Türkiye’nin Sınai Haklar Haritası Çıktı !

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Sınai Haklar Haritası çıktı !

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Sınai Haklar Haritası çıktı !Türk Patent ve Marka Kurumu 2023 yılına ait sınai haklar verilerini açıkladı. Verileri değerlendiren Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz; “Yabancı başvuru ve tescil sayılarındaki yükseliş dikkate değer. İller bazında her zamanki gibi şampiyon İstanbul olurken; Bayburt, Ardahan, Erzincan ve Bitlis illerimize ilişkin veriler, Sınai Haklar hakkındaki bilinçlendirilme çalışmalarının arttırılması gerektiğini gösteriyor. Bu veriler ışığında, ülkemizdeki bazı bölgelerin sınai haklar yönünden gelişmesi için yerel yönetimlerin ve kamu idarecilerinin daha fazla katkı koyması gerektiği görülmektedir” dedi.

Yerli Yabancı Toplam Patent Başvurularında %3,64’ lük Artış!

2023 yılında Türk Patent ve Marka Kurumuna yerli ve yabancı 16.433 patent, 3.400 faydalı model, 183.149 marka ve 58.076 tasarım olmak üzere üzere toplam 261.058 başvuru yapıldı. Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz; “Ülke ekonomisindeki ticari aktörlerimiz artık marka, patent, tasarım, faydalı model tescili gibi kavramların önemini daha iyi kavradı ve buna göre hareket ediyor. Vekil firma olarak yıllar içinde gösterdiğimiz çaba neticesinde bu farkındalığı oluşturmayı başardığımızı görüyoruz. TÜRKPATENT verilerine göre 2023 yılında yerli yabancı toplam patent başvurularında %3,64’ lük yaşandı. Dünya genelinde her geçen gün ihracat fırsatlarının, markalara, AR-GE’ye yapılan yatırımların artması şirketlerin daha inovatif ve öncü olmalarını zorunlu kılıyor. Bu da aslında hem ülkemizde hem dünyada sektörümüzdeki pazarın büyüdüğünü kanıtlıyor” dedi.

 

Uluslararası Patent Başvurularında %25 Artış!

“TÜRKPATENT’in açıkladığı güncel verilere göre Türkiye’de faaliyet gösteren yerli firmalar 2023 yılında 155’i PCT (uluslararası patent başvurusu), 234’ü EPC (Avrupa patent başvurusu) olmak üzere toplam 389 uluslararası patent başvurusu yaptı. 2022 yılında başvuru sayısı toplam 312 idi. Buna göre 2023 yılı başvuruları yaklaşık yüzde 25 (dörtte bir) oranında bir artış gösterdi. Bu da Türkiye’de yükselen fikri ve sınai haklar bilincinin küresel ölçekte yansımasını gösteriyor.”

Patent Başvurularının Zirvesinde Yine İstanbul Yer Alıyor.

TÜRKPATENT’ e göre geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi İstanbul tüm başvurularda ilk sırada. Patent başvurularında 3.526, başvuru ile ilk sırada yer alan İstanbul’u yine büyükşehirler takip ediyor. Patent başvurularında ikinci sırada 1.327 başvuru ile Ankara, üçüncü sırada 509 başvuru ile Bursa, dördüncü sırada 429 başvuru ile İzmir ve beşinci sırada 415 başvuru ile Kocaeli yer alırken; Hakkari, Sinop ve Kilis, sadece 1’er patent başvurusuyla listenin en sonlarında yer alan illerimiz oldu. Bayburt ise 2023 yılında hiç patent başvurusu yapılmayan tek il olarak dikkat çekiyor.

 

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Sı (1)

Marka Başvurularında İstanbul Liderliğini Sürdürüyor.

Marka başvurularının illere göre dağılımına baktığımızda ise; 71801 başvuru yapan İstanbul’u 14.368 marka başvurusuyla Ankara, 11.378 başvuruyla İzmir, 7.412 başvuruyla Bursa ve 6.179 başvuruyla Antalya izliyor. Ardahan ise 15 başvuruyla son sırada yer alıyor.

Tasarım Başvurularında ise Bir Önceki Yılın Verilerine göre Sıralamalarını İlerleten İller Kayseri ve Antep

Tasarım başvurularında ise 20623 başvuru ile İstanbul başı çekerken; Bursa 4.650 başvuru ile ikinci, Ankara 3.709 başvuru ile üçüncü, Kayseri 3.464 başvuru ile dördüncü, Gaziantep ise 2.754 başvuru ile beşinci sırada yer aldı. Erzincan ise 2023 yılında hiç tasarım başvurusu yapılmayan tek il oldu.

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Sı

Faydalı Modelin Dikkat Çekeni ise Konya

Faydalı model başvurularında 931 başvuru ile İstanbul başı çekiyor; 403 başvuruyla Ankara, 262 başvuruyla Bursa ve 246 başvuruyla İzmir izlerken, Konya’nın 174 başvuruyla beşinci sıraya yerleşmesi dikkate değer bir unsur oldu. Bitlis ve Ardahan ise 2023 yılında hiç faydalı model başvurusu yapılmayan iller olarak listenin son sıralarına yerleşti.

Yerli Patent ve Faydalı Modelde En Çok Başvuru Yapılan Alan: Motorlu Kara Taşıtı

TÜRKPATENT NACE kodu verilerine göre 2023 yılında yerel patent ve faydalı model başvurularında motorlu kara taşıtı, römork ve yarı römork imalatı, büro makineleri ve bilgisayar imalatı, mobilya imalatı; başka yerde sınıflandırılmamış diğer imalatlar, tıbbi ve cerrahi teçhizat ile ortepedik araçların imalatı ve eczacılık ürünlerinin, tıbbi kimyasalların ve botanik ürünlerinin imalatı ilk beş sırada yer alıyor. Yurt dışından Türkiye’ye gelen yabancı patent ve faydalı model başvurularında ise; eczacılık ürünlerinin, tıbbi kimyasalların ve botanik ürünlerinin imalatı, diğer özel amaçlı makinelerin imalatı, ana kimyasal maddelerin imalatı, tıbbi ve cerrahi teçhizat ile ortepedik araçların imalatı ve genel amaçlı diğer makinelerin imalatı yer alıyor.

İhracatta yenilikçi Atılımlar için Katma Değerli Ürünlerle Markalaşma Şart!

Marka, patent ve tasarım sayılarının ülkemiz sanayisinin gelmiş olduğu gelişmişlik düzeyi ile doğru orantılı olmadığını belirten Yamankaradeniz; “daha fazla katma değerli ürün üretimi, daha yüksek teknolojili üretim anlamına gelmektedir. Bu nedenle, bu yenilikleri patentle veya faydalı model başvuruları ile koruma altına almak ve değer oluşturmak, ülkemizi ve firmalarımızı zenginleştirir. Böylece, ihracaattaki tonaj rakamları aynı kalsa bile birim fiyatı artacağından yapılan toplam ihracaat rakamımızda artış olacaktır. Bu da cari açığın daha az oluşması ve enflasyon rakamlarının aşağıya doğru gelmesine olumlu katkı sağlayacaktır. Dolayısıyla, bu yeni teknolojilerle dünya pazarlarına açılan markalarımızın Türk malı dolaşım miktarının artması, uluslararası markalaşmanın çok olumlu yansımaları olacaktır” dedi.

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Sı (3) Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Sı (2)

Teksti̇l Sektöründe Yerli̇ Ham Madde Üreti̇mi̇ Mali̇yet Avantajı Sağlıyor

Satınalma Eğitimi Teksti̇l Sektöründe Yerli̇ Ham Madde üreti̇mi̇ Mali̇yet Avantajı Sağlıyor

Satınalma Eğitimi Teksti̇l Sektöründe Yerli̇ Ham Madde üreti̇mi̇ Mali̇yet Avantajı SağlıyorHefa Group, tekstil sektöründeki güncel gelişmeleri ve yaşanan zorlukları değerlendirdiği bir açıklama yaptı. Firma, yerli ham maddeye yönelmek ve sürdürülebilirlik odaklı çözümler sunmanın maliyet avantajı sunduğunun altını çizdi.

Değişen tüketici tercihleri, sürdürülebilirlik endişeleri ve dijitalleşme gibi faktörler, firmaları yenilikçi ve rekabetçi çözümler bulmaya zorlamaktadır. Tekstil sektöründe yaşanan zorluklar hakkında açıklama yapan Hefa Group Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Şahinler, nitelikli eleman eksikliği, dış ticaret açıkları ve ekonomik dalgalanmaların önemine değindi.

“Avrupa ve Amerika gibi büyük pazarlarda stratejik adımlar çok önemli.”

Tekstil sektörü ile ilgili konuşan Şahinler: ‘Tekstil sektörü, Türkiye ve dünya genelinde büyük bir öneme sahip. Son dönemde yaşanan dış ticaret açıklarıyla birlikte sektörde zorluklar yaşandı ancak ilerleyen dönemler için umut verici perspektifler ön plana çıkıyor. İç piyasada talebin artması, sektörümüz için kritik bir faktör. Aynı zamanda, maliyetlerdeki artışlar ve global pazarlardaki değişimlere rağmen toparlanma eğilimi göstermemiz sevindirici. Ancak, özellikle Çin gibi düşük maliyetli üretim bölgeleriyle rekabet etmek zor olabilir. Bu nedenle, yerli ham madde üretimini teşvik ederek maliyet avantajı sağlamak sektör için önemli. Sektörümüzün geleceği için Avrupa ve Amerika gibi büyük pazarlarda konumumuzu korumak için stratejik adımlar atmamız gerekiyor. Aynı zamanda, uzak pazarları da göz ardı etmeden, küresel ticaretin fırsatlarını yakalamalıyız. Tekstil sektöründe sürdürülebilirlik ve teknolojik yenilikler giderek daha önemli hale geliyor. Bu trendlere uyum sağlayarak, çevre dostu ve inovatif ürünlerle rekabet avantajı elde etmemiz mümkün.

“Sektörümüzün temel sorunlarından biri ‘haksız rekabet’.”

Tekstil sektöründeki eksikliklere değinen Murat Şahinler: ’Sektörümüzün temel sorunlarından biri, ham madde fiyatlarındaki dalgalanmalar ve düşük maliyetli ürünlerden kaynaklanan haksız rekabet. Bu sorunların çözümü için politika yapıcıların hammaddelerin fiyat istikrarını sağlamak ve haksız rekabeti önlemek için adımlar atması gerekiyor. Ayrıca, nitelikli eleman eksikliği de ciddi bir sorun. Bu sorunu çözmek için eğitim kurumlarıyla iş birliği yaparak nitelikli elemanları yetiştirmeliyiz. Sürdürülebilir üretim yöntemlerine geçiş de sektörümüz için önemli bir zorunluluk. Nitelikli eleman eksikliği konusunda biz de etkileniyoruz. Bu durumu yönetmek için personel eğitim ve gelişim programları düzenliyoruz. Ayrıca, üniversitelerle iş birliği yaparak sektörün ihtiyaç duyduğu niteliklere sahip mezunlar yetiştirmek için çalışıyoruz. Üniversite-Sanayi iş birliklerimiz de bu çabalarımızın önemli bir parçası. Suni deri ve kumaş üretimi alanında faaliyet gösteren Hefa Group olarak, sektördeki genel durumu değerlendirdiğimizde, son dönemde yaşanan küresel ekonomik dalgalanmaların etkilerini gözlemliyoruz. Tedarik zincirlerinde yaşanan aksamalarham maddelerdeki fiyat artışları ve talep değişimleri sektörümüzü de etkilemekte. Ancak, bu zorluklara rağmen, esnek bir yapıya sahip olmamız ve sürekli yenilikçi çözümler geliştirmemiz sayesinde bu zorlukların üstesinden gelmeyi başarıyoruz.’ sözlerine yer verdi.

Schneider Electric ve NVIDIA, Veri Merkezlerinde Yapay Zeka ve Dijital İkiz Teknolojilerinin Potansiyelini Açığa Çıkaracak

Satınalma Eğitimi Schneider Electric Ve Nvidia, Veri Merkezlerinde Yapay Zeka Ve Dijital İkiz Teknolojilerinin Potansiyelini Açığa çıkaracak

Satınalma Eğitimi Schneider Electric Ve Nvidia, Veri Merkezlerinde Yapay Zeka Ve Dijital İkiz Teknolojilerinin Potansiyelini Açığa çıkaracakSchneider Electric ve NVIDIA, teknoloji ve deneyimlerini birleştirerek veri merkezlerini geleceğe hazırlıyor.İki şirketin iş birliğinde geliştirilecek yeni referans tasarımlar ve hizmetler, veri merkezlerinin yapay zeka uygulamalarının yarattığı talebi karşılamalarına ve performansı, ölçeklenebilirliği ve sürdürülebilirliği optimize etmelerine olanak sağlayacak.Ayrıca AVEVA ve NVIDIA çözümleri entegre bir şekilde dijital ikiz teknolojileri ile gerçek bir değer yaratacak hizmetler sunacak.

Enerji yönetimi ve otomasyonun dijital dönüşümüne liderlik eden Schneider Electric, yapay zeka (AI) ve dijital ikiz teknolojileri odaklı yeniliklerle veri merkezi altyapısını güçlendiren çözümler geliştirmek üzere NVIDIA ile iş birliğine imza attı. Bu iş birliği kapsamında Schneider Electric, veri merkezi altyapısı konusundaki uzmanlığını ve NVIDIA’nın ileri yapar zeka teknolojilerini birleştirerek ilk halka açık yapay zeka veri merkezi referans tasarımlarını oluşturacak. Bu tasarımlar, veri merkezi ekosistemlerinde yapay zeka dağıtımı ve işletimi için kriterleri yeniden tanımlayacak ve endüstrinin evriminde önemli bir kilometre taşı olacak.

Endüstrilerde yapay zeka uygulamalarının kullanımının hızla artması, enerjiye olan ihtiyacın da katlanarak artmasına neden oldu. Yapay zekanın yükselişi, veri merkezi tasarımı ve işletiminde dikkate değer dönüşümlere ve karmaşıklıklara yol açtı. Bu nedenle veri merkezi işletmecileri, hem enerji verimli hem de ölçeklenebilir tesislerin hızlı bir şekilde inşa edilmesi ve işletilmesi gerekliliğini vurguluyor

Bu kritik ihtiyaca yanıt sunduklarını belirten Schneider Electric Secure Power Bölümü & Veri Merkezi İş Birimi İcra Kurulu Başkanı Pankaj Sharma; “Veri merkezi çözümlerindeki uzmanlığımızı NVIDIA’nın yapay zeka teknolojilerindeki liderliği ile birleştirerek, kuruluşların veri merkezi altyapı sınırlamalarını aşmalarına ve yapay zekanın tam potansiyelini ortaya çıkarmalarına yardımcı oluyoruz. NVIDIA ile iş birliğimiz, yapay zeka tarafından desteklenen daha verimli, sürdürülebilir ve dönüştürücü bir geleceğin yolunu açıyor” dedi

İleri Veri Merkezi Referans Tasarımları Geliştiriyor

Gerçekleştirilen iş birliğinin ilk aşamasında, Schneider Electric, NVIDIA’nın hızlandırılmış bilgi işlem kümeleri için özel olarak tasarlanmış, veri işleme, mühendislik simülasyonu, elektronik tasarım otomasyonu, bilgisayar destekli ilaç tasarımı ve üretken yapay zeka için veri merkezi referans tasarımları sunacak. Bu süreçte yüksek güç dağıtımı, sıvı soğutma sistemleri ve yalın devreye alma ve güvenilir işletme için kontroller sağlamaya odaklanılacak. Bu iş birliği ile Schneider Electric, veri merkezi sahipleri ve işletmecilerine, tesis altyapılarına yeni ve gelişmiş yapay zeka çözümlerini sorunsuz bir şekilde entegre etmeleri için gerekli araçları ve kaynakları sağlamayı hedefliyor.

Yapay zekanın artan iş yükünü yönetmek üzere geliştirilecek referans tasarımlar, veri merkezlerinde NVIDIA’nın hızlandırılmış bilgi işlem platformunun uygulanması için sağlam bir çerçeve oluşturacak ve performansa, ölçeklenebilirliğe ve sürdürülebilirliğe pozitif katkı sunacak. İş ortakları, mühendisler ve veri merkezi liderleri, bu referans tasarımları kullanarak hem mevcut hem de yeni nesil veri merkezlerini yapay zeka sunucularının artan yoğunluğunu yönetebilecek kapasiteye ulaştıracak.

Bu iş birliği sayesinde yapay zekanın tam potansiyelini açığa çıkarmayı hedeflediklerini belirten NVIDIA Hyperscale ve HPC Başkan Yardımcısı Ian Buck; “Schneider Electric ile iş birliğimiz sayesinde, yeni nesil NVIDIA hızlandırılmış bilgi işlem teknolojilerini kullanarak yapay zeka tabanlı veri merkezi referans tasarımları sunuyoruz. Bu, organizasyonlara yapay zekanın potansiyeline erişim için gerekli altyapıyı sağlayarak, endüstrilerde inovasyonu ve dijital dönüşümü tetikliyor” dedi.

Geleceği Bugüne Taşıyan İş Birlikleri

Veri merkezi referans tasarımlarının yanı sıra, Schneider Electric iştiraki AVEVA, dijital ikiz platformunu NVIDIA Omniverse’a entegre edecek ve sanal simülasyon ve iş birliği için birleşik bir ortam sunacak. Bu entegrasyon, tasarımcılar, mühendisler ve iş ortakları arasında sorunsuz bir iş birliği sağlayarak, karmaşık sistemlerin tasarımını ve dağıtımını hızlandıracak ve piyasaya sürme süresini ve maliyetleri azaltacak.

AVEVA CEO’su Caspar Herzberg; “Yenilikçi NVIDIA teknolojilerinin gücünü ve AVEVA’nın akıllı dijital ikiz teknolojilerinin zengin veri kaynağı ve kabiliyetlerini bir araya getirerek kullanıcılarımıza üstün hizmetler sunmaya hazırlanıyoruz. Birlikte, süreçleri simüle edebileceğiniz, sonuçları modelleyebileceğiniz ve somut bir etki yaratabileceğiniz, tamamen simüle edilmiş bir endüstriyel sanal gerçeklik yaratıyoruz. Dijital zeka ve gerçek dünya sonuçlarının bu birleşimi, endüstrilerin daha güvenli, daha verimli ve daha sürdürülebilir bir şekilde çalışmasına olanak sunuyor ve saklı bir potansiyeli açığa çıkarıyor” dedi. NVIDIA ile iş birliği içinde, Schneider Electric, endüstrilerde yeni kullanım alanları ve uygulamalar keşfetmeyi ve teknolojinin geleceğini şekillendirmeyi hedefliyor.

Küresel Kefalet Sigortaları Pazarı 2029’a Kadar 30 Milyar Dolar Prim Hacmine Ulaşacak !

Satınalma Eğitimi Küresel Kefalet Sigortaları Pazarı 2029’a Kadar 30 Milyar Dolar Prim Hacmine Ulaşacak !

Satınalma Eğitimi Küresel Kefalet Sigortaları Pazarı 2029’a Kadar 30 Milyar Dolar Prim Hacmine Ulaşacak !Dünyada ve Türkiye’de yaygınlaşan kefalet sigortalarına yönelik değerlendirmelerde bulunan IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi,  “Kamu alımlarında kefalet sigortalarının kullanılabilir hale getirilmesi, taahhüt ve banka kredilerinde kefalet sigortalarının yaygınlaşması ile birlikte sektörün de hareketlenmesi bekleniyor” dedi.

Dünyada ve Türkiye’de büyümesini sürdüren kefalet sigortaları, sözleşme veya anlaşmalarda şartların yerine getirilmemesi durumunda, üçüncü bir kişinin borcu ödemeyi garanti ettiği bir sigorta türü olarak öne çıkıyor. Kamu alımlarında, banka kredilerinde, taahhüt işlerinde ve diğer birçok alanda kullanılan kefalet sigortaları, Türkiye’de son yıllarda büyüme oranlarıyla dikkat çekiyor. 2023 yıl sonu TSB verilerine baktığımızda, prim üretiminin %137,2 değişimle 349 milyon TL’den 828 milyon TL’ye ulaştığını görüyoruz. Reel değişim ise %43,9 olarak umut verici bir görünüm sağlıyor. Kefalet sigortalarının genel sektörden aldığı pay da önemli ölçüde artıyor. Kamu alımlarında kefalet sigortalarının kullanılabilir hale getirilmesi, banka kredilerinde ve taahhüt işlerinde kefalet sigortalarının kullanımının artması ile bu büyümenin önümüzdeki dönemde devam edeceği öngörülüyor.

KOBİ’lerin Kamu İhalelerine Katılımını Artıracak

IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi; “Sigortacılık ve Reasürans Bilgi ve İstatistik Merkezi (SIRA) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 2023 yılında kamu ihalelerinde kefalet sigortası kullanımının yüzde 50 oranında artması öngörülüyor. Geçtiğimiz yıl hayata geçirilen yeni düzenleme ile birlikte kamu ihalelerinde bankalar tarafından düzenlenen teminat mektuplarına alternatif olarak, kefalet sigortalarının da kullanılabilmesinin önü açıldı. Daha önce, kamu ihalelerinde teminat olarak, sadece bankalar tarafından düzenlenen teminat mektupları kabul edilmekteydi. Bu durum, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için önemli bir finansal yük oluşturmaktaydı. Kefalet sigortasının kullanımına yönelik düzenlemeler, küçük ve orta ölçekli işletmelerin rekabet gücünü artırmasını ve kamu ihalelerine katılımını kolaylaştıracaktır. Bu durum, Türkiye ekonomisinin büyümesine ve gelişmesine katkıda bulunacaktır” dedi.

Küreselleşme ve Uluslararası Ticaret Büyümeye Etki Ediyor

Murat Çiftçi, kefalet sigortalarının, dünya çapında yaygın olarak kullanıldığına dikkat çekerek, “ABD, dünyada kefalet sigortası pazarının en büyük olduğu ülke olarak öne çıkıyor.  Onu Japonya, Birleşik Krallık ve Almanya takip ediyor. Kefalet sigortalarının kullanımının artmasının temel nedenleri; dünya çapında ekonomik büyüme, küreselleşme ile birlikte ortaya çıkan uluslararası ticaret ve enerjiye yapılan yatırımların artması. Maximize Market Research’e göre , 2022’de 17,2 milyar dolar olarak tahmin edilen küresel kefalet pazarının, 2029’a kadar %5,8 yıllık bileşik büyüme oranıyla 25,5 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu sigortaların, önümüzdeki dönemde önemli bir büyüme göstermesi beklenmektedir. Türkiye henüz kefalet sigortası alanında yeterli ürün çeşitliliğine ve uygun regülasyonlara sahip değil ancak ilerleyen süreçte çok daha sık göreceğimiz bir sigorta olarak karşımıza çıkacaktır” dedi.

Hem Sigortalı Hem de Sigorta Ettiren için Avantajlı 

“Kefalet sigortaları, hem sigortalı hem de sigorta ettiren için önemli avantajlar sunuyor. Sigortalı için, sözleşme veya anlaşmanın şartlarını yerine getirmemesi durumunda, üçüncü bir kişinin borcunu ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırıyor. Sigorta ettiren için ise sigortalının sözleşme veya anlaşmanın şartlarını yerine getirmemesi durumunda, oluşabilecek zararı güvence altına alıyor” diyen Murat Çiftçi, şöyle devam etti: “Kefalet sigortaları yaygın olarak kamu ihalelerinde, yüklenicinin sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda, zararı karşılamak için kullanılıyor. Ayrıca banka kredilerinde, kredinin geri ödenmemesi durumunda, bankanın zararını karşılamak için kefalet sigortası devreye giriyor.  Taahhüt işlerinde de kefalet sigortası, yüklenicinin sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesi ihtimaline karşı talep ediliyor. Ayrıca kira sözleşmeleri, yurt dışına çıkış işlemleri, ticari ilişkiler ve diğer birçok alanda da kefalet sigortası kullanılabiliyor.”

‘Yeni ürünlerimizle pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz’

Murat Çiftçi, “IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği olarak kefalet sigortaları alanındaki farkındalığı artırmak için çalışmalar yapıyor, yeni ürün ve ayrıcalıklı hizmetlerimizle müşterilerimize destek oluyoruz. Kamu ihaleleri, banka kredileri ve taahhüt işlerine yönelik kefalet sigortası danışmanlığı, sigorta teklifi, poliçelendirme ve hasar takibi gibi uzmanlık gerektiren özel hizmetler sunuyoruz. Özellikle, 2023 yılında yürürlüğe giren kefalet sigortası düzenlemesi ile birlikte, kamu ihalelerinde kefalet sigortalarının kullanımının artması bekleniyor. Biz de bu alandaki uzmanlığımız ve global reasürans kapasitemiz ile müşterilerimize en iyi hizmeti sunmayı ve pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz” dedi.

Alım Talebi: Organik Solucan Gübresi

Alım Talebi Organik Solucan Gübresi

Bir firmamız için organik solucan gübresi alımı yapılacaktır. Alım miktarı olarak yaklaşık 200 ton hedeflenmektedir. Ödeme şekli, tutarın bir kısmı nakit, kalanı 3 ay vadeli olarak planlanmıştır. Teslim yeri Antalya Serik’tir. Dökme ürün değil, en az 20 ve 25 kg. paketler halinde alım yapılacaktır.

İlgili olan üretici ya da satıcıların, detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Organik Solucan Gübresi

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (600 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

Yeni Bir Liderlik Sanatı “Sürdürülebilir Odaklı Liderlik”

7 Gündem Satınalma Dergisi Yeni Bir Liderlik Sanatı “sürdürülebilir Odaklı Liderlik”

7 Gündem Satınalma Dergisi Yeni Bir Liderlik Sanatı “sürdürülebilir Odaklı Liderlik”Günümüz iş dünyasında kurumsal sürdürülebilirliğin bir tercih değil, zorunluluk olduğu bir döneme girdik.  Çünkü kurumlar artık sadece finansal performanslarıyla değil aynı zamanda sosyal, çevresel ve etik standartlarıyla da değerlendirilmektedir. Sürdürülebilirlik, şirketlerin ekonomik, sosyal ve çevresel hedefler arasında denge kurarken uzun vadeli finansal performansı nasıl arttırabileceklerine dair yol gösterici bir ışıktır. Sürdürülebilirlik şirketlerin karmaşık global zorluklara karşı dirençli olmalarını da sağlar. Bu nedenle günümüz ve gelecek iş dünyasında kurumların başarısının temel taşı olacaktır.

Kurumsal sürdürülebilirlik, sürdürülebilirliğin ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarının denge oluşturacak şekilde kurumsal yönetim ilkeleriyle ele alınıp karar verme süreçlerine entegre edilmesi olarak ifade edilebilir. Bir kurum stratejik hedefleri içerisine mutlaka sürdürülebilirlik hedefini koymalıdır.

İşletmelerin sürdürülebilirlik yolunda sağlıklı yol alabilmeleri, geleceğe yönelik iyileştirme ve geliştirme sağlayabilmeleri için “Sürdürülebilir Odaklı Liderlere” ihtiyacı vardır.

Sürdürülebilir liderler artık iş dünyasının merkezinde yer almakla birlikte günümüzün ve geleceğin iş dünyasında hayati bir role sahiptir. Bu kavram sadece bir yönetim ve liderlik trendi değil bunların da ötesinde kurumların gelecekteki başarısının temel taşıdır.

Teknolojik gelişmeler ve küresel sorunlar, şirketleri sürekli olarak adaptasyon, çalışan yetkinliğini ve aidiyeti, verimliliğini arttırma, inovasyon gibi kritik birçok konuda değişim ve dönüşüm yapmaya yapmaya zorlamaktadır. Bu süreçte, sürdürülebilir odaklı liderlik uygulamaları, kurumların bu değişimlere ayak uydurmasını ve bu değişimleri yönetip organize etmelerini sağlayacak temel birer araç olacaktır.

McKinsey tarafından yapılan bir araştırmada, sürdürülebilirlik çalışmalarını desteklemek için örnek bir organizasyonel tasarımın etkili olduğu vurgulanmaktadır. Bu yaklaşım, şirketlere çeviklik kazandırarak ortaya çıkan sürdürülebilirlik konularına daha hızlı yanıt verme imkanı sunarken  sürdürülebilir liderlik bu sayede çevresel ve sosyal sorumluluklarla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda kurumların finansal performansını ve dayanıklılığını artırma gibi önemli konularında da temel görevi üstlenecektir.

Sürdürülebilir Liderlik,  bir kurumun hedeflerine bağlı olarak çevresel, sosyal ve ekonomik zorluklara karşı çözüm üreten ve bunları gelecek odaklı olarak yöneten stratejik bir liderlik tarzıdır. Liderliği bir etkileme süreci olarak kabul eder ve liderlerin değişim ve dönüşüm için işbirliği içinde çalışmasını sağlamak için organizasyonu yeniden yapılandırır.

Sürdürülebilir liderlik, iş dünyasında bir dönüşüm yaratma potansiyelini net bir şekilde ortaya koyan bir liderlik türüdür. Şirketlerin ekonomik başarılarını sürdürülebilir bir şekilde artırmalarının yanı sıra, topluma ve çevreye olan etkilerini de olumlu yönde geliştirmelerini sağlar. Bu nedenle  bu liderlik tarzının özellikleri diğer liderlik tarzlarından farklılık göstermektedir.

Sürdürülebilir Liderliğin 5 Temel Özelliğini şu şekilde sıralayabiliriz;

  1. Sistemli düşünmek. Sürdürülebilir liderler geniş çevresel bağlama odaklanır, çatışan gruplar arasında bakış açılarını değiştirir ve birleştirici stratejiler geliştirir.
  2. Sınır ötesi ağ kurmak: Sınır ötesi ağlarda rahatça çalışırlar ve çeşitli disiplinler ve gruplar arasında işbirlikçi yeteneklerini gösterirler.
  3. Uzun vadeli bakış açısı ve sürdürülebilirlik zihniyetine sahip olmak: Sürdürülebilirlik liderleri iklim değişikliğinin gelecekteki etkilerini kavrayarak sürdürülebilirlik hedeflerini ön plana çıkarıyor. Kısa vadeli faydalar yerine verileri kapsamlı bir şekilde değerlendiren stratejileri tercih ediyorlar.
  4. Karmaşıklıkla esnek olabilmek: Uyarlanabilir liderlik teknikleri aracılığıyla çeşitli paydaşlarla, politikalarla, çatışan çıkarlarla ve doğal sistemlerle ilgilenerek karmaşık zorlukları ustalıkla yönetirler.
  5. Etki sahibi olmak: Sürdürülebilir liderler, paydaşları sürdürülebilirlik hedefleri etrafında birleştirmek için resmi otoriteyi kullanmak yerine güvenilirliklerini, tutkularını ve değerlerini kullanırlar. İlham verme, güven kazanma ve ortak hedeflere yönelik işbirlikçi çabaları teşvik etme konusunda uzmandırlar.

Sürdürülebilir liderlik, günümüzün ve geleceğin iş dünyasında hayati bir role sahiptir. Bu liderlik yaklaşımı, şirketleri sadece bugün için değil, yarın için de hazırlar. Sürdürülebilir liderler, etik değerlere bağlı kalarak, topluma ve çevreye karşı sorumluluklarını yerine getirirken, aynı zamanda finansal başarıyı da güvence altına alır. Bu nedenle, kurumların sürdürülebilir liderlik pratiklerini benimsemeleri ve teşvik etmeleri, sadece etik bir tercih değil, aynı zamanda akılcı bir iş stratejisi olarak değerlendirmeleri gerekmektedir.

Yakın tarihli bir araştırmaya göre, sürdürülebilir liderlik uygulamaları, şirketlerin finansal ve yönetsel performansını önemli ölçüde iyileştirdiği ortaya konmuştur. Tayland’daki küçük ve orta ölçekli işletmeler üzerine yapılan bir çalışma, sürdürülebilir liderlik uygulamalarının şirketin uzun vadeli performansına olumlu etkileri olduğunu da göstermektedir. Bu uygulamalar arasında çalışanlarla ilişkiler, çalışanlara değer verme, sosyal sorumluluk ve güçlü bir vizyonun paylaşılması yer almaktadır​​.

Sürdürülebilir liderlik, sadece bugün için değil, gelecek nesiller için de düşünen bir yaklaşımdır. Kurumların bu yaklaşımı benimsemesi, daha adil, yeşil ve sürdürülebilir bir dünya yaratma yolunda atılacak önemli bir adımdır. Kurumların sürdürülebilir bir bakış açısıyla bünyesinde yer alan ya da yer alacak liderleri için eğitim desteği sağlaması, bu alandaki en iyi uygulamaları takip etmesi ve bu yaklaşımı kurumsal stratejilerinin merkezine koymaları gerekmektedir. Sürdürülebilir liderlik, geleceğe yönelik sağlam bir temel oluştururken, iş dünyasında etik ve sorumluluk bilincinin artmasına önemli katkıda bulunur.

Bu liderlik tarzının finansal başarıyla ilgili olarak katkısı üzerine, Journal of Business Ethics dergisinde yayımlanan bir araştırmada, sürdürülebilir liderlik pratiklerinin benimsenmesinin, şirketin uzun vadeli finansal performansını olumlu yönde etkilediğii belgelemiştir. Sürdürülebilir liderlik uygulayan şirketler, yatırımcılar ve tüketiciler tarafından daha olumlu algılanacağından bu durum kurumun marka değerini ve pazar payının da artmasına katkılar sağlayacaktır.

Aslında bu liderlik tarzı günümüzde iş hayatında sadece bir tercih değil aynı zamanda bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu, işletmelerin sadece bugününü değil, yarınını da düşünerek hareket etmeleri gerektiğinin ve doğru liderlerle çalışmaları gerektiğinin de bir işaretidir. Kurumlar, sürdürülebilir liderlik yaklaşımını benimseyerek, ekonomik başarılarını artırmanın yanı sıra sosyal ve çevresel sorumluluklarını da yerine getirebilirler. Bu, kurumların daha etik, şeffaf ve topluma değer katan iş modelleri geliştirebilirler.

McKinsey & Company’nin yaptığı başka bir araştırmada, sürdürülebilir liderlik uygulayan şirketlerin, kriz zamanlarında bile performanslarını koruyabildiklerini ve hatta geliştirebildiklerini ortaya koymuştur. Bu liderler, değişen pazar koşullarına hızlıca uyum sağlama, yenilikçi çözümler üretme ve etik standartları koruma konusunda öne çıkarlar.

Sürdürülebilir liderlik uygulamaları, aynı zamanda çalışan memnuniyetini ve bağlılığını artırır. Çalışanların değerli hissettikleri, gelişim fırsatlarına sahip oldukları ve işlerinin daha büyük bir amaca hizmet ettiğini gördükleri bir çalışma ortamı yaratır. Bu da, işveren markasını güçlendirir ve yetenek yönetiminde önemli bir avantaj sağlar.

Sonuç olarak, sürdürülebilir odaklı liderlik, şirketlerin karşı karşıya olduğu zorlukları aşmasına ve uzun vadeli başarıya ulaşmasına yardımcı olabilecek kritik bir liderlik tarzıdır.  Kurum içindeki liderlerin geleceğe yönelik olarak bu liderlik yaklaşımı benimsemesi,  şirketlerini daha yenilikçi, çevik ve rekabette öne çıkmalarına güçlü katkılar sağlayacaktır.  Bu, sadece şirketin kendisi için değil, aynı zamanda toplum ve çevre için de fayda ve değer odaklı bir durum yaratacaktır.

Saygılarımla,

7 Gündem Satınalma Dergisi Yeni Bir Liderlik Sanatı “sürdürülebilir Odaklı Liderlik”Nurten KILIÇPARLAR

Etkili Koçluk Danışmanlık ve Eğitim Hiz A.Ş. HR Direktör / Koç ve Eğitmen

Makine Montaj Ustası

7 Gündem Satınalma Dergisi Makine Montaj Ustası

7 Gündem Satınalma Dergisi Makine Montaj UstasıBir makine montaj ustası nasıl olmalı ? Kişisel özellikleri, karakteri, eğitimi, bilgisi, tecrübesi, fiziki görünümü, kıyafeti, elbise ve takım dolabı ve ekstra donanımları açısından masaya yatırmak ve ideali yakalamak istiyorum.

Öncelikle USTA kelimesi bende ÖĞRETMEN kelimesiyle aynı çağrışımı yapıyor. Hem sürekli öğrenen, kendini geliştiren hem de çalışan ve öğreten bir kişi aklıma geliyor.

Sakin ve vakarlı duruşuyla örnek bir çalışan profili çiziyor. Temizliği, düzeni, çevresiyle uyumu, işine odaklanmış, mesleğini seven ve sanatına saygılı bir profil.

Taa çıraklıktan veya okuldan gelen müthiş bir bilgi ve tecrübe birikimi, işi ile ilgili sertifika ve belgelere sahip, ustasından gördüğü edep ve iş ahlakını devam ettirmekte azimli, çırak ve yardımcılarına karşı sevecen ve babaları rolünde.

Bilgiye aç ve hırslı, sürekli kendini yenileyen bir yapıda, giyimiyle, konuşmasıyla ve haliyle örnek, teknoloji ile barışık.

Çelik burunlu ayakkabısından baretine, elbisesinden maskesine, eldiveninden çapak gözlüğüne, kulak tıkacından emniyet kemerine, önlüğünden kolluğuna şık ve temiz bir görünüme sahip.

Çekicinden pensesine, anahtar takımından metresine, torna uçlarından kılavuzlara, pensesinden yan keskisine, cırcır kolundan allen takımına, fırçasından tornavidasına tam tekmil bir takım dolabı sürekli yanında.

Mesleğinin gerektirdiği alet ve makineleri kullanmasını bilen, makineleri özenli kullanan ve bakımlarını zamanında yapan, ölçüm yapabilen, proje okuyabilen, makine parçalarını birleştiren ve test yapabilen bir usta.

Yurtiçi ve yurtdışı şantiyelere giden ve sorunları çözen, mesai kavramına önem veren, yönetici ve ustabaşına karşı sorumluluklarını bilen, işbirliği ve ekip çalışmasına yatkın, detaycı ve titiz bir insan.

İşinin en iyisini yapmaya çalışan, olası terslikleri öngörebilen, üstlerini uyaran, aksaklıklar hakkındaki bildiklerini ve yeni fikirlerini toplantılarda aktaran.

İş sağlığı ve güvenliği konularına hakim, tüm tedbirlerini almış, günlük beslenmesine dikkat eden, hakkını vererek çalışan ve karşılığını alan, hayal gücünü iyi kullanan ve sürekli geliştiren bir karakter.

Ailesine düşkün, vatanını seven, arkadaşlarıyla uyumlu, sosyal çevresinde sayılan ve sevilen, ben bilirim demeyecek kadar da mütevazi bir kişilik.

Kaldı mı böyle ustalar diye sorabilirsiniz haklı olarak. Bir çırpıda size onlarca isim sayabilirim. Osman Şentürk, Oktay Göksu, Salim Malkoç, Musa Kızılay, Saim Uzar, Abdurrahman Gür, Sezgin Kızılay, Samet Tonbul, İbrahim Yavuz, Sabri Tonbul, Erkan Çelik, Serkan Çelik, Adem Çelik, Veysel Çağlar, Refik Tuna, Serdal Soykan, Şükrü Yılmaz, Sırrı Memişoğlu bunlardan sadece birkaçı… Sanayi kuruluşlarımız bu gibi ustalarla dolu.

7 Gündem Satınalma Dergisi Makine Montaj UstasıYetenekleri ve kişilikleri ortaya çıkarmak yöneticilerimizin elinde. Ama iyi bir idareci bu tip insanları keşfedip sezinleyebilir. Değerli ustalarımızın yanına yetişmeleri için gençleri adapte edebilir.

İsimlerini burada saymadığım tüm ustalarıma saygılarımla….

Cavit SOY

Eski̇şehi̇r’e Dünyanın En Büyük Cam Üreti̇m Kompleksi̇

Satınalma Eğitimi Eski̇şehi̇r’e Dünyanın En Büyük Cam üreti̇m Kompleksi̇

Satınalma Eğitimi Eski̇şehi̇r’e Dünyanın En Büyük Cam üreti̇m Kompleksi̇Şişecam, Eskişehir’de hayata geçirdiği yeni cam ambalaj fırınını ve soğuk tamirini tamamladığı cam ev eşyası fırınını ateşledi. Toplam 174 milyon dolarlık bu yatırımlar sonucunda Şişecam Eskişehir kompleksi yaklaşık 1 milyon tonluk üretim kapasitesiyle dünyanın en büyük cam üretim noktası haline geldi.

Ana faaliyet alanlarında dünyanın ilk üç oyuncusundan biri olma hedefine kararlılıkla ilerleyen Şişecam, bulunduğu coğrafyalara ve paydaşlarına değer katan yatırımlarına aralıksız devam ediyor. Şişecam, Eskişehir’de hayata geçirdiği yeni cam ambalaj fırınını ve soğuk tamirini tamamladığı cam ev eşyası fırınını ateşledi. Bu yatırımlar sonucunda Şişecam Eskişehir kompleksi yaklaşık 1 milyon tonluk konsolide kapasitesiyle dünyanın en büyük cam üretim noktası haline geldi. 

Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üye Prof. Dr. Ahmet Kırman ateşlenen yeni fırın yatırımıyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Yaklaşık 145 milyon dolar yatırımla ateşlediğimiz cam ambalaj fırını 127 kişiye ek istihdam sağlayacak. Yıllık brüt 198 bin ton kapasiteyle çalışacak fırında nitelikli şişe ve kavanoz üretimi yapılacak. Şişecam bu yatırımı global çapta enflasyonun ve buna bağlı olarak yatırım maliyetlerinin yükseldiği bir ortamda, artan talebi karşılamak ve girdi verdiği sektörlerin büyümesini desteklemek üzere hayata geçirdi. Şişecam Eskişehir Cam Ambalaj Fabrikası yeni yatırım sonucunda tek yerleşkede 5 fırın ve 24 hatla dünyanın en büyük kapasiteli cam ambalaj üretim tesisi haline geldi. Tesisin toplam cam ambalaj üretim kapasitesi yaklaşık yıllık brüt 760 bin tona ulaştı. Son yatırımın faaliyete geçmesiyle birlikte Şişecam’ın küresel cam ambalaj üretim kapasitesi yıllık 3,3 milyon tona ulaştı.”

Şişecam Genel Müdürü Görkem Elverici Eskişehir’de soğuk tamiri tamamlanarak ateşlenen cam ev eşyası fırını hakkında şunları söyledi: “Bugün Eskişehir’de açılışını yaptığımız yatırımlarımız sadece cam ambalaj alanıyla sınırlı değil. Eskişehir Cam Ev Eşyası üretim tesisinde ikinci fırınımızın soğuk tamirini de yaklaşık 29 milyon dolar yatırımla tamamladık. Elde edilen ek kapasite, Şişecam’ı cam ev eşyası üretiminde dünya liderliğine taşıdı. Yenilenen cam ev eşyası fırını yıllık brüt 64 bin ton kapasiteyle hizmet verirken 246 kişiye de ek istihdam sağlayacak. Eskişehir’deki cam ev eşyası üretim kapasitemiz ise yıllık yaklaşık brüt 190 bin tona ulaştı”

Tüm bu yatırımlar sonucunda Şişecam’ın Eskişehir’de cam ambalaj ve cam ev eşyası iş alanlarında ulaştığı konsolide üretim kapasitesi yaklaşık 1 milyon tonu buldu. Bu da Şişecam’ın Eskişehir üretim kompleksini dünyanın tek yerleşkede en büyük entegre cam üretim noktası haline getirdi. Eskişehir’de yaratılan bu ölçeğin, kaynakların verimli kullanımı ve operasyonel verimlik açısından da önemli avantajlar sağlaması hedefleniyor.

Küçük İşletmelerin İlerlemelerine Engel Olabilecek Bulut Güvenliği Efsaneleri

Satınalma Eğitimi Küçük İşletmelerin İlerlemelerine Engel Olabilecek Bulut Güvenliği Efsaneleri

Satınalma Eğitimi Küçük İşletmelerin İlerlemelerine Engel Olabilecek Bulut Güvenliği EfsaneleriBu yıl dijital dönüşümü iş hedeflerinden biri olarak belirleyen küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) bu fikri göz korkutucu bulabilir. Buluta geçiş, her büyüklükten işletmeye yeni fırsatlar sunmanın yanı sıra yeni güvenlik önlemlerini de beraberinde getiriyor.

AWS’in Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler için İş İnovasyonu Başkanı Ben Screiner’ın paylaştığı bilgilere göre, şirketin dünya genelinde 800’den fazla KOBİ lideriyle yaptığı son araştırma, işletmelerin sağlam bir güvenlik yapısına sahip olmalarına engel olabilecek bulut özelliklerine dair bazı yanlış anlamaları ortaya çıkardı. Sonuçlar, KOBİ’lerin güvenliğin genellikle kapsamlı kurum içi beceriler ve altyapı gerektirdiğini, bu nedenle bulutun benimsenmesinin önünde pahalı ve karmaşık bir engel oluşturduğunu düşündüklerini gösterdi. Ancak gerçekte bulut, KOBİ’lerin daha çevik ve uygun maliyetli bir şekilde daha güçlü bir güvenlik yapısına sahip olmalarını sağlıyor.

KOBİ’ler doğru bulut sağlayıcısıyla birlikte çalışarak güvenliği otomatikleştirebilir, uyumluluk gereksinimlerini destekleyebilir ve veriler de dahil olmak üzere en değerli varlıklarını koruyabilirler. Bu yıl güvenliği stratejik bir öncelik haline getirmek, KOBİ’lerin büyümelerine ve kaynaklarını diğer temel iş hedefleri için kullanmalarına yardımcı olabilir.

Yaygın Efsaneleri Çürütmek

Efsane 1: Güvenlik, küçük bütçeler için çok pahalıdır 

Ankete katılan KOBİ liderlerinin yüzde 35’i güvenliğin birinci öncelikleri olmadığını belirtse de güvenliği “ekstra” bir yatırım olarak görmek dar görüşlü bir yaklaşım olabilir. İster bulutta ister şirket içinde güvenliğe yatırım yapmak, her işletmenin büyüme stratejisinin ayrılmaz bir parçası olmalı. Bu, özellikle faaliyetleri bir güvenlik ihlalinin sonuçlarından ciddi bir şekilde etkilenebilecek olan KOBİ’ler için geçerli.

Doğru iş ortağıyla, güvenli bir bulut ortamı KOBİ’ler için aslında daha uygun maliyetli olabilir. Bulut sağlayıcılarının kendi altyapılarının güvenliğini yönetmeleri işletmelerin sunucu ve veri merkezleri gibi önemli maliyetlerden kaçınmalarını sağlıyor. KOBİ’ler “kullandıkça öde” bulut servisleri modelinden faydalanarak güvenlik araçlarını değişen ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yukarı veya aşağı ölçeklendirme esnekliğine sahip olabilirler. Makine öğrenimi (ML) destekli araçlar, küçük bir bütçeyle bile KOBİ’lerin ihtiyaçlarına göre uyarlanmış güçlü güvenlik sağlamaya yardımcı olabilir.

Efsane 2: Veriler bulutta güvenli değildir

Ankete katılan KOBİ liderlerinin yarısı, buluttaki güvenlik riskleriyle ilgili endişeleri olduğunu belirtiyor. Buluta geçişin işletmenin çalışma şeklini yeniden gözden geçirmeyi gerektirdiği doğru olsa da, bulut sağlayıcıları müşterilere verilerine 7/24 erişim ve bu verileri korumaya yardımcı olmak için gereken ölçeklenebilir araçları sağlıyor. Bir KOBİ ister dosyaları e-posta üzerinden göndersin ister verileri USB sürücülere yedeklesin isterse de kağıt dosyalara sahip olsun, verileri ve diğer önemli varlıkları yönetmeye yardımcı olacak çeşitli güvenli seçenekler bulunuyor.

Efsane 3: Etkili güvenlik için kapsamlı BT kaynakları gerekir

Ankete katılan KOBİ liderlerinin yaklaşık yüzde 30’u güvenlik gereksinimlerini anlamadıklarını söylüyor, yüzde 40’ı ise yetersiz vasıflı personeli önemli bir engel olarak gösteriyor. Kurum içinde güvenliği yönetmenin karmaşık, zaman alıcı ve yoğun kaynak gerektiren bir iş olabilmesinin yanı sıra düzenli olarak yapılması gereken yükseltmeler ve yapılandırmalar kısıtlı BT bütçelerini zorlayabiliyor.

KOBİ’ler buluta geçiş yaparak, kapsamlı bir BT ekibi veya güvenlik uzmanları işe almaları ya da becerilerini geliştirmeleri gerekmeden otomatik, kurumsal düzeyde güvenlik uygulayabilir. Bulut sağlayıcıları, temel altyapı güvenliğini yönetmenin yanı sıra KOBİ’lerin güvenliği kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirmek için kullanabilecekleri araçlar sağlıyor. çözümler, bir kuruluşun güvenlik yönetiminin tek bir yerde ve tek bir biçimde görülebilmesine olanak tanıyor. İşletmeler, makine öğrenimi destekli tehdit algılama özelliğinden yararlanarak ve tehditlere karşı otomatik yanıt verilmesini sağlayarak bulut güvenliğini entegre, akıllı ve ölçeklenebilir hale getirebiliyor. İşletmeler geliştikçe, şifrelemenin güçlendirilmesi ve veri depolama gibi güvenlik ihtiyaçları da değişebilir. Sertifikalı siber güvenlik uzmanlarına erişim, buluta geçişlerin güvenli hale getirilmesine ve KOBİ’lerin kullanım durumlarına göre uyarlanmış doğru güvenlik programlarının geliştirilmesine yardımcı olabilir.

Resmin bütününe bakıldığında, büyüme için güvenliği sağlamak gerekiyor

Bulutta güvenlik, sadece ihlalleri önlemekten daha fazlasını içeriyor. Güvenlik yönetimini reaktif olmaktan çıkarıp proaktif hale getirmek, onu kaynaklar üzerinde bir yük olmaktan çıkarıp inovasyon ve büyümeyi destekleyici bir unsur haline getirebilir. Güvenli bir bulut altyapısı ve uygun fiyatlı güvenlik ürünlerine, servislerine ve uzmanlarına erişim sayesinde KOBİ’ler, zamanlarını ve kaynaklarını asıl amaçları olan işlerini büyütmeye odaklı kullanabilirler.

 

“Ne Üretmeli̇yi̇z Zi̇rvesi̇” Kozmeti̇k Sektöründe Geleceğe Yön Veri̇yor

Satınalma Eğitimi Ne üretmeli̇yi̇z Zi̇rvesi̇ Kozmeti̇k Sektöründe Geleceğe Yön Veri̇yor

Satınalma Eğitimi Ne üretmeli̇yi̇z Zi̇rvesi̇ Kozmeti̇k Sektöründe Geleceğe Yön Veri̇yorKozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneği (KÜAD), sektördeki rekabetin artmasıyla birlikte kozmetik endüstrisinin canlılığını sürdürmek ve ilerletmek amacıyla önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. “Ne Üretmeliyiz Zirvesi” adı altında gerçekleşecek bu etkinlik, 15 Mayıs 2024 tarihinde Selectum City Ataşehir’ de kozmetik endüstrisinin önde gelen profesyonellerini bir araya getirecek. Etkinlik, uluslararası platformda tüketicilerin beklentilerini anlamaya, pazarlama stratejileri, ürün kategorileri, malzemeler ve ambalajlama gibi konularda fikir sahibi olmaya yönelik bir fırsat sunacak.

KÜAD’ ın ikinci kez düzenleyeceği bu zirvede, katılımcılar yenilikçi fikirlerle buluşacak, sektördeki güncel durumlar paylaşılacak ve gelecekteki trendlere dair yeni bakış açıları kazanılacak. Üreticilerin fikir alışverişinde bulunacağı, iş birlikleri kuracağı ve sektördeki değişikliklere uyum sağlayabileceği bir platform oluşturulacak. Ürün geliştirme uzmanlarından, pazarlama uzmanlarına, ambalajlama uzmanlarından, sürdürülebilirlik uzmanlarına kadar birçok alanda uzman konuşmacılarla birlikte olunacak ve kozmetik pazarının verileri de ilk elden takip edilebilecek.

“KOZMETİK ENDÜSTRİSİNİN DEĞİŞEN DİNAMİKLERİNE YÖNELİK ÇÖZÜM ODAKLI BİR BULUŞMA”

KÜAD Zirve Başkanı Belgin Sile, kozmetik dünyasında yaşanan hızlı değişim ve artan rekabetin, sektörde yeni fırsatlar ve zorluklar doğurduğunu vurgulayarak; “Sektördeki zorluklar ile başa çıkmanın yolu, bir araya gelerek yenilikçi çözümler üretmekten geçiyor. KÜAD olarak, sektörümüzdeki canlılığı sürdürmek ve ilerletmek için bu önemli etkinliği düzenlemekten gurur duyuyoruz. Bu zirve, kozmetik endüstrisinin lider profesyonellerini bir araya getirerek, geleceğe yönelik stratejiler geliştirmemize ve sektörümüzün önündeki engelleri aşmamıza olanak tanıyacak. Zirvede yenilikçi fikirlerle buluşacak, sektördeki güncel durumları paylaşacak ve gelecekteki trendlere dair yeni bakış açıları kazanacağız. Üreticiler olarak bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunacak, iş birlikleri kuracak ve sektördeki değişikliklere ayak uydurabileceğimiz bir ortam oluşturacağız. Etkinliğimiz, uluslararası platformda tüketicilerin beklentilerini anlamamıza, pazarlama stratejilerini şekillendirmemize, ürün kategorilerini belirlememize ve malzemeleri ambalajlama gibi önemli konularda fikir sahibi olmamıza yardımcı olacak. Bu etkinliğin, sektörümüz için değerli bir kaynak olacağına inanıyorum. Hepimizin, kozmetik endüstrisindeki potansiyeli en üst düzeye çıkarmak için birlikte çalışması gerektiğine inanıyorum ve verimli bir zirve geçirmeyi diliyorum” ifadelerini kullandı.

Ne üretmeli̇yi̇z Zi̇rvesi̇ Kozmeti̇k Sektöründe Geleceğe Yön Veri̇yor