Vefa TOROSLU
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bağımsız Denetçi
vefa.toroslu@gmail.com
1. Giriş
Lojistik; doğru ürünün, doğru miktarda, doğru şekilde, doğru yerde, doğru zamanda, doğru fiyatla, doğru müşteriye ulaştırılması sürecidir. Lojistik maliyetler ise, işletmelerin lojistik faaliyetleri gerçekleştirmek amacıyla katlandıkları maliyetlerin bütününü ifade etmektedir. Bir başka deyişle işletmelerin lojistik faaliyetler için katlandıkları özverilerin parasal tutarıdır.
Lojistik faaliyetler hammaddelerin ve ürünlerin bulunduğu yer ile üretim yeri arasında ve üretim yeri ile tüketim merkezleri arasında gerçekleştirilen faaliyetler olup, bu merkezler arasında bir köprü işlevi görmektedir. Lojistik faaliyetler, üretim ve tüketim yerleri arasındaki mesafe ve zaman aralığının, dolayısıyla pazar yerindeki gereksinmenin yeterli ve ekonomik bir biçimde anında karşılanamamasının bir sonucudur. Lojistik faaliyetler; talep tahmini, üretim planlaması, satın alma, nakliye, stok yönetimi, depolama, elleçleme, ambalajlama, sipariş yönetimi, müşteri hizmeti, yer seçimi şeklinde sıralanabilir.
Yeşil lojistik, lojistik yaklaşımlardan biri olup, günümüzde sürdürülebilirlik kavramı çerçevesinde önemi giderek artmaktadır. Sürdürülebilirlik, tüm insanların potansiyellerini gerçekleştirmelerini ve aynı anda dünyanın yaşam destek sistemini koruyup geliştirecek şekilde yaşam kalitelerini iyileştirmelerini sağlayan dinamik bir süreçtir. Bir başka deyişle sürdürülebilirlik, günümüzün ve gelecek kuşakların ihtiyaçlarını tehlikeye atmadan, bugünün ihtiyaçlarını karşılayabilmek anlamına gelmektedir.
Lojistik faaliyetler küresel tedarik zincirlerinin hayati bir unsuru olmakla birlikte, kaynak tüketimi, karbon emisyonları ve ekolojik ayak izi açısından önemli bir baskı unsuru oluşturmaktadır. Bu olumsuz etkileri en aza indirgemek ve lojistik operasyonları sürdürülebilirlik ilkeleriyle uyumlu hale getirmek amacıyla “yeşil lojistik” kavramı ortaya çıkmıştır.
Yeşil lojistiğin önemi, geleneksel tedarik zinciri modellerini çevresel duyarlılıkla yeniden yapılandırılarak çevreye duyarlı yeni alternatifler sunmasından kaynaklanmaktadır. Bu yaklaşım, enerji verimliliği yüksek araçların kullanımı, optimizasyon algoritmalarıyla rota planlaması, alternatif yakıtların benimsenmesi, tersine lojistik uygulamaları ve atık yönetimi gibi stratejileri kapsamaktadır. Yeşil lojistik, sadece ekolojik fayda sağlamakla kalmaz, aynı zamanda operasyonel maliyetlerin azaltılması, kurumsal itibarın güçlendirilmesi ve yasal uyumluluğun güvence altına alınması gibi somut ekonomik avantajlar da sağlar. Dolayısıyla yeşil lojistik, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada işletmeler için vazgeçilmez bir stratejik dönüşüm aracıdır.
Küreselleşme sürecinde hızla gelişen teknoloji ve artan sanayileşme, küresel ısınma, iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma, çevresel sorumluluklar ve doğal kaynakların tükenme noktasına gelmesi gibi konuları ön plana çıkarmıştır. Bu çerçevede tüm dikkatler çevre üzerine odaklanmıştır. Özellikle karayolu taşımacılık faaliyetlerinin artmasıyla birlikte; hava kirliliği, gürültü kirliliği, CO2 emisyonları gibi olumsuzluklar meydana gelmiştir. Bu olumsuzluklar da işletmeleri yeşil lojistik uygulamalarına yönelmiştir.
Geleneksel lojistik yaklaşımı genellikle, çevresel sürdürülebilirlikle ilgili sorunları karar verme aşamasında bir kenara bırakmaktaydı. Geleneksel lojistik; taşıma, depolama, paketleme ve stok yönetiminin üreticiden tüketiciye olan dağıtımını organize ederken, çevresel değerlendirmeler geri dönüşüm ve ürün imhası için yeşil lojistik adı altında yeni bir alt kavram ortaya çıkarmıştır. Basit ekonomik büyümeye dayalı olan ve ekolojik çevrenin korunmasını göz ardı eden bu geleneksel gelişim modelinin değiştirilmesini sağlayan yeşil lojistik, kaynak temelli ekonomiden teknoloji temelli sisteme entegre şekilde geçişin de önünü açmaktadır.
Yeşil lojistik, yük dağılımı açısından enerji ve çevresel ayak izini azaltmaya çalışan tedarik zinciri uygulamalarını ifade etmektedir. Örneğin, bir işletme ambalaj malzemelerinin miktarını azaltmayı, başka işletme ise alternatif yakıtları kullanmayı hedeflerken her iki durumda da her işletme yeşil lojistik stratejisi uygulamaya çalışmış olmaktadır. Yeşil lojistik, lojistik faaliyetlerin ekolojik etkilerini ölçmek ve en aza indirmek için yapılan tüm girişimleri kapsamakta, menşe noktası ile tüketim noktası arasındaki mal ve hizmetler ile bilginin ileri ve geri akışlarında yer alan tüm faaliyetleri içermektedir.
Yeşil lojistik, karbon emisyonlarını azaltmayı amaçlayan gelişmiş lojistik teknolojisi ve çevre yönetimi ile lojistik sistemlerin planlanması, kontrolü, yönetimi ve uygulanmasını ifade etmektedir. Bir başka deyişle yeşil lojistik kaynak kullanımının optimum seviyede gerçekleştirilmesi, gereksiz kaynak tüketiminin ve israfın ortadan kaldırılması, ulusal ve uluslararası planlama yoluyla çevre kirliliğinin minimum düzeyde kalmasının sağlanması, kaynak tahsisinin optimize edilmesidir. Yeşil lojistikte lojistikle ilgili tüm faaliyetlerin çevresel etkilerinin hem ileriye hem de geriye doğru bağlantısı incelenmektedir.
Yeşil lojistik, ürün geliştirme ve çevreye duyarlı ürün ve hizmet üretme stratejilerinin birleştirildiği yeni bir yönetsel yaklaşımdır. Ürünlerin ve hizmetlerin çevreye duyarlı bir şekilde üretilmesi, satın alınması, dağıtımının yapılması, ömrünü tamamlamış ürünlerin geri dönüşümlerinin yapılması ve yeniden üretime kazandırılması, iade veya defolu ürünlerin farklı satış kanallarında yeniden satışa sunulması kapsamında yapılan lojistik faaliyetlerin tümüdür.
Yeşil lojistiğin temel görevi, çevresel ve sosyal faktörleri dikkate alarak mal ve hizmetlerin sürdürülebilir üretimini ve dağıtımını sağlamaktır. Dolayısıyla yeşil lojistiğin hedefi, sadece temel lojistik politikaları uygulayan işlemeler üzerindeki etkiyle değil, aynı zamanda kirliliğin çevre üzerindeki etkisi gibi toplumsal çevre üzerindeki daha geniş etkilerle de ilgilidir.
Yeşil lojistik modellerinin amaçları ekonomik amaç, toplumsal amaç ve çevresel amaç olmak üzere üç ana amacı kapsar. Ayrıca her amacın kendi alt kriterleri de vardır.

Yeşil lojistik faaliyetleri etkin bir şekilde uygulandığında işletmelerin kontrol mekanizmasını güçlendirmekte, organizasyonların stratejik amaçlarına ulaşmada önemli bir rol oynamaktadır. Bunun dışında sağladığı geri dönüşümle birlikte çevresel imajı artırmakta ve daha etkin kaynak kullanımı sağlamaktadır. Ayrıca, yeşil lojistik faaliyetleri, çevrenin maruz kalacağı olası riskleri azaltarak işletmelerin yıkıcı rekabet ortamında pazar paylarının artmasına ve rekabet avantajı elde edilmesine olanak sağlamaktadır.
4. Yeşil Lojistiğin Bileşenleri
Yeşil lojistiğin temelini oluşturan yeşil tedarik zincirinin ana bileşenleri yeşil satın alma, yeşil üretim, yeşil pazarlama/dağıtım ve tersine lojistiktir.

Yukarıdaki şekilde gösterilen yeşil lojistiğin bileşenleri aşağıda tanımlanmıştır.
a. Yeşil Satın Alma: Satın alma sürecinde üründe kullanılan hammadde ve malzemelerin azaltılmasını, üreticilerin kim olduğunu, faydalı ömrün sonunda ürünün nasıl bertaraf edileceğini, yeniden kullanılmasını ve geri dönüştürülmesini içeren faaliyetler dahil olmak üzere çevresel etkilerin dikkate alındığı satın alma olarak tanımlanmaktadır.
b. Yeşil Üretim: Düşük çevresel etkilere sahip girdileri kullanan yüksek verimli, az veya hiç atık üretmeyen üretim süreçleri olarak tanımlanmaktadır.
c. Yeşil Dağıtım/Pazarlama: Pazarlama faaliyetlerinin çevre kirliliği ve enerji tüketimi üzerine etkilerinin incelendiği, çevre ve doğa dostu pazarlama ve optimal dağıtım ağının oluşturulması çabalarını ifade etmektedir.
d. Tersine Lojistik: Bir üreticinin daha önce sevk edilen ürünleri olası geri dönüşüm ve/veya yeniden üretim için tüketim noktasından itibaren geriye doğru kabul ettiği süreç olarak tanımlanmaktadır.
5. Yeşil Lojistiğin Geleneksel Lojistik İle Karşılaştırılması
Geleneksel lojistik ile yeşil lojistik modellerinin karşılaştırılması aşağıdaki tabloda yapılmıştır.

Üretim ve dağıtım kanalları için geleneksel lojistik modeller, operasyonel kısıtlamalar dikkate alındığında maliyetleri en aza indirmeyi hedeflemektedir. Yeşil lojistik ise maliyet minimizasyonunun yanı sıra ekolojik dengeyi de dikkate alarak hedeflerini gerçekleştirmeyi tercih etmektedir. Geleneksel lojistik genellikle fiyatı temel alarak optimal seçimler yapmaya çalışır. Buna karşılık yeşil lojistik hem fiyat hem de ekolojik seçimleri kendi bünyesinde toplar. Dönemler itibariyle değerlendirilecek olursa geleneksel lojistik modeli kısa dönemli ilişkilerde daha başarılıyken, yeşil lojistik modeli daha çok uzun dönemli ilişkiler geliştirmede başarılıdır. Geleneksel lojistik modelinde seçim ve yöntemleri değiştirebilme hızı oldukça esnek ve hızlı yapılabilirken yeşil lojistik modelinde bu durum tam tersidir.
Vefa TOROSLU
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bağımsız Denetçi
vefa.toroslu@gmail.com
Kaynakça
Fatma KILIÇ, Uluslararası Ticaretin Önemi Kapsamında Sürdürülebilir Lojistik, Hüseyin Ali KUT-vd. (Editör), Uluslararası Ticaret ve Lojistikte Güncel Yaklaşımlar ve Değerlendirmeler-4, Efe Akademi, İstanbul, 2022
Gözde Arcan YILMAZ-Hilal Yıldırır KESER, “Uluslararası Taşımacılık Sektörünün Etkinliğinde Yeşil Lojistik”, IV. International Caucasus-Central Asia Foreign Trade and Logistics Congress Proceeding Book, Adnan Menderes Üniversitesi, Aydın, 2018
Gül EKİNCİ, Değişen Dünya’da Öne Çıkan Üretim Faaliyetleri ve Yeşil Lojistik Ürünler, Zeynep KÖSE-Fatma Gül BİLGİNER, 21. Yüzyıl İş ve Ekonomi Dünyasının Değişen Dinamikleri, Hiper Yayın, İstanbul, 2019
Kadir AKSAY-Dilara Ünüvar ÜNLÜOĞLU, Paradokslar, Bileşenler ve İyi Örnekler Bağlamında Yeşil Lojistik, Neslihan Coşkun KARADAĞ-Abdullah BALCIOĞULLARI, Sosyal Bilimlerde Güncel Araştırma ve İncelemeler-II, Akademisyen Kitabevi, Ankara, 2022
Paşa GÜLTAŞ-Mustafa YÜCEL, “Yeşil Lojistik: Yeşil Ulaşım Hizmetleri Malatya Büyükşehir Belediyesi Örneği”, Akademik Yaklaşımlar Dergisi, Cilt: 6, Sayı:2, Kış 2015
Serkan GÜVERCİN, “Sürdürülebilir Kalkınma İçin Yeşil Lojistiğin Önemi Dünya ve Türkiye’deki Uygulama Örnekleri”, Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 19, Ocak 2018
Shuzhu ZHANG, vd., “Swarm Intelligence Applied in Green Logistics: A Literature Review”, Engineering Applications of Artificial Intelligence, Vol. 34, 2015









Bir yılı daha birlikte tamamlıyoruz. Aslında sadece bir yılı değil; yüzlerce satın alma siparişini, sayısız tedarikçi görüşmesini, onlarca toplantıyı ve alınan birçok stratejik kararı da beraberce uğurluyoruz. Yeni yıla ilişkin şirket, departman ve kişisel hedefler tek tek masaya yatırılıyor, yol haritaları gözden geçiriliyor.


Dahilde İşleme Rejimi (DİR), Ekonomik Etkili Gümrük Rejimlerinden Birisi Olup, serbest dolaşımda olmayan eşyanın, dahilde işleme rejimi çerçevesinde, Türkiye`de işlenerek veya başka eşyanın üretiminde kullanılarak Türkiye Gümrük Bölgesinden ihraç edilmek kaydıyla, geçici olarak ithal edilmesi, ithal edilen eşyaya ait vergilerin, kural olarak, giriş sırasında, tahakkuk ettirilmesi; ancak, tahsil edilmeyerek, geçici olarak ithal edilen eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihraç edilmesi halinde iade edilmek üzere, 6183 Sayılı Kanunda öngörülen teminat türlerine göre teminata bağlanmaktadır. Eşya geçici olarak ithal edilmiş olmasına karşın, yapılan bu tahakkuk, geçici değil kat`i tahakkuk işlemi olup, eşyanın ihraç edilmiş olması halinde, Gümrük Yükümlülüğü ortadan kalktığından, teminatta geri alınmaktadır.
İtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; kısmi teklife açık ve 4 kısımdan oluşan itirazen şikayete konu ihaleye katılarak bütün kısımlar için teklif verdikleri, ihalenin “Nazal Yüksek Akış Devresi Yetişkin” isimli 1’inci kısmında ihale üzerinde bırakılan isteklinin teklif ettiği malzemenin bu kısmın Teknik Şartnamesinin 2 ve 7’nci maddelerine ve bu Teknik Şartname’nin “Isıtıcılı Nemlendiricili Yüksek Akış Cihazı” bölümündeki 7’nci maddesine uygun olmadığı, ihalenin “Nazal Yüksek Akış Kanülü Yetişkin” isimli 2’nci kısmının, 1’inci kısmın Teknik Şartnamesinin 7’nci maddesindeki özellik gerekçe gösterilerek iptal edildiği, bu kısmın iptal edilmeyerek 1 ve 2’nci kısımlarda ihalenin üzerlerinde bırakılması gerektiği, ihalenin “Nazal Yüksek Akış Kanülü Pediatrik-Yenidoğan” isimli 3’üncü kısmında ve “Nazal Yüksek Akış Devresi Pediatrik-Yenidoğan” isimli 4’üncü kısmında ihale üzerinde bırakılan isteklinin teklif ettiği malzemelerin farklı marka malzemeler olduğu ve bu malzemelerin birbiriyle uyumlu olmadığı, bu isteklinin ayrıca 3’üncü kısımda teklif ettiği malzemenin bu kısmın Teknik Şartnamesinin 11’inci maddesine uymadığı, ihalenin 4’üncü kısmında ihale üzerinde bırakılan isteklinin teklif ettiği malzemenin bu kısmın Teknik Şartnamesinin 2’nci maddesine ve bu Teknik Şartnamenin “Isıtıcılı Nemlendiricili Yüksek Akış Cihazı” bölümündeki 7’nci maddesine uygun olmadığı, teklif edilen malzemelerin farklı marka malzemeler olduğu ve bu malzemelerin birbiriyle uyumlu olmadığı iddialarına yer verilmiştir.



Microsoft Türkiye tarafından düzenlenen “Microsoft AI & Security Summit” etkinliğinde Microsoft yöneticileri ve iş ortakları, farklı sektörlerden liderler ve bilişim profesyonelleri bir araya geldi. Etkinlikte konuşan Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, “Yapay zekâya yapılan yatırımların getirisini somut şekilde görmeye başladık. Güçlü ve etkili yapay zekâ, bulut ve güvenlik çözümlerimizle müşterilerimizi dijital dönüşüm yolculuklarında güçlendiriyoruz. İnovasyona liderlik ederken, güvenlik ve sorumluluğu her şeyin merkezine koyuyoruz ” dedi.

İklim değişikliğinin etkileri artık yalnızca çevre ve ekosistemlerle sınırlı değil; üretimden tedarik zincirine, dış ticaretten enerji maliyetlerine kadar ekonomik yapıların tamamını etkileyen bir gerçeklik haline geldi. Aşırı sıcaklıklar, düzensiz yağışlar, uzun kuraklık dönemleri ve orman yangınları, ülkeleri iklim politikalarını gönüllü tedbirlerin ötesine taşıyıp bağlayıcı hukuki düzenlemelere yönelmeye zorladı. Paris Anlaşması da bu dönüşümün küresel çerçevesini oluşturuyor ve ülkeleri hem ulusal emisyon azaltım hedefleri belirlemeye hem de karbon piyasaları kurmaya teşvik ediyor.


Performans, herhangi bir görevin gereği olarak önceden belirlenen standartlara uygun davranışların gösterilmesi ve beklenen amaçlara yaklaşma derecesi olarak, performans değerlendirme ise çalışanın performansının izlendiği, değerlendirildiği, sonucun kaydedildiği ve çalışana bildirildiği bir süreç olarak tanımlanmaktadır. İşçinin işyerinde performansını etkileyen en önemli faktörler arasında, iş memnuniyeti, çalışan bağlılığı, eğitim ve geliştirme, iş için doğru araçlar, şirket kültürü ve çalışma ortamı sayılmaktadır.
İndirimli veya mevsim sonu satışlar bir nevi iskontolu işlemlerdir. Ancak benim anlatmaya çalışacağım konular dış ticaret işlemlerindeki iskontolardı.




