Günümüz iş dünyasında kurumsal sürdürülebilirliğin bir tercih değil, zorunluluk olduğu bir döneme girdik. Çünkü kurumlar artık sadece finansal performanslarıyla değil aynı zamanda sosyal, çevresel ve etik standartlarıyla da değerlendirilmektedir. Sürdürülebilirlik, şirketlerin ekonomik, sosyal ve çevresel hedefler arasında denge kurarken uzun vadeli finansal performansı nasıl arttırabileceklerine dair yol gösterici bir ışıktır. Sürdürülebilirlik şirketlerin karmaşık global zorluklara karşı dirençli olmalarını da sağlar. Bu nedenle günümüz ve gelecek iş dünyasında kurumların başarısının temel taşı olacaktır.
Kurumsal sürdürülebilirlik, sürdürülebilirliğin ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarının denge oluşturacak şekilde kurumsal yönetim ilkeleriyle ele alınıp karar verme süreçlerine entegre edilmesi olarak ifade edilebilir. Bir kurum stratejik hedefleri içerisine mutlaka sürdürülebilirlik hedefini koymalıdır.
İşletmelerin sürdürülebilirlik yolunda sağlıklı yol alabilmeleri, geleceğe yönelik iyileştirme ve geliştirme sağlayabilmeleri için “Sürdürülebilir Odaklı Liderlere” ihtiyacı vardır.
Sürdürülebilir liderler artık iş dünyasının merkezinde yer almakla birlikte günümüzün ve geleceğin iş dünyasında hayati bir role sahiptir. Bu kavram sadece bir yönetim ve liderlik trendi değil bunların da ötesinde kurumların gelecekteki başarısının temel taşıdır.
Teknolojik gelişmeler ve küresel sorunlar, şirketleri sürekli olarak adaptasyon, çalışan yetkinliğini ve aidiyeti, verimliliğini arttırma, inovasyon gibi kritik birçok konuda değişim ve dönüşüm yapmaya yapmaya zorlamaktadır. Bu süreçte, sürdürülebilir odaklı liderlik uygulamaları, kurumların bu değişimlere ayak uydurmasını ve bu değişimleri yönetip organize etmelerini sağlayacak temel birer araç olacaktır.
McKinsey tarafından yapılan bir araştırmada, sürdürülebilirlik çalışmalarını desteklemek için örnek bir organizasyonel tasarımın etkili olduğu vurgulanmaktadır. Bu yaklaşım, şirketlere çeviklik kazandırarak ortaya çıkan sürdürülebilirlik konularına daha hızlı yanıt verme imkanı sunarken sürdürülebilir liderlik bu sayede çevresel ve sosyal sorumluluklarla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda kurumların finansal performansını ve dayanıklılığını artırma gibi önemli konularında da temel görevi üstlenecektir.
Sürdürülebilir Liderlik, bir kurumun hedeflerine bağlı olarak çevresel, sosyal ve ekonomik zorluklara karşı çözüm üreten ve bunları gelecek odaklı olarak yöneten stratejik bir liderlik tarzıdır. Liderliği bir etkileme süreci olarak kabul eder ve liderlerin değişim ve dönüşüm için işbirliği içinde çalışmasını sağlamak için organizasyonu yeniden yapılandırır.
Sürdürülebilir liderlik, iş dünyasında bir dönüşüm yaratma potansiyelini net bir şekilde ortaya koyan bir liderlik türüdür. Şirketlerin ekonomik başarılarını sürdürülebilir bir şekilde artırmalarının yanı sıra, topluma ve çevreye olan etkilerini de olumlu yönde geliştirmelerini sağlar. Bu nedenle bu liderlik tarzının özellikleri diğer liderlik tarzlarından farklılık göstermektedir.
Sürdürülebilir Liderliğin 5 Temel Özelliğini şu şekilde sıralayabiliriz;
- Sistemli düşünmek. Sürdürülebilir liderler geniş çevresel bağlama odaklanır, çatışan gruplar arasında bakış açılarını değiştirir ve birleştirici stratejiler geliştirir.
- Sınır ötesi ağ kurmak: Sınır ötesi ağlarda rahatça çalışırlar ve çeşitli disiplinler ve gruplar arasında işbirlikçi yeteneklerini gösterirler.
- Uzun vadeli bakış açısı ve sürdürülebilirlik zihniyetine sahip olmak: Sürdürülebilirlik liderleri iklim değişikliğinin gelecekteki etkilerini kavrayarak sürdürülebilirlik hedeflerini ön plana çıkarıyor. Kısa vadeli faydalar yerine verileri kapsamlı bir şekilde değerlendiren stratejileri tercih ediyorlar.
- Karmaşıklıkla esnek olabilmek: Uyarlanabilir liderlik teknikleri aracılığıyla çeşitli paydaşlarla, politikalarla, çatışan çıkarlarla ve doğal sistemlerle ilgilenerek karmaşık zorlukları ustalıkla yönetirler.
- Etki sahibi olmak: Sürdürülebilir liderler, paydaşları sürdürülebilirlik hedefleri etrafında birleştirmek için resmi otoriteyi kullanmak yerine güvenilirliklerini, tutkularını ve değerlerini kullanırlar. İlham verme, güven kazanma ve ortak hedeflere yönelik işbirlikçi çabaları teşvik etme konusunda uzmandırlar.
Sürdürülebilir liderlik, günümüzün ve geleceğin iş dünyasında hayati bir role sahiptir. Bu liderlik yaklaşımı, şirketleri sadece bugün için değil, yarın için de hazırlar. Sürdürülebilir liderler, etik değerlere bağlı kalarak, topluma ve çevreye karşı sorumluluklarını yerine getirirken, aynı zamanda finansal başarıyı da güvence altına alır. Bu nedenle, kurumların sürdürülebilir liderlik pratiklerini benimsemeleri ve teşvik etmeleri, sadece etik bir tercih değil, aynı zamanda akılcı bir iş stratejisi olarak değerlendirmeleri gerekmektedir.
Yakın tarihli bir araştırmaya göre, sürdürülebilir liderlik uygulamaları, şirketlerin finansal ve yönetsel performansını önemli ölçüde iyileştirdiği ortaya konmuştur. Tayland’daki küçük ve orta ölçekli işletmeler üzerine yapılan bir çalışma, sürdürülebilir liderlik uygulamalarının şirketin uzun vadeli performansına olumlu etkileri olduğunu da göstermektedir. Bu uygulamalar arasında çalışanlarla ilişkiler, çalışanlara değer verme, sosyal sorumluluk ve güçlü bir vizyonun paylaşılması yer almaktadır.
Sürdürülebilir liderlik, sadece bugün için değil, gelecek nesiller için de düşünen bir yaklaşımdır. Kurumların bu yaklaşımı benimsemesi, daha adil, yeşil ve sürdürülebilir bir dünya yaratma yolunda atılacak önemli bir adımdır. Kurumların sürdürülebilir bir bakış açısıyla bünyesinde yer alan ya da yer alacak liderleri için eğitim desteği sağlaması, bu alandaki en iyi uygulamaları takip etmesi ve bu yaklaşımı kurumsal stratejilerinin merkezine koymaları gerekmektedir. Sürdürülebilir liderlik, geleceğe yönelik sağlam bir temel oluştururken, iş dünyasında etik ve sorumluluk bilincinin artmasına önemli katkıda bulunur.
Bu liderlik tarzının finansal başarıyla ilgili olarak katkısı üzerine, Journal of Business Ethics dergisinde yayımlanan bir araştırmada, sürdürülebilir liderlik pratiklerinin benimsenmesinin, şirketin uzun vadeli finansal performansını olumlu yönde etkilediğii belgelemiştir. Sürdürülebilir liderlik uygulayan şirketler, yatırımcılar ve tüketiciler tarafından daha olumlu algılanacağından bu durum kurumun marka değerini ve pazar payının da artmasına katkılar sağlayacaktır.
Aslında bu liderlik tarzı günümüzde iş hayatında sadece bir tercih değil aynı zamanda bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu, işletmelerin sadece bugününü değil, yarınını da düşünerek hareket etmeleri gerektiğinin ve doğru liderlerle çalışmaları gerektiğinin de bir işaretidir. Kurumlar, sürdürülebilir liderlik yaklaşımını benimseyerek, ekonomik başarılarını artırmanın yanı sıra sosyal ve çevresel sorumluluklarını da yerine getirebilirler. Bu, kurumların daha etik, şeffaf ve topluma değer katan iş modelleri geliştirebilirler.
McKinsey & Company’nin yaptığı başka bir araştırmada, sürdürülebilir liderlik uygulayan şirketlerin, kriz zamanlarında bile performanslarını koruyabildiklerini ve hatta geliştirebildiklerini ortaya koymuştur. Bu liderler, değişen pazar koşullarına hızlıca uyum sağlama, yenilikçi çözümler üretme ve etik standartları koruma konusunda öne çıkarlar.
Sürdürülebilir liderlik uygulamaları, aynı zamanda çalışan memnuniyetini ve bağlılığını artırır. Çalışanların değerli hissettikleri, gelişim fırsatlarına sahip oldukları ve işlerinin daha büyük bir amaca hizmet ettiğini gördükleri bir çalışma ortamı yaratır. Bu da, işveren markasını güçlendirir ve yetenek yönetiminde önemli bir avantaj sağlar.
Sonuç olarak, sürdürülebilir odaklı liderlik, şirketlerin karşı karşıya olduğu zorlukları aşmasına ve uzun vadeli başarıya ulaşmasına yardımcı olabilecek kritik bir liderlik tarzıdır. Kurum içindeki liderlerin geleceğe yönelik olarak bu liderlik yaklaşımı benimsemesi, şirketlerini daha yenilikçi, çevik ve rekabette öne çıkmalarına güçlü katkılar sağlayacaktır. Bu, sadece şirketin kendisi için değil, aynı zamanda toplum ve çevre için de fayda ve değer odaklı bir durum yaratacaktır.
Saygılarımla,
Nurten KILIÇPARLAR
Etkili Koçluk Danışmanlık ve Eğitim Hiz A.Ş. HR Direktör / Koç ve Eğitmen









Bir makine montaj ustası nasıl olmalı ? Kişisel özellikleri, karakteri, eğitimi, bilgisi, tecrübesi, fiziki görünümü, kıyafeti, elbise ve takım dolabı ve ekstra donanımları açısından masaya yatırmak ve ideali yakalamak istiyorum.
Şişecam, Eskişehir’de hayata geçirdiği yeni cam ambalaj fırınını ve soğuk tamirini tamamladığı cam ev eşyası fırınını ateşledi. Toplam 174 milyon dolarlık bu yatırımlar sonucunda Şişecam Eskişehir kompleksi yaklaşık 1 milyon tonluk üretim kapasitesiyle dünyanın en büyük cam üretim noktası haline geldi.
Bu yıl dijital dönüşümü iş hedeflerinden biri olarak belirleyen küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) bu fikri göz korkutucu bulabilir. Buluta geçiş, her büyüklükten işletmeye yeni fırsatlar sunmanın yanı sıra yeni güvenlik önlemlerini de beraberinde getiriyor.
Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneği (KÜAD), sektördeki rekabetin artmasıyla birlikte kozmetik endüstrisinin canlılığını sürdürmek ve ilerletmek amacıyla önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. “Ne Üretmeliyiz Zirvesi” adı altında gerçekleşecek bu etkinlik, 15 Mayıs 2024 tarihinde Selectum City Ataşehir’ de kozmetik endüstrisinin önde gelen profesyonellerini bir araya getirecek. Etkinlik, uluslararası platformda tüketicilerin beklentilerini anlamaya, pazarlama stratejileri, ürün kategorileri, malzemeler ve ambalajlama gibi konularda fikir sahibi olmaya yönelik bir fırsat sunacak.

Uzayda var olma yarışından geri kalınmaması gerektiğini düşünerek harekete geçen TUYAD, Cubesat Vision Defence başlığıyla Türkiye’nin ilk Uluslararası Uzayda Savunma Çalıştayı’nı düzenleyecek. 15 Mayıs’ta İstanbul’da gerçekleşecek Çalıştaya dünyanın birçok ülkesinden kamu ve özel sektör yetkilileri katılacak.
ÇEVKO Vakfı tarafından Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle düzenlenen “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlikteki Son Gelişmeler” başlıklı çevrimiçi söyleşi gerçekleşti. Moderatörlüğünü Küresel Isınma Kurultayı Komitesi Başkanı Celal Toprak’ın gerçekleştirdiği etkinlikte, Anadolu Efes – Grup Kurumsal İletişim ve İlişkiler Direktörü Selda Susal Saatçi, İTÜ – Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdem Görgün, AB Komisyonu İklim Elçisi – Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi Seren Anaçoğlu ve ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer konuşmalarıyla yer aldı.
ABD merkezli Yüksek Binalar ve Kentsel Habitat Konseyi (CTBUH), ‘Avrupa 2024 Konferansı’nı bu yıl 18-19 Nisan 2024 tarihlerinde İstanbul’da İFM Ziraat Kuleleri’nde gerçekleştirecek. Turner ve Ziraat Bankası’nın platinum sponsorluğunu üstlendiği konferans, kentsel yoğunluğun ve dikey büyümenin arttığı Avrupa şehirlerinin küresel iklim kriziyle ilgili engellerini ve fırsatlarını keşfetmek için ‘Gelecek Odaklı Şehirler: Değişmekte Olan Çağımızda Daha Güvenli ve Uyumlu Yoğunluk’ temasıyla gerçekleştirilecek. 4 farklı oturumla sürdürülebilirlik alanında dünyanın en seçkin profesyonellerinin ağırlanacağı konferansa, mimarlardan şehir plancılarına, proje geliştiricilerinden fikir önderlerine global arenadan yoğun bir katılım olması bekleniyor.
Türkiye ekonomisinin nabzını tutan, bölgenin en etkili iş ve ekonomi zirvesi UEZ (Uludağ Ekonomi Zirvesi) 25-28 Nisan 2024 tarihleri arasında Sapanca NG Enjoy Otel’de gerçekleştirilecek. UEZ 2024’ün bu yılki teması “Sorumlu ve Duyarlı Liderlik: Teknoloji ve Yapay Zeka Çağında Gezegen ve İnsanlıkla Uyumlu Bir Sisteme Öncülük Etmek” olarak belirlendi.

Bu yıl yerel seçimlerde ağırlıklı olarak tekstil malzemeye baskı yapıldı. Geçmiş seçimlerdeki gibi sokaklar brandalarla donatılmadı. Tekstil, kullanım kolaylığı, lojistiği ve geri dönüşümü nedeniyle tercih edildi.