İnşaat Sektöründe Hedef 80 Milyon Değil 8 Milyar Olmalı

Türkiye’nin inşaat üretiminde Çin’le birlikte dünyada lider konumda bulunduğuna dikkat çeken Torkam İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Dereli, sektördeki firmalara dünyaya açılma çağrısında bulundu. “Böylece elbirliği ile ülkemizi inşaat sektöründe açık ara dünya liderliğine taşıyabiliriz” diye konuşan Dereli, yurtdışında geniş bir coğrafyada konut açığı bulunduğunu ve ilk etapta 1 trilyon dolarlık bir pazara ulaşılabileceğini belirtti. Torkam İnşaat’ın halen Cezayir’de büyüklüğü 250 milyon dolara ulaşan 6 bin konut inşa ettiğini söyleyen Dereli, şirket olarak 2023 yılı iş hacmi hedeflerinin 15 milyar TL olduğunu da sözlerine ekledi.

Torkam İnşaat’ın son dönemdeki faaliyetlerine ilişkin bilgi veren Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Dereli, öncelikli hedeflerinin nitelikli konut projelerini Anadolu’ya ve yurtdışına taşımak olduğunu söyledi. Yurtiçindeki çalışmalarının TOKİ ve Emlak Konut gibi kamu kurumları ile gelir paylaşım modeline dayalı projeler çerçevesinde şekillendiğini ifade eden Dereli, yurtdışında ise Cezayir, Bulgaristan ve Türkmenistan’da gerçekleştirdikleri konut projelerinin benzerlerini farklı ülkelere de taşımayı amaçladıklarını belirtti.

Güney Amerika’dan Ortadoğu ve Afrika’ya uzanan geniş bir coğrafyada sayısız ülkede inşaat sektörü için çok büyük fırsatlar bulunduğuna dikkat çeken Dereli, “Bu bölgelerde çok ciddi bir konut açığı var. Şu an ilk etapta 10 milyon adet ve 1 trilyon dolarlık bir pazardan söz etmek mümkün. Türkiye, inşaat üretiminde Çin’le birlikte dünyada lider konumda bulunuyor. Kaliteye verdiğimiz önem, özenli, hızlı ve pratik çalışma modeli ile birleşince, ülkemizin bu alandaki farkı da açıkça ortaya çıkıyor. Torkam İnşaat olarak, ‘80 milyon değil, 8 milyar için kolları sıvamak gerek’ sloganından hareketle, Türk inşaat şirketlerine dünyaya açılma çağrısında bulunuyoruz. Böylece elbirliği ile ülkemizi inşaat sektöründe açık ara dünya liderliğine taşıyabiliriz. Japonya’nın elektronikte, Almanya’nın sanayide, ABD’nin teknolojide gösterdiği başarıların bir benzerini inşaat sektöründe gösterebilecek güçteyiz” dedi.

“Emlak katılım bankası sektörü büyütür”

Sektörün güncel durumuna ilişkin görüşlerini paylaşan Mahmut Dereli, “Türkiye ekonomisinin büyümesiyle birlikte gelişmeye devam eden inşaat sektörü, çeyrek dilimlerde zaman zaman düşüş kaydetse bile 2018 yılı genelinde olumlu bir tablo sergileyecektir. İnşaat sektörünün büyürken sadece kendisini büyütmediğini, 230’dan fazla sektörü de desteklediğini unutmadan, sektörün geneline hitap edecek, uzmanlaşmış, gerek bankacılık faaliyetleri gerçekleştirecek gerekse ikincil piyasalara ürün ihraç edecek bir emlak katılım bankası kurulması yönünde önerimiz var. Bugün mevcut bankacılık sistemi içerisinde, inşaat ve gayrimenkul sektörü Türkiye’nin lokomotif sektörü konumunda bulunmasına ve çok ciddi bir pazar büyüklüğüne sahip olmasına rağmen, bazı bankaların sektöre hizmet vermekte başarılı olamadığını görüyoruz. Katılım bankalarının çalışma şekli, sektördeki firmaların çalışma biçimlerine biraz daha yakın ve yatkın olduğu için, ana gayesi sektöre hizmet sunmak olan bir katılım bankası sektöre daha da ivme kazandıracaktır” diye konuştu.

10 yıllık hedefi 6 yılda yakaladı

Mahmut Dereli, sektördeki deneyiminin 25 yıla yaklaştığını kaydederek, “İstikrarlı bir büyüme gösteren ve bugüne dek 1 milyon metrekareyi aşkın inşaat alanı üzerinde, 10 binden fazla konut ve rezidansın yanı sıra AVM, çarşı ve otel inşa eden şirketlerimiz, ‘2020 yılına kadar 1 milyar dolar iş hacmi’ hedefini 2017 yılında gerçekleştirmeyi başardı. Hedeflerimizi belirlenen sürelerden daha kısa sürelerde gerçekleştirmemiz, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutlayacağımız 2023 yılı için, iş hacmi hedeflerimizi 15 milyar TL olarak revize etmemizi sağladı. Yurtiçi ve yurtdışında imza atacağımız çalışmalarla bu hedefi yakalayacağımıza inanıyoruz” dedi.

Cezayir’de 6 bin konut yapıyor

Yurtiçindeki projelerinde kendileri için en önemli hususun lokasyon olduğunu belirten Dereli, “Şu an Türkiye’de üzerinde önemle durduğumuz iki projemiz var. Bunlardan biri Konya’nın merkezindeki Temaşehir Konya projesi. Bir diğeri ise başlamaya hazırlandığımız ve çok yakında detaylarını açıklayacağımız Torkam E5 projesi. Torkam E5 projemiz Florya – Sefaköy aksında, İstanbul’un merkezinde konumlanıyor. Ancak yurtdışında da bize büyük heyecan veren çalışmalarımız var. Şu an yurtdışı odağımızda farklı ülkeler bulunuyor. Komşu ülkelerde çok başarılı projeler gerçekleştiren Türk şirketleri var. Biz de uzak ülkelerde benzer çalışmalar gerçekleştirmek istiyoruz. Örneğin halen Cezayir’de Konut Bakanlığı için toplam tutarı 250 milyon dolar olan 6 bin konut inşa ediyoruz. Cezayir özelindeki hedefimiz, alınan işlerin toplam miktarını 5 yıl içinde 1 milyar dolara çıkarmak” ifadelerini kullandı.

“Kentsel dönüşümde rant ekseninden uzaklaşılmalı”

Torkam İnşaat’ın kentsel dönüşüm projeleri içinde yer almadığını hatırlatan Dereli, “Ancak kentsel dönüşüm konusunu gayrimenkul sektörünün büyümesinden ve yaşadığı sorunlardan bağımsız değerlendirmek mümkün değil. Kentsel dönüşüm dediğimizde, yüzde 60’ı İstanbul’da olan 100 milyar dolarlık bir pazardan söz ediyoruz” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugüne kadar kentsel dönüşüm başlığında yeteri kadar ilerleme sağlanamadı. Bunun başlıca sebebi, sistemin bir türlü tam olarak oturtulamamasıydı. Bununla birlikte, Fikirtepe’de ilgili bakanlığın devreye girmesi gibi, büyük kamu oyuncularının aktif rol oynamaya başlaması, ilerleme sağlanmasına yardımcı oldu. Kentsel dönüşüm sürecinde, vatandaşla yatırımcının ya da müteahhitin karşı karşıya gelmesi şeklinde değil, TOKİ ve KİPTAŞ gibi kamu kurumlarının devreye girerek etki alanını genişletmeleri gerekiyor. Esenler’de, Zeytinburnu’nda olduğu gibi, dönüşüm toplu bir şekilde yapılırsa daha etkili olur. Kamu kurumlarının organize edici bir konuma gelmesi ile konunun rantsal dönüşüm ekseninden uzaklaşması ve gerçek amacına ulaşması sağlanabilir.”

Bakan Özlü Otomotivcileri Filyos’ta Yatırıma Çağırdı

İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından düzenlenen “Otomotiv Çalıştayı”nda konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, yerli otomobille ilgili bilgi verdi ve yer, yatırım miktarı ve yaratılacak istihdamın bir buçuk yıl içerisinde netleşeceğini söyledi. Bakan Özlü, çalıştaya katılan otomotiv sanayicilerini Filyos Endüstri Bölgesi’nde yatırım yapmaya çağırdı.

Çalıştayın açılış konuşmasın yapan İSO Başkanı Bahçıvan ara malı ithalatında da otomotivin önde gelen sektörlerden biri olduğuna dikkat çekti ve “Cari açığı azaltmak ve sanayide daha fazla katma değer üretmek için ara malı ithalatının azaltılması gerekiyor” dedi.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından Türkiye ekonomisinin temel sorunlarından cari açığın düşürülmesi ve katma değerin artırılmasına katkı sağlamak amacıyla düzenlenen “Otomotiv Çalıştayı”, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem’in katılımı ile gerçekleştirildi. Odakule binasında düzenlenen çalıştayda Türkiye ihracatının lider sektörü otomotivde yerli ara malı üretiminin geliştirilmesi ve bu yönde yatırımların artırılması konuları görüşüldü.

Çalıştayın açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, otomotiv sektörünün yüksek üretim performansının gıptayla bakılan başarı hikayeleri sergilediğini, bu noktaya da zorluklar karşısında yılmayan kararlı çabalarla ulaşıldığını söyledi.

1960’lı yıllarda otomotiv sektörünün temellerinin yüzde 100 iç piyasaya odaklı atıldığını ancak o yıllarda otomotiv sanayinin neredeyse yüzde 100’ünün ithalata dayandığını vurgulayan Bahçıvan, “Bugün otomotiv sektörü, Türkiye ihracatının yüzde 12’den fazlasını yapan lokomotif bir sektör konumunda. Bu durum, Türk sanayicisinin hangi koşullarda neler yapabileceğinin açık bir göstergesidir” dedi.

“Ara malı ithalatını azaltmalıyız”

Türkiye’nin bazı modellerde dünyadaki tek üretim ve ihracat üssü olarak belirlenmesini sağlayan otomotiv devlerinin Türkiye’nin geleceğine yönelik güvenlerinin eksilmeden devam ettiğini ifade eden Bahçıvan, “Ne yazık ki ara malı ithalatında otomotiv sektörü, önde gelen sektörlerden biri. Cari açığı azaltmak istiyorsak, sanayide daha fazla katma değer üretmeyi hedefliyorsak, ara malı ithalatının azaltılmasına öncülük etmek zorundayız. Bu konuda en büyük görev otomotiv sanayicilerine düşüyor. Daha fazla Ar-Ge çalışması yapmalıyız. Kaliteli istihdam için eğitime daha fazla kaynak ayırmalıyız” diye konuştu.

Filyos Endüstri Bölgesi tam otomotivcilere göre

‘Otomotiv Çalıştayı’nın açılışında konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, yerli otomobil çalışmaları hakkında sorulan bir soruya, yer, yatırım miktarı ve yaratılacak istihdam konularının bir buçuk yıl içinde netleşeceğini söyledi.

Otomotivde küresel oyuncu olma hedefinin önemli adımlarından birinin de kuşkusuz yerli marka otomobil projesi olduğuna değinen Özlü, “Türkiye’de üretim yapan Türkiye’de istihdam oluşturan ve Türkiye ekonomisine katkı sağlayan her üretim bandı bizim için yerlidir. Sizlerin de gayretleri sonucunda otomotiv de kat ettiğimiz mesafe bizim için motivasyon sebebidir. Türkiye de üreten Türkiye’de üretilen her girişimcinin başımızın üzerinde yeri vardır. Ayrıca Batı Karadeniz Bölgesi’ndeki Filyos’ta bir sanayi alanı inşa etmeyi planlıyoruz. Burayı sizlerin ilgisine sunuyor ve yatırım alanı olarak düşünmenizi öneriyorum” diye konuştu.

Ege Maden İhracatçıları Birliği, Marble Fuarı’na 12 ülkeden 40 ithalatçı getiriyor

Ege Maden İhracatçıları Birliği, Ekonomi Bakanlığı ile işbirliğinde İZFAŞ tarafından düzenlenecek olan Marble 2018 – 24. Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’na yönelik olarak bir Alım Heyeti programı düzenliyor. Alım Heyeti organizasyonuna 12 ülkeden 40 ithalatçı firma katılıyor. Organizasyonda 500’den fazla ikili iş görüşmesi planlanıyor.

Ege İhracatçı Birlikleri verilerine göre; Marble Alım Heyeti Organizasyonu’na katılacak olan 12 ülkeye Türkiye’nin doğaltaş ihracatı, 2018 yılının Ocak – Şubat döneminde,2017 yılının Ocak – Şubat dönemine göre yüzde 4’lük artışla 129 milyon 567 bin dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’nin toplam doğaltaş ihracatının yüzde 48’i bu 12 ülkeye yapıldı.

Marble Fuarı’nın dünyanın en büyük üç fuarı arasında yer aldığının altını çizen Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, “Marble Fuarı tüm dünyada dört gözle açılması beklenen, sektörle ilgili herkesin ziyaret etmek için programına aldığı bir fuar. 12 ülkeden gelecek olan 40 ithalatçı dışında kendi olanaklarıyla birçok ülkeden doğaltaş ithalatçıları Marble Fuarı’nda olacak” diye konuştu.

Marble Fuarı’nın İzmir kentine 100 milyon dolarlık katma değer sağladığına işaret eden EMİB Başkanı Kaya şöyle devam etti: “Marble Fuarı doğaltaş sektörü için bir bayram coşkusuna yol açmasının ötesinde, İzmir’de hemen hemen her sektöre katma değer sağlayan bir fuar konumunda. Marble Fuarı’nın ihracatımıza sağlayacağı itici güçle 2018 yılı sonunda Türk doğaltaş sektörü olarak 2.5 milyar dolar ihracat hedefine kolaylıkla ulaşacağımıza inanıyoruz.”

Türkiye’nin dünya doğaltaş rezervlerinin üçte birine sahip olduğu bilgisini veren Kaya; “Dünya doğaltaş sektöründe dış ticaret hacmi 20 milyar dolar seviyesinde. Türkiye’nin doğaltaş ihracatı ise 2 milyar dolar. Biz bu pazardan yüzde 10 pay alabiliyoruz. URGE Projesi, Tasarım Yarışması ve Fuarlardaki tanıtımlarımızla işlenmiş ürün ihracatına yoğunlaşarak dünya doğaltaş ticaretinden rezervlerimiz oranında yüzde 30 pay almak için çabalıyoruz. Bu projelerimizdeki başarımız arttıkça hedeflediğimiz yüzde 25 ihracat artışının da üzerine çıkmamız mümkün hale gelecek” şeklinde konuştu.

URGE Projesi meyvelerini vermeye başladı

Ege Maden İhracatçıları Birliği tarafından yürütülen “İşlenmiş Doğaltaş Sektöründe Tasarım Odaklı İhracatın Geliştirilmesi” isimli URGE Projesi meyvelerini vermeye başladı.

23-27 Ocak 2018 tarihleri arasında URGE Projesi kapsamında İngiltere’ye yönelik gerçekleştirilen ve Mimarlık Ofislerine Türk doğaltaş taşının tanıtıldığı “Sektörel Ticaret Heyeti” sonrasında İngiltere’den 17 mimarlık ofisi Marble Fuarı’na katılma kararı aldı.

Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, İngiliz mimarlık ofislerinin İzmir Marble Fuarı’nı ziyaret etmelerinin çok önemli olduğunu, bu temasların meyvesini ihracat olarak toparlayacaklarına inandıklarını sözlerine ekledi.

Gelecek Turizmde TravelExpo Fuarı’nda

bty

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Anadolu Efes ortaklığıyla yürütülen Gelecek Turizmde standı TravelExpo Ankara Turizm Fuarı katılımcılarının ilgi odaklarından biri oldu. Gelecek Turizmde ev sahipliğinde ve Boğaziçi Üniversitesi Sürdürülebilir Turizm Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Burçin Hatipoğlu moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Sürdürülebilir Turizm Modelleri” başlıklı panele T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım İşletmeler Genel Müdürlüğü Grup Sorumlusu Beril Yamaner, UNDP Türkiye Yerel Sosyo-ekonomik Kalkınma Sektör Yöneticisi Bülent Açıkgöz ve Anadolu Efes Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Simge Balaban konuşmacı olarak katıldı.

Her yıl, üç sürdürülebilir turizm fikrine fon desteğinin yanı sıra; eğitim, planlama, teknik destek, iletişim ve danışmanlık desteği veren Gelecek Turizmde’nin ortakları;ülkemiz için sürdürülebilir turizmin önemini hem politika oluşturma, hem ortaklık geliştirme, hem de yerel sosyo-ekonomik gelişmeye katkı bağlamında ele aldı.

Panelde, Gelecek Turizmde’nin kamu-özel sektör -uluslararası kuruluş işbirliği içerisinde sürdürülebilir turizm modelleri yarattığı üzerinde duruldu. Ayrıca; desteklenen projelerle turizmin toplum ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin en aza indirilmeye, turizmin yerel ekonomiye, doğal ve kültürel mirasın korunmasına, ev sahipleri ile ziyaretçilerin yaşam kalitelerini artırmaya katkı sağladığı belirtildi.

Tekstilciler, Yatırım Teşvik Müjdesine Karşılık 12 milyar Dolar İhracat Sözü Verdi

İTHİB İhracat liderleri ödül töreninde Bakan Zeybekçi tekstil ve hazır giyim sektörüne yatırım teşvik kapsamına alınacakları müjdesini açıkladı. İTHİB Başkanı İsmail Gülle ise 2017 yılında 10 milyar dolar ihracat yaptıklarını hatırlatarak, salondaki sektör temsilcileri ile birlikte, 2018 yılında 12 milyar dolar ihracatı aşacakları sözünü verdi

İş dünyasının kanaat önderleri, dernek, sektör ve ihracatçı birlik başkanlarının katılarak destek verdikleri geceye, tekstil sektör temsilcileri de yoğun ilgi gösterdi

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) 2017 yılında en çok ihracat yapan üyelerini ödüllendirdi. Geceye katılan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, tekstilcilere önemli bir müjde verdi. Bakan Zeybekci’nin tekstil ve hazır giyim sektörünün de yatırım teşvik kapsamına alınacağını açıklamasının ardından, İTHİB Başkanı İsmail Gülle’de salonda bulunan sektör temsilcileri ile birlikte 2018 yılında 12 milyar dolar ihracat sözü verdi.

Sektörün yoğun ilgi gösterdiği gecede ihracat performansı ile ilk sırayı AKSA Akrilik A.Ş. alırken, en fazla ülkeye ihracat yapan firma Kadifeteks, en çok katma değer üreten Roja Brode Sanayi ve ihracatını en fazla artıran S3 İplik Sanayi ise özel ödül aldılar.

Gecenin açış konuşmasını yapan İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle, başarılı olanları ödüllendirmenin istikrar için de önemli olduğuna dikkat çekerek, “İhracatçı Birlikleri olarak yani siz ihracatçıların sesi olarak, şunu çok büyük bir açık yüreklilikle söylemeliyim ki; iş dünyasının, siyasetin ve bürokrasinin bu kadar başarılı olarak bir arada çalıştığı başka bir örnek yoktur. Bugün nasıl ki Afrin’de, Kuzey Irak’ta, Somali’de, Afganistan’da dünyanın dört bir yanında Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için canı pahasına görev yapan kahraman Mehmetçiğe ve şanlı ordumuza ülkemizin bekasını borçluysak, büyümeyi, istihdamı, katma değeri ve nihayetinde refahı da ihracata, ihracatçılara borçluyuz. Ekonomi Bakanımıza ihracatçılarımıza sağladıkları Yeşil pasaport, KGF Teminatları, Eximbank Kredileri, Sadeleştirilmiş Devlet Yardımları, Türkiye Tanıtım Grubu çalışmaları ve ihracatçıya sağladığı diğer tüm destekler için bir kez daha şükranlarımızı sunuyorum” dedi.

Tekstil sektörünü bekleyen çok büyük fırsatlar var.

Dünya’nın en büyük 7., AB’nin en büyük 2. Tedarikçisi Türk tekstil sektörünü dünyanın dört bir yanında bekleyen çok büyük fırsatlar olduğuna dikkat çeken İsmail Gülle, “Sayın Bakanımız ve Sayın Cumhurbaşkanımız ile katıldığımız seyahatlerimizde bunu çok net gördüm. Hemen yanı başımızda Afrika gibi Türkiye’ye çok büyük sevgi ve muhabbet besleyen dev bir pazar var. Biz de bu pazarları size açmak, ihracat artışı yakalamak için anlaşmalar yapıyor, girişimlerde bulunuyoruz. Ancak ihracatçının işi bitmez, ihracata destek verenlerin de işi bitmez. Hükümetimizle birlikte gece gündüz çalışarak geçmişte olduğu gibi her türlü engeli aştık. Birlikte aşmaya da devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan 2000’li yılların başında TİM’i ziyarete geldiğinde ‘Türkiye’yi yürüyerek, koşarak değil sıçraya sıçraya büyüteceğiz’ demişti. Evet, hedefleri büyük koymazsak attığımız adımlar küçük olur. Bizim küçük adımlarla devam etme lüksümüz yok. Sektörümüz 2017 yılında 10 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Buradan söz veriyoruz. 2018 yılında ihracatımızı 12 milyar dolara çıkaracağız” diye konuştu.

Tekstil ve hammaddeleri sektörü 1 Dakikada 74 bin dolar ihracat yaptı.

Tekstil sektörünün Türkiye’de bitmeyeceğine işaret eden İTHİB Başkanı Gülle sözlerini şöyle tamamladı.

“Bu sektör 2017 yılının her bir dakikasında 74 bin dolar ihracat yaptı. Türkiye dakika başına 1 milyon 150 bin dolar ihracat yapmayı başarmış bir ülke. 7/24 kesintisiz ihracat yapabilen bir ülke olabilir, sanayi 4.0’ı uluslararası pazarlarda ihracat 4.0 ile geliştirebilirsek, en nihayetinde hepimizin gönlünde yatan aslan olan “dış ticaret fazlası veren Türkiye’ye” ulaşacağız. Bugün Afrin’de, Kuzey Irak’ta, Somali’de, Afganistan’da dünyanın dört bir yanında Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için canı pahasına görev yapan kahraman Mehmetçiğe ve nihayetinde varlık sebebimiz olan Türkiye Cumhuriyeti’ne ve milletine şükranlarımızı sunarız”

Tekstil ve hazır giyim sektörü de yatırım teşvik kapsamına alınacak

Türkiye’nin kalkınması için ihracatın önemine dikkati çeken Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, geçmişte ihracat seferberliği kapsamında ilk adımı atanın ise tekstil sektörü olduğunu hatırlatarak, “Türkiye’de tekstilin sonu asla ve asla gelmeyecek. Türkiye tekstilde farklı boyutlara geçerek devam edecek” dedi. Bakan Zeybekci, ticaret alışkanlıklarından ihracata kadar çok şeyin değiştiğini ifade ederek, hızlanarak gelen e-ticaret dalgasına dikkati çekti.

“Her yıl elektronik ticaret bir önceki yıla göre kendi içinde yüzde 15-16 oranında artıyor. Yaklaşık 5 sene sonra dünya ihracatının yaklaşık yüzde 40’ı e-ihracat haline dönüşecek.” diyen Zeybekci, bu değişimi gösterebilen ihracatçılar içinde tekstilin ilk sıralarda geleceğini, önce değişimi başaranların başarılı olacağını söyledi.

2018 yılında ihracat iki haneli büyüyecek”

Türkiye’nin büyümesinin bu yıl da 2017 yılı gibi güçlü olacağına işaret eden Bakan Zeybekci, 2018 yılında ihracatın iki haneli büyüyeceğini vurguladı. Kendilerine başvurmuş ve sonuçlanmış 125 milyar liranın üzerinde yatırım teşvik belgesinin yatırımcılara verileceğini açıklayan Zeybekci, “2018 ve 2019’da 7-8 sektörde 20’nin üzerinde firma 125 milyar liralık yatırım yapacak. Bu yatırımın en çok cari açık verilen alanlarda yapılacak. Öte yandan sizlere bir müjde vereyim. Tekstil ve hazır giyim sektörü de yatırım teşvik kapsamına alınacak. ” diye konuştu.

Tekstilin ihracat lideri AKSA Akrilik oldu

Açılış konuşmalarının ardından 2017 yılında tekstil ve hammaddeleri sektöründe en başarılı ihracatçı firmaların ödülleri verildi. Gecede 36 firmaya Platin Plaket, 58 firmaya Altın plaket, 3 firma da özel ödül aldı. İhracat performansı açısından ilk sırayı AKSA Akrilik Kimya Sanayi alırken, onu sırasıyla AK-PA Tekstil İhracat Pazarlama AŞ, KORDSA Teknik Tekstil A.Ş., Zorlu Dış Ticaret A.Ş. ve Zorluteks Tekstil Ticaret ve Sanayi A.Ş. takip etti. En fazla ülkeye ihracat yapan firma ödülünü Kadifeteks, en yüksek katma değer üreten firma ödülünü Roja Brode Sanayi, ve ihracatını en fazla artıran firma ödülünü ise S3 İplik Sanayi aldı.

İş dünyası kanaat önderleri geceye katılarak destek verdiler

Gecede firmaların ödüllerini Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve İTHİB Başkanı İsmail Gülle ile birlikte, AK Parti Milletvekilleri Şaban Dişli, ve Osman Boyraz, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, DEİK Başkanı Nail Olpak, TÜMSİAD Genel Başkanı Yaşar Doğan, ASKON Başkanı Hasan Ali Cesur MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan, Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım, Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, ATHİB Başkanı Zeki Kıvanç, TOBB Tekstil Sektör Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık, ÇİB Başkanı Namık Ekinci, İKMİB Başkanı Murat Akyüz verdiler.

Şubat’ta İkinci El ve İpotekli Konuttaki Keskin Düşüşte Konjonktür Farkına Dikkat!

Şubat’ta, 2017 yılının aynı dönemine göre kıyasla hem satılık daire arama oranı hem de toplam satışlarda düşüş yaşandı. TÜİK’in bugün açıkladığı Şubat verisine göre toplam satışlar bir önceki yılın aynı dönemine göre % 5,4 azalarak 95.953 adet olurken, ikinci eldeki % 7,1’lik düşüş oranı sıfır konuttaki düşüşü ikiye katladı;ipotekli satışlar ise % 27,8 ile 2016’dan bu yana en yüksek düşüş oranını gördü.

TÜİK verilerini yorumlayan Emlakjet Genel Müdürü Moral, “Geçen yıl Şubat ayında ağırlıklı olarak sıfır konutta ilk kez 240 ay vadeli kampanyalar başlamış ve faizler aylık % 0,75’e kadar inmişti. Geçen yıl Şubat ayı verileri ile bu verileri kıyasaladığımızda çok uygun vade ve faiz oranları gündeme geldiğinde alıcıların uygun taksitlerle sıfır konuta yönelme eğilimini görüyoruz. Sıfır konutta verilerin TÜİK satışlarına gecikmeli yansıdığını da unutmayalım” dedi.

Emlakjet verilerine göre, satılık daire arama oranı Şubat ayında, geçen yılın aynı ayına göre, % 9 azaldı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) bugün açıkladığı Şubat verisine göre ise toplam satışlar bir önceki yılın aynı dönemine göre % 5,4 azalarak 95.953 adet oldu. İkinci eldeki % 7,1’lik düşüş oranının, sıfır konuttaki düşüşü ikiye katladığı dikkat çekerken, ipotekli satışlar % 27,8 ile 2016’dan bu yana en yüksek düşüş oranını gördü.

Verileri değerlendiren Emlakjet Genel Müdürü Moral Kunter, “Mevsimsel faktörlerin yanı sıra, 2017 ile bu yılın dönemsel dinamikleri arasındaki en belirgin farkı Şubat ayında gördük. Geçen yıl Şubat ayında ağırlıklı olarak sıfır konutta ilk kez 240 ay vadeli kampanyalar başlamıştı. Faizler aylık % 0,75’e kadar inmişti. İkinci el konutta fiyat avantajı öne çıksa da veriler, çok uygun vade ve faiz oranları gündeme geldiğinde alıcıların uygun taksitlerle sıfır konuta yönelme eğilimini yansıtıyor. Sıfır konutta verilerin TÜİK satışlarına gecikmeli yansıdığını da unutmayalım” dedi

Daire arama oranında düşüş yaşandı

Emlakjet verilerine göre, Şubat ayında satılık daire arama oranı geçen yılın Şubat ayına göre % 9 azaldı. Bugün açıklanan TÜİK Şubat verileri ise Türkiye genelinde konut satışlarının bir önceki yılın aynı ayına göre % 5,4 oranında azalarak 95.953 olduğunu gösterdi. İpotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre % 27,8 oranında düşerek % 29,1 pay ile 27.916 oldu.Türkiye genelinde ilk defa satılan konut sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre % 3,3 azalarak 43.713’e (payı % 45,6), ikinci el konut satışları ise bir önceki yılın aynı ayına göre % 7,1 azalarak 52.240’a geriledi (payı 54,4).

Şubat verilerinde satış trendinde mevsimsellikten kaynaklanan düşüşün yanı sıra geçen yıl ile aradaki dönemsel farklara değinen Emlakjet Genel Müdürü Gizem Moral Kunter, verileri şöyle değerlendirdi:

Sıfır konuttaki düşüş, neden ikinci eldeki düşüşün gerisinde çıktı?

Bu yıl firma bazlı kampanyaların olduğu ancak ‘güçbirliği’ adı altında agresif bir kampanya atağının olmadığı, vergi teşviklerinin kalktığı bir Şubat ayındayız. Sektör yüksek faiz ve mevsimsellik etkisini daha belirgin bir farkla yaşıyor. Çünkü 1 Şubat- 31 Mart 2017 tarihleri arasında Emlak Konut GYO, KONUTDER ve GYODER işbirliğiyle sektörde ilk kez ‘240 ay vadeli’ konut kampanyalarıyla konut kredisi faizinin kamu bankaları önderliğinde aylık % 0.75-0.85 bandına kadar düştüğü çok farklı bir dönemi yaşadık. Devletin KDV’ye indirim teşviği de verdiği o dönemde, Emlakjet verilerine göre, satılık daire arama oranı Şubat 2016’ya göre yüzde 58, Ocak 2017’ye ise yüzde 15 yükselerek adeta rekor kırmıştı.

Bu yıla baktığımızda, ikinci eldeki % 7,1’lik düşüş oranı, sıfır konuttaki düşüşü ikiye katlamasıyla dikkat çekerken, ipotekli satışlar % 27,8 ile 2016’dan bu yana en yüksek düşüş oranını gördü. Bu veriler, ikinci el konutta fiyat avantajı öne çıksa da, çok uygun vade ve faiz oranları gündeme geldiğinde alıcıların sıfır konuta yönelme eğilimini yansıtıyor. Fakat bununla birlikte geçen yıl kampanya dönemindeki sıfır konut satışlarının da TÜİK verilerine gecikmeli yansıdığını ve bunun da sıfır konuttaki düşüş oranının ikinci ele göre daha az olmasına etki ettiğini de unutmayalım. Fiyat hâlâ önemli bir kriter ancak, çok uygun imkânlar yaratıldığında ‘aylık taksitlerin’ düşük olması bir adım öne geçerek alıcılara esneklik yaratıyor ve sıfır konuta olan ilgiyi kısmen daha yükseltebiliyor.

Arzın yönü ‘oturmaya yönelen kitleye’ kayacak

Kunter, değerlendirmesine şöyle devam etti: “Mevsimselliğin yanı sıra genel ekonomideki belirsizlik, yüksek faiz ortamı, inşaat maliyetlerinin yükselmesi, artış oranı enflasyonun altında da olsa orta gelirli için yüksek seyreden fiyatlar, satışlarda kısmi bir durgunluk olmasının nedenleri. Ancak, bugün genç ve artan nüfus, demografik değişimler ve kentsel dönüşümden kaynaklanan yenilenme ihtiyacının yanı sıra inşaatın ekonominin büyümesindeki en önemli dinamo olması, sektörün uzun süreli bir duraklamaya girmesinin önündeki en önemli engeller. Sektör, dönemsel durgunluk sona erdiğinde, Mart ve bahar döneminde satışların canlanmaya başlamasını bekliyor. Ancak, giderek arz ve talep dengesinin dinamiği değişecek ve arzın yönü yatırımcıdan çok oturmaya yönelen kitleye üretim yapmaya kayacak. Sektörde arz fazlası olan ilçelerde yaşanan bölgesel fiyat düşüşleri ve bu bölgelerde rekabette geride kalan zayıf bazı firmaların elimine olması, sektörün bütününü ifade eden bir tablo değil.

Faiz yükseldi ama uzun vadede ‘refinansman’ bir fırsat

10 yıllık konut kredisinde en düşük faiz oranı, Şubat 2018’de % 1,15’e yükselerek son 20 ayın en yüksek başlangıç seviyesine ulaştı. Ağırlıklı ortalama konut kredisi faiz oranı ise Şubat’ta % 14,62 ile 9 yılın en yüksek seviyelerini gördü. Küresel finansal piyasalardaki riskten kaçış eğilimi ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarına bağlı olarak artan baskılar faizleri yükseltti. Enflasyonun düşmesi ve yeni yatırım çekilmesi kısa vadede olanaklı görünmediği için faizlerde de kısa vadede bir düşüş beklenmiyor.

Gayrimenkulde ileride ikincil piyasaların oluşturulması uygun maliyetle kredi temini için bir çözüm olabilir. Faizlerin düşmesi, 5-10 yıl gibi orta veya uzun vadede mümkün olabileceği için konut alıcıları bugün yüksek faizden kullandıkları krediyi faizin düştüğü dönemde ‘refinansman’ yapabileceğini, yani ‘krediyi düşük faizden yeniden yapılandırabileceklerini’ unutmamalı. Ayrıca konut alıcılarının gayrimenkul şirketlerinin ön satış kampanyalarını ve ikinci el piyasasını Emlakjet gibi ilan siteleri üzerinden sürekli takip etmesinde, bölgelere göre konutların piyasa değerlerini analiz etmesinde ve doğru fırsatı bulduğunda hızlı hareket etmesinde fayda var.

İşte ilk çeyrekte en çok aranan bölgeler ve ev tipleri…

Mart ayının sonlarına geldiğimiz bugünlerde, Emlakjet’in yılın ilk çeyrek verilerine göre ise, satılık daire arama oranı 2017’nin ilk 3 ayındaki satılık daire arama oranının % 10 altında çıktı. Kiralık daire arama oranı ise ilk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre % 9 daha yüksek. İlk çeyrekte İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Aydın konutta en çok aranan 5 il olurken, Beylikdüzü, Esenyurt, Bahçelievler, Pendik ve Ümraniye en çok aranan 5 ilçe olarak dikkati çekti. İlk çeyrekte en çok aranan daire tipleri ise yine 2+1 ve 3+1 daireler oldu.

Türkiye Dünyanın En Mutsuz Ülkeleri İçerisinde Yer Aldı

156 ülke baz alınarak hazırlanan rapora göre, dünyanın en mutlu ülkesi Finlandiya olurken, Türkiye bir önceki yıla oranla 5 basamak gerileyerek mutluluk endeksinde 74. sırada yer aldı.

Medya takibinin öncü kurumu Ajans Press, dünya mutluluk endeksi oranlarını inceledi. Ajans Pressin Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı raporundan ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, dünyanın en mutlu ülkesi Finlandiya oldu. Türkiye ise bu listenin 74. sırasında yer alırken, bir önceki yıla oranla 5 basamak gerileme kaydetti. Mutluluk seviyesini belirlemek için; kişi başına düşen gayri safi yurt içi hâsıla, sosyal destek, sağlıklı ömür beklentisi, yaşam tercihlerini yapabilme özgürlüğü, cömertlik ve yolsuzluk algısı gibi ölçütler baz alındı.

DÜNYANIN EN MUTSUZ ÜLKESİ BURUNDİ

PRNet ve Ajans Pressin gerçekleştirdiğimedya incelemesinde, konuyla alakalı 2 bin 763 haber çıkışı tespit edildi. Medyaya yansıyan haber başlıklarına göre, Türkiye’de yaşayan insanların mutsuz olma nedenlerinin başında;geçim derdi, yaşam standardı, işsizlik, kadına yönelik şiddet ve son zamanlarda tırmanışa geçen cinsel taciz haberleri yer aldı. Finlandiya’nın ilk sırada yer aldığı listenin ilk beşinde yer alan diğer ülkeler ise; Norveç, İzlanda, Danimarka, İsviçre olarak belirlendi. Böylelikle dünyanın en mutlu insanlarının Kuzey Avrupa ülkelerinde yaşadığı bilgisine ulaşıldı. Buna karşın dünyanın en mutsuz ülkesi Burundi oldu. Burundi’yi, Orta Afrika Cumhuriyeti, Güney Sudan, Tanzanya, Yemen Ruanda, Suriye, Liberya, Haiti ve Malavi gibi farklı ülkeler izledi. Araştırmanın 74. sırasında yer alan Türkiye’nin önünde ve arkasında bulunan ülkelerin Belarus ve Pakistan olduğu görüldü.156 ülke içinde yaşayan yabancılarında mutluluk endeksine bakılırken, Finlandiya yine zirveyi kimseye kaptırmadı. Bu sıralamanın sonunda yer alan ülke ise Suriye olarak belirlendi. Türkiye de bu listenin 53. sırasında kendine yer edindi.

Ticaret Müşavirleri İhracatçılara Yeni İhraç Pazarlarının Kapısını Açtı

Aralarında en büyük ihraç pazarımız Almanya’nın bulunduğu, Türkiye’nin 2017 yılında 31 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiği 12 ülkede Ticaret Müşaviri olarak görev yaptıktan sonra Türkiye’ye dönen 12 Ticaret Müşaviri deneyimlerini Egeli ihracatçılarla paylaştı.

Türkiye’de sadece Ege İhracatçı Birlikleri’nin düzenlediği “Ticaret Müşavirleri Buluşması” bu yıl üçüncü kez İzmir Swissotel’de gerçekleştirildi.

Almanya, Çin, Fas, Fransa, Güney Afrika, Hindistan, Japonya, Kazakistan, Kırgızistan, Kuveyt, Macaristan ve Özbekistan’da görev yapan ticaret müşavirleri 4 yıllık görev sürelerinde edindikleri tecrübeleri 26 ihracatçı firmaya aktardı. 12 ticaret müşaviri ile 26 firma arasında 150 civarı ikili görüşme gerçekleşti.

Ticaret müşavirleri tecrübelerini aktarıyor

Ticaret müşavirlerinin Türkiye’yi temsilen görev yaptıkları ülkelerde gerek kamu kurumları, gerek özel sektör, gerekse sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle Türkiye’nin ihracatını arttırmak için yıllarca gece-gündüz yoğun bir mesai harcadıklarını belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, ticaret müşavirlerinin tecrübelerini ihracatçılara aktarabilecekleri bir zemin hazırlamak istediklerini kaydetti.

Ticaret müşavirleriyle randevu çizelgesinin ihracatçı firmalardan gelen talepler sonucu kısa sürede dolduğuna işaret eden Tarakçıoğlu, “Ticaret Müşavirleri Buluşması’na 2016 yılında başladık. 2016 ve 2017 yıllarında ihracatçı firmalarımızın gösterdiği yoğun ilgi nedeniyle bu etkinliği her yıl yapma kararı aldık. Etkinliğimize Türkiye’nin dört bir tarafından firmalarımız ilgi gösterdi. Türkiye, 2023 yılında dünya dış ticaretinden yüzde 1.5 pay almayı hedefliyor. Bu hedefe ulaşmak için ihraç pazarlarımızı çeşitlendirmemiz gerekiyor. Bu yıl davet ettiğimiz ticaret müşavirlerimizin görev yaptığı 12 ülke Türkiye’nin toplam ihracatından yüzde 20 pay alıyor. Böylesi etkinliklerle bu ülkelerin ithalatından aldığımız payı arttırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

12 ülkeye ihracatımız 31 milyar dolara yaklaştı

Ege İhracatçı Birlikleri’nin Ekonomi Bakanlığı işbirliğinde düzenlediği “Ticaret Müşavirleri Buluşması”na katılan ticaret müşavirlerinin görev yaptığı 12 ülkeye Türkiye, 2016 yılında 27 milyar 582 milyon dolar ihracat yaptı. Türkiye, bu ülkelere 2017 yılında ise; 30 milyar 865 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Türkiye’nin 12 ülkeye ihracatı 2017 yılında yüzde 12 artış gösterdi.

Almanya 14 milyar 855 milyon dolarlık ihracat rakamıyla ilk sırada yer alırken, Fransa 6 milyar 559 milyon dolarlık dışsatımla ikinci, Çin ise; 2 milyar 920 milyon dolarlık ihracatla üçüncü sırada yer aldı.

Ticaret Müşavirlerine Ege İhracatçı Birlikleri’ni tanıtan sunum yapıldı

Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz, Ticaret Müşavirleri Buluşması’na katılan ticaret müşavirlerine Ege İhracatçı Birlikleri’nin faaliyetlerini anlatan bir sunum yaptı. İşbırakmaz, 2017 yılında 11 uluslararası fuara Milli Katılım Organizasyonu gerçekleştirdiklerini, 250 firmanın fuarlara katılımını organize ettiklerini söyledi. İşbırakmaz, EİB’nin yürüttüğü URGE projeleri, tasarım yarışmaları, Gıda Ar-Ge Projesi, Sektörel Ticaret Heyetleri, Alım Heyetleri, Eğitimler başta olmak üzere yürüttüğü faaliyetler hakkında bilgi verdi.

Kimler katıldı?

Ege İhracatçı Birlikleri’nin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği “Ticaret Müşavirleri Buluşması”na katılan ticaret müşavirleri şu isimler oldu; “Süleyman Mete Özbalaban-Tokyo, Ahmet Küçükaslan – Taşkent, Gökhan Üsküdar – Kazablanka, Mevlüt Tuğrul Görgün – Marsilya, Hakan Karabalık – Pretoria, İsmail Erkan Sarısaçlı – Almatı, Faruk Cömert – Budapeşte, Çağlar Göksu – Yeni Delhi, Kerim Doğanay – Kuveyt, Çağatay Özden – Bişkek, Tülay Uyanık – Hamburg, Mustafa Yavuz – Şanghay”

Ticaret Müşavirleri Buluşması’na katılan ticaret müşavirlerinin görev yaptığı ülkelere Türkiye’nin 2016 ve 2017 yıllarında gerçekleştirdiği ihracat aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

ULKE 2016 2017 DEĞ.
ALMANYA 13.770.857,01 14.855.387,21 7,88%
ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2.335.835,80 2.920.076,78 25,01%
FAS 1.369.680,55 1.604.368,32 17,13%
FRANSA 6.003.510,93 6.559.798,69 9,27%
GÜNEY AFRİKA CUMHURİ 406.295,97 480.586,90 18,28%
HINDISTAN 649.580,85 826.382,17 27,22%
JAPONYA 350.605,64 400.413,59 14,21%
KAZAKİSTAN 621.416,08 733.613,62 18,06%
KIRGIZİSTAN 310.324,72 339.421,13 9,38%
KUVEYT 432.659,27 434.477,64 0,42%
MACARİSTAN 797.701,41 1.028.915,55 28,99%
ÖZBEKİSTAN 534.407,48 682.034,79 27,62%
27.582.875,70 30.865.476,39 11,90%

Netaş ve Boğaziçi Üniversitesi, Global Ürün Geliştirmek Üzere İş Birliği Yaptı

Netaş ve Boğaziçi Üniversitesi ‘ArGe ve Ürünleştirme Çerçeve Sözleşmesi’ imzaladı. İmzalanan sözleşme ile ortak ArGe yaparak, geliştirdikleri ürünü küresel pazarda konumlandıracak.

Türkiye’nin lider sistem entegratörü ve telekom altyapı sağlayıcısı Netaş, Boğaziçi Üniversitesi ile ‘ArGe ve Ürünleştirme Çerçeve Sözleşmesi’ imzaladı. Sözleşme kapsamında üniversitenin akademisyenleri ile Netaş’ın ArGe uzmanları birlikte çalışarak, öncelikle 5G, bulut bilişim ve nesnelerin interneti (IoT) konuları başta olmak üzere ortak ArGe yaparak global pazarda yeri olacak ürün geliştirecek.

İmza töreninde konuşan Netaş CEO’su C. Müjdat Altay, “1973 yılında Türkiye’nin telekomünikasyon alanındaki ilk özel ArGe merkezini kuran ve ArGe ihracatıyla alanında lider marka olarak, gerek üniversite-sanayi iş birliklerinde gerekse de inovatif ürün ve çözümler geliştirmede bugüne kadar çok önemli işlere imza attık. Ancak bu iş birliğimiz gerçekten çok özel. Boğaziçi Üniversitesi ile sadece ortak ArGe faaliyeti gerçekleştirilmesi değil, Türkiye’de ilk defa geliştirilen bir projenin, dünya pazarına yönelik olarak ürünleştirilmesini sağlayacağız. Atacağımız bu adım, bölgenin teknoloji üssü olma hedefimize önemli bir katkı sağlayacak. Temel hedefimiz, “ArGe ve Ürünleştirme” projesi sonucunda “global ürün” yaratmak. Bu çerçevede, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki bilimsel birikimi ve araştırma faaliyetlerini Netaş’ın başta 4.5G olmak üzere sahip olduğu teknoloji geliştirme ve ürünleştirme bilgi, tecrübe ve laboratuvar imkanlarıyla birleştireceğizİlk etapta 5G’nin IoT, video optimizasyonu ve hızlı paket veri işleme mimarisi alanlarında ürün geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu ortaklığın nihai hedefi, Türkiye’nin global marka çıkarma vizyonuna katkı sağlamaktır,” dedi.

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan da “Üniversitelerin araştırmalarının somut sonuçlarının ortaya çıkması ve teknolojiye dönüşmesi için özel sektörle iş birliği yaparak, yeni alanlar oluşturmaları çok önemli. Boğaziçi Üniversitesi’nin araştırma faaliyetlerinden ortaya çıkan yayınların etki değeri birçok dünya üniversitesinin üzerindedir. Bünyemizde bulunan değerli akademisyenler kısıtlı koşullarda çok başarılı sonuçlar almaktadır. Bu çabalara özel sektörün el vermesi ve hep birlikte ArGe alanını genişletmek, ülkemizin teknoloji üretiminin de artmasını, teknolojik olarak dışa bağımlı bir ülke olmaktan çıkmamızı da sağlayacaktır. Kandilli Kampüsü’müzde inşaatı tamamlanmak üzere olan Bilim ve Teknoloji Merkezi’mizde kurulacak yeni laboratuvarlar, sanayi, akademi ve kamu ortaklığı ile yeni araştırmaların kapısını aralayacaktır. Bu anlamda Netaş gibi deneyimli ve gelişmiş bir şirketle yanyana olmak sadece üniversitemizin değil, ülkemizin kazancı olacaktır. Amacımız yalnızca yeni ürünler geliştirmek değil, dünya ölçeğinde iddialı çalışmalara imza atmaktır” şeklinde konuştu.

İş Zekâsı ve Ürün Zekâsını Birleştiren Şirketler Kazanacak

“Emlak. Bilgi. Güven.” sloganıyla yola çıkan gayrimenkul bilgi ve pazarlama platformu Zingat.com CTO’su ve Kurucu Ortağı Mehmet Erkek, 4. İş Zekâsı İnovasyon Konferansı’na katıldı. Erkek, bilgi teknolojileri sektörünün önde gelen isimlerinin katıldığı konferansta, yapay zekâ ve iş zekâsı konusu ile ilgili bilgiler paylaştı.  

Gayrimenkulde bilgi ve verinin değerini öne çıkaran çalışmaları ve projeleriyle dikkat çeken Zingat.com, bu yıl 20 Mart’ta dördüncüsü gerçekleştirilen İş Zekâsı İnovasyon Konferansı’nda yer aldı. Zingat.com CTO’su ve Kurucu Ortağı Mehmet Erkek, İstanbul Sheraton Grand Ataşehir Hotel’de düzenlenen etkinliğe konuşmacı olarak katıldı.

Etkinlikte “Yapay Zekâ ve İş Zekâsı” üzerine konuşan Mehmet Erkek, iş zekâsı ve ürün zekâsına büyük önem verilmesi gerektiğini vurguladı. “’İş zekâsını kullanarak pazar ve şirketiniz ne durumda, rakipleriniz ne yapıyor?’ gibi sorulara yanıt bulurken, ürün zekâsını kullanarak ‘Kullanıcılar hangi kategorilerde arama yapıyorlar?’ gibi önemli konularda da pek çok nitelikli veri elde edebiliyorsunuz” diyen Erkek, sözlerine şöyle devam etti: “İşte ancak iş zekâsı ve ürün zekâsı bir araya geldiğinde güçlü bir şirket konumuna gelebilirsiniz. Amazon, gelirlerinin yüzde 35’ini kullanıcılarına doğru ürünü önererek kazanıyor. Netflix gelirinin yüzde 75’ini kullanıcılarına doğru ürünü önererek sağlıyor. Şirket böylece yılda 1 milyar dolarlık tasarruf elde ediyor.”

“Verinin kontrolü CTO’ların elinden çıkacak”
Bilgi teknolojileri ekosistemi ile ilgili önemli bir öngörüsünü de paylaşan Mehmet Erkek, “Verinin kontrolü, önümüzdeki dönemde CTO’ların elinden çıkacak. Veri bilimi geleneğinden gelen insanlar kurumlar için çok önemli hale gelecek” diye konuştu. Şirketlerin ellerinde var olan verinin doğru kanala ulaşmasının çok önemli olduğuna vurgu yapan Zingat.com Kurucu Ortağı ve CTO’su, şirketlerde artık veri bilimcilerin olmazsa olmaz hale geldiğini de ifade etti. Nitelikli çalışanları kurum içinden yetiştirmenin önemli olduğunu söyleyen Mehmet Erkek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şirket bünyesinde domain bilgisine sahip nitelikli çalışanlar var ise onları destekleyip eğitimlerine katkı sunmak önemli. Ayrıca eğer yapay zekâ ve veri, yer aldığınız sektörün ve işinizin temelini oluşturuyorsa bu noktada kurum içinde bir kuvvet oluşturmanız gerekiyor. Yapay zekâ, AR-GE merkezi ve veriye yatırım yapmalısınız. Eğer bu unsurlar işinizin temelini oluşturmuyorsa dışarıdan destek alabilirsiniz.”

“Gayrimenkule yatırım yaparken de bilgi ve veri kullanılmalı”
Gayrimenkul sektöründe farklı bir iş modeliyle çalıştıklarını ifade eden Erkek, “Emlakçı değil, emlak danışmanı kavramının yerleşmesi için çabalıyoruz. Emlak sektöründe çalışan insanların kalitesini, konumunu ve değerini yukarılara çekmeyi amaçlıyoruz. ‘Emlak danışmanları yer gösteren değil, yol gösteren olmalıdır’ bakış açısıyla ilerliyoruz” dedi.  Gayrimenkule yatırım yaparken bilgi ve verinin kullanılması gerektiğine dikkat çeken Mehmet Erkek, “Zingat.com olarak temel yol haritamızı bu bilgi ve veri oluşturuyor. Yapay zekâyı ev değerleme, dijital trafik yönetimi, fotoğraf etiketleme ve ilan kalitesi ölçümleme gibi pek çok alanda kullanıyoruz. Önümüzdeki günlerde de kullanıcı deneyimini üst düzeye çıkaran yapay zekâ yatırımları yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.