Türkiye’de yerleşik olup yine kanuni merkezi Türkiye de olan gerçek ve tüzel kişiler, Türkiye de ikâmeti veya kanuni merkezi bulunmayan ve de Yurtdışında faaliyet gösteren şahıs ve/veya şirketlere yapmış oldukları hizmetlere, Yurtdışı hizmet ihracatı denilmektedir. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 3’üncü maddesinde mükellefiyet kavramı açıklanmış ve de elde edecekleri gelirlerin vergilendirilmesi hususu anlatılmıştır. Bu kapsamda kanuni merkezi ve/veya ikameti Türkiye de olan gerçek ve tüzel kişiler Türkiye sınırları içerisinde ve Türkiye sınırları dışında elde ettikleri gelirleri beyan etmek zorundadırlar.
2020 yılında yaşadığımız pandemi ile birlikte evden çalışma ve uzak destek sistemi konuları önem kazanmıştır. Özellikle ülkemizde yazılım, grafik tasarım, e-ticaret, danışmanlık ve de bilgi sistemleri/güvenlikleri sektörlerin de fayda/maliyet analizi çerçevesinde önemli bir ilerleme sağlanmıştır. Ülkemizdeki kur riski de dikkate alındığında uluslararası alanda faaliyet gösteren kurumlar, ülkemizden yazlım ve de danışmanlık alanında çok sayıda şirketlerle çalışma imkanı bulmuşlardır. Gerçek veya Tüzel kişi şirketler yurtiçine verdikleri desteklerin dışında kur farkı nedeniyle yurtdışı firmalarına da verdikleri destekler ile kendilerine ek gelir kapısı oluşturmaktadırlar. Döviz cinsinden düzenledikleri faturalar ile bu gelirlerini ispat eden mükellefler vergi dönemlerinde bu gelirleri üzerinde gelir ve kurumlar vergisi ödemektedirler. Aslında bu kasamda 2012 yılında yapılan bir düzenleme ile yurtdışı kazanç istisnasına yeni eklemeler ile daha avantajlı bir duruma getirildi.
6322 sayılı AATUH Kanunla yapılan ekler ile, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 89 ve 5520 sayılı KVK’nun 10 uncu maddelerine, yapılan ekler ile bu avantajlar yasal zemine oturtuldu.
Bu kanunla;
“Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan;
- mimarlık,
- mühendislik,
- tasarım,
- yazılım,
- tıbbi raporlama,
- muhasebe kaydı tutma,
- çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile
- ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50’si vergiden müstesnadır”
Bunu bir örnek ile açıklayacak olursak;
ABC Müşavirlik A.Ş. firması Hollanda da bulunan BossNL firmasına muhasebe kaydı tutma hizmeti vermektedir. ABC Müşavirlik A.Ş. firmasının 2020 yılı kazanç ve giderleri şu şekildedir:
Yurtiçi Kazançları: 100.000,00-TL
Yurtdışı Kazançları: 250.000,00-TL ( 25.000-Usd x 10,00-TL(TCMB Satış Kuru))
Amortisman Gid.: (20.000,00-TL)
Personel Gideri: (70.000,00-TL)
Vergiye Tabi Kazanç= [Yurtiçi Kazanç + (Yurtdışı Kazanç/2)] – (Amortisman Gid. + Personel Gid.)]
= (100.000 + 125.000) – 90.000
= 135.000,00-TL vergiye tabi kazancıdır.
Burada da görüldüğü üzere Yurtdışı hizmet ihracatından kazanılan gelirin %50 si vergiye tabi tutulmuştur. Dikkat edilmesi gereken hususlardan biri, kanun koyucu bu gelirin %50’sini vergi dışı bırakmayı belli kural ve şartlara bağlamıştır.
Bunlar:
- Bu indirimden yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi şarttır.
- Söz konusu hizmetlerin Türkiye’de yerleşik firmalar tarafından Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunan firmalara sunulması gerekmektedir.
- Verilen hizmetten yurt dışında yurt dışında yararlanılması gerekmektedir. Başka bir deyişle verilen hizmet hizmeti alan yurt dışı menşeli firmanın Türkiye içerisindeki faaliyetlerle ilgili olmamalıdır.
- Hizmet bedelinin, döviz olarak Türkiye’ye getirilmesi ve döviz alım belgesinin temin edilmesi gerekmektedir.
Uygulamanın ciddi bir avantaj sağladığı aşikâr. Uygulama ile hizmet ihracı yoluyla ülke ekonomisinin uluslararası rekabetçiliğinin artırılması, yeni ihracat alanlarının oluşturulması, istihdam imkânlarının yaratılması, nitelikli işgücünün Türkiye’de istihdamının artırılarak sürdürülmesinin desteklenmesi amaçlanmaktadır. Daha da önemlisi ülkemizde belli bir konuda uzmanlaşmış, yabancı dil bilgisine sahip olan vatandaşlarımızın istihdam olanaklarını artırması ve yurt dışına gitmeksizin dünyanın her yerine birçok hizmetin verilmesi imkânı doğacağı için beyin göçünü de engellemesi yolunda ciddi bir yol kat edecektir.
Ayrıca şu an yürürlükte olan %50 kazanç istisnasını Cumhurbaşkanı %100 indirmeye yetkilidir. Bu da gösteriyor ki ilerleyen dönemlerde rekabetçi bir sistem için bu kullanılabilir. Yurtdışında yaşanan enerji maliyetlerindeki artış, mevcutta ülkemizdeki pek çok yazılım ve danışmanlık alanında faaliyet gösteren tüzel ve gerçek kişilerin elini güçlendirmektedir. Böylece ülke dışına yerleşmek durumunda kalmadan da bu hizmetlerin sunulabilmesi global dünyada insanımızın daha fazla söz sahibi olacağını ve ilerleyen dönemlerde belki Hindistan veya Çin gibi ülkelerden bu konularda pozitif ayrışacağımızı gösterecektir.
Faydalı olması dileğiyle,
Can DOYRANLI
S.M. Mali Müşavir







Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24’üncü maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı Kanun’un 17’nci maddesinde düzenlenmiştir. Bunun dışında 4857 sayılı Kanunda işçinin istifasını düzenleyen bir hüküm bulunmamaktadır.
Enerji yönetimi ve otomasyonun dijital dönüşümüne liderlik eden Schneider Electric, AVEVA’nın mühendislik ve endüstriyel yazılımlar alanında küresel çapta öncü çözümlerini tanıtmak üzere özel bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. Enerji, veri ve yazılımın gücünü birleştirerek müşterilerine mükemmel çözümler sunma hedefiyle yol alan Schneider Electric ve AVEVA, Türkiye’de 300’e yakın farklı sektörden üst düzey yöneticiler ve uzmanların katıldığı etkinlikte, uçtan uca yazılım çözümlerine dair bir deneyim ve paylaşım alanı sundu.
Kamu İhale Kurumu tarafından yayımlanan 2022 yılı ilk altı aylık verilere ilişkin raporlar incelendiğinde, yılın ilk altı ayında 45.645 ihalenin yapıldığı görülmektedir. Bu ihalelerin elektronik ortamda yapılması koşulu getirilmiş ve ortam olarak Elektronik Kamu Alımları Platformu (EKAP) aracılığıyla bu işlemler gerçekleştirilmiştir.
Gün+Partners Avukatlık Bürosu temsilcileriyle gerçekleşen webinarda değinilen başlıklar şöyle:
Kadınların iş hayatında daha aktif yer almaları adına önemli iş birliklerine imza atan Mobil Oil Türk A.Ş., Türkiye’deki kadınların sahip olduğu işletmeleri desteklemek, tedarik zincirinde güçlenmelerine yardımcı olmak adına örnek bir organizasyonu daha geride bıraktı. Dünyanın birçok ülkesindeki kadın iş sahiplerine, lokal ya da global kurumların tedarik zincirine dahil olmaları için fırsatlar sunmayı amaçlayan WEConnect International’ın düzenlediği, Mobil Oil Türk A.Ş.’nin de sponsorlarından biri olduğu bu yıl altıncısı düzenlenen “Satın Almacıyla Tanışma Toplantısı” Hotel Sheraton İstanbul’da gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan Exxon Mobil Avrupa, Afrika ve Orta Doğu Stratejik Otomotiv Müşteriler Müdürü Eda Demir, WEConnect’in 150’den fazla ülkede faaliyette bulunduğunu söyledi. WEConnect’in portföyünde 15 bin kadın olduğunu ifade eden Eda Demir, “Küçük ve çeşitli tedarikçiler ile çalışmak şirketlere çok büyük bir esneklik kazandırıyor” dedi. Bu tedarikçilerin şirketlerde fiyat rekabetini artırdığını vurgulayan Eda Demir, “Büyük tedarikçilerin kendi içlerinde bir hegemonyaları olabiliyor, rekabet bunu kırabiliyor. İkincisi de yaratıcılık getiriyor. WEConnect International, iş yaşamında azınlık olan kadınlarımızı destekleyerek çeşitliliği artırmak istedi ve gönüllülük esasına dayanan bir network oluşturdu. Bu şekilde 2011’de Amerika’da gönüllülük esası ile başlayan bu hareket zamanla büyüdü ve yerel iş sahibi olan kadınları destekleyen 3 milyar dolarlık global bir kurum haline geldi” diye konuştu. Mobil ile WEConnect’in ilk kez 2011 yılında buluştuğunu belirten Eda Demir, şöyle devam etti: “Exxon Mobil, WEConnect ile 12 ülkede iş birliğini sürdürüyor. Türkiye’deki başkanlığını da ben yürütüyorum. Türkiye’deki şirketimiz Mobil Oil Türk A.Ş.’ye yeni kadın tedarikçiler kazandırmaya çalışıyoruz. Kadınlarımız kısıtlı imkanlarla gerçekten ilham verici hikayeler yaratabiliyorlar. Türkiye’de ve dünyada kadının ekonomideki yerini artırmak için verdiğimiz desteği sürdüreceğiz.”


KRYD tarafından her yıl düzenlenerek Türkiye’nin risk yönetimi alanında önemli platformlardan biri haline gelen ‘2023 Global Riskler Zirvesi’, Sabancı Kuleleri Hacı Ömer Sabancı Konferans Salonu’nda misafirlerine ev sahipliği yapacak.
Küresel dünyanın teknolojik üstelinin etkisiyle ortaya çıkan dijitalleşme; ülkeleri, yapıları, örgütleri ve insanları daha da fazla değişime/dönüşüme zorlamakta ve geleneksel iş modellerinin yerine yeni iş modelleri arama, bulma ve pratiğe yöneltmeyi sağlamaktadır. İşletmelerin dijital dönüşümünün tamamlanması ve veri analitik yeteneğinin oluşması için (Pettey, 2019); verilerin toplanması ve analiz edilmesi ve iş/işletmecilik faaliyetleriyle ilgili faydaya dönüştürülmesi noktasında “iş analitiği” veya “analitik” önemli bir rekabet avantajı sağlayıcısı olarak görülmektedir (Davenport ve Harris, 2007: 46-47). İş analitiğinin bir alt boyutu olarak ve/veya insan odaklı bağlamı olarak düşünülebilecek olan “İnsan Kaynakları Analitiği veya İK Analitiği” 2000’li yılların başından itibaren iş/işletmecilik dünyasında aktüel bir unsur haline gelmiştir.