ÇEVKO Vakfı tarafından Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle düzenlenen “İklim Değişikliği, Yeşil Mutabakat ve Sürdürülebilirlikteki Son Gelişmeler” başlıklı çevrimiçi söyleşi 29 Nisan 2024 tarihinde gerçekleşti. L’Oréal Türkiye – Kurumsal İlişkiler ve Etkileşim Direktörü/Ülke Sürdürülebilirlik Lideri İrem Karaoda Tanrıkulu, Gebze Teknik Üniversitesi – Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Derya Ayral Çınar, Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğrencisi – İklim Elçisi Erva Çakır ve ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in katıldığı söyleşinin moderatörlüğünü, Küresel Isınma Kurultayı Komitesi Başkanı Celal Toprak yaptı.
Nisan ayının ÇEVKO Vakfı Söyleşisi, Küresel Isınma Kurultayı Komitesi Başkanı Celal Toprak’ın moderasyonuyla başladı. Toplantıda ilk sözü alan ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, konuşmasına sürdürülebilirlikle ilgili önemli bir gelişmeyi ele alarak başladı. 24 Nisan 2024 tarihinde Avrupa Birliği’nde kabul edilen Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Tüzüğü’nü ele alan İmer, “Avrupa Birliği önemli bir ticaret ortağımız, dolayısıyla Avrupa Birliği’ndeki yasal düzenlemeler, birliğin üyesi olmasak da bizi yakından ilgilendiriyor” diyerek sözlerine başladı.
ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer: “Devlet tarafından işletilecek Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu organizasyonu AB Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Tüzüğü metninden çıkarıldı.”
İmer, AB Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Tüzüğü’nün Avrupa Parlamentosu’nda 24 Nisan 2024’te kabul edildiğini, AB kuralları uyarınca “Direktif”e göre tüm üye devletler açısından daha bağlayıcı bir norm olan “Tüzük” durumuna getirilen ilgili düzenleme ile ambalaj ve ambalaj atıkları için AB yasal çerçevesinin güncellenmekte olduğunu belirtti.
Genel Sekreter İmer AB Komisyonu’nun yaptığı etki değerlendirmesine göre yeni düzenleme gereksinimini ortaya çıkaran üç ana sorun bulunduğunu belirterek,
(1) Yürürlükteki direktife karşın ambalaj atıklarının artmaya devam ettiğini; Hareket halindeyken tüketim, artan çevrimiçi satışlar ve eve teslimatlar gibi yeni tüketim alışkanlıklarının ambalaj atığı miktarının artmasında etkili olduğunu;
(2) AB atık hiyerarşisindeki geri kazanım ve düzenli depolama yerine, yeniden kullanım ve geri dönüşümün önceliğinin henüz tam olarak uygulanmadığını;
(3) Plastik ambalajlarda düşük geri dönüşüm kalitesi ve yetersiz ikincil hammadde kullanımının etki analizinde belirtilen diğer bir husus olduğunu kaydetti.
İmer Avrupa Parlamentosu Çevre Komitesi’nde kabul edilen Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Tüzüğü’nde “depozito iade sistemleri kurulması” ve “temasa duyarlı ambalajlar için geri dönüştürülmüş içerik hedefleri oluşturulması” yönündeki hükümlerin korunduğunu ancak “her bir atığın ayrı ayrı toplanması” ve “devlet tarafından işletilecek genişletilmiş üretici sorumluluğu organizasyonu” hakkındaki hükümlerin ise metinden çıkartıldığını söyledi. İmer: “Yeni tüzükte sanayi tarafından kurulup işletilen Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS) sistemlerinin önemi daha da artmış olup, tüzükteki “geri dönüştürülebilirlik” ve “yüksek kaliteli geri dönüşüm” tanımları, “açık döngü geri dönüşüm”ün yanı sıra ambalajın geri dönüştürülebilirlik performans derecelerine dayalı olarak “GÜS ücretinin modülasyonu”nu teşvik etmektedir” yorumunda bulundu.
AB kurallarına göre Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Tüzüğü’nün 2026 yılının 2. çeyreğinde uygulanmaya başlamasının öngörüldüğünü bildiren Mete İmer, “Türkiye’yi de yakından ilgilendiren bu tüzüğü izlemeyi sürdüreceğiz” şeklinde sözlerini tamamladı.
L’Oréal Türkiye – Kurumsal İlişkiler ve Etkileşim Direktörü/Ülke Sürdürülebilirlik Lideri İrem Karaoda Tanrıkulu: “Gelecek İçin L’Oreal Sürdürülebilirlik Programı ile etki alanımızı %100’e çıkarıyoruz”
Söyleşide ikinci söz sırası L’Oréal Türkiye – Kurumsal İlişkiler ve Etkileşim Direktörü/Ülke Sürdürülebilirlik Lideri İrem Karaoda Tanrıkulu’nundu. “Bir güzellik şirketi Dünya’yı değiştirebilir mi?” başlıklı bir sunum yapan Tanrıkulu, sürdürülebilirliğin şirket stratejisinin ve gündelik hayatlarının bir parçası olduğunu söyleyerek sözlerine başladı. 2022 yılında plastik ambalajların yüzde 78’ini geri dönüştürülmüş kaynaklardan, doğal içeriklerin yüzde 61’ini biyo-bazlı ya da bol minerallerden üretildiğini belirten İrem Karaoda Tanrıkulu, 2025 yılına kadar tüm tesislerinin karbon nötr olacağını belirtti.
Sürdürülebilirlik stratejilerinin uzun yıllar önce başladığını belirten Tanrıkulu, 1979 yılında ilk yapay insan derisini ürettiklerini ve “hayvanlar üstünde test yapmadıklarını” belirtti. 2013 yılında Grup’un ilk sürdürülebilirlik programını lanse edip, 2019 hedeflerini hayata geçirdikten sonra 2020 yılında “Gelecek için L’Oréal” Sürdürülebilirlik Programı ile 2030 hedefleri için çalıştıklarını açıkladı. Tanrıkulu, iklim, orman ve su konularında Carbon Disclosure Project tarafından 8 yıl üst üste 3A skoru almayı başaran sayılı şirketlerden biri olduklarının altını çizdi.
Gebze Teknik Üniversitesi – Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Derya Ayral Çınar: “Şehirler, Dünya yüzeyinin yüzde 2’sini kaplamasına rağmen enerji tüketiminin yüzde 72’sini gerçekleştiriyor”
Gebze Teknik Üniversitesi – Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Derya Ayral Çınar sözlerine Gebze’de yoğun bir şekilde yer alan sanayi kuruluşlarıyla ve TÜBİTAK’la yakın bir çalışma içinde olduklarını belirterek sözlerine başladı. Kocaeli ve Gebze Belediyeleri’nin de iş birliğine açık yaklaşımlarını eklersek, çevre mühendisliği adına Gebze’nin iyi bir ortam oluşturduğunun altını çizen Çınar, “Şehirlerde İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Şehirlerin Dünya yüzeyinin yüzde 2’sini kaplamasına rağmen enerji tüketiminin yüzde 72’sinin şehirlerde kullanıldığını belirten Derya Ayral Çınar, şehirlerin aynı zamanda iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölgeler olduğunun da altını çizdi.
Şehirlerde iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan en önemli sorunların başında taşkınlar, ısı adası oluşumu ve gıda güvenliğinin geldiğini belirten Çınar, doğa temelli çözümlerin şehirlere entegrasyonuyla şehirlerde hem iklim değişikliğinin etkilerinin azaltımı hem iklim değişikliğine uyumun sağlanabileceğini belirtti. Çınar, doğa temelli çözümlerin taşkın yönetimi, atık geri dönüşümü, su ve enerji kullanımının azaltılması, karbon depolanması, biyoçeşitliliğin desteklenmesi gibi çevresel ve ekonomik faydalarının yanı sıra sosyal olarak da istihdam, sosyal etkileşim, eğitim gibi fırsatlar yaratabileceğini dünyadan çeşitli örnekler üzerinden ifade etti.
Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğrencisi – İklim Elçisi Erva Çakır: “LCOY 2024’ü İklim Elçileri organize ediyor”
Söyleşinin son konuşmacısı ise Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğrencisi – İklim Elçisi Erva Çakır’dı. İklim elçileri olarak en önemli gereksinimlerinin seslerini duyurabilmek ve iklim krizi ile mücadelede yalnız olmadıklarını hissetmek olduğunu söyleyen Erva Çakır, “İklim Krizi ile İlgili Yeni Nesil Mücadele” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Hem çevre mühendisliği öğrencisi hem iklim elçisi olduğunu hem de eko girişimcilik alanlarında çalıştığını belirten Çakır, iklim elçisi şapkasıyla sürdürülebilir kampüsler ve iklim kriziyle mücadele için oluşturdukları gençlik ağlarından söz etti. İklim Elçileri olarak yeni bir gelişmeden söz eden Erva Çakır, organize edecekleri “İklim Elçileri ve LCOY 2024” organizasyonunun ayrıntılarını aktardı.
Taraflar Konferansı (COP) toplantılarına hazırlık olarak düzenlenen Ulusal Gençlik Konferansları (LCOY)’nın karar alma süreçlerinde gençlerin sesini duyurmak için oldukça önemli bir yere sahip olduğunu belirten Çakır, bu çok önemli organizasyonu İklim Elçileri olarak gerçekleştireceklerini belirti.
Gelecek nesillerin ihtiyaçlarından ödün vermeden bugünün ihtiyaçlarının karşılanmasını “İklim Değişikliğiyle Yeni Nesil Mücadele mottosuyla çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Çakır, kulüp çalışmalarının bu yaklaşımın yaygınlaşması için önemini vurguladı.
ÇEVKO Vakfı’nın Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle hazırladığı “İklim Değişikliği, Yeşil Mutabakat ve Sürdürülebilirlikteki Son Gelişmeler “ başlığını taşıyan söyleşiyi, ÇEVKO Vakfı’nın YouTube kanalından da izleyebilirsiniz:










Modern iş dünyası, sürekli değişen dinamikleri, rekabetçi zorlukları ve hızla evrilen teknolojileriyle bilinir. Bu karmaşık ortamda, şirketlerin sürdürülebilir başarı elde etmeleri için en değerli varlıkları çalışanlarıdır. Ancak, iş dünyasının karmaşıklığı ve yoğunluğu, çalışanların motivasyonunu etkileyebilir ve bu da şirketlerin verimliliklerini ve rekabet avantajlarını olumsuz yönde etkiler.
Uluslararası sermaye piyasalarındaki en aktif Türk bankalarının başında gelen VakıfBank, 550 milyon dolar tutarında, vadesiz ve 5. yıldan sonra erken itfa opsiyonuna sahip, tamamı yurtdışı yerleşik kurumsal yatırımcılar tarafından satın alınan Basel III uyumlu ilave ana sermaye ihracını başarıyla tamamladı.
“Söz konusu 550 milyon dolarlık ilave ana sermaye tahvil ihracının taze yurtdışı kaynak olma özelliğinin yanı sıra hem ana sermaye hem de toplam sermaye rasyolarımıza 100 baz puanlık pozitif katkı sağlamasını beklemekteyiz. Bu anlamda güçlenen sermaye rasyolarımızla birlikte Türkiye’nin en büyük 2. bankası olarak her alanda verimlilik odaklı stratejilerimizi sürdürmeyi amaçlıyoruz. Bundan sonraki dönemde de uluslararası sermaye piyasalarını yakından takip ederek farklı yapılar altında yeni fonlama işlemlerine imza atmaya devam edeceğiz.”
Değerli okurlar, yazımıza geçmeden önce, ülkemizle birlikte tüm dünyada kutlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik ediyorum. Tüm işçi ve emekçilerimize sağlıklı günler ve iyi mesailer diliyorum.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Huawei Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Huawei Avrupa Bölge Başkanı Jim Lu liderliğindeki Huawei heyetiyle bir araya geldi. Görüşmede, Türkiye’nin bilgi ve iletişim teknolojileri ile yeşil enerji sektöründeki potansiyeli ve ileriye dönük yol haritası hakkında derinlemesine görüş alışverişinde bulunuldu.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 Mart ayı Tüketici Fiyat Endeksi’ni açıkladı. Buna göre, TÜFE’deki değişim mart ayında bir önceki aya göre yüzde 3,16, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 15,06, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 68,50 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 57,50 olarak gerçekleşti.
Enflasyonun resmi rakamlara göre aylık olarak % 5.00 ila 6.50 arasında arttığı görülmektedir. ENAG’a göre bu artışın daha da yüksek olduğu, hatta çarşı pazar enflasyonunun bu rakamların oldukça üzerinde olduğunu söylemek isterim.




Günümüzün yoğun rekabet ortamında hayatta kalmak isteyen işletmeler, hedef kitlelerine ulaşmak için üzüntü, suçluluk, sevinç ve öfke gibi tüketici duygularına daha fazla odaklanmaya başlamıştır.
Dünyadaki beş büyük yapı fuarından biri olan ve yeni iş birliklerinin kurulmasında büyük role sahip, bölgenin en güçlü işbirliği platformu Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’a 13 ülkeden 547 katılımcı ve 857 marka katıldı. 64 ülkeden 401 yabancı satın almacıya dört gün boyunca ev sahipliği yapan Yapı Fuarı, 6.116’sı yabancı olmak üzere 125 ülkeden toplam 46.938 ziyaretçiyi İstanbul’da ağırladı.
Türkiye Bilişim Derneği (TBD) 6. Ankara KOBİ’ler ve BİLİŞİM Kongresi’ni (KOBİ24) “KOBİ’lerde Dijitalleşme, Markalaşma ve Uluslararasılaşma” ana temasıyla 30 Nisan Salı günü Ankara Sanayi Odası (ASO) Zafer Çağlayan Salonunda düzenliyor. ASO-TBD iş birliği ile gerçekleştirilecek KOBİ24’de Türkiye ekonomisinin lokomotifi KOBİ’ler bilişimde değişim ve dönüşüm için kamu otoriteleri, üniversiteler, finans kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları ile bir araya gelecek.