İş Sözleşmesi Fesih Yetkisinin Disiplin Kuruluna Verilmesine Rağmen, İşveren Fesih Yapabilir mi?
Lütfi İNCİROĞLU
Fesih, iş sözleşmesini derhal ya da belirli bir sürenin geçmesi ile sona erdiren, karşı tarafa yöneltilmesi gerekli tek yanlı irade açıklaması olarak tanımlanmaktadır [1]. Fesih hakkı her iki tarafa da tanınan ve diğer tarafın kabulüne gerek olmayan bir irade beyanı olarak kabul edilmektedir. Fesih bildirimi kural olarak, belirli bir şekle tabi değildir. Bu bağlamda fesih beyanında bulunan taraf, sözleşmeyi sona erdirme iradesini diğer tarafa sözle ya da yazı ile bildirebilir. Ancak, bu kuralın bir istisnası vardır. Nitekim iş güvencesi kapsamına giren işçilerin iş sözleşmelerinin feshine ilişkin bildirimin yazılı olarak yapılması şarttır.
İşveren, fesih yetkisini kendisi kullanabileceği gibi bu yetkiyi işyerinde oluşturulmuş bir disiplin kuruluna da verebilir. İşyerinde disiplin kurulu oluşturulacağına dair mevzuatımızda bir zorunluluk bulunmamakla birlikte, işverenler işyeri iç yönetmeliklerinde, disiplin yönetmeliklerinde ya da toplu iş sözleşmelerinde disiplin kurulu oluşturulması ile ilgili düzenleme yapabilmektedirler. Disiplin kurulları, genellikle bir işveren temsilcisinin başkanlığında işçi ve işvereni temsilen toplamda 5 asil üyeden oluşur. Kurul çoğunluk ile toplanarak ve karar alabilir. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi gerek toplu iş sözleşmeleri gerekse iç yönetmeliklerde, işverenin fesih hakkını disiplin kurulu kararına istinaden kullanabileceği öngörülebilir. Ancak, böylesi bir durumda disiplin kurulu kararı olmaksızın yapılan fesihler haksız feshin hüküm ve sonuçlarını doğur. Başka bir deyişle, işverenin fesih hakkı işyeri iç yönetmeliği ya da iş ve toplu iş sözleşmesi hükümleri ile disiplin kuruluna verilerek sınırlandırılmışsa, işveren fesih prosedürüne aykırı hareket ederek fesih yetkisini kullanamaz.
Nitekim Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin verdiği bir kararda, “işverenin haklı sebeple fesih hakkının çeşitli şekillerde sınırlandırılmasının mümkün olduğu belirtilmektedir. Bu sınırlandırma, “haklı sebep” olarak kabul edilebilecek hallerin sayısı ve niteliği yönünden olabileceği gibi, fesih hakkının kullanılması, işçi yararına özel bir prosedüre de tabi kılınabilir. Gerek toplu iş sözleşmeleri gerekse iç yönetmeliklerde, işverenin fesih hakkını disiplin kurulu kararına istinaden kullanabileceği öngörülebilir. İşverenin, haklı feshe ilişkin sınırlandırmalara uymaması, örneğin feshin disiplin kurulundan geçirilmesi gereken hallerde, geçirilmemesi, feshi başlı başına haksız kılar.
“İşyeri İç Yönetmeliği’nin 36. maddesine göre, disiplin kurulunun fabrika müdürü, insan kaynakları müdürü, bölüm müdürü ve mavi yaka çalışanlar arasından seçilen üç kişi olmak üzere toplam altı kişiden oluşması gerektiği, ancak feshe konu disiplin kurulu kararının dört kişi ile alındığı, böylece toplantı sayısı ile ilgili kurala uyulmadığı, tüzel kişilerde oluşan iradenin kullanılmasının tüzel kişinin iç tüzük veya yönetmeliğince belirtilen organlar tarafından mümkün olabileceği, bu sebeple davacıya yönelik olarak gerçekleşen haklı veya geçerli bir fesih iradesinin oluşmadığı gerekçesiyle fesih geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Oysa somut olayda, işverenin fesih hakkı İşyeri İç Yönetmeliği ile sınırlandırılmış olup, bu hak disiplin kurulu vasıtasıyla kullanılmıştır. Disiplin kurulu kararının usulüne uygun olarak alınmamış olması, feshin hiç disiplin kurulundan geçirilmemesi ile aynı etkiyi yaratır. Bir başka deyişle, disiplin kurulu toplantısına katılanların sayısı ve niteliği ile ilgili İç Yönetmelik hükümlerine uyulmaması, disiplin kurulu kararını fesih prosedürüne aykırı, bu karara istinaden işverence gerçekleştirilen feshi de haksız kılar”[2].
Sonuç olarak, uygulamada sıklıkla disiplin kurulu bulunan işyerlerinde, disiplin kurulu kararı olmadan haklı nedenle fesih yapılamayacağının kararlaştırıldığı görülmektedir. Böylesi bir durumda, disiplin kurulu kararı olmaksızın yapılan fesihler haksız feshin hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır[3]. Başka bir deyişle, işverenin fesih hakkı işyeri iç yönetmeliği ya da iş ve toplu iş sözleşmesi hükümleri ile disiplin kuruluna verilerek sınırlandırılmışsa, işveren fesih prosedürüne aykırı hareket ederek fesih yetkisini kullanamaz. Örneğin feshin disiplin kurulundan geçirilmeksizin gerçekleştirilmesi, feshi başlı başına haksız kılar [4].
Lütfi İNCİROĞLU
Kaynakça:
[1] ÇALIK, Şefik, İş Sözleşmesinin Feshi ve İş Güvencesi, İstanbul 2005, s.69.
[2] Y.22.HD.13.06.2017 T, E. 2017/34978, K. 2017/14058 Legalbank
[3] ÖKTEM SONKU, İş Sözleşmesinin Feshine İlişkin Sözleşmesel Kayıtların Geçerliliği, İş Hukukunda Yeni Yaklaşımlar I, s.199.
[4] Y22.HD.13.06.2017 T., E. 2017/34978, K. 2017/14058 Legalbank.











Incoterms, koşulları çok zorlu bir çöl olan dış ticaret mevzuatı içinde bir vaha gibidir benim nezdimde. Neredeyse her gün 3-4 değişiklik yapılan, A gümrüğünde B şeklinde uygulandığı halde C gümrüğünde D şeklinde uygulanan karışık süreçler yumağı içinde Incoterms kuralları bana çok basit gelir. Hele Incoterms 2020’de yapılan yeniliklerle (kurallarda değil kitapçıkta, anlatım tarzında yapılan yeniliklerle) bu kuralları yorumlamak iyice basit bir hal aldı. Sanırım bunun sebebi kimsenin bu kitabı almaması dolayısıyla ilk elden kitabı okuyarak bilgi edinmek yerine, saha işlerin halledilmesi için yapılanlardan yola çıkarak ve kulaktan dolma bilgilerle ilerlemeye çalışılması. Zaten genel olarak da okumayı sevmeyen bir toplum olduğumuz için bu varsayımı kolaylıkla yapabiliyorum. Oysa dış ticaret yapan herkesin 723 numaralı Incoterms yayınını alması ve zaman buldukça okuması gerekir. Üstelik çok pahalı da değil. An itibariyle 300,00₺’ye Uluslararası Ticaret Odası Türkiye Temsilciliğinden edinmek mümkün.







Tam da öyle. İhracatçıların tercihi ikinci güvence niteliğindeki akreditif teyidi, ihracatçının elini rahatlatır.
İhracatçılarımızın yurt dışına yapacakları akreditifli işlemlerde, amirin emri ve amir banka tarafından açılan bir akreditifin “teyidli” olmasının önemi büyüktür. Ancak olmaması halinde ise dünyanın sonu değildir.
Ülke riski dahil olmak üzere amir bankaya her yönden güven ediliyorsa ve yeterince araştırma yapılmışsa, teyid peşinden koşmak çoğu kez ihracatçıyı yorar. Evrakları inceleyip, mal bedelini ödeyecek banka, teyidsiz akreditifin bankası amir bankadır.










İthalat için 3 ay vadeli USD/TRL döviz alım Forward işlemi yapıyorsak formülde yer alan değişkenler şu şekilde sıralayabiliriz:
Türkiye, 2024 yılında 262 milyar dolar ihracata imza atarken, Ticaret Bakanlığı, ihracatçılarımızın rekabetçiliğini artırmak amacıyla 15 kategoride 17,6 milyar liralık devlet yardımını ihracatçılara ve iş birliği kuruluşlarına ulaştırdı. Hizmet ihracatına verilen devlet destekleri ilave edildiğinde Ticaret Bakanlığı 2024 yılında ihracata 24,7 milyar TL’lik destek sağlamış oldu.
2023 yılında 764 milyon 800 bin TL devlet yardımlarının ihracatçı firmalara ve iş birliği kuruluşlarına ulaşmasını sağladıklarını paylaşan Eskinazi, “2024 yılında işlemlerini sonuçlandırdığımız devlet yardımları yüzde 65 artışla 1 milyar 261 milyon TL oldu. Yurt dışı fuar katılımı 461,6 milyon TL’lik destekle ilk sırada yer alırken, TURQUALITY Projeleri 313,5 milyon TL ile ikinci, birim kira desteği 107,6 milyon TL ile en çok devlet desteği verilen üçüncü başlık oldu. Pazara giriş belgeleri, tarım destekleri, küresel tedarik zinciri, yurt içi fuar katılım, e-ihracat, yurt dışı Pazar araştırması, sektörel heyetler/sanal heyetler, yurt dışı/yurt içi fuar organizatör, tasarım desteği, tanıtım desteği, yurt dışı marka tescil desteği, UR-GE proje desteği Ticaret Bakanlığı’nın destek verdiği diğer başlıklar. 2025 yılından itibaren AB Yeşil Mutabakat Uyum Projesi desteği Responsible destek programı hayata geçmiş olacak” diye konuştu.