyaca ünlü siyasi, sanatçı ve spor adamı buluyor. Milyonlarca dolarlık bir organizasyonu ve dünya çapında 12 milyon profesyonel şefi yöneten ve alanında Dünya çapında 1500’den fazla kupa ve ödülün sahibi Thomas Gugler 10- 13 Temmuz 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek sektörün en geniş kapsamlı uluslararası fuarı F İstanbul – Gıda, İçecek Ürünleri ve Üretim Teknolojileri Fuarı’nda olacak.

Tüm fuar boyunca gerçekleştirilecek lezzet şovları ile F İstanbul Fuarı hem ticarette hem de damaklarda tad bırakacak. Michelin yıldızlı ünlü şefler ödüllü tariflerini ziyaretçilerle paylaşacak. Ayrıca ünlü birçok şef etkinlik alanında interaktif olarak yemek yaparken, yemeğin inceliklerini, pişirme tekniklerini anlatacak. Kahve demleme tekniklerinden vişneli kuzu kebabına, zeytinli narenciye soslu Trabzon somonundan pancarlı bahar pilavına kadar birbirinden farklı lezzetler ve sunumlar F İstanbul şeflerin alanında olacak. Şef alanının yanındaki bölümde ise gastronomi dünyasına dair konular konuşulacak.

Federal Fuar ve Kongre Yönetimi ile So Fuar grubu organizasyonunda gerçekleşecek olan fuarda F-NEXT etkinlik programı, sektördeki yenilikleri ele alacak panel, konuşma ve oturumlarla katılımcılara yeni bakış açıları kazandırmayı hedefliyor. Ayrıca bu yıl ilk kez düzenlenecek olan Güvenilir Ürün Platformu Sahnesi, 11 Temmuz 2024 tarihinde gerçekleştirilecek etkinliklere ev sahipliği yapacak ve alanında uzman isimleri ağırlayacak.

Teknolojik Yenilikler Işığında Buğdaydan Sofraya Gıda

10 Temmuz’da yapılacak “TÜRES Özel Sahnesi” etkinlikleri kapsamında aralarında Ramazan Bingöl, Vedat Başaran, Kaya Demirer, Sinan Öncel gibi yeme içme sektörü ve iş dünyasının önemli isimleri bir araya geliyor. TÜRES Özel Sahnesi’nde ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı’nın özel oturumu ve Anadolu mutfağının temsilcileri ile şeflerin konuşmacılar arasında yer aldığı farklı nitelikte ve konularda da önemli oturumlar yapılacak.

11 Temmuz Perşembe günü Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde gerçekleşecek olan “Teknolojik Yenilikler Işığında Buğdaydan Sofraya Gıda” oturumunda TUSAF( Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu), Tahıl ve Bakliyat İşleme Teknolojileri, Depolama ve Analiz Sistemleri Derneği Başkanı Prof.Dr. Mustafa Bayram da yer alacak.

“Yapay Zeka Ekseninde Değişen Perakendecilik ve Rekabet” panellerine ek olarak, TÜKONFED Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Komisyonu Başkanı Nurten Sırma moderatörlüğünde İstanbul Tarım ve Orman İl Müdürü Ahmet Yavuz Karaca’nın da katılımı ile “Gıda Sektöründe Sürdürülebilir Dönüşüm” paneli gerçekleşerek sektöre dair tüm merak edilenler konuşulacak.

12 Temmuz Cuma günü ise Gurme Tv ve Gurme Magazin sahibi Ufuk Güngör koordinesinde “Markalar için Dijital Pazarlamanın Rolü”, “Dünyada ve Türkiye’de Gastronomi Turizmi” ve “Gıda Sektöründe Artan Maliyet Yükü ve Sürdürülebilirlik” panelleri sektörde yer edinmiş değerli konuşmacılar eşliğinde gerçekleşecek.

Konut Yatırım Aracı Olmaktan Çıkıyor mu ?

Satınalma Eğitimi Konut Yatırım Aracı Olmaktan Çıkıyor Mu ?

Satınalma Eğitimi Konut Yatırım Aracı Olmaktan Çıkıyor Mu ?2024 yılı ilk çeyreğinde konut satışları 279 bin adette kaldı ve 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 1,3 geriledi. Bu düşüş, konut fiyatlarındaki ani artış, konut kredisi faiz oranlarındaki yükselme, krediye erişim zorluğu ve ipotekli konut satışlarındaki azalış gibi faktörlere bağlanıyor.Konut kredisi faiz oranları önemli ölçüde arttığı için ipotekli konut satışları düştü. Mevduat faiz oranlarının yüksek olması yatırımcıyı konut alımından uzaklaştırdı. Ancak evini satıp mevduata yatırmayı düşünenler dikkat etsin. Faizler düştüğünde konut fiyatları tekrar yükselişe geçecek. Sattıkları evi almaları zor olabilir” dedi.

KPMG tarafından hazırlanan rapora göre, 2024 yılı ilk çeyreğinde konut satışları 279 bin adette kaldı ve 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 1,3 geriledi. Bu düşüş, konut fiyatlarındaki ani artış, konut kredisi faiz oranlarındaki yükselme, krediye erişim zorluğu ve ipotekli konut satışlarındaki azalış gibi faktörlere bağlanıyor.

İstanbul, 48 bin konut satışı ile Türkiye genelinde en çok konut satışı yapılan şehir oldu. Türkiye’de Mart 2024 itibarıyla konut fiyat endeksi (KFE) 1.230,5 seviyesinde seyrederken, bu değer 2023 yılının aynı ayına göre yüzde 52 artış gösterdi. Ancak, reel bazda yüzde 9,8’lik bir azalma kaydedildi. İstanbul, Ankara ve İzmir’deki endeks değerleri nominal olarak bir önceki yılın aynı ayına göre sırasıyla yüzde 40,4, yüzde 63,9 ve yüzde 49,5 oranlarında arttı.

Yatırımcı Konut Yerine Mevduat Faizini Tercih Etti

“2020 yılından sonra fiyatlar şişti. Örneğin 10 milyon TL’lik ev 15 milyon TL’den satışa sunuluyordu, bunun nedeni de öncelikle Pandemi, sonradeprem, akabinde yabancıların Türkiye’yi tercih etmesiydi. O zamanlar alıcı çoktu. Bir dönem bundan dolayı da satıcılar istedikleri müşteriyi bulabiliyorlardı ve bundan dolayı da inanılmaz fiyatlar yukarıya balon şeklinde çıktı. Bu süreç bitti ve sonra piyasa aslında gerçekte olması gereken fiyatlara düştü. Yani o 15 milyon TL istenilen evler 10 milyon TL’lere düştü. Tabii ki mevduat faizinin yüksek olması da çok büyük bir etken ev almak yerine paramı mevduat faizine yatırmayı mantıklı bulan yatırımcılardan bu yolu tercih edenler fazla oldu.

Sahte İlanlara Dikkat !

Yabancıya konut satışlarında %70’e varan bir düşüş yaşandığını da belirten gayrimenkul uzmanları, tüketicilerin sahte ilanlar konusunda dikkatli olmaları gerektiğini önemle vurguladı. Emlak fiyatları şişti bunun nedeni de sahte ilanlar diyebiliriz. Sahte ilanlar ile tüketicilere tuzak kuruluyor, kapora ve sahte dolandırıcılar revaçta, evi görmeden hatta mümkünse mal sahibi ile tanışın. Kiralık rakamını aracı firma kurumsal veya cebinizden para transferi ve fotoğraftan diyorlar ki telefonla siz bana kapora gönderirseniz evi sizin için tutarız, aslında öyle bir ev yok fiziki olarak yok sadece bu dolandırıcılık maalesef ki şu anda inanılmaz revaçta.

Evinizi Satmayın! Sonra Almak Çok Zor Olacak

KPMG’nin raporuna göre, inşaat sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin yüzde 59,4’ü herhangi bir kısıtlayıcı faktör olmadığını belirtirken, finansman sorunları yüzde 30,2 ile girişimleri sınırlayan en büyük faktör olarak öne çıktı. Talep yetersizliği ise yüzde 15,8 ile ikinci sırada yer aldı. Banka faizleri şu anda %55 civarında, %25-%30’lara bir şekilde düşecek. O zamanlar ev fiyatları daha da yükselebilir.

Türk İhracatçılar, İpek Yolu’nun Batı’ya Açılan Kapısı Urumçi’de, Yeni İşbirliklerine İmza Attı

Satınalma Eğitimi Türk İhracatçılar, İpek Yolu’nun Batı’ya Açılan Kapısı Urumçi’de, Yeni İşbirliklerine İmza Attı

Satınalma Eğitimi Türk İhracatçılar, İpek Yolu’nun Batı’ya Açılan Kapısı Urumçi’de, Yeni İşbirliklerine İmza Attı“8. Çin-Avrasya Expo” Fuarı, Çin Ticaret Bakanlığı, Çin Dışişleri Bakanlığı, Çin Uluslararası Ticareti Geliştirme Konseyi (CCPIT) ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi Hükümeti tarafından ortaklaşa olarak 26-30 Haziran 2024 tarihleri arasında Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’de organize edildi.

Fuar “İpek Yolu’nun yeni fırsatları, Avrasya’nın yeni dinamikleri” temasıyla, 140.000 metrekarelik bir alanda gerçekleştirildi.Ege İhracatçı Birlikleri, Türkiye’yi temsilen etkinliğe 81 m2 bir alanda 4 katılımcı firma ile birlikte katılım sağladı.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, “8. Çin-Avrasya Expo genel nitelikli bir fuar olarak pek çok farklı sektörü bünyesinde barındırıyor. Bilişim teknolojileri, kimya, tekstil, lojistik, gıda gibi farklı alanlarda fuar genelinde toplam 610 milyar yuan (83,9 milyar dolar) değerinde 360 iş birliği anlaşması imzalandı. Fuarda 50 ülke ve uluslararası organizasyondan 1900’den fazla katılımcı yer aldı. 6.000’den fazla ürün çeşidi sergilendi. Sincan Uygur Özerk Bölgesi, Kuşak ve Yol İnisiyatifi (KYİ) çerçevesinde uluslararası ilişkilerini geliştirmeyi hedefliyor ve bu bağlamda geçtiğimiz on yıl içinde 192 ülke ve bölge ile iş birliği geliştirildi, 51 uluslararası şehir ile kardeş şehir ilişkisi kuruldu ve 19 ülkedeki 23 şehirle hava bağlantısı sağlandı.” dedi.

Başkan Ertan, “Sincan Uygur Özerk Bölgesi, Kuşak ve Yol İnisiyatifi kapsamında çok önemli bir rol oynuyor. Çin’i Orta Asya ve Avrupa’ya bağlayan stratejik bir konumda yer alıyor. Bölgede demiryolları, karayolları ve havalimanları gibi önemli altyapı projeleri gerçekleştirilmiş ve halen gerçekleştirilmeye devam ediliyor. Özellikle Çin-Avrupa demiryolu hatları, Sincan üzerinden geçmekte. Urumçi, Çin-Orta Asya-Azerbaycan-Türkiye’den geçen orta koridor hattı boyunca ve Çin-Avrupa ticaretinde önemli bir lojistik merkezi konumunda.  Bölge, Orta Asya’dan Çin’e uzanan petrol ve doğalgaz boru hatlarının geçiş noktası. Kuşak ve Yol İnisiyatifi projeleri sayesinde bölgede üç tane serbest bölge kurulmuş, ekonomik aktivite artmış, istihdam olanakları genişlemiş bulunmakta. Bu gelişmelerin heyecanını her kesimde gözlemlemek mümkün. Biz Türk ihracatçıların ve yatırımcıların bu bölgeye şimdiden ilgi göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Zira önümüzdeki 10 yıl o bölgede hızlı bir gelişim süreci yaşanacaktır. Dünyada denize en uzak şehir olan Urumçi; denizden uzaklığına rağmen, İpek Yolu üzerindeki konumu nedeniyle tarihte ve günümüzde önemli bir ticaret merkezi. Çin hükümeti bölgenin gelişimine özel önem vermekte ve Çin’in batıya açılan kapısı olarak görülmekte.” diye konuştu.

Yalçın Ertan, “Son dönemde Süveyş Kanalı’nda gemi taşımacılığına yönelik saldırılar sebebiyle Süveyş geçişli gemi trafiğinin çok azaldığını ve ortalama 30-32 gün olan Çin-Türkiye seyir süresinin gemilerin Ümit Burnu’ndan dolaşımı tercih etmelerinden dolayı 67-70 güne çıktığını bu sebeple navlun fiyatlarının neredeyse üç kat arttığı ve Kanalın baypas edilerek gemilerin Ümit Burnu’nu tercih etmeleri sebebiyle teslim sürelerinin uzadığı da göz önüne alındığında, Urumçi’deki demiryolu taşımacılığı daha da önem kazanmıştır. Bu durum, demiryolu taşımacılığının güvenilir ve hızlı bir alternatif olarak öne çıkmasını sağlamakta, Urumçi’nin Çin-Avrupa ticaretinde kritik bir lojistik merkezi olarak konumunu güçlendirmektedir. Önümüzdeki yıl en az 400 m2 alanla milli katılım organizasyonu gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu fuar Türkiye için hem ticaret hem de yatırımlarda yeni kapıların açılmasına vesile olacaktır. İlişkilerimizi ve temaslarımızı daha fazla artırarak Kuşak ve Yol işbirliğini daha fazla teşvik etmeyi ve verimli sonuçlar elde etmeyi umuyoruz.” dedi.Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, Pekin Ticaret Başmüşaviri Atakan Özdemir de fuarı ziyaret ettiler.

Türkiye ve Rusya İnşaat Sanayileri İş Birliği Fırsatlarını Birlikte Değerlendirecek

Satınalma Eğitimi Türkiye Ve Rusya İnşaat Sanayileri İş Birliği Fırsatlarını Birlikte Değerlendirecek

Satınalma Eğitimi Türkiye Ve Rusya İnşaat Sanayileri İş Birliği Fırsatlarını Birlikte DeğerlendirecekNükleer Sanayi Derneği (NSD) ile Şanghay İnşaat ve İmalat Endüstrisi Kuruluşu, 10. Nükleer Santraller Zirvesi – NPPES’te bir iyi niyet anlaşması imzaladı. Bu anlaşma ile Rusya ve Türkiye arasında nükleer enerji başta olmak üzere inşaat ve üretim sanayilerinde karşılıklı etkileşimi geliştirmek hedefleniyor.

Şanghay İnşaat ve İmalat Endüstrisi Kuruluşu, Rusya’nın Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği’nin katkılarıyla kuruldu. Anlaşmanın imza törenine; Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi ile Rusya Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği Genel Müdür Yardımcısı Artem Eliovich katıldı.

Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi anlaşmanın önemine ilişkin şunları aktardı: “ Şangay İnşaat ve İmalat Endüstrisi Kuruluşu ile yaptığımız bu anlaşma sadece nükleer enerji alanında değil, inşaat ve üretim sanayilerini de kapsaması açısından oldukça önemli. Nükleer enerji gibi en yüksek standartların söz konusu olduğu bir alanda deneyim kazanmış sektör temsilcileri, Rusya, Türkiye ve yakın coğrafyalarda inşaat ve üretim sanayisinin ortak projelerle geliştirilmesi için birlikte çalışacak. İki kuruluşun üyeleri, çeşitli sektörlerdeki inşaat projelerinin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi konusunda hukuki, organizasyonel ve danışmanlık gibi alanlarda da birbirini destekleyecek.”

Rusya Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği Genel Müdür Yardımcısı Artem Eliovich anlaşmanın kapsamıyla ilgili şunları söyledi: “Nükleer Sanayi Derneği ile yaptığımız bu anlaşma ile Rusya ve Türkiye’nin inşaat ve üretim sanayileri arasında diyalog, bilgi alışverişi ve iletişimi genişletmeyi hedefliyoruz.  İki kuruluş da üyelerinin birlikte yatırım ve altyapı projelerinin gerçekleştirmesine katılımı sağlamak için çalışacak.”

NPPES ASO ve NSD tarafından düzenleniyor

Türkiye’nin ilk ve tek nükleer enerji etkinliği, 10. Nükleer Santraller Zirvesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın destekleriyle Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Nükleer Sanayi Derneği (NSD) tarafından düzenleniyor.

10. Nükleer Santraller Zirvesi hakkında daha detaylı bilgi almak isteyenler www.nuclearpowerplantsexpo.com adresini ziyaret edebilir.

İGA İstanbul Havalimanı Avrupa Havacılık Liderlerini Ağırlıyor

Satınalma Eğitimi İga İstanbul Havalimanı Avrupa Havacılık Liderlerini Ağırlıyor

Satınalma Eğitimi İga İstanbul Havalimanı Avrupa Havacılık Liderlerini AğırlıyorİGA İstanbul Havalimanı, havacılık sektörünün en önemli ve prestijli etkinliklerinden birine daha ev sahipliği yapıyor. ACI Europe “Avrupa Havalimanları Konseyi Yıllık Genel Kongresi”, sektörün önde gelen CEO ve üst düzey yöneticileri ile 500’ü aşkın havalimanı profesyonelinin katılımıyla İstanbul’da düzenleniyor.

İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen: “Türkiye’ye sağladığımız katma değeri artırmak için çalışmayı sürdürecek, Avrupa’nın ‘ilk üçlü bağımsız paralel pist’ operasyonuyla sektöre liderlik etmeye devam edeceğiz.”

Dünya havacılık sektörü için kritik öneme sahip İGA İstanbul Havalimanı, 3-4 Temmuz tarihleri arasında Avrupa’nın en önemli havalimanı etkinliklerinden “Avrupa Havalimanları Konseyi Yıllık Genel Kongresi”ne (Airport Council International (ACI) Annual Congress & General Assembly) ev sahipliği yapıyor.

Avrupa’daki havacılık sektörünün mevcut durumu, karşılaştığı zorluklar ve gelecek beklentileri, sektörün ekonomik durumuna ilişkin içgörüler ve önümüzdeki yıl için politikaların tartışıldığı kongrenin açılış konuşmalarını Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen ve ACI Europe Genel Direktörü Olivier Jankovec yaptı.

Türkiye’nin 4 saatlik uçuş süresiyle 1,4 milyar insanın yaşadığı 67 ülkenin merkezinde çok önemli bir lokasyonda yer aldığını söyleyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 169 ülkeden 2 bin 110 havalimanının temsilcisinin yer aldığı ACI Europe Genel Kongresi’nin Avrupa ve Asya-Pasifik coğrafyalarının merkezinde yer alan İstanbul’da düzenlemesinin son derece yerinde olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, 2002 yılından itibaren yürüttükleri hava ulaşım politikaları ve faaliyetleriyle, Türkiye’nin dünyada en hızlı gelişim gösteren ülkelerden biri olduğuna dikkat çeken Uraloğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İç hat yolcu taşımacılığını rekabete açmamız, havacılık sektörümüz açısından bir milattır. 2002’den bu yana aktif havalimanı sayımızı 26’dan 57’ye çıkardık ve Türkiye’yi dünyanın ‘en geniş uçuş ağına sahip’ ülkelerden birine dönüştürdük. ‘Hava Ulaştırma Anlaşmamız’ bulunan ülke sayısını 81’den, 174’e yükselttik. Böylece dış hatlarda 50 ülkede 60 noktaya düzenlenen uçuş ağımıza 286 yeni nokta ekleyerek 131 ülkede 346 noktaya ulaştırdık. 2002’de iç ve dış hatlarda seyahat eden yaklaşık 34,5 milyon olan yolcu sayımızı da 2023 yılında 214 milyonun üstüne taşıdık.”

Bakan Uraloğlu: “Gökyüzünde kurduğumuz köprülerle dünyada ise küresel bir havacılık merkezi olduk”

İGA İstanbul Havalimanı’nın günlük ortalama 1.520 uçuş ile Avrupa’nın en yoğun havalimanı olmayı yıllardır sürdürdüğünü belirten Uraloğlu, ACI Europe’un dün açıklanan “Havalimanı Endüstrisi Bağlantı Raporu”na da değindi. Türkiye’nin ve İGA İstanbul Havalimanı’nın sektör açısından kayda değer başarılara imza attığını belirten Uraloğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “İGA İstanbul Havalimanı, doğrudan bağlantı açısından Avrupa sıralamasının zirvesinde yer alıyor. Gökyüzünde kurduğumuz köprülerle Türkiye, havacılık alanında Avrasya bölgesinde lider, dünyada ise küresel bir havacılık merkezi oldu. 2018 yılında hizmete açtığımız İstanbul Havalimanı ile birlikte İstanbul; havacılık alanında dünyanın en büyük küresel transit merkezlerinden biri hâline geldi. İstanbul Havalimanı, küresel planda iddialı havayolu şirketlerine faaliyet merkezi hizmeti verebilecek çok önemli bir üs olabilme potansiyelindedir.”

Sayısız medeniyetin ve kültürün izlerini taşıyan İstanbul’u dünyaya tanıtma fırsatına sahip olmaktan gurur duyduklarını söyleyen İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen, Doğu ve Batı arasında ‘küresel bağlantının simgesi’ ve ‘dünyaya açılan kapı’ olan İGA İstanbul Havalimanı’nın ve Türk havacılığının son yıllardaki hızlı büyümesinin altını çizerek, bu başarının özellikle turizmde ve Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal gelişiminde oynadığı role değindi.

Bilgen: “Avrupa’nın ‘ilk üçlü bağımsız paralel pist’ operasyonuyla sektöre liderlik etmeye devam edeceğiz.”

İGA İstanbul Havalimanı’nın Türkiye’ye sağladığı katma değeri artırmak için çalışmalarına devam ettiğini belirten Bilgen şöyle devam etti:

“Avrupa ve Asya’nın kesişim noktasındaki stratejik konumumuz, 316 destinasyona uçan 100’den fazla havayoluyla çalışma başarımız küresel ölçekteki kritik rolümüzü vurgulamaktadır. Etki alanımızı daha da büyütmek için şu anda üç bağımsız ve iki yardımcı pist ile yıllık 90 milyon yolcuyu ağırlama kapasitemizi geliştirecek yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Yakın gelecekte Avrupa’nın ‘ilk üçlü bağımsız paralel pist operasyonu’nu başlatarak sektöre liderlik etmeye devam edeceğiz.”

Bilgen, Avrupa’daki havalimanlarının operasyonel mükemmelliği için çalışan ACI Europe’un “2024 Havalimanı Endüstrisi Bağlantı Raporu”nda İGA İstanbul Havalimanı’nın başarısının bir kez daha tescillendiğini ifade etti.   Avrupa’daki doğrudan ve dolaylı toplam hava bağlantısının pandemi öncesi (2019) seviyelerin %14 altında kaldığının ortaya konulduğu Rapor’da, İGA İstanbul Havalimanı’nın performansının ise pandemi öncesi seviyesine kıyasla yüzde 9 arttığı ortaya konuldu. ACI Europe ayrıca, ‘doğrudan bağlantı’ açısından Avrupa’daki birinci havalimanı İGA İstanbul Havalimanı’nın, Orta Doğu’ya ‘en iyi’, Asya-Pasifik’te ise ‘en iyi ikinci’ doğrudan bağlantıya sahip havalimanı olduğunu; bu bağlantıların geçen yıla kıyasla yüzde 23 arttığını açıkladı.

ACI Direktörü: “İGA İstanbul Havalimanı etkileyici bir büyüme sergiledi”

ACI EUROPE Genel Direktörü Olivier Jankovec ise yaptığı konuşmada; Avrupa havacılık sektörünün genel durumu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Sektörün trafik ve ekonomide pandemi sonrası ‘yeni normali’ yaşadığı dönemden geçtiğine değinen Jankovec, 2023 yılında Avrupa’da taşınan yolcu sayısının 2019’un altında kaldığını ifade etti. Jankovec şöyle konuştu: “Avrupa’daki havalimanlarının yüzde 47’si Mayıs ayı itibarıyla pandemi öncesi seviyelere tamamen dönmüş durumda. Ancak, bazı havalimanları hâlâ düşük seviyelerde seyrediyor ve bunda jeopolitik gelişmelerin de etkisi var.”

Öte yandan İGA İstanbul Havalimanı’nın 2018’den bugüne “etkileyici bir büyüme” sergilediğini vurgulayan ACI Direktörü Jankovec, “Londra en yoğun havalimanı olmaya devam ederken, İstanbul Havalimanı ise etkileyici bir büyüme ile 2018 yılında 5’inci sıradayken bu yıl 2’inci sıraya yükseldi. Sektör olarak şu ana kadarki en güzel yaza hazırlanıyor gibiyiz; bu yıl yüzde 5’lik bir büyüme bekliyoruz” dedi.

Sektördeki riskleri de aktaran Jankovec, yedek parçaya erişim, bakım-onarım, enflasyon, işsizlik gibi sorunların öne çıktığını bildirerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Avrupa’daki pek çok havalimanı kapasite artışı ve verimliliğe odaklanmış durumda. Bu havalimanlarının büyüme planları ve gelecek hedefleri oldukça umut verici. AB genişlemesi sonucunda hava yoluyla bağlantı konusunda daha fazla talep yaratması, jeopolitik gelişmeler, küreselleşme, iklim değişikliği ve altyapı problemleri sektörü doğrudan ilgilendiriyor.

Havalimanı kapasitelerinin düşük olması, özellikle İGA’nın yaptığı üçlü bağımsız paralel pist gibi kapasite geliştirme çalışmalarının önemini ortaya koyuyor ve bunları takdirle karşılıyoruz. Sektörde önümüzdeki dönemde 240 ila 360 milyar dolar arasında yatırım planlanıyor ve bu da gelirlerin artması zorunluluğunu doğuruyor. Ayrıca geleceği şekillendirecek sürdürülebilirlik, inovasyon ve çeşitlendirme, ACI üyelerinin benimsediği yaklaşımlar arasında yer alıyor.”

Satınalma Eğitimi İga İstanbul Havalimanı Avrupa Havacılık Liderlerini Ağırlıyorjpeg

TURYİD Başkanı Kaya Demirer Kredi Kartı ile Bahşiş Ödenmesi Yasal Düzenlemesini Sektör Çalışanlarıyla Birlikte Desteklediklerini Açıkladı

Satınalma Eğitimi Turyi̇d Başkanı Kaya Demirer Kredi Kartı Ile Bahşiş Ödenmesi

Satınalma Eğitimi Turyi̇d Başkanı Kaya Demirer Kredi Kartı Ile Bahşiş ÖdenmesiTURYİD (Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmecileri Derneği) Başkanı Kaya Demirer, sektör olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan uzunca bir süredir bizzat talep edilen, kredi kartı ile bahşiş ödenmesi yasal düzenlemesini sektör çalışanlarıyla birlikte desteklediklerini açıkladı.

Demirer, yeni düzenlemenin pandemi dönemi ile başlayan, enflasyon ile tepe noktasına ulaşan servis personeline nakit olarak bırakılan bahşiş gelirlerinin azalmasına çözüm olacağını belirterek, bahşişin kredi kartı ile ödenebilmesi ve işletme hesabına girmeden farklı bir hesapta toplanmasının çalışanların gelirine ciddi oranda bir artış sağlayacağını ve bunun kayıtlı ekonomi adına önemli bir adım olduğunu belirtti.

Yeni düzenleme ile sistem şeffaf olarak takip edilebiliyor ve ödeme yapan kişi/kurum nakit bulundurma zorunluluğu olmadan bahşiş verebiliyor ve gider olarak kayıt altına alabileceği bir belge oluşturuyor.

Zorunlu Değil Gönüllü Ödeme

Kaya Demirer, restoranlarda ödenen hesaplarda kredi kartı kullanımının yüzde 95’lere varan bir orana çıkması ile birlikte tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak, çalışandan alınan hizmeti mükafatlandırmak amaçlı bir lütuf/armağan kapsamında verilen bahşişin kredi kartı yöntemiyle ödenmesi durumunun mevcut yasalar çerçevesinde ancak hesap pusulalarında yer alan “servis ücreti” namı altında mümkün olduğunu ve bu durumda da ücretin tanımı içinde değerlendirilmek zorunda olduğunu, buna bağlı olarak da yüzde 55’e varan kesintiler sonrası çalışana aktarılan servis ücreti hak edişinin çok azaldığını ve bu durumun çalışanların alın teri olarak gördükleri kazançlarını erittiğini vurguladı.

Yeni düzenlemeyle birlikte müşteriler için zorunlu bir ödeme olmaktan çıkacak olan bahşişin sadece yüzde 10’luk bir vergi kesintisi sonrası çalışanlara aktarılacağını ifade eden Demirer, mevcut durumda yer yer karşımıza çıkan (ve fakat ülke geneline bakıldığında kullanımı yaygın olmayan) servis ücreti adı altında zorunlu olarak tahsil edilen her 100 TL’de personelin eline net 45-50 TL civarı para geçtiğini, önerilen gönüllülük esasına dayalı uygulama ile bu tutarın 90 TL’ye çıkacağını söyledi.

Nitelikli İş Gücüne ve Kayıtlı Ekonomiye Destek

Yeni uygulama ile çalışanlar için daha fazla gelir oluşacak ve gelirlerin tamamı kayıtlı gelir olacaktır, böylece kazançlarının tamamını belgeleyebilecekler. Nakit bahşişleri gelir olarak gösteremeyen sisteme veda edilecek.

Gelir İdaresi için kayıt dışı olan nakit bahşiş ekonomisi üzerinden yüzde 10 ile ilave gelir sağlanacağı gibi yeni düzenleme, sektör çalışanlarının gelirlerini arttırarak nitelikli iş gücünün sektöre kazandırılmasını sağlayacak ve ülkemizin misafirperverlik geleneğine katkı sağlayacaktır. Ayrıca, bahşişlerin kayıtlı ekonomiye dahil edilmesinin sektördeki şeffaflığı ve vergi uyumunu artırması öngörülüyor.  

Yeni Düzenlemeyle Bahşiş Gelirinin Artması Hedefleniyor

Çalışanlar, kredi kartı ile bahşişin tahsilatına izin veren düzenlemenin gelirlerini artıracağı konusunda son derece eminler ve mutluluk duyduklarını açıkça ifade ediyorlar. Ancak diğer taraftan önemli bir talepleri var; alın teri ile kazanılan bahşişlerinin üzerinde her ne nam altında olursa olsun bir üst limit kısıtlaması olmamasını istiyorlar. Emeğin ve hizmetin takdirinin tamamen müşteriye bırakılması yönünde görüş bildiriyorlar. Elde edecekleri aylık bahşiş gelirlerinin aylık asgari brüt ücret ile sınırlanması durumunda, çalışanların ay içinde sürekli olarak bahşiş gelirlerini takip edeceklerini ve üst limite yaklaşması durumunda ise misafirleri tekrardan nakit ödemeye yönlendirecekleri yönünde uyarıda bulunuyorlar. Gelir idaresinin kayıt altına almak istediği ekonomide aksaklıklara yol açacak olan bu durumun istenilen hedefi ıskalama noktasına getirebileceğinin altını çiziyorlar. Bahşiş oranlarının dünya genelinde olduğu gibi yüzde 10’dan başlayarak, alınan hizmetin kalitesine göre yüzde 15 ve hatta yüzde 20’ye kadar yükseleceğine inanan çalışanlar, ek gelir getirecek yeni düzenlemenin özellikle turizm bölgelerindeki istihdamı olumlu yönde etkileyeceğine ve daha nitelikli elemanların sektöre kazandırılmasına katkı sağlayacağına inanıyorlar.

TURYİD’den Sektöre Çağrı

TURYİD Başkanı Kaya Demirer, “Yeni yasal düzenlemeyi sektörümüzün gelişimi için olumlu bir adım olarak görüyoruz. Bu doğrultuda, Gelir İdaresi Başkanlığı ve ilgili tüm paydaşlarla iş birliği içinde çalışmaya devam edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye PMI® İmalat Sanayi Raporu PMI Haziran’da 47,9 olarak gerçekleşti.

Sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi

İstanbul Sanayi Odası Türkiye PMI® İmalat Sanayi Raporu PMI Haziran’da 47,9 olarak gerçekleşti.

Haziran 2024 Önemli Noktalar:

• Yeni siparişlerde yılın en sert yavaşlaması kaydedildi.
• İstihdamda Ekim 2022’den bu yana en belirgin daralma gerçekleşti.
• Satış fiyatları enflasyonu son dört buçuk yılın en düşük seviyesine geriledi.
Sanayi Satınalma Yöneticileri EndeksiÖzet: Türk imalat sanayi sektöründe talep koşullarının zayıf seyri, ikinci çeyreğin son ayında da devam etti. Bunun sonucu olarak, üretim ve yeni siparişler yavaşlarken istihdamda son 20 ayın en hızlı düşüşü kaydedildi. Enflasyon oranlarının azalmaya devam etmesi ise anketin görece olumlu gelişmesi olarak öne çıktı. Firmalar satış fiyatlarını son dört buçuk yılın en düşük oranında artırdı. İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), imalat sanayinin kaydettiği performansı sergilemek amacıyla tasarlanmış tek rakamlı, bileşik performans göstergesidir. Manşet gösterge; yeni siparişler, fabrika çıkışları, istihdam, tedarikçilerin teslim süresi ve satın alma stokları gibi göstergelerden elde edilmektedir. 50,0 değerinin üzerinde ölçülen tüm rakamlar sektörde genel anlamda iyileşmeye işaret etmektedir.
Mayıs ayında 48,4 seviyesinde kaydedilen manşet PMI, Haziran’da 47,9’a gerileyerek üst üste üçüncü ay 50,0 eşik değerinin altında gerçekleşti. Endeks, Türk imalat sektörünün faaliyet koşullarında hafif bir bozulmaya işaret etti. Öte yandan, bu bozulma 2024’ün başından bu yana en belirgin düzeyde kaydedildi. Talep koşullarındaki zayıflık, sektörün faaliyet koşulları üzerinde belirleyici olmaya devam etti ve hem yeni siparişlerde hem de üretimde yavaşlamanın sürmesine neden oldu. Üretimde üst üste üçüncü ay azalma gerçekleşirken, düşüş bir önceki aya göre hafif hız kesmesine rağmen belirgin gerçekleşti.
Haziran PmiYeni siparişlerdeki düşüş ise hem iç hem de dış pazarlardaki zayıflık nedeniyle Mayıs ayına kıyasla hızlandı. Diğer yandan, yurt dışından alınan yeni siparişlerdeki yavaşlama toplam yeni siparişlerdekine göre daha ılımlı seyretti. İş yüklerindeki azalış, Haziran’da imalatçıların istihdam ve satın alma faaliyetlerini bir önceki anket dönemine göre daha yüksek oranda azaltmalarına yol açtı. İstihdamdaki daralma Ekim 2022’den bu yana en yüksek oranda kaydedildi. Girdi maliyetleri enflasyonu Haziran’da üst üste beşinci ay gerileyerek Mayıs 2023’ten bu yana en düşük seviyede ölçüldü. Satın alma maliyetlerinde artış bildiren anket katılımcıları, bu durumun yüksek ham madde ve deniz taşımacılığı fiyatlarının yanı sıra liradaki zayıflıktan kaynaklandığını belirtti. Maliyet enflasyonundaki gevşeme ve talepteki durgunluk nedeniyle firmaların kendi satış fiyatlarını artırma hızı da son dört buçuk yılın en düşük düzeyine geriledi. Son olarak, özellikle Kızıldeniz’de yaşanan sorunlar olmak üzere deniz taşımacılığındaki aksamalara bağlı gecikmeler, tedarikçilerin teslimat sürelerinin daha da uzamasına yol açtı.
Yorum: İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI anket verileri hakkında değerlendirmede bulunan S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi: “Talepte devam eden durağan seyir, imalat sektörünün istihdam verilerinde daha belirgin hissedilmeye başlandı. Türk firmaları, ayrılan personelini yenileri ile ikame etmek konusunda isteksizlik gösterdi ve buna bağlı olarak da istihdam Ekim 2022’den bu yana en yüksek oranda daraldı. Diğer taraftan, firmalar maliyet enflasyonundaki gerilemeden faydalanarak Haziran’da nihai ürün fiyatlarında artışları daha ılımlı düzeyde tutma imkanı buldular. Bu durumun, önümüzdeki aylarda talebe destek sağlaması açısından faydalı olabileceği değerlendiriliyor.”
Kaynak: İstanbul Sanayi Odası (ISO) 
https://www.iso.org.tr/projeler/iso-turkiye-imalat-pmi/

Mercedes-Benz Türk’ten Yerli Tedarikçi ile Deniz Aşırı İhracat!

Satınalma Eğitimi Mercedes Benz Türk’ten Yerli Tedarikçi Ile Deniz Aşırı İhracat

Satınalma Eğitimi Mercedes Benz Türk’ten Yerli Tedarikçi Ile Deniz Aşırı İhracatMercedes-Benz Türk, yerli tedarikçilerin kamyon ve otobüs üretim parçalarını tek noktada toplayarak çatı şirketi Daimler Truck AG’nin Brezilya ve Amerika’daki üretim tesislerine Türkiye’den direkt ulaşım sağlayacak ‘Consolidation Center’ı hizmete açtı. Yeni merkez, deniz aşırı ihracat gerçekleştirmenin yanı sıra yerli tedarikçilerin küresel pazardaki rekabet gücünü artırmalarında kaldıraç görevi üstlenecek.

Mercedes-Benz Türk, gerçekleştirdiği yatırımlarla tedarik zinciri operasyonlarına bir halka daha ekliyor. Bu kapsamda Mercedes-Benz Türk, deniz aşırı ülkelerdeki Daimler Truck tesislerine yerli tedarikçilerden temin edilen üretim parçalarının gönderimini sağlayacak Türkiye Consolidation Center’ı açtı.

Daimler Truck AG Güç Aktarma Sistemleri Başkanı Yariş Pürsün açılış için şu ifadeleri kullandı: “Daimler Buses ağı içerisinde, en büyük entegre otobüs üretim tesisi olan Hoşdere Otobüs Fabrikası ve Mercedes-Benz Trucks’ın 3 büyük kamyon üretim tesisinden biri olan Aksaray Kamyon Fabrikası ile hizmet veren Mercedes-Benz Türk, Daimler Truck AG ağı içerisinde çok önemli bir konuma sahip. Bugün açılışını yaptığımız Consolidation Center ile de bu önemli konumu daha da pekiştiriyor. Bugüne kadar tedarik hacimlerine ve tedarik zinciri operasyonlarımıza bağlı olarak farklı zamanlarda 5 merkezimiz ile hizmet vermekteydik. Almanya, Amerika, Brezilya, Japonya ve Hindistan’daki merkezlere ilave olarak da bugün altıncı Consolidation Center’ın açılışını Türkiye’de yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Projenin hayata geçmesinde büyük katkı sağlayan Türkiye ve Almanya’daki çalışma arkadaşlarımı gönülden tebrik ediyorum” dedi.

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün ise açılışta yaptığı konuşmada; “Bugün burada hep birlikte açılışını yaptığımız Consolidation Center, üretim kapasitesine sahip olup ihracat yapamayan veya halihazırda Almanya üzerinden diğer lokasyonlara dolaylı ihracat yapan yerel tedarikçilerimizin küresel arenaya açılmalarına büyük fırsatlar sunuyor. Bu merkez ile yerli tedarikçilerimiz kamyon ve otobüs üretim parçalarını Brezilya ve Amerika’ya daha kısa sürede ve daha kolay biçimde ulaştırma imkanına sahip olacak. Merkez, yerel tedarikçilerin ihracat hacimlerini artırarak ölçek ekonomisinden faydalanmalarına ve maliyet avantajı sağlamalarına da yardımcı olacak. Şu an 19 kişiden oluşan bir ekiple yönettiğimiz bu merkezden, Türkiye’deki yaklaşık 80 farklı tedarikçiden temin edilebilecek 600 farklı üretim parçası ile yıllık toplamda 400 konteynerlik gönderim yapmayı planlıyoruz. Tedarik zincirine ve yerel tedarikçilerimize katkı sağlayarak ülkemizin ekonomisine olan katkımızı da artırarak sürdüreceğiz” dedi.

Türkiye Consolidation Center, Türk Tedarikçilere Küresel Rekabet Gücü Kazandıracak

Yerel tedarikçiler, ürünlerini Almanya yerine Mercedes-Benz Türk Genel Müdürlük Kampüsü’nde yer alan Consolidation Center’a göndererek, ihracat prosedürlerine takılmadan Türkiye üzerinden deniz aşırı ihracat ile Brezilya ve Amerika’ya daha kısa sürede ulaştırabilecek. Mercedes-Benz Türk’ün çatı şirketi Daimler Truck AG’nin verimli ve daha sürdürülebilir tedarik zincirleri oluşturma stratejisine katkı sağlayacak olan merkez, yerel tedarikçilerin ihracat hacimlerini artırarak ölçek ekonomisinden faydalanmalarına ve maliyet avantajı sağlamalarına yardımcı olacak. Böylece küresel pazardaki rekabet güçlerini artırmalarına da katkıda bulunacak. Bununla birlikte merkez, yerel tedarikçilerin Mercedes-Benz Türk’ün küresel ağından faydalanmalarını sağlarken, istihdama ve ekonomiye katkı sunacak.

DHL eCommerce, E – Ticaretteki Son Trendlere İlişkin Raporunu Yayımladı

Satınalma Eğitimi Dhl Ecommerce, E Ticaretteki Son Trendlere İlişkin Raporunu Yayımladı

Satınalma Eğitimi Dhl Ecommerce, E Ticaretteki Son Trendlere İlişkin Raporunu YayımladıOnline alışverişte akıllı telefonlar üzerinden gerçekleştirilen satın almalarda artış yaşanıyor. Shein ve Temu gibi uygulama tabanlı pazar yerleri önemli bir popülarite kazanıyor. Yurtdışından online alışveriş yapanların yüzde 65’i satın alma yapmadan önce teslimat sağlayıcı firmayı bilmek istiyor.

Geçtiğimiz yıl ekim ayında MNG Kargo’yu satın alan DHL eCommerce, küresel Online Shopper Trends Report 2024’ün ilk sonuçlarını yayımladı. Rapor, dünya çapında online alışveriş tüketici davranışlarına dair önemli veriler sunuyor. 24 ülkeden 12 bin tüketiciyle yapılan bir ankete de yer verilen raporda elde edilen verilere dayanarak günümüz e-ticaret sektörünü şekillendiren trendlere odaklanılıyor. Rapora göre; sosyal ticaret, giderek artan popülaritesiyle dikkat çekerken, özellikle Asya bölgesi bu konuda öne çıkıyor.

Online Shopper Trends Report 2024 sonuçlarına göre, online alışveriş yapanların yüzde 57’sinin satın alma işlemlerini yapmak için akıllı telefonlarını kullandığı belirtiliyor. Shein ve Temu gibi uygulama tabanlı platformların, geniş ürün yelpazeleri ve uygun fiyatlarıyla küresel çapta büyük popülerlik kazandığına dikkat çekilen raporda ayrıca, yurt dışından alışveriş yapanların yüzde 65’inin satın alma işlemi öncesinde teslimat sağlayıcıyı bilmek istediği vurgulanıyor.

Rapora ilişkin açıklamalarda bulunan DHL eCommerce CEO’su Pablo Ciano, “Online Shopper Trends Report 2024; Amerika, Orta Doğu ve Afrika’dan Asya Pasifik ve Çin’e kadar tüm büyük pazarları kapsıyor. Bu nedenle, dünya genelinde çevrimiçi alıcıların davranışları hakkında kritik ve değerli iç görüler elde ediyoruz. E-ticaret pazarında ortaya çıkan trendleri, sosyal medya alışverişinin artan popülaritesini veya teslimat seçeneklerinin satın alma kararları üzerindeki etkisini anlayarak, hizmetlerimizi müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarına uygun hale getirebiliriz. DHL eCommerce olarak dünyanın dört bir yanındaki müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarını karşılayabilmek, hizmetlerimizi uyarlamak ve olağanüstü çözümler sunmak adına iyi bir altyapıya sahibiz.” dedi.

E-Ticarette Sosyal Medyanın ve Akıllı Telefonların Gücü

Online Shopper Trends Report 2024’e göre, sosyal ticaret e-ticaretin gelecekteki büyük trendlerinden biri haline gelecek. Sosyal medya platformları üzerinden yapılan satışların 2024 yılında tahmini 700 milyar dolar olması, 2030 yılında ise yaklaşık 12 katlık bir artışla 8,5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Asya bölgesi, sosyal ticaret trendinin öncüsü konumunda yer alırken; Çin’de sosyal medyada gerçekleştirilen alışverişlerin oranı yüzde 53’ü ve Tayland’da ise yüzde 59’u buluyor. Bununla birlikte, çevrimiçi alışveriş yaparken tercih edilen cihazlarda da bir değişim gözleniyor. Online alışveriş yapan tüketicilerin yüzde 57’si alışverişlerini akıllı telefonlarından gerçekleştirirken, bu trend ürünlerin sunumu ve online mağazaların yapısını etkileyecek sonuçlar doğuruyor.

DHL eCommerce tarafından yayımlanan rapora göre uygulama tabanlı pazar yerlerinin popülaritesi, Shein ve Temu’nun yarattığı etkiyle artış gösterdi. Shein, Birleşik Arap Emirlikleri, Fas ve Brezilya’daki tüketiciler arasında son derece popülerken, Temu ABD ve Hollanda’daki kullanıcılar arasında önemli bir iz bıraktı. Avrupa pazarına bakıldığı zaman Hollanda haricinde, Asya merkezli pazar yerleri henüz öncü bir konuma ulaşamazken, Zalando bu bölgede tercih edilen platformlar arasında dikkat çekti.

Teslimat Hizmetleri E-Ticaretin Başarısında Kritik Bir Faktör Olarak Öne Çıkıyor 

Günümüzde online alışveriş yapan tüketiciler özellikle uygun, esnek ve kullanışlı teslimat seçenekleri ararken maliyetler konusunda da yüksek bilince sahipler. Alışverişini yarıda bırakanların yüzde 41’i sebep olarak pahalı teslimat ücretlerini gösterirken, küresel alışveriş yapanların yüzde 65’i ise satın alma işleminden önce teslimat sağlayıcıyı bilmek istiyor.