Kaçak Akımlara Karşı Sigma Güvencesi ‘Kaçak Akım Koruma Test Cihazı’

Kaçak Akımlara Karşı Sigma Güvencesi ‘Kaçak Akım Koruma Test Cihazı’

Sunduğu yüksek performanslı kaçak akım koruma ürünleriyle firma ve kullanıcıların ilk tercihi olan Sigma Elektrik, Kaçak Akım Koruma Test Cihazı ile kaçak akım koruması yapan cihazların doğru çalışıp çalışmadığını kontrol ederek yangınlara, yaralanmalara ve ölümlere sebep olacak kaza risklerinin önüne geçiyor.

Sigma Elektrik, kaçak akım koruma uygulamalarında kalite ve yüksek performansı bir arada sunan ürün çeşitliliğiyle Türkiye’de sektörüne öncülük ediyor. Güvenilir elektrik sistemleri için ev, ofis, mağaza ve işletme gibi mekanlarda kullanılarak kaçak akım koruması yapan cihazların doğru çalışıp çalışmadığını kontrol eden Kaçak Akım Koruma Test Cihazı, sunduğu kontrol mekanizması ile kaçak akım şalterlerinin hatalı çalışarak kazalara ve çeşitli risklere sebep olmasına engel oluyor.

Elektrik sistemleri artık daha güvenli

Elektrik tesisatını ve insan hayatını koruyan temel kontrol cihazları arasında yer alan kaçak akım koruma şalterlerinin düzenli olarak testlerini gerçekleştirmek hem tesisat hem de kullanıcı güvenliği açısından önem taşıyor. 15, 30, 50, 100, 150 ve 300 mA gibi kademelere ayarlanarak test edebilme imkanı sunan kaçak akım koruma test cihazı maksimum 100ms’de sinyal uygularken, kontrol edilecek prizde enerji olup olmadığını LCD ekranında PWR led ışığı ile görüntüleme imkanı veriyor. Cihaz, ev ve iş yerlerinde herhangi bir elektrik prizine takıldıktan sonra manuel olarak seçilen kaçak akım test seviyesine göre sisteme faz iletkeni üzerinden kaçak akım göndererek, kaçak akım şalterinin TS EN standartlarında yer alan kaçak akım eşik değerlerine göre açma ve açmama yapıp yapamadığını ve şalterin ne kadar sürede açma yaptığını test etme imkanı sunuyor.

Uzmanlar öneriyor

Kaçak akım koruma test cihazlarının düzenli olarak kullanılması, elektrik sistemlerinin güvenliği için; iş güvenliği uzmanları, kontrol mühendisleri, tesisat denetleme mühendisleri, işletmelerdeki elektrik bakım ekibi, işletme sorumluları ve sahada kontrol hizmeti veren kuruluşlar tarafından öneriliyor. Kolay ve güvenli test metodu sayesinde herkes tarafından rahatlıkla kullanılabilen cihaz sadece Sigma kaçak akım koruma şalteri ile değil, her tip kaçak akım koruma şalteri ile uyumlu olarak çalışabiliyor.

Endüstrinin Gözdesi Otonom Araçlar

Endüstrinin Gözdesi Otonom Araçlar

Türkiye sanayisi, endüstriyel dijital dönüşüm kapsamında otonom araçlara büyük ilgi gösteriyor.

Türkiye, sanayide Endüstri 4.0 sürecini hızlı şekilde benimseyerek erken harekete geçen ülkeler arasında yer alıyor. Bu sürecin ilk safhası olan dijital dönüşüm süreci Türkiye endüstrisinde hızlı bir şekilde ilerliyor. İlk yıllarda sıklıkla enerji ve otomotiv gibi yüksek cirolu sektörlerde dijital dönüşüm başarıları göze çarpsa da bu dönüşümün günümüzde tüm sektörlerde kendini belirgin bir şekilde gösteriyor. Üretim alanında ise dönüşümün ilk aşaması olan araç otonom sistemleri yoğun bir şekilde uygulanıyor.

Otonom operasyon sistemleri alanında çözümler sunan yerli girişim ZGN Otonom & Robotik CEO’su Özgün Yabalak, otonom araç kullanımının Türkiye’deki geleceğine ilişkin şunları söyledi: “Türkiye, uzun yıllardan beri süre gelen ve çözüm aranan birçok angarya ve zorlu sürecin Endüstri 4.0 ile birlikte hızlı ve kolay bir şekilde çözüme ulaşabileceğine olan inancını her zaman korudu. Endüstri alanında son yıllarda yapılan yatırımlara baktığımızda da özellikle pandemi etkisinden sonra sanayicimizin bu konuya pozitif yaklaştığını söyleyebiliriz.

Gerçekçi olmak gerekirse bizden önceki mevcut çözümlerle otonomi uygulamaları Türkiye’de oldukça dar bir çerçevede gerçekleştirilmiş ve sektörde çok kısıtlı bir uygulama imkanı bulabilmiştir. Bu durum özellikle otonom araçlara karşı sektör genelinde ön yargılı bir yaklaşım olmasına neden olmuştu. Son iki yıl içerisinde ZGN Otonom ve Robotik’in otonom araç alanında aktif olması ve kendisini gösterip sektörde birçok uygulama yapmasıyla birlikte, firmalar ZGN’deki gelişmiş otonom operasyon çözümlerini görmeye başladı ve bu da durumun lehimize değişmesine yardımcı oldu. Pandeminin de etkisiyle birlikte insansız operasyonların özellikle üretim sektörü için ne kadar önemli olduğunu da net bir şekilde görmüş olduk.

2019 yılında 500 manuel endüstriyel taşıma aracına karşılık 10 otonom araç tercih edilirken bu oran günümüzde 300 manuel endüstriyel taşıma aracına karşılık 70 otonom araç tercih edilmesine kadar gelmiştir. Aradaki makas her geçen gün daha da kapanmaktadır. Bu nedenle yapılan piyasa araştırmalarına göre 2028 itibariyle depolama-lojistik, imalat, gıda, demir-çelik, dayanıklı tüketim malları, yan sanayi gibi daha birçok sektörde otonom araç kullanım tercihi manuel araç tercihiyle kafa kafaya gelecektir. 2040 yılına doğru da manuel araçların sadece coğrafi ve saha koşullarına bağlı, daha çok açık alanlı çalışmalarda kullanımının devam edeceği görülüyor.

Prototipleri ve denemeleri devam eden otonom araçlar özellikle maden ve inşaat sektöründe yoğunlukla devam ediyor. Bunun yanında endüstride kamyon, tır gibi araçlara her türlü hava koşulunda yükleme – indirme yapacak otonom araç çalışmaları da devam eden çalışmaların başında geliyor” dedi.

ERP (Kurumsal Kaynak Planlama) Sistemi

Küçük ya da büyük ölçekli örgütsel yönetimler gelişen teknoloji ve oluşan paydaş beklentileri karşısında ayakta kalabilmek için kendilerini çağın gerekliliklerine uygun olarak revize ederler.

Ki zaten buna zorunda da kalırlar.

Bu yaşanan değişiklik ve yenilenme durumlarının seyrinde başarılı bir sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için gelişen koşulların önceden tahmin edilebilmesi gerekir.

Buna yönelik olarak da;

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu yazının tam metnini okuyabilirsiniz.
Hesap Oluştur

Bursalı’dan yurt dışına yatırım atağı

Bursalı’dan yurt dışına yatırım atağı

  • Türkiye’nin en büyük havlu ihracatçısı Bursalı, dünya ticaretinde yaşanan zorluklara rağmen küresel hedefleri doğrultusunda hızla büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. Firma, küreseldeki operasyonel faaliyetlerini daha verimli hale getirme, sürdürülebilir kârlılık ve optimum maliyet odağıyla çalışmalarını sürdürdüğü Türkmenistan’daki yatırımını büyütme kararı aldı.
  • Bursalı İcra Kurulu Başkanı Alper Bursalı, “Türkmenistan’daki yatırımlarımızı daha da artırarak, inovasyon odaklı ürünlerle dünya piyasalarındaki Bursalı varlığını daha da güçlendirmeye ve geliştirmeye devam edeceğiz” dedi.

Türkiye’nin en büyük havlu ihracatçısı Bursalı, dünya ticaretinde yaşanan zorluklara rağmen küresel büyüme yolculuğunda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor.

Firma, küreseldeki operasyonel faaliyetlerini daha verimli hale getirme, sürdürülebilir kârlılık ve optimum maliyet odağıyla çalışmalarını sürdürdüğü Türkmenistan’daki yatırımını büyütme kararı aldı.

Bursalı İcra Kurulu Başkanı Alper Bursalı

Konu hakkında açıklamalarda bulunan Bursalı İcra Kurulu Başkanı Alper Bursalı, geleceğe yönelik hedefleri kapsamında çalışmalarını titizlikle sürdürdüklerini söyledi. Küreselleşen ve hızla gelişen yeni dünya düzenine ayak uydurduklarını ifade eden Bursalı, “Değişen küresel dinamiklerle birlikte firmamızın sürdürülebilirliğini sağlamak ve müşterilerimize kaliteli hizmet verebilmek adına yenilikçi ürünler geliştiriyoruz. Küresel pazar beklentilerine yanıt verecek, özgün ve nitelikli ürünler geliştirmenin yanı sıra; uzun yıllara dayanan bilgi ve deneyimimizi yetkin insan gücü ile birleştirerek, her türlü üretim, test, tasarım, analiz ve stratejilerini yüksek standartlarda gerçekleştiriyoruz” dedi.

Yeni üretim modelleri geliştiriyoruz

Dünya standartlarında ürünler tasarladıklarına dikkat çeken Bursalı, küresel pazarlarda da Bursalı markası ile fark yarattıklarını kaydederek, “Küresel yapılanmamız çerçevesinde de Türkmenistan’daki yatırımımızı büyütüyoruz. Burada 100.000 metrekarelik kapalı alanda yeni üretim modelleri geliştirmeyi hedefliyoruz. Fabrikamızda 2023’ün ilk çeyreğinde iplik üretim ve büküm tesisi ile kumaş ve iplik boyahane faaliyete başlayacak ve ikinci fazda havlu dokuma tesisi ile konfeksiyon tesisi de faaliyete alınacak” dedi.

Türkmenistan’daki fabrikalarında yıllık 12 bin ton iplik üretim büküm ve boya kapasitesi ile yıllık 10 bin ton havlu dokuma ve konfeksiyon kapasitesi olacağını belirten Bursalı, yaklaşık 1000 kişilik yeni istihdam planladıklarını ve firma olarak bölgeye yapılan tekstil yatırımlarını uzun vadede arttırmayı hedeflediklerini söyledi.

İnovasyon odaklı ürünler geliştirmeye devam edeceğiz

Günümüz dünyasında firmaların ulusal rekabet gücünü artırmak için Ar-Ge ve tasarım öncelikli üretime, yüksek inovasyon becerisine, katma değere dayalı rekabet üstünlüğü anlayışına geçmesi gerektiğinin altını çizen Bursalı, bu amaçla fark yaratacak yenilikçi ürünlerini ön plana çıkarmaya özen gösterdiklerini belirterek, “Ayakta kalmak ve fark yaratmak için sıra dışı düşünmek şart. Bursalı olarak, yurt dışındaki yatırımlarımızı daha da artıracağız ve inovasyon odaklı ürünler geliştirmeye devam edeceğiz” dedi.

Satışta Yeni Bir Dönem Başlıyor. Satışın Yıldızları Bu Programda.

Satışın Yıldızları Burada. Sektörel satış deneyimleri, saha örnekleri ve zengin içerik bu programda. Türkiye’nin her köşesinden satış ekibi bir araya geliyor. Satış networking ve yeni iş fırsatlarına yakınlık. Köklü bir üniversiteden güçlü bir eğitim (online). https://sem.istanbul.edu.tr/tr/content/satis-yoneticiligi-sertifika-programi/egitimin-tanitimi

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

Sürekli Eğitim ve Araştırma Merkezi

SATIŞ YÖNETİCİLİĞİ SERTİFİKA PROGRAMI

Program Koordinatörleri:
Prof. Dr. Emrah CENGİZ ecengiz@istanbul.edu.tr 
Prof. Dr. Murat ERDAL merdal@istanbul.edu.tr 

– New Sales Mindset –

Eğitim Tarihi: 11 ŞUBAT 2023

Program Süresi: 60 Saat (5 Hafta sonu Online – Zoom)

Program Ücreti: 2.500 TL (KDV Dahil)

KAYIT: https://sem.istanbul.edu.tr/tr/content/satis-yoneticiligi-sertifika-programi/banka-hesap-bilgilerimiz 

#NewSalesMindset #SalesNetworking #Sales #Certificate

Gezegeni Koruyan Yeşil Girişimler

Aslına bakarsanız, ülkeler çoktandır uygulamaları gereken fakat erteledikleri yeşil ve kapsayıcı toparlanma sürecini Covid-19 salgın döneminde başlatmak zorunda kaldılar. Salgınla beraber çeşitli sektörlerde bir yandan kayıplar yaşanırken, diğer yandan gelir ve istihdam fırsatları oluştu. Salgınla birlikte şirketlerin güçlü iklim ve biyolojik çeşitlilik eylemlerini bütünleştiren stratejilere yönelmeye başlaması ise yeşil girişimciliğe olan ilgiyi arttırdı. İçinde bulunduğumuz salgın sonrası dönemde gelişen çevresel bilinçle birlikte, ekonomilerde ve talepte esneklik oluşturan bir toparlanma sürecinin gündemde olduğu açıkça görülüyor.

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu yazının tam metnini okuyabilirsiniz.
Hesap Oluştur

“Makine Yapan Makinelerdeki Vergi Artışı, Üretim ve İhracat Kaybına Yol Açabilir !”

Türkiye talaşlı imalat sektörünün yurt içindeki verimliliği ve yurt dışındaki rekabeti için sürdürülebilir şekilde çalışan Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, takım tezgahları sektörünün üretim maliyetleri, navlundan doğan sorun ve istihdamına yönelik açıklamalar yaptı. Takım tezgahlarının ithalatına getirilen verginin üretim, istihdam ve ihracat artışını olumsuz etkileyeceğini belirten Aydoğdu, yerli üreticinin desteklenmesine vurgu yaptı.

40 yılı aşkın tecrübe ve yatırımlarla Türkiye talaşlı imalat sanayisine öncülük eden Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, takım tezgahları sektörünün iş yapış süreçlerinin güncel durumuna dair değerlendirmelerde bulundu. Navlun fiyatlarının düşmesinin katma değeri düşük ürünlerde sanayicinin Uzak Doğu’ya yöneldiğini ifade eden Aydoğdu, “Özellikle yerli üreticimiz için yatırıma elverişli bir ortam bulunmuyor. İthalatın gereğinden fazla artması üretici firmalarımız için bir tehdit oluşturuyor. Özellikle navlun yüksekken alınan ham madde, rekabet edilebilirliği de olumsuz etkiliyor” dedi.

“Ülkemizdeki takım tezgahları sektörünün makine sektöründen ayrı bir yerde konumlandırılması gerekiyor”

Pandemide üretime devam eden Türkiye’deki sanayicinin yoğun taleple karşı karşıya kaldığını ve bunun için de üretim kapasitesini artırdığını vurgulayan Aydoğdu; ham madde, stok yönetimi ve ithalat arasındaki ilişkiye dair şunları söyledi: “Takım tezgahları sektörü olarak üretimde altı ay sonrasını düşünmek zorundayız. Bunun içinde üretimin aksamaması ve talepleri karşılamak için stok planınızın çok iyi işlemesi lazım. Şirketlerimiz de artan taleplerle birlikte stoklarını artırmak zorunda kaldı. Ancak değişen piyasa koşulları, düşen navlun fiyatları, savaş, resesyon ve enerji krizi dengeleri altüst etti. Yüksek maliyetli stokla yakalanan üreticilerimiz de maliyetlerini artırdı. Yanı sıra navlun fiyatlarındaki oynaklık sektörümüzde önemli büyük problemler yarattı.

Örneğin bir makine getiriyorsunuz, pandemide navlun bedeli dahil 60 bin dolardı. Şimdi ise bu navlun maliyeti 20 bin dolar oldu. Dolayısıyla bu durum rekabet edilebilirliği olumsuz etkiliyor. Maliyetlerin artması da yeni yatırımların önünü kesiyor. Takım tezgahları, Türkiye’nin üretim ihtiyacının özellikle talaşlı makinede yüzde 5’ini karşılıyor ve yüzde 95’i ithal edilmek zorunda. Bu makinelerin ithalatının artması aynı zamanda üretimin, istihdamın, ihracatın artması demek oluyor. Bu makinelerin ithalatına vergi getirilmesi de sektörü olumsuz etkileyecek. Bu da Polonya ve Çekya gibi ülkelerle üreticilerimizin rekabet edebilirliğine darbe vuracak. Şu an takım tezgahları makinelerinde ithalat vergisinin daha da artırılması söz konusu. Bu da üretim maliyetlerini daha da yükseltecek. Yerli üreticinin desteklenmesi amaçlanıyor ancak yerli üretimin geliştirilmesi bugünden yarına olacak bir durum değil. Bütün gelişmiş ülkeler takım tezgahları ithalatına herhangi bir vergi koymuyor, bu alanın gelişmesi için teşviklerde bulunuyor. Bunun için de ülkemizdeki takım tezgahları sektörünün makine sektöründen ayrı bir yerde konumlandırılması gerekiyor.”

“Türkiye’de üretim sıkıntıya düşerse biz de istihdam kaybı yaşayabiliriz”

Sanayicinin istihdam alanında ciddi sıkıntılar yaşamaya başladığına dikkat çeken Aydoğdu, “Mühendislik alanında dünyanın en ucuz ülkesiyiz. Gelişmiş ülkelerde sektörde çalışan insanların maaşları Türkiye’de istihdam edilenlerden dolar bazında 10 kat daha fazla. Türkiye’de üretim sıkıntıya düşerse biz de istihdam kaybı yaşayabiliriz. Bu alanda ciddi tehditler görüyoruz. Sektörlerde eleman sorunu hep yaşanıyor. Dünyada yeni nesil sanayide çalışmak istemiyor, yeni sanayide çalışmak istiyor. Bu da otomasyon ve robotik sistemlerin geliştirilmesiyle oluyor. Makinelerin başında değil uzaktan yönetmek çalıştırmak istiyor yeni nesil. Biz sanayicilerin de bu duruma kendimizi uydurmamız, üretim sistemlerimizi bu yönde revize etmemiz gerekiyor” ifadesini kullandı.

İş İlanı: Bilgi İşlem ve ERP Sorumlusu

– İstanbul Avcılar’da faaliyet göstermekte olan hazır giyim fabrikamızın bilgi işlem biriminde çalışmak üzere, gelişime ve öğrenmeye açık;

  • MS Ofis yazılımlarına hakim,
  • Fakültelerin İşletme, Endüstri Mühendisliği, Bilgi Teknolojileri bölümlerinden mezun veya Bilgi Teknolojileri alanında deneyimli tercihen Sertifika sahibi,
  • Tercihen daha önce NEBİM ERP yazılımı üzerinde deneyim elde etmiş ekip üyeleri aranmaktadır.

İş Tanımı: İhracat Odaklı faaliyet gösteren işletmemizin bu biriminde çalışacak adaylardan:

  • Fabrika satınalma, üretim ve depolama süreçlerinde kullanılan ERP yazılımı üzerinde faaliyetlerin takibinin yapılması,
  • Satınalma ve üretim planlaması için verilerin ilgili birimlerden elde edilerek ERP arayüzüne aktarılması,
  • İhtiyaçlar doğrultusunda ERP üzerinde raporlamaların oluşturulması,
  • Bilgi işlem problemleri ve teknik aksaklıklar ile ilgili gerekli aksiyonları alabilecek yetkinlikte olmaları beklenmektedir.

Başvurularınız için Özgeçmişinizi: info@nicoletta.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

 

İhale Dokümanında Hatalı Fiyat Farkı Hesabı ?

İtirazen Şikayet Konusu; İdari Şartname’nin 46’ncı maddesinde sözleşmenin uygulanması aşamasında fiyat farkı verileceğinin düzenlendiği, ancak yapılan düzenlemede fiyat farkı katsayılarının belirtilmediği, yarıda bırakıldığı, mevzuat gereği fiyat farkı hesabında kullanılacak katsayıların toplamının 1’e eşit olması gerektiği, maddenin bu haliyle fiyat farkı hesaplamasının mümkün olmadığı,  iddialarına yer verilmiştir.

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu yazının tam metnini okuyabilirsiniz.
Hesap Oluştur

Türkiye’de Endüstriyel Fırınlar & Isıl İşlem Fırınları Ve Döküm Ocakları Sektörüne Genel Bakış: Demir-Çelik & Alüminyum

Ülkemizde demir-çelik ve alüminyum sektörü son yıllarda güzel bir ivme yakaladı. Deyim yerindeyse aldı başını gidiyor. Özellikle pandemi süreciyle birlikte üretim kapasitelerini ikiye, üçe, ona katlayan demir-çelik ve alüminyum fabrikalarının taleplerine yetişmek için o zorlu dönemde endüstryiel fırın sektörü hiç ara vermeden çalışmaya ve üretmeye devam eden tek sektördür. Artan üretimle birlikte üretimin artmasını sağlayan en önemli etkenlerden biri de üretim aşamalarındaki tüm fırınların, ocakların, dökümhanelerin, ekstrüzyon hatlarının yerli ve milli sermaye kullanılarak üretilmesidir.

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu yazının tam metnini okuyabilirsiniz.
Hesap Oluştur

Kayıt Formu

Hoşgeldin Üyeliği (Ücretsiz)
Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.