Yüksek Faizli Piyasa Koşullarında Araç Kiralamak, Satın Almaktan Daha Kârlı !

Satınalma Eğitimi Yüksek Faizli Piyasa Koşullarında Araç Kiralamak, Satın Almaktan Daha Kârlı

Satınalma Eğitimi Yüksek Faizli Piyasa Koşullarında Araç Kiralamak, Satın Almaktan Daha KârlıGünümüzde bireyler ve işletmeler için ulaşım, günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Bu bağlamda, araç sahibi olmak, genellikle ihtiyaçları karşılamak adına düşünülen ilk seçeneklerden biridir. Ancak son yıllarda, araç kiralama, araç satın almanın önüne geçerek daha cazip bir alternatif olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu makalede, araç kiralamanın, araç satın almaktan neden daha kârlı olduğunu çeşitli açılardan ele alacağız.

Başlangıç Maliyeti
Araç satın almak, genellikle yüksek bir başlangıç maliyeti gerektirir. Araç fiyatlarının artışı, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve vergiler, araç satın almayı giderek daha maliyetli hale getirmektedir. Öte yandan, araç kiralama, büyük bir peşinat ödemesi gerektirmez ve aylık sabit ödemelerle bütçe planlaması daha kolay yapılabilir. Bu durum, özellikle sermayesini farklı yatırımlara yönlendirmek isteyen bireyler ve işletmeler için önemli bir avantaj sağlar.
Bakım ve Onarım Masrafları
Araç sahibi olmak, düzenli bakım ve olası onarım masraflarını da beraberinde getirir. Bu maliyetler, zaman içinde ciddi boyutlara ulaşabilir ve beklenmedik masraflar, bütçe üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Araç kiralama ise genellikle bakım ve onarım masraflarını kiralama şirketinin üstlenmesiyle bu yükü hafifletir. Kiralama süresince araçla ilgili herhangi bir sorun yaşandığında, kiralama şirketi hızlı bir şekilde çözüm sunar, bu da kullanıcıya zaman ve para tasarrufu sağlar.
Sigorta ve Vergi Avantajları
Araç sahipleri, sigorta ve vergi ödemeleri konusunda da sorumluluk taşırlar. Trafik sigortası, kasko sigortası ve yıllık vergiler, araç sahipliği maliyetlerini artıran unsurlardır. Kiralama şirketleri ise genellikle sigorta ve vergi işlemlerini kendileri üstlenirler ve bu masrafları kiralama bedeline dahil ederler. Bu da kullanıcıların sigorta ve vergi işlemleriyle uğraşma zorunluluğunu ortadan kaldırır ve maliyetleri daha öngörülebilir hale getirir.
Değer Kaybı ve İkinci El Piyasası Riski
Araçlar, satın alındıkları andan itibaren değer kaybetmeye başlarlar. İkinci el piyasasında araç satışı, zaman alıcı ve kimi zaman zararla sonuçlanabilir. Araç kiralama, bu riski tamamen ortadan kaldırır. Kiralama süresi sonunda araç, kiralama şirketine iade edilir ve kullanıcı, aracın değer kaybı konusunda endişelenmek zorunda kalmaz.
Esneklik ve Teknolojik Yenilikler
Araç kiralama, kullanıcıya araç filosunu ihtiyaçlarına göre düzenleme esnekliği sunar. İşletmeler, dönemsel taleplerine göre araç sayısını artırıp azaltabilirler. Ayrıca, kiralama süresi dolduğunda yeni model araçlara geçiş yapma imkanı, kullanıcıların en son teknolojilere ve güvenlik özelliklerine sahip araçları kullanmalarını sağlar. Bu, hem konfor hem de güvenlik açısından büyük bir avantajdır.
Çevresel ve Ekonomik Sürdürülebilirlik
Araç kiralama, aynı zamanda çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından da avantajlar sunar. Kiralık araç filoları, genellikle daha yeni ve daha çevre dostu araçlardan oluşur. Bu, karbon ayak izinin azaltılmasına katkıda bulunur. Ayrıca, araç paylaşımı ve kiralama sistemleri, bireysel araç sahipliğine kıyasla daha verimli bir kaynak kullanımı sağlar.
Sonuç olarak, araç kiralama, başlangıç maliyeti, bakım ve onarım masrafları, sigorta ve vergi avantajları, değer kaybı riski, esneklik ve çevresel sürdürülebilirlik gibi birçok açıdan araç satın almaktan daha kârlı bir seçenek olarak öne çıkmaktadır. Hem bireyler hem de işletmeler için ekonomik ve pratik çözümler sunan araç kiralama, günümüzün değişen ihtiyaçlarına en uygun yanıtı vermektedir. Bu nedenle, araç ihtiyacı olan herkesin, araç satın almak yerine kiralama seçeneğini ciddi olarak değerlendirmesi, uzun vadede daha kârlı bir tercih olacaktır.

E-Ticaret Sektöründe Ciddi Bir İstihdam Açığı Var !

Satınalma Eğitimi E Ticaret Sektöründe Ciddi Bir İstihdam Açığı Var

Satınalma Eğitimi E Ticaret Sektöründe Ciddi Bir İstihdam Açığı Var10 yıldır ücretsiz e-ticaret eğitimleri veren Ticimax, geçtiğimiz yıl akademi olarak faaliyete geçirdiği Ticimax Kampüs’ün birinci yılını kutladı. Ticimax Kampüs bünyesinde ücretsiz olarak verilen fiziksel ve online eğitimler ile bir yılda 6 binden fazla insana e-ticaret ve e-ihracat yapmayı öğrettiklerini ifade eden TOBB E-ticaret Meclisi Üyesi, Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucu CEO’su Cenk Çiğdemli, yaptığı lansman konuşmasında şunları aktardı:

Sektörde İstihdam Açığı Var

“2014 yılından itibaren ticaret odaları ve üniversiteler işbirliğinde il il gezerek e-ticaret anlatıyoruz. Şirket bünyesinde ücretsiz eğitimler de veriyorduk. Pandeminin başlamasıyla beraber eğitimlerimizi online platforma taşımıştık. Şimdi, Ataşehir’de geçen yıl kuruluşunu gerçekleştirdiğimiz Ticimax Kampüs binamızda hem online hem fiziksel olarak ücretsiz eğitimlerimize devam ediyoruz. Pandemiyle beraber e-ticaret sektörü inanılmaz bir hızla büyüdü. On binlerce yeni e-ticaret sitesi açıldı. Bunlardan 4-5 bin tanesinin altyapı kurulumunu biz sağladık. Sektör bu kadar ani biz hızla büyüyünce ciddi bir istihdam açığı ortaya çıktı. Bu istihdam açığını kapatmak ve sektöre uzman yetiştirmek amacıyla geçtiğimiz yıl Ticimax Kampüs’ü hayata geçirdik. Dileyen herkese ücretsiz olarak sınıflarda ve online olarak eğitim veriyoruz. Son bir yılda eğitim verdiğimiz öğrenci sayısı 6 bini geçti. Ticimax Kampüs bünyesinde, e-ticaret, e-ihracat, pazaryerleri, SEO, sosyal medya satış ve pazarlama yöntemleri, depo yönetimi, reklam, Google Analytics ve e-ticaret fotoğrafçılığı gibi onlarca başlıkta ücretsiz eğitim sunuluyor.”

Ödül Plaketleri Verildi

14 Mayıs Salı günü gerçekleşen lansman toplantısında Ticimax Kampüs eğitimlerinde işbirliği sağlanan markaların temsilcilerine de ödül plaketi takdim edildi. QNB E-finans, QNB Finansbank, Iyzico, HepsiJET, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, Digital Exchange, Sipay, Asset GLI, Company Global, D&F Management Institute, Empathos Academy, FaFaour, İda Dijital, Keyo Digital, Lidio, Me Consultancy, Media Store, Pam Ajans, Saygın Patent, Setrow, Theatron Kurumsal, Tunesoft, Work Medya, Yuppion ve 360 Derece Ticaret temsilcileri ödül plaketlerini aldı.

Digital Age Tech Summit Gerçekleşti: “Yarının Zekâsı” Temasıyla Düzenlenen Zirvede Yapay Zekâ Devrimi Tartışıldı

Satınalma Eğitimi Digital Age Tech Summit Gerçekleştiyarının Zekâsı Temasıyla Düzenlenen Zirvede Yapay Zekâ Devrimi Tartışıldı

Satınalma Eğitimi Digital Age Tech Summit Gerçekleştiyarının Zekâsı Temasıyla Düzenlenen Zirvede Yapay Zekâ Devrimi TartışıldıBu yıl 17’ncisi düzenlenen dijital çağın zirvesi Digital Age Tech Summit, Yarının Zekâsı” temasıyla 16 Mayıs günü Divan Kuruçeşmede teknoloji dünyasının önde gelen düşünürlerini, iş profesyonellerini ve medya mensuplarını bir araya getirdi. Teknolojinin geleceğini keşfetmek isteyenler için unutulmaz bir deneyim sunan zirve, katılımcılarına bilgi ve eğlence dolu bir gün yaşattı.

Dünyanın dört bir yanından uzmanları, konuşmacıları ve iş profesyonellerini bir araya getiren ve bu yıl gerçekleştirilen Digital Age Tech Summit, nefes kesen bir katılım ve ilham verici oturumlarla teknoloji dünyasında unutulmaz bir iz bıraktı. Teknoloji dünyasının nabzını tutan bir etkinlik olarak öne çıkan zirvede yapay zekânın sağlık, tasarım, medya ve pazarlama gibi farklı alanlardaki uygulamaları derinlemesine tartışıldı. Prof. Dr. Hüseyin Şeker’in “değerli veri” vurgusu, yapay zekâ çağında verinin güvenliği ve etik kullanımının önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

Zirvede öne çıkan bir diğer konu ise dezenformasyonla mücadele oldu. Ercüment Şener ve Julian Payne, dijital çağda itibar yönetimi ve güvenilir haber kaynaklarının önemine dikkat çekti. Benedict Evans ise yeni teknolojilerin küresel etkilerini analiz ederek, bireysel kullanıcıların gelecekteki ihtiyaçlarını ve beklentilerini değerlendirdi.

Veri Yönetiminden Yapay Zekâya

Accenture Yapay Zekâ ve Data Direktörü Dr. Dimitris Vlitas, yapay zekâ modellerinin kâr-zarar optimizasyonu, fiyat belirleme ve envanter yönetimi gibi stratejik alanlardaki etkilerini örneklerle anlattı. Yeni teknolojilerin tasarım dünyasındaki etkilerini ise Zaha Hadid Architectsin direktörü Cristiano Ceccato ve Seul Yapay Zekâ Müzesinin mimarı Melike Altınışık tartıştı.

Etkinlik boyunca, yapay zekâ destekli yaratıcılık, medya planlamada yapay zekâ kullanımı ve girişimcilik ekosisteminde yapay zekânın rolü gibi konular da ele alındı. Digital Age Tech Summit, sadece teknolojik gelişmeleri tartışmakla kalmayıp, bu gelişmelerin toplumsal etkilerini de sorgulayan bir platform olarak dikkat çekti.

Prof. Hüseyin Şeker, “Yapay Zekâ için verinin kritik rolünü anlattı”

Prof. Dr. Hüseyin Şeker, konuşmasında verinin yapay zekâ için ne denli kritik bir temel oluşturduğunu vurguladı. “Veri olmadan yapay zekâya öğretemezsiniz. Veri olmadan onun üzerine bir şeyler bina edemezsiniz. Veri olmadan oradan para kazanamazsınız.” diyerek verinin önemine dikkat çeken Şeker, Covid-19 sürecinde verinin rolüne de değinerek, “Covid-19 sürecinde veriyi toplayıp analiz ederek birçok sonuca ulaştık. Ülkeler çeşitli stratejiler geliştirdiler ve bu stratejilerin hepsi veriye dayanıyordu.” ifadesiyle veri analizi sayesinde geliştirilen stratejilerin etkilerini anlattı.

Ayrıca, sağlık verilerinin yapay zekâ algoritmalarını geliştirmede büyük bir değere sahip olduğunu belirten Şeker, “Sağlık verileri, yapay zekâ çözümleri ile insanların daha sağlıklı olması için kullanılabilir.” diyerek sağlık alanındaki veri kullanımının önemini vurguladı. Verinin doğru kaynaklardan gelmesi gerektiğine de dikkat çeken Şeker, “Verilerin doğru ve güvenilir kaynaklardan gelmesi çok önemli. Yanlış veriler, aldatıcı sonuçlara yol açabilir.” diyerek veri güvenliğinin altını çizdi. Prof. Dr. Şeker, konuşmasının sonunda yapay zekânın gelecekteki potansiyeline değinerek, “Yapay zekâ, dijital dünyada büyük bir potansiyele sahip ve bu potansiyel doğru veri ile daha da büyüyebilir.” ifadesiyle yapay zekâ ve veri dünyasının gelecekteki rolüne işaret etti.

Dijital Çağda İtibar ve Dezenformasyon Tehdidi

Zirvenin öğleden sonraki ilk bölümünde Ünite Edelman Strateji Geliştirme Başkanı Ercüment Şener ile Edelman Global, Kriz ve Risk Başkanı Julian Payne, “Dijital Çağda Risk Algısı İtibarın Neresinde?” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Julian Payne, özellikle sosyal medyanın etkisinin altını çizerek, dijital çağda mitler ve yanlış bilgilerin markalar ve hükümetler için en büyük tehdit olduğunu belirtti. Payne, “Mitler ve yanlış bilgiler, markaların ve diğer kurumsal yapıların karşılaştığı en büyük zorluk. Hikâyelerin yaratılma ve yayılma hızı inanılmaz boyutlarda. Eskiden bir haberin yayımlanması ve yayılması için 24 saatlik bir döngü vardı, şimdi ise bu süre sadece birkaç saat.” dedi.

Ayrıca, bir dönem danışmanlığını yürüttüğü İngiliz Kraliyet Ailesi’nin yeni teknolojilere uyum sağlama konusundaki başarısını örnek gösteren Payne, yapay zekâ ve üretken yapay zekâ teknolojilerinin, tanınmış kişilerin itibarını tehdit eden dezenformasyon yaratma potansiyeline dikkat çekti. Ercüment Şener ise geleneksel medya kuruluşlarına duyulan güvenin düşüşüne vurgu yaparak, güvenilir haber kaynaklarının önemini ve dezenformasyonla mücadelede oynayabilecekleri kritik rolü tartıştı.

Küresel Perspektif: Benedict Evans ile Yeni Teknolojiler

Dünyanın önde gelen teknoloji analistlerinden Benedict Evans, yeni teknolojilerin küresel ölçekte yaratacağı yankıları masaya yatırdı. Evans, global markaların yapay zekâ hamleleri ve teknoloji şirketlerinin yatırımlarını analiz ederek, bireysel kullanıcıların gelecekteki teknoloji temelli ihtiyaçlarını değerlendirdi.

Google Türkiye CMOsu Serkan Girgin ise Hızlanan Gelecek: Yapay Zekâ ve İnovasyon” oturumunda yapay zekânın yeni dünyasına bir bakış sunarak, inovasyonun hızlandığı geleceği değerlendirdi.

Yapay Zekâ ve Bireysel Yaratıcılık: İçeriğin Evrimi” oturumunda ise ByteDance/TikTok Türkiye Ülke Direktörü Barış Aldanmaz, yapay zekâ ve bireysel yaratıcılık üzerine içeriğin evrimini anlattı.

Medyada Yapay Zekâ Kullanımı

Adin.ai Kurucu Ortağı ve COOsu Selin Ergin Acar, Papara Pazarlama Lideri Perin Saraoğlu, LOréal Türkiye Medya ve Dijital Yetkinlikler Geliştirme Yöneticisi Bahar Arslangiray ve Vodafone Pazarlama Direktörü Selen Ertem Tüylüoğlu, yapay zekânın geleneksel medya planlamadaki etkilerini tartıştı. Geleneksel Medya Planlamada Yapay Zekâ Etkisi: Yerimize mi Yanımıza mı?” oturumunda, teknolojinin medya üzerindeki dönüşümü ele alındı.

Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Murat Çağrı Süzer ve M. Serdar Kuzuloğlu, Yarının Akıllı Sistemleri Kişisel Deneyimi Baştan Yarattı” oturumunda, kişisel deneyimlerin akıllı sistemler aracılığıyla nasıl dönüştüğünü anlattı.

Zekâya Yatırım: Yatırımcı ve Girişimci İlişkisi

Etkinliğin bir başka dikkat çekici oturumunda ise Fatih İşbecer, Alper Mat ve crait.it AI Technologies Kurucu ve CEOsu Safiye Dinçtürk Turgut, Zekâya Yatırım Her Zaman Kazandırır” panelinde, yapay zekâ çözümlerinin yatırımcı ve girişimci ilişkisine nasıl yeni alanlar açtığını tartıştı.

MediaCat İnternet Editörü Simge Şenses moderatörlüğünde gerçekleşen Gerçeğin Bir Adım Ötesi: Piksellerden Kitlelere” oturumunda Ford Türkiye Pazarlama COE Lideri Talat İşçioğlu ve VML Türkiye Yönetici Kreatif Direktörü Arkın Kahyaoğlu, sanal influencer Alinin geliştirilme sürecini ve elde edilen çıktıları aktardı.

“Start Tuşuna Basın: Yeni Kitlelere Ulaşma Oyunu”

Bu yılki zirvenin son oturumu olan “Start Tuşuna Basın: Yeni Kitlelere Ulaşma Oyunu” panelinde ise Gaming in Turkey Kurucusu Ozan Aydemir, İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İstanbul Blockchain Women Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Çağla Gül Şenkardeş ve Joygame Publishing CEO’su Burak Günsev, dijital oyun dünyasında yeni kitlelere ulaşmanın stratejilerini tartıştı.

Terzi -Revision-

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemterzi Revision

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemterzi RevisionSatinalmadergisi.com’un değerli okurları, yazımıza geçmeden önce hepimizin, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı kutlarım. Bu vesile ile ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, rahmet ve saygı ile bir kere daha anıyoruz.

Millet ve devlet olarak zor zamanlardan geçiyoruz. Etrafımızdaki savaşlar, her geçen gün zorlaşan ekonomik koşullar, nakit sıkışıklığı, yüksek enflasyon ve faizler, artan işsizlik, üretimde ve ihracatta daralma, Rusya’ya uygulanan ambargo, artan vergi oranları, krediye ulaşamama, kredi kartlarında patlamalar, Merkez Bankası’nın hükümete yazdığı mektup ve ücretlerde artış yapmaması tavsiyesi, Ekonomi Bakanı’nın açıkladığı genelgede ödenek ve yeni yatırım yok uyarısı, güven ortamının kaybolması, umutsuzluğun artması, gelecek beklentisinin düşmesi, gelecekten endişe ve kaygı duyma v.s.

Öncelikle tespiti doğru yapmak, teşhisi doğru koymak gerekir ki uygun tedaviye başlayabilelim. Hastalığımızı kabul etmez ve tedaviyi reddedersek bir yere varamayız. Öte yandan geçici pansuman tedbirlerle tedaviye başlarsak ve kalıcı reformlar yapmazsak ta sonuç alamayız. Eğer ilaçlar fayda vermiyorsa ve ameliyat kaçınılmazsa risk almaktan başka çare kalmamış demektir. Geçmişte yapılan yanlış uygulamalardan vazgeçmez isek ve hatalarımızı kabul edip dönmezsek çok geç kalabiliriz. Bu arada tedavi şekli ücret artışlarını kısıtlamak, vergileri olabildiğince artırmaksa bunun için doktor olmaya gerek yok, onu dağdaki çoban da yapar. (Dağdaki çobana saygım sonsuz, ben de çobanlık yaptım, çok büyük sorumluluktur iyi bilirim) Önemli olan hukuk, ekonomi ve devlet yönetimi alanlarında yapısal reformlar yapabilmektir. Önemli olan iç ve dış piyasalara kalıcı güven veren adımlar atabilmektir. Ekonomi yönetiminin bağımsız kararlar alabilmesidir. Vergiyi tavana yayabilmektir yağmur bulutları misali. Tabana demiyorum dikkat ederseniz çünkü taban zaten ücretinden daha eline geçmeden vergisini veren kesimdir. Yoksa bütçe açığını kapatmak için trafik cezalarından medet umar hale gelirsiniz….

Böyle zamanlarda eskiden beri işi artan tek meslek kolu vardır. Terzilik… Yani yeni pantolon alamadığında eski pantolonun söküğünü diktirip bir süre daha giymeye devam etmek. Yani tamir ve revizyon işleri. Gün artık terzilerin günüdür. (Artık terzilerin yeni elbise dikmediğini, tadilat yaptıklarını hepimiz biliyoruz.) Devlet te israfı kesip söküğünü dikmeli, vatandaş da, sanayici de, esnaf da. Elimizdeki imkanlarla ne yapabiliriz, stoklarımızdan nasıl yararlanabiliriz, eski makinalarımıza bakım ve revizyon yaptırıp nasıl üretime devam edebiliriz? Bunlar üzerine odaklanmamız gerekir.

Gördüğünüz gibi YENİ kelimesi bir süre hayatımızdan çıkacak. Bundan sonra 2.el lafını daha çok duyar olacağız. Bit pazarına nur yağacak. Bu arada eskicilerin ve hurdacıların işleri biraz artacak ama yapacak bir şey yok.

Gelir dağılımını eşit ve adil dağıtmalıyız tüm vatandaşlarımıza. Zaten kısıtlı olan kaynakları sürekli eş, dost, akrabalara dağıtırsak, hep aynı kişilerin cebini doldurursak, huzursuzluk ve sosyal patlama yaşanır. Devletlerin çöküşüne sebep olan lüks ve şatafattan uzaklaşmalı, gereksiz harcamalardan kaçınmalıyız.

Devlet yönetmek büyük sorumluluktur. Adil olmaktır, tarafsız olmaktır, işi ehline vermektir, yetim hakkı yememektir, herkese eşit mesafede olmaktır, cesaretli ve korkusuz olmaktır, istişaredir, ortak akıldır, demokrasidir, hukuktur, sosyal olmaktır, zayıfın hakkını korumaktır, şefkatli bir eldir, güvendir, güvenliktir, korumaktır, düşünce özgürlüğüdür, fırsat eşitliğidir, denetime açık olmak, hesap verebilmektir.

Çözüm olarak söyleyeceklerim de olacak tabi… Tüm madenlerimizi kendimiz çıkaralım. Millilik oradan başlamalı bence. Tarım ve hayvancılıkta kendimize yeter hale gelelim. Gerekirse daha pahalıya alalım ama kendi çiftçimiz kazansın. Teşvikler bölgelere değil, projelere verilsin. Paslanmaz çelik üretimine ne pahasına olursa olsun mutlaka geçelim. Kendi üretebildiğimiz hiçbir mamülün ithaline izin veremeyelim. Daha çok ve uygun fiyata üretebilmesi için sanayiciye destek olalım. Hiçbir hammaddenin ihracına izin vermeyelim, ya yarı mamül ya da mamül olarak satalım. Yapay zeka işine geç kalmadan el atalım. Yazılım sektörüne özel önem verelim. Savunma sanayi yatırımlarında her Türk müteşebbisini teşvik edelim. Beyin göçünü durdurmaya çalışalım.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemterzi Revision“Son ödenek bittiğinde, son bütçe tükendiğinde, son teşvik kullanıldığında beyaz adam devletin yenmeyen bir şey olduğunu, denizin bittiğini anlayacak.” Atasözü…

Cavit SOY

Plastik Sektörü ABD’ye İhracatını Yüzde 20,5 Artırdı !

Satınalma Eğitimi Plastik Sektörü Abd’ye İhracatını Yüzde 20,5 Artırdı !

Satınalma Eğitimi Plastik Sektörü Abd’ye İhracatını Yüzde 20,5 Artırdı !Plastik sektörünün en önemli fuarlarından biri olan ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Orlando şehrinde düzenlenen NPE 2024 The Plastics Show 2024 fuarının Türkiye milli katılım organizasyonu, bu yıl 3’üncü defa İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından başarıyla gerçekleştirildi. 34 Türk firmasının katıldığı fuarda plastik hammadde ve plastik makine ekipmanlarına yönelik ürünler tanıtıldı.

Plastik sektöründe dünyanın en önemli üç fuarından biri olma özelliği taşıyan ve bu yıl 6-10 Mayıs 2024 tarihleri arasında ABD’de gerçekleştirilen NPE 2024 fuarına, Türkiye’den 34 firma katıldı. İKMİB tarafından 3’üncü defa düzenlenen milli katılım organizasyonu ile fuara katılan 10 firma ve bireysel olarak katılan 24 firma plastik hammadde ve plastik makine ekipmanlarına yönelik Türk markalarını alıcıların beğenisine sundu. 2 bin 100’den fazla firmanın katılımcı olarak yer aldığı fuar, 50 binden fazla kişi tarafından ziyaret edildi.

T.C. Miami Ticaret Ataşesi Ömer İnce ile birlikte fuara katılan İKMİB Yönetim Kurulu Üyesi Selçuk Gülsün, Erkan Aydın ve Fatma Köktaş katılımcı firmaları ziyaret ederek başarı dileklerini iletti.

Adil Pelister: “ABD’ye plastik sektörü ihracatı yüzde 20,5 arttı”

İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “İKMİB olarak bu yıl 3’üncü defa NPE 2024 fuarında ülkemizi başarıyla temsil ettik. Fuara 10’u milli katılım ve 24’ü bireysel olmak üzere toplam 34 Türk firmamız katıldı. Plastik sektörünün en önemli küresel etkinliklerinden biri olan fuarda Türk markalarının tanıtılması, yeni iş birliklerinin sağlanması sektör ihracatçılarımız açısından önemli bir fırsat. ABD pazarı ülkemiz ve sektörümüz açısından hedef pazarlarımız arasında bulunuyor. Plastik sektörümüzün ABD’ye ihracatına baktığımızda 2023 yılında 385 milyon dolar olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Bu yıl ise ilk dört aylık dönemde ABD’ye yapılan plastik sektörü ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20,5 artış ile 145,6 milyon dolara ulaştı ve sektörde en çok ihracat yaptığımız dördüncü ülke oldu. Plastik sektörünün genel ihracatı ise 2023 yılında 9,16 milyar dolar olurken, bu yıl ilk dört aylık dönemde ise yaklaşık 3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Sektörün ihracat artışını istikrarlı sürdürebilmesi için bu tarz etkinliklere katılmalarını önemsiyoruz. İKMİB olarak, plastik sektöründe ülkemizi uluslararası platformlarda temsil etmekten gurur duyuyor ve katılımcı firmalarımızın bu önemli fuarda elde ettikleri başarıların devamını diliyoruz” dedi.

Türk Moda Endüstrisi Sosyal Uygunluğun Ön Saflarında Yer Alıyor

Satınalma Eğitimi Türk Moda Endüstrisi Sosyal Uygunluğun Ön Saflarında Yer Alıyor

Satınalma Eğitimi Türk Moda Endüstrisi Sosyal Uygunluğun Ön Saflarında Yer AlıyorEge Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda çalışmalarına devam ediyor.

Küresel tedarik zincirlerinde sosyal ve çalışma koşullarını iyileştirmeyi amaçlayan The Social & Labor Convergence Program (SLCP), Türk tekstil sektöründeki paydaşlarla ikinci kez Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ev sahipliğinde bir araya geldi.

Sosyal uygunluk ve sürdürülebilirlik çalışmalarına büyük önem verdiklerini söyleyen Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, “Uzun yıllardan bu yana yaptığımız çalışmalarla firmalarımız sürdürülebilirlik yönetimi ve karbon yönetimi, planlama ve üretim süreçleri, sosyal uygunluk kapasitelerinin güçlendirilmesinde büyük bir yol kat etti. İlk olarak 2019 yılında SLCP tanıtımına ev sahipliği yaptığımız bu eğitimin dördüncüsünü düzenledik. EHKİB olarak SLCP ile ortak çalışmalara ve iş birliğine her zaman hazırız. SLCP Doğrulaması Ticaret Bakanlığı İhracat Destekleri ‘Pazara Giriş Belgeleri’ arasına alındı. Tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde sürdürülebilirlik, sosyal uygunluk konuları sektörümüzün en önemli meselelerinden biri ve müşterilerimizin de buna bağlı olarak sosyal uygunluk sertifikası talepleri olmaktadır.” dedi.

Başkan Sertbaş, “Ancak, sıkıntı da burada başlıyor; müşterilerimizin farklı sertifika talepleri sonucunda çok sayıda farklı denetim süreçlerinden geçmemiz gerekiyor. Bu durum zaman ve finansal açıdan önemli kayıplara neden olmaktadır. Bu nedenle, tekstil ve hazır giyim sektörlerinde hem markalara hem üreticilere getirdiği yük gittikçe artan sosyal denetimleri tek bir platformda toplayarak maliyetlerin azaltılmasını ve kaynakların daha etkin kullanılmasını sağlamak üzere başlatılan bir ortak girişim olan SLCP’nin burada gerçekleştirdiği etkinlik çok önemli. Sektör olarak çalışma koşullarına, etik konulara ve çevreye olan etkimize her zaman öncelik veriyoruz ancak firmalarımızın denetim yorgunluğuyla mücadelesi de önemli. Bu kapsamda SLCP’nin sektörümüze olumlu katkı sağlayan bir platform olduğunu düşünüyoruz.” diye konuştu.

SLCP Hakkında

The Social & Labor Convergence Program (SLCP), tesislerdeki sosyal uygunluk denetimlerinin sayısını azaltarak küresel tedarik zincirlerinde sosyal ve çalışma koşullarını iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Hazır giyim, ev tekstili ve ayakkabı endüstrisindeki kilit paydaşlarla birlikte, bir tesisin birden fazla müşteriyle paylaşabileceği verilerini toplamak için bir araç ve sistem oluşturuldu. Inditex, PVH, H&M, Nike, Puma, C&A, GAP ve Target gibi 85’ten fazla marka ve perakendeci, SLCP veri toplama aracını benimsemiş durumda. SLCP’yi kabul eden markalar listesi her geçen gün artmakta. Bu sayede, denetim yorgunluğunu azaltmak, verileri karşılaştırma imkanı sağlamak ve kaynakları iyileştirme programlarında kullanmak mümkün hale geldi.

85’ten fazla marka ve standart sahibi kuruluş SLCP verilerini kabul ediyor

Güncel veriler ile 85’ten fazla marka ve standart sahibi kuruluş SLCP verilerini kabul etmektedir. Markaların ve onaylayan kuruluşların hangi ülke ve kategorideki SLCP verilerini kabul ettiği gibi daha fazla ayrıntı için SLCP web sitesindeki (güncel listeye https://slconvergence.org/slcp-data-acceptance) bakabilirsiniz.

2019’daki lansmanından bu yana hızla büyüyen SLCP, şu anda 62 ülke ve bölgede faaliyet gösteriyor ve dünya çapında SLCP’ye kaydolan tesis sayısı 13 bini aştı. 2019 yılında dünya genelinde 500 tesis doğrulama sürecini tamamlarken bu rakam 2023 de 9 bin 230’a ulaştı.  2023 yılında doğrulanmış değerlendirme sayısında bir önceki yıla göre %27’lik büyüme gerçekleşti.

Şimdiye kadar Türkiye’de 1300’den fazla tesis SLCP’ye kaydoldu, 2020 yılında ’de 582 tesis, 2022 yılı 825 tesis, 2023 yılında ise 1026 tesis doğrulama sürecini tamamladı. 2019 yılında Türkiye’de 82 tesis doğrulama sürecini tamamlarken bu rakam 2023 de bin 26’a ulaştı. Türkiye verilere baktığımızda istikrarlı büyümeyi gözlemleyebiliyoruz. SLCP’yi uygulamaya başlayan tesisler, uygulamaya başladıktan sonra geçirdikleri denetim sayısının ve denetimlere harcanan sürenin önemli ölçüde azaldığını, yeni alıcılarla (markalarla) çalışmaya başlamalarının kolaylaştığını bildiriyorlar.

SLCP İnsan Hakları Durum Tespiti (HRDD) Araç Kiti, paydaşlarımızın Birleşik Değerlendirme Çerçevesi (CAF) aracının Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi (CSDDD) dahil olmak üzere çeşitli mevzuatların talepleriyle nasıl uyumlu olduğunu anlamaları için 2023 yılında yayınlamıştır.

HRDD Araç Kiti sahip oldukları SLCP değerlendirmelerinin, şirketlerin zorunlu İnsan Hakları Durum Tespiti uygulamalarında ve tedarik zincirlerinde insan haklarına saygı gösterilmesinde kendilerini nasıl destekleyebileceğini anlamalarına yardımcı olmak için tasarlanmıştır.

Araç Kiti, OECD Hazır Giyim ve Ayakkabı için Durum Tespiti Kılavuzu, taslak Avrupa Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi, Alman Tedarik Zinciri Durum Tespiti Yasası ve Uygur Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasası’nın (UFLPA) uygulanmasında SLCP’nin katma değerini kapsamaktadır.

Mercedes-Benz Türk, İhracatta Türkiye’nin Yıldızı Olmaya Devam Ediyor !

Satınalma Eğitimi Mercedes Benz Türk, İhracatta Türkiye’nin Yıldızı Olmaya Devam Ediyor

Satınalma Eğitimi Mercedes Benz Türk, İhracatta Türkiye’nin Yıldızı Olmaya Devam EdiyorMercedes-Benz Türk, 2024’ün ilk çeyreğinde gerçekleştirdiği ihracat ile endüstrideki öncü konumunu pekiştirdi. Şirket, yılın ilk üç ayında, Aksaray Kamyon Fabrikası’ndan 2.865 adet kamyon ve çekicinin yanı sıra Hoşdere Otobüs Fabrikası’ndan gerçekleştirdiği 769 adet otobüs ihracatıyla Türkiye ekonomisine katkıda bulunmaya devam etti. Mercedes-Benz Türk’ün en çok kamyon ihracatı gerçekleştirdiği ülkeler Polonya, İspanya, İtalya olurken, otobüs ihracatında ilk üçte İspanya, Portekiz ve Fransa yer aldı.

1970 yılında Mısır’a gerçekleştirdiği ilk otobüs ihracatı ve 2001 yılında Çek Cumhuriyeti’ne gerçekleştirdiği ilk kamyon ihracatının ardından Mercedes-Benz Türk, bugün gerçekleştirdiği ihracat ile Türkiye’nin yıldızı olmaya devam ediyor. 2023 yılını rekorlarla kapatan şirket, 2024’ün ilk çeyreğinde 2.865 adet kamyon ve çekici, 769 adet otobüs ihracatıyla ağır ticari araç endüstrisindeki öncülüğünü sürdürdü.

Mercedes-Benz Türk, 2024 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’den ihraç edilen her 10 kamyondan 7’sine imza atarken, Hoşdere Otobüs Fabrikasında ürettiği her 10 otobüsten 7’sini ihraç etti. İlk çeyrekte Hoşdere Otobüs Fabrikası’ndan 27 farklı ülkeye otobüs ihracatı yapılırken, Anadolu’nun merkezindeki Aksaray’da üretilen kamyonlar 13 ülkede yollara çıktı.

TEB’den KOBİ’lerin Dijital Dönüşümüne 25 Milyon Euro’luk Finansman Desteği

Satınalma Eğitimi Teb’den Kobi̇’lerin Dijital Dönüşümüne 25 Milyon Euro’luk Finansman Desteği

Satınalma Eğitimi Teb’den Kobi̇’lerin Dijital Dönüşümüne 25 Milyon Euro’luk Finansman DesteğiTürk Ekonomi Bankası (TEB) ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) arasında 25 milyon Euro tutarında yeni bir iş birliği anlaşması imzalandı. Söz konusu anlaşma ile EBRD’nin yeni uygulamaya aldığı Dijital Dönüşüm Finansman Programı (DTFF) Türkiye’de ilk kez TEB aracılığıyla küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) ile buluşacak. Türkiye’deki KOBİ’lerin dijital dönüşüm süreçlerindeki finansman ihtiyaçları kapsamında kullandırılmak üzere 150 milyon Euro tahsis eden EBRD, söz konusu paketin 25 milyon Euro tutarındaki ilk kullanımını TEB ile yapacak.

Program Türkiye’de ilk defa TEB aracılığıyla hayata geçiyor

EBRD’nin uygulamaya aldığı Dijital Dönüşüm Finansman Programı’nın lansman toplantısı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve EBRD Türkiye Yönetici Direktörü Arvid Tuerkner ve TEB KOBİ Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Ali Gökhan Cengiz’in katılımıyla Ankara’da gerçekleştirildi. Program kapsamında Türkiye’deki küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansman ihtiyaçları kapsamında kullandırılmak üzere 150 milyon Euro tahsis eden EBRD, söz konusu paketin 25 milyon Euro tutarındaki ilk kullandırımını TEB aracılığıyla yapacak. Program kapsamında sağlanacak kaynak, KOBİ’lerin dijital dönüşüm süreçlerindeki finansman ihtiyaçları için kullanılacak. 1 milyon TL’den 20 milyon TL’ye varan kredi desteği

Dijital Dönüşüm Finansman Programı ile KOBİ’lerin yapay zekâ, yazılım programları, mobil uygulama geliştirmeleri, veri analizi ve siber güvenlik gibi teknoloji yatırımlarının desteklenmesi amaçlanıyor. Program kapsamında KOBİ’lerin KOSGEB’e yapacağı başvurular, KOSGEB teknik komitesinin değerlendirmesinin ardından TEB aracılığı ile en az 1 milyon TL, en fazla 20 milyon TL olacak şekilde üç yıla varan vade ile finanse edilecek.

Ali Gökhan Cengiz: “Ülke ekonomisinin sürdürülebilir büyümesine katkı sağlama ve müşterilerimizin dijital yatırımlarında yanında olma bankamızın öncelikleri arasında yer alıyor”

Program kapsamında sağlanacak finansman ile KOBİ’lerin dijital dönüşüme adım atmalarını ya da mevcut dijital süreçlerini geliştirmelerini hedeflediklerini vurgulayan TEB KOBİ Bankacılığı Genel Müdürü Yardımcısı Ali Gökhan Cengiz şunları söyledi: “Ülke ekonomisinin sürdürülebilir büyümesine katkı sağlama ve müşterilerimizin dijital yatırımlarında yanında olma bankamızın öncelikleri arasında yer alıyor. Gelişen teknolojiyle birlikte sanayinin de dijitalleştiği günümüzde, KOBİ’lerimizin de küresel rekabet içerisinde yer alabilmesi için yaşanan dijital dönüşüme ayak uydurması ve bu sürece başarıyla adapte olması gerekiyor. Biz de banka olarak, KOBİ’lerimizin büyümesine ve rekabette öne çıkmasına katkıda bulunurken, dijitalleşme süreçlerinde de yanlarında oluyoruz. Dijital Dönüşüm Finansman Programı’na katılan KOBİ’lerimize dijital dönüşümleri kapsamında yol haritaları ve teknoloji yatırımları için destek vermekten de mutluluk duyacağız. EBRD ile bugüne kadar birçok iş birliğine imza attık. Bu yeni program ile birlikte EBRD ile olan iş birliğimizi ülkemizin dijital yatırımlarına fayda sağlayacak şekilde sürdürmekten memnuniyet duyuyoruz” diye konuştu.

Arvid Tuerkner: “DTFF Türkiye’de ilk defa TEB aracılığı ile hayata geçecek”

EBRD Türkiye Yönetici Direktörü Arvid Tuerkner ise sürdürülebilir ekonomik ilerlemenin KOBİ’lerin ekonomik sisteme dâhil edilmesine bağlı olduğunu belirterek, “EBRD, Türkiye dahil faaliyet gösterdiği ülkelerde uzun süredir KOBİ’lerin destekçisi olmuştur. Dijital Dönüşüm Finansman Programı Türkiye’de ilk defa TEB aracılığı ile hayata geçecek. Türkiye ekonomisinin dijital dönüşümü ve KOBİ’lerin rekabette dijital üstünlük sağlaması gibi kritik hedeflere odaklanarak Türkiye’nin dijital ve KOBİ gündemini desteklemekten gurur duyuyoruz” dedi.

Gastronominin Farklı Deneyimleri ve Yeni Ekonomik Anlayışlar 4. Global GastroEkonomi Zirvesi’nde

Satınalma Eğitimi Gastronominin Farklı Deneyimleri Ve Yeni Ekonomik Anlayışlar 4. Global Gastroekonomi Zirvesi’nde

Satınalma Eğitimi Gastronominin Farklı Deneyimleri Ve Yeni Ekonomik Anlayışlar 4. Global Gastroekonomi Zirvesi’ndeTürkiye’nin öncü ve güçlü sivil toplum kuruluşu Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) düzenleyeceği “4. Global GastroEkonomi Zirvesi”yle, dünya gastronomisinin yükselen yıldızı Körfez Ülkeleri’nin yol haritasına ve gezegenin geleceğine odaklanan Mavi Ekonomi’yle sürdürülebilirliğe odaklanıyor.

Yemeğin sadece yaşamak için değil, toplumsal dayanışma, diyalog, fikir alışverişi, etkileşim ve iletişimi de kapsayan bir sosyalleşme bilinci olduğu kabulüyle TURYİD, dünyada ilk kez gastronomi ve ekonominin yan yana geldiği “4. Global GastroEkonomi Zirvesi”yle Türkiye’nin gündemini oluşturmaya  hazırlanıyor. Felsefe, deneysel psikoloji, müzik, sinema ve çağdaş sanat gibi farklı disiplinlerin katkılarıyla birçok oturumun yapılacağı zirvede, ekonomi dünyasını yakından ilgilendiren, yeni bakış açıları kazandıracak oturumlar 23 Mayıs’ta Atatürk Kültür Merkezi’nde katılımcılara sunulacak.

Dünya gastronomisinde önemli bir yer edinmeye çalışan Körfez Ülkeleri’nin çabalarının ele alınacağı sunumlarda bunlardan.

“Onların vizyonu ne ve biz neler yapabiliriz?”

Suudi Arabistan, Vizyon 2030 stratejisinin bir parçası olarak turizm ve gastronomi alanında önemli reformları yürütüyor. Dünyadaki en dinamik turizm destinasyonu olma yolunda ilerleyen Suudi Arabistan 2023 yılında tüm dünyadan 100 milyon ziyaretçiyi ağırladı. 2030 yılına kadar yılda 150 milyondan fazla ziyaretçi çekmeyi hedeflemekte. Yapım aşamasında olan oteller de dahil olmak üzere 400 binden fazla oda kapasitesini 2030’a kadar 854 bine yükseltilmeyi planlayan Suudi Arabistan, gelecekte milyonlarca ziyaretçinin erişimi daha da kolaylaştırmak amacıyla Kral Selman Uluslararası Havalimanı Projesini de yürütüyor. Arap Yarımadası’nın güzelliklerini korumak için dönüşümünün odağına sürdürülebilirlik uygulamalarını ekleyerek, yenilenebilir odaklı turizm projeleriyle çevreye, topluma ve ekonomiye katkıda bulunmayı hedeflemekte olan Suudi Arabistan, ayrıca NEOM’la geleceği temsil eden fütüristik mega şehir projesine, Riyad yakınlarında inşa edilen eğlence şehri Qiddiya ile de tema parkları, spor tesisleri ve kültürel mekanlarıyla dünyanın ilk çok amaçlı oyun ve en büyük eğlence kenti olmasına odaklanıyor.

4. Global GastroEkonomi Zirvesi’nde Suudi Arabistan’ın ülkeyi turizm ve gastronomi odaklı bu atılımında yakından izleyen, Körfez Ülkeleri projeleri geliştirme konusunda en yetkin danışmalık şirketi olan İngiliz Keane Grup İş Geliştirme Direktörü Tina Blackmon ve Yiyecek ve İçecek Master Planlama, Stratejiler ve Deneyimler Geliştirme Eliott Kalensky , “Körfez Gastronomisinin Yükselişi: 2030 Vizyonu Ve Değişen Restoran Sahnesi” ile deneyimlerini paylaşacaklar.

Öte yandan Suudi Arabistan Mutfak Sanatları Komisyonu’nun, 2023 yılında İtalya’nın Torino kentindeki Terra Madre Ağı konferansında etkinliğine katılan Mutfak Turizmi Kurucusu & World Food Travel Association Kurucu & CEO’su Erik  Wolf, “Gastronomi Turizminde Küresel Fırsatlar” oturumunda Suudi Arabistan’ın gastronomi alanındaki çalışmalarından örnekleri aktaracak.

Gezegenin geleceği ve sürdürülebilirlik için Mavi Ekonomi

Sürdürülebilir denizcilik faaliyetleri ve denizciliğe dayalı yeni teknolojiler için bir çerçeve ve politikaları kapsayan Mavi Ekonomi, inovasyonla gelişecek birçok yeni fırsatı sunuyor. Akdeniz Koruma Derneği Kurucusu Zafer Kızılkaya, 4. Global GastroEkonomi Zirvesi’nin “Mavi Ekonomi” sunumunda yol haritasını ve imkanları anlatacak. Sürdürülebilir turizm, yenilenebilir deniz enerjisi ve mavi biyo teknoloji alanlarında yenilikçi yatırım yollarını keşfederken koruma ve restorasyon yolları neler?, sürdürülebilir projeleri teşvik etmek için blockchain, dijital yatırım platformları, büyük veri, yapay zeka ve fintech gibi teknoloji destekli çözümleri nasıl kullanabiliriz?, yeni standartların belirlenmesinde ve destekleyici ekosistemlerin geliştirilmesinde gönüllü karbon piyasaları ve mavi karbon projeleri yatırım ve koruma için nasıl cazip hale getiririz? sorularının yanıtları, Kızılkaya’nın sunumunda katılımcılarla paylaşılacak.

Suudi Arabistan’da Türk Mobilyasına Büyük Bir İlgi Var

Satınalma Eğitimi Suudi Arabistan’da Türk Mobilyasına Büyük Bir İlgi Var

Satınalma Eğitimi Suudi Arabistan’da Türk Mobilyasına Büyük Bir İlgi VarTürk mobilya sektörü, eskiden beri en önemli pazarları arasında yer alan Suudi Arabistan’ın mobilya ithalatında tekrar birinci sıraya yerleşmek istiyor. Türk mobilya ihracatçıları 2023 yılında Suudi Arabistan’a ihracatını 41 milyon dolardan yüzde 310 artışla 168 milyon dolara taşıdı.

Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği tarafından mobilya sektörüne yönelik olarak düzenlenen “Suudi Arabistan Sektörel Ticaret Heyeti” 5-9 Mayıs 2024 tarihleri arasında başarıyla gerçekleştirildi.

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hikmet Güngör, “Önümüzdeki dönemde, başarılı organizasyonlarımıza hızımızı kesmeden devam edeceğiz. Suudi Arabistan Sektörel Ticaret Heyetimiz 23 Türk mobilya firmasının katılımıyla gerçekleştirildi. 6 Mayıs tarihinde düzenlenen ikili iş görüşmeleri etkinliğine 50 Suudi Arabistanlı firma katıldı. Etkinlikte yaklaşık 300’e yakın ikili iş görüşmesi gerçekleştirildi. Ayrıca, pazarın öneminden hareketle Suudi Arabistan’a yakın zamanda tekrar mobilya sektörüne yönelik bir ticaret heyeti düzenlemeyi planlıyoruz. Çocuk ve bebek, bahçe, proje mobilyalarının yanı sıra ev mobilyası sektöründe faaliyet gösteren ihracatçı firmalarımızı da bu çok değerli pazara düzenlenecek olan heyetimize özellikle davet ediyorum.” dedi.

Hikmet Güngör “Türk mobilya ihracatçıları olarak 2023 yılında Suudi Arabistan’a ihracatımızı 41 milyon dolardan yüzde 310 artışla 168 milyon dolara yükselttik. Eskiden beri en önemli pazarlarımız arasında yer alan Suudi Arabistan’ın mobilya ithalatında tekrar birinci sıraya yerleşmek istiyoruz. Mobilya sektörüne yönelik düzenlemiş olduğumuz ve çok başarılı geçen Suudi Arabistan heyetimiz, sektörümüz için bir başlangıç. Eylül ayında Fas ve Kasım ayında da Hindistan’a yönelik ticaret heyetleri düzenleyeceğiz. Bunun haricinde, ihracatçı firmalarımızla istişarelerde bulunarak başka ülkelerde de ticaret heyeti faaliyetlerimize devam etmeyi planlıyoruz.” şeklinde konuştu.

Güngör, “Suudi Arabistan mobilya sektörü için yıllardır alışık olduğumuz bir pazar. Birbirimizi tanıyoruz ve iyi anlıyoruz. Suudi Arabistan’da Türk mobilyasına büyük bir ilgi var. Bu nedenle Suudi Arabistan bizler için her zaman doğru bir pazar olmaya devam edecek. Suudi Arabistan Sektörel Ticaret Heyeti organizasyonumuzda büyük emekleri olan Mobilya Sektörü Sube Şefimiz İbrahim Demir’e ve Mobilya Sektörü Uzmanımız Ayşegül Kanlıkuyu’ya teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.

Riyad Büyükelçisi Emrullah İşler ve Riyad Ticaret Müşaviri Burak Balkanlıoğlu ikili iş görüşmelerinde heyete katılan Türk firmaları ziyaret ederek, sektör ve ülke hakkında görüş ve önerilerini dile getirdiler.Suudi Arabistan’ın Riyad şehrinde düzenlenen heyet, 7-8 Mayıs tarihlerinde Suudi Arabistan’ın önemli mobilya ithalatçısı firmalara gerçekleştirilen firma ziyaretleri ile tamamlandı.

Satınalma Operasyonları Dijitalleşiyor !

 

 

 

 

 


 

 

 

This will close in 20 seconds