2018 Yılı Birinci Çeyrek Elektrik Fiyatları Geriledi

Enexion Haftalık Enerji Piyasa Raporu verilerine göre tezgahüstü piyasalarda geçtiğimiz hafta tarife zamlarının beklenenin altında gelmesiyle birlikte 2018 yılı birinci çeyrek elektrik fiyatlarında gerileme yaşandı.

Geçtiğimiz hafta tarife zamlarının beklenenin altında gelmesiyle birlikte tezgahüstü piyasalarda 2018 yılı birinci çeyrek elektrik fiyatlarında gerileme yaşandı. Geçtiğimiz hafta Ocak ayı baz yükü 191 TL/MWh, Şubat ayı baz yükü 185.5 TL/MWh, Mart ayı baz yükü ise 172.5 TL/MWh seviyelerinden işlem görürken 2018 birinci çeyrek ortalaması 183 TL/MWh oldu. Rapora göre bir önceki hafta 157,5 TL/MWh olarak gerçekleşen spot piyasa fiyat ortalaması ise %2 oranında bir düşüş göstererek 154,4 TL/MWh olarak gerçekleşti.

Türkiye 01.01.2018 tarihli gerçekleşmiş üretim verileri ve gerçekleşmiş piyasa fiyatlarına göre geçtiğimiz hafta toplam üretim içinde yenilenebilir kaynakların payı %36, doğalgazın payı %32, kömürün payı ise %31.5 oranında gerçekleşti. Özellikle rüzgar üretimi olmakla beraber genel olarak yenilenebilir kaynaklarda meydana gelen yüksek üretim, Aralık ayında fiyatların düşük gelmesinin en önemli nedeni olarak görülüyor. Kasım ayına göre neredeyse %100 yükselerek fiyatların düşük kalmasındaki en büyük etken ise rüzgar üretimi oldu.

Haftalık enerji piyasa raporunda Aralık ayında gerçekleşmiş üretim verileri hakkında açıklamalar yapan Enexion Enerji Danışmanlık Türkiye Genel Müdürü ve Enerji Uzmanı Ceren Özdal, “Tezgahüstü piyasalarda Aralık ayı bazyükü 190 TL/MWh seviyelerinden kapanmıştı. Aralık ayı spot piyasa fiyat ortalaması ise 155.8 TL/MWh olarak gerçekleşti. Aralık ayı spot ortalamasının beklenenin %18 aşağısında gerçekleştiğini görüyoruz”dedi. Özdal, toplam üretimde kamu kuruluşları TETAŞ ve EÜAŞ’ın toplam oranının %33 olarak gerçekleştiğini ve serbest üreticilerin ise toplam üretimin %67’sini gerçekleştirdiğinin altını çizdi. Özdal raporda yenilenebilir kaynaklara da değindi: “Aralık ayı içinde yenilenebilir kaynakların toplam üretimdeki payı %31 olarak gerçekleşirken kömürün payı %34 ve doğalgazın payı %35’te kaldı. Toplam üretim ise bir önceki aya göre %7’lik artış gösterdi” dedi.

Enexion Hakkında:

Enexion, Türkiye’yi toplam enerji maliyet yönetimi kavramıyla tanıştıran Almanya merkezli lider bir enerji danışmanlık firmasıdır. Enexion’un Türkiye dışında Almanya, İsviçre ve Hindistan’da ofisleri bulunuyor. Çin’den ABD’ye kadar dünyanın birçok ülkesinde projeler yürüten Enexion, Türkiye’deki faaliyetlerine 2014 yılında başladı. Enexion Türkiye, şirketlerin enerji maliyetlerini sürdürülebilir yöntemlerle azaltırken kârlarını sürdürülebilir bir şekilde artırmalarını sağlıyor. Enexion’un sunduğu hizmetler arasında; toplam maliyet ve risk yönetimi, enerji danışmanlığı, tedarik süreç yönetimi, toptan piyasalardan optimum fiyatla enerji tedarik edilmesi yer alıyor. 2016 yılsonu itibariyle Enexion’un yönettiği toplam enerji portföyü 1 milyar doların üzerindedir.

Elektronik güvenlik pazarının gündemi 2018’de de akıllı teknolojiler

Türkiye’de büyüklüğü 1 milyar dolara yaklaştığı tahmin edilen elektronik güvenlik sistemleri pazarında, akıllı çözümlere geçiş 2017’de iyice hız kazandı. Yeni teknolojiler sayesinde ise bu sistemler her zamankinden daha güvenli ve kullanıcı dostu hale geldi. Pazarda yaşanan değişimi değerlendiren Pronet’in Pazarlama ve İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ediz Habip, “Kent yaşamında, bir yandan artan güvenlik risklerine karşı önlem almak istiyoruz, bir yandan kişisel yaşam senaryolarımıza göre güvenlik çözümlerimizi şekillendirme ihtiyacı duyuyoruz” dedi ve 2018’de bu imkanları sunan akıllı sistemlere yönelik ilginin daha da artacağını belirtti.

Bugün Türkiye’de 1 milyar dolar büyüklüğe yaklaştığı tahmin edilen elektronik güvenlik sistemleri pazarı, hızla büyümesini sürdürüyor. Pazar lideri Pronet’in paylaştığı bilgiye göre, alarm izleme merkezi hizmetinden Türkiye’de yaklaşık 400.000 ev ve işyeri faydalanıyor. Yılda 8 bin vaka bu merkezler tarafından önleniyor. Elektronik güvenlik sistemleri, hırsızlığa ek olarak, su baskınından yangına, panik ve acil sağlık durumlarından gaz kaçağına, pek çok farklı nitelikteki vakaya karşı koruma sağlıyor.

Her zamankinden daha güvenli ve kullanıcı dostu

Pronet’in Pazarlama ve İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ediz Habip, özellikle 2017’de elektronik güvenlik sistemlerine yönelik algının tüketici nezdinde değişmeye başladığının altını çizdi: “Şehir yaşamında, bir yandan artan güvenlik risklerine karşı önlem almak istiyoruz; bir yandan da kişisel yaşam senaryolarımıza göre güvenlik çözümlerimizi şekillendirebilme ihtiyacı duyuyoruz. Elektronik güvenlik sistemleri artık akıllı teknolojiler sayesinde bize bu imkanları tanıyor. Akıllı Güvenlik Çözümleri sayesinde alarm sisteminizi uzaktan kontrol edilebiliyorsunuz. Sisteme farklı yan ürünler ekleyerek kapı zilinizden kilidinize, kombinizden prizinize kadar pek çok farklı noktayı orada olmasanız da yönetebiliyorsunuz. Üstelik bu sistemlerin kablosuz şekilde kurulmaya başlanması, dokunmatik panellerin kullanıma girmesi, GPRS iletişiminin yaygınlaşması gibi teknolojik yeniliklerle de, bu kategorideki sistemler her zamankinden daha güvenli ve kullanıcı dostu hale geliyor.”

Akıllı çözümlerin kullanım oranlarında yüzde 100’lük artış

Akıllı güvenlik sistemlerinin kullanım oranlarındaki değişime dikkat çeken Habip, Pronet verilerinin sektördeki gelişime ışık tuttuğunu belirtti: “Elektronik alarm sisteminin uzaktan kontrol edilebilmesini sağlayan, tek panel üzerinden daha güvenli ve daha kullanışlı bir deneyim sunan Pronet Plus’ı tercih eden kullanıcı sayımız son bir yılda yüzde 60 arttı. Akıllı ürün ailemizdeki Akıllı Zil, Akıllı Kilit, Akıllı Termostat gibi çözümlerin kullanım oranlarında ise ortalama yüzde 100’lük bir artış söz konusu.”

“Lüks değil, ihtiyaç” algısı yerleşiyor

Habip, tüketicilerin güvenlik sistemlerinin bir lüks değil, bir ihtiyaç olduğu konusunda farkındalıklarının yükseldiğini de söyledi: “Güvenlik olgusu, artık hayatımızın bir parçası. Evinde güvenlik sistemi kullanmasa bile, herkese açık ücretsiz Panik Butonu Uygulamamızı akıllı telefonlarına indiren ve kullanan kişilerin sayısı her geçen gün artıyor. 2017’de uygulamanın indirilme rakamları 1 milyon 730 bini geçti.”

“Otomasyon” vaadi şehirli kullanıcılar için cezbedici

Habip, pazardaki değişimin süreceğini söyledi: “Akıllı teknolojilerle bütünleşen elektronik güvenlik sistemleri, günü yoğunluk içinde geçen şehirli insanın, hayatındaki pek çok konuyu otomasyona bağlayabilmesini mümkün kılıyor. Anahtar taşımak zorunda olmadan kapısını akıllı telefonundaki uygulama üzerinden kilitleyebilmek, alarmını dilediği zaman uzaktan da olsa açıp kapatabilmek, evinin ısısını akıllı termostatlar sayesinde her an ayarlayıp enerji tasarrufu yapabilmek gibi sayısız fayda sayabiliriz. Hayatı kolaylaştıran tüm bu imkanlar, kullanıcıların sektörümüze olan ilgisinin artarak sürmesini sağlayacak.”

2017’de Portakallı Kek ve Ayran Çorbası Gözde Oldu

Leziz tarifleri, eğlenceli ve şaşırtan içerikleri yemek tutkunları ile buluşturan Yemek.com, 2017’nin yeme-içme trendlerini açıkladı. Yemek yapmaktan keyif alanlar Yemek.com’daki iştah açıcı 5.137 içerik, 3.450 tarif ve 548 video ile mutfakta harikalar yarattılar. Yemek yapmanın dört mevsim tadını çıkaran Türk halkı, kış aylarında çay keyfini portakallı kek ile taçlandırırken yaz aylarında ise ayran çorbası ve limonata tarifleri ile serinlediler. İlkbaharda chia tohumlu lezzetler, sonbaharda ise öğrenci mutfaklarının olmazsa olmazı makarnalar için soslar en çok aranılan tarifler oldu.

Yemek.com’un 2017 yemek trendlerini açıkladığı “2017’de Neler Oldu?” infografiğine göre; her ay 15 milyon tekil ziyaretçi, Yemek.com’daki iştah açıcı 5.137 içerik, 3.450 tarif ve 548 video ile yıl boyunca yemek yapmanın keyfini çıkardı. Geride bıraktığımız yılda Yemek.com ziyaretçileri portakallı kek, kısır, kereviz salatası, ayran çorbası ve limonata gibi birbirinden farklı lezzetleri merak etti.

Türkiye dört mevsim lezzeti aradı

Yemek.com, 2017 yılı boyunca en çok ziyaret edilen sayfalarını analiz etti ve bu analize göre dört mevsimin en gözde tariflerini belirledi. Yemek yapmanın dört mevsim tadını çıkaranlar, kış aylarında çay keyfini portakallı kek ile taçlandırdılar. İlkbaharın gelmesiyle zayıflamak isteyenler ise lezzeti chia tohumunda buldu. Bir önceki yıl olduğu gibi 2017’de de chia tohumlu tarifler trend olmayı sürdürdü. Yazın nemli sıcağında serinlemek isteyenler ise en çok ayran çorbası ve limonata tariflerini aradılar. Sonbahar aylarına ise öğrenciler damga vurdu. Öğrenci mutfaklarının olmazsa olmazı makarnayı daha da lezzetli hale getirmek isteyen 18-24 yaş arasındaki öğrenciler, sonbahar aylarında en çok sos tariflerini merak ettiler.

Ramazan’da %127 daha fazla yemek tarifi okundu

2017 yılında bayram sofraları da Yemek.com tarifleriyle hazırlanan yemeklerle donatıldı. Kurban Bayramı’nda et tariflerinin okunma oranı yüzde 146 arttı ve sofraların en tercih edileni et yemekleri oldu.

Ramazan sofralarını donatacak leziz tarifleri bulmak isteyen Yemek.com takipçileri, 2017’nin Ramazan ayında bir önceki yıla göre yüzde 127 daha fazla yemek tarifi okudu. Mercimek çorbası, su böreği, hünkar beğendi ve revani tarifleri en çok okunan tarifler arasına girerek 2017’nin en gözde Ramazan menüsünü oluşturdu.

Yeni yıla mezelerle girildi

2017’yi ailesi ve sevdikleriyle karşılamak isteyenler farklı meze tariflerini tercih ettiler. Etsiz çiğ köfte, kereviz salatası ve Amerikan salatası en çok okunan tarifler arasında yer alarak Yılbaşı sofraları hem bizden hem de dünyadan mezelerle donandı.

En çok geleneksel tatlar özlendi

Yurt dışında yaşayan Yemek.com ziyaretçileri 2017 boyunca en çok Türk mutfağının geleneksel lezzetlerine ilgi gösterdi. Kısır, mercimek çorbası ve kuru fasulye sıkça tıklanan tariflerden oldu.

Yemek.com’un ziyaretçi sayısı yüzde 126 arttı

Yemekseverler, Yemek.com’da yer alan iştah açıcı 5.137 içerik, 3.450 tarif ve 548 video ile mutfakta harikalar yarattılar.

2017 yılında aylık tekil ziyaretçi sayısını bir önceki seneye göre yüzde 126 artıran Yemek.com, her ay 15 milyon tekil ziyaretçi tarafından ziyaret edildi. Yemek.com’un sayfa gösterim sayısı yüzde 96 artışla 40 milyona ulaştı. Yemek.com’daki videoların izlenme sayısı ise yüzde 126 arttı ve 31 milyon kez izlendi.

Yüzde 74’ü kadınlardan, yüzde 26’sı ise erkeklerden oluşan Yemek.com ziyaretçilerinin yüzde 91’i lezzet dolu içeriklere mobil yoluyla ulaşmayı tercih etti.

Lezzetler beğenildi, paylaşıldı

2017’de 1.6 milyon kişi Yemek.com’u Facebook’tan takip ederken, 260 bin kişi yemek tariflerine Instagram’dan ulaştı. 88 bin yemeksever ise 548 leziz videonun yer aldığı Yemek.com’un Youtube kanalını takip etti.

Yemek.com’un takipçileri lezzetlere olan beğenilerini sosyal medya üzerinden de gösterdiler. Facebook’taki içerikler her ay 798 bin kez beğenildi, 275 bin kez paylaşıldı ve içeriklere 38 bin yorum yapıldı. Tüm bu rakamlarla Yemek.com her ay 138 milyon etkileşime ulaştı.

Yemek.com’dan Türkiye’nin ilk gece pikniği

Yemek.com’un marka iş birlikleriyle oluşturduğu içerikler, videolar ve projeler 25 milyon kişi tarafından tüketildi. Yemek.com’un 2017’ye damgasını vuran etkinliği ise 5-6 Mayıs 2017 tarihleri arasında Türkiye’de ilk kez düzenlenen Urban Picnic oldu. 2.500 kişinin katılımıyla gerçekleşen piknikte, 40 restoran iştah açıcı lezzetleriyle yer alırken, Pinhani konseriyle katılımcılar unutulmaz bir gece yaşadı.

Yemek.com hakkında:

2014 yılında yayına giren Yemek.com, Türk mutfağının klasikleşmiş yemeklerinin püf noktalarından keşfedilmeyi bekleyen mekanlara, liste şeklinde oluşturulmuş eğlenceli konulardan en yeni yemek trendlerine kadar farklı birçok iştah açıcı içeriği bir araya getiriyor. Her ay 15 milyon tekil ziyaretçiye, 40 milyon sayfa gösterimine ve 31 milyon video izlenmesine ulaşan Yemek.com, 1,6 milyon Facebook fanı ve toplamda 2 milyona yakın sosyal medya kullanıcısı tarafından takip ediliyor. Bütün içerik ve video prodüksiyonunu kendi uzman ekibiyle yapan site, markalarla işbirlikleri dahilinde de yemek tarifleri, videolar ve projeler geliştiriyor. Aynı zamanda Urban Picnic gibi yemek festivalleri düzenleyerek, yemekle duygusal bağı olan kişilerle yüz yüze bir araya geliyor. Yemeksepeti’nin sahip olduğu deneyimle hayata geçen Yemek.com, Türkiye’de yemekle özdeşleşmiş en kapsamlı internet mecrası olmayı hedefliyor.

Belediyelerde ‘En Yeşil Ofis’ Araştırması Sonuçları Açıklandı

Elektronik Belge Yönetim Sistemi (EBYS) ile ‘kağıtsız ofis’ konseptine geçen belediyelerin çevreye sağladığı katkının tüm boyutları, enVision tarafından 2017 yılında ‘En Yeşil Ofisler’ adıyla gerçekleştirilen özel bir araştırma ile açıklandı.

Belediyeler, ofislerdeki kağıt tüketiminin yaygın olarak görüldüğü kurumlar arasında yer alıyor. Orta büyüklükte bir belediyede yılda yaklaşık 1,5 milyon kağıt tüketiliyor. Ancak, geleneksel yöntemler yerine, Elektronik Belge Yönetim Sistemini (EBYS) tercih eden belediyelerde, iş süreçleri hızlandığı gibi çevre koruma konusunda da önemli adımlar atılıyor.

enVision tarafından 2017 yılında gerçekleştirilen ‘En Yeşil Ofisler’ araştırmasının belediyeler kategorisinin sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre en doğuda Van’dan en batıda Lüleburgaz’a kadar geniş bir coğrafyada yer alan toplam 30 belediye; Elektronik Belge Yönetim Sistemine geçtikten sonra 7.529 ağacın kurtarılmasını ve 37 milyon su tasarrufu yapılmasını sağlarken, 2128 ton karbondioksit salınımı ile 147 ton katı atık oluşumunu da engelledi. Böylelikle genel toplamda 62 milyon adet A4 kağıdın çöpe gitmesi de önlenmiş oldu.

EBYS ile çevre dostu belediyeler

EBYS ile iş süreçlerinde otomasyon sağlayarak kağıt bazlı iş süreçlerini tam entegre dijital bir ortama dönüştüren ve En Yeşil Ofis listesinde yer alan belediyeler şöyle sıralandı:

Kartal Belediyesi, Altındağ Belediyesi, Kadıköy Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Lüleburgaz Belediyesi, Çankaya Belediyesi, Eyüp Belediyesi, Elazığ Belediyesi, Arnavutköy Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi, Sultangazi Belediyesi, Karatay Belediyesi, Ünye Belediyesi, Ortahisar Belediyesi, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, Van Büyükşehir Belediyesi, Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi, Artvin Belediyesi, Gölcük Belediyesi.

Araştırma sonuçlarına göre ilk 10 içinde olan belediyeler ve sağladıkları tasarruf miktarları şöyle:

Sıra Belediye Kurtarılan Ağaç Sayısı Üretilmeyen co2 Miktarı / Ton Kurtarılan Su Miktarı / Litre Engellenen Atık Miktarı / Ton
1 Kartal Belediyesi 3.632 1025 18.089.000 72
2 Altındağ Belediyesi 773 218 3.851.000 15
3 Kadıköy Belediyesi 667 188 3.223.000 13
4 İzmir Büyükşehir Belediyesi 564 159 2.811.000 11
5 Lüleburgaz Belediyesi 338 96 1.688.000 7
6 Çankaya Belediyesi 296 84 1.475.000 6
7 Eyüp Belediyesi 212 60 1.057.000 4
8 Elazığ Belediyesi 177 50 882.000 4
9 Arnavutköy Belediyesi 139 39 695.000 3
10 Odunpazarı Belediyesi 130 37 652.000 3

 

Kurtarılan ağaç sayısında Türkiye rekoru Kartal’da

EBYS kullanımı sayesinde gerçekleştirilen ‘kurtarılan ağaç’ sayısında Türkiye rekoru Kartal Belediyesi’nde. Kartal Belediyesi, EBYS ile iş süreçlerindeki tam otomasyon sayesinde 3.632 ağacın kesilmesini önlemiş oldu. Kartal Belediyesi 18 milyon metreküp suyun israf edilmesini ve 72 ton katı atık oluşumunu da engellemiş oldu. Böylelikle tam olarak 30 milyon adet A4 kağıdın çöpe gitmesi önlenmiş oldu.

Kartal Belediyesi Başkanı Altınok Öz’e En Yeşil Ofis plaketini CBKSoft Genel Müdürü Salih Kanlı makamında takdim etti. ‘En Yeşil Ofis’ kategorisinde belediyeler arasında birinci olmaktan dolayı gurur duyduklarını kaydeden Başkan Altınok Öz, konuyla ilgili olarak şunları kaydetti:

“Dünya üzerinde en tehlikeli şeylerden bir tanesi de üretmediğini tüketmek, hiçbir şey katmadan tüketime dâhil olmaktır. Kartal Belediyesi olarak doğayı korumak adına bizlerin öncelediği şey, üretmek ve tükettiklerimizi geri dönüşüm zincirine dâhil etmek. Çalışmalarımızı ve projelerimizi bu anlayışla temellendirip hayata geçirdik. Geri dönüştürülebilir olan her şey Kartal Belediyesi tarafından ekonomiye kazandırılıp doğanın korunması amaçlanıyor.”

Altındağ’da 6,5 milyon kağıt tasarrufu

Altındağ Belediyesi Başkanı Dr. Veysel Tiryaki, EBYS ile evrakla yürütülen iş süreçlerini otomatik hale geldiğini, karar verme süreçlerinin hızlandığını, işlem kuyrukları ve tamamlanma süresinin kısaldığını, insan hatalarının ortadan kalktığını, kurum içi iletişim kanallarının daha iyi hale geldiğini belirtti.

Başkan Tiryaki, konuyla ilgili olarak şunları kaydetti: “Yeşile çok büyük önem ve kıymet veren bir belediyeyiz. Bu nedenle Elektronik Belge Yönetim Sistemine geçerek sağladığımız tasarrufun bilincindeyiz. Bu çalışmalar ile 6,5 milyon kağıda denk gelen 773 ağacın kesilmesinin önüne geçilmiş oldu. Yeni yapmak kadar, var olanı korumanın da önemine inanan bir belediye olarak, nefes alan kentler oluşturmak için gayretle çalışmayı sürdüreceğiz.”

Rakamlarla Kağıt Tüketimi

Dünyada her yıl ormanlarının %1,3’ü kağıt üretiminde kullanılıyor. Bu miktar, 40 milyon hektara (İsviçre büyüklüğünde bir alana) denk geliyor. Dünyanın 16. ve Avrupa’nın 6. büyük ekonomisi konumunda olan ülkemizde de durum çok farklı değil. Çevre ve Orman Bakanlığı verilerine göre; Türkiye’de, bir ofiste kişi başına tüketilen kağıt miktarı 0,7 kg/gün, yani ortalama 140 sayfa. Finans merkezlerinde ve bankalarda kişi başına tüketilen kağıt miktarı ise 180 sayfaya ulaşıyor. Bir ağaçtan ortalama olarak 8,300 adet A4 sayfası üretiliyor. 1 ton kağıt üretiminde 26.700 litre su tüketilmektedir. 1 ton kağıt üretiminde 1,3 ton co2 açığa çıkmaktadır.

Doç. Dr. Mustafa Tuna: “Ankara için değer üretmeye devam edeceğiz”

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Ankara Başkanı İlhan Erdal ve Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan heyet, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna’yı ziyaret etti.

MÜSİAD Ankara Başkanı İlhan Erdal öncülüğündeki heyet, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna’yı ziyaret etti. Şehrin sıkıntılarının ve yapılması gereken konuların konuşulduğu toplantıda Ulus Projesi’nden kentsel dönüşüme, madde bağımlılığı ile mücadeleden fuar yeri sorununa, ekonomiden ulaşım ve altyapıya kadar birçok konuya değinildi. MÜSİAD Ankara olarak gerçekleştirdikleri projeleri anlatan Başkan İlhan Erdal “Merkezine insanın konduğu şehircilik anlayışını çok önemsiyoruz” dedi. Ankara’nın bu zamana kadar gündeme getirilmiş ve üzerinde çalışılan projelerinin hızlandırılması konusuna da değinen MÜSİAD Ankara Başkanı İlhan Erdal, “Ulus Projesi bizler için çok önemli bir proje. Tamamlanması halinde Ankara’ya ve Ankaralılara her anlamda katma değer sunacak bir proje. Yurt dışından turistler geldiğinde tanıtabileceğimiz bir alanımız yeteri kadar yok” dedi. Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak Ankara’nın kazanması için ellerinden geleni yapacaklarını vurgulayan Doç. Dr. Mustafa Tuna ise şunları söyledi: “Ulus Projesi mevcutta başladığı gibi devam etmekte. Ancak ilerleyen zamanda bizlerin de yön verdiği çalışmalar yapılacak. Ankara’nın her konuda kazanması için biz üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız”

Kentsel Dönüşüm İçin Tamamen Boşaltılması Bekleniyor

Kentsel dönüşüm hakkında da sıkıntıları dile getiren MÜSİAD Ankara Başkanı İlhan Erdal “Ankara’nın birçok metruk kalmış binası kötü alışkanlıkların edinildiği yerler haline geldi. MÜSİAD Ankara olarak bu duruma çözüm bulmak adına birçok proje gerçekleştirdik. Kentsel dönüşümün hız kazanmaması bu sıkıntıyı her geçen gün artırıyor” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna, kentsel dönüşüm ile ilgili belirlenen alanların bugün tamamen boşaltılması halinde belediyenin gerekenleri yapıp hemen yıkıma başlayabileceğinin altını çizerek “Esnaftan da bu yönde geri dönüşler alıyoruz. Ancak bizlerin tam anlamıyla harekete geçebilmesi ve kentsel dönüşümün başlayabilmesi için bu alanların tamamen boşaltılmış olması gerekiyor. Bugün boşaltın, bugün yıkalım diyorum” dedi.

“Altyapı Sorunu Ülkemizin Kanayan Yarası”

Ziyarette çevre ve şehircilik planlamaları ile ilgili sorunları da dile getiren MÜSİAD Ankara Başkanı İlhan Erdal, özellikle kesişen yollarda acil yapılması gerekenlere dikkat çekti. Ankara’nın gezilecek bir caddeye ihtiyacı olduğunu belirten Başkan Erdal “Özellikle bir bisiklet yolu ve yürüyüş yolu olmaması Ankara açısından büyük kayıp” ifadelerini kullandı. Başkan Erdal, Ankara’nın modern bir başkent olması yolunda her türlü sorumluluğu almaya hazır olduklarını söyleyerek Başkan Tuna’ya yeni görevinde üstün muvaffakiyetler diledi. Başkan Erdal, Mustafa Tuna’ya Ankara’nın sabaha kadar süren ulaşım seferleri ile şehrin yaşayan şehir haline getirdiği için teşekkürlerini iletti. Şehir planlaması ile ilgili ilerleyen zamanlarda Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin neler yapacağının daha net görülebileceğini ifade eden Başkan Tuna “Doğalgaz, telekomünikasyon ve altyapı gibi sorunlar memleketin kanayan yarasıdır. Bizden önceki dönemlerde neler yapıldı ise yapıldı. ‘Bundan sonraki süreçte bizler neler yapacağız?’ bunu konuşmamız gerekiyor. Ankara’yı nasıl daha fazla güzelleştirip bir ticaret merkezi haline getirebileceğiz bu konulara bakacağız. Birbirimizi ama önce vatandaşımızı kandırmadan gerçekte neler yapabileceğimizi konuşacağız. ” diye konuştu.

Doğu Avrupa’da Büyük Başarı

COLIN’S, Doğu Avrupa’daki başarılarına bir yenisini ekleyerek, Belarus’ta Jean dalında yılın bir numaralı seçimi oldu

Dünyanın 38 ülkesinde 600’e yakın mağazasıyla faaliyet gösteren COLIN’S jean dalında Belarus’un “1 Numaralı Seçimi” oldu. COLIN’S, ülkenin 16 yıldır perakende dalında düzenlenen en saygın marka tercih seçimi anketinde “Jean Mağaza Zincirleri” kategorisinde ilk sırada yer alarak, en çok tercih edilen marka ödülüne layık görüldü.

Hedef 2020’de pazar lideri olmak

Ödül ile küresel başarılarına bir yenisini eklediklerini belirten COLIN’S Global Satışlar ve Pazarlama Direktörü Önder Ön“Doğu Avrupa COLIN’S için önemli pazarlardan biri. Belarus’taki bu başarı, yurtdışındaki mağazalaşma stratejilerimizin doğruluğunu bir kez daha gösterdi ve bizi bu pazarda daha da güçlendirdi. Hedefimiz, Doğu Avrupa’daki başarılarımızı 2020 yılına kadar yatırım yaptığımız tüm ülkelere yaymak için çalışıyoruz. Jean odaklı global ve dinamik bir moda markasıyız. Hayata kattığımız dinamizmi ve sunduğumuz keyifli alışveriş deneyimini tüm dünyada daha fazla gençle buluşturmak istiyoruz. Bu hedefimize ulaşacağımıza ve böylece Türk markalarının bilinirliğine de katkı sağlayacağımıza inanıyoruz” dedi.

Doğu Avrupa’nın birincisi

BelBrand (Fikri Mülkiyet Hakları Koruma Derneği) ve Belarus Cumhuriyet Gençler Birliği tarafından gerçekleştirilen anket sonucunda Belarus’un 2016 yılında en çok tercih edilen hazır giyim markası unvanına sahip olan COLIN’S, aynı dönemde Rusya’nın da en iyi bilinen 3 jean markasından biri oldu. Ukrayna’da düzenlenen Retail Awards’ta da 4 yıl üst üste en iyi giyim markası seçilen COLIN’S, “Yılın 1 Numaralı Seçimi” ödülü ile Doğu Avrupa’daki başarılarına bir yenisini eklemiş oldu. Söz konusu ödül, 20 Eylül-17 Ekim tarihleri arasında Belarus’ta 6 bölgede toplamda bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen marka tercih anketi doğrultusunda verildi.

Rusya, Ukrayna, Belarus, Romanya ve Gürcistan, dünyada 38 ülkede faaliyet gösteren COLIN’S’in stratejik pazarları arasında bulunuyor.

İhracatçı Birlikleri Seçimlerinde Manipülasyonun Yolu Kapandı

İhracatçı Birlikleri seçimleri öncesi bakkalı, çiçekçiyi üye yaparak ihracatçı gibi gösterip, kendine oy devşirmek isteyenlerin oyunu bozuldu. Ekonomi Bakanlığı, seçimde oy kullanacaklara son 2 yıldır İhracatçı Birlikleri üyesi olma ve en az 5 bin dolarlık ihracat yapmış olma şartı getirdi.

Ekonomi Bakanlığı, ihracatçı birlikleri seçimleriyle ilgili önemli bir düzenlemeye gitti. Yeni düzenlemeye göre Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde olduğu gibi ihracatçı birliklerinde de Genel Kurul’da oy kullanmak isteyen ihracatçı şirketler, en az 2 yıllık üye olmak ve 5 bin dolarlık ihracat yapmak zorunda. Ayrıca Bakanlık, birlik başkanlarının görev süresini de 8 yılla sınırlandırdı. Bakanlık tarafından yapılan bu düzenlemeyle birlikte 2018 Nisan ayında gerçekleştirilecek ihracatçı birlikleri seçimleri öncesinde bakkal, çiçekçi gibi küçük ölçekte iş yapan esnafı İhracatçı Birlikleri’ne üye yapıp ihracatçı gibi göstermek isteyen ve bu yolla kendine oy devşirmeyi planlayanların planı suya düşmüş oldu.

Aylardır bu konuya ilişkin çalışmalar yürüten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen düzenlemeye ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Büyük memnuniyetle karşıladığımız karar, Nisan ayında yapılacak ihracatçı birlikleri seçimlerinde olası manipülasyonları engelledi ve adaletli seçimin yolunu açtı. Bu düzenlemenin ardından ihracatçımızın özgür iradesini sandığa yansıtmasını bekliyoruz” dedi.

Bakanlık tarafından yapılan düzenlemenin; 1 dolarlık ihracatla kağıt üzerinde ihracatçı birlikleri üyesi olma, seçimlerde oy kullanma ve bu yolla kukla yönetimleri göreve getirme planını bozduğunu söyleyen Yavuz Eroğlu, “İhracatçı Birliklerinde 2 dönem kuralı gereği 8 yıllık başkanlık süresi biten bazı başkanlar, koltuğa yeniden oturamayacaklarını anlayınca yeni oyunu devreye soktu. Başkan olma şansı kalmayanlar, kukla yönetimler oluşturmak için paravan şirketler üstünden üyelikler oluşturup; çiçekçi, bakkal gibi küçük ölçekli esnafı ihracatçı birliklerine üye kaydedip kendi belirledikleri yönetimi seçtirmeyi planladı. İhracatçı birliklerinde kendi uyduları olacak isimleri yönetime seçtirmek isteyenlerin bu oyununu fark edince PAGEV olarak derhal harekete geçtik. Ekim ayı itibariyle sektör temsilcilerimizi, ihracatçılarımızı ve Ekonomi Bakanlığımızı ‘Hileli Üyelik Planı’ hakkında bilgilendirdik. Bakanlığımıza, ‘son 2 yıl içerisinde birliğe üye olan firmaların seçimde oy kullanmaması’ yönünde çözüm önerimizi sunduk. Nitekim konuyu yakından takip eden ve seçim hileleri konusunda hassas olan Bakanlığımız, manipülasyonları engellemek için gerekli düzenlemeyi hızla gerçekleştirdi ve ilgili yönetmeliği 30.12.2017 tarihli resmi gazetede yayınlayarak yürürlüğe koydu. Tebliğe göre artık ihracatçı birlikleri seçiminde oy kullanmak için son iki takvim yılı itibariyle üye olma zorunluluğu getirildi. Ayrıca Genel Kurul’a katılım için üye firmalara son iki takvim yılı içerisinde en az 5 bin dolarlık ihracat yapmış olma yükümlülüğü eklendi. Öte yandan Bakanlık, 8 yılını dolduran birlik başkanlarının hiçbir şekilde bir daha başkan olamayacağını da karara bağladı” diye konuştu.

İstihdam piyasası 2017’yi büyümeyle kapattı

Türkiye’de istihdam piyasasının nabzını tutan Kariyer.net, 2017 yılı değerlendirmesini yayınladı. Buna göre; 2017’nin gözde sektörü Sağlık ve gözde mesleği Satış Danışmanlığı olurken ilan sayıları yılın son aylarına doğru artışını sürdürdü. 2017’de başvuru sayısında bir önceki yıla göre yüzde 19, yeni iş ilanı sayısında ise yüzde 17’lik bir artış yaşandı. Bu veriler, 2018 istihdam piyasası için umutlu bir tablo çizdi.

Dijital teknolojileri kullanarak daha fazla aday ve işvereni insan kaynakları ve kariyer süreçlerinde doğru işle buluşturma vizyonuyla hareket eden Kariyer.net, istihdam piyasasının 2017 değerlendirmesini yayınladı. 9 yıldır her ay hazırladığı İstihdam Endeksi ile istihdam hakkında öncül göstergeleri paylaşan Kariyer.net’in 2017 yılının geneline ilişkin topladığı veriler, 2016’da ekonominin yavaşlamasına paralel olarak ciddi bir fren yapan istihdam piyasasının geçmiş yılın etkilerini sildiğini gösterdi. Piyasada özellikle bahar aylarından itibaren canlanmanın başlaması ve ardından yaz döneminde de canlılığın devam etmesi yüzleri güldürdü.

Türkiye’de iş arayanların ve işverenlerin en çok tercih ettiği online insan kaynakları platformu Kariyer.net’in verilerine göre, 2017 yılında başvuru sayısı yüzde 19 arttı; toplam iş ilanları ise yüzde 17 artış kaydetti ve 270 binden fazla ilan yayınlandı. En çok ilan yayınlanan sektörler ise Tekstil, Yapı, Üretim ve Sağlık oldu. İstihdam piyasasındaki canlılık Kariyer.net başvuru sayılarına da yansıdı. 100 milyondan fazla başvuru Kariyer.net üzerinden gerçekleştirildi.

Kariyer.net Genel Müdürü Fatih Uysal: “2018’e umutlu giriyoruz”

Kariyer.net Genel Müdürü Fatih Uysal, sektörde 19 yıllık tecrübeye sahip Kariyer.net’in 25 milyon özgeçmiş ve 83 bini aşkın firmadan oluşan veri tabanıyla istihdam piyasasındaki gelişmeleri sıcağı sıcağına takip etme ve değerlendirme şansı bulduğunu söyledi. Uysal, 2017 yılında istihdam piyasasındaki gelişmeleri ise şöyle özetledi:

“İstihdam piyasasında bahar aylarından itibaren artan bir ivme gözlemledik. Piyasa, Haziran-Ağustos dönemini hareketli geçirirken sonbaharla birlikte canlanmasını da sürdürdü. Tüm yılı değerlendirdiğimizde Kariyer.net’te başvuru sayısı geçen yıla göre yüzde 19, iş ilanı sayımız ise yüzde 17 arttı. Özellikle Teknisyen, Yazılım Uzmanı, Mühendis gibi teknik pozisyonlar yükselişe geçerken; Üretim, Otomotiv ve Tekstil sektörlerinde yoğun bir hareketlilik yaşandı. Geçen yıla göre artan ilan sayısı, bazı sektörlerde ve pozisyonlarda gerçekleşen artışlar bize 2018’in daha hareketli geçeceğini gösteriyor. 2018’e umutlu girdiğimiz için mutluyuz.”

Kastamonu Sanayi ve İş Dünyası Fuarı’nı (KASTEXPO) yaklaşık 5000 kişi ziyaret etti

Ekonomik hacim olarak 12 milyar dolarlık değere sahip, Kastamonulu sanayici ve iş adamlarını 27-30 Aralık tarihleri arasında bir araya getiren, Kastamonu Sanayi ve İş Dünyası Fuarı’nı (KASTEXPO) yaklaşık 5000 kişi ziyaret etti. KASTEXPO’ya katılan 175 firma, 4 gün gün süren fuar boyunca birçok iş bağlantısı gerçekleştirme fırsatı buldu.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) 2017 yılı resmi fuar takviminde Türkiye’nin ilk ve tek resmi şehir fuarı olma özelliği ile dikkat çeken ve Kastamonu Sanayici ve İşadamları Derneği (KASİAD) tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Kastamonu Sanayi ve İş Dünyası Fuarı (KASTEXPO) yoğun ilgi ve katılımla kapılarını kapattı.

Yeşilköy’de bulunan İstanbul Fuar Merkezi’nin (İFM) 9. ve 10. salonlarında dört gün boyunca yaklaşık 5000 kişinin ziyaret ettiği ve United Group’un ana sponsorluğunda gerçekleştirilen fuara, 30 farklı sektörden 175 firma katılım gösterdi.

İSO 500’de yer alan firmalar katıldı

Toplam 5 bin 500 metrekare alanı kaplayan fuara, Kastamonu Entegre, SFC Entegre, İÇDAŞ, Tosyalı Holding, Çolakoğlu Metalürji, Dalgakıran Kompresör, Reis Gıda, Yılmaz Redüktör ve Elvan Group gibi kendi sektörlerinin öncü firmaları katıldı. Kastamonu Valiliği, Kastamonu Belediyesi ve Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası(KATSO) da fuarda stant açan kamu kurumları arasında yer aldı.

Fuarın açılışına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanı sıra İstanbul Valisi Vasip Şahin, Kastamonu Valisi Yaşar Karadeniz, Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş ve AK Parti Milletvekilleri, Metin Çelik, Hulusi Şentürk ve Murat Demir de katıldı. Bunun yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski bakanlarından Murat Başesgioğlu ve AK Parti İstanbul Milletvekili Av. Fatma Benli de fuarı ziyaret eden isimler oldu.

“Fuarımız Türk malı bilincine katkı yaptı”

Dört gün süren KASTEXPO ile ilgili genel bir değerlendirmede bulunan KASİAD Genel Başkanı Ayhan Aslan, ekonomik hacim olarak 12 milyar dolarlık değere sahip Kastamonu Sanayici ve İş Dünyası Fuarı’nı ilk kez düzenledikleri 2015 yılında çok iyi geri bildirimler aldıklarını hatırlatarak, şunları söyledi:

“Bu yıl ki fuarımızdan da çok önemli geri dönüşler aldık. Fuara katılan 175 firma, kendi aralarında iyi bir sinerji ve işbirliğine imza attı. Bunun sanı sıra firmalar, fuarı ziyaret eden kendi sektörleri ile ilgili firmalarla da iş bağlantısı imkanı sağladılar.

Biz dört gün boyunca yerli sanayimizin gelişmesine ve şehrimizin tanıtımına katkıda bulunduk. Bu fuar, Türk malı bilincinin yerleşmesine katkıda bulundu. Fuarda, daha önce 30 yıldır böylesi geniş çapta tanıtılmayan Kastamonu şehrimizin tanıtımını da yaptık. Fuar ziyaretçileri; siyez buğdayımızı, Taşköprü sarımsağımızı, Tosya Sarı Kılçık pirincimizi, kestane balımızı, sahlebimizi ve pastırmamızı da tatma imkanı buldu”

Ordino kalktı, sırada ihracatçıyı zora sokan diğer keyfi liman masraflarına dur demek var

PAGEV’in gündeme getirdiği ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın resmi yazı ile kaldırdığı ordino belgesi ile sanayicilerin üzerinden 700 milyon TL’lik yük kalkmıştı. Ancak acentelerin Bakanlık yazısına rağmen firmaları ordino bedelini ödemeye zorlaması nedeniyle PAGEV’in mücadelesi sürüyor. Son olarak Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ile bir araya gelerek ordino konusunda acentelerin kanun dışı tavırlarına karşı destek isteyen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu’na Akdağ’dan “sorunla ilgileneceğim” sözü geldi.

Türkiye’de ithal ve ihraç edilen tüm hammadde ve ürünlerin gümrük işlemleri sırasında “Ordino” veya benzer isimler altında firmalardan kanunda yeri olmayan bir bedel tahsil ediliyor ve bu bedelin yıllık toplam değeri 700 milyon TL’yi buluyordu. Firmaların şikâyetleri üzerine PAGEV öncülüğünde yürütülen çalışmalar neticesinde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 23 Kasım 2017 tarihli yayınladığı kararla artık gümrük işlemlerinin herhangi bir aşamasında gümrük müdürlüklerince ordino belgesi aranmayacağını açıkladı. Buna rağmen acenteler ordino bedelini almak için diretiyor.

Ordino konusunu gündeme getiren ve konunun takipçisi olmayı sürdüren PAGEV’e gerek hükümet gerekse iş dünyası nezdinde destek de büyümeye devam ediyor. Son olarak Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ı ziyaret eden PAGEV’e Akdağ’dan “sorunla ilgileneceğim” sözü geldi. Ayrıca geçtiğimiz hafta Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, yaptığı açıklamada; Bakanlığın ordino belgesi istemediğini tekrar net bir şekilde ifade ederek şunları söyledi: “Bakanlık olarak böyle bir belge istemiyor, böyle bir fiyatlandırmayı da kabul etmiyoruz. Ayrıca resmi olarak da yok. Burada Ticaret ve Sanayi Odaları Üyeleri firmalarla pazarlık yaparken böyle bir rakam geldiğinde üstünü çizecek. Pazarlık gücü sizde, ‘nerede, kim istiyor’ diye sorgulayın ‘şu kurum istiyor’ diye müsteşarlığımızı ararsınız.”

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın ordino belgesi karşılığı ödenen ordino ücretini kaldırdığını belirterek, “Böylece üzerimizdeki bir yükü daha aldı. Ama bu ücret hala firmalarımızda talep edilebiliyor. Demek ki daha açık düzenlemelere ihtiyaç duyuluyor” dedi.

Bakanlığın açıklamasına rağmen acentelerin ordino bedelinde ayak diremeyi sürdürdüğünü belirten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu şunları söyledi; “Bakanlıkça ordino bedeli alınamayacağı net bir şekilde ortaya konuldu. Ancak firmalarımızdan aldığımız duyumlara göre; Acenteler Bakanlığın resmi yazısına rağmen ordino bedelini alma konusunda ayak diriyorlar. Özelleştirmelerle Gümrük Ambarı İşletmeciliğini alan liman işletmeleri, gümrük işlemleri biten firmaları malların çıkışını yapmadan tekrar ordino belgesi almak için acentelere gitmeye zorluyor. Burada Liman İşletmelerinin Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı olması, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı arasında yetki tartışmasına sebep oluyor. Hâlbuki Gümrük Ambarları gümrük idaresinin ayrılmaz bir parçasıdır ve Bakanlığın resmi yazısı onları da bağlamaktadır. Nitekim Gümrük Ambarı işletmesinin özel bir firmaya verilmiş olması onun gümrük mevzuatına uyma zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Diğer taraftan Ulaştırma Bakanlığı da böyle bir belge olsa bile bedelsiz olması gerektiğini resmi yazı ile belirtmişti. Dolayısıyla Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın ordinoyu kaldıran yazısına uymadıkları gibi Ulaştırma Bakanlığı’nın 2011’de yayınladığı bu belge bedelsizdir yazısına da uymayarak kanun dışı bir şekilde firmaları bu bedeli ödemeye zorluyorlar.”

Kapitülasyonlar hortlatılmak isteniyor

Dünya Bankası’nın yeni yayınladığı araştırmasına göre Türk sanayisine gümrüklerde OECD ülkelerinden 6 kat fazla evrak bedeli yüklendiğini söyleyen Yavuz Eroğlu, “Bu bedelin ana sebeplerinden biri de limanlarla bağlantılı lojistik işlerinde tekelleşmeye varan yapılanmalardır. Kapitülasyonları çağrıştıran uygulamalarla ithalatçıya ihracatçıya velhasıl Türkiye ekonomisine yük bindirilmektedir. Türkiye bu sorunu bir an evvel çözmelidir. Nitekim ‘Ordino Bedeli’ Pandora’nın kutusudur” dedi.

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, PAGEV’in gündeme taşıdığı ordino tartışması ile ilgili olarak daha önce yaptığı açıklamada şunları söylemişti: “Ordino diye ödenmek zorunda kalınan para, aslında hukuksuz bir şey. Yani mevzuatımızda bu paranın ödeneceğine dair hiçbir şey yok. Mecburiyetten ödüyor bunu ihracatçılar ya da ithalatçılar. Bu mecburiyeti ortadan kaldırmamız için bizim biraz sahaya inmemiz lazım. Bu parayı kim alıyor nasıl alıyor birkaç kişinin canını biraz yakarsak, herhalde bunu da çözeriz”.

Son olarak Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ile gerçekleştirdikleri görüşmede Ordino konusunda destek istediklerini belirten PAGEV Başkanı Yavuz EroğluAkdağ’ın daha önceki sözlerini de hatırlattı ve “Başbakan Yardımcımız Sayın Recep Akdağ’ın açıklaması konuya kamunun verdiği önemin en büyük delilidir. Sayın Akdağ ile önceki gün yaptığımız görüşmede, ordino konusunda bu kanun dışı ayak diremenin sona ermesi konusunda destek taleplerimizi paylaştık. İhracatçı ve ithalatçı firmalarımızla oluşturduğumuz güçlü sese kulak veren Bakanlığımız ordino bedelinin kalkması konusunda olduğu gibi diğer liman masraflarında da çok kısa zamanda keyfi ve fahiş fiyatlamaları kaldıracak şekilde düzenlemelere gidecek. Bu konudaki çalışmaların son aşamasına geldiğini de müjdelemek isterim. Başından beri konuya sahip çıkan Sayın Recep Akdağ’a da ithalatçı ve ihracatçılar olarak şükranlarımızı sunuyoruz” diyerek sözlerini bitirdi.