Emtia Açık Pozisyonu ve İthalat Forwardları

Emtia Açık Pozisyonu Ve İthalat Forwardları
Emtia Açık Pozisyonu ve İthalat Forwardları

Emtia Açık Pozisyonu ve İthalat Forwardları
Müge TÜRKKAN

Açık pozisyon belirli bir finansal araç üzerinden olan borçlarımızın, yine aynı araçtan olan mevcut varlıklarımızı aşma ölçüsüdür. Bu finansal araç bir emtia olabileceği gibi döviz cinsi veya menkul kıymet de olabilir. Her finansal aracın açık pozisyonu kendi içerisinde ve diğerlerinden bağımsız olarak ölçümlenmelidir. Özellikle Nakit Akış Projeksiyonunu oluştururken Satın Alma ve Finans bölümleri tarafından emtialarda oluşabilecek açık pozisyonlar öngörüler oluşturmak üzere değerlendirilir. Bu değerlendirmenin iki önemli düzlemi vardır. Bunlardan birisi emtia fiyatlarına ilişkin diğeri ise o emtianın rezerv döviz kurundaki değişime ilişkin beklentileridir. Bu iki ölçüt ürün karlılıklarına doğrudan yansıyacağı için önceden ölçümlenmesi ve sınırlanması gerekli olan risklerdir.

Emtia Açık Pozisyonu Ve İthalat Forwardları
Emtia Açık Pozisyonu ve İthalat Forwardları

Dünya Bankasının geçtiğimiz Ekim ayında yayınladığı Küresel Emtia Görünüm raporunda 2025 yılında global emtia fiyatlarında %5’lik bir düşüş beklediğini bildirmişti. Bunun sebebi olarak  Trump yönetiminden beklenen ek gümrük tarifeleri, petrol, çelik gibi ürünlerde oluşacak arz fazlası ve jeopolitik gelişmeleri göstermişti. Ancak altın ve değerli metallerde FED’in gelecekteki parasal genişleme yaklaşımına bağlı olarak istisnai durumlar oluşabileceğini de not düşmüştü. Kahve fiyatlarındaki mevcut durum ve doğalgaz fiyatlarına ilişkin beklentiler de bu duruma istisnalar oluşabileceğini gösteriyor.

Emtia açık pozisyonu olan şirketler açısından beklenen bu fiyat düşüşü iyimserlik yaratacak olsa da bu durumun karlılıkta yaratacağı olumlu etkiyi görebilmek için emtialarının rezerv döviz cinsini de yakından takip etmeleri gerekecek. Çünkü bilanço para birimi satın aldığı emtianın rezerv para biriminden farklı olan şirketlerde emtia fiyatlarına ilişkin senaryo analizlerinde gördüğümüz kar zarar etkilerinin tamamı söz konusu emtianın döviz cinsindeki fiyat değişimleri için de aynı ölçüde geçerli. Bu duruma kur geçişkenliği etkisi diyoruz. Örnek verecek olursak: Bir firmanın açık pozisyonu olan emtia cinsinin fiyatında yaşanan %1’lik düşüşün olumlu etkisi aynı emtia cinsinin rezerv para biriminde yaşanan %2’lik değer artışı ile zarar etkisine dönüşebilir.  Bu etki o ithalat işleminin yapıldığı dönemde şirketin taşıdığı döviz açık pozisyonu ile doğru orantılı olacaktır.

İthalat ve ihracatı aynı döviz cinsinden olan firmalarda bile faaliyet döngüsü süresi içerisinde vade farklarından kaynaklanan bir kur geçişkenliği zarar etkisi görmek mümkün. İthalat ve satışın farklı döviz cinslerinde olduğu yerlerde ise bu durumun yaratacağı zarar etkisi satış fiyatlamalarına forward fiyat yansıtılarak veya bir takım korunma (hedging) işlemleri ile hafifletilmeye çalışılıyor.

Peki bu kur geçişkenliği etkisini mal alımları ile orantılı olarak değil de dövizli finansal borçlanmaların kur riski içerisinde değerlendirmek yanlış bir yaklaşım mı olur? Şirketin tüm döviz borçlarını o döviz cinsinden krediler ile kapattığı durumlarda bile bu yaklaşım yeterli olmayabilir çünkü her mal alım işlemi için ayrı bir döviz borçlanması yapmadığı durumlarda o borçlanma yine birbirinden farklı birçok kur riskini bir arada taşıyan bir sepet görevi görecektir. Buna karşılık her mal alımına ayrı bir döviz borçlanması gerçekleştiriyorsa eğer zaten bahsetmiş olduğumuz gibi aslında konuyu finansal borçlanmalar değil emtia açık pozisyonunun kur geçişkenliği yansıması olarak takip etmesi yine şart olacaktır. Buna ilaveten şirketin emtia alımına bağlı olmayan döviz açık pozisyonlarını da ödeme vadelerine değerlendirmesi gerekmektedir.

Döviz açık pozisyonlarında oluşabilecek zarar etkisinden finansal türev ürünler ile yapılan hedging işlemleri yoluyla bir ölçüde kurtulmak mümkün. Ancak burada yine her finansal işlemde olduğu gibi doğru beklentiyi doğru zamanlamada ortaya koymak önem kazanıyor. Türev ürünler ile yapılacak hedging işlemlerinde yaygın olarak kullanılan 4 ana kategoriden bahsedebiliriz. Bunlar:

1.Forwardlar (Alivre sözleşmeler)

2.Vadeli İşlem Sözleşmeleri (Future)

3.Takas İşlemleri (Swap)

4.Opsiyonlar

Elbette ki bu yukarıda saymış olduğum dört ürün dışında bir çok yapılandırılmış türev ürün şu an piyasada fiyatlanmakta. Ancak aslında bu ürünler yukarıda yer alan ürünlerin ve bunların yanında başka finansal ürünlerin (çoğunlukla sabit getirili) bir araya getirilmesi ile oluşturulmaktadır.

Bu dört temel türev ürün içerisinden Vadeli İşlem Sözleşmeleri Forwardlar ile aynı mantıkta işleyen ürünler olmakla beraber Forwardlardan farklı olarak borsada işlem gördükleri için fiyatlamalarında teminat ve kaldıraç etkileri de vardır. Swap işlemleri de fiyatlamada Forward ile benzerlik taşımak ile beraber borsalarda fiyatlanmadıkları ve diğer ürünler ile bir araya getirilmedikleri müddetçe kaldıraçsızdır. Opsiyonların fiyatlaması ise tamamen farklı diyebiliriz. İşin içerisine oynaklık (volatilite), kaldıraç ve prim tutarı gibi bazı kavramlar giriyor.

Bu türev ürünlerin hangisinin hangi durumda seçilmesi gerektiği ve fiyatlamalarındaki farklılıklar gibi konulara bu yazımda değinmeyeceğim. Her birisinin ithalat işlemlerinde nasıl kullanılabileceğine dair ileriki günlerde bir yazı daha paylaşırım. Ancak bugün aslında benim de en çok kullanılanlardan birisi olduğunu gözlemlediğim Forward işlemlerinin fiyatlamasından kısaca bahsetmek istiyorum.

Öncelikle emtia açık pozisyonları söz konusu olduğunda Forward işleminden faydalanmanın pratikte zor olduğunu ve bu nedenle bu açık pozisyonların hedging işlemlerinde çoğunlukla Vadeli İşlem Sözleşmeleri ve Opsiyon gibi borsada işlem gören diğer türev ürünlerin kullanıldığını belirtmemde fayda var. Forward işlemi pratikte sadece emtia alımının yaratacağı ilave döviz açık pozisyonunun olası zarar etkisini azaltmak için kullanılabilir.

Emtia açık pozisyonu ile ilgili kur geçişkenliği endişelerini gidermek amacıyla yapılacak bir hedging işleminde Forward ürününden faydalanılacak ise eğer doğru zamanlamayı belirleyebilmek için bu ürünün fiyatlamasını bilmek gerekiyor. Hangi değişkenler işlem yapacağınız Forward fiyatını hangi ölçüde etkiliyor? Bu sorunun cevabı ise Forward işleminin fiyatlama formülünde:

Ithalat Forwardİthalat için 3 ay vadeli USD/TRL döviz alım Forward işlemi yapıyorsak formülde yer alan değişkenler şu şekilde sıralayabiliriz:

F: Forward kur

S: Kurun güncel piyasa fiyatı (satış)

r try: 3 aylık forward TL faizi (dönemsel/satış)

r usd: 3 aylık forward USD faizi (dönemsel/alış)

Artık ithalat Forward fiyatlamamızı oluşturan değişkenlerin neler olduğunu biliyoruz. Bu durumda geriye Forward işlemini doğru zamanda yapabilmek açısından bu değişkenler ile ilgili beklentilerimizi ortaya koymak kalıyor.

Bir döviz alım Forward işleminde temel amacımız en düşük fiyatı yakalamak olduğuna göre kendi göre kurun güncel piyasa fiyatının en düşük olduğu zaman çoğunlukla tercihimiz olacaktır. Ancak bunun yanı sıra TL faizin düşük olması veya USD faizin yüksek olması da Forward fiyatımızı aşağı çekecek diğer unsurlar.

Güncel kurun bugünkü değerini ancak kur ile ilgili beklentilerimizi ortaya koyarak değerlendirebiliriz. Kur ile ilgili beklentilerimize altyapı oluşturacak birçok faktör var. Bunların başında yurtiçinde ve forward işlemini yapacağımız döviz cinsinde önümüzdeki dönem yaşanacak Para Politikası gelişmeleri yer alıyor. Genişletici para politikasının hayata geçirildiği dönemlerde özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler söz konusu olduğunda yerli para biriminin değer kaybetmesine yönelik beklentiler artıyor.  Ancak bunun dışında döviz beklentisini oluşturmaya yönelik geleneksel ve modern yaklaşımlar ile beraber dinamik modelleri de değerlendirmeye almak faydalı olacaktır.

Sonuç:

Emtia açık pozisyonumuzun kar zarar etkisini incelerken arz-talep dengesinden birinci derece etkilenen emtia fiyat beklentilerine bakarız. Ancak ithalat tarafında Nakit Akış Projeksiyonumuzu ve senaryo analizlerimizi oluştururken döviz fiyatlamalarında yaşanan hareketlerin de maliyetlerimizi emtia fiyatları ile aynı ölçüde etkileyeceğini hesaba katmamız gerekmektedir. Nakit Akış Projeksiyonlarımıza dövizin hareketli olduğu dönemlerde öngörülen mal alımlarını erken ve doğru yansıtabilmek, mal alımlarından kaynaklanan döviz açık pozisyonunda oluşabilecek zararı en aza indirmek ve gerekli hedging işlemlerini doğru zamanlama ile yapabilmek için şirketimize vakit kazandırır.

Gerek ithalat gerek ihracat tarafında yapılan tüm hedging işlemlerinde doğru zamanlamayı belirlemek öncelikle kullanılacak türev ürünün fiyatlamasını bilmekten geçmektedir. Bu nedenle beklentilerimize ilişkin senaryoları ve kar/zarar kırılma noktalarını oluşturan eşikleri önceden belirlemekte ve gerekli işlemleri beklentimize uyan zamanlamalarda yapmalıyız.

Ege İhracatçı Birlikleri 1 Milyar 261 Milyon TL Devlet Yardımını İhracatçılara Ulaştırdı

Satış Sales Training Eğitimleri Haber Ege İhracatçı Birlikleri 1 Milyar 261 Milyon Tl Devlet Yardımını İhracatçılara Ulaştırdı

Ege İhracatçı Birlikleri 1 Milyar 261 Milyon TL Devlet Yardımını İhracatçılara Ulaştırdı

Satış Sales Training Eğitimleri Haber Ege İhracatçı Birlikleri 1 Milyar 261 Milyon Tl Devlet Yardımını İhracatçılara UlaştırdıTürkiye, 2024 yılında 262 milyar dolar ihracata imza atarken, Ticaret Bakanlığı, ihracatçılarımızın rekabetçiliğini artırmak amacıyla 15 kategoride 17,6 milyar liralık devlet yardımını ihracatçılara ve iş birliği kuruluşlarına ulaştırdı. Hizmet ihracatına verilen devlet destekleri ilave edildiğinde Ticaret Bakanlığı 2024 yılında ihracata 24,7 milyar TL’lik destek sağlamış oldu.

Ticaret Bakanlığı bütçesinde 2025 yılı için ihracatçılara 33 milyar TL’lik devlet yardımı yapılması için kaynak ayrıldı.

Ege İhracatçı Birlikleri, Ticaret Bakanlığı’nın verdiği devlet yardımlarının 1 milyar 261 milyon TL’lik diliminin ihracatçı firmalara ve iş birliği kuruluşlarına ulaşmasında aracılık etti.

2024 yılında Türkiye’de yüksek enflasyon rakamları nedeniyle girdi maliyetlerinin dünyadaki rakiplerinden çok daha fazla arttığını, döviz kurlarındaki artışın enflasyon rakamlarının çok gerisinde kaldığını hatırlatan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, bu süreçte devlet yardımlarının ihracatçılara can suyu olduğunu dile getirdi.

Ak Eskinazi2023 yılında 764 milyon 800 bin TL devlet yardımlarının ihracatçı firmalara ve iş birliği kuruluşlarına ulaşmasını sağladıklarını paylaşan Eskinazi, “2024 yılında işlemlerini sonuçlandırdığımız devlet yardımları yüzde 65 artışla 1 milyar 261 milyon TL oldu. Yurt dışı fuar katılımı 461,6 milyon TL’lik destekle ilk sırada yer alırken, TURQUALITY Projeleri 313,5 milyon TL ile ikinci, birim kira desteği 107,6 milyon TL ile en çok devlet desteği verilen üçüncü başlık oldu. Pazara giriş belgeleri, tarım destekleri, küresel tedarik zinciri, yurt içi fuar katılım, e-ihracat, yurt dışı Pazar araştırması, sektörel heyetler/sanal heyetler, yurt dışı/yurt içi fuar organizatör, tasarım desteği, tanıtım desteği, yurt dışı marka tescil desteği, UR-GE proje desteği Ticaret Bakanlığı’nın destek verdiği diğer başlıklar. 2025 yılından itibaren AB Yeşil Mutabakat Uyum Projesi desteği Responsible destek programı hayata geçmiş olacak” diye konuştu.

Türkiye’nin 2025 yılında 280 milyar dolar ihracat hedefi olduğunun altını çizen EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, döviz kurlarının enflasyonun gerisinde kaldığı süreçte devlet yardımlarının artması gerektiğini, 280 milyar dolar dövizi Türkiye’ye kazandıracak ihracatçılar olarak bu tutarın yüzde 1’i tutarında 2,8 milyar dolar devlet desteği talep ettiklerini sözlerine ekledi.

Satınalma Dergisi E-Mağaza  –> https://satinalmadergisi.com/magaza/

Reklam Satış Markalama 1

 

FABRİKANIZDA BİRE BİR (1-1) ve GRUP EĞİTİMLERİ

UYGULAMA AĞIRLIKLI EĞİTİMLER – VAKA TABANLI İÇERİKLER

Kurumsal Satış Eğitimi

Şirket eğitimlerine büyük özen gösteriyoruz. Memnuniyetiniz ve referansınız bizim için çok değerli. Eğitime sizlerle birlikte hazırlanıyoruz. Sizlerden gelen önerileri dikkate alıp özgünleştirmelerle ilerliyoruz.

Güvenilir eğitim hizmetleri ile yanınızdayız.
Dolu dolu, güleryüzlü eğitimler dilerim.
Prof. Dr. Murat Erdal

 

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri

☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)
☐ Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Stratejik Satınalma Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Sürdürülebilir Tedarik Standardı ISO 20400 Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (1-2 gün)
☐ Harcama Analitiği; Maliyet ve Gider Analizi Eğitimi (1 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarik Zinciri Stratejileri Eğitimi (2 gün)
☐ Depo ve Stok Yönetimi Eğitimi (2 gün)

-> EĞİTİMLERİNİZ İÇİN DOĞRU TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

BÜYÜME İÇİN EKİBİNİZE DÜZENLİ EĞİTİMLER VERİN.

 

ERP Satış Süreçlerinde Escrow Sözleşmesi

Erp Satış Süreçlerinde Escrow Sözleşmesi
ERP Satış Süreçlerinde Escrow Sözleşmesi

ERP Satış Süreçlerinde Escrow Sözleşmesi

Anıl YILMAZ

Giriş

Modern iş dünyasında işletmeler, karmaşık ve geniş kapsamlı operasyonlarını yönetmek için ERP (Kurumsal Kaynak Planlama) sistemlerine büyük ölçüde bağımlıdır. Bu sistemler, üretimden finansal yönetim ve tedarik zincirine kadar birçok kritik süreci entegre eder. Firmalar birimlerinin işleyişlerini emanet edecekleri ERP alımlarında güven sorunu yaşadıklarında, bu durumu hem satıcı hem de müşteri tarafında “Yazılım Emanet Sözleşmesi” ile çözmek mümkündür.

Escrow Nedir?

Erp Satış Süreçlerinde Escrow Sözleşmesi
ERP Satış Süreçlerinde Escrow Sözleşmesi

Escrow, yazılım firmasının satışını gerçekleştirdiği programın kaynak kodlarını üçüncü tarafa teslim edip olası bir kalıcı hizmet verememe durumunda  müşterinin zor durumda kalmasının önüne geçildiği bir anlaşma yöntemidir. Bu yöntemde escrow aracısı, satıcı ve müşteri taraflarınca belirlenen şartlar gerçekleştiğinde yazılımın kaynak kodlarını müşteriye teslim eder.

Escrow Sözleşmesinde Dikkat Edilmesi Gereken Konular

Kaynak Kodlarında Olası Güvenlik Sorunları: Satıcı firmanın, escrow aracısına teslim ettiği kaynak kodlarında olası arka kapı bulunup bulunmadığının analizinin iyi yapılması gerekir. Yazılımda bulunan arka kapı nedeniyle müşterinin veri güvenliğini sağlamasında ciddi problemler oluşacaktır.

Doğru Versiyon: Yazılım sahibinin doğru versiyonu paylaşıp paylaşmadığının tespitinin yapılması gerekir. Satışı gerçekleştirilecek yazılımın eski versiyonlarından birinin escrow aracısına teslim edilmesi kötü senaryoda müşteriye problem yaşatacaktır.

Kaynak Kodlarda İşlevsellik Sorunları: Escrow aracısına teslim edilen kaynak kodlarında işlevsellik sorunları olması halinde bunun yazılım sahibi dışında çözülmesi çok zor olabilir.

Kaynak Kodların Yedeklenmesi: Escrow aracısının, teslim aldığı kaynak kodları güvenliği sağlanmış sunucularda olası tehditlerden koruyabileceği bir ortamda saklaması gerektiğinin bilincinde olmak gerekir. Bu bağlamda, gerekirse müşterinin escrow aracısıyla da ayrıca bir sözleşme imzalaması gündeme gelebilir.

Kaynak Kodların Güncellenmesi: Yapılacak sözleşmede, yazılım sahibinin escrow aracısına teslim ettiği kaynak kodların belirli periyotlarla güncellenmesi şartı bulundurmak, müşterinin güvenini arttırabilir. Elbette bu güncellemeler sırasında daha önce yazdığım maddelerde ki problemlerin tekrar etme ihtimalini göz ardı etmemek gerekir. Her güncellemede kontrol prosedürleri tekrar edilerek teslimin gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.

Escrow’un Sağladığı Avantajlar

  • İş Sürekliliği
    Yazılım emanet sözleşmesi, işletmelerin ERP sistemlerini kesintisiz bir şekilde kullanmasını sağlar. Böylece işletmelerin yatırım yaparken daha rahat olmalarını sağlar.
  • Yasal Güvence
    Sözleşme, taraflar arasındaki hak ve yükümlülükleri açık bir şekilde belirlediği için hukuki uyuşmazlıkların önüne geçer.
  • Şeffaflık ve Güven
    Emanet sözleşmesi, yazılım sağlayıcı ve kullanıcı arasında şeffaf bir iş ilişkisi oluşturur.
  • Risk Azaltma
    Olası tedarikçi sorunları veya teknik aksaklıklar durumunda işletmelerin operasyonel riskleri minimize edilir.

Sonuç

Yazılım emanet sözleşmesi, ERP sistemlerinin güvenliğini ve sürekliliğini sağlayan kritik bir mekanizmadır. İşletmeler, bu tür sözleşmelerle ERP projelerine yaptıkları yatırımları koruyabilir, operasyonel riskleri azaltabilir ve tedarikçi ilişkilerini güçlendirebilir. Özellikle büyük ölçekli işletmeler için yazılım emanet sözleşmesi, stratejik bir araç olarak öne çıkmaktadır.

Kaynakça

  1. Brown, T. (2020). Secure Transactions in ERP Systems. Journal of Business Technology, 18(2), 45-62.
  2. Zhang, P. (2019). “ERP Systems and Risk Management”. Procedia Manufacturing, 34, 34-49.
  3. Wang, Y., & Li, J. (2022). “Integrating Escrow in ERP for Enhanced Transparency”. Journal of Industrial Management, 29(4), 67-79.
  4. Lee, K., & Chang, H. (2021). “Escrow Mechanisms in Supply Chain Management: A Case Study Approach”. International Journal of Logistics Research, 23(5), 88-105.

Entertech İstanbul Teknokent ve YTÜ Yıldız Teknopark Olarak Girişimlerimizi Globale Taşıyoruz!

Entertech İstanbul Teknokent Ve Ytü Yıldız Teknopark

Entertech İstanbul Teknokent ve YTÜ Yıldız Teknopark Olarak Girişimlerimizi Globale Taşıyoruz!

Entertech İstanbul Teknokent olarak, YTÜ Yıldız Teknopark iş birliğiyle yerli teknolojilerimizi, Birleşik Krallık’ın hızla büyüyen girişimcilik ekosistemine taşıyoruz. Mevcut büyüklüğü 184 milyar pound olan İngiltere ekosistemi hızla büyümeye devam ediyor. Dünyanın önde gelen uluslararası şirketlerin global yönetim merkezlerini İngiltere’de konumlandırmasının ardında, ülkenin sunduğu güçlü ekosistem, nitelikli iş gücü ve dünya çapında yatırım olanakları yatıyor.

Entertech İstanbul Teknokent Ve Ytü Yıldız Teknopark

Market Expansion Programme ile yenilikçi çözümler geliştiren ve uluslararası pazarlara açılmayı hedefleyen 12 girişimciye, İngiltere’nin bu dinamik ekosisteminde güçlü bir ağ kurma ve hızla ölçeklenme fırsatı sunuyoruz.

Hedeflenen Sektörler

• Dijital Finans ve FinTech

• Geleceğin İş Çözümleri

• Dijital Ticaret ve Perakende

• Akıllı Şehirler ve Kentsel Teknoloji

• Endüstri 4.0 & Dijital Üretim

• Platform ve Pazaryeri İnovasyonu

•  Dijital Oyun

Program İçeriği

● 4 Haftalık Online Program: İngiltere’ye hazırlık sürecinde hedef pazar analizi, iş modeli optimizasyonu ve mentor seanslarını içeren online oturumlar.

● London Tech Week Katılımı: Global trendleri yakından takip ederek uluslararası temaslar kurma fırsatı.

● Londra’da 2 Haftalık Yoğun Fiziksel Program: Yüz yüze toplantılar, ağ oluşturma etkinlikleri, sektör liderleriyle etkileşim.

● Demo Day: Birleşik Krallık merkezli yatırımcılar ve potansiyel iş ortaklarıyla bir araya gelme olanağı.

● Londra’da Çalışma Alanı Erişimi: Program boyunca verimli bir ortamda ofis imkânı.

Gelecek durak İngiltere! Bize katılın ve yeni ekonomiyi birlikte şekillendirelim!

Son başvuru tarihi: 28 Şubat 2025

Kayıt için linke tıklayın!

https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSdj387rBtf5CbAyYrgXfJUBRP7Rxfo59nQK041TM8u2qrDYjA/viewform

İletişim:

  • Entertech İstanbul Teknokent Uluslararası İlişkiler Yöneticisi:

Betül Berşan Kartal- betulkartal@entertech.com.tr

  • YTÜ Yıldız Teknopark Uluslararası Operasyonlar Uzmanı:

Mahmut Koltaş- mahmut.koltas@yildizteknopark.com.tr

Entertech İstanbul Teknokent Ve Ytü Yıldız Teknopark

  • – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

Kurumsal Satış Eğitimi

 

UYGULAMA AĞIRLIKLI EĞİTİMLER – VAKA TABANLI İÇERİKLER

Şirket eğitimlerine büyük özen gösteriyoruz. Memnuniyetiniz ve referansınız bizim için çok değerli. Eğitime sizlerle birlikte hazırlanıyoruz. Sizlerden gelen önerileri dikkate alıp özgünleştirmelerle ilerliyoruz. Güvenilir eğitim hizmetleri ile yanınızdayız.
Dolu dolu, güleryüzlü eğitimler dilerim.
Prof. Dr. Murat Erdal

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri

☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)
☐ Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Stratejik Satınalma Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Sürdürülebilir Tedarik Standardı ISO 20400 Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (1-2 gün)
☐ Harcama Analitiği; Maliyet ve Gider Analizi Eğitimi (1 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarik Zinciri Stratejileri Eğitimi (2 gün)
☐ Depo ve Stok Yönetimi Eğitimi (2 gün)

-> EĞİTİMLERİNİZ İÇİN DOĞRU TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

BÜYÜME İÇİN EKİBİNİZE DÜZENLİ EĞİTİMLER VERİN

Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası’nın Küresel Krizle İlgili Öngörüleri ve 2025 Yılı Sosyoekonomik Stratejik Toparlanma Planı

2025 Yılı Sosyoekonomik Stratejik Toparlanma Planı
2025 Yılı Sosyoekonomik Stratejik Toparlanma Planı

Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası’nın Küresel Krizle İlgili Öngörüleri ve
2025 Yılı Sosyoekonomik Stratejik Toparlanma Planı

Doç. Dr. Duygu HIDIROĞLU 

Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan yeni rapora göre, kriz dönemlerinin sosyal ve ekonomik olumsuz etkilerini ele alan acil müdahaleler artık kaçınılmaz.
İçinde bulunduğumuz küresel krizin gittikçe büyümesi tehlikesi söz konusu ve böyle bir durum geliştiği takdirde yıllarca insanların yaşamlarını ve geçim kaynaklarını tehlikeye atacak birçok gelişme yaşanması kuvvetle muhtemel.

2025 Yılı Sosyoekonomik Stratejik Toparlanma Planı
2025 Yılı Sosyoekonomik Stratejik Toparlanma Planı

Sosyoekonomik etki ve toparlanma konusunda dünyada öncü kuruluş olan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Birleşmiş Milletlerin bu krizde sosyoekonomik toparlanma çabalarında teknik liderlik sağlıyor. 162 ülke ve bölgede bulunan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ekipleri yeni dönemde, BM Yerel Koordinatörlerin önderliğinde önümüzdeki 12-18 ay için hazırlanan bir kurtarma planı uygulayacak. Birleşmiş Milletlerin tüm varlıklarını yerel ve küresel olarak entegre bir şekilde kullanacağı bu kurtarma planı ile krizin uzun vadeli sosyal ve ekonomik hayat üzerine olumsuz etkisini süspanse etmek amaçlanıyor.

Esasında krizin olası sosyoekonomik etkileri güçlü bir biçimde yeni yeni kendini göstermeye başladı. Dünya Bankası, 2025 yılında 70 milyona yakın kişinin aşırı yoksulluk seviyesine geleceğini öngörüyor.  Söz konusu bu muhtemel yoksulluk sıkıntılarının Afrika’nın ardından en çok Güney Asya’da yaşanması bekleniyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, küresel krizle birlikte şimdiye kadar oluşan 250 milyon iş kaybına eş değer istihdam oluşturulmasının önemine dikkat çekiyor. Dünya Gıda Programı, Ukrayna – Rusya savaşı ve İsrail’in Filistin Saldırısı sonrasında 150 milyon kişinin açlık ve yoksullukla mücadele etmeye başladığını, 130 milyon kişinin ise açlıktan ölmek üzere olduğunu belirtiyor.

Birleşmiş Milletler, küresel çapta yaşanan krizden kaynaklı sorunlara acil sosyoekonomik çözüm geliştirilmesi için beş kritik strateji sunuyor. Bu strateji önerileri ise şöyle;

  • Sağlık hizmetleri ve sistemleri korumak;
  • Sosyal güvenlik ve temel hizmetleri sağlamak;
  • Ticari faaliyetleri, küçük ve orta ölçekli işletmeleri ve en savunmasız üreticileri korumak;
  • Çok uluslu stratejik işbirlikleri geliştirmek;
  • Sosyal bütünlük ve toplum düzeninde esnekliği korumak.

Perakende Değer Zinciri Tasarımında Dördüncü ve Son Adım: Tedarikçi İşbirliği Değer Önerisi

Perakende Değer Zinciri Tasarımında Dördüncü Ve Son Adım Tedarikçi İşbirliği Değer önerisi
Perakende Değer Zinciri Tasarımında Dördüncü ve Son Adım Tedarikçi İşbirliği Değer Önerisi

Perakende Değer Zinciri Tasarımında Dördüncü ve Son Adım:  

Tedarikçi İşbirliği Değer Önerisi

Dr. Ulduz AZAD 

Geçen haftaki yazıda perakende şirketinin değer önerisine değinilmişti.

Öncelikle Bolu’da yaşamını yitirenler için rahmet ve yakınlarını kaybedenler için baş sağlığı diliyorum. Dünya çapında yaşanan doğal afetler ve krizler (pandemi, terör, siber saldırılar, finansal belirsizlikler vb.) acil durumda temel ihtiyaçların tedarik edilmesi için “humanitarian supply chain” çalışmalarına zemin hazırlamıştır. Global şirketlerin acil durumlar için tedarikçilerini de sistemlerine dahil ettiği  “contingency plan” entegrasyonu, yerli firmalar için örnek alınması gereken bir iyi uygulamadır.

Perakende Değer Zinciri Tasarımında Dördüncü Ve Son Adım Tedarikçi İşbirliği Değer önerisi
Perakende Değer Zinciri Tasarımında Dördüncü ve Son Adım Tedarikçi İşbirliği Değer Önerisi

Stratejik yönetim teorisi rekabet avantajına karşı “İşbirliği avantajı” kavramını vurgulamaktadır. Buna göre iş dünyası, ortak faydalara ulaşmayı amaçlayan ve birbirine bağlı ilişkiler ağı tarafından geliştirilen stratejik iş birlikteliğinden ibarettir. Tüm bunların sonucu olarak tedarikçi ilişkilerinin geleneksel yapısındaki fiyat esasına dayanan kısa vadeli ilişkilerden,  işbirliği ve karşılıklı güvene dayanan stratejik ilişkilere doğru bir eğilim vardır ve “İlişkisel Pazarlama” olarak tanımlanan pazarlama anlayışı gelişmektedir. Özellikle dış kaynak kullanımında etkili olan bu anlayış,

  • Organizasyonel faktörler,
  • Maliyet temelli faktörler,
  • Personelden kaynaklı sorunlar,
  • Kaliteyi arttırma ve
  • Teknolojik yeniliklerin takibi açısından şirketlere katkılar sağlamaktadır.

Tedarikçi işbirliği sayesinde yukarıdaki hangi faktör/lerde şirketinize katkı sağladınız?

Global Supply Chain Forum tarafından 2000 yılında yapılan tanıma göre, tedarik zinciri, ilk üreticilerden son kullanıcıya kadar ürünler, hizmetler ve bilgileri temin eden ve müşteriler ve iş ortaklarına değer yaratan anahtar iş süreçlerinin entegrasyonudur. Tedarik Zinciri yönetiminin anahtar süreçler :

  • Müşteri ilişkileri yönetimi,
  • Müşteri hizmet yönetimi,
  • Talep yönetimi,
  • Sipariş karşılama yönetimi,
  • Üretim akışı yönetimi,
  • Satınalma yönetimi,
  • Ürün geliştirme ve ticarileştirme ve
  • İadeler olarak betimlenmiştir.

Tedarik zinciri departmanı şirketinizdeki hangi süreçlerin yönetiminden sorumlu?

Tedarikzinciri1Association for Supply Chain Management (ASCM) ve American Production and Inventory Control Society (APICS) tarafından geliştirilen Supply Chain Operations Reference (SCOR) modelinin, kaynak temelli yaklaşım, kaynak/avantaj teorisi, tüketim teorisi, organizasyonel teori ve dikey entegrasyon gibi teoriler temelinde geliştirildiği görülmektedir. Yukarıdaki modele göre tedarikçi, firma ve müşteri planları her 3 kademede de karşılıklı bir akış içerisinde, tedarik et / üret / teslim et (source/make/deliver) süreçlerinin planlanması ve geri dönüşünden (plan/return)oluşmaktadır.

Scor1

Perakendecileri için, yakın zamanda yeni formatlara ilginin artması, esnek tedarik zinciri yapısı, dijital pazarlama ve kampanyaların önemi, ani talep artışları ve tüketici alışkanlıklarında değişim, veri toplama, teknolojik yenilikler, birleşme ve satın almalar ile yeniden yapılanma, regülasyon, vergi ve raporlama alanlarında gelişmeler yaşanmaktadır. Şirketlerin teknik ve ticari yapıları arasındaki iş bölümü için, Kalite Fonksiyon göçerimi aşamaları dikkate alınmakta, belirlenen müşteri grupları, ihtiyaç ve istekleri analiz edilerek, “nelerin yapılacağına” Pazarlama, “nasıl yapılacağına” ise mühendislik yanıt aramaktadır.

Tedarikçi Değer Zinciri ölçümü için, pazarlama karmasından esinlenilerek oluşturulan ve B2B değer zinciri araştırmalarında kullanılan aşağıdaki 3 faktörün kullanılması önerilmektedir.  (Morgan, 2009; Song, Hanvanich, & Calantone, 2005)

  • Birlikte yaratım değeri (Value Co-Creation)
  • İlişki değeri
  • Performans değeri

Scor modelinde tedarik zinciri performans kriterleri iki bölüme ayrılmıştır, ilki müşteriye karşılık olanlar,

  • Güvenilirlik,
  • Duyarlılık ve
  • Çeviklik,

ikincisi ise içeride karşılığı olanlar,

  • Maliyet ve
  • Kaynak yönetimi verimliliği’dir.

Tedarikçi değer zinciri, global bir çok şirkette olduğu gibi yerli şirketlerde de değer zincirindeki en güçlü halkalardan birisidir ve özellikle ana tedarikçiler ile yürütülen işbirlikleri her iki tarafa da sürdürülebilir katkılar sağlamaktadır.

Siz değer zinciri performansınızı hangi faktörler ile ölçüyorsunuz?

Perakende değer zinciri yazı dizisini sonuna kadar okuduğunuz için teşekkür ederim, uygulamalarınıza katkı sağlaması temennisi ile takip eden yazılarda bahsi geçen konuların pratik uygulamalarına değineceğim, sağlıcakla kalın.

Sektör 2025’ten Umutlu: Küresel Ağaç İşleme Endüstrisi 50. Kez LIGNA’da Buluşacak

Iso 20400 Sürdürülebilir Tedarik Eğitimi Haber Sektör 2025’ten Umutlu Küresel Ağaç İşleme Endüstrisi 50. Kez Ligna’da Buluşacak

Ağaç İşleme Makineleri Sektörü 2025’ten Umutlu

Iso 20400 Sürdürülebilir Tedarik Eğitimi Haber Sektör 2025’ten Umutlu Küresel Ağaç İşleme Endüstrisi 50. Kez Ligna’da BuluşacakAlman ağaç işleme makineleri sektörü 2023 yılındaki 4,2 milyar euro’luk üretim rekorunun ardından sona eren 2024 yılında yüzde 15’lik bir düşüş bekliyor. Bu yüzden üretim değeri, 3,6 Milyar euro’ya gerileyecek.

VDMA Ağaç İşleme Makineleri Derneği, Alman ağaç işleme makineleri sektörü için 2024 ilkbaharında yüzde 10’luk bir gerileme öngörmüştü. Yılın başındaki olumlu sinyaller sürdürülebilir olmadı. Bu nedenle öngörünün aşağıya doğru revize edilmesi gerekti. Ahşap ve mobilya sanayisi müşterileri genel olarak hala yatırım kararları konusunda çekimser durumda.

İnşaat sektörü ve mobilya tüketimindeki azalma, makine üretimini olumsuz etkiliyor. Üretim iptalleri ve yakın gelecekteki belirsizlik, müşterileri inovasyon ihtiyacına rağmen teknoloji satın alma kararları konusunda çekingenliğe itiyor.

Ancak VDMA Ağaç İşleme Makineleri Derneği genel olarak sipariş girişindeki dip noktasının aşılacağını öngörüyor. 2025 yılında düşen faizler sadece tüketimi değil, küresel yatırım artışı ve inşaat sanayisi üzerinde de olumlu etkide bulunabilir ve ekonomik rahatlamayı da beraberinde getirebilir.  Büyük siparişlerin gelmesi ve standart makine siparişlerinin başlaması sonucundaki ilk iyileşmeler, yukarıya doğru bir ivmelenme olacağına dair beklenti oluşmasını sağlıyor. Ancak Dernek, sipariş girişinin, üretim ve ciroya yansımasının gecikmeli olarak gerçekleşecek olması nedeniyle 2025 yılı için bir durgunluk bekliyor.

Türkiye: Küresel Bir Oyuncu

Türkiye, ahşap ve mobilya sanayisinde önemli bir aktör olarak kendini kanıtladı. Avrupa’nın en büyük MDF üreticisi ve üçüncü büyük sunta levha üreticisi olan Türkiye ayrıca artık dünya çapındaki lider mobilya ihracatçıları arasında yer alıyor. Ülke son yıllarda ağaç işleme makinelerine yönelik büyük yatırımlar gerçekleştirdi.

Ahşap yapı malzemesi sanayisinde 2024 yılındaki hafif bir gerilemeye rağmen, halen modernizasyonlar ve örneğin OSB ve elyaf yalıtım levhası gibi yeni levha tiplerine yönelik güçlü bir ilgi bekleniyor. Tomruk eksikliği nedeniyle, geri dönüşüm konusu giderek daha fazla ilgi görüyor.

Türk ahşap ve mobilya sanayisi, enflasyon, maliyet artışları ve Çin ile rekabet gibi birçok zorluk ile karşı karşıya. Otomasyon ve üretimde verimlilik artışı konuları, artan maliyetler nedeniyle ağaç işleme makineleri üretiminin tüm alanlarında yeniden ivme kazanıyor. Ayrıca giderek önem kazanan endüstriyel ahşap yapı sanayisinde de fırsatlar kendini gösteriyor. Bu pazar, tüm bölge için merkez etkisini gösteriyor. Türk ahşap ve mobilya sanayisi için büyük ihracat fırsatları ve böylelikle kendi ülkesindeki modern makine parkı için yatırım olanakları bulunuyor.

Bazı İhracat Pazarlarında Olumlu Gidişat  

Alman üreticilerinin ihracat değeri, 2024 yılının 9 ayında, bir önceki döneme göre yüzde 13 daralma ile yaklaşık 1,8 milyar euro’ya geriledi. Özellikle Avrupalı partner ülkelere yapılan ihracat, yüzde 24 ile ciddi oranda geriledi. Bu bölge, tüm ihracatın yaklaşık yüzde 50’sini oluşturuyor. Özellikle Batı Avrupa’nın çekirdek pazarlarındaki hareketliliğin eksikliği hissediliyor. MENA bölgesi ve Okyanusya’da ihracat artışları kaydedildi.

En büyük satış pazarları olan ABD, Çin ve Fransa’ya yapılan ihracatlar olumsuz gelişim gösterdi. ABD’ye yapılan ihracat, yüksek seviyedeki seyrinden yüzde 4 oranında gerileme gösterdi. Çin ve Fransa’ya yapılan ihracat, yüzde 6- 13 aralığında bir oranda geriledi. Mısır, Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya, Tayland ve Meksika’da ortalamanın üzerindeki pozitif sonuçlar, özellikle ahşap bazlı panellerin üretimine yönelik tesisler için yapılan sevkiyatlara dayandı.

Asya’daki bazı pazarlar için, özellikle Hindistan ve komşu ülkelerinde halen büyüme olanakları görülüyor. Önümüzdeki yılda Kuzey Amerika’da da olumlu yönde bir gelişim bekleniyor. Bazı Avrupa pazarlarında da inşaat faaliyetlerinde beklenen artış nedeniyle satış ihtimalleri söz konusu olacak.

Ligna 25: Dünyanın Lider Fuarı

Hannover’de gerçekleşecek Ligna 2025 için hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. Mevcut ekonomik koşulların zorluğuna rağmen, 2025’te 50. yılını kutlayacak olan dünyanın lider fuarı, Mayıs’ta yeniden sektörün en önemli isimlerini buluşturacak. Avrupa ve diğer ülkelerden tüm büyük teknoloji geliştiriciler fuarda yeniden sahne alacak. Fuar; Connectivity, Sustainable Production ve Engineered Wood (Bağlanabilirlik, Sürdürülebilir Üretim ve Tasarlanmış Ahşap) odak konuları ile ilham kaynağı oluyor ve ahşap ve mobilya sanayisinin temsilcilerinin güncel sorularına çözümler sunuyor.

Artan otomasyon, sürdürülebilir ürünler ve dijitalleşme süreçlerine yönelik gelişmeler, makine üreticilerinin ürün geliştirmelerinde de kendini gösteriyor. Birçok şirket, müşterilerine özgü çözümler sunabilmek için otomasyon alanında teknolojik iş birlikleri ve satın almalara yöneliyor. Ayrıca daha geniş bir müşteri tabanına atık ahşap geri dönüşüm yöntemleri sunulabilmesi için, örneğin ahşap malzeme teknolojisi alanında müşteriler ile iş birliklerine gidiliyor. Malzeme verimliliği sağlayacak özel üretim ahşap yapı üretimi için makinacılar müşterileri ile geliştirmeler üzerine çalışıyor.. Ayrıca sektör için dijitalleşme standartları da ilerleme kaydetti.. Bunlar için örnek OPC-UA ve ETML sayılabilir. Her ikisi de makine iletişimini kolaylaştıran girişimler arasında yer alıyor.

Küresel Ağaç İşleme Endüstrisi 50. Kez LIGNA’da Buluşacak Sektör 2025’ten Umutlu

50 yıldır küresel ahşap işleme endüstrisinin kalbinin attığı LIGNA, 26-30 Mayıs tarihleri arasında Almanya’nın Hannover kentinde kapılarını açacak. Sektördeki hiçbir büyük oyuncunun kaçırmak istemeyeceği etkinlikteki katılımcı firmaların yaklaşık üçte ikisi ve ziyaretçilerin ise yüzde 50’sinden fazlası yurt dışı ziyaretçilerden oluşuyor.  LIGNA bu veriler ışığında gerçek anlamda uluslararası bir platform olduğunu gözler önüne seriyor

Hannover, Almanya. Hannover LIGNA 2025, 26-30 Mayıs tarihleri arasında kapılarını açmaya sadece dört ay kala, şimdiden heyecan yaratmaya başladı. Yaklaşık 112.000 metrekarelik sergi alanında gerçekleşecek fuara 1.200’den fazla firma katılım sağlayacak. Bu yılki etkinlikte üç ana tema öne çıkacak: “LIGNA.CONNECTIVITY, LIGNA.SUSTAINABLE PRODUCTION ve LIGNA.ENGINEERED WOOD.”  Makine İhracatçıları Birliği ve Türkiye’den önemli sektör oyuncuları da dahil olmak üzere katılımcılar, beş gün boyunca ahşap işleme ve ahşap işleme için en yeni aletleri, makineleri ve sistemleri sergileyecek. LIGNA 2025, zorlu bir ekonomik ortamda ağaç işleme endüstrisindeki dönüşümleri yönetmek için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Deutsche Messe AG LIGNA, INTERSCHUTZ, parts2clean, and SurfaceTechnology ALMANYA Küresel Direktörü Hendrik Rawe “Kayıt sayılarına da yansıdığı üzere, şirketlerin lider küresel ticaret fuarı LIGNA’ya olan güçlü bağlılığı, sektörün ekonomik toparlanmayı aktif ve kendinden emin bir şekilde dönüştürme konusundaki kararlılığını gösteriyor” dedi. Hendrik Rawe, “Katılımcılarımız işbirliği, inovasyon ve büyüme için bir platform olarak LIGNA’ya güveniyor. Tüm kilit müşterilerimiz 2025 yılında Hannover’de olacak. Ayrıca, Türkiye’den gelen ve LIGNA 2025’in uluslarası önemi ile inovasyonun itici gücü rolünü açıkça ortaya koyan çok sayıda kayıt bizi memnun etti. Türkiye’den gelen yoğun talep LIGNA’nın ağaç işleme ve ahşap işçiliği endüstrisinde küresel pazarlara erişim için ideal bir kapı olarak görüldüğünü vurguluyor.”

Türkiye’nin güçlü temsili, ihracat odaklı ağaç işleme ve ahşap işçiliği sektörünü yansıtıyor.  Türk şirketleri, bir milyar euro’ya yaklaşan tahmini katma değeri ve 2024 yılında 4.4 milyar euroya ulaştığı düşünülen üretimiyle Avrupa ve ötesindeki coğrafyanın kilit oyuncuları arasında yer alıyor. Statista GmbH verilerine göre, küresel ekonomik belirsizliklere rağmen, Türkiye ahşap işleme sektörünün önümüzdeki beş yıl boyunca yıllık yüzde 1.5’luk istikrarlı bir büyüme oranı elde etmesi bekleniyor. Bu potansiyel, Türkiye’yi LIGNA 2025’in kilit katılımcılarından biri olarak konumlandırıyor.

LIGNA’nın 2025 Odak Başlıkları

LIGNA 2025, küçük zanaat işletmelerinden büyük sanayi gruplarına kadar sektörü şekillendiren kritik eğilimleri ele alacak. Etkinliğin tam dijital ağ oluşturma, döngüsel ekonominin benimsenmesi ve akıllı ürün geliştirme konularına odaklanması tüm sektörlerde yankı bulacak. LIGNA.CONNECTIVITY, farklı sistemler arasında birlikte çalışabilirliği mümkün kılan kesintisiz dikey ve yatay entegrasyon çözümlerini ele alıyor. LIGNA.SUSTAINABLE PRODUCTION, çalışma koşullarını iyileştirirken gelecek nesilleri koruyan çevre dostu, kaynakları koruyan ve ekonomik olarak uygulanabilir yaklaşımları vurguluyor. LIGNA.ENGINEERED WOOD, çeşitli uygulamalar için ahşap tellerin, parçacıkların, liflerin, kaplamaların veya panellerin bağlanması veya sabitlenmesiyle oluşturulan yenilikçi kompozit ahşap ürünlerini araştırıyor. LIGNA 2025, sürekli gelişen bir sektörde büyüme için benzersiz içgörüler ve fırsatlar sunarak küresel ahşap işleme endüstrisi ve oyuncuları için çok önemli bir etkinlik olmayı vaat ediyor.

LIGNA Ürün Grupları

11 ile 15 ve 27. salonlarda katılımcılar, hem bireysel hem de seri üretime yönelik aletleri, makineleri ve sistemleri sergileyerek ticaret ve endüstrinin gelişmiş teknolojilerle nasıl başarılı bir şekilde bir araya gelebileceğini vurgulayacak. 25 ve 26 numaralı salonlar kereste fabrikası teknolojisi, ahşap bazlı panel üretimi ve “Ahşaptan Enerji” konularına odaklanacak. Açık hava alanı ve pavilyonları da ormancılık endüstrisi için makine ve sistemleri gündemine alacak.  Salon 16 , verimli hareket çözümleri, CNC makine kontrol sistemleri, enerji tasarruflu verimli taşıma ve elleçleme çözümleri ve yüksek performanslı robotik dahil olmak üzere en son makine bileşenleri ve otomasyon teknolojisini arayanları buluşturacak.  Ayrıca, yüzey teknolojileri Salon 17’de sergileniyor olacak.

LIGNA Formatları

Iso 20400 Sürdürülebilir Tedarik Eğitimi Haber Sektör 2025’ten Umutlu Küresel Ağaç İşleme Endüstrisi 50. Kez Ligna’da BuluşacakLIGNA 2025, ağaç işleme ve ahşap işçiliği endüstrilerine özel olarak tasarlanmış çok çeşitli bir destek programı sunuyor. Programda LIGNA.FutureSquare, LIGNA.Recruiting, LIGNA.Stage ve LIGNA.Campus gibi köklü formatların yanı sıra yıl dönümü edisyonunda görücüye çıkan iki heyecan verici yeni format da yer alıyor: LIGNA.Circular ve LIGNA.TruckStop.

 

  • LIGNA.FutureSquare: VDMA Ağaç İşleme Makineleri Derneği tarafından tasarlanan bu platform, sektör tedarikçilerinden ve VDMA Startup Machine ağındaki yeni girişimlerden gelen yenilikçi gelişmelere yer veriyor.
  • LIGNA.Recruiting: Bir eşleştirme merkezi olarak bu format, en iyi yetenekleri önde gelen işverenlerle buluşturuyor. LIGNA.Stage’de uzmanlar ve şirketler arasında doğrudan bilgi alışverişini teşvik eden “hızlı buluşma” oturumları yer alıyor.
  • LIGNA.Campus: Teknik kolejler, üniversiteler ve diğer eğitim kurumlarının programlarını sergilemeleri için köklü bir format. Ziyaretçiler; öğrenciler, stajyerler ve sektör temsilcileriyle tanışma ve soru sorma şansına sahip olarak ahşap işleme sektöründeki eğitim yollarını, çalışma seçeneklerini ve kariyer gelişim fırsatlarını keşfedecek.
  • LIGNA.Circular: “Döngüsel düşünmek” sloganıyla tanıtılan yeni LIGNA. Circular formatı, LIGNA Sahne programına entegre edilecek. Bu format, özellikle döngüsel değer yaratımının farklı yönlerine odaklanacak. Sunumlar ve panel tartışmaları aracılığıyla, LIGNA.Circular’ın ortağı olan CADEMI, süreçler, malzemeler ve ürünlerdeki sürdürülebilir yenilikleri vurgulayacak. İş birliği, hizmetleştirme ve dönüşüm anahtar kelimeleri, paydaşlar arasındaki gelecekteki iş birliğine yönelik gerekli düzenlemeler ve iş modellerinin dönüşümü üzerine yapılacak tartışmaları yönlendirecek. LIGNA.Circular programında; makine ve süreçlerdeki gelişmeler, ham ve geri dönüştürülmüş malzemeler, ürün tasarımı ve geri dönüşüm gibi konuları ele alan pratik yaklaşımlar ve en iyi uygulama örnekleri sunulacak.
  • LIGNA.TruckStop: Bu yeni format, marangozlar ve doğramacıların ilgisini çeken konulara odaklanacak: elektrikli el aletleri, bağlantı elemanları ve montaj teknolojisi. Katılımcı firmalar tarafından yol gösterim kamyonlarında sergilenecek bu yenilikler, Hannover’deki açık sergi alanının güneybatı bölümünde görülebilecek.

Kurumsal Satış Eğitimi

 

UYGULAMA AĞIRLIKLI EĞİTİMLER – VAKA TABANLI İÇERİKLER

Şirket eğitimlerine büyük özen gösteriyoruz. Memnuniyetiniz ve referansınız bizim için çok değerli. Eğitime sizlerle birlikte hazırlanıyoruz. Sizlerden gelen önerileri dikkate alıp özgünleştirmelerle ilerliyoruz. Güvenilir eğitim hizmetleri ile yanınızdayız.
Dolu dolu, güleryüzlü eğitimler dilerim.
Prof. Dr. Murat Erdal

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri

☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)
☐ Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Stratejik Satınalma Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Sürdürülebilir Tedarik Standardı ISO 20400 Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (1-2 gün)
☐ Harcama Analitiği; Maliyet ve Gider Analizi Eğitimi (1 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarik Zinciri Stratejileri Eğitimi (2 gün)
☐ Depo ve Stok Yönetimi Eğitimi (2 gün)

-> EĞİTİMLERİNİZ İÇİN DOĞRU TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

BÜYÜME İÇİN EKİBİNİZE DÜZENLİ EĞİTİMLER VERİN

Çağrı Merkezi Hizmet Alım İşinde Aşırı Düşük Sorgulama?

çağrı Merkezi Hizmet Alım İşinde Aşırı Düşük Sorgulama Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Çağrı Merkezi Hizmet Alım İşinde Aşırı Düşük Sorgulama?

Mehmet ATASEVER

çağrı Merkezi Hizmet Alım İşinde Aşırı Düşük Sorgulama Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; Başvuruya konu ihalede kendilerine tebliğ edilen ihale komisyonu kararında tekliflerinin aşırı düşük açıklamalarının uygun görülmeyerek değerlendirme dışı bırakıldığı, ancak aşırı düşük teklif açıklamalarının uygun olarak kabul edilmesi gerektiği, şöyle ki;

İhale komisyonu kararında tekliflerinin Kamu İhale Genel Tebliği’nin 45.1.1’inci maddesi bakımından sınır değerin altında kaldığının ifade edildiği, ancak Tebliğ’in 45.1.1’inci maddesinde yapım işleri için sınır değerin hesaplanmasına ilişkin açıklamanın yer aldığı, ihale konusu işin bir hizmet işi olduğu, hizmet işlerine ilişkin aşırı düşük teklif düzenlemesinin Tebliğin 45.1.1’inci maddesinde olmayıp 79.1’inci maddesinde yer aldığı,

İdarece açıklanması istenilen teklifin önemli maliyet bileşenleri arasında yer alan girdilerden 13 adet girdinin fiyatını, üçüncü kişilerden alınan fiyat teklifleri ile açıkladıkları, bu fiyat tekliflerinin ekinde, her bir fiyat teklifine ilişkin satış tutarı tespit tutanaklarının anılan Tebliğ’in 79.2.2.1’inci maddesine uygun olarak idareye sundukları, maliyete dayalı bir açıklama yapılmadığından doğal olarak firmalarından maliyet tespit tutanaklarının sunulmasının beklenilemeyeceği,

Anılan Tebliğ’in 79.2.2.2 ve 79.2.2.3’üncü maddeleri gereğince Merkezi Kamu Kurum ve Kuruluşları Tarafından Ülke Çapında Sunulan Mal ve Hizmetlere İlişkin Fiyatlar ile fiyat açıklamasına dayanak gösterilebileceği, bu nitelikte bir açıklamanın kabulünün açıklanan fiyatın ilan/davet tarihi ile ihale tarihi arasında (ihale tarihi hariç) geçerli olması gerektiği, bunun dışında fiyatı kısıtlayan bir düzenlemenin de bulunmadığı, bu yönde yapılacak fiyat açıklamalarında fiyat teklifi veya ekinde maliyet/satış vb tutanakların sunulmasına gerek bulunmadığı, Açıklanması istenilen girdilerden üçüncü kişilerden fiyat teklifi alınmayan girdilerin,

DMO tarafından resmi web sitesinde yayınlanan fiyatlar dayanak gösterilerek açıklandığı, idarece bir internet sitesinden alındığı ifade edilen fiyatların DMO portalından alınan ve teyidi yapılabilen fiyatlar olduğu, DMO Genel Müdürlüğü’nün sermayesinin %100 Devlete ait olan iktisadi devlet teşekkülü olup Tebliğ’in 79.2.2.2’nci maddesinde tanımlanan merkezi Kamu kurumu olduğu, İdarenin kararında; firmalarının üçüncü kişilerden alınan fiyat tekliflerinin dayanağı olan satış tutarı tespit tutanaklarını sunmadığının ifade edildiği, ayrıca sunulan satış tutarı tespit tutanaklarında fatura bilgileri tablosunda alıcı bilgileri yerine satıcı (faturayı düzenleyen) bilgilerine yer verildiğinin ifade edildiği, ancak açıklamaları kapsamında 13 adet fiyat teklifinin sunulduğu, fiyat tekliflerinin dayanağı olan satış tutarı tespit tutanaklarının fatura bilgileri tablolarının tamamında ve eksiksiz olarak “alıcı bilgilerine” yer verildiği,

Anılan Tebliğ’in 78.1.1’inci maddesi gereğince, ihale konusu çağrı merkezi hizmet alımı işinin personel çalıştırılmasına dayalı olmayan hizmet işi olduğu, ancak sınır değer tespiti ve tekliflerin değerlendirilmesi ile aşırı düşük teklif açıklaması ve değerlendirilmesinin personel çalıştırılmasına dayalı hizmet formatı ile yapılmasının bir zorunluluk olduğu, ayrıca Tebliğ’in 78.1.4’üncü maddesi gereğince, ihale konusu çağrı merkezi hizmetlerinin maliyet girdilerinin %70’ini aşan tutarının birim fiyat teklif cetvelinde gösterilen personel gideri olduğu ve yaklaşık maliyetin en önemli maliyet bileşeni olduğunun açık olduğu, idarece yapılan sorgulamada personel giderlerine ilişkin fiyat açıklamasının istenilmediği, işçilik modülünde personel giderlerinin hesaplandığı, temizlik, ısınma soğutma ve güvenlik gideri %4 sözleşme ve genel idareler arasında yer almış olmasına rağmen bunun yaklaşık maliyetin önemli maliyet bileşeni olarak gösterilerek bunlara ilişkin fiyat açıklaması istenildiği, idarenin aşırı düşük açıklama sorgusunun mevzuata aykırı olmakla birlikte; ısıtma ve soğutma giderlerini belgeye dayalı olarak kişi başı gideri üzerinden hesap yapılarak açıklamalarına ve söz konusu fiyat açıklamasına dayanak belgeleri açıklama kapsamında idareye vermelerine rağmen, idarece bu giderlerin açıklanmadığı yönündeki tespit ve kararın sehven yapıldığını değerlendirdikleri, ısınma ve soğutma ile temizlik ve güvenliğe ilişkin giderlerin birim fiyat teklif cetvelinde yer alan her personel ve öngörülen ücret skalası üzerinden hesaplanarak %4 sözleşme ve genel giderler içinde fiyata dâhil edildiği, bu giderin açıklamalarında personel gideri altında ifade edilmiş olmasına rağmen mükerrer olarak her lokasyon için ayrıca birer tane personelin giderinin ilave olarak ayrıca açıklandığı, ancak bu fiyatın 7/24 esasına göre çalıştırılan personel giderini karşılamadığı yönündeki idare ifadesinin anlaşılamadığı, iddialarına yer verilmiştir

 

Konu İle İlgili Yayımlanan Emsal Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; İhale işlem dosyası incelendiğinde, ihale konusu işin adının “Alo 181 Çağrı Merkezi Hizmet Alımı” alımı ve kapsamının ise …………. Bakanlığı ile …………..Genel Müdürlüğü’nün iletişim merkezi hizmet alımı olup, hizmetlerin çağrı merkezi ile şartnamede belirlenen kalite ve performans değerleriyle tüm arayanlara etkin, hızlı ve güvenilir bir şekilde aşağıdaki hizmetlerin çoklu erişim kanalları üzerinden bir bütünlük halinde verilmesi işi olduğu,

27.11.2024 tarihinde e-teklif alınmak suretiyle gerçekleştirilen ihalede 13 adet ihale dokümanının EKAP’tan indirildiği, 6 istekli tarafından teklif sunulduğu, geçerli teklif sayısının 2 olduğu ve bir isteklinin (başvuru sahibi ………… İletişim A.Ş.) teklifinin sınır değerin altında kalması dolayısıyla aşırı düşük teklif olarak tespit edildiği, anılan istekliden aşırı düşük teklif açıklaması istenildiği,

İdarece yapılan değerlendirme sonucunda başvuru sahibi ………….. İletişim A.Ş.nin teklifinin aşırı düşük teklif açıklamasının uygun bulunmaması nedeniyle reddedildiği, ihalenin ……………İletişim Anonim Şirketi üzerine bırakıldığı, ………… Merkezi Yön. Sist. A.Ş.-……….. Bilgi Tekn. A.Ş. İş Ortaklığı’nın ise ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi istekli olarak belirlendiği ve buna ilişkin ihale komisyonu kararının 10.12.2024 tarihinde onaylandığı tespit edilmiştir.

İdare tarafından ihale işlem dosyası kapsamında gönderilen bilgi ve belgeler incelendiğinde, teklif fiyatı sınır değerin altında kalan başvuru sahibi istekliye 03.12.2024 tarihli ve “Beyan edilen bilgileri tevsik eden belgelerin sunulması ve/veya numune/demonstrasyon işlemlerine ilişkin ürün örneklerinin verilmesi/kurulumların yapılması/aşırı düşük teklif açıklamalarının sunulması” konulu yazının gönderildiği, söz konusu yazıda

“…Alo 181 Çağrı Merkezi Hizmet Alımı işine ait ihalede tekliflerin değerlendirmesi sürecine geçilmiş olup, beyan ettiğiniz bilgi ve belgeleri tevsik eden ve EKAP veya diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının internet sayfası üzerinden sorgulanamayan aşağıdaki belgeleri ekleri ile birlikte, İdari Şartnamenin 7.9. maddesine uygun olarak, 04.12.2024 tarihine kadar İdaremize sunmanız ve aşırı düşük teklif açıklamalarınızı 04.12.2024 tarihine kadar sunmanız gerekmektedir.

AÇIKLAMA:

4734 sayılı kanununun isteklilerden Kanunun 38 inci maddesine göre açıklama istenecektir. Maddesi gereği aşırı düşük teklifinize ait açıklama talebi tebilgat ekinde gönderilmektedir. Aşırı düşük teklifin önemli bileşenlerine ilişkin açıklama ekte yer alan belgelerde bulunmaktadır.” ifadelerine yer verildiği,

Söz konusu yazı ekinde “İdari Şartnamenin Teklif Fiyata Dâhil Olan Giderler başlıklı 25. Maddesinde belirtilen tüm bileşenlerle ilgili olarak;

Teknik şartname 3.5 ses kayıtlarına ilişkin saklanması ve ses kayıtlarının güvenliğinin sağlanmasına ilişkin giderlerin açıklanması Teknik Şartname 3.12 memnuniyet anketlerine ilişkin giderler

Trabzon yerleşkesi 250 m2 lokasyona ilişkin giderler Ankara yerleşkesi 500m2 lokasyona ilişkin giderler

Ankara ve Trabzon yerleşkesinde elektrik, ısınma, soğutma, su giderleri

Ankara ve Trabzon yerleşkesinde temizlik ve güvenlik tedbirlerinin personel dâhil giderleri,

Trabzon ve Ankara yerleşkelerinde noktadan noktaya internet hizmetine ilişkin açıklamalar

Teknik şartname 4.2.3 kapsamında garanti, bakım, destek, işletim vb.

Teknik şartname 4.3.4 kapsamında Alo 181 CRM yazılımının bakım destek ve geliştirme giderleri

Teknik şartname 5. Maddesine göre insan kaynakları yazılımının giderleri

Teknik şartname 7. Kapsamında santral yazılımına ilişkin giderler

Teknik şartname 7.4 kapsamında ses ve ekran kayıt yazılım ve sistemine ilişkin giderleri,

Teknik şartname nin 7.1.13 kapsamında Dakika ve SMS giderleri Teknik şartname ekinde yer alan ve excel halinde sunulan aşağıdaki malzemelerin teknik şartnamedeki özelliklerine uygun giderleri,

– Notebook Sıfır

– Mouse Sıfır

– Kulaklık Sıfır

– 48 Fort Switch

– Lisanslı Ofis Yazılımı ve antivürüs programı

– Aifin One Yazıcı + Network+ Laser

– Şahsi Eşya Dolabı

– Projeksiyon Cihazı

– 2+1 Ses Sistemi

– Jeneratör

– Vatandaş temsilcisi masaları ve sandalyeleri

– Yönetici masa ve sandalyesi

– Eğitim Salonu Masaları ve Sandalyeleri

– Turnike İçin Kart Okuyucu ve Sistem

– UPS

– WalIboard olarak kullanılacak (50-55 inç) ekran ledtv… bileşenlere yapılacak açıklamalara dayanak teşkil edecek bilgi ve belgelerin, … yazımızın tarafınıza tebliğ edildiği tarihten itibaren 3(üç) işgünü içerisinde İdaremize bildirmeniz gerekmektedir…” ifadelerine yer verilen aşırı düşük teklif açıklama yazısı ile açıklamaları talep edilmiştir.

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 38’inci maddesinde, ihale komisyonunun, verilen tekliflerin değerlendirilmesinden sonra, diğer tekliflere veya idarenin tespit ettiği yaklaşık maliyete göre teklif fiyatı aşırı düşük olduğunu belirlediği teklifleri reddetmeden önce, belirlediği süre içinde teklif sahiplerinden teklifte önemli olduğunu tespit ettiği bileşenler ile ilgili ayrıntıların yazılı olarak isteneceğinin hüküm altına alındığı, ayrıca ihale komisyonunca, anılan maddede belirtilen hususlar kapsamında yapılan yazılı açıklamalar dikkate alınmak suretiyle aşırı düşük tekliflerin değerlendirileceği belirtilmiş olup bu değerlendirme sonucunda, açıklamaları yeterli görülmeyen veya yazılı açıklamada bulunmayan isteklilerin tekliflerinin reddedileceği anlaşılmaktadır.

Bu çerçevede Kamu İhale Genel Tebliği’nin “Hizmet alımı ihalelerinde sınır değer tespiti ve aşırı düşük tekliflerin değerlendirilmesi” başlıklı 79’uncu maddesinde, ihale ilanında ve dokümanında teklifi sınır değerin altında kalan isteklilerden açıklama isteneceği belirtilen hizmet alımı ihalelerine ilişkin olarak aşırı düşük tekliflerin tespiti ve değerlendirilmesi yönünde ayrıntılı açıklamalara yer verildiği, buna göre ihale ilanında ve dokümanında teklif fiyatı sınır değerin altında kalan isteklilerden açıklama isteneceği belirtilen hizmet alımı ihalelerinde, teklif fiyatı sınır değerin altında kalan isteklilerin aşırı düşük teklif olarak tespit edileceği ve bu teklif sahiplerinden de teklifte önemli olduğu idarece belirlenen bileşenler ile ilgili ayrıntıların yazılı olarak talep edileceği hükme bağlanmıştır.

Yukarıda aktarılan Teknik Şartname maddeleri incelendiğinde, şikâyete konu hizmetin gerçekleştirilmesine yönelik olarak detaylı düzenlemelerin yer aldığı ve söz konusu gereklilikler yerine getirilmek suretiyle çağrı merkezi hizmetinin verileceği, hizmet kapsamında çok sayıda maliyet bileşenin bulunduğu, idare tarafından aşırı düşük teklif olarak belirlenen isteklilere gönderilen aşırı düşük teklif açıklamasına ilişkin yazıda önemli teklif bileşenlerinin yukarıdaki listede yer aldığı şekilde belirlendiği,

Mezkûr yazıda “İdari Şartnamenin Teklif Fiyata Dâhil Olan Giderler başlıklı 25. Maddesinde belirtilen tüm bileşenlerle ilgili olarak…” şeklindeki ifadenin genel nitelikte olduğu ve ihale konusu işin gerçekleştirilmesi için gerekli hangi giderlerin önemli teklif bileşeni olarak değerlendirildiği hususunda belirsizlik yarattığı,

Öte yandan anılan yazıdaki bileşenlerden “Trabzon yerleşkesi 250 m2 lokasyona ilişkin giderler, Ankara yerleşkesi 500m2 lokasyona ilişkin giderler, Ankara ve Trabzon yerleşkesinde temizlik ve güvenlik tedbirlerinin personel dâhil giderleri, Teknik şartname 4.2.3 kapsamında garanti, bakım, destek, işletim vb.” olarak belirtilen önemli teklif bileşenlerinin maliyetinin Teknik Şartname’deki hangi maliyet unsurları çerçevesinde açıklanması gerektiği noktasında belirsizlik oluşturduğu, “Ankara ve Trabzon yerleşkeleri lokasyonuna ilişkin giderler” ibaresinde hangi bileşeni veya bileşenleri (yer (bina veya daire) kiralama, sigorta gideri) işaret ettiği hususunda belirsizlik bulunduğu, “Ankara ve Trabzon yerleşkesinde temizlik ve güvenlik tedbirlerinin personel dâhil giderleri”ne ilişkin olarak ihale dokümanında temizlik ve güvenlik için personel çalıştırılmasına ilişkin düzenlemeye yer verilmediği, bu nedenle söz konusu bileşende de belirsizlik bulunduğu, ayrıca “Teknik Şartname’nin 4.2.3 kapsamında garanti, bakım, destek, işletim vb.” bileşeni hususunda da belirsizlik bulunduğu ve Teknik Şartname’nin bu hususlara ilişkin maddelerinde açıklık bulunmadığının önemli teklif bileşenlerinin belirlenmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği değerlendirilmiştir.

Bu itibarla bahse konu aşırı düşük teklif açıklama talebi yazısının bu haliyle, aşırı düşük teklif açıklamasının hazırlanması, değerlendirilmesi ve incelenmesinin mümkün olmadığı, anılan nedenlerle idarece teklifte önemli olduğu kabul edilen maliyet bileşeni veya bileşenlerinin aşırı düşük teklif açıklamasının hazırlanması, değerlendirilmesi ve incelenmesi süreçlerinde tereddüt oluşturmayacak şekilde somut ve net belirleme yapılarak belirtilmesi suretiyle aşırı düşük teklif sorgulamasının yeniden yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

çağrı Merkezi Hizmet Alım İşinde Aşırı Düşük Sorgulama Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Mhatasever@gmail.com

Mehmetatasever.org

Vesaik Mukabili Ödeme Şeklinin Artısı, Eksisi ve Taraflar İçin Riskleri Azaltma Yolları

Vesaik Mukabili ödeme şeklinin Artısı, Eksisi Ve Taralar İçin Riskleri Azaltma Yolları

Vesaik Mukabili Ödeme Şeklinin Artısı, Eksisi ve Taraflar İçin Riskleri Azaltma Yolları
Turan AKIN – turan.akin@turanakin.com

Satınalma dünyasında ve peşi sıra ihracat için ürünler en uygun nasıl alınır ve satılır en iyi alternatifleri aramaya, sorgulamaya  devam ediyoruz. Bu haftaki konumuz Vesaik Mukabili ödemeler.

Vesaik Mukabili ; bir malın ihraç ülkesinden yola çıkarılmış olduğunu gösteren Vesaik’in (belgelerin) ihracat bedelinin alıcı tarafından ödenerek bankadan alınması yoluyla yapılan ödeme şeklidir. Bir başka ifade ile bankanın ihraç bedelini tahsil ettikten sonra vesaiki ithalatçıya teslim ettiği ödeme türüdür.

Vesaik Mukabili ödeme şeklinin Artısı, Eksisi Ve Taraflar İçin Riskleri Azaltma Yolları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemRiski, alıcı ve satıcı için peşin ve mal mukabiline göre daha az; ancak akreditife göre daha fazladır. Milletlerarası Ticaret Odası 522 Sayılı Broşüre (URC 522) tabidir. Kolay gibi görünse de riskler iyi hesaplanmadığında ciddi sorunlarla karşılaşma ihtimali yüksektir.

Satıcı malları alıcıya gönderirken malın gümrükten alınmasını sağlayan sevk belgelerini alıcının bankasına gönderilmek üzere kendi bankasına verir. Sevk belgeleri alıcının bankasına geldiğinde alıcı mal bedelini öder ve bu ödeme karşılığında sevk belgelerini bankasından teslim alır. Bankanın sorumluluğu vesaikin gönderilmesi, ödeme veya vadeli poliçe kabulü karşılığında vesaikin teslimi ile sınırlıdır. Bankalar alıcı ile satıcı arasında itibar müessesi olarak hareket ederken, tahsil vesaiki bedelinin tahsiline veya poliçenin kabulünün sağlanmasına aracılık eder.

Vesaik mukabili işlemlerde bankaların yükümlülüğü talimatlara uygun olarak belgelerin tahsile gönderilmesi, teslim edilmesi ve tahsil edilen bedeli yine talimata uygun olarak ilgili yerlere intikal ettirmekten ibarettir. Aval (banka ödeme taahhüdü) veya garanti vermedikleri sürece taahhüde girmezler, ancak talimatları yerine getirirken makul özeni göstermek zorundadırlar aksi halde ihmalden dolayı sorumlu duruma düşerler.

Vesaik Mukabili ödeme Satınalma Dergisi
Vesaik Mukabili Ödeme

 

Vesaik mukabili ödemenin birinci türü görüldüğünde ödemeli poliçe (sight bill of exchange), sevk belgeleri ithalatçıya ancak ödemeyi yaptığı takdirde teslim edilir. Vesaik mukabili ödemenin ikinci türü “ticari kabul” (commercial acceptance) olup, belgeler alıcıya, adına çekilen poliçedeki bedeli ödeyeceği dair kaşe/imza ile “kabul” alındıktan sonra teslim edilir.

Kabul edilmiş bir poliçe (borç senedi) güvenli midir? Kabul edilmiş poliçe “bir borcun hukuki delili” sayılır. En azından alıcı, senetlerini ödemeyen birisi olarak ilan edilecek ve uluslararası piyasada, alacak sigorta şirketleri nezdinde ciddi bir itibar kaybına uğrayacaktır. Fakat satıcılar, ödememe riskine karşı genellikle ibraz bankasının veya birinci sınıf bir diğer bankanın “aval” veya “garanti” vermesini isteyebilir. Müşteri kabullü Poliçeli ithalatta alıcı için kredi limiti gerektirmezken Avalli Poliçe limit gerektirir, banka maliyeti de daha yüksektir. Bazı ülkelerde damga vergisine de tabidir.

Kabul edilmiş poliçenin ihracatçıya bir finansman imkanı sağlama özelliği de vardır. İhracatçı bu poliçeyi bankasına cari faiz haddinden “iskonto” ettirebilir. Poliçe bazen kredi teminatına verilip nakit kredi kullanılabilir veya avalli poliçeler muhabir banka riski ile iskonto edilebilir.
Bu konunun detayına ve örnek olaylarına sonraki yazımızda değineceğiz.

Vesaik Mukabili ödemede süreç ihracatçının bankasına URC 522’ye tabii tahsil emri ile başlar. Bankalar genel olarak hazırlamış oldukları standart bir form ile başvuru yapılmasını ister. Bu formda hataya sebebiyet vermeyecek şekilde tüm kritik bilgilerin yer alması ve kutucukların işaretlenmesi istenir.  Süreci ihracatçı başlatıyor olması nedeniyle bankası ile özellikle ilk işlemlerde iyi iletişimde olup hatalı bilgi vermemeli, banka da ihracatçıyı olabildiğince iyi yönlendirmelidir.

Bu ödeme yönteminde taraflar; Amir (İhracatçı/Satıcı/Drawer) ve Muhatap (Alıcı/Drawee/İthalatçı) olarak geçer.

Gönderi Bankası (Remittance Bank) ; İhacatçının bankasıdır, hem amir ile hem tahsil bankası ile iletişim içindedir.

Tahsil Bankası (Collecting Bank) : Alıcıyı/İthalatçı ödemeye veya poliçeyi kabule davet eden alıcının ülkesindeki bankadır.

Muhatap (Drawee/Alıcı/İthalatçı) : Evraklar kendisine bildirilmesi ile ödeme veya kabul talebine muhatap olan taraftır.

Burada her gönderi bankasının her tahsil bankası ile muhabirlik (swift bağlantısı) ilişkisi olmayabilir, gönderi bankaları ilk buna bakıp ihracatçılara bilgi verirler, bankalar arası sonraki iletişim ve yazışmalar için bu durum kritik önemdedir.

Amirin belgelerle birlikte bankasına vereceği yazılı talimatın içerisinde;

  • İhracatçı ve ithalatçının açık ünvan, adres ve iletişi bilgileri,
  • İbraz yeri,
  • Döviz cinsi ve tutarı,
  • Vesaik teslim şartları,
  • Eklenen diğer belgelerin detaylı dökümü,
  • Masraf ve komisyonların tahsil şartı ve detayları,
  • Belirtilen faiz varsa detayları,
  • Noterlerce protesto edilip edilmeyeceği,
  • Bu ve diğer şartların yerine getirilmemesi durumunda izlenecek yol gibi tüm ayrıntılar belirtilmelidir.

Bankalar kendisine sunulan belgeleri ve talimatı kabul etmek zorunda değildir, ithalatçı, tahsil bankası, ülke veya herhangi başka bir sebeple işlem kendisine şüpheli veya riskli gelebilir ve Vesaiki reddedebilir. Ambargo kapsamında olmayan Mısır’a yapılacak bir ihracatta Mısır’daki bankanın başka bir amargolu ülke banka iştiraki olması nedeniyle işleme aracılık edemediğimiz ilginç örnekler olmuştur. Hindistandaki bankalar protesto şartlı tahsilatı kabul etmemektedir. Örneğin Cezayir banka uygulamalarında bankalar; ithalat işlem ödemesi için Merkez Bankası’na başvurur ve 15-20 gün kadar sürebilen değerlendirmenin sonucuna göre hareket etmek zorunda olduklarından alıcıdan mal bedelini bloke ederek ve belgeleri teslim ederek ilerlemektedirler.  Cezayir ve bazı ülkelerde, bazı işlem yapmaya yetkili şubelerce nasıl olsa akşama kadar para yatırılır diye sabahtan Vesaik teslim edildiği ancak sonra ödeme gelmeyen ve bankasının itibarı ile oynayan bankacıların olduğu bilinmektedir.

Öte yandan dolandırıcılara karşı dikkatli olunmalı, sahte adrese vesaik istenmesi gibi kötü örnekler nedeniyle özellikle ilk işlemlerde tahsil banka adresi gerek ihracatçı gerek amir banka tarafından iyi araştırılmalıdır. Konşimentolar beyaz ciro değil alıcı veya tahsil banka emrine düzenlenmiş olsa dahi sahte kaşe/imzalarla tamamlanılabilecek olması gözardı edilmemelidir. Çok istisnai durumlar olsa da geçmişte yaşanmıştır.

İHRACATÇI İÇİN RİSKLER

 İthalatçı Tarafından Malların Kabul Edilmemesi ve Cayma Riski: Uygulamada en çok görülen risk, malların ithalatçı tarafından kabul edilmemesidir. Bunun nedeni o malın piyasa fiyatının saptanan fiyatın altına düşmesi olabilir. Satıcının sözleşme koşullarını yerine getirmedeki önemsiz ve amaçlı olmayan bir yanlışını öne süren alıcı malları reddederek yeni ve kendi lehine düşük bir fiyattan yararlanma yoluna gidebilir. Nadiren de olsa ülke bazlı banka veya lojstik firmaların izni ile ödemeden önce malların kalite ve miktarını görme imkanı olmaktadır ve bu kötü niyetle kullanılabilmektedir.

Böyle bir tutum karşısında ihracatçı hayli güç bir durumda kalabilmektedir. Malları yabancı bir ülkede beklemekte ve büyük bir olasılıkla da depolama giderleri artmaktadır. Yeni bir alıcı bulunsa bile mallar daha düşük bir fiyattan satılabilmektedir. Bu tür bir olanağın bulunmaması durumunda malların ithal ülkesinden getirilmesi gerekmektedir. Bazı ülkelerde alıcının da iade onayı gerekir ki çoğu kötü niyetli alıcı buna izin vermemektedir. UCP 522 sayılı kurallar gereği Bankalar ödenmeyen Vesaikleri 60 gün içinde gönderici bankaya iade eder.

Kambiyo kısıtlamaları: İhracatçı için risklerden bir diğeridir. İthalatçı iyi niyetli olduğu halde, ülkesinin döviz tahsisi uygulaması ihracatçının parasını almasını geciktirebilir, hatta tümüyle engelleyebilir. Bu bağlamda, daha genel bir anlatımla ülke riski ihracatçı için düşünülmesi ve değerlendirilmesi gereken önemli bir konudur, ön araştırma gerektirir. Bangladeş gibi bazı ülkeler sadece akreditifle çalışır, bazıları ürün bazlı kısıtlamalar yapar vs. En nitelikli bilgi Bankalardan, Müşavire Danışın uygulaması ile Ticaret Müşavirlerimizden alınabilir.

Alıcının Mali Güçlük İçinde Olması: Alıcının mali güçlüklerle karşı karşıya kalmış olması durumu satıcıyı güç durumda bırakacaktır. Çünkü alıcı belgeleri almak için gerekli tutarı ödemeyecektir.

Alıcının Basiretli Bir Tacir Gibi Davranmaması: Satıcı bilmeden ticari ahlaktan yoksun bir alıcı ile bağlantıya girmiş olabilir. Bu kişi geçerli hiçbir neden bulunmaması durumunda malları almama tehdidinde bulunarak satıcıyı malını düşük fiyattan satmaya zorlayabilir. Satıcı istemeden böyle bir durumu kabullenmek zorunda kalabilir.

Gerek ihracatçı gerek ithalatçı banka personelinden kaynaklanan riskler, hatalar,

İTHALATÇI İÇİN RİSKLER

Bu yöntemde alıcı için en büyük risklerden biri, vesaik bedelini ödemeden ya da vadeli poliçeyi kabul etmeden malları göremeyecek olmasıdır. Zira alıcı malların siparişe uygun yüklenip yüklenmediğini bilemeyecek ve vesaiki almadan da bunu kontrol edemeyecektir. Mallar sözleşmede yer alan nitelikleri haiz olmayabilir, talep edilen üründen bambaşka bir mal gelebilir.

Mallar tahsil eden bankanın adresine gönderilse dahi, vesaikin şeklinden veya doğruluğundan sorumlu değildir. İthalatçı mallarla ilgili şikayeti direkt satıcıya yapması gerektiğini baştan bilmelidir.

İhracatçının saygınlığı, iyi niyeti ve malları siparişe uygun olarak hazırlayıp hazırlamadığı konusunda baştan haberdar değildir. Know Your Customer (KYC), Know Your Seller (KYS) prensipleri gereği satıcı hakkında çeşitli kaynaklardan ticari istihbarat yapmalıdır.

İHRACATÇI İÇİN RİSKLERİ AZALTMANIN YOLLARI

  1. İthalatçı ve ülkesi konusunda sürekli olarak sağlıklı ve güncel bilgilere sahip olmak. Eğer o ithalatçıya ilk kez mal satılacaksa veya tereddüt varsa çeşitli kaynaklardan (daha önceden ona mal satan diğer ihracatçılar, müşavirliklerden, ticari istihbarat şirketlerinden, test, gözetim şirketlerinden vs.) bilgi toplamaya çalışılmalıdır.
  2. Malları varış limandaki antrepoyu da kapsayacak biçimde sigorta ettirmek,
  3. Dış ticaret işlemine başlamadan önce ithalatçıdan bir miktar ödemeyi (bu olası zararları karşılayacak ölçekte olmalıdır) peşin olarak almak önemlidir. Bu peşinat için gerekirse ve işlem detayına bağlı olarak ihracatçı düşük oranda Peşin Ödeme Garantisi vermelidir.
  4. Tahsil vesaiki ihracatçı için açık hesaba (open account) göre daha güvenli bir ödeme yöntemi iken akreditifle karşılaştırıldığında daha az güven vericidir.
  5. Eş zamanlı olarak Eximbank, Alacak Sigortası şirketleri üstünden ihracat sigortası yapılabilir. Özellikle ilk işlemlerde her halikarda kısmi de olsa peşinat alınmalıdır.
  6. Taşıma belgeleri (Konişmento) alıcı firma yerine mutlaka banka adına düzenlenmeli,
  7. LOI (LETTER OF INTENT) Niyet Mektubu, iş dünyasında önemli bir belge olarak öne çıkmaktadır. İki taraf arasında yapılacak olan bir anlaşmanın ön mutabakatını beyan eden bu mektup, olası bir iş ilişkisi için temel şartları belirlemekte ve tarafların ciddiyeti, niyetlerini ortaya koymaktadır. Alıcıdan istenecek detaylı bir LOI ihracatçının olumlu veya olumsuz karar vermesini kolaylaştıracaktır.

İhracatçılar ödemeyi güvence altına almadan mallarını hazırlayarak yüklemek ve çeşitli hizmetlerde bulunmak durumunda kaldıklarından, ancak aşağıda belirtilen durumları dikkate alarak vesaik karşılığı ödeme sistemini seçmelidir:

  • Alıcı ve satıcının birbirlerini güvenilir olarak iyi tanımaları,
  • Alıcının ödemeyi yapmak için kesin olarak istekli olduğu konusunda kuşku olmaması,
  • İthalat yapılan ülkenin politika, ekonomi ve yasalar açısından istikrarlı olması,
  • İthalat yapılan ülkenin uluslararası ödemeler sisteminin kambiyo kısıtlamaları veya diğer kısıtlamalar ile tehlikeye düşmemesi,
  • İhracatçının ithalatçının ülkesindeki kambiyo kurallarını iyi bilmesi.
  • Alacak Sigortası şirketlerinden baştan olumlu yanıt alınması,

İTHALATÇI İÇİN RİSKLERİ AZALTMANIN YOLLARI

İthalatçı ödemeyi yapması sonrası vesaiki bankadan alıp malları görebildiği için gelen ürünün sözleşmeye uygun olmaması, kalitesiz, düşük miktarda vb olma durumu var. Bunun için uluslararası kabul gören test, denetim ve gözetim şirketleri üstünden yükleme öncesi hatta imkan varsa varış yerinde numune ile kontrol ettirilebilir. Bu belge talebi sözleşmeye yazılıp satıcı diğer belgelerle birlikte bankasına teslim eder ve alıcının bankasına gönderir. 

AVANTAJLAR

  • Malların ülkesine ulaşmasından sonra ödeme yapabilmesi ithalatçıya bir anlamda finansman sağlar. İthalatçı hiçbir maliyete girmeden malların ülkesine ulaşmasını sağlar.
  • Ucuz ve yalın bir yöntem olması taraflar için maliyeti düşürür.
  • Ödeme yapmadan önce vesaiki, kimi zaman da malları inceleyebilmesi ithalatçı için lehte bir durumdur. Bazen gelen mallar siparişe uygun olmayabilir.
  • İthalatçı firma büyükçe bir şirketse ve halihazırda Alacak Sigorta Şirketleri ile aktif çalışıyorsa İhracatçı ile görüşme yaparken bu konuda ısrarcı olup Vesaik Mukabili satınalma yapması daha kolay olacaktır.
  • İhracatçı için bankadan finansman sağlama imkanı vardır. Teminata verip kredi kullanımı yapabilir.

ÖRNEK VAKALAR

Gaziantep’ten Gana’ya önceki olumlu ödemelerden cesaret alan ihracatçı yeni yüklemesi sonrası alıcıya ulaşamamaya başladı. Makarnalar limanda bekliyor ancak alıcı kayıp. Benim ilgili dönemdeki bankadaki görevim nedeniyle bölgedeki Gine, Fildişi Sahili, Burkina Faso gibi ülkelerdeki bankanın Trade Center’larına ulaşıp malların başka bir alıcıya satış desteği sağlanmıştır.

Vesaik Mukabili olarak ihracat yapan Adanalı firma bir Kuzey Afrika ülkesine yükleme yapmış olsa da alıcı malı çekmemiştir. Alıcı, ödeme yükümlülüğü olmayan bu yöntem ile ölüm, beklenmedik bir olay, karışıklık, savaş, deprem, yangın, yerel para kurlardaki aşırı artış, daha uygun fiyat sunan yeni bir tedarikçi, ithalat vaktinde yerel fiyatlardaki aşırı düşüş gibi türlü nedenlerle vazgeçilebilir, dolandırıcılık yapabilir. Ürünler çekilmezse ihracatçı için lojistik ve demuraj gibi ciddi maliyetler oluşmaktadır. Lojistik firmaları talimatı veren taraf olarak ihracatçıyı muhatap olarak kabul etmektedir.

Vesaik Mukabili ödeme şeklinin Artısı, Eksisi Ve Taraflar İçin Riskleri Azaltma Yolları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMersin’de Çin’den bakliyat ithal eden bir Türk şirketinin ibretlik hikayesi. Vesaik Mukabili olarak gelen belgeler bankadan alınmadan malların millileşmesi beklenmiştir. Çinli tedarikçi malının beklenen sürede çekilmediğini görünce endişe eder ve Mersin’e gelir, bu konuda uzman dolandırıcı olan ithalatçı satıcıyı üst düzeyde misafir eder, ikna olan satıcı Çin’e döner. Geçen süreyi iyi yöneten alıcı ödemeyi yine yapmaz, kasten malın millileşmesini sağlayıp ihaleye girerek ürünleri çok ucuza satın almıştır.

Satınalma Profesyonelleri için Stres Yönetimi

Satınalma Profesyonelleri Için Stres Yönetimi
Satınalma Profesyonelleri için Stres Yönetimi

Satınalma Profesyonelleri için Stres Yönetimi

M. Efsun Yüksel Tunç efsun@indus.com.tr

Satınalma dünyası, hızlı kararlar, bütçe yönetimi ve tedarikçilerle iletişim gibi yoğun bir tempoyu beraberinde getirir. Üstelik piyasa dinamiklerinin sürekli değiştiği bir ortamda çalışmak, zaman zaman herkes de baskı yaratabilir. Satınalma dünyasında stres, hayatın bir gerçeği. Doğru yönetildiğinde motive edici bir güç olabilirken, kontrol edilmediğinde üretkenliğimizi ve karar alma becerimizi zayıflatabilir. Bu nedenle, stresle başa çıkmanın yollarını keşfetmek hem işte hem de özel hayatımızda denge kurmamızı sağlar.

Satınalma Profesyonelleri Için Stres Yönetimi
Satınalma Profesyonelleri için Stres Yönetimi

Stresle baş etmenin ilk adımı, kaynağını belirlemektir. İş yükü fazlalığı, tedarik zinciri sorunları veya ekip içi iletişim eksiklikleri gibi stres kaynaklarını net bir şekilde anlamak, sadece sorunlarla yüzleşmeyi değil, önleyici çözümler geliştirmeyi de mümkün kılar. Hangi durumlarda kontrol kaybı yaşadığımızı fark etmek, stres yönetimi sürecinin temelini oluşturur.

Örneğin, iş yükünün fazlalığı bizi bunaltıyorsa, işlerin öncelik sırasını yeniden gözden geçirebiliriz. Zaman baskısı hissediyorsak, daha etkili bir zaman yönetimi stratejisi uygulayabiliriz. Eğer stresin kaynağı tedarikçilerle yaşanan iletişim problemleri ise, bu durumda daha açık ve düzenli bir iletişim hattı kurmayı hedefleyebiliriz. Bazı durumlarda, stresin nedeni kontrolümüzde olmayan dış faktörler olabilir. Ancak bu noktada bile, kendimize şu soruyu sormak faydalı olur: “Bu durumu nasıl daha iyi yönetebilirim? Nerede bir fark yaratabilirim?”

Stresin kaynağını belirlemek, sadece sorunları anlamak değil, aynı zamanda bu sorunlara çözüm üretme noktasında bir farkındalık geliştirmektir. Ayrıca, bu süreçte fark etmediğimiz, derinlerde yatan sebepler de gün yüzüne çıkabilir. Örneğin, yoğun iş temposunda stresin asıl kaynağı belki de yeterince mola vermemek ya da profesyonel destek istemekten kaçınmak olabilir. Bu tür durumlarda, kendimize karşı daha dürüst olmalı ve gerektiğinde hem bireysel hem de ekip düzeyinde destek aramalıyız.

Satınalma süreci, birden fazla görev ve projeyi aynı anda yürütmeyi gerektiren yoğun bir iş akışı sunar. Bu tür bir çalışma temposu, zaman baskısını artırabilir ve bizi bazen tükenme noktasına yaklaştırabilir. Ancak, bu noktada yapılacak en etkili şey, önceliklendirme ve planlama becerimizi devreye sokmaktır. Öncelikle, üzerimizdeki görevleri kategorilere ayırmak, hangi işlerin gerçekten acil ve önemli olduğunu belirlemek kritik bir adımdır. Her işin aynı anda yapılması gerekmediğini fark ettiğimizde hem enerjimizi hem de zamanımızı daha verimli bir şekilde yönetebiliriz.

Önceliklendirme, sadece iş yükünü hafifletmekle kalmaz; aynı zamanda stres seviyemizi de düşürür. Örneğin, acil işlere odaklanıp düşük öncelikli işlere daha sonra zaman ayırmak, zihnimizi daha sakin ve odaklanmış bir hale getirir. Bunun yanı sıra, günün başında ya da haftanın ilk iş gününde bir plan yaparak görevlerimizi adım adım takip edebiliriz. Bu tür planlamalar, kontrol duygumuzu yeniden kazanmamıza yardımcı olur ve stresin üzerimizdeki etkisini büyük ölçüde azaltır.

Bazı durumlarda, görevlerin üstesinden gelebilmek için ekip arkadaşlarımızdan destek istemek ya da belirli işleri devretmek de etkili bir çözümdür. Zaman baskısına karşı yalnızca bireysel çabalarımızla değil, ekip çalışmasıyla da direnebiliriz. Ayrıca, planlama yaparken esneklik payı bırakmak ve beklenmedik durumlar için zaman ayırmak, olası stres kaynaklarını önceden yönetebilmemizi sağlar. Çünkü hepimiz biliyoruz ki, stresin önemli bir kısmı genellikle beklenmedik durumlar karşısında hazırlıksız olmaktan kaynaklanır.

Tedarikçilerle ilişkiler, satınalma profesyonellerinin günlük iş akışında kritik bir yer tutar. Bu ilişkiler, sadece ürün veya hizmet tedarik etmekle sınırlı değildir; aynı zamanda uzun vadeli iş birliklerinin temelini oluşturur. Ancak tedarik süreçlerinde yaşanan iletişim kopuklukları veya yanlış anlamalar, gereksiz stres yaratabilir ve süreçlerin aksamasına neden olabilir. Bu noktada, açık, şeffaf ve proaktif bir iletişim kurmak, olası sorunları en başından önlemek için kilit bir rol oynar.

Tedarikçilerle güçlü bir ilişki kurmanın ilk adımı, beklentileri net bir şekilde tanımlamaktır. Hangi ürünün veya hizmetin ne zaman, hangi standartlarda teslim edileceği gibi temel konuları açıkça ifade etmek, her iki taraf için de bir güven ortamı yaratır. Ayrıca, düzenli iletişim ve geribildirim süreçlerini devreye sokmak, karşılıklı olarak memnuniyeti artırabilir. Örneğin, süreç boyunca tedarikçilerin performansını değerlendirmek ve bunu yapıcı bir dille paylaşmak hem mevcut işlerin verimliliğini artırır hem de gelecekteki iş birliklerini güçlendirir.

Bir diğer önemli nokta ise, tedarikçi tarafındaki olası sıkıntılara karşı empati geliştirebilmektir. Onların karşılaştığı zorlukları anlamaya çalışmak ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemek, ilişkilerdeki güveni derinleştirir. Örneğin, tedarik zincirinde yaşanan bir aksaklık durumunda, suçlayıcı bir dil kullanmak yerine birlikte çözüm üretmeye odaklanmak, stresin etkisini azaltır ve iş birliğini sürdürme olasılığını artırır.

Tedarikçi ilişkilerinde proaktif bir yaklaşım benimsemek de oldukça önemlidir. Sorun ortaya çıkmadan önce riskleri belirlemek ve çözüm yolları geliştirmek, krizlerin önüne geçebilir. Bunun yanı sıra, tedarikçilerin bizimle iletişime geçmesi için uygun bir alan yaratmak ve iş birliği kültürünü teşvik etmek, sürecin daha sağlıklı işlemesine yardımcı olur. Tedarikçilerle kurduğumuz her ilişki, satınalma süreçlerinin başarısını doğrudan etkileyen bir unsurdur. Güçlü bir tedarikçi ilişkisi yalnızca stresi azaltmakla kalmaz, aynı zamanda iş süreçlerinin daha etkin ve verimli bir şekilde yönetilmesini sağlar. Açık iletişim, karşılıklı güven ve empati temelinde inşa edilen bu ilişkiler, satınalma profesyonelleri olarak işimize değer katar ve başarı yolunda önemli bir adım atmamıza yardımcı olur.

Satınalma süreçleri her zaman yoğun ve yorucu olabilir. Bu yüzden gün içinde kısa aralar vererek hem enerjimizi tazelemek hem de daha verimli çalışmak mümkün. Örneğin, çay veya kahve molası sırasında ekip arkadaşlarınızla kısa bir sohbet etmek ya da birkaç dakika masadan kalkıp düşüncelerinizi toparlamak, günün temposunu daha rahat yönetmenize yardımcı olabilir. Bu küçük anlar, işimize taze bir bakış açısıyla dönmemizi sağlar.

Stres, hayatın her yerinde varsa ve biz bunu biliyorsak stresin üzerimizdeki etkilerini kontrol edebilir ve onu yapıcı bir güç haline dönüştürebiliriz. Stresle başa çıkma tekniklerini günlük rutinlerimize dahil ederek hem iş hem de özel hayatımızda daha dengeli, üretken ve mutlu olabiliriz. Peki, siz bugün stresle başa çıkmak için hangi adımı atmaya hazırsınız?

M. Efsun Yüksel Tunç

Eğitmen ve Yönetim Danışmanı

Yaşam ve Yönetici Koçu

efsun@indus.com.tr