Moda Endüstrisi, ,İhracatta 2024 Yılının Son Çeyreğinden Umutlu

Satınalma Eğitimi Moda Endüstrisi, ,i̇hracatta 2024 Yılının Son çeyreğinden Umutlu

Moda Endüstrisi, İhracatta Eski Parlak Günlere Dönmek için Tasarım Gücüne ve Esnek Yapısına Güveniyor

Satınalma Eğitimi Moda Endüstrisi, ,i̇hracatta 2024 Yılının Son çeyreğinden UmutluModa endüstrisi, tasarım gücüne ve esnek yapısına güveniyor, bu pozitif yönlerini kullanarak kaybettiği müşterileri 2024 yılının son çeyreğinde geri kazanacağına inanıyor.

Küresel resesyon ve Türk ekonomisindeki kırılganlıklardan dolayı 2023 yılını kayıp yıl olarak geride bırakan, ihracatı yüzde 9 gerileyen, kapasite kullanım oranı yüzde 84’ten yüzde 76,4’e düşen moda endüstrisi, 2024 yılının ilk üç çeyreğinin de 2023 yılına benzer geçeceğini öngörüyor.

TİM Sektörler Konseyi Üyesi ve Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, 2023’ten devam eden problemlerle 2024 yılına girdiklerini, seçimlerinde geride kalması sonrasında piyasalarda bir toparlanma beklediklerini, sıkı para politikasıyla enflasyonun kontrol altına alınmaya başlanmasıyla birlikte 2024 yılının son çeyreğinde hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatında bir toparlanma beklediklerini dile getirdi.

Tasarım Gücümüz ve Esnek Yapımızla Müşterileri Geri Kazanabiliriz

“2024 ‘ün ilk 6 ayını zaten kaybettik” tespitinde bulunan Sertbaş, 2024 yılının ikinci yarısıyla ilgili öngörülerini şöyle özetleti: “Yılın tamamını kaybetmeyi hiçbirimiz göze alamayız. Ana ihraç pazarımız Avrupa yılın ikinci yarısında ekonomik toparlanma yaşayacaktır diye umuyoruz, bu noktada biz de sipariş için hazır olmalıyız. Tasarım gücümüz, esnek yapımızla kaybettiğimiz müşterileri geri kazanmalıyız. İçerdeki maliyet kaynaklı sorunları çözebilirsek, ihracatçı biraz rahatlarsa eski parlak dönemlerimize döneceğimize inancım tam. Sektörümüzün geleceği için umutlu olmalıyız. Birlik içinde, sorunlara çözüm bulabilir ve sektörümüzü daha güçlü bir konuma taşıyabiliriz. Hep birlikte, 2024’ü başarıyla tamamlayacağımıza inancım tam.”

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin 2023 yılı olağan mali genel kurul toplantısında sektörünün 2023 yılı ihracat performansı hakkında konuşan Sertbaş, “Türkiye geneli hazır giyim ve konfeksiyon ihracatımız işçilik/enerji maliyetlerindeki artışlar, Avrupa’daki durgunluk, Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı belirsizliklerden dolayı önceki yıla göre yüzde 9 azalarak 19,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Tüm olumsuzlara rağmen Türkiye genelinde otomotiv sektörü ve kimyevi maddeler sektörünün ardından en fazla ihracat yapan 3. Sektör olmayı başardık. EHKİB’in 2023 yılı konfeksiyon ihracatı da Türkiye geneline benzer bir grafik ortaya koyarak yüzde 9’luk azalışla 1 milyar 340 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti” diye özetledi.

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin ihracat rakamlarındaki erimeyi durdurmak, ihraç pazarlarındaki gücünü koruması için pazarlama faaliyetlerine yoğunlaştıklarının altını çizen Sertbaş sözlerini şöyle sürdürdü; “Birliğimiz, 2023 ve 2024 yılının Mart ayına kadar toplam 8 yurt dışı fuar, 1 yurt içi fuar, 1 sektörel alım heyeti, 1 URGE inceleme heyeti, 7 sektörel seminer, 5 sektörel kurs programı, 1 moda tasarım yarışması ve 1 ödül töreni gerçekleştirdi.”

Son 1 Yılda 8 Fuara 118 Firmamızla Katıldık

“Yurt dışı faaliyetlerimize ara vermeden devam ettik” diyen Sertbaş, “2023 yılında Premiere Vision New York Fuarı’na Ocak ve Temmuz aylarında 18 firmayla, Almanya’da Munich Fabric Start Fuarı’na ocak ve temmuz aylarında 23 firmayla, Paris’teki Premiere Vision Fuarı’na Şubat ve Temmuz aylarında 41 firmayla katılım sağladık. 2024 yılında Munich Fabric Start Fuarı’na 23-25 Ocak 2024’te 10 firmamızla, Premiere Vision Paris Fuarı’na 06-08 Şubat 2024’te 26 firmamızla birlikte katılım sağladık. Milli katılım düzenlediğimiz 8 fuara toplam 118 firmamızla katılım sağlamış olduk. Yurt içinde de İZFAŞ tarafından organize edilen Fashion Prime Tekstil, Hazır Giyim Tedarikçileri ve Teknolojileri Fuarı’na 17-19 Ekim 2023 tarihlerinde 35 firmamızla iştirak ettik. 21-24 Kasım 2023 tarihlerinde 17. kez düzenlenen Türkiye’nin en büyük gelinlik, damatlık & abiye fuarı IF Wedding Fashion İzmir fuarında üyelerimizin katılımını teşvik ettik” diye konuştu.

Kalifiye İş Gücü için Projeler Geliştiriyoruz

Türk moda endüstrisine kailife işgücü kazandırmak için yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Sertbaş, 2019 yılında gençlerin tekstil mühendisliğini tercih etmeleri için “Tekstil Mühendisliği Algısının Yükseltilmesi” isimli projeyi hayata geçirdiklerini, bu projeyle Tekstil Mühendisliği fakültelerinde yüzde 40 olan doluluk oranı yüzde 90’lara çıktığını ve taban puanları yükseldiğini, proje kapsamında 319 öğrencinin burs aldığını aktardı.

Moda endüstrisinin daha katma değerli ürün ihraç edebilmesi için tasarım gücünün yüksek olmasının önemine değinen EHKİB Başkanı Sertbaş, “Yetenekli gençlerin keşfedilmesi, sektöre kazandırılması, tasarım kültürünün yaygınlaştırılması amacıyla her sene Moda Tasarım Yarışmaları organize ediyoruz. EİB 17. Moda Tasarım yarışmamızı SEED teması ile Eylül ayında final organizasyonunu gerçekleştirdik. Mayıs ayının son haftasında 18.sini düzenleyeceğimiz “Analog” temalı yarışmamızın final hazırlıklarına devam ediyoruz. 18 yılda binlerce genç tasarımcıyı sektöre kazandırdık. EHKİB’in en uzun soluklu ve sektöre dokunan projesini önümüzdeki yıllarda da sürdüreceğiz” dedi.

Sürdürülebilirlik Çalışmalarına Devam Edeceğiz

Sürdürülebilirlik faaliyetlerine ve projelerine sürdürülebilir ve sorumlu üretim anlayışıyla 2024 yılında da devam edeceklerini aktaran Sertbaş, sürdürülebilirlik ile ilgili yeni projeleri hakkında şu bilgileri verdi; “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Kümelenme Destek programına EHKİB olarak 38 firma ve 6 partnerle birlikte başvuruda bulunduk ve olumlu bir dönüş bekliyoruz. Bir diğer projemiz Kümelenme Destek başvurumuzun ardından, Interreg NEXT Akdeniz Havzasında Sınır Ötesi İş birliği Programı için hazırlıklarımıza hız kesmeden başladık bu ay içinde projeye başvurmayı hedefliyoruz. Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Interreg NEXT MED Programı 1. çağrısı, önemli bir bütçe ile sınır ötesi iş birliği projelerini destekleme fırsatı sunmakta ve Akdeniz bölgesinde sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınmayı teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Turquality/Turkish Apparel Tanıtım Projesine tüm Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri olarak Ticaret Bakanlığımıza başvuruda bulunduk. Uygun görülmesi halinde sektörümüzün tanıtımı için çalışmalarımıza başlayacağız.”

İhracat ve istihdamın lokomotifi olan Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Genel Kurulu’nda, EHKİB Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu 2023 yılı faaliyetlerinden dolayı oy birliğiyle ibra edilirken, 2024 yılı iş programı karara bağlandı, 2024 yılı bütçesi 52 milyon 950 bin TL olarak oybirliğiyle kabul edildi.

EY: Yönetim Kurulları Sürdürülebilirlik Stratejileri Konusunda Üst Yönetimi Harekete Geçirmeli !

Satınalma Eğitimi Ey Yönetim Kurulları Sürdürülebilirlik Stratejileri Konusunda üst Yönetimi Harekete Geçirmeli !

Satınalma Eğitimi Ey Yönetim Kurulları Sürdürülebilirlik Stratejileri Konusunda üst Yönetimi Harekete Geçirmeli !EY, Avrupa Uzun Vadeli Değer ve Kurumsal Yönetişim Araştırması’nın dördüncüsünü yayımladı. Araştırma, yönetim kurullarının sürdürülebilirliği iş modellerine ve stratejilerine dahil etme konusunda üst yönetimi harekete geçirmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Şirketler kararlı bir şekilde uygulamaya geçmezse, giderek daha sıkı önlemlerin alındığı bir ortamda sürdürülebilirlik faaliyetlerini yönetmek durumunda kalacak.

Uluslararası danışmanlık, denetim ve vergi şirketi EY (Ernst & Young), sürdürülebilir iş modeli inovasyonunda yönetimin rolünü incelediği Avrupa Uzun Vadeli Değer ve Kurumsal Yönetişim Araştırması’nın dördüncü versiyonunu yayımladı.

EY araştırması; sürdürülebilirlik konusunda yeterince hızlı hareket etmeyen şirketlerin yasal düzenleyicilerin, giderek daha katı önlemleri uygulamaya koyduğu bir dönemde süreci yürütmek durumunda kalabileceğini ortaya koyuyor.

Sürdürülebilirlik İş Stratejilerine Dahil Edilmeli

200 üst düzey yöneticinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmaya göre; yönetim kurullarının, iddialı bir vizyon ve güvenilir iş senaryolarıyla sürdürülebilirliği stratejilerine dahil etmek üzere üst yönetimi desteklemesi gerekiyor. Çünkü araştırmaya göre; Avrupa’daki şirketler, gerek sürdürülebilirliği destekleme gerekse yeni sürdürülebilirlik girişim, ürün veya hizmetlerine odaklanan fırsatlar konusunda yeterince aktif değil.

Şirketler, çalışan ve müşteri sadakati gibi değerlere odaklanırken, liderler her şeyden önce iş modeli inovasyonu ve büyüme konularına odaklanıyor. Bu durum, sürdürülebilirliği temel bir iş avantajına dönüştürmek için iş modellerini yeniden tasarlamak üzere hızla harekete geçebileceklerinin sinyalini veriyor.

Şirketlerin; sürdürülebilirlik hedefleri konusunda belirleyici seçimler yapmasının yanı sıra, girişimlerinin değer yaratma ve finansal performansla nasıl bağlantılı olduğunu da göstermeleri gerekiyor. Ancak şirketlerin, net sıfır gibi bir önceliğe sermaye ve kaynak yatırımının nasıl değer katacağını gösteren ve ölçen sağlam bir iş senaryosu yok gibi görünüyor.

Araştırmaya katılan ve çevresel, sosyal, yönetişime (ESG) öncelik veren %24’lük bir kesim önceliklerinin ESG olması konusunda “tamamen memnun” olduklarını söylüyor. Ancak icracı olmayan direktörler ve başkanlar uygulanacak iş modeli konusunda özellikle şüpheci davranıyor ve yalnızca %8’i konuyla ilgili “tamamen memnun” olduğunu belirtiyor. Bu durum da yönetim kurulu düzeyinde önemli bir stratejik veri ve bilgi boşluğuna işaret ediyor.

Sürdürülebilirlik Politikası ve Düzenlemelerine Cesur Bir Yaklaşım Gerekiyor

Yönetim kurullarının politika ve düzenleme gündemine yönelik daha iddialı, stratejik bir yaklaşımda ısrarcı olmaları gerekiyor. Liderler, AB Yeşil Anlaşması’na karşı daha proaktif bir yaklaşım benimsiyor ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) ile Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi’ni (CSDDD) benimsemeye sıcak bakıyor.

CSDDD’yi dönüştürücü bir yaklaşım olarak benimseyen şirketlerin oranı %48 iken, yalnızca sürdürülebilirlik raporlama yeteneğini optimize etmeyi hedefleyenlerin oranı %41 olarak görülüyor. Aynı zamanda, katılımcıların %40’ı CSRD’ye ve Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları kapsamında sürdürülebilirlik raporlamasına yönelik yaklaşımlarını dönüştürmeyi planlıyor. Sürdürülebilirlik politikasına yönelmek, şirketlerin hızla değişen politikalara ve düzenleyici ortama uyum sağlamasına yardımcı olacak.

Yapay Zekânın Sürdürülebilirlik Potansiyeli

Yapay zekâ, olumlu sürdürülebilirlik sonuçları alma ve bir şirketin sürdürülebilirlik dönüşümünü hızlandırma konusunda önemli bir potansiyele sahip ancak fırsatların zorluklara karşı dengelenmesi gerekiyor. Yönetim kurullarının, teknoloji yönetimini güncelleyerek fırsat ve riski dengeleyerek yapay zekanın sürdürülebilirlik potansiyelinden yararlanması gerekiyor.

Aynı dinamik çevresel alanda da kendini gösteriyor. Yapay zekâ, iklim değişikliğine ilişkin öngörüler sağlamak için geniş veri kümelerini analiz edebilir, tahmine dayalı modellemeye yardımcı olabilir ve daha iyi çevre politikaları için bilgi sağlayabilir. Ancak gelişmiş yapay zekâ sistemleri, özellikle de makine öğrenimi görevleri için gereken büyük veri merkezleri ve sunucular da önemli miktarda enerji tüketerek daha yüksek karbon ayak izine de sebep olabilir.

Katılımcıların çoğunluğu, Üretken Yapay Zekânın (GenAI) iş fırsatı ile çevresel, toplumsal ve etik zorlukları arasında kurulması gereken zor dengenin farkında. Katılımcıların %61’i “Yapay zekâ, yeni iş modelleri ve gelir akışları oluşturmaktan işin yapılma biçimini dönüştürmeye kadar uzun vadeli değer yaratmak için önemli bir fırsat sunuyor” diyor. Ancak %64’ü GenAI’nin dönüşüm ve büyümeyi teşvik ederken, etik ve toplumsal sonuçlarının kuruluşlara olan güveni zedelememesi gerektiğini düşünüyor.

Raporun tamamına EY web sitesi üzerinden ulaşılabilir.

Tütün Sektörü 2024 Yılında 1 Milyar Dolar İhracat Hedefliyor

Satınalma Eğitimi Tütün Sektörü 2024 Yılında 1 Milyar Dolar İhracat Hedefliyor

Satınalma Eğitimi Tütün Sektörü 2024 Yılında 1 Milyar Dolar İhracat HedefliyorTürkiye’nin geleneksel ihracat sektörlerinden tütün ve tütün mamulleri sektörü, 2023 yılında 922 milyon dolar olan ihracatını 2024 yılında 1 milyar doların üzerine çıkarmayı hedefliyor.

2023 yılında 50 milyon kilo Türk tipi oryantal tütün, 20 milyon kilo Virginia tipi, 1 milyon kilo burley tipi tütün üretim rakamına ulaşan Türk tütün sektörü, 2024 yılında üretimini de 80 milyon kiloya çıkarmak için harekete geçti.

Ege Tütün İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Celal Umur, tütün üretiminin artmasıyla uyumlu olarak 1 milyar dolar ihracat hedeflediklerini dile getirdi.

Ege Tütün İhracatçıları Birliği’nin 2023 yılı olağan mali genel kurul toplantısı sonrasında basın mensuplarının sorularını cevaplayan Umur, “2023 yılında tütün sektöründe üretici sayısının artmasına rağmen hava koşulları müspet gitmediği için üretim rakamlarında beklenilen oranda artış olmadı. 2024 yılında üretim arttığı takdirde ihracatımızda 1 milyar dolar hedefini yakalayacağımıza inanıyoruz. 2024 yılının ilk çeyreğinde ihracatımız yüzde 4’lük artışla 211 milyon dolardan 219 milyon dolara çıktı” diye konuştu.

Türk Tütünü Dolar Bazında Yüzde 30 Arttı Rekabetçiliğimizi Kaybetmemeliyiz

Türkiye’de tüm tarım ürünlerinde girdi maliyetlerinde büyük artışlar olduğunun altını çizen Başkan Umur, şöyle konuştu; “Biz son yıllarda Türk tütününü dolar bazında yüzde 30 daha fazla bir tutara ihraç etmek durumunda kaldık. Bu da yurt dışındaki kullanan şirketlerde bu artış devam edecekse biraz kullanımı azaltmalıyız diye bir öngörüye yol açabilir onun için bizim rekabetçi olmamız gerekiyor rekabetçi kalabilir isek ben oryantal tütünde de önümüzdeki birkaç sene mevcut rakamları koruyabileceğimi inanıyorum. Fiyatlarımızı dolar bazında arttırmak zorunda kalırsak bir noktadan sonra rekabetçiliğimizi kaybedeceğiz. Oryantal tütün sigara harmanlarında yerini daha ucuz tütünlere kaybedecektir.”

Virginia Tütünde 30 Milyon Kilo, Burley Tütünde 6 Milyon Kilo Üretim Hedefliyoruz

Türkiye’de üretilen tütün mamullerinde yerli tütün kullanım oranının bu sene yüzde 25’e, önümüzdeki yıl yüzde 30’a geleceği bilgisini paylaşan Umur, “Türkiye’de büyük yapraklı tütün üretiminin bu gerekçelerle daha da artmasını bekliyoruz. 2023 yılında 20 milyon kilograma ulaşan Virginia tipi tütün üretiminin 2024 yılında 30 milyon kiloya, 1 milyon kilogram olan burley tipi tütün üretimin 2,5 milyon kiloya çıkacağını öngörüyoruz. Burley tipi tütün üretim projesi daha yeni bir proje burley üretimimizin önümüzdeki yıllarda 6 milyon kilograma çıkacağını göreceğiz” şeklinde konuştu.

Rusya Ve Ukrayna’daki Tütün Mamulleri Üretimi Türkiye’ye Kayabilir

Türkiye’nin yakın coğrafyasındaki Rusya-Ukrayna savaşının Türkiye’nin tütün mamulleri ihracatına pozitif yansımaları olacağına ilişkin ipuçları olduğunu paylaşan Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkanı Ömer Celal Umur, Rusya’da ve Ukrayna’da olan üretimlerin bir kısmının önümüzdeki süreçte Türkiye’de yapılabileceğini, bu gelişmenin Türkiye’nin tütün mamulleri ihracatının artmasını beraberinde getireceğini vurguladı.

İşçilik Maliyetlerindeki Artış Oryantal Tütünde Rekabetçiliğimizi Zorluyor

Oryantal tütün üretiminde Türkiye’nin klasik rakiplerinin Bulgaristan, Yunanistan ve Makedonya olduğu bilgisini veren Umur, “Bu ülkelere göre günümüzde rekabetçi durumdayız. Fakat oryantal olmayan daha az işçilikle, mekanizasyonla yapılan tütün cinslerine göre rekabetçi değiliz. İşçilik maliyetlerinin artması ve oryantal tütünün verimin az olmasıyla rekabetçiliğimizi olumsuz etkiliyor. Bir örnek vermek gerekirse; 10 dönüm bir araziye Ege tütünü ekerseniz aşağı yukarı 1 ton alıyorsunuz. Aynı büyüklükte bir araziye büyük yapraklı Virginia tipi tütün diktiğinizde 3 ton alıyorsunuz. Virginia tipi tütünün toplaması da kırması da hem mekanik olarak yapılabiliyor hem de daha kolay. Bu da Türk tipi tütünün rekabetçiliğini olumsuz etkiliyor” diyerek sözlerini noktaladı.

Ege İhracatçı Birlikleri’nde yapılan Ege Tütün İhracatçıları Birliği 2023 yılı mali genel kurul toplantısında, 2024 yılı iş programı kabul edilirken, 2024 yılı bütçesi 37 milyon 100 bin TL olarak karara bağlandı.

Boş Kilometreyi Azaltıyor, Karbon Emisyonunu Önlüyor!

Satınalma Eğitimi Boş Kilometreyi Azaltıyor, Karbon Emisyonunu önlüyor !

Satınalma Eğitimi Boş Kilometreyi Azaltıyor, Karbon Emisyonunu önlüyor !TruKKer Global İcra Kurulu Üyesi & Türkiye, Avrupa ve BDT Genel Müdürü Hakan Arıkan, dijital platform sayesinde boş kilometre verimsizliğini yüzde 20 azalttıklarını belirterek, “1 milyon araçlık bir filoda 200 bin aracın neden olacağı emisyon önlenmiş oluyor” dedi.
Lojistik sektöründe yük sahipleriyle kamyoncuları eşleştiren bir iş modeli yürüten dijital nakliye ağı TruKKer, sahip olduğu teknolojik altyapı ile araçların boş kilometre verimsizliğini önleyerek karbon emisyonunun azalmasına katkı sağlıyor.

TruKKer Global İcra Kurulu Üyesi & Türkiye, Avrupa ve BDT Genel Müdürü Hakan Arıkan, lojistiğin karbon emisyonuna yol açtığı için çevrecilik açısından sabıkalı bir sektör olduğunu belirterek, “Bu gerçek Türkiye’de de dünyada da aynı. Karbon emisyonuna en fazla neden olan üç sektör enerji, sanayi ve lojistiktir. Bu sektörler atmosferdeki emisyonun yüzde 85’ini oluşturuyor. Lojistik tek başına yüzde 22 ile karbon emisyonunun neredeyse 4’te 1’ine neden oluyor” dedi.

Murat Erdal Teklif Hazırlama Eğitim Kurumsal Pazarda Satış Yönetimi

Lojistiğin de yaklaşık yüzde 80’inin kara taşımacılığından oluştuğuna ve dolayısıyla en büyük kirlilik kaynağının kara taşımacılığı olduğuna dikkat çeken Arıkan, şunları söyledi: “TruKKer olarak iş modelimiz, araç sahibiyle yük taşımak isteyeni buluşturan bir platform olduğu için verimsizliği minimize ediyoruz. Buradaki en kritik nokta dünyadaki verilere baktığımızda en verimli operasyonda bile araçlar minimum yüzde 10 boş kilometre yapıyor. Bu oran bireysel nakliyecilerde yüzde 30’a kadar çıkıyor. Ülkelerin gelişmişlik seviyesi ve teknolojik alt yapı kullanmalarına bağlı olarak bu oran değişebiliyor.

“Bir milyon aracı yapay zeka desteğiyle izlemek mümkün”

Avrupa’nın en çok tır sayısına sahip iki ülkesi Türkiye ve Polonya. Polonya tır sayısında, Türkiye’yi bile geçmiş durumda. Milyonlarca aracı yönetmek ve izlemek çok önemli. Bu kadar fazla sayıdaki aracı yönetmek artık yapay zeka destekli teknolojilerle mümkün. Bir araç sahibinin hangi rotalara gitmek isteyebileceğini veya o boşaltma noktasına gittiğinde ona en yakın yükün nerede olacağını öngörmek bu sayede mümkün olabiliyor.

Yaptığımız işin odağında boş kilometre verimsizliğini minimize etmek bulunuyor. Örneğin 1 milyon araçlık filoda verimsizliği yüzde 20 azalttığınızda trafiğe 200 bin yeni aracın girmesini ve dolayısıyla bu kadar aracın salacağı emisyonun da önüne geçmiş oluyorsunuz.”

“Ticari araçların boş kilometre verimsizliğine önlem”

Kuzey ülkelerinde özellikle ticari araçların bir yerden bir yere boş gitmemeleri için planlama yapıldığına dikkat çeken Hakan Arıkan, “Mutlaka bir şekilde yük taşıyacak şekilde planlanır ve yönlendirilir. Bu sayede boş kilometre verimsizliği önlenir. Bu da trafikte daha az ticari araç anlamına geldiği için karbon emisyonuna olumlu yansır.

Teknolojinin ana vurgusu aslında sürdürülebilirlik olduğunu bunun da karbon emisyonlarını azaltmaktan geçtiğini ifade eden Arıkan, TruKKer ve dünyada benzeri dijital platformların en büyük motivasyon kaynağının verimsizliği önlemek olduğunu dile getirdi.

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ YAZI DİZİSİ

SATIN ALMA EĞİTİM TESTLERİ

PAZARLIK BECERİ ANKETİ

Kitap Önerileri : 

  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı), Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ, Prof. Dr. Murat ERDAL, (Beta Yayıncılık),  4. Baskı.

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

 

DAVET: ’’Gümrük Kanununda Yer Alan Cezai Düzenlemeler” Konulu Webinar

Satınalma Eğitimi Davet Gümrük Kanununda Yer Alan Cezai Düzenlemelerkonulu Webinar

Saygıdeğer İş Ortaklarımız,
 
Ünsped Gelişim Akademimizin koordinasyonunda ‘’Gümrük Kanununda Yer Alan Cezai Düzenlemeler” konulu webinar gerçekleşecektir.


Tarih:
 02.04.2024Satınalma Eğitimi Davet Gümrük Kanununda Yer Alan Cezai Düzenlemeler1 Konulu Webinar
Saat:
 21:00-22:00

Konuşmacı:
 
UGM Yönetim Kurulu Başkanı
Sayın Remzi AKÇİN
 
Online Katılım Linki:
https://ugm.webex.com/ugm-tr/j.php?MTID=m50f7f7226efcef3f2192fde540e47747

Toplantı numarası (erişim kodu): 2367 757 8163
Toplantı parolası: 1020

 

Almanya’nın “ÇEVRE” Politikası Lojistik Rotalarını da Yeniden Şekillendiriyor

Satınalma Eğitimi Almanya’nın “çevre” Poli̇ti̇kası, Loji̇sti̇k Rotalarını Da Yeni̇den şeki̇llendi̇ri̇yor

Satınalma Eğitimi Almanya’nın “çevre” Poli̇ti̇kası, Loji̇sti̇k Rotalarını Da Yeni̇den şeki̇llendi̇ri̇yorAlmanya başta olmak üzere Batı Avrupa’daki, yüksek karbon salımına yol açan fabrikaların Doğu Avrupa’ya taşınması, lojistikte ana rotaları da değiştiriyor. Batu Logistics Genel Müdürü Efe Göktuna, Avrupa’daki mevcut lojistik rotalarının, önümüzdeki süreçte ağırlıklı olarak Doğu Avrupa üzerinden şekillenmeye başlayacağını belirtti. Göktuna, “Almanya-Türkiye hattında yoğun parsiyel taşımalar yapan bir marka olarak Doğu Avrupa rotamızı daha da güçlendirmeye başladık.” dedi.

Çevre konusunda her geçen gün yeni adımların atıldığı Avrupa’da, Almanya başta olmak üzere gelişmiş ülkelerdeki ağır sanayi üretim tesisleri, daha esnek emisyon kuralları olan ülkelere taşınıyor. Almanya’nın sıfır emisyona geçişi, 5 yıl öne alarak 2045’e çekmesi sıkı düzenlemeleri beraberinde getirdi. Sanayi tesislerinin Doğu Avrupa’ya kaydırılması, ana lojistik rotalarının da yeniden belirlenmesine ve planlanmasına neden oluyor.

Batu Logistics Genel Müdürü Efe Göktuna, Almanya ve Batı Avrupa’da yoğunlaşan mevcut lojistik rotalarının, önümüzdeki süreçte ağırlıklı olarak Doğu Avrupa üzerinden şekillenmeye başlayacağına dikkati çekti.

Ana rotalardaki değişimin, lojistikte yapılanma ve yatırımlarda da yeniden planlama gerektireceğini vurgulayan Göktuna, “Almanya-Türkiye hattında yoğun parsiyel taşımalar yapan bir marka olarak Doğu Avrupa rotamızı daha da güçlendirmeye başladık. Polonya, Macaristan, Slovakya ve Çekya’da altyapımızı büyüttük. Özellikle hızlı ve acil yükler için ideal çözüm olan Speedy Van servisimizle taleplere yanıt veriyoruz.” dedi.

Göktuna, her hafta tüm Batı Avrupa ülkeleri ve Almanya’dan Türkiye’ye düzenli parsiyel çıkışları olduğunu belirterek, “Geçen yıl kurumsal dönüşümümüzün bir parçası olarak, forwarder hizmetlerimizi müşterilerimize daha verimli olacak bir hale evirmiştik. Avrupa’da iklim dostu olmayan fabrikaların doğu ülkelerine taşınma süreci, AB’nin sıfır emisyon hedefi için karbon kaçağı riskini artırsa da kıtanın doğusu için ciddi bir lojistik ihtiyacı anlamına geliyor. Buna bağlı olarak gelecek projeksiyonlarımızı güncelliyoruz.” diye konuştu.

Yedek Parça, Kimyevi Ürün ve Kolili Tekstile Yoğunlaştı

Kara yolu taşımalarının yanında hava, deniz yolu ve talebe göre intermodal çözümleriyle de hizmet sunduklarını dile getiren Göktuna, ithalat taşımalarında kara yolu ekspres taşıma çözümlerinin çok talep gördüğünü vurguladı. Göktuna, otomotiv yedek parça, kimyevi ürün ve kolili tekstil yanı sıra hızlı tüketim ürünlerinin taşınmasında güçlü bir deneyime sahip olduklarına dikkati çekti.

Efe Göktuna, “Artık yükü yalnızca zamanında teslim etmek yetmiyor. Güçlü network bağlantılarınız yoksa, araçlarınızı istediğiniz verimde yürütemezsiniz. Şirket olarak Avrupa’da oldukça yaygın bir ağ ile çözümler üretiyoruz. Bu durum da bizi ‘aracı’ konumdan çıkartıp ‘oyuncu forwarder’ yapıyor.” görüşünü de dile getirdi.

Ölçü Kontrol ve Otomasyon Sektörünün Uzmanları 8 Mayıs’ta MCA WORLD’de Buluşuyor

Satınalma Eğitimi ölçü Kontrol Ve Otomasyon Sektörünün Uzmanları 8 Mayıs’ta Mca World'de Buluşuyor

Satınalma Eğitimi ölçü Kontrol Ve Otomasyon Sektörünün Uzmanları 8 Mayıs’ta Mca World'de BuluşuyorMCA World Ölçü, Kontrol ve Otomasyon Sistemleri Fuarı 8-10 Mayıs tarihlerinde endüstrinin teknik yetkililerini ve satın alma uzmanlarını güncel otomasyon teknolojileriyle yeniden buluşturmaya hazırlanıyor. MCA World, bu yıl da kimyası gereği yalnızca ölçü, kontrol ve otomasyon sektörünün lider teknoloji üreticilerini ve endüstride bu alanda uzmanlaşmış ölçü – kontrol, bakım, üretim, projelendirme ve satın alma birimlerini bir araya getiriyor.

Endüstriyel alanlarda teknolojik gelişmelere liderlik eden bir organizasyon olarak, her yıl düzenlenen MCA World Ölçü, Kontrol ve Otomasyon Sistemleri Fuarı’nda sektördeki son yenilikleri ve çözümleri endüstriyle buluşturuyor. 2. MCA World, Ölçü Kontrol ve Otomasyon Sistemleri Fuarı alanının uzman teknoloji üretici markaları, tedarikçileri, proje – taahhüt firmaları ve fabrikalardaki son kullanıcıları bir araya getirmek için 8 Mayıs’ta İstanbul Fuar Merkezi’nde başlıyor.

Mca World’de Yeni̇ Proje ve Yatırım Fırsatları

MCA World’de geçtiğimiz yılın fuarı, 42 stantlı katılımcıyı ve 19 ülkeden 3746 nitelikli ziyaretçiyi ağırlayarak sektörde bir kilometre taşı oluşturdu. Fuar, geniş bir ürün yelpazesi sunarak sektördeki boşluğu dolduran en güçlü etkinlik haline geldi. Türkiye’nin alanındaki tek fuarı olan MCA World Fair, aynı zamanda Avrupa, Ortadoğu, Türk Cumhuriyetleri ve Kuzey Afrika ülkeleriyle ticari iş geliştirme planı olan firmalar için kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor.

Stantlı katılımcı firmaların ürün grupları, sektördeki geniş yetenek ve inovasyonu yansıtmaktadır. Akış, Seviye, Basınç ve Sıcaklık Enstrümanlarından, Big Data ve Siber Güvenlik çözümlerine, Endüstriyel Tartım ve Kontrol Cihazlarından, Online ve Offline Analizörlere, Endüstriyel Haberleşme Çözümlerinden PLC ve DCS Sistemlerine kadar geniş bir yelpaze, fuarı sektördeki önemli bir platform haline getiriyor.

Fuar, farklı endüstrilerden gelen ziyaretçi sektör gruplarını bir araya getirerek iş birlikleri ve yeni projelerin ortaya çıkmasına olanak tanımaktadır. Gıda ve İçecek Tesisleri, Kimya ve Petrokimya Tesisleri, Demir-Çelik ve Çimento Fabrikaları, Enerji Santralleri, Otomotiv ve Yan Sanayi Fabrikaları, Kağıt, Cam ve Seramik Fabrikaları, Savunma Sanayi gibi çeşitli sektörlerden profesyoneller, fuar boyunca sektördeki son gelişmeleri keşfetme ve yeni iş bağlantıları kurma fırsatı bulacaklar.

Ölçüm enstrümanları, kontrol sistemleri, endüstriyel saha iletişimi ve fabrika otomasyon sistemi ürün ve çözümlerini odağına alan fuarda 3 gün boyunca, iki ayrı salonda sektör ve proseslerine özel çözüm önerileri ve başarı hikayeleri hakkında sunumlar gerçekleşecek.

Sunum başlıkları, 14 farklı sektörden 150 son kullanıcının önerileriyle belirleniyor. Bu başlıklar, sektörün dev markalarının teknik yetkilileri tarafından yönlendiriliyor.

Endüstri̇yel Sahalarda Yaşanan Sorunlara Çözüm Bulunuyor

Global ve yerli üreticilerin güncel teknolojilerinin yakından incelenebileceği fuarda, projeler teknoloji uzmanlarının tavsiyeleri ile şekilleniyor. Sahada sıklıkla yaşanan ölçü – kontrol ve otomasyon sorunlarına köklü çözümler, plansız duruşları önleyecek sistem ve teknolojilerle tanışmak, ulusal ve uluslararası başarılı proje örnekleri hakkında bilgi sahibi olmak için son kullanıcılar ve satın alma uzmanları MCA World Fair’de buluşuyor.

Ücretsi̇z Gi̇ri̇ş için Online Kaydınızı Gerçekleşti̇rebilirsiniz

Satınalma Eğitimi ölçü Kontrol Ve Otomasyon Sektörünün Uzmanları 8 Mayıs’ta Mca World'de Buluşuyor1Fuar Tarihi: 8 – 10 Mayıs 2023 (Çarşamba – Cuma)
Fuar Yeri: İstanbul Fuar Merkezi 9 ve 10. Hollerde(Yeşilköy)
Ziyaret Saatleri: 10.00 – 18.00

 

Ölçü – kontrol ve otomasyon sistemlerine dair en güncel teknolojileri bulabileceğiniz MCA World Fair için şimdiden ücretsiz giriş için online kayıt yapılabiliyor. Online kayıt için www.mcaworldfair.com web sitemizdeki ”Ziyaretçi Kaydı / Visitor Registration” butonunu kullanabilir veya https://mcaworld.ftsonlineregistry.com/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

Nereden Nereye Geldik – Neredeyiz – Bölüm 3

7 Gündem Satınalma Dergisi Nereden Nereye Geldik Neredeyiz Bölüm 3

7 Gündem Satınalma Dergisi Nereden Nereye Geldik Neredeyiz Bölüm 3Geçmiş

Geçmişe çok takılı kalmak istemesem de, bu günümüzü, geçmiş günlerle kıyaslamaktan kendimi alamıyorum. Bu düşünce sadece bana özgü olmayıp, farklı kesim ve yörelerden tanıdığım pek çok kimse için de aynıdır.

Nerede o geçmişteki günler…

Tasarruf ve Birikim

Küçük tasarruflar yapardık kumbara hevesi ile. Kumbarada biriktirdiğimiz paralar bir işe yarardı.

Kumbara GörselParanın bereketi vardı ve ak akçe kara gün içindir misali cep harçlıklarından da olsa her birikimin bir değeri vardı.  Dün para biriktiren adeta bir nebze olsun rahat ederdi, bugün ise para biriktirenin parası enflasyon karşısındaki paranın alım gücü adeta yok derecesinde kayboluyor.

Bugün Nereye Geldik ?

Bugün nereye geldiğimize dair nereden başlayıp, nerede sözümü bitireceğimi bilemiyorum. Söylenecek çok söz var aslında.Bobby Görsel

Sitemizdeki sevimli köpek Bobi ile sözümüze devam edelim.

Bugün nereye geldik derseniz, olan sitemizin köpeği Bobi’ye oldu.

Geçmiş zamanda parasız aldığımız kemikleri Bobi’ye getiriyorduk. Ancak şimdilerde kasabımız aldığımız kemiklere her defasında daha fazla para istemeye başladı. Anlayacağınız önceleri parasız aldığımız kemikleri kasabımız para ile satınca, işler değişmeye başladı.

Et ZamBedava kemik dönemi sona ermiş meğerse. Yıllardır bedavaya aldığımız kemikleri kasabımız her gün artan bir fiyattan satmaya başladı. Sanırım bizim kasabın bu satış stratejisini diğer kasaplar da örnek aldılar ki onlar da kemikleri parayla satmaya başlamışlar.

Kemik fiyatları da az uz bir fiyat değil, bayağı yüksek fiyata kemik satılıyor. Düşündüm de acaba benim param mı kıymetli de harcamaya mı kıyamıyorum ?

Hem Bobi’ye kolaylık olsun, hem de bize destek olması açısından kasaptan para ile almak zorunda olduğum kemikleri doğrudan Bobi’ye vermemeye başladım.Kemik Kaynatmalık

Satın aldığım kemikleri eve getirdim, kısık yanan ocakta uzun süre kaynattım. En azından kemik suyu bize..

Kasaptan para ile satın aldığımız kemikleri direk olarak kendisine vereceğimizi düşünen Bobi, kemikleri tencereye koyup kaynattığımızı görünce şaşırdı. Benim için aldığınız kemikleri neden siz kullanıyorsunuz der gibi yüzümüze hayretle baktı…

Bobi GörselEeee Bobiciğim, her şey dünde kaldı. Bugün ise durumlar değişti. Kemiğin suyunu biz alalım, sana da kemiklerini veririz. Ekonomik şartlar böyle oldu.

 

Bugün Kazandığımız

Ücretlerimize ne kadar zam yapılırsa yapılsın, gördüğüm şudur ki ele geçen paranın / maaşın her zaman reel enflasyonun altında kaldığı gerçeğidir. Dün kazandığımızdan tasarruf ederken bugün ise kazandığımız ile ay sonunu nasıl getiririz diye düşünüp duruyoruz.

Marul GörselÜcretli bugünkü koşullarda bir Pazar alışverişine gittiğinde gördüğü fiyatlar karşısında, nereden nereye geldik yahuu demeye başlıyor.

Dün bu kıvırcık salatanın yüzüne bakmaz belki de çöpe atardık. Bugün çöpe atılacak bu kıvırcık salatanın fiyatına bakın. İnsaf.

SalatalıkDün 5 veya 10 liraya aldığımız salatalık bugün TRL.95.90 Umarım TUİK bu fiyatı değerlendirmeye alıyordur.üzüm Görsel

Üzüm de sudan ucuz. Gerçi mevsimi değil ama bu kadar da olmaz ki.

 

 

Pat Soğan RekorAnlayamadığım şey; bizler patates ve soğanı bir – iki sene önce 1 liraya almıyor muyduk ? Aynı patatesin 20 ila 30 liraya çıktığını kime nasıl anlatırsınız? Veya biri bana anlatsın lütfen, hem enflasyon yüksek değil diyeceksiniz, hem de gıda fiyatları / patates, soğan fiyatları şimdiye kadar gördüğü en yüksek fiyata erişecek. Patates yiyemez olduk.

Neyse ki yeni hasat patates ve soğan ürünü yetişti, hasat yapılacak ve eski patates / soğanlar elden çıkartılmaz ise çimlenecek. Gerçi esnafımız kıvrak zekalıdır; çimlenen patates ve soğanların çimlenen filizlerimi temizleyerek tezgahlara konuldu. İnsanlarımızın bu ayrımı yapacak mali takadı kalmadı.

Yazmaktan Hicap Duysam DaFakirlik

Nereye geldiğimiz konusunda bu resimler içimi acıtsa da ülkemizdeki çoğu kesimin geldiği yerin resmini açıkça ortaya koymaktadır.

Kilolarca meyve ve sebze satın alırken, bugün geldiğimiz yer; domates ve meyve dahil olmak üzere tane ile almaya başladık.

Parça LahanaHayatım boyunca çeyrek veya yarım adet lahana almadığım bugün geldiğimiz noktada ise maalesef çeyrek lahanayı insanlarımız almaya başladı.

 

çeyrek KarpuzYa karpuza ne diyeceksiniz ? İnanın çeyrek karpuz alırken ben utanıyorum. Benim gibi pek çok insanımız aynı duyguda değil midir ?

Nereden, nereye geldik yahuu…

7 Gündem Satınalma Dergisi Nereden Nereye Geldik Neredeyiz Bölüm 3Reşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

Türkiye’nin Sınai Haklar Haritası Çıktı !

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Sınai Haklar Haritası çıktı !

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Sınai Haklar Haritası çıktı !Türk Patent ve Marka Kurumu 2023 yılına ait sınai haklar verilerini açıkladı. Verileri değerlendiren Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz; “Yabancı başvuru ve tescil sayılarındaki yükseliş dikkate değer. İller bazında her zamanki gibi şampiyon İstanbul olurken; Bayburt, Ardahan, Erzincan ve Bitlis illerimize ilişkin veriler, Sınai Haklar hakkındaki bilinçlendirilme çalışmalarının arttırılması gerektiğini gösteriyor. Bu veriler ışığında, ülkemizdeki bazı bölgelerin sınai haklar yönünden gelişmesi için yerel yönetimlerin ve kamu idarecilerinin daha fazla katkı koyması gerektiği görülmektedir” dedi.

Yerli Yabancı Toplam Patent Başvurularında %3,64’ lük Artış!

2023 yılında Türk Patent ve Marka Kurumuna yerli ve yabancı 16.433 patent, 3.400 faydalı model, 183.149 marka ve 58.076 tasarım olmak üzere üzere toplam 261.058 başvuru yapıldı. Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz; “Ülke ekonomisindeki ticari aktörlerimiz artık marka, patent, tasarım, faydalı model tescili gibi kavramların önemini daha iyi kavradı ve buna göre hareket ediyor. Vekil firma olarak yıllar içinde gösterdiğimiz çaba neticesinde bu farkındalığı oluşturmayı başardığımızı görüyoruz. TÜRKPATENT verilerine göre 2023 yılında yerli yabancı toplam patent başvurularında %3,64’ lük yaşandı. Dünya genelinde her geçen gün ihracat fırsatlarının, markalara, AR-GE’ye yapılan yatırımların artması şirketlerin daha inovatif ve öncü olmalarını zorunlu kılıyor. Bu da aslında hem ülkemizde hem dünyada sektörümüzdeki pazarın büyüdüğünü kanıtlıyor” dedi.

 

Uluslararası Patent Başvurularında %25 Artış!

“TÜRKPATENT’in açıkladığı güncel verilere göre Türkiye’de faaliyet gösteren yerli firmalar 2023 yılında 155’i PCT (uluslararası patent başvurusu), 234’ü EPC (Avrupa patent başvurusu) olmak üzere toplam 389 uluslararası patent başvurusu yaptı. 2022 yılında başvuru sayısı toplam 312 idi. Buna göre 2023 yılı başvuruları yaklaşık yüzde 25 (dörtte bir) oranında bir artış gösterdi. Bu da Türkiye’de yükselen fikri ve sınai haklar bilincinin küresel ölçekte yansımasını gösteriyor.”

Patent Başvurularının Zirvesinde Yine İstanbul Yer Alıyor.

TÜRKPATENT’ e göre geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi İstanbul tüm başvurularda ilk sırada. Patent başvurularında 3.526, başvuru ile ilk sırada yer alan İstanbul’u yine büyükşehirler takip ediyor. Patent başvurularında ikinci sırada 1.327 başvuru ile Ankara, üçüncü sırada 509 başvuru ile Bursa, dördüncü sırada 429 başvuru ile İzmir ve beşinci sırada 415 başvuru ile Kocaeli yer alırken; Hakkari, Sinop ve Kilis, sadece 1’er patent başvurusuyla listenin en sonlarında yer alan illerimiz oldu. Bayburt ise 2023 yılında hiç patent başvurusu yapılmayan tek il olarak dikkat çekiyor.

 

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Sı (1)

Marka Başvurularında İstanbul Liderliğini Sürdürüyor.

Marka başvurularının illere göre dağılımına baktığımızda ise; 71801 başvuru yapan İstanbul’u 14.368 marka başvurusuyla Ankara, 11.378 başvuruyla İzmir, 7.412 başvuruyla Bursa ve 6.179 başvuruyla Antalya izliyor. Ardahan ise 15 başvuruyla son sırada yer alıyor.

Tasarım Başvurularında ise Bir Önceki Yılın Verilerine göre Sıralamalarını İlerleten İller Kayseri ve Antep

Tasarım başvurularında ise 20623 başvuru ile İstanbul başı çekerken; Bursa 4.650 başvuru ile ikinci, Ankara 3.709 başvuru ile üçüncü, Kayseri 3.464 başvuru ile dördüncü, Gaziantep ise 2.754 başvuru ile beşinci sırada yer aldı. Erzincan ise 2023 yılında hiç tasarım başvurusu yapılmayan tek il oldu.

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Sı

Faydalı Modelin Dikkat Çekeni ise Konya

Faydalı model başvurularında 931 başvuru ile İstanbul başı çekiyor; 403 başvuruyla Ankara, 262 başvuruyla Bursa ve 246 başvuruyla İzmir izlerken, Konya’nın 174 başvuruyla beşinci sıraya yerleşmesi dikkate değer bir unsur oldu. Bitlis ve Ardahan ise 2023 yılında hiç faydalı model başvurusu yapılmayan iller olarak listenin son sıralarına yerleşti.

Yerli Patent ve Faydalı Modelde En Çok Başvuru Yapılan Alan: Motorlu Kara Taşıtı

TÜRKPATENT NACE kodu verilerine göre 2023 yılında yerel patent ve faydalı model başvurularında motorlu kara taşıtı, römork ve yarı römork imalatı, büro makineleri ve bilgisayar imalatı, mobilya imalatı; başka yerde sınıflandırılmamış diğer imalatlar, tıbbi ve cerrahi teçhizat ile ortepedik araçların imalatı ve eczacılık ürünlerinin, tıbbi kimyasalların ve botanik ürünlerinin imalatı ilk beş sırada yer alıyor. Yurt dışından Türkiye’ye gelen yabancı patent ve faydalı model başvurularında ise; eczacılık ürünlerinin, tıbbi kimyasalların ve botanik ürünlerinin imalatı, diğer özel amaçlı makinelerin imalatı, ana kimyasal maddelerin imalatı, tıbbi ve cerrahi teçhizat ile ortepedik araçların imalatı ve genel amaçlı diğer makinelerin imalatı yer alıyor.

İhracatta yenilikçi Atılımlar için Katma Değerli Ürünlerle Markalaşma Şart!

Marka, patent ve tasarım sayılarının ülkemiz sanayisinin gelmiş olduğu gelişmişlik düzeyi ile doğru orantılı olmadığını belirten Yamankaradeniz; “daha fazla katma değerli ürün üretimi, daha yüksek teknolojili üretim anlamına gelmektedir. Bu nedenle, bu yenilikleri patentle veya faydalı model başvuruları ile koruma altına almak ve değer oluşturmak, ülkemizi ve firmalarımızı zenginleştirir. Böylece, ihracaattaki tonaj rakamları aynı kalsa bile birim fiyatı artacağından yapılan toplam ihracaat rakamımızda artış olacaktır. Bu da cari açığın daha az oluşması ve enflasyon rakamlarının aşağıya doğru gelmesine olumlu katkı sağlayacaktır. Dolayısıyla, bu yeni teknolojilerle dünya pazarlarına açılan markalarımızın Türk malı dolaşım miktarının artması, uluslararası markalaşmanın çok olumlu yansımaları olacaktır” dedi.

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Sı (3) Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Sı (2)

Teksti̇l Sektöründe Yerli̇ Ham Madde Üreti̇mi̇ Mali̇yet Avantajı Sağlıyor

Satınalma Eğitimi Teksti̇l Sektöründe Yerli̇ Ham Madde üreti̇mi̇ Mali̇yet Avantajı Sağlıyor

Satınalma Eğitimi Teksti̇l Sektöründe Yerli̇ Ham Madde üreti̇mi̇ Mali̇yet Avantajı SağlıyorHefa Group, tekstil sektöründeki güncel gelişmeleri ve yaşanan zorlukları değerlendirdiği bir açıklama yaptı. Firma, yerli ham maddeye yönelmek ve sürdürülebilirlik odaklı çözümler sunmanın maliyet avantajı sunduğunun altını çizdi.

Değişen tüketici tercihleri, sürdürülebilirlik endişeleri ve dijitalleşme gibi faktörler, firmaları yenilikçi ve rekabetçi çözümler bulmaya zorlamaktadır. Tekstil sektöründe yaşanan zorluklar hakkında açıklama yapan Hefa Group Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Şahinler, nitelikli eleman eksikliği, dış ticaret açıkları ve ekonomik dalgalanmaların önemine değindi.

“Avrupa ve Amerika gibi büyük pazarlarda stratejik adımlar çok önemli.”

Tekstil sektörü ile ilgili konuşan Şahinler: ‘Tekstil sektörü, Türkiye ve dünya genelinde büyük bir öneme sahip. Son dönemde yaşanan dış ticaret açıklarıyla birlikte sektörde zorluklar yaşandı ancak ilerleyen dönemler için umut verici perspektifler ön plana çıkıyor. İç piyasada talebin artması, sektörümüz için kritik bir faktör. Aynı zamanda, maliyetlerdeki artışlar ve global pazarlardaki değişimlere rağmen toparlanma eğilimi göstermemiz sevindirici. Ancak, özellikle Çin gibi düşük maliyetli üretim bölgeleriyle rekabet etmek zor olabilir. Bu nedenle, yerli ham madde üretimini teşvik ederek maliyet avantajı sağlamak sektör için önemli. Sektörümüzün geleceği için Avrupa ve Amerika gibi büyük pazarlarda konumumuzu korumak için stratejik adımlar atmamız gerekiyor. Aynı zamanda, uzak pazarları da göz ardı etmeden, küresel ticaretin fırsatlarını yakalamalıyız. Tekstil sektöründe sürdürülebilirlik ve teknolojik yenilikler giderek daha önemli hale geliyor. Bu trendlere uyum sağlayarak, çevre dostu ve inovatif ürünlerle rekabet avantajı elde etmemiz mümkün.

“Sektörümüzün temel sorunlarından biri ‘haksız rekabet’.”

Tekstil sektöründeki eksikliklere değinen Murat Şahinler: ’Sektörümüzün temel sorunlarından biri, ham madde fiyatlarındaki dalgalanmalar ve düşük maliyetli ürünlerden kaynaklanan haksız rekabet. Bu sorunların çözümü için politika yapıcıların hammaddelerin fiyat istikrarını sağlamak ve haksız rekabeti önlemek için adımlar atması gerekiyor. Ayrıca, nitelikli eleman eksikliği de ciddi bir sorun. Bu sorunu çözmek için eğitim kurumlarıyla iş birliği yaparak nitelikli elemanları yetiştirmeliyiz. Sürdürülebilir üretim yöntemlerine geçiş de sektörümüz için önemli bir zorunluluk. Nitelikli eleman eksikliği konusunda biz de etkileniyoruz. Bu durumu yönetmek için personel eğitim ve gelişim programları düzenliyoruz. Ayrıca, üniversitelerle iş birliği yaparak sektörün ihtiyaç duyduğu niteliklere sahip mezunlar yetiştirmek için çalışıyoruz. Üniversite-Sanayi iş birliklerimiz de bu çabalarımızın önemli bir parçası. Suni deri ve kumaş üretimi alanında faaliyet gösteren Hefa Group olarak, sektördeki genel durumu değerlendirdiğimizde, son dönemde yaşanan küresel ekonomik dalgalanmaların etkilerini gözlemliyoruz. Tedarik zincirlerinde yaşanan aksamalarham maddelerdeki fiyat artışları ve talep değişimleri sektörümüzü de etkilemekte. Ancak, bu zorluklara rağmen, esnek bir yapıya sahip olmamız ve sürekli yenilikçi çözümler geliştirmemiz sayesinde bu zorlukların üstesinden gelmeyi başarıyoruz.’ sözlerine yer verdi.