MÜSİAD’dan 2’nci Katar Çıkarması

MÜSİAD’ın ana partnerliğinde bu yıl ikincisi düzenlenen Expo Turkey by Qatar, Katar’ın Başkenti Doha’da başladı.

MÜSİAD’ın ana partnerliğinde bu yıl ikincisi düzenlenen Expo Turkey by Qatar, Katar’ın Başkenti Doha’da başladı.112 Türk firmasının katılımıyla gerçekleştirilen fuarda, başta gayrimenkul ve inşaat sektörleri olmak üzere, lojistik, bilgi teknolojileri, gıda ve sağlık turizmi sektörleri ön plana çıktı.17-19 Ocak tarihleri arasında, Doha Exhibition and Convention Center’da (DECC) düzenlenecek olan fuarın açılışı, geniş bir katılımla gerçekleştirildi. Açılış, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Katar Ekonomi ve Ticaret Bakanı H.E Sheikh Ahmed Bin Jassim Al Thani, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıkoğlu ve Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan’ın katılımlarıyla gerçekleştirildi.

Türk Mallarına ve Şirketlerine İlgi Büyük

Fuarın açılışında konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Katar’a Türk şirketlerinin adeta çıkarma yaptığını kaydederek, Katar’da Türk mallarına ve şirketlerine karşı büyük ilgi olduğunu ifade etti.

Tüfenkci, “Bizler de Türkiye olarak bu fırsatları iyi değerlendirmeliyiz. Kalıcı ve sürdürülebilir iş birliğini artıracak projelere birlikte imza atmalıyız. Burada iş yapma şeklini iyi öğrenerek kalıcı olmamız gerekir.” diye konuştu.

Bülent Tüfenkci, bu fuarların Türkiye’nin ihracatına katkı sağlayacağını belirterek, Türk ürünlerine yönelik ilgiden bahsetti. Katar’da Türk şirketlerine pozitif ayrımcılık yapılacağına ilişkin bir yorum üzerine Tüfenkci, yetkililerin kendilerine “Türk firmalara öncelik tanıyacağını” söylediğini aktardı.

Katar’a uygulanan ambargo sonrası Türkiye’nin bu ülkenin yanında olduğunu anlatan Tüfenkci, 2017’de iki ülke arasındaki ticaret hacminin henüz kesin olmamakla birlikte 900 milyon dolara ulaştığını, bu rakamın daha da yukarılara çıkacağını vurguladı.

“Katar’ın kapısı Türk şirketlerine her zaman açık”

Katar Ekonomi ve Ticaret Bakanı Şeyh Ahmed bin Casim bin Muhammed Al Sani, iki ülke arasında her geçen gün daha iyiye giden bir ilişki olduğunu belirterek, iş birliğini daha da geliştireceklerini söyledi.

Al Sani, “Katar’ın kapısı Türk şirketlerine her zaman açık. Türk yatırımcıları bekliyoruz. Sadece 1-2 alanda değil en az 6-7 sektörde ilerleyeceğiz. Ayrıca Türk şirketlerine ayrıcalık tanıyoruz ve bundan sonraki süreçte yeni ayrıcalıklar için değerlendirmeler yapıyoruz.” dedi.

“Fuar İki Ülke Arasında Büyük Fırsatlar Oluşturuyor”

Katar’daki fuarın organizatörü Medyacity Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kurt, fuar ile iki ülke arasında büyük fırsatların oluştuğunu kaydetti. Kurt, “Geçtiğimiz yıl ilkini gerçekleştirdiğimiz fuarımıza hem Türkiye hem de Katar’dan yoğun bir katılım gerçekleşti. Bu yıl Türkiye’nin en önemli iş örgütlerinden MÜSİAD ana partnerliğinde gerçekleştireceğimiz fuarımıza, yine başta gayrimenkul ve inşaat olmak üzere yapı malzemeleri, bilişim, gıda, sağlık turizmi, makine ve ulaşım alanlarındaki lider Türk firmaları katılım gösterdi. 2. Expo Turkey by Qatar fuarımızla, 7 ana sektörden öncü şirketlerin desteğiyle iki ülke arasındaki yıllık ihracat hacmini ilerleyen yıllarda 5 milyar dolara, yıllık doğrudan yatırımı da 3 milyar dolara yükseltmeyi hedefliyoruz.” şeklinde konuştu.

Ticari İlişkiler Memnun Edici

Katar’ın Türkiye açısından diğer Körfez ülkelerine nazaran daha özel bir konumda yer aldığını ifade eden MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, “Katar’la, bugün daha da güçlenmekte olan ilişkilerimiz, ticari anlamda da önemli bir boyuta ulaşmış durumda. Türkiye ile Katar arasındaki ticaret hacminin, son 10 yıl içinde 408 milyon dolardan, 710 milyon dolara yükseldiğini görüyoruz. Katar, kişi başına düşen milli geliri göz önünde bulundurulduğunda, dünyanın en zengin ülkesi. Bunun yanında iş dünyasına sunduğu güven ve istikrar ortamı, Katar’ın önemli ve değerli bir ticari ortak olarak görülmesinde de büyük bir rol oynuyor. Yarım asırlık mazisine rağmen bugün 100’den fazla ülkeye, yaklaşık 335 milyar dolar yatırım gerçekleştiren, kaynaklarını en iyi şekilde kullanmayı başaran ve eğitime en fazla yatırımı yapan ülkelerden biri olan Katar’dan söz ediyoruz. Bu müthiş bir başarı. Türkiye Katar arası ticari ilişkilere baktığımızda da yine memnun edici bir tabloyla karşılaşıyoruz.” diye konuştu.

Hedef: İhracat Hacmini 5 Milyar Dolara Çıkarmak

Bu sene ikinci düzenlenen fuarla birlikte iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin daha da güçleneceğinin altını çizen Kaan, “112 Türk firmamızın katıldığı EXPO, karşılıklı yapılan yatırımlar ve geçmişte yapılan ve memnuniyetle sonuçlanan işler dolayısıyla hâlihazırda birbirini tanıyan yatırımcıların yanı sıra, yeni yatırım ve iş birliklerine de kapı açacak. Bunun gibi başarılı organizasyonlarla, iki ülke arasındaki ihracat hacmini 5 milyar dolara, yıllık doğrudan yatırımı da 3 milyar dolara çıkaracağız inşallah.” ifadelerini kullandı.

Teknoloji ve İnovasyon Vurgusu

İslam ülkelerinin teknoloji ve inovasyon konularına yeterli düzeyde önem vermediğini vurgulayan Kaan, “ Müslüman ülkeler olarak, bilgi ve teknolojide dünyanın gerisinde kalmayacak şekilde bir atılıma geçmemiz gerekiyor. İslam ülkelerinin nitelikli insan gücü oluşturarak, teknoloji tabanlı üretimlerle rekabetçi bir ekonomiye sahip ülkeler arasındaki yerini alması bir zorunluluk halini almıştır. Bunları başarabilmek için araştırma-geliştirmeye yapılan yatırımlara ağırlık verilmeli, bu doğrultuda yapılan çalışmalar desteklenmelidir. Biz iş insanları, başta Türkiye olmak üzere Müslüman ülkelerin potansiyelinin farkındayız ve bu potansiyelin ortaya konabilmesi için MÜSİAD olarak, her zaman elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

İhracatçıya KDV iadesi tasdik ücreti indirimi

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Yeminli Mali Müşavirler tarafından alınan KDV iadesi tasdik ücretlerinde yapılan indirim hakkında bir değerlendirmede bulundu. Bu indirimin küçük bir indirim olmadığını, yaklaşık %10 ila %35 arasında olduğunu belirten TİM Başkanı “İhracatçılarımızın büyük bir kısmı Yeminli Mali Müşavirlik hizmetinden faydalanıyor. Bu ücretlerde yapılan indirim aslında bizlere verilen doğrudan bir teşvik görevi görüyor. Bu anlamda, ihracatçılarımız adına Maliye Bakanlığımıza ve Mali Müşavir Odaları Birliğine teşekkür ediyoruz.” dedi.

Ayrıca, 2018 yılını ihracatta rekorlar yılı ilan ettiklerini söyleyen Büyükekşi “İhracatımız bu yıl tarihi zirveyi görecek. Hükümetimiz tarafından her alanda verilen bu destekler, başarılarımızın itici gücü olmaya devam edecek. Ve 2023 hedeflerimize hep birlikte ulaşacağız” dedi.

Ocak ayının ihracat rakamları hakkında da değerlendirmelerde bulunan TİM Başkanı “Bu ay ihracatımız büyük bir ivmeyle başladı. 1 Şubat’ta ihracat rakamlarımızı açıklayacağız. Ciddi artışlar görebiliriz. Güçlü bir başlangıç yaptığımız 2018’in devam eden aylarında da yeni rekorlar kıracağız.” dedi

Y Kuşağı Girişim Dünyasında Çok Mutlu

Pisano, oluşturduğu yatay hiyerarşi ile çalışanlarını, şirketin ve ürünün büyüme sürecinin parçası yapıyor.

Her yeni gelen kuşak ve teknolojik dönüşüm, beraberinde iş yapış mekanizmalarını ve biçimlerini de değiştiriyor. Baby-boomers ve X kuşağının ardından, doğumları 80 ve 90’lı yıllara denk gelen Y kuşağı da profesyonel yaşamda tırmanmaya çoktan başladı. Kurumsal hayatın getirdiği yükler her geçen gün artarken, yönetici koltuklarına oturmaya başlayan bu kuşak, aradığı özgürlüğü, alışılmışın dışında bir çalışma ortamı sağlayan teknolojik girişimlerde bulmuş gibi görünüyor. Hem kurucularının hem de çalışanlarının büyük bir kısmının Y kuşağına mensup olduğu Pisano, Türkiye’deki bu konuya örnek girişimlerden biri.

“Pisano’da yatay bir hiyerarşik düzen var, burada herkes yönetici, herkes üreten. Üst düzey yöneticiler tatmin olsun diye değil ama ortak bir hedef için hep birlikte çalışmak, çalışanlarımız için daha fazla konfor alanı yaratıyor.” diyen Pisano CEO’su Özkan Demirşöyle devam ediyor: “Müşteri mutluluğu kadar çalışan mutluluğu da çok önemli. İnsanlara fikirlerini açıkça söyleyebilecekleri bir ortam yaratmak ve hatalara yer açmak, yaratıcılığı ve başarı odaklı çalışmayı tetikleyen şeyler. Yeni kuşağın aradığı şey sanırım bu. Yeni kuşak teknoloji girişimleri doğaları gereği dinamik yerler. Çok hızlı büyüyoruz. Gün içerisinde çok kritik bir karar alıp, aynı gün içerisinde hayata geçirebiliyoruz ve sonuçlarını görmeye başlayabiliyoruz. Bu şu demek; kurumsal bir firmada 4-5 senede sahip olacağınız deneyime 1 sene içerisinde tanık olabiliyorsunuz ve kendinizi geliştirmek için çok fazla imkana sahip oluyorsunuz. Bu tür ortamlarda her birey önem kazanıyor.

Arz ekonomisinden talep ekonomisine geçen dünyamızda, müşteri deneyimi ve müşteri geri bildirimleri alanında 360 derece çözümler sunuyoruz. Bir teknoloji şirketiyiz. Teknoloji kadar hızlı gelişiyoruz, global pazarlara açılıyoruz. Biliyoruz ki, en iyi müşteri deneyimi sunan şirketlerin %70’i müşterilerinden geri bildirim alıyor. Ekibimiz için de aynı şey geçerli. Gün içerisinde ofiste yaşadıkları deneyim, tüm şirket için başarıya giden yolda kilit bir rol oynuyor. Yönetimden, tasarıma, yazılım geliştirmeden satışa kadar kendi alanlarında uzman 40 kişilik, yaş ortalaması 29 olan koca bir ekibiz. Görüyoruz ki; müşterilerin markalarla olan ilişkilerinde ve satın alma biçimlerinde yaşanan dramatik değişimle birlikte, çalışanların işverenleri ile olan ilişkilerinin değişmesi, kuşaklar arası geçişlerde oldukça doğal bir süreç. Buna ayak uydurabilen şirketler, sağlam ekiplerle hedeflerine bir adım daha yaklaşacaklar.”

Sermayesi Olmayan Z Kuşağı için İş Fırsatı Sunuyoruz

Doğrudan satış sektörü; esnek mesai saati uygulaması, sermaye olmadan da kendi işini yapma fırsatı sunduğu için Z kuşağı için fırsatlarla dolu. QNET, yeni nesil gençler için e ticaret uygulamasını doğrudan satışın dinamiğiyle birleştiriyor, gençler için portföyüne sürekli yenilikçi ürünler ekliyor ve sponsorluklar geliştiriyor.

Günümüzde Z jenerasyonunun iş hayatına adım atması ve alım gücüne kavuşmasıyla tüm satış kuralları değişti. Artık gençler kendi girişimcilik hikayelerine imza atmak istiyor. Giderek büyüyen doğrudan satış sektörü de gençlere bu fırsatları sunuyor.

Dünyada 150’den fazla ülkede faaliyet gösteren QNET, gençleri önemseyen projelerle adından söz ettirmeye devam ediyor. QNET Türkiye, Orta Asya ve Rusya Bölge Müdürü Cem Geyik; Doğrudan satış sektöründe girişimcilerimizin, networkerlarımızın yaş ortalaması giderek düşüyor. Gençler sektöre büyük bir ilgi gösteriyor. Bu da bizim gibi firmaların vizyonunu tamamen değiştiriyor. QNET olarak Z kuşağına sermayesi olmadan girişimcilik imkanı sunuyoruz. İşe inanması, çalışması doğrudan satış sektöründe başarıya ulaşması için yeterli. e-ticareti sektörle buluşturan, sosyal medyayla entegre eden firma olarak gençlere iş imkanı sunuyoruz” dedi.

Cem Geyik, dünya çapında Manchester City gibi sponsorlukların da olması gençlerin sektöre ilgisini arttırdığını belirttiyor. Cem Geyik “QNET de faaliyet gösterdiği ülkelerde genç yetenekleri, sporcuları desteklemeye devam ediyor. Türkiye’de Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Sevgi Evleri ile gençlerin spor çalışmalarına katkıda bulunuyoruz, Z kuşağı için yatırımlarımız 2018 yılında da devam edecek” dedi.

Doğrudan satış sektöründe tamamen on line sisteme geçen ilk şirket olan QNET, hizmet ve ürünlerini e-ticaret üzerinden sunuyor. Bu noktada QNET sistemi günümüz alışveriş psikolojisine ve davranış kalıplarına da paralellik gösteriyor.

10. Doğrudan Pazarlama Ödülleri’ne Başvurular Başladı

Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği’nin (DPİD) düzenlediği ve bu yıl 10. kez verilecek olan Doğrudan Pazarlama Ödülleri’ne başvurular 15 Ocak’ta başladı. Bu yıl Alışveriş Merkezi Etkinlikleri ve Doğrudan Sorumluluk Projeleri adları altında 2 yeni kategoriyle daha da zenginleşen ödüller için son başvuru tarihi 9 Şubat 2018. Doğrudan Pazarlama Ödülleri’ne başvurular http://www.dpodulleri.org  adresinden yapılabiliyor.

Doğrudan pazarlama sektörüne değer katmak adına çalışmalar yapan Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği (DPİD) tarafından düzenlenen ve artık gelenekselleşen Doğrudan Pazarlama Ödülleri bu yıl 10. kez sahiplerine kavuşacak. Ödüller için 15 Ocak’ta başlayan başvurular 9 Şubat’ta sona eriyor. Bu sene programa yeni eklenen Alışveriş Merkezi Etkinlikleri ve Doğrudan Sorumluluk Projeleri kategorileri ile daha da zenginleşen Doğrudan Pazarlama Ödülleri’nin bu yılki konsepti “Doğru stratejiyi, doğru zamanı, doğru müşteriyi, doğru yöntemi YAKALA!” olarak belirlendi.

2 yeni kategorinin eklendiği ödüllerde “Çekmecede Kalmış İşler” adlı kategori bu yıl da müşterilere sunulan ancak gerçekleşmemiş, iyi işleri bekliyor. Değerlendirme aşamasında ana jürinin yanı sıra bir de “Genç Jüri”nin yer aldığı Doğrudan Pazarlama Ödülleri’ne başvurular http://www.dpodulleri.org  adresinden yapılabiliyor. Yarışma, Türkiye ve KKTC’den, doğrudan pazarlama alanında proje üretmiş ve uygulamış tüm ajanslara açık.

Bu yıl AVM Etkinlikleri ve Doğrudan Sorumluluk Projeleri de değerlendirilecek

Amacı ticari etkinliği yüksek olan, ölçülebilir, sonuç getiren doğrudan pazarlama projelerini seçerek ödüllendirmek olan Doğrudan Pazarlama Ödülleri’nin bu seneki programına iki yeni bölüm daha eklendi. Etkinlik Pazarlaması başlığı altında yerini alan Alışveriş Merkezi Etkinlikleri kategorisinde Alışveriş Merkezlerinin kendi ziyaretçilerine ya da bir ürün veya markaya yönelik gerçekleştirdiği tüm etkinlik projeleri değerlendirilecek. Yarışmanın Özel Kategoriler bölümünde bu yıl ilk kez yer alacak olan Doğrudan Sorumluluk Projeleri kategorisi ise sosyal sorumluluk projeleri arasında iletişimini “doğrudan pazarlama” tekniklerinden en az biri kullanılarak gerçekleştirilen kampanyalar için geçerli olacak.

“Genç Jüri” bu yıl da iş başında!

30 yaşın altında ve dernek üyesi ajans çalışanlarından oluşan bir “Genç Jüri” de bu sene yine yarışma ana jürisinin yanında yerini alacak. Genç Jürinin seçimleri, elenme sürecinde bir yüzdeye sahip olacak. Böylece ödüllerde iletişim sektörünün genç yetenekleri de söz sahibi olmuş olacak. Ayrıca Genç Jüri’nin seçtiği işler birinci, ikinci ve üçüncülük “Genç Jüri Ödülü”nün sahibi olacak. Bu ödül ayrı bir kategori olarak değerlendirilmeyecek.

Çekmecede kalmış işler gün yüzüne çıkıyor!

Bu yıl da “Çekmecede Kalmış İşler” çekmeceden çıkacak ve Doğrudan Pazarlama Ödülleri’nde yarışacak. Müşterilere sunulan, marka stratejisine uygun, yaratıcı ancak çeşitli nedenlerle hayata geçirilmemiş yani çekmecede kalan işlerin değerlendirmelerinde uygulama ve sonuç esas alınmayacak.

01 Ocak 2017 – 31 Aralık 2017 dönemi içinde gerçekleşmiş doğrudan pazarlama projelerinin katılabildiği Doğrudan Pazarlama Ödülleri, 15 Ocak – 9 Şubat tarihleri arası yapılacak başvuruların ardından 1-12 Mart tarihleri arasında değerlendirilecek. Yarışmaya katılım, http://www.dpodulleri.org web sitesinden başvuru formu doldurularak, online olarak yapılıyor.

Ak Portföy Genel Müdürlük görevine Mehmet Ali Ersarı atandı

2008 yılından bu yana Ak Portföy’de Genel Müdür Yardımcısı olan Mehmet Ali Ersarı, Ak Portföy Genel Müdürlüğü görevini devraldı. Ak Portföy’de emeklilik ve yatırım fonları yönetimi, portföy yönetimi, strateji ve varlık dağılımı, yapılandırılmış ürünlerden sorumlu olan Ersarı, sermaye piyasalarında 20 yılı aşkın bir tecrübeye sahip. Finans sektörünün önde gelen kuruluşlarında üst düzey kademelerde yöneticilik yapan Ersarı, Ak Portföy’e katılmadan önce Royal Bank of Scotland Hazine Direktörü olarak görev yapmaktaydı.

Lisans eğitimini ODTÜ İnşaat Mühendisliği bölümünde yapan Ersarı, inşaat mühendisliği yüksek lisansını yine ODTÜ’de, MBA derecesini Bilkent Üniversitesi’nde tamamladı.

Tesis Yönetim Derneği (TRFMA) kuruldu

Sürekli büyüyen ve gelişen yapısıyla Türkiye’nin en fazla istihdam sağlayan sektörlerinin başında gelen, Tesis Yönetim sektörünün önde gelen 15 firması bir araya gelerek, kısa adı TRFMA olan TESİS YÖNETİM DERNEĞİ’ni kurdu. Sektörün tanıtımı ve sorunlarının çözümü için harekete geçen TRFMA, ilk olarak Mayıs ayında bir fuar ve konferans düzenleyecektir.

Tesis (Facility) kısaca insanların yaşadığı veya çalıştığı binalar, iş merkezleri, plazalar, siteler, rezidanslar, avm’ler, fabrikalar, hastaneler, havaalanları, oteller, okullar vb. tüm mekânlardır.

Tesis Yönetimi (Facility Management) ise bu tesislerin sürdürülebilmesi ve geliştirilmesi için “insan, mekân, teknoloji ve süreçleri” birleştiren, birden fazla disiplini kapsayan uzmanlık ve deneyim gerektiren yeni bir kavram, yeni bir meslek olarak tanımlanmaktadır.

Son yıllarda hem dünyada, hem de ülkemizde giderek gelişen ve önem kazanan Tesis Yönetimi, sürekli büyüyen ve gelişen yapısıyla Türkiye’nin en fazla istihdam sağlayan sektörlerindendir.

Sektörün ülkemizde tanıtılmasını ve geliştirilmesini sağlamak, sektörde yöneticilik yapan, yönetim hizmeti veren kişi ve kuruluşlara yardımcı olmak amacıyla sektörün önde gelen 15 tesis yönetim firması bir araya gelerek 21.12.2017 tarihinde Tesis Yönetim Derneği’ni (TRFMA) kurdu.

TRFMA’nın en önemli hedefleri; kentsel dönüşüm projelerinin, karma kullanımlı tesislerin, özel maksatlı tesislerin vb. yeni ve mevcut tüm basit ve karmaşık tesislerin yönetim süreci ile ilgili sorunlara çözümler üretilmesini, yönetimin ve yönetim hizmetlerinin geliştirilmesini sağlamaktır.

Bu amaçla, TRFMA ilk faaliyet olarak tesis yönetim sektöründe yer alan firmaları, tedarikçileri ve diğer paydaşları buluşturacak, Demos Fuarcılık ile birlikte İstanbul Kongre Merkezinde 10-12 Mayıs 2018 tarihlerinde “FM İSTANBUL Tesis Yönetim Fuarı” ve 9-11 Mayıs 2018 Tarihlerinde “TRFMA Türkiye Tesis Yönetim Konferansı” düzenleyecektir.

TESİS YÖNETİM DERNEĞİ KURUCU ÜYELERİ

ATALIAN GLOBAL SERVİCES HOLDİNG A.Ş.
BOĞAZİÇİ KONUT HİZMET YÖNETİM İŞLETMECİLİĞİ VE TİC. A.Ş. EFM TESİS YÖNETİMİ VE SERVİS HİZMETLERİ A.Ş.
EUBSA TESİS YÖNETİM VE İŞLETME HİZMETLERİ LTD. ŞTİ. EUROSERVE HİZMET VE İŞLETMECİLİK A.Ş.
ISS TESİS YÖNETİM HİZMETLERİ A.Ş.
İŞ MERKEZLERİ YÖNETİM VE İŞLETİM A.Ş.
KLÜH PROFESYONEL HİZMETLER TİCARET A.Ş.
KOZA YÖNETİM VE SERVİS A.Ş.
RGM TURKEY GAYRIMENKUL YÖNETİM VE İŞLETME A.Ş. SODEXO ENTEGRE HİZMET YÖNETİMİ A.Ş.
SOLUTO TESİS YÖNETİM HİZMETLERİ A.Ş.
TEPE SERVİS VE YÖNETİM A.Ş.
TSP DENETİM EĞİTİM ORGANİZASYON A.Ş.
YKS TESİS YÖNETİM HİZMETLERİ A.Ş.

Dijital Eğlence ve Oyun Fuarı Gaming İstanbul 1 Şubat’ta Başlıyor

Türkiye’nin ilk global ölçekli Dijital Eğlence ve Oyun Fuarı Gaming İstanbul’un üçüncüsü, “İÇİNDE OYUN OLAN OYUN FUARI” sloganıyla Harbiye İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenecek

Etkinlik devi “GL Events” tarafından hayata geçirilen fuar, 4 bin 400 metrekare
büyüyen alanında e-spor karşılaşmalarının yanı sıra, retro oyun alanı,
alışveriş alanı, ve çocuk parkı ile herkese hitap edecek

Fuarda düzenlenecek 10 bin TL ödüllü GIST Cosplay Yarışması için başvurular başladı

Oyun ve dijital eğlence dünyasının devlerini buluşturan ve yabancı basının “Dünyada kendi klasmanında en iyi beş fuardan biri” olarak tanımladığı GAMING İSTANBUL, bu yıl “İÇİNDE OYUN OLAN OYUN FUARI” sloganıyla yola çıkıyor.

Organizatörün Olimpiyat Oyunları ve Cannes Film Festivali gibi etkinliklerde imzası var

Dünya genelinde kendisine ait 300 fuar ve 4 binin üzerinde organizasyona sahip “etkinlik uzmanı” GL Events, GAMING İSTANBUL’un 14 bin metrekarelik fuar alanını 4 bin 400 metrekare büyüteceğini açıkladı. 1-4 Şubat 2018 tarihlerinde Harbiye İstanbul Kongre Merkezi’nde üçüncüsü düzenlenecek olan fuar, İlk senesinde 46 bin 800, ikinci senesinde 82 bini aşan ziyaret rakamlarına imza atmıştı.

Kadın ve aile ziyaretçi oranları yüksek

1-4 Şubat 2018 tarihlerinde Harbiye İstanbul Kongre Merkezi’nde üçüncüsü düzenlenecek olan fuardaki alışveriş alanı ve çocuk parkı, fuarın ailelere hitap etmesini sağlıyor. Düzenlendiği ilk iki sene içinde aile ve kadın katılımcı oranlarının yüksekliğiyle dikkat çeken GAMING İSTANBUL, bu konuda dünyadaki benzerlerinden de kolayca ayrışıyor.

10 bin TL ödüllü Cosplay yarışması

Kostüm ve aksesuarlarıyla dijital oyun ve eğlence dünyasının meşhur karakterlerini en iyi yansıtanlar, GIST Cosplay yarışmasında büyük ödülü kazanma şansını yakalayabilecek. Üçüncüsü düzenlenen fuardaki yarışmanın büyük ödülü ise 10 bin TL olacak.

Oyun dünyasının devleri fuarda yerini alacak

Gaming İstanbul’da dünya devi oyun şirketi Ubisoft da yerini alacak ve uzun süredir merakla beklenen oyunu Far Cry 5’in ön oynamasını yaptıracak. Piyasaya 27 Mart’ta çıkacak oyun, son sürüme yakın hâliyle İstanbul’da oynanacak. The Crew adlı oyununu da oynatacak olan Ubisoft, 3-4 Şubat tarihlerinde düzenleyeceği ödüllü Rainbow Six Siege turnuvasıyla oyunseverlerin ilgi odağı olacak.

Fuara katılımı kesinleşen firmalar arasında Ubisoft, Pearl Abyss, ByNoGame, Param, Xbox, Playstation, Epin, Monster Energy, Redbull, Vestel, Papara, Game Satış, Adore Mobilya, Seti Medya, Ewaapro, Xdrive, Oyungezer, Proud Dinasours, GearBest, Beluga Global, Codemodeon, Binary Games, Zocco’s, QP bilişim, OverGame, Zeren’s Universe, Appodeal, Admost, TCA, Portable Marketing ve Rising Tech yer alıyor.

Kariyer ve yatırım fırsatları gençleri bekliyor

Hızla büyüyerek Hollywood’u geride bırakan oyun sektöründeki yapımcı, dağıtıcı firmalarla, tasarımcı ve programcılarla tanışmak, kendini göstermek için GIST seminerleri ciddi bir fırsat ortaya koyuyor.

Oyun dünyasının profesyonelleri buluşuyor

Yerel ve uluslararası yatırımcıların yoğun ilgi gösterdiği fuardaki GIST Geliştirici Konferansları oyun dünyasının profesyonellerini bir araya getirirken, GAMING İSTANBUL’da eğlence ve işin de tek çatı altında buluşmasını sağlayacak. Katılımı kesinleşen isimlerin listesi aşağıda yer alıyor:

  • -Adam Hetenyi (Oyun Tasarım Bölümü Yöneticisi, Deck 13 Interactive)
  • -Graham McAllister (Direktör, Player Research)
  • -Marie Amigues (CEO, Altagram)
  • -Slava Taraskin (İş Geliştirme Bölümü Yöneticisi, Unity Ads)
  • -Erling Erlingsen (Halka İlişkiler & Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı, Funcom)

Fuardaki iş dünyasına yönelik (B2B) etkinliklerin son gününde, Türk oyun basınının bir araya gelerek oluşturduğu GoodGamers yer alacak. 4 Şubat 2018 Pazar günü GoodGamers Sunday başlığı altında yapılacak konferanslar, tamamen Türkçe olarak gerçekleştirilecek.

Yanlış Ofis Mobilyası Kullanımı Hastalıklara Neden Oluyor

Dünyada milyonlarca kişiyi ilgilendiren, 21’inci yüzyılın en önemli hastalıkları arasında ofis hastalıkları gösterilmeye başlandı. Sizin de bileğiniz, boynunuz ve sırtınız sürekli ağrıyor ve doktorunuz size; karpal tünel sendromu, tenisçi dirseği, boyun düzleşmesi, bel fıtığı, kireçlenme, omurga eğriliği gibi tanılar koyuyorsa bunların nedeni ofis ortamındaki konforsuz şartlar olabilir. Türkiye’de sağlıklı yaşam hareketinin öncüsü olan ve bu doğrultuda dünya standartlarına uygun mobilyalar üreten Bürotime, ofis ortamındaki mobilya seçiminin, çalışan sağlığı ve iş verimliliği açısından büyük önem taşıdığı konusunda herkesin farkındalık sahibi olması gerektiğine dikkat çekiyor.

Ofis ortamında saatlerce çalışan pek çok kişi; hep aynı hareketleri yapmaktan, sürekli aynı yerde oturmaktan dolayı kas ve iskelet sistemi rahatsızlıkları başta olmak üzere çeşitli hastalıklara yakalanıyor. Hastanelerde fizik tedavi gören hastaların çoğunluğunun ofis çalışanı olduğu belirtilirken, en sık karşılaşılan hastalıkların; karpal tünel sendromu, tenisçi dirseği, De Quervain sendromu, boyun fıtığı, bel fıtığı, kireçlenme ve omurga eğriliği olduğu ifade ediliyor.

Uzun süre oturarak çalışmanın sigara içmek ile eş değer olduğuna özellikle vurgu yapılırken; çalışan kişinin 20 dakikada bir ayağa kalkması ve kişinin vücut postürüne uygun ofis mobilyası tercih etmesi tavsiye ediliyor.

Türkiye’de ofislerde sağlıklı yaşam hareketinin öncüsü olan, dünya standartlarında vücut şekline ve sağlığına uygun ofis mobilyaları üreten Bürotime’ın Genel Müdürü Şaban İren;“Yaşamımızın büyük bir kısmı işimiz gereği ofis ortamında geçiyor. Saatlerce oturarak çalıştığımız bazen de işe dalıp kıpırdamayı unuttuğumuz anlar oluyor. İşte tüm bunları gözeterek; ofislerin nasıl daha eğlenceli, daha konforlu hale getirileceğini, çalışanların sağlığına zarar vermeyecek hatta katkıda bulunacak ürünleri nasıl tasarlayabileceğimizi ilke edinerek, bu yönde çalışmalar yürütüyoruz “ açıklamasında bulundu.

Sizi Hareket Etmeye Yönelten Masa

Son trendlere bakıldığında, çalışanların hareketsiz ofis hayatlarının getirdiği rahatsızlıklara duyarlı bir bakış açısı ile geliştirilen tasarımların ön plana çıktığı gözlemleniyor. Bürotime Ürün Yöneticisi Birtan Baç, Ofis çalışanlarının uzun süreli masa başında çalışmasının oldukça zararlı olduğu bilincinden hareketle, ergo – dinamik ve esnek çalışma alanları sunan Set isimli masayı tasarladık. Kullanıcısına ayakta çalışma imkânı tanıyan Set, dijital kumandası ve ayarlanabilir buton seçenekleriyle çalışmak istediğiniz minimum ve maksimum yüksekliği sabitleme imkânı sunmaktadır. Ürünü, aynı zamanda ofis içi çalışma senaryolarına cevap verebilecek şekilde teknolojik detaylarla da donattık. Örneğin; masanın zamanlayıcısını ayarlayarak belirli periyotlarla ya da sizin istediğiniz bir zaman ayarı ile masa otomatik olarak kalkabiliyor ve sizi hareket etmeye yönlendiriyor” açıklamasında bulundu.

Doğru Çalışma Koltuğu Vücudun Şeklini Alır

Normal postüre uygun olmayan oturma biçimi, kas ve eklemlere baskı yaparak vücudun fiziksel limitlerini zorluyor. Baç,Tümüyle ayarlanabilir ergonomik bir koltuk, çalışanın vücut postürünün doğru bir şekilde konumlandırılmasını sağlar. Bürotime olarak bir çalışma koltuğu tasarlarken, her kişiye uyum sağlayacak bel boşluğunu doğru biçimde dolduran sırt kısmı, kullanıcısını rahat ve konforlu hissettiren ürünler olmasına dikkat ediyoruz. Örneğin, kullanıcısının sırt şeklini alan ve hareketine göre de destekleyen Frame adlı ürünümüz, ayarlanabilir kol desteği ve hava kanallı yapısıyla ofis çalışanları için daha fazla ergonomi sunuyor” açıklamasında bulundu.

%25 Devlet Katkısına Nasıl Hak Kazanılır?

1 Ocak 2013 tarihi itibarıyla işveren tarafından ödenen katkı payları hariç olmak üzere, vergi matrahından indirim uygulaması sona erdi ve Devlet Katkısı uygulamasına geçildi. Ev hanımları, emekliler, öğrenciler gibi vergi avantajını kullanma imkanı olmayan mevcut ve yeni katılımcılar için sistem daha cazip hale geldi.

Devletin tüm katılımcılara yıllık belirlenen limit dahilinde, yatırılan katkı payının yüzde 25’i oranında katkı sağladığı modelde, katkı payları emeklilik şirketleri tarafından Emeklilik Gözetim Merkezi’ne bildirilir ve hesaplanan devlet katkıları katılımcıların bireysel emeklilik hesaplarına ödenir. Bir takvim yılı içinde yıllık toplam brüt asgari ücret tutarı üzerinden %25 Devlet Katkısı elde edilebilir. Dolayısıyla, katkı payını bütçesinin elverdiği en yüksek tutarda belirleyen katılımcılar, Sistem’in sunduğu benzersiz Devlet Katkısı avantajından azami ölçüde faydalanabilirler.

Sisteme dahil olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve mavi kart sahibi herkes Devlet Katkısı alabilir. Mesleğine ve vergi mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın başka hiçbir yatırım aracında bulunmayan Devlet Katkısı avantajından faydalanmak için katılımcıların katkı payı ödemesi dışında herhangi bir işlem yapmalarına gerek yoktur.

Devlet katkısı, katılımcıların bireysel emeklilik hesapları kapsamındaki, yalnız devlet katkısına ilişkin tutarları takip edebildikleri alt hesaba yatırılır. Dolayısıyla, ödenen katkı paylarıyla oluşan birikim ile devlet katkısıyla oluşan birikim ayrı ayrı takip edilebilmektedir.

Devlet katkısı hesabındaki tutara hak kazanmak için bireysel emeklilik sisteminde kalma ile ilgili süre şartları bulunmaktadır. 1 Ocak 2013 tarihinden sonra sistemde sözleşme kapsamında geçirilen süre bazında Devlet Katkısı ve getirilerine hak kazanma oranı aşağıdaki gibidir:

– 3 yıldan az ise, %0

– 3 yıl ile 6 yıl arasında ise %15,

– 6 yıl ile 10 yıl arasında ise %35,

– 56 yaşını doldurmamış katılımcılar için, 10 yıl ve daha fazla ise %60,

– 56 yaşını doldurmuş katılımcılar için, 10 yıl ve daha fazla ise %100’dür.