Şubat’ta İkinci El ve İpotekli Konuttaki Keskin Düşüşte Konjonktür Farkına Dikkat!

Şubat’ta, 2017 yılının aynı dönemine göre kıyasla hem satılık daire arama oranı hem de toplam satışlarda düşüş yaşandı. TÜİK’in bugün açıkladığı Şubat verisine göre toplam satışlar bir önceki yılın aynı dönemine göre % 5,4 azalarak 95.953 adet olurken, ikinci eldeki % 7,1’lik düşüş oranı sıfır konuttaki düşüşü ikiye katladı;ipotekli satışlar ise % 27,8 ile 2016’dan bu yana en yüksek düşüş oranını gördü.

TÜİK verilerini yorumlayan Emlakjet Genel Müdürü Moral, “Geçen yıl Şubat ayında ağırlıklı olarak sıfır konutta ilk kez 240 ay vadeli kampanyalar başlamış ve faizler aylık % 0,75’e kadar inmişti. Geçen yıl Şubat ayı verileri ile bu verileri kıyasaladığımızda çok uygun vade ve faiz oranları gündeme geldiğinde alıcıların uygun taksitlerle sıfır konuta yönelme eğilimini görüyoruz. Sıfır konutta verilerin TÜİK satışlarına gecikmeli yansıdığını da unutmayalım” dedi.

Emlakjet verilerine göre, satılık daire arama oranı Şubat ayında, geçen yılın aynı ayına göre, % 9 azaldı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) bugün açıkladığı Şubat verisine göre ise toplam satışlar bir önceki yılın aynı dönemine göre % 5,4 azalarak 95.953 adet oldu. İkinci eldeki % 7,1’lik düşüş oranının, sıfır konuttaki düşüşü ikiye katladığı dikkat çekerken, ipotekli satışlar % 27,8 ile 2016’dan bu yana en yüksek düşüş oranını gördü.

Verileri değerlendiren Emlakjet Genel Müdürü Moral Kunter, “Mevsimsel faktörlerin yanı sıra, 2017 ile bu yılın dönemsel dinamikleri arasındaki en belirgin farkı Şubat ayında gördük. Geçen yıl Şubat ayında ağırlıklı olarak sıfır konutta ilk kez 240 ay vadeli kampanyalar başlamıştı. Faizler aylık % 0,75’e kadar inmişti. İkinci el konutta fiyat avantajı öne çıksa da veriler, çok uygun vade ve faiz oranları gündeme geldiğinde alıcıların uygun taksitlerle sıfır konuta yönelme eğilimini yansıtıyor. Sıfır konutta verilerin TÜİK satışlarına gecikmeli yansıdığını da unutmayalım” dedi

Daire arama oranında düşüş yaşandı

Emlakjet verilerine göre, Şubat ayında satılık daire arama oranı geçen yılın Şubat ayına göre % 9 azaldı. Bugün açıklanan TÜİK Şubat verileri ise Türkiye genelinde konut satışlarının bir önceki yılın aynı ayına göre % 5,4 oranında azalarak 95.953 olduğunu gösterdi. İpotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre % 27,8 oranında düşerek % 29,1 pay ile 27.916 oldu.Türkiye genelinde ilk defa satılan konut sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre % 3,3 azalarak 43.713’e (payı % 45,6), ikinci el konut satışları ise bir önceki yılın aynı ayına göre % 7,1 azalarak 52.240’a geriledi (payı 54,4).

Şubat verilerinde satış trendinde mevsimsellikten kaynaklanan düşüşün yanı sıra geçen yıl ile aradaki dönemsel farklara değinen Emlakjet Genel Müdürü Gizem Moral Kunter, verileri şöyle değerlendirdi:

Sıfır konuttaki düşüş, neden ikinci eldeki düşüşün gerisinde çıktı?

Bu yıl firma bazlı kampanyaların olduğu ancak ‘güçbirliği’ adı altında agresif bir kampanya atağının olmadığı, vergi teşviklerinin kalktığı bir Şubat ayındayız. Sektör yüksek faiz ve mevsimsellik etkisini daha belirgin bir farkla yaşıyor. Çünkü 1 Şubat- 31 Mart 2017 tarihleri arasında Emlak Konut GYO, KONUTDER ve GYODER işbirliğiyle sektörde ilk kez ‘240 ay vadeli’ konut kampanyalarıyla konut kredisi faizinin kamu bankaları önderliğinde aylık % 0.75-0.85 bandına kadar düştüğü çok farklı bir dönemi yaşadık. Devletin KDV’ye indirim teşviği de verdiği o dönemde, Emlakjet verilerine göre, satılık daire arama oranı Şubat 2016’ya göre yüzde 58, Ocak 2017’ye ise yüzde 15 yükselerek adeta rekor kırmıştı.

Bu yıla baktığımızda, ikinci eldeki % 7,1’lik düşüş oranı, sıfır konuttaki düşüşü ikiye katlamasıyla dikkat çekerken, ipotekli satışlar % 27,8 ile 2016’dan bu yana en yüksek düşüş oranını gördü. Bu veriler, ikinci el konutta fiyat avantajı öne çıksa da, çok uygun vade ve faiz oranları gündeme geldiğinde alıcıların sıfır konuta yönelme eğilimini yansıtıyor. Fakat bununla birlikte geçen yıl kampanya dönemindeki sıfır konut satışlarının da TÜİK verilerine gecikmeli yansıdığını ve bunun da sıfır konuttaki düşüş oranının ikinci ele göre daha az olmasına etki ettiğini de unutmayalım. Fiyat hâlâ önemli bir kriter ancak, çok uygun imkânlar yaratıldığında ‘aylık taksitlerin’ düşük olması bir adım öne geçerek alıcılara esneklik yaratıyor ve sıfır konuta olan ilgiyi kısmen daha yükseltebiliyor.

Arzın yönü ‘oturmaya yönelen kitleye’ kayacak

Kunter, değerlendirmesine şöyle devam etti: “Mevsimselliğin yanı sıra genel ekonomideki belirsizlik, yüksek faiz ortamı, inşaat maliyetlerinin yükselmesi, artış oranı enflasyonun altında da olsa orta gelirli için yüksek seyreden fiyatlar, satışlarda kısmi bir durgunluk olmasının nedenleri. Ancak, bugün genç ve artan nüfus, demografik değişimler ve kentsel dönüşümden kaynaklanan yenilenme ihtiyacının yanı sıra inşaatın ekonominin büyümesindeki en önemli dinamo olması, sektörün uzun süreli bir duraklamaya girmesinin önündeki en önemli engeller. Sektör, dönemsel durgunluk sona erdiğinde, Mart ve bahar döneminde satışların canlanmaya başlamasını bekliyor. Ancak, giderek arz ve talep dengesinin dinamiği değişecek ve arzın yönü yatırımcıdan çok oturmaya yönelen kitleye üretim yapmaya kayacak. Sektörde arz fazlası olan ilçelerde yaşanan bölgesel fiyat düşüşleri ve bu bölgelerde rekabette geride kalan zayıf bazı firmaların elimine olması, sektörün bütününü ifade eden bir tablo değil.

Faiz yükseldi ama uzun vadede ‘refinansman’ bir fırsat

10 yıllık konut kredisinde en düşük faiz oranı, Şubat 2018’de % 1,15’e yükselerek son 20 ayın en yüksek başlangıç seviyesine ulaştı. Ağırlıklı ortalama konut kredisi faiz oranı ise Şubat’ta % 14,62 ile 9 yılın en yüksek seviyelerini gördü. Küresel finansal piyasalardaki riskten kaçış eğilimi ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarına bağlı olarak artan baskılar faizleri yükseltti. Enflasyonun düşmesi ve yeni yatırım çekilmesi kısa vadede olanaklı görünmediği için faizlerde de kısa vadede bir düşüş beklenmiyor.

Gayrimenkulde ileride ikincil piyasaların oluşturulması uygun maliyetle kredi temini için bir çözüm olabilir. Faizlerin düşmesi, 5-10 yıl gibi orta veya uzun vadede mümkün olabileceği için konut alıcıları bugün yüksek faizden kullandıkları krediyi faizin düştüğü dönemde ‘refinansman’ yapabileceğini, yani ‘krediyi düşük faizden yeniden yapılandırabileceklerini’ unutmamalı. Ayrıca konut alıcılarının gayrimenkul şirketlerinin ön satış kampanyalarını ve ikinci el piyasasını Emlakjet gibi ilan siteleri üzerinden sürekli takip etmesinde, bölgelere göre konutların piyasa değerlerini analiz etmesinde ve doğru fırsatı bulduğunda hızlı hareket etmesinde fayda var.

İşte ilk çeyrekte en çok aranan bölgeler ve ev tipleri…

Mart ayının sonlarına geldiğimiz bugünlerde, Emlakjet’in yılın ilk çeyrek verilerine göre ise, satılık daire arama oranı 2017’nin ilk 3 ayındaki satılık daire arama oranının % 10 altında çıktı. Kiralık daire arama oranı ise ilk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre % 9 daha yüksek. İlk çeyrekte İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Aydın konutta en çok aranan 5 il olurken, Beylikdüzü, Esenyurt, Bahçelievler, Pendik ve Ümraniye en çok aranan 5 ilçe olarak dikkati çekti. İlk çeyrekte en çok aranan daire tipleri ise yine 2+1 ve 3+1 daireler oldu.

Türkiye Dünyanın En Mutsuz Ülkeleri İçerisinde Yer Aldı

156 ülke baz alınarak hazırlanan rapora göre, dünyanın en mutlu ülkesi Finlandiya olurken, Türkiye bir önceki yıla oranla 5 basamak gerileyerek mutluluk endeksinde 74. sırada yer aldı.

Medya takibinin öncü kurumu Ajans Press, dünya mutluluk endeksi oranlarını inceledi. Ajans Pressin Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı raporundan ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, dünyanın en mutlu ülkesi Finlandiya oldu. Türkiye ise bu listenin 74. sırasında yer alırken, bir önceki yıla oranla 5 basamak gerileme kaydetti. Mutluluk seviyesini belirlemek için; kişi başına düşen gayri safi yurt içi hâsıla, sosyal destek, sağlıklı ömür beklentisi, yaşam tercihlerini yapabilme özgürlüğü, cömertlik ve yolsuzluk algısı gibi ölçütler baz alındı.

DÜNYANIN EN MUTSUZ ÜLKESİ BURUNDİ

PRNet ve Ajans Pressin gerçekleştirdiğimedya incelemesinde, konuyla alakalı 2 bin 763 haber çıkışı tespit edildi. Medyaya yansıyan haber başlıklarına göre, Türkiye’de yaşayan insanların mutsuz olma nedenlerinin başında;geçim derdi, yaşam standardı, işsizlik, kadına yönelik şiddet ve son zamanlarda tırmanışa geçen cinsel taciz haberleri yer aldı. Finlandiya’nın ilk sırada yer aldığı listenin ilk beşinde yer alan diğer ülkeler ise; Norveç, İzlanda, Danimarka, İsviçre olarak belirlendi. Böylelikle dünyanın en mutlu insanlarının Kuzey Avrupa ülkelerinde yaşadığı bilgisine ulaşıldı. Buna karşın dünyanın en mutsuz ülkesi Burundi oldu. Burundi’yi, Orta Afrika Cumhuriyeti, Güney Sudan, Tanzanya, Yemen Ruanda, Suriye, Liberya, Haiti ve Malavi gibi farklı ülkeler izledi. Araştırmanın 74. sırasında yer alan Türkiye’nin önünde ve arkasında bulunan ülkelerin Belarus ve Pakistan olduğu görüldü.156 ülke içinde yaşayan yabancılarında mutluluk endeksine bakılırken, Finlandiya yine zirveyi kimseye kaptırmadı. Bu sıralamanın sonunda yer alan ülke ise Suriye olarak belirlendi. Türkiye de bu listenin 53. sırasında kendine yer edindi.

Ticaret Müşavirleri İhracatçılara Yeni İhraç Pazarlarının Kapısını Açtı

Aralarında en büyük ihraç pazarımız Almanya’nın bulunduğu, Türkiye’nin 2017 yılında 31 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiği 12 ülkede Ticaret Müşaviri olarak görev yaptıktan sonra Türkiye’ye dönen 12 Ticaret Müşaviri deneyimlerini Egeli ihracatçılarla paylaştı.

Türkiye’de sadece Ege İhracatçı Birlikleri’nin düzenlediği “Ticaret Müşavirleri Buluşması” bu yıl üçüncü kez İzmir Swissotel’de gerçekleştirildi.

Almanya, Çin, Fas, Fransa, Güney Afrika, Hindistan, Japonya, Kazakistan, Kırgızistan, Kuveyt, Macaristan ve Özbekistan’da görev yapan ticaret müşavirleri 4 yıllık görev sürelerinde edindikleri tecrübeleri 26 ihracatçı firmaya aktardı. 12 ticaret müşaviri ile 26 firma arasında 150 civarı ikili görüşme gerçekleşti.

Ticaret müşavirleri tecrübelerini aktarıyor

Ticaret müşavirlerinin Türkiye’yi temsilen görev yaptıkları ülkelerde gerek kamu kurumları, gerek özel sektör, gerekse sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle Türkiye’nin ihracatını arttırmak için yıllarca gece-gündüz yoğun bir mesai harcadıklarını belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, ticaret müşavirlerinin tecrübelerini ihracatçılara aktarabilecekleri bir zemin hazırlamak istediklerini kaydetti.

Ticaret müşavirleriyle randevu çizelgesinin ihracatçı firmalardan gelen talepler sonucu kısa sürede dolduğuna işaret eden Tarakçıoğlu, “Ticaret Müşavirleri Buluşması’na 2016 yılında başladık. 2016 ve 2017 yıllarında ihracatçı firmalarımızın gösterdiği yoğun ilgi nedeniyle bu etkinliği her yıl yapma kararı aldık. Etkinliğimize Türkiye’nin dört bir tarafından firmalarımız ilgi gösterdi. Türkiye, 2023 yılında dünya dış ticaretinden yüzde 1.5 pay almayı hedefliyor. Bu hedefe ulaşmak için ihraç pazarlarımızı çeşitlendirmemiz gerekiyor. Bu yıl davet ettiğimiz ticaret müşavirlerimizin görev yaptığı 12 ülke Türkiye’nin toplam ihracatından yüzde 20 pay alıyor. Böylesi etkinliklerle bu ülkelerin ithalatından aldığımız payı arttırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

12 ülkeye ihracatımız 31 milyar dolara yaklaştı

Ege İhracatçı Birlikleri’nin Ekonomi Bakanlığı işbirliğinde düzenlediği “Ticaret Müşavirleri Buluşması”na katılan ticaret müşavirlerinin görev yaptığı 12 ülkeye Türkiye, 2016 yılında 27 milyar 582 milyon dolar ihracat yaptı. Türkiye, bu ülkelere 2017 yılında ise; 30 milyar 865 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Türkiye’nin 12 ülkeye ihracatı 2017 yılında yüzde 12 artış gösterdi.

Almanya 14 milyar 855 milyon dolarlık ihracat rakamıyla ilk sırada yer alırken, Fransa 6 milyar 559 milyon dolarlık dışsatımla ikinci, Çin ise; 2 milyar 920 milyon dolarlık ihracatla üçüncü sırada yer aldı.

Ticaret Müşavirlerine Ege İhracatçı Birlikleri’ni tanıtan sunum yapıldı

Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz, Ticaret Müşavirleri Buluşması’na katılan ticaret müşavirlerine Ege İhracatçı Birlikleri’nin faaliyetlerini anlatan bir sunum yaptı. İşbırakmaz, 2017 yılında 11 uluslararası fuara Milli Katılım Organizasyonu gerçekleştirdiklerini, 250 firmanın fuarlara katılımını organize ettiklerini söyledi. İşbırakmaz, EİB’nin yürüttüğü URGE projeleri, tasarım yarışmaları, Gıda Ar-Ge Projesi, Sektörel Ticaret Heyetleri, Alım Heyetleri, Eğitimler başta olmak üzere yürüttüğü faaliyetler hakkında bilgi verdi.

Kimler katıldı?

Ege İhracatçı Birlikleri’nin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği “Ticaret Müşavirleri Buluşması”na katılan ticaret müşavirleri şu isimler oldu; “Süleyman Mete Özbalaban-Tokyo, Ahmet Küçükaslan – Taşkent, Gökhan Üsküdar – Kazablanka, Mevlüt Tuğrul Görgün – Marsilya, Hakan Karabalık – Pretoria, İsmail Erkan Sarısaçlı – Almatı, Faruk Cömert – Budapeşte, Çağlar Göksu – Yeni Delhi, Kerim Doğanay – Kuveyt, Çağatay Özden – Bişkek, Tülay Uyanık – Hamburg, Mustafa Yavuz – Şanghay”

Ticaret Müşavirleri Buluşması’na katılan ticaret müşavirlerinin görev yaptığı ülkelere Türkiye’nin 2016 ve 2017 yıllarında gerçekleştirdiği ihracat aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

ULKE 2016 2017 DEĞ.
ALMANYA 13.770.857,01 14.855.387,21 7,88%
ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2.335.835,80 2.920.076,78 25,01%
FAS 1.369.680,55 1.604.368,32 17,13%
FRANSA 6.003.510,93 6.559.798,69 9,27%
GÜNEY AFRİKA CUMHURİ 406.295,97 480.586,90 18,28%
HINDISTAN 649.580,85 826.382,17 27,22%
JAPONYA 350.605,64 400.413,59 14,21%
KAZAKİSTAN 621.416,08 733.613,62 18,06%
KIRGIZİSTAN 310.324,72 339.421,13 9,38%
KUVEYT 432.659,27 434.477,64 0,42%
MACARİSTAN 797.701,41 1.028.915,55 28,99%
ÖZBEKİSTAN 534.407,48 682.034,79 27,62%
27.582.875,70 30.865.476,39 11,90%

Netaş ve Boğaziçi Üniversitesi, Global Ürün Geliştirmek Üzere İş Birliği Yaptı

Netaş ve Boğaziçi Üniversitesi ‘ArGe ve Ürünleştirme Çerçeve Sözleşmesi’ imzaladı. İmzalanan sözleşme ile ortak ArGe yaparak, geliştirdikleri ürünü küresel pazarda konumlandıracak.

Türkiye’nin lider sistem entegratörü ve telekom altyapı sağlayıcısı Netaş, Boğaziçi Üniversitesi ile ‘ArGe ve Ürünleştirme Çerçeve Sözleşmesi’ imzaladı. Sözleşme kapsamında üniversitenin akademisyenleri ile Netaş’ın ArGe uzmanları birlikte çalışarak, öncelikle 5G, bulut bilişim ve nesnelerin interneti (IoT) konuları başta olmak üzere ortak ArGe yaparak global pazarda yeri olacak ürün geliştirecek.

İmza töreninde konuşan Netaş CEO’su C. Müjdat Altay, “1973 yılında Türkiye’nin telekomünikasyon alanındaki ilk özel ArGe merkezini kuran ve ArGe ihracatıyla alanında lider marka olarak, gerek üniversite-sanayi iş birliklerinde gerekse de inovatif ürün ve çözümler geliştirmede bugüne kadar çok önemli işlere imza attık. Ancak bu iş birliğimiz gerçekten çok özel. Boğaziçi Üniversitesi ile sadece ortak ArGe faaliyeti gerçekleştirilmesi değil, Türkiye’de ilk defa geliştirilen bir projenin, dünya pazarına yönelik olarak ürünleştirilmesini sağlayacağız. Atacağımız bu adım, bölgenin teknoloji üssü olma hedefimize önemli bir katkı sağlayacak. Temel hedefimiz, “ArGe ve Ürünleştirme” projesi sonucunda “global ürün” yaratmak. Bu çerçevede, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki bilimsel birikimi ve araştırma faaliyetlerini Netaş’ın başta 4.5G olmak üzere sahip olduğu teknoloji geliştirme ve ürünleştirme bilgi, tecrübe ve laboratuvar imkanlarıyla birleştireceğizİlk etapta 5G’nin IoT, video optimizasyonu ve hızlı paket veri işleme mimarisi alanlarında ürün geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu ortaklığın nihai hedefi, Türkiye’nin global marka çıkarma vizyonuna katkı sağlamaktır,” dedi.

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan da “Üniversitelerin araştırmalarının somut sonuçlarının ortaya çıkması ve teknolojiye dönüşmesi için özel sektörle iş birliği yaparak, yeni alanlar oluşturmaları çok önemli. Boğaziçi Üniversitesi’nin araştırma faaliyetlerinden ortaya çıkan yayınların etki değeri birçok dünya üniversitesinin üzerindedir. Bünyemizde bulunan değerli akademisyenler kısıtlı koşullarda çok başarılı sonuçlar almaktadır. Bu çabalara özel sektörün el vermesi ve hep birlikte ArGe alanını genişletmek, ülkemizin teknoloji üretiminin de artmasını, teknolojik olarak dışa bağımlı bir ülke olmaktan çıkmamızı da sağlayacaktır. Kandilli Kampüsü’müzde inşaatı tamamlanmak üzere olan Bilim ve Teknoloji Merkezi’mizde kurulacak yeni laboratuvarlar, sanayi, akademi ve kamu ortaklığı ile yeni araştırmaların kapısını aralayacaktır. Bu anlamda Netaş gibi deneyimli ve gelişmiş bir şirketle yanyana olmak sadece üniversitemizin değil, ülkemizin kazancı olacaktır. Amacımız yalnızca yeni ürünler geliştirmek değil, dünya ölçeğinde iddialı çalışmalara imza atmaktır” şeklinde konuştu.

İş Zekâsı ve Ürün Zekâsını Birleştiren Şirketler Kazanacak

“Emlak. Bilgi. Güven.” sloganıyla yola çıkan gayrimenkul bilgi ve pazarlama platformu Zingat.com CTO’su ve Kurucu Ortağı Mehmet Erkek, 4. İş Zekâsı İnovasyon Konferansı’na katıldı. Erkek, bilgi teknolojileri sektörünün önde gelen isimlerinin katıldığı konferansta, yapay zekâ ve iş zekâsı konusu ile ilgili bilgiler paylaştı.  

Gayrimenkulde bilgi ve verinin değerini öne çıkaran çalışmaları ve projeleriyle dikkat çeken Zingat.com, bu yıl 20 Mart’ta dördüncüsü gerçekleştirilen İş Zekâsı İnovasyon Konferansı’nda yer aldı. Zingat.com CTO’su ve Kurucu Ortağı Mehmet Erkek, İstanbul Sheraton Grand Ataşehir Hotel’de düzenlenen etkinliğe konuşmacı olarak katıldı.

Etkinlikte “Yapay Zekâ ve İş Zekâsı” üzerine konuşan Mehmet Erkek, iş zekâsı ve ürün zekâsına büyük önem verilmesi gerektiğini vurguladı. “’İş zekâsını kullanarak pazar ve şirketiniz ne durumda, rakipleriniz ne yapıyor?’ gibi sorulara yanıt bulurken, ürün zekâsını kullanarak ‘Kullanıcılar hangi kategorilerde arama yapıyorlar?’ gibi önemli konularda da pek çok nitelikli veri elde edebiliyorsunuz” diyen Erkek, sözlerine şöyle devam etti: “İşte ancak iş zekâsı ve ürün zekâsı bir araya geldiğinde güçlü bir şirket konumuna gelebilirsiniz. Amazon, gelirlerinin yüzde 35’ini kullanıcılarına doğru ürünü önererek kazanıyor. Netflix gelirinin yüzde 75’ini kullanıcılarına doğru ürünü önererek sağlıyor. Şirket böylece yılda 1 milyar dolarlık tasarruf elde ediyor.”

“Verinin kontrolü CTO’ların elinden çıkacak”
Bilgi teknolojileri ekosistemi ile ilgili önemli bir öngörüsünü de paylaşan Mehmet Erkek, “Verinin kontrolü, önümüzdeki dönemde CTO’ların elinden çıkacak. Veri bilimi geleneğinden gelen insanlar kurumlar için çok önemli hale gelecek” diye konuştu. Şirketlerin ellerinde var olan verinin doğru kanala ulaşmasının çok önemli olduğuna vurgu yapan Zingat.com Kurucu Ortağı ve CTO’su, şirketlerde artık veri bilimcilerin olmazsa olmaz hale geldiğini de ifade etti. Nitelikli çalışanları kurum içinden yetiştirmenin önemli olduğunu söyleyen Mehmet Erkek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şirket bünyesinde domain bilgisine sahip nitelikli çalışanlar var ise onları destekleyip eğitimlerine katkı sunmak önemli. Ayrıca eğer yapay zekâ ve veri, yer aldığınız sektörün ve işinizin temelini oluşturuyorsa bu noktada kurum içinde bir kuvvet oluşturmanız gerekiyor. Yapay zekâ, AR-GE merkezi ve veriye yatırım yapmalısınız. Eğer bu unsurlar işinizin temelini oluşturmuyorsa dışarıdan destek alabilirsiniz.”

“Gayrimenkule yatırım yaparken de bilgi ve veri kullanılmalı”
Gayrimenkul sektöründe farklı bir iş modeliyle çalıştıklarını ifade eden Erkek, “Emlakçı değil, emlak danışmanı kavramının yerleşmesi için çabalıyoruz. Emlak sektöründe çalışan insanların kalitesini, konumunu ve değerini yukarılara çekmeyi amaçlıyoruz. ‘Emlak danışmanları yer gösteren değil, yol gösteren olmalıdır’ bakış açısıyla ilerliyoruz” dedi.  Gayrimenkule yatırım yaparken bilgi ve verinin kullanılması gerektiğine dikkat çeken Mehmet Erkek, “Zingat.com olarak temel yol haritamızı bu bilgi ve veri oluşturuyor. Yapay zekâyı ev değerleme, dijital trafik yönetimi, fotoğraf etiketleme ve ilan kalitesi ölçümleme gibi pek çok alanda kullanıyoruz. Önümüzdeki günlerde de kullanıcı deneyimini üst düzeye çıkaran yapay zekâ yatırımları yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

TAİDER Antalya’da Aile Şirketleri ve Sürdürülebilirliği Konuştu

TAİDER Aile İşletmeleri Derneği, “Aile Şirketlerinde Sürdürülebilirlik: Büyük ve Küçük Ölçekli İşletmelerde Kurumsallaşmanın Yeri” konusunu Antalya’da düzenlenen toplantıda gündeme taşıdı.

Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) ev sahipliğinde düzenlenen panelin yöneticiliğini AGT Ağaç Sanayi 2.nesil üyesi Mehmet Semih SÖYLEMEZ gerçekleştirdi. Panelde TAİDER Aile İşletmeleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Lila Kağıt 3.nesil üyesi Aydın ÖĞÜCÜ, TAİDER Önceki Dönem Yönetim Kurulu Başkanı ve TETA Teknik Tarım Yönetim Kurulu 2.nesil üyesi Sumer TÖMEK BAYINDIR, TAİDER Denetim Kurulu Üyesi ve Levent Kimya 2.nesil Üyesi Atıl PEKŞEN konuşmacı olarak yer aldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan Mehmet Semih SÖYLEMEZ “TAİDER’in yarattığı güvenli ortamda gerçekleştirilen ulusal ve uluslararası toplantılarında sadece kendinize özel olduğunu düşündüğünüz sorunların aslında birçok aile şirketinde yaşandığına şahit olabiliyor ve çözümün nerede olduğunu fark ediyorsunuz” dedi.

Doğru Kurumsallaşan Aile Şirketleri Sürdürülebilir Kalabilir.

TAİDER Aile İşletmeleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Aydın ÖĞÜCÜ konuşmasında, kurumsallaşmanın önemine dikkat çekerek, “Dünyadaki ekonomik ve finansal sınırların kalktığı, yapay zekanın güç kazandığı ve rekabetin hızla arttığı ortamda doğru kurumsallaşan aile şirketlerinin sürdürülebilirliğinden bahsedebiliriz.” dedi. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonominin ve istihdamın lokomotifi olan aile şirketlerinin güçlü ve sürdürülebilir büyümesinin önemine değinen ÖĞÜCÜ, TAİDER’in üstlendiği misyon gereği aile şirketleri sahipleri ve gelecek nesillerine yönelik tecrübelerin ve bilginin paylaşıldığı etkinlikler ve zirveler düzenlemekte olduğunu, gelenekselleşen TAİDER ulusal aile işletmeleri zirvelerinin 6.sının ise “Aile Şirketlerinin Olumlu Etkileri: Sorumluluk, Esneklik ve Yenilenme” temasıyla 2-3 Kasım’da İstanbul’dagerçekleşeceğinin bilgisini verdi. TAİDER Akademi eğitimlerinin ise “Aileler İçin, Aileler Tarafından” mottosuyla aile şirketi sahipleri ve gelecek nesillerinin ihtiyaçlarına yönelik özgün içerikte tasarlandığını iletti.

Aile Şirketleri Geleceğe Umutla Bakmalı.

TAİDER Önceki Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Sumer TÖMEK BAYINDIR, “Aile şirketlerinin genlerinden getirdikleri girişimcilik, hızlı karar alma ve hayatta kalma gibi üstün özellikleri var. Bunun yanına ailenin çekim gücünü, tüketicinin veya paydaşlarının nezdinde nesiller boyu güvenilir değerler olarak kalabilmelerini eklediğimizde karşımıza son derece güçlü bir yapı çıkmakta. Bu yapının sürdürülebilir olması için ailenin ve işin kurumsallaşması yani bir sistem içinde işlemesini sağlamak gerekiyor” dedi. Aile şirketlerinin sürdürülebilirlik yolculuğunda rehber olmayı amaçlayan TAİDER Kuzey Yıldızı: Aile Şirketlerinde Sürdürülebilirlik projesi ve ödülü hakkında bilgi veren TÖMEK“Kuzey Yıldızı ödülü çevre, insanlar, toplum, gelecek nesiller ve yönetişim alanlarında aile şirketleri için özel olarak tasarlanmış ve geri bildirim raporları ile iyileştirilecek alanları ortaya koyan, farkındalık sağlayan TAİDER’e özgü bir çalışmadır ve tüm aile şirketlerini bu çalışmada yer almaya davet ediyoruz” dedi.

Yönetim Kurulları Adil, Şeffaf, Hesap Verebilir ve Sorumlu Olmalı

TAİDER Denetim Kurulu Üyesi Atıl PEKŞEN aile şirketlerinde şirket belli bir büyüklüğe eriştikten sonra yönetim kurulu ile icranın birbirinden ayrılmasının şirketin kurumsallaşma sürecindeki faydalarını açıklayan konuşmasında “Ailenin kurumsallaşması için ise aile anayasası gibi bir araç var. Ama her aile birbirinden farklı kültürel değerlere ve iş yapış şekline sahip. Bu nedenle kullanılan araç ve yöntemler her aileye özgü olmak durumundadır. Doğru kurumsallaşma aile şirketlerinde iş, ortaklık ve aile arasındaki dengenin sağlanmasıdır” dedi. Aile şirketlerinde profesyonellerle çalışmanın işlerden uzaklaşmak anlamına gelmediğini söyleyen ATIL buna ek olarak” Aile üyeleri sadece aile bağı olduğu için işe alınmamalı, işe alım ve terfi süreçleri tıpkı bir profesyonel gibi düzenlenmeli “şeklinde konuştu.

Toplantı, ANSİAD Başkanı Sadi KAN ve TAİDER Başkanı Aydın ÖĞÜCÜ’nün karşılıklı hediye takdimi ile son buldu.

Boğatepe Köyü Kırsal Kalkınma İçin Model Oldu

Sabancı Vakfı’nın toplumsal sorunlara çözüm üreten “sıra dışı kişilerin olağanüstü öykülerini” anlattığı Fark Yaratanlar programı, dokuzuncu sezonuyla devam ediyor. Fark yaratan çalışmaların kısa videolarının hazırlanıp internette ve televizyonda yayınlanmasıyla projelerin görünürlük kazanmasını ve izleyenlere ilham vermesinihedefleyen Fark Yaratanlar programı, bu sayede toplumsal gelişmeye aktif katılımı artırmayı amaçlıyor.

Dokuzuncu sezonun 11’inci Fark Yaratan’ı köy yaşamını canlandırmak için kurulan Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği oldu.

Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği, abisini kaybetmesiyle birlikte doğup büyüdüğü topraklara dönme kararı alan İlhan Koçulu tarafından 2000 yılında kuruldu. Dernekte, Kars’ın Boğatepe köyündeki ağır yaşam koşullarını yönetmenin yolları öğretilirken, bir taraftan da köyün kadınlarına, bitki yetiştiriciliği, mandıracılık ve nesli tükenen tohumlar gibi konularda eğitimler veriliyor. Köyün doğal kaynaklarını tanımanın yanı sıra kadınlar, bilgisayar ve Fransızca gibi farklı branşlarda da eğitimler alarak kendilerini geliştiriyor.

‘‘Türkiye’nin ilk eko müzesini kurdular’’

Dernek kurulmadan önce, göç nedeniyle neredeyse insansızlaşmak üzere olan Boğatepe köyünde, derneğin kurulmasıyla birlikte yeni bir dönem başladı. Köyde Türkiye’nin ilk eko müzelerinden biri olan Peynir Müzesi kuruldu ve peynir çeşitliliği artırıldı. Köyün en büyük gelir kalemi olan peynir üretiminin yanı sıra köy sakinlerin de desteğiyle eko-turizm de bir geçim kaynağına dönüştü. Kültür turu için gelen gruplar köyde konaklamaya başladı. Bu sayede 500 kişinin yaşadığı köye senede yaklaşık 7 bin turist gelmeye başladı.

Bileşik Endeks 4 Ay Sonra Yeniden 100 Puanın Üzerine Çıktı

Açıklama 2
İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi Şubat 2018 sonuçlarına göre; mevsimsellik etkisindeki kış aylarında inşaat işleri ve inşaat malzemeleri sanayisinde yaşanan geleneksel yavaşlama bu yıl erken aşıldı. Şubat ayında özellikle faaliyetlerde beklentilerin üzerinde bir canlanma yaşandı. Yurtiçi ve yurtdışı siparişlerin artışa geçtiği Şubat ayında, sektör dışı riskler nedeniyle temkinli bir beklenti eğilimi de yaşanmaya başlandı.

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından her ay düzenli olarak yayınlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi’nin Şubat 2018 sonuçları açıklandı. Şubat ayında 1,1 puan artış göstererek 100,06 puan olarak gerçekleşen Bileşik Endeks, böylece ay sonra yeniden 100 puan seviyesinin üzerine çıktı. Şubat ayındaki bu gelişmelerin ardından Bileşik Endeks geçen yılın Şubat ayına göre 9,85 puan daha yüksek gerçekleşirken, tüm alt endeksler geçen yılın üzerinde kapandı.

Mevsimsellik etkisiyle inşaat işleri ve inşaat malzemeleri sanayisinde yaşanan yavaşlamanın bu yıl erken aşıldığı vurgulanan Türkiye İMSAD İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi’nde, şu bilgiler yer aldı:


Faaliyetlerde beklentilerin üzerinde bir performans yaşandı

İnşaat malzemeleri sanayisinde faaliyetler, Şubat ayında bir önceki aya göre büyüme gösterdi. Geçmiş yıllardan farklı olarak inşaat faaliyetleri mevsimsellik etkisinden daha önce kurtuldu. Faaliyet endeksi Şubat ayında Ocak ayına göre 1,7 puan arttı. Ayrıca Şubat ayında faaliyet seviyesi geçen yılın Şubat ayının 15,2 puan üzerine çıktı.

İnşaat işleri talebinde erken kuvvetlenme görüldü

Yurtiçi satışlar Şubat ayında önemli ölçüde arttı. İhracatın sıçrama gösterdiği Şubat ayında üretimde de artış gerçekleşti. Cirolar Şubat ayında iç ve dış satışlardaki artışa bağlı olarak büyüdü. Tahsilat hızı ise Şubat ayında sınırlı gerileme göstermeye devam etti. Genel olarak faaliyetler, Şubat ayında beklentilerin üzerinde bir performans gösterdi. Bu performansta iyi hava koşulları da etkili olurken, piyasada inşaat işleri talebinin erken kuvvetlendiği görüldü.

Güven endeksinde sınırlı bir iyileşme gerçekleşti

Şubat ayında faaliyetlerde beklentilerin üzerindeki performansa karşın güven artışı oldukça temkinli bir iyileşme gösterdi. Sektörün kendi dinamikleri iyileşmeyi sürdürürken, sektör dışı riskler güven artışını sınırladı. Oldukça yavaş ve kademeli artış gerçekleşen güven seviyesi bir önceki aya göre 0,3 puan arttı. Böylece güven seviyesi geçen yılın aynı ayının güven seviyesinin ise 4,6 puan üzerinde kaldı.

İhracat pazarlarına yönelik güven, artışına devam etti

Türkiye ekonomisi ile inşaat sektörü ve inşaat malzemeleri sanayisine ilişkin güven Ocak ayından sonra Şubat ayında da durağan kaldı. Yurtiçi pazarlara yönelik güven Şubat ayında durağan gerçekleşirken, ihracat pazarlarına yönelik güven ise artışına devam etti. En yüksek güven artışı yine ihracat pazarlarına yönelik oldu. Güven endeksinde üç ay üst üste yaşanan artış önemli olmakla ve yeni sezon için ümit vermekle birlikte, güvendeki iyileşmenin kırılgan olduğu görüldü.

Yeni mevsim yaklaştıkça beklenti endeksinde artış ivme kazandı

Şubat ayında beklentiler Aralık ve Ocak ayı beklentilerinin üzerinde iyileşme gerçekleştirdi. Ancak beklentilerdeki iyileşme Şubat ayında faaliyetlerde görülen artışa karşın daha temkinli kaldı. Beklenti endeksi Şubat ayında bir önceki aya göre 1,5 puan arttı. Böylece beklenti endeksi geçen yılın aynı dönemine göre 10,7 puan daha yüksek gerçekleşti. Beklentiler geçen yılın üzerinde kalmaya, artarak devam etti.

Gelecek üç ayın, üretim, yatırım ve istihdam beklentilerinde artış oldu

Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerin durağan kaldığı Şubat ayında, inşaat malzemeleri sanayisine ilişkin beklentiler sınırlı ölçüde arttı. Önümüzdeki üç aya ilişkin alınan yurtiçi siparişler yeniden artışa geçti ve Şubat ayında yine yüksek bir seviyede gerçekleşti. Yeni sezon yaklaşırken önümüzdeki üç ayın üretim, yatırım ve istihdam beklentilerinde önemli artışlar yaşandı. Beklentilerde kademeli bir iyileşme gerçekleşmekle birlikte sektör dışı riskler nedeniyle oldukça temkinli bir beklenti eğilimi yaşanmaya başlandı.

Temiz ve Yerli Kömürde 350 Milyar Dolarlık Fırsat

Enerji üretiminde yüzde 33,6 pay sahibi olan kömürün yüzde 17,6’sı ithalatla karşılanıyor. Yerli kömürün yüzde 16 olan payının artırılması amacıyla Hükümet 2018 yılında teşvik için kolları sıvadı. Teşvik için olmazsa olmaz ise temiz kömür teknolojileriyle üretim yapmak olacak

Türkiye’de son 1 yılda 1,5 milyar ton yeni kömür rezervi keşfedildi. Toplam kömür rezervinin 17,3 milyar tona ulaşarak yaklaşık 350 milyar dolarlık ekonomik katma değer kazandırma potansiyeli bulunuyor. Temiz kömür teknolojileriyle insanı önceliklendiren bir yaklaşımla yerli kömür üretimini hızlandırmak hedefleniyor.

Türkiye’nin her yıl 35-40 milyon ton kömürü ithal ettiğini açıklayan Kömür Üreticileri Derneği Başkanı Muzaffer Polat, bu yıl yerli kömür üretiminin artacağını ve 2018 yılı sonuna kadar yaklaşık 100 milyon ton kömür çıkartılmasının planlandığını bildirdi. Hükümetin bu konuda bir teşvik paketi üzerinde çalıştığını hatırlatan Polat, bu teşvikten faydalanmak isteyenlerde çevreci teknolojilerle üretim yapması şartının aranacağını belirtti. Milli enerji için milli servetimiz olan yerli kömürün daha yoğun bir şekilde kullanılmasının son derece kritik olduğuna dikkat çeken Polat, “Bizi hem dışarı bağlayan hem de ekonomimize zarar veren ithalattan bir an önce kurtulmamız gerek” dedi.

Uzmanlar temiz kömür teknolojilerini tartışacak

Polat, temiz kömür teknolojilerinin sektörün olmazsa olmazı haline getirmek ve firmaları bu konuda bilgilendirmek için 2. Uluslararası Temiz Kömür Teknolojileri Zirvesi ve Fuarı’nı hayata geçireceklerini bildirdi. Temiz aynı zamanda güvenli madencilik politikasıyla yerli kömür üretiminin nasıl artırılabileceği kamu, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, üniversite ve özel sektörden alanında uzman isimlerin katılımıyla tartışılacak. Yüksek oranda uluslararası katılımla gerçekleşecek olan etkinliğe, Birleşmiş Milletler, Türk –Alman Enerji Formu, Asya Kalkınma Bankası, IEA Temiz Kömür Merkezi gibi kuruluşlardan üst düzey yöneticiler gelecek. Sektörün tüm taraflarının buluşturacak Zirve 10-11 Nisan 2018’de İstanbul’da Pullman Kongre Merkezi’nde düzenlenecek.

Hazır Beton Faaliyeti, 13 Ayın En Düşük Değerini Gördü

Açıklama 2

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) inşaat ve bununla bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri ortaya koyan “Hazır Beton Endeksi” 2018 Şubat Ayı Raporu’nu açıkladı. Hazır beton sektöründe faaliyet, güven, beklenti ve bileşik endeks olan Hazır Beton Endeksi’ni ortaya koyan Rapor’da, Faaliyet Endeksi’nin şubat ayında gerilemeye devam etmesi inşaat faaliyetlerinin zayıflamaya başladığını gösterdi. Önümüzdeki döneme ilişkin beklentinin en yüksek değere sahip olması sektörün hazır beton ve inşaat faaliyetlerinin 2018’de yolunda gideceğine olan inancını ortaya koydu.

Faaliyet, güven, beklenti ve bileşik endeks olan Hazır Beton Endeksi’nin değeri önceki yılın aynı dönemine göre düşüş sergiledi. Özellikle Faaliyet Endeksi’nin, geçen yılın aynı dönemine göre %1’e yakın azalması, geride bıraktığımız şubat ayının geçen yıla kıyasla hazır beton üretimi noktasında zayıf geçtiğini göstermektedir. Beklenti Endeksi’nde de, geçen yıla kıyasla benzer bir düşüş olması, beklentinin zayıf olduğunu ortaya koymaktadır. Güven Endeksi de geçen yıla kıyasla düşük görünmektedir.

Faaliyet Endeksi düşüş gösterdi

Hazır Beton Faaliyet Endeksi şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %0,9’luk düşüş gösterdi. Ankete katılan firmaların %27’si şubat ayında satışlarının arttığını belirtirken satışlarında önceki aya göre azalma olduğunu ifade edenlerin oranı %50 oldu. Alınan kayıtlı siparişlerde artış olduğunu söyleyenlerin oranı %20 iken azaldı diyenlerin oranı da %57 olarak gerçekleşti.

Güven Endeksi en az düşüş yaşanan endeks oldu

Hazır Beton Güven Endeksi şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %0,3’lük düşüş ile en az düşüş yaşanan endeks oldu. Endeks değerinin eşiğin altında kalması, sektörün güveninin istenilen düzeyde olmadığını ortaya koydu. Ankete katılanların %17’si yeni istihdamı düşünürken, yeni yatırım düşünenlerin oranı ise %13 oldu. Ankete katılan firmaların yalnızca %37’si tedarikçilere vereceği siparişin önümüzdeki üç ayda artacağını düşündüğünü açıkladı.

Sektörün beklentisi geriledi

İnşaat sektöründe önümüzdeki dönemde yaşanması muhtemel gelişmeleri göstermesi açısından önemli olan Hazır Beton Beklenti Endeksi’nin şubat ayı değeri bir önceki yılın aynı ayına göre %0,9 geriledi. Önümüzdeki üç ayda satışlarının artacağını düşünenlerin oranı %33 iken satışların azalacağını düşünenlerin oranı ise %23 oldu. Gelecek üç ayda girdi stoklarını artıracağını söyleyen firmaların oranı ise %43 olarak gerçekleşti.

Sektörümüz, inşaat işlerinin yolunda gideceğine olan inancını koruyor

Hazır Beton Endeksi Şubat Ayı Raporu sonuçlarını değerlendiren Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, Faaliyet Endeksi’nin şubat ayında düşüş göstermeye devam ettiğini, bu durumun 2018 yılının şubat ayında inşaat faaliyetlerindeki zayıflamaya işaret ettiğini söyledi.

Önümüzdeki döneme ilişkin beklentinin en yüksek değere sahip olması, sektörün hazır beton ve inşaat faaliyetlerinin 2018’de yolunda gideceğine olan inancını ortaya koyduğunu söyleyen Yavuz Işık, “Güven Endeksi, geçen ayki yükselişten sonra kısmi bir azalma göstermiştir. Özellikle Faaliyet Endeksi’nin 13 ayın en düşük değerine sahip olması dikkat çekicidir. Endeksteki düşüş 4. ayına girmiştir. Şubat ayında beklenen toparlanma gerçekleşmemiştir. Mart ayı ile birlikte hissedilir bir hareketliliğin başlamaması durumunda, inşaat sektörünün durgunluğa girdiği söylenebilecektir. Bu yönüyle mart ayı göstergeleri 2018 açısından kritik önemi haizdir. Geride bıraktığımız şubat ayındaki gerileme, mevsimselliğin ötesinde bir boyuttadır. Söz konusu gerilemenin geçici mi yoksa kalıcı mı olduğu, mart ayı ile birlikte daha doğru bir şekilde söylenebilecektir.” dedi.

Hazır Beton Endeksi hakkında

Söz konusu endekslerin oluşturulmasına esas teşkil eden anket ile firmalara 9 soru sorulmuştur. Her bir endeksin değeri 100’ün altında ya da üstünde olmasına bağlı olarak yorumlanmaktadır. 100’ün üzerinde olması durumunda önceki aya ait faaliyetin ya da gelecek döneme ilişkin beklentinin olumlu yönde geliştiği yorumu yapılmaktadır.

Türkiye genelinde her ay hazır beton üreticileri ile gerçekleştirilen çalışmada 3 farklı endeks türetiliyor. Hazır Beton Faaliyet Endeksi ile hazır beton firmalarının geçmiş bir aylık faaliyetlerinin sonuçları, Hazır Beton Güven Endeksi ile hazır beton sektöründe faaliyet gösteren teşebbüslerin, ekonomi ve sektöre yönelik duydukları güven seviyesi, Hazır Beton Beklenti Endeksi ile hazır beton firmalarının önümüzdeki üç aylık dönemde faaliyetlerinin hangi seviyede olacağına ilişkin beklentiler hakkında bilgi edinildi. Hazır Beton Endeksi ile endekslerin tümünü içeren bileşik endeks elde ediliyor.