Sağlık Sektörü İçin Satınalmada Yalın ve Çevik Olmanın Önemi

Sağlık Kurumlarında iç verimliliğin sağlanabilmesi için örgütsel yapıların ve süreçlerin tasarımını optimize gerekir. Bunun için hastane yöneticilerinin kendi potansiyellerini bilmeleri ve bu potansiyeli kullanabilme kabiliyetleri son derece önemlidir.

Zira örgütsel çeviklik, çevrenin belirsiz olduğu varsayımına dayanarak sık sık değişenden yüksek oranda öngörülemeyene kadar riski bünyesinde bulundurur . Pro aktif, reaktif veya kucaklayıcı başa çıkma stratejileri, bu gibi belirsiz ortamları ele almanın olası yolları değerlendirilebilir.

Stratejilerin en iyi şekilde kullanılması için hastanelerin ihtiyaç duyduğu beş organizasyon kapasitesi başlığı sayabiliriz:

Şeffaf ve geçici kuruluşlar arası bağlantılar;

Pazar duyarlılığı ve müşteri odaklılığı;

Kendi kendine çalışan çalışanlar için destek yönetimi;

Elastik ve duyarlı organik yapılar;

Esnek insan ve kaynak kapasitesi.

Çevresel belirsizlik, sağlık hizmetlerinin gerçek ihtiyaçlarına cevap veren süreçler tasarlaması için başa çıkma stratejileri ve örgütsel kapasiteler ile eşleştirilmelidir.

Bu demek ki Yalın ve çevik, olabilmek piyasa şartlarında hayati bir öneme sahiptir. Bu iki unsur hastanelerin tasarımını optimize etmek, talep edilen farklı değişkenleri karşılamak ve iyi hasta yönetimi oluşturmak için birleştirilebilir.

Hastaneler genellikle dinamik ve  farklı taleplerle çok çeşitli heterojen aktörler, ilgi alanları ve faktörlerle etkileşime giren karmaşık sistemler olduğundan iç yönetimin iyi kurgulanması gerekir. İyi kurgu inovasyona açık olmaz ise iyiliği onu bir noktada yolda bırakır. Personel motivasyonu düşmesi ile ilk hastalık belirtisini gösterir ve matematiksel verilerinin kötüye gitmesi ile de türbülanslı bir ortam yaratır.

Son zamanlarda, hastanelerin verimliliğini artırmak için iç karmaşıklıkla nasıl başa çıkılacağı konusunda artan bir odaklanma olmakla birlikte, genel olarak süreç geliştirme stratejileri ve özellikle üzerine çalışmaktan keyif aldığım ve inandığım yalın yaklaşım ve yönetim şekli, kalite ve hasta güvenliğini etkin bir şekilde yönetmek ve iyileştirmek için yaygın olarak kabul edilmiştir.

Yalın, sağlık hizmetlerinde uygulandığında ortaya konulan hizmette girdi ve çıktıların tümünü bir bütün olarak ele alarak hem koordinasyonu sağlayan hem de organizasyonda  katma değeri olmayan faaliyetlerin (atık) ortadan kaldırılmasına odaklanan bir iyileştirme yaklaşımıdır. Yalın  sağlık kurumlarında başarıyla uygulandığı zaman, kalite, maliyet, hasta ve personel memnuniyeti göstergelerini olumlu yönde etkilediğini göstermektedir.

İç verimi ve dış etkinliği anlamak için, birbiriyle bağlantılı iki sürücü olduğunu söyleyebiliriz. Birincisi, optimizasyon ihtiyacı. Yani israfı azaltarak ve süreçleri iyileştirerek kamu finansmanı; ikincisi, “hangi hizmet kullanıcılarının değer verdiğini anlama ve bu değerleri arttırmaya çalışmak.

Sağlık kuruluşlarında  iç verimlilik ve mikro süreçlere odaklanma eğilimi de son derece önemlidir. Bunu yaparken dış etkenlerde ihmal edilmemeli ve öngörüler yapılmalıdır. Özellikle talebin karmaşık ve tahmin edilemez olduğu ve müşterinin ürün ve hizmetlerde çeşitliliğe ihtiyaç duyduğu durumlarda, çevik olarak giderek artan talepleri hızla karşılama ihtiyacını göz önünde bulundurmak gerekir. Çevre ile etkileşime girmeli ve ayrıca ortamdaki değişikliklere sürekli olarak adapte olmalıdır. Bu, stratejik yönetim seviyelerinin çevresel değişiklikleri taramaya, yorumlamaya ve hareket etmeye ve aynı zamanda dış değişiklikleri iç faaliyetlerle koordine etmeye odaklanması gerektiği anlamına gelir.

Öyleyse, “çevik” kavramı nasıl anlaşılabilir ve hastanelerin iç verimliliği ve dış etkinliği birleştirebilme ve sonuçta hizmetlerini sürekli değişen ve nispeten öngörülemeyen bir ortama adapte etme potansiyelleri nelerdir?

“Çevik” kavramı ilk olarak Üretim Kurumsal Stratejisi konulu raporlara konu olurken, geleceğin dinamik dünyasında benimsenmesi gereken bir ilke olarak kabul edilmektedir. Çevik konseptini “bir kuruluşun sürekli değişen, öngörülemeyen bir iş ortamında gelişme yeteneği” olarak değerlendirebiliriz.

Bu yönüyle çevik olgusunu hizmet sektörünün en zor ayağı olan sağlık kuruluşlarının dış karmaşıklıkla başa çıkma yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olmak için ümit verici bir araç olabileceğini varsayabiliriz.

Hastaneler için çevik olma ve iç verimlilik ile dış etkililiği bir araya getirme potansiyelini anlamak için çevik bir organizasyonun ne olduğunu, kuruluşların nasıl çevik hale geldiğini ve yalın ve çevik arasındaki ilişkileri daha fazla araştırmalarını sağlık hizmetinde karar alıcılara tavsiye ederim.

Sağlık yöneticilerinin fokuslanması gereken konuların başında Pazar duyarlılığı ve müşteri odaklılık gelmektedir. Hastane yönetimlerinin Piyasaya duyarlı olmaları , sürekli olarak gerçek talebe okuma ve cevap verme anlamında,  algı, farkındalık ve çevreye dikkat etmede keskin olmaları gerekir. Müşterilerden, rakiplerden ve tedarikçilerden gelen bilgileri gerçek zamanlı olarak senkronize etmeleri , ekonomik değişimlerin ve yasal değişikliklerin farkında yaşamaları gerekmektedir.

Çevik bir organizasyonun piyasa türbülansını değerlendirmesi ve ortaya çıkan eğilimleri ve organizasyon üzerindeki etkilerini tanımlamak için piyasa bilgisini kullanması da önemlidir. Bu yönüyle Müşteri odaklılık, çevik bir organizasyon için merkezi bir ilkedir.

Yatırım maliyetlerinin çok yüksek olduğu sağlık sektöründe  samimi ve güven veren müşteri ilişkileri, müşterinin kendi çözüm tasarımının unsurlarını içerebilir. Ortaya konan hizmetin her aşamasında müşteri talebini ele alır ve müşteriyi etkileşimli iletişime katılan güvenilir bir ortak olarak görmek gerekir. Zaten herkesi memnun  etmek imkansız diyerek gelen olumlu , olumsuz eleştirileri göz ardı etmek geri dönüşü olmayan bir yola işletmeyi götürebilir.

Karar vericilerin bahse konu bu işleri astlarına iş paylaşımı yaparak ekip ruhuyla gerçekleştirmesi, çalışanlara pazar değişikliklerine cevap verebilmeleri veya müşterilerin gereksinimlerini karşılayabilmeleri için gerekli olan karar verme otoritesinin ve kaynakları vermesi gerekir.

Çevik ve yalın bir iş hayatı dileklerimle…

Tedarik Zinciri Yönetimi Tezli ve Tezsiz Yüksek Lisans Programları Bahar Başvuru Dönemi Açıldı.

2011 yılında “Yüksek Lisans Yüksek Hedefler” mottosu ile yola çıkan Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı bugün alanında en popüler program oldu. Aradan geçen sürede onlarca konferans ve seminer etkinliği düzenlendi. Özel ve kamu sektör yöneticileri bir araya getirildi. Sektör lideri firmaların yöneticileri derslerde örnek uygulamaları ve operasyon deneyimlerini paylaştı.

Bahar Dönemi Başvuruları Başladı

23 Aralık 2019 – 3 Ocak 2020 Bahar 2020 Tezli ve Tezsiz Yüksek Lisans Başvuru Dönemi başladı. Başvurunuzu online sosyalbilimler.istanbul.edu.tr adresinden yapabilirsiniz.

Program Hakkında : www.tedarikzinciri.org 

Akademisyen kadro, ders programları, mezun görüşleri ve kariyer danışmanlıklarını içeren kapsamlı bilgiyi www.tedarikzinciri.org adresinde bulabilirsiniz. 

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı’nın ana hedefleri bu alanda mesleki uzmanlıklarını geliştirmek ve akademik çalışmalarda bulunmak isteyenlere bir olanak sunulması, farklı disiplinlerden gelen öğrencilerin bilgi paylaşımının sağlanması, yürütülecek tez ve bitirme proje çalışmalarıyla konunun derinlemesine araştırılması ve bu alanla ilgili bilimsel çalışmaların artırılmasıdır.

Programa, Satınalma, Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi konusunda kendisini geliştirmek ve kariyerinde bu yönde ilerlemek isteyenleri davet ediyoruz. Programdan elde edilen bilgi ve kazanımların, kamu ve özel sektör uygulamaları ile buluşması ve katma değer yaratıcı faaliyetlere dönüşmesi en büyük temennimizdir.

Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı disiplinler arası nitelik taşımakta ve farklı disiplinleri kapsayan derslerden oluşmaktadır. Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı, program içeriğine uygun olarak tedarik zinciri ilke ve stratejilerine ilişkin gerek teorik gerekse pratik bilgileri içeren dersleri kapsamaktadır. Bu kapsam doğrultusunda; Satınalma ve Tedarik Zinciri İlkeleri, Lojistik Yönetimi, Sözleşme Hukuku, Müzakere Yönetimi, Proje Yönetimi, Pazarlama Yönetimi, Perakende Yönetimi, Veri Analizi ve Kantitatif Karar Alma Teknikleri, Tedarik Zincirinde Yönetiminde Modelleme, Tedarik Zinciri Stratejileri, Araştırma Yöntemleri ve Maliyet Yönetimi derslerine yer verilmektedir.

Dersler tezli ikinci öğretim tezsiz programda 2 yarıyılı kapsamaktadır. Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı’ndan mezun olabilmek için gerekli toplam kredi sayısı minimum 30 kredidir. Yüksek lisans programında yer alan tüm dersler (zorunlu ve seçimlik) 3 kredidir.

İkinci Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı’nın amacı, programa katılan öğrenciye mesleki konuda teorik düzeyde derin ve kapsamlı bilgi kazandırmak olup sahip olduğu bilginin uygulamada nasıl kullanılacağını gösterilmesidir. Tüm bunlara ek olarak çalışma hayatında yer alanların akademik gelişim ve kariyerlerini destekleyip güçlendirebilmeleri için derslerin akşam saatlerinde olması büyük bir eksikliği kapatmaktadır.

Tedarik Zinciri Yönetimi YLP sektör çalışanlarının, saha deneyimi yöneticilerin bir arada olduğu bir program.

Program üretim ve hizmet sektörlerinden büyük ilgi görmektedir.

İkinci öğretim tezsiz program öğrencilerimizin tamamına yakını sektörde görev almaktadır.

Yüksek lisans programları ile ilgilenen tüm adaylar, başvuru dönemi öncesinde Bilgi Formu ve Kariyer Yönelim Formunu dolduracaklardır.  ADAY BİLGİ FORMU  ve KARİYER YÖNELİM FORMU  doldurulduktan sonra Arş. Gör. Sedat BOYACIOĞULLARI sedat.boyaciogullari@istanbul.edu.tr ve Program Koordinatörü Prof. Dr. Murat RDAL merdal@istanbul.edu.tr ye iletilmesi gerekmektedir.

Mülakat tarihinde adaylar dolu formlarının bir kopyasını beraberlerinde getireceklerdir.

Başvuru Son Tarih:  3 Ocak 2020. Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Program Başvurusu için Kılavuzu indirip, süreç adımlarını takip ederek programa müracaat edebilirsiniz. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Web Sitesi Ana Sayfa. 2019-2020 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BAHAR YARIYILI LİSANSÜSTÜ BAŞVURU KILAVUZU

http://cdn.istanbul.edu.tr/FileHandler2.ashx?f=b-bahar-lisansustu-klavuz-donusturuldu_637109641514513775.pdf

Mülakat Tarihleri: 8-9 Ocak 2020.

Program başvuru tarih ve duyuruları ile ilgili tüm bilgiyi BAŞVURU KILAVUZUndan edinebilirsiniz.

Son Başvuru Tarihi: 3 Ocak 2019

Başvurunuzda problem çekmemeniz ve son gün yoğunluğunun yaşanmaması için ilgili başvuru döneminde sisteme giriş yapmanızı tavsiye ediyoruz.

Mülakat sınavı sonrası dönemde belgelerinizi İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü-Beyazıt (Eczacılık Fakültesi Yanı) teslim edeceksiniz.

Belgeler:

İkinci öğretim için ALES ve yabancı dil şartı aranmamaktadır.

Eğitim Bedeli:

2019 senesinde 2 taksit; 1. Yarıyıl beş ders için 5.250 TL ve 2 . Yarıyıl 5.250 TL olmak üzere toplam ücret  10.500 Tl belirlenmişti. İlerleyen dönemlerde eğitim bedeli güncellenebilir.

Başvuru dönemlerinde Sosyal Bilimler Enstitüsü telefonları hayli yoğundur.

İkinci öğretim tezsiz yüksek lisans programı 0212-440 00 00 dan dahili 14242 Selver Hanıma ulaşabilirsiniz.

Sektör tecrübesi olan arkadaşlarımızı aramızda görmek isteriz.

Bir sonraki dönem ise Mayıs 2020 Mülakatlarında görüşmek üzere,

Saygılarımla,

Prof. Dr. Murat Erdal

Pazarlama ve Strateji

İnsanoğlunun yeryüzüne ayak basmasından günümüze kadar geçen sürede, toplumun değer yargılarında ve demografik özelliklerinde çeşitli değişimler yaşanmıştır.

Toplum olarak, içinde bulunduğumuz kültürel çevrede farklı yapıdaki gruplar ile iç içe yaşıyor ve pazar ekosisteminde kişisel hayat mücadelemizi veriyoruz.

Kişisel olarak yer aldığımız, toplumların sektörel organlarında; uzmanlık alanlarımızı ve yeteneklerimizi ne kadar pozitif aktarabilirsek, hiyerarşik düzende kendi özel alanımıza sahip olabiliriz.

Pazarlama Bilimi,

Bir ürünün, müşteri istek ve ihtiyaçlarına hitap etmesi ve müşterinin ikna edilmesi süreci olup, ilgili ürünün tanıtımın yapılmasıdır.

Hepimizin bildiği, dünyaca ünlü pazarlamanın babası olarak bilinen Philip KOTLER,

Philip KOTLER 4P Yaklaşımı,

Pazarlama Karması (Marketing Mix)

  • Ürün (Product),
  • Fiyat (Price),
  • Yer (Place),
  • Tutundurma (Promotion),

Dünyada bilinen binlerce P yer almaktadır.

Farklılıkları analiz ettiğimizde, 4P yerini korumakta,

4P nin içinde yer alan, Tutundurma (Promotion) kendi içinde bölümlere ayrılmaktadır.

Strateji,

Savaş zamanlarında, ordu komutanlarının özel yöntemler geliştirerek, karşısındaki orduyu imha etme planıdır.

Pazarlama bilimi içerisinde, binlerce strateji yer almaktadır. Stratejiler taktiksel planlamalar ile hayat bulur.

Dünya ticaretinde Warmarketing durumunu yaşamaktayız.

Toplumlar, pazarlama tekniklerine doyum sağlamış, şirketler gelir arttırıcı modeller geliştirmek için stratejik planlar yapmaktadırlar.

Bu stratejik planlar;

Stratejik Pazarlama Yöntemleri’ dir.

Stratejik Pazarlama Yöntemleri,

  • Klasik Pazarlama Yöntemleri,
  • Geleneksel Pazarlama Yöntemleri,
  • Modern Pazarlama Yöntemleri,
  • Sosyal Medya Pazarlama Yöntemleri,
  • Dijital Pazarlama Yöntemleri,
  • Yapay Zeka Pazarlama Yöntemleri,

Dünya toplumları ve işletmeler, teknolojinin ilerlemesi ile ihtiyaç hiyerarşisinde farklı özellikte ürünlere ihtiyaç duymaktadır.

Dijital teknolojinin gelişmesi, pazarlama sektörünü derinden etkilemiş; yeni niche bölgeler ve start-up’ lar ortaya çıkmıştır.

Satınalma Geleceği Mobil’de, Bakın Neden?

Talep sahibinin ihtiyaçları doğrultusunda hareket eden satınalma departmanları, zamanının büyük bir bölümünü sürecin teknik ve idari boyutuna ilişkin düzenlemelere harcamaktadır. İşletme içerisinde yazılımsal süreç otomasyonu teknolojilerinin kullanılması maalesef çözüm olmamaktadır. Tedarikçilerin firmaya özel bir portala entegrasyonu fikri teoride çok mantıklı görünse de iş uygulamaya döndüğünde sistemde çok sayıda sorun ile karşılaşılabilmektedir. Örneğin; tedarikçi portalına veya e-tedarik sistemine kayıtlı olan tedarikçiye ait ürün katalogları güncel olmayabilir, tedarikçinin kurumsal bilgileri hatalı olabilir ve tedarikçi finansal olarak hayatta olmayabilir.

APQC’den Marisa Brown; Excel üzerinde veya bilgi teknolojileri desteği olmaksızın yürütülen satınalma süreçlerinde, tedarikçiye “Ortalama Satınalma Siparişi Geçme Süresi 46 Saat”‘i bulabildiğini belirtmektedir.

Satınalma Cep: Akıllı Satınalma Asistanı uygulamanız için ile ihtiyaçlarınız için hızlı bir şekilde teklif alabilirsiniz.

Apple Store’dan Ücretsiz İndirmek için: https://apps.apple.com/us/app/satınalma-cep/id1302805067

Lojistikte Büyük Veri Analizi

Lojistik sektörü hızlı bir biçimde dijitalleşiyor. Bu süreç milyonlarca işlemi dijital veri haline getirdikçe büyük verinin analiz edilmesi de gittikçe önemli bir hale geliyor. Sevk hareketlerinden depolama operasyonlarına, katma değerli hizmetlerden son nokta teslimatlarına kadar tüm bu operasyonlar devasa büyüklükte dijitalleşmiş veri sunuyorlar . Öyle ki Çin’in en büyük dağıtım şirketlerinde biri olan ZTO Express ortalama bir günde 32 milyon paket teslim ederken bu esnada 9.500 yerel ortak, 85 dağıtım merkezi ve 13 binin üzerinde araçtan anlık veri topluyor.

Benzer operasyonlara Türkiye’den baktığımızda ise kargo, kurye ve dağıtım sektörünün 25 bin araç ile 10 bin sabit merkezde günde 7 milyon adres ziyareti yaptığını ve günde 5 milyon kilometre yol kat ettiğini görüyoruz.

Bu operasyonel verilerin analiz edilmesiyle sağlanabilecek faydaların başında kapasite kullanımını optimize etmek, müşteri deneyimini geliştirmek, operasyonel riskleri azaltmak ve yeni iş modelleri oluşturmak gelmektedir.

Büyük verinin sunduğu bu devasa bilginin tüm potansiyelinden yararlanmak için hem konusunda uzmanlaşmış analistler hem de entegrasyon geliştiricilerin bir arada çalışmaları gerekiyor.

Büyük veri analiziyle geliştirme sağlanabilecek bazı önemli alanlar aşağıdaki gibidir;

  • Gerçek Zamanlı Rota Optimizasyonu: Gönderi bilgileri, trafik durumu, anlık son nokta teslimat talepleri, hava durumu gibi veriler gerçek zamanlı olarak analiz edilerek arka planda çalışan akıllı algoritmalarla olabilecek en verimli rota optimizasyonları sağlanabilir
  • Kaynak Kullanımında Akıllı Tahmin: Talep, altyapısal kapasite ve işgücünün akıllıca analiziyle planlama ve kaynak kullanımı optimize edilerek tedarik zincirindeki gereksiz maliyetler ortadan kaldırılabilir
  • Sipariş Tahmini ile Lokasyon Optimizasyonu: Belirli ürünleri satın alma potansiyeli yüksek olan müşterilere daha yakın olan dağıtım merkezlerine taşımak mümkün olabilir
  • Tedarik Zinciri Risk Yönetimi: Özellikle hammadde ve ürün hareketlerindeki liman, aktarma merkezi yoğunlukları, tedarik hattındaki olası tüm potansiyel riskler, korsan saldırıları, taşkın riskleri, olası depremler vb. analiz edilerek risk yönetimi yapılabilir
  • Araç ve Ekipman Risk Planlaması: Öngörüsel analiz yardımıyla bakım gereksinimleri ve olası hasar, arıza tahminleri yapılabilir. Böylece her hangi bir aracın planlanmamış bir şekilde arızalanması, teslimatların gecikmesi ve bu teslimatları gerçekleştirmek için beklenmeyen kaynak kullanımının önüne geçilmiş olunur.
  • Müşteri Deneyimi: Talep tahmini ve öngörmeli sevkiyatlar sayesinde müşteri etkileşimini optimize etmek ve müşteri ihtiyaçlarını önceden belirlemek mümkün olacaktır. Bu sayede gittikçe daha talepkar olan müşteri beklentilerini karşılamak ve sürekli bir bağ kurmak mümkün olur.

Büyük veri her saniye katlanarak yeni bilgi okyanusları yaratırken, yakın gelecekte bizi hangi yeni potansiyellerle buluşturabilecek, kim bilir?

“Büyüme İçin Hedefimiz Dış Ticaret”

– HEDEF ÜLKE PAZAR İSTİHBARAT ve SATIŞ
– LOJİSTİK OPERASYON YÖNETİMİ
– TURQUALITY ve MARKA DANIŞMANLIĞI

Buyer Network Pro, İthalat ve İhracat hizmetleriyle sektörün ihtiyaçlarına çözüm üretmeye devam ediyor. Buyer Network kurucusu Prof. Dr. Murat Erdal İhracat hizmetlerini şu şekilde anlattı:

“Yurtdışına açılma ve dış pazarda büyüme sürecinize destek oluyoruz. Buyer Network Pro hizmetleri ile operasyonunuzu mükemmelleştirin. Platform üzerinden teklif alın. İhtiyacınızı açıklayın en uygun çözüm size gelsin.
Pazar istihbaratı ve satış, lojistik ve gümrük operasyonlar, Turquality süreçleri ve eğitim & danışmanlık hizmetlerimiz ile partner firmalarımızla beraber yanınızdayız.
Hedef pazar analizi & istihbarat, strateji belirleme, bağlantıların kurulması & ilişki geliştirme, satış politikalarının belirlenmesi, fiili ihracat ve satış konularında size çözüm üretiyoruz.
Operasyonel maliyetlerinizi düşürüyoruz. Yüksek müşteri memnuniyeti ve kaliteli hizmet sağlıyoruz.”

PAZAR İSTİHBARAT ve SATIŞ
* Hedef Pazar Analizi ve İstihbarat
* Strateji Belirleme
* Bağlantıların Kurulması ve İlişki Geliştirme
* Satış Politikalarının Belirlenmesi
* Fiili İhracat
* Satış

TURQUALITY ve MARKA
* Turquality Teşvikleri
* Firma Hazırlık Süreci
* Danışmanlık ve Eğitim

EĞİTİM ve DANIŞMANLIK
* İhracat Yönetimi
* Incoterms 2020
* Ödeme Şekilleri
www.buyernetwork.net/ihracat

İTHALAT OPERASYONLARI:
– Gümrük & Lojistik Operasyon Desteği
– Danışmanlık Çözümleri

Prof. Dr. Murat Erdal, “Büyüme için hedefimiz Dış Ticaret” diyerek İthalat alanında çözümlerini de şu şekilde sundu:

“Mevzuat, gümrük işlemleri, vergiler, antrepo, taşıma, dağıtım konularında çözüm getiriyoruz.
Gümrük ve lojistik operasyon desteğiyle partner firmalarımızla yanınızdayız.
Tüm dünyadan Türkiye’ye ithal ettiğiniz ürünler ve bu ürünlerin; gümrük, vergi, mevzuat, antrepo, taşıma, depolama ve dağıtım konularında size destek oluyoruz.
Operasyonel maliyetlerinizi düşürüyoruz. Yüksek müşteri memnuniyeti ve kaliteli hizmet sağlıyoruz.”

GÜMRÜK ve LOJİSTİK OPERASYONLAR
* Gümrük müşavirliği firmaları,
* Antrepo işletmecileri,
* Depo firmaları,
* Lojistik firmaları

DANIŞMANLIK ÇÖZÜMLERİ
* Hukuk firmaları,
* Gümrük müşavirliği firmaları,
* Antrepo işletmecileri,
* Depo firmaları,
* Lojistik firmaları

“Operasyonunuzu Mükemmelleştirin.
Firma ihtiyacınıza en uygun çözümü geliştiriyoruz.
Operasyon konusunda en doğru teklifi sunuyoruz.”
www.buyernetwork.net/ithalat

Platform partneri olmak istiyorum:
LOJİSTİK
TAŞIMA
GÜMRÜKLEME
ANTREPO
DEPOLAMA
DAĞITIM
www.buyernetwork.net/kurumsal-uyelik

‘EVET’ Boyun Eğmeden Anlaşmaya Varmak

‘EVET’ Boyun Eğmeden Anlaşmaya Varmak
Zeynep EKİZOĞLU – MBA Kıdemli Satınalma ve Tedarik Yönetimi Uzmanı

Müzakerelerde isteklerinizi karşı tarafa kabul ettiren misiniz yoksa ikna edilen mi? Müzakere yönetiminde ben başarılı mıyım? İşte bu sorular hayatımızda kendimize sormamız gereken çok önemli sorular haline geldi.

Tam metne erişim için ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği gerekmektedir.
Hesap Oluştur

– – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

 MÜZAKERELERDE USTALAŞMAK ELİNİZDE

Muzakere Teknikleri Egitimi3Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi

İleri seviye eğitimin içeriğini incelemek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf Eğitim Kataloğunu indirebilirsiniz.

Ekibinizin ihtiyacı doğru eğitim teklifini almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com e-posta adresimize iletebilirsiniz.


ZENGİN PRATİK ÇALIŞMA KONULARI:

MÜZAKERE EĞİTİMİ

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test – I 

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test – II

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test – III

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test IV

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test – V 

SATINALMA EĞİTİMİ

Satınalma Eğitimi Test – 1

Satınalma Eğitimi Test – 2

Satınalma Eğitimi Test – 3

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EĞİTİMİ

Sürdürülebilirlik Eğitimi – Test 1

Sürdürülebilirlik Eğitimi – Test 2 

Anticipatory Shipping: Siz ürününüzü sipariş bile etmediniz ancak ürününüz çoktan yola çıktı.

Anticipatory Shipping: Siz ürününüzü sipariş bile etmediniz ancak ürününüz çoktan yola çıktı.

ABD merkezli dünya devi e-ticaret şirketi Amazon, 24 Aralık 2013 tarihinde bir patent aldı. Patentin adı ‘Method and System for Anticipatory Package Shipping.’ Türkçe’ye çevirip, biraz da kısaltırsak ‘Beklentisel (İleriyi kapsayan) Kargo’ şeklinde ifade edebiliriz.

Sistemi kısaca, ürünün teslimat adresinin tam olarak belirtilmeden, belirli coğrafi bölgelere gönderilmesi olarak özetleyebiliriz. Peki şirket,  hangi ürünü, hangi coğrafi bölgeye göndereceğini nasıl belirleyecek? Cevap çok basit: Veri analizi.

Herhangi bir e-ticaret sitesinde gezinip, beğendiğiniz ürünleri sadece sepete attığınızda (satın almadan) sistem, birkaç gün içinde aynı ürünü veya benzer ürünleri size önermeye başlar ve size ürünle ilgili mail veya bildirimler gönderir. Ürünü sepetinize atma nedeniniz aşağı – yukarı bellidir. Ürünü beğendiniz, satın almaya razı olduğunuz bir fiyat var ve ürünün fiyatının bu fiyata düşmesini bekliyorsunuz. Şirketin elinde, sizin bu ürünü almaya istekli olduğunuza yönelik bir bilgi var. Bu en basit veri toplama yöntemlerinden biri ve çoğu e-ticaret şirketi tarafından kullanılıyor.

Büyük veri (big data),  Amazon’un düşündüğü bu sistemde kilit rol oynuyor. [1] Amazon, büyük verinin öneminin farkında olan şirketlerin başında geliyor ve bu verileri lojistik operasyonunu iyileştirme noktasında yol gösterici olarak kullanmak istiyor. Geçmiş siparişler, aramalar, istek listeleri ve hatta imleç hareketlerinden bile bir anlam çıkarmaya çalışıyor ve müşterisini analiz ediyor. [2] Müşterisini, müşterisinden daha iyi tanıyor.

Aynı ürünü, aynı fiyattan satan birçok işletme olduğunda, işletmeye duyulan güven ve işletmenin sunduğu hizmetler ön plana çıkar. (Satış sonrası destek, iade garantisi, hızlı teslimat vb.) Bu işletme bir e-ticaret işletmesiyle, akla ilk hızlı teslimat gelir. Müşterinin beklediği ve istediği de bu. Müşteri hız istiyor.

Ortalama iki gün olan teslimat süreleri, alışveriş belirli bir saate yapıldığında aynı güne ve hatta Amerika’nın bazı bölgelerinde iki saate kadar düştü. Amazon, bu yeni sistemiyle birlikte çıtayı biraz daha yükseltmeyi, teslimat sürelerini dakikalara düşürmeyi hedefliyor.

Sistem nasıl işliyor?

Sistemin, şimdilik hızlı tüketim ürünleri  (fast moving consumer goods) için geçerli olabileceğini belirtelim. Örneğin; Market ürünleri, banyo malzemeleri vb. Sistem sizin bir ürünü ne kadar sürede tükettiğinizi, ürünü ne sıklıkla sipariş ettiğinizi tespit edebilmeli ki ona göre ürünü size veya size en yakın dağıtım merkezine yönlendirebilsin. Ürün bir hızlı tüketim ürünü değilse (örneğin cep telefonu), sistemin çalışması pek mümkün değildir.

Bir örnekle sistemi açıklama çalışalım.

İstanbul – Avcılar bölgesinde ikamet eden bir tüketici, ayda bir kez olmak üzere, her seferinde aynı markaya ait aynı kağıt havluyu sipariş ediyor. Sistem birkaç siparişin ardından bu tüketicinin alışveriş alışkanlığını tespit etti.  Ayrıca bu tüketiciyle aynı bölgede ikamet eden ve aynı kağıt havluyu sipariş eden başka tüketicilerin olduğu bilgisi de mevcut.

Kağıt havlunuz bitmeye başladı ancak farkında değilsiniz. Endişelenmenize hiç gerek yok. Amazon ürünü sizin için hazırladı ve sipariş etmeniz muhtemel tarihte teslim etmek üzere ürünü size en yakın dağıtım merkezine yolladı.

Kağıt havlunuzun bittiğini fark ettiniz ve ürünü Amazon’dan sipariş ettiniz. Amazon da sipariş vermenizi bekliyordu. Ürün muhtemelen dakikalar içerisinde kapınızda olacak.

Sistemin en dikkat çekici noktası ise şu: Amazon sizin bu ürünü hangi tarihte sipariş edeceğinizden emin ise (verilerle bunu tespit ettiyse), siz ürünü sipariş etmeden, ürünü direkt olarak adresinize de gönderebiliyor. Yani siz ürünü sipariş etmediniz veya sipariş vermeyi unuttunuz, ürün bitti diye üzülecekken kapı çalıyor ve görevli istediğiniz ürünü size teslim ediyor. Müşteri memnuniyeti açısından ne kadar tatmin edici bir sistem değil mi?

Aklınıza direkt şu soru geldi: Ürünü sipariş etmezsem ve ürün kapıma kadar gelirse ne olacak?

Patentte bu konuya açıklık getirilmiş. Sürekli aynı tarihte sipariş verdiğiniz ürünü bu sefer sipariş vermediyseniz ve buna rağmen Amazon bu ürünü kapınıza kadar gönderdiyse, ürünün ücretsiz olarak size verileceği belirtiliyor. [3]

Amazon neden böyle bir arayışın içinde?

GeekWire’ın araştırmasına göre, Amazon’un 2018 yılında kargo için harcadığı tutar 27.7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bir önceki yıla göre 6 milyar dolarlık (%27.6) bir artış söz konusu ve bu artış her yıl artarak devam ediyor. [4] Amazon’un bu yeni sistemi ile kargo maliyetin düşürülmesi hedefleniyor.

Amazon’un böyle bir arayış içerisinde olmasının diğer bir sebebi ise kuşkusuz müşteri memnuniyeti. Müşteri artık hız bekliyor. Geç teslimata tolerans yok veya çok az. Bu sistem ile ürünlerin teslimatının dakikalara düşürülmesi hedefleniyor. Sizi düşünen birinin olduğunu bilmek de bir hayli memnun edici olsa gerek. İzlendiğinizi bilmek kulağa hoş gelmeyebilir ancak elde edilecek fayda düşünüldüğünde bu konu göz ardı edilebilir.

Teoride çalışmayacak bir sistem gibi görünmüyor. Uygulamada ne kadar başarılı olunur merak konusu.

Patente erişim: https://patents.google.com/patent/US8615473B2/en

Kaynakça

1-https://ignasisayol.com/en/anticipatory-shipping-the-amazon-patent-that-allows-sending-products-before-the-users-have-even-purchased-them/

2-https://www.practicalecommerce.com/Anticipatory-Shipping-Amazons-Approach-to-Influencing-Purchases

3-https://www.smartdatacollective.com/amazon-wants-predictive-analytics-offer-anticipatory-shipping/

4-https://www.geekwire.com/2019/amazon-shipping-costs-hit-record-9b-latest-quarter-total-nearly-28b-2018/

Yeni yıl alışverişinde siber korsanların kurbanı olmayın!

Günümüzde birçok kişi mağaza dolaşmak yerine internet üzerinden alışveriş yapmayı tercih ediyor. Kullanıcılar aradıkları ürünü çoğu zaman online alışveriş sitelerinde çok daha uygun fiyatlara bulabiliyor. Ayrıca yılbaşının yaklaştığı yılın son aylarında birçok indirim kampanyası düzenleniyor, bu da kullanıcıların online alışveriş sitelerini daha fazla tercih etmelerine neden oluyor. Yapılan araştırmalar yılın son iki ayında internet üzerinden yapılan alışverişlerin büyük oranda arttığını gösteriyor. Ancak yaşanan bu yoğunluk siber saldırganların da iştahını kabartıyor ve yeni yöntemlerle kurbanlarını ağlarına düşürmeye çalışıyorlar. Sevdiklerine hediye alma telaşına düşen birçok kişi indirimleri kaçırmamak için aceleyle hareket ediyor ve dikkatsiz davranarak siber dolandırıcılık kurbanı oluyor. Yapılan araştırmalar yılın son iki ayında gerçekleştirilen siber dolandırıcılık girişimlerinin neredeyse yüzde 15 arttığını gösteriyor. Online alışveriş yapan kullanıcıların bu tür siber tehlikelere karşı dikkatli olmaları gerekiyor.

Innovera 2020’yi karşılamamıza sayılı günler kala online alışveriş yapmayı düşünen kullanıcılar için güvende kalmalarını sağlayacak çeşitli önerilerde bulunuyor.

  • Abartılı kampanya, indirim ve hediye tekliflerine itibar etmeyin – Black Friday, Bekarlar Günü, Cyber Monday ve özellikle yılbaşı gibi dönemlerde online alışveriş siteleri gerçekten çok cazip indirimler yapsalar da kampanya gerçek olamayacak kadar cazip ise büyük ihtimalle gerçek değildir. Benzer bir şekilde çok yüksek miktarlarda ürün hediye etmezler, hediye çeki dağıtmazlar. Size bu tarz bir indirim ya da hediye kampanyası içeren bir e-posta geldiyse ya da sosyal medyadan kanalları ile bir mesaj aldıysanız çok dikkatli olun. Bu mesajlarda yer alan bağlantılar küçük bir harf değişikliği ile sizi gerçek bir alışveriş sitesini taklit eden bir yere yönlendirebilir. Alışveriş yapıyorum zannederken kredi kartı bilgileriniz dahil olmak üzere birçok verinizin siber korsanların eline geçmesine neden olabilirsiniz. Size gelen mesajlardaki bağlantılara dikkat edin ve gerçek siteye yönlendirdiğinden emin olun. Özellikle SSL sertifikalarına dikkat edin. Online alışveriş yaparken bildiğiniz ve güvendiğiniz yerlerden alışveriş yapın.
  • Online alışveriş yaparken halka açık kablosuz ağları kullanmayın – Alışveriş merkezleri, havaalanları, restoranlar ve diğer yerlerde ücretsiz olarak sunulan kablosuz bağlantıları kullanarak online alışveriş yapmamaya özen gösterin. Bu tür ağlarda olabilecek güvenlik açıklarından dolayı bilgileriniz siber saldırganların eline geçebilir. Online alışverişlerinizde mümkün olduğunca mobil internetinizi kullanın ya da VPN üzerinden bağlantı kurun. Bilgisayarınızdan alışveriş yapıyorsanız telefonunuzun internetini paylaşıma açarak internete bağlanın ya da yine VPN kullanın.
  • Çok faktörlü kimlik doğrulama kullanın – Alışveriş yaptığınız e-ticaret siteleri çok faktörlü kimlik doğrulamasını destekliyorsa doğrulama yöntemlerini mutlaka kullanın. Çok faktörlü kimlik doğrulaması ekstra güvenlik katmanı sağlayarak güvende kalmanızı sağlar.
  • Sahte uygulamalara ve web sitelerine dikkat edin – Siber saldırganların en çok kullandıkları yöntemlerden biri gerçek online alışveriş sitelerini ve uygulamalarını taklit ederek kullanıcıları kandırmak. İlk bakışta gerçeğinden ayrılmayacak kadar iyi kopyalar olan bu siteler ve uygulamalar şimdiye kadar birçok kullanıcının kanmasına neden oldu. Bu sebeple web sitelerine URL adresini doğrudan adres satırına yazarak girmeye özen gösterin. Girdiğiniz web sitesinin URL adresini dikkatli bir şekilde kontrol edin. Google Play ve Apple App Store harici yerlerden uygulama yüklememeye çalışın.
  • Kredi kartı ekstrelerinizi ve banka hesaplarınızı kontrol edin – Online alışverişlerinizi mümkün olduğunca sanal kredi kartı kullanarak yapmaya çalışın. Kredi kartınızı alışverişlerinizde kullanıyorsanız bir başkasının eline geçme ihtimaline karşı dönem içi alışverişlerinizi ve kredi kartı ekstrelerinizi kontrol edin. Size ait olmayan bir harcama varsa hemen bankanızla iletişime geçin.
  • Verdiğiniz bilgilere çok dikkat edin – Hiçbir online alışveriş sitesi ya da banka sizden şifreniz ya da annenizin evlenmeden önceki soyadı gibi özel bilgileri ne telefonda ne de alışveriş yaparken sormaz. Gereğinden fazla bilgi soruluyorsa bir sorun olabileceğini düşünerek bu özel soruları cevaplamayın ve alışverişinizi sonlandırın.
  • Güvenlik çözümlerini eksik etmeyin – Akıllı telefonunuz, tabletiniz ve bilgisayarınızda güvenilir bir güvenlik yazılımı olduğundan ve güncellemelerinin yapıldığından emin olun. İşletim sistemi ile ilgili güncellemelerin kapalı olmadığını ve sisteminizin güncel olduğunu kontrol edin. Bu tür güvenlik açıkları siber korsanların en çok sevdiği şeylerden biridir. Yeni güvenlik çözümleri sadece virüslere karşı değil aynı zamanda fidye yazılımları ve keylogger gibi kötü niyetli yazılımlara karşı da koruma sağlıyor. Bu yüzden kullandığınız güvenlik yazılımının bu tür bir koruma sağladığından emin olun.

Bu önerileri göz önünde bulundurarak sevdikleriniz ve kendiniz için yılbaşında alışveriş yaparken siber dolandırıcıların kurbanı olmayın.

Tehlikeli Madde Lojistiği

Tüm dünyada olduğu gibi, Ülkemizde de tehlikeli madde diye sınıflandırılan ürünlerimiz mevcut.

Gelin görün ki kâğıt üzerinden sınıflandırdığımız bu ürünlerin reelde sevkiyatlarını yapmayı beceremiyoruz. Lojistik diye atılan ana başlığın altına birden fazla alt başlık ekleyerek taşıma konusunda ihtisaslaşmış sektörün alt dallarını oluşturmak mümkünken biz sınıfta kalmaya devam ediyoruz.

Gerçi ülkemizde lojistik başlı başına bir sorun, ürün sevkiyatlarının takibi yapılamıyor, devlet bu sektör üzerinden yeterli vergi alamıyor, aynı yerde depolanmaması gereken ürünler aynı araç içerisinde alt alta, üst üste taşınıyor, tonaj ve gabari için yeterli kontrol yapılamadığı için ölümcül kazalar meydana geliyor, yollar zarar görüyor ve ülke ekonomisini olumsuz yönde etkiliyor.

En önemlisi ise kayıt dışı ve fazla mesai ile çalıştırılan sektör işçilerinin yaşadıklarından kimsenin haberdar olmaması.

Peki; bu çokta umurumuzda mı? Elbette hayır, en ucuz teklifi veren ürünleri taşır düşüncesi ile geldiğimiz nokta maalesef Lojistik sektörünü iflasın eşiğine getirmiş durumda. Ürünlerin yolcu otobüslerinin bagajlarında taşınmasından tutunda, firmaların pazarlamacılarının yaptığı teslimata kadar onlarca kontrolü imkânsız süreçler ile her gün hayatlarımız tehlikeye atılıyor.

Gelelim Dünya üzerindeki Lojistik pastasından bize düşen dilimin büyüklüğüne;

Ülkemizin coğrafi konumuna bakıldığında, Lojistik denildiğinde ilk akla gelen ülkenin Türkiye olması gerekmez miydi?

Bu topraklar için, yıllarca neden kan dökülüp, insanlar ayrıştırılmış?

Milyonlarca gencimize istihdam sağlamamız ve ülke ekonomisine büyük katkılar sağlayacak bir sektör neden üvey evlat muamelesi görüyor?

*Türkiye’de her gün kaç Ton/Ds ürün taşınıyor?

*Taşınan ürünlerin sınıflandırılması yapılıyor mu?

*En çok hangi Lokasyonlar kullanılıyor?

*Kullanılan yakıt yapılan km ile eleştiriliyor mu?

*Araçlar trafikte kaç saat yol alıyor, Şoförler hangi sıklık ile kontrol ediliyor?

*Şoförler için yollarda yeterince dinlenme, barınma sahaları mevcut mu?

*İrsaliye/Fatura kontrolleri yeterli düzeyde değilken, e irsaliye ile nasıl kontrol yapılacak?

*Sektör içinde Kalifiye personel yetiştirilmesi için neler yapılıyor?

*Olası Doğal afetler için, senaryolara Lojistik içindeki uzmanlar dahil ediliyor mu?

*Kara yollarımızı kullanarak transit geçiş sağlayan araçlar hangi ölçüde kontrol ediliyor?

*Lojistik deyince aklınıza ne geliyor?

Sorular uzayıp gidiyor, Sektör içinde kanayan bir yara var ve Şoförden, Forklift operatörüne, Yöneticiden, Ellecleme yapan personele kadar binlerce insan bu sektörden öyle ya da böyle nemalanıyor, Var olabilmemiz için üretim yapmamız şart bunu hepimiz biliyoruz, Pe ki; coğrafi konumumuzu kullanarak dünya üzerinde ilk akla gelen ülke olamaz mıyız?

Acilen Devletimizin konuya el atması gerekiyor, kim bilir belki de kangrene dönmüş bir sektör, Ülkenin geleceğine yön verebilir.

Aslında Lojistiğin diğer ismi Yaşama Yön vermek değil midir?

Bir sonraki konumuz tehlikeli maddelerin ambalajlarının imha şekli, inanın bu konu sevkiyattan daha önemli ve hayati tehlike arz ediyor.

Kayıt Formu

Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.