Zengezur Koridoru: Yeni Ticaret Damarı ve Küresel Dengelerin Değişen Rotası
Olgar ATASEVEN
Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı
Bazı yollar sadece A noktasından B noktasına gitmez; ülkeleri, ekonomileri, hatta gelecek yüzyılın güç dengelerini birbirine bağlar. Zengezur Koridoru da tam olarak böyle bir yol. Haritada ince bir çizgi gibi görünen bu hat, Azerbaycan’ın batısı ile Nahçıvan’ı birleştirirken, Türkiye’den Çin’e, Rusya’dan Avrupa’ya kadar uzanan bir ekonomik damarın ana parçasına dönüşme potansiyeline sahip.
Koridorun hikâyesi basit bir ulaştırma projesi değil; jeopolitik satranç tahtasında ustalıkla planlanmış bir hamle. Çünkü bu koridor açıldığında, yalnızca ticaretin değil, diplomasi ve güvenlik politikalarının da seyri değişecek. İşte ABD Başkanı Trump’ın yeni hamlesi Türkiye’nn yıllardır bitiremediği oyunu sona erdirdi gibi gözüküyor. Azerbaycan Cumhrbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Donald Trump’ı Nobel Barış ödülü için aday göstereceklerini beyan edecek olsalarda gelin biz işin arka planına bakalım..
Tarihsel Arka Plan: Kapanan Kapının Yeniden Açılması
Zengezur adı, Azerbaycan’ın batısındaki Syunik bölgesinden geliyor. Sovyetler Birliği döneminde Azerbaycan toprakları Nahçıvan’a Ermenistan üzerinden bağlanıyordu. 1991’de SSCB dağıldığında ve Karabağ savaşı başladığında bu kara bağlantısı kesildi.
30 yıla yakın bir süre boyunca Azerbaycan ile Nahçıvan arasındaki ulaşım yalnızca İran üzerinden yapılabildi. Bu durum, hem ekonomik hem de stratejik açıdan ciddi bir bağımlılık yarattı. 2020’deki İkinci Karabağ Savaşı sonrası imzalanan 9 Kasım Ateşkes Anlaşması, Zengezur Koridoru’na dair ilk net hükmü içerdi. Azerbaycan, Ermenistan’ın Syunik bölgesinden geçerek Nahçıvan’a ulaşan bir demiryolu ve otoyol bağlantısı talep etti.
Bu anlaşma, Türkiye’nin Orta Koridor stratejisinin eksik halkasını tamamlamak için de bir fırsat sundu. Orta Koridor, Çin’den Avrupa’ya uzanan, Rusya’yı by-pass eden ve Türkiye’yi merkez alan lojistik bir omurga. Zengezur, bu omurgayı tamamlayan “eksik kemik” olarak görülüyor.
Potansiyel – Sayıların Dili
Bu koridor ciddi bir potansiyel gösteriyor. Zengezur Koridoru tamamlandığında, Orta Asya’dan Avrupa’ya yük taşımak için iki ana rota olacak:
Kuzey Koridoru: Rusya üzerinden geçen ve şu anda Ukrayna savaşı nedeniyle riskli olan hat.
Orta Koridor: Hazar Denizi, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden ilerleyen rota.
Zengezur devreye girdiğinde, Gürcistan hattına alternatif, daha kısa bir geçiş sağlanacak. Bunu destekleyen verilere baktığımda ; Asya Kalkınma Bankası projeksiyonlarına göre:
- Transit süreler %15-20 kısalacak.
- Nakliye maliyetleri %12-15 azalacak.
- Bölgesel ticaret hacmi 5 yıl içinde yaklaşık 8-10 milyar dolar
Bu değişikliğin en önemli etkisi, Türkiye’nin lojistik merkez olarak güçlenmesi ve Azerbaycan’ın enerji dışındaki ticaret gelirlerinin artırması olacak. Tabi burada Zengezur koridorunun süreyi kısaltacağı düşünülmemeli. Şu anda Orta Asya’dan Avrupa’ya kara ve demiryolu kombinasyonu ile gönderilen bir konteyner ortalama 18-20 günde ulaşıyor. Zengezur tamamlandığında bu süre 12-15 güne düşebilir.
Özellikle şu sektörlerde ciddi avantajların şimdiden kendini gösterdiğini görebiliyorum.
- Otomotiv: Just-in-time üretim zincirlerinde kritik.
- Elektronik: Yüksek katma değerli, hızlı teslim gerektiren ürünler.
- Gıda: Raf ömrü kısa olan ürünlerde tazelik avantajı.
Bunlara ek olarak, koridorun otoyol kısmı ile Nahçıvan üzerinden Türkiye’ye doğrudan karayolu yük taşımacılığı da hızlanacak. Bu, küçük ve orta ölçekli ihracatçılar için bile cazip hale gelecek.
Zengezur sadece ticaret malları değil, enerji ve maden lojistiği için de stratejik. Güney Kafkasya, Hazar Havzası enerji kaynaklarının Avrupa’ya ulaşmasında kritik bir geçiş noktası. Budan bakınca:
- Petrol ve Gaz: Bakü-Tiflis-Ceyhan ve TANAP gibi projeler, Zengezur ile lojistik açıdan desteklenecek.
- Madenler: Bölge, özellikle bakır, molibden ve nadir toprak elementleri açısından zengin ve bunların bölge değiştirmesi kolaylaşacak.
USGS (ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu) verilerine göre, Ermenistan ve Azerbaycan sınır hattında yer alan bazı rezervler, küresel yeşil enerji dönüşümünde önemli rol oynayabilecek miktarda lantanit ve skandiyum içeriyor. Bu mineraller, elektrikli araç bataryaları ve rüzgâr türbinleri üretiminde kritik öneme sahip oldukları için Zengezur’un önemi bir kez daha artıyor.
Jeopolitik Aktörler ve Stratejik Hesaplar
Zengezur Koridoru, sadece bölge ülkelerinin değil, küresel güçlerin de dikkatini çekiyor. Bu bakış açısı ile ülkelerin kısaca üstünden geçelim.
Türkiye: Orta Koridor stratejisinin tamamlanmasıyla birlikte, Avrupa-Asya ticaretinde merkez ülke olma hedefini güçlendirecek.
Azerbaycan: Enerji dışı gelirlerini çeşitlendirecek ve Nahçıvan üzerindeki stratejik bağımlılığını bitirecek.
Ermenistan: Ekonomik kazanç ile egemenlik kaygısı arasında bir ikilem yaşıyor olacak ama muhtemelen ekonomik açılımlar onları da rahatlatacak.
Rusya: Henüz net tavrını belli etmese de bu hattın kendi kontrolü dışında gelişmesinden endişeli. Kendi güney lojistik ağlarının bypass edilmesini istemiyor. Ama en önemlisi ABD’nin bölgedeki varlığının artıyor olması karşısında ne yapacağını ileride göreceğiz.
Çin: Kuşak-Yol Girişimi için alternatif rotaların açılması önemli, ancak bu hattın ABD etkisiyle kendi kontrolünden çıkmasından çekiniyor. Yine de Çin’in kıta Avrupa’sına ulaşması açısından deiz dışında bir alternatif olduğu için önemli.
ABD: Trump yönetimi olası dönüşünde, bu hattı hem Çin’e karşı hem de Rusya’nın enerji-politik etkisini azaltmak için kullanabilir. Hatta kullanmaya başladı da diyebiliriz. Trump’ın yeniden başkan olması durumunda ABD, Zengezur’u şu iki ana hedef için değerlendirebilir:
Enerji güvenliği: Hazar ve Orta Asya enerji kaynaklarının Avrupa’ya daha hızlı ve güvenli ulaşması.
Çin etkisini kırma: Orta Koridor’un Batı’ya entegrasyonu ile Kuşak-Yol Girişimi’nin tamamen Çin merkezli olmaması.
Bu nedenle Washington, koridorun finansmanı ve güvenliğinde dolaylı destek sağlayabilir. Sağlamaları ABD’nin menfaatine gözüküyor.
Sosyo-Kültürel Etkiler: İnsanların da Rotası Değişecek
Zengezur Koridoru’nun hayata geçirilmesi, yalnızca malların değil, insanların da rotasını kökten değiştirecek. Koridor, coğrafyaları birbirine bağlarken aynı zamanda kültürleri, yaşam biçimlerini ve fırsatları da birbirine yakınlaştıracak. Turizm açısından bakıldığında, Nahçıvan’ın şimdiye kadar ulaşılması görece güç olan tarihi ve doğal güzellikleri çok daha erişilebilir hale gelecek. Orta Çağ’dan kalma mimari yapılar, kadim kervan yolları, el değmemiş doğa manzaraları ve gastronomi zenginlikleri, yeni ulaşım imkânları sayesinde bölgeye farklı ülkelerden ziyaretçi akını yaratabilir. Bu durum yalnızca turizm gelirlerini artırmakla kalmayacak; yerel girişimciler için otelcilikten rehberliğe, el sanatlarından gastronomiye kadar geniş bir yelpazede yeni iş fırsatları doğuracak.
Bunun ötesinde, koridor Türk dünyası arasındaki sosyal ve kültürel bağların güçlenmesini sağlayacak. Azerbaycan, Türkiye, Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan gibi ülkeler arasında tarihsel olarak var olan kültürel yakınlık, daha sık insan hareketliliği ile yeniden canlanacak. Ortak müzik festivalleri, kültürel sergiler, üniversiteler arası öğrenci değişim programları ve iş forumları, bu hattın üzerinde gelişecek sosyo-kültürel etkinliklerden sadece birkaçı olacak.
İstihdam boyutunda ise Dünya Bankası’nın projeksiyonlarına göre, yeni lojistik merkezler, gümrük sahaları ve ulaştırma altyapısının inşası sayesinde önümüzdeki on yıl içinde 20 ila 25 bin arasında yeni istihdam imkânı doğması bekleniyor. Bu sadece doğrudan iş gücünü değil, yan sektörlerdeki (perakende, gıda, inşaat, hizmet vb.) istihdamı da tetikleyecek.
Riskler ve Zorluklar
Her büyük stratejik projenin olduğu gibi Zengezur Koridoru’nun da önünde çeşitli engeller bulunuyor. Öncelikle güvenlik riski, bölgedeki en kırılgan konulardan biri. Güney Kafkasya hâlâ hassas bir ateşkes dengesi üzerinde duruyor; olası siyasi krizler ya da provokatif girişimler, projenin ilerleyişini sekteye uğratabilir. Diplomatik açıdan bakıldığında, Ermenistan’ın egemenlik ve toprak bütünlüğü kaygıları, sürecin en kritik başlıklarından biri. Bu kaygıların giderilmesi, uluslararası hukuka uygun, şeffaf ve güven tesis edici adımlarla mümkün olacak.
Finansman tarafında ise 5 ila 7 milyar dolar seviyesinde bir altyapı yatırımı gerekliliği öne çıkıyor. Bu büyüklükteki bir fonun sağlanması, yalnızca bölge ülkelerinin değil, aynı zamanda uluslararası kalkınma bankaları, özel sektör yatırımcıları ve stratejik fonların da iş birliğini zorunlu kılıyor.
Dış aktörler de projenin hızını ve yönünü etkileyebilir. Rusya’nın bölgedeki geleneksel nüfuzu ve İran’ın jeopolitik çıkarları, Zengezur Koridoru’nun stratejik önemini kendi lehlerine çevirmeye yönelik adımlar atmalarına neden olabilir. Bu durum zaman zaman gecikmelere ya da rota değişikliklerine yol açabilir.
Tarihsel deneyimler, yeni ticaret yollarının açılmasının uzun vadede ekonomik karşılıklı bağımlılık yaratarak çatışma riskini azalttığını gösteriyor. Ancak bu etkinin kendini göstermesi, kısa vadede değil, on yıllar süren bir ekonomik ve kültürel entegrasyon süreciyle mümkün oluyor.
Gelecek Vizyonu: 2040 Perspektifi
2040 yılına gelindiğinde Zengezur Koridoru’nun bölgeye ve dünya ticaretine etkileri çok daha net görülebilecek. Türkiye’nin küresel lojistik merkezler sıralamasında ilk beş ülke arasına girme potansiyeli, bu hattın getireceği en dikkat çekici sonuçlardan biri olabilir.
Azerbaycan açısından bakıldığında, enerji dışı ihracat gelirlerinde %25’lik bir artış, ekonominin petrol ve doğalgaz bağımlılığını azaltacak stratejik bir dönüşüm anlamına geliyor. Orta Asya ülkeleri içinse Avrupa pazarına erişim, yalnızca süre ve maliyet avantajıyla değil, aynı zamanda tedarik zinciri güvenliği açısından da büyük bir rekabet gücü yaratacak.
Çin-Avrupa ticaretinde Orta Koridor’un payının %30’un üzerine çıkması, Zengezur hattının küresel ticaretteki yerini sağlamlaştıracak. Bu durum, Pekin’den Londra’ya uzanan ticaretin önemli bir kısmının, Güney Kafkasya üzerinden geçmesi anlamına geliyor ki bu, bölgenin yüzyıllardır hayalini kurduğu “ticaretin kavşak noktası” olma vizyonunu gerçeğe dönüştürebilir.
Sonuç olarak, Zengezur Koridoru yalnızca harita üzerinde çizilen ince bir hat değil; ticaret, enerji, kültür ve diplomasi ekseninde yüzyılın en stratejik projelerinden biri. Tamamlandığında Güney Kafkasya’nın kaderini değiştirecek, uluslararası dengelerde yeni bir sayfa açacak. Ve belki de bu küçük coğrafi çizgi, 21. yüzyılın en önemli ticaret damarlarından biri olarak anılacak.
Olgar ATASEVEN
Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı