Madencilik sektörü 4.5 milyar dolar ihracat hedefliyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Madencilik Sektörünün 2023 yılı için ortaya koyduğu 15 milyar dolar ihracat hedefinin hayal olmadığını belirterek, “Madencilik Sektörümüz 20-25 milyar dolar ihracat hedeflemeli” dedi.

“Madencilik Çalıştayı”nda konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, ilk olarak öğretmenler günü nedeniyle görevi başında şehit olan öğretmenler başta olmak üzere, tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutladı.

Türkiye’nin 2023 yılı ihracat hedeflerine ulaşmak için katma değerli ürün ihracatını gerçekleştirebileceği ekosistemi hayata geçirdiklerini belirten Albayrak, madencilik sektörüne katma değerli ürün üretimi için kurumsallaşma, profesyonelleşme ve yabancı sermaye ile işbirliği çağrısı yaptı.

Katma değerli ürün ihracatını hedeflemeyen, kurumsallaşmayan, profesyonelleşmeyen firmaların gelecekte madencilik sektöründe yer bulamayacağı uyarısında bulunan Enerji Bakanı Albayrak, “İşçi sağlığı ve iş güvenliği, çevre duyarlılığı kırmızı noktalarımız. 2017 yılında şu ana kadar 5 bin 480 firmada denetimlerde bulunduk. Yılsonuna kadar 6 bin maden işletmesini en az bir kez denetlemiş olacağız. 2018 yılında 7 bin firmayı denetlemeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

Türkiye’de 90 madenin 77 tanesi var

Nisan ayında İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda Milli Enerji ve Madencilik Politikamızı kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatan Albayrak şöyle devam etti: “Adım adım bu politikayı hayata geçirmeye başladık. Enerji ve madenciliğimizi ithalata bağımlı olmaktan kurtarmak için entegre bir süreci yürütüyoruz. Ülkelerin Gayri Safi Milli Hasılalarından Madencilik Sektörünün aldığı paya baktığınızda; Çin yüzde 8.5, Avusturalya 6.5, ABD 5, Almanya 4, Kanada 4, Türkiye 1.3’ler seviyesinde. Türkiye’de maden çeşitliliğimiz dikkate aldığımızda potansiyelimizin çok altında olduğumuzu görüyoruz. Dünya genelinde çıkarılan 90 madenin 77 tanesi Türkiye’de çıkarılıyor. Bu madenlerde ne kadar rezerve sahip olduğunuz önemli değil. Önemli olan ne kadar katma değer ürettiğiniz. Türkiye hammadde satan değil, katma değerli ürünler üreten, son ürünü üreten söz sahibi olan bir ülke olmalı. Tüm çalışmalarımızı bu hedefe yönelik kurguladık.”

Hammadde olarak ihraç edip işlenmiş ürün olarak ithal ediyoruz bu sona erecek

Bugüne kadar yurtdışına hammadde olarak gönderdiğimiz madenlerin, işlenmiş ürün olarak çok daha pahalı bir şekilde Türkiye’ye döndüğü bir ekosistemin var olduğuna dikkati çeken Enerji Bakanı Albayrak; “Birçok maden Türkiye’de işlenecek böylece Türkiye’de bulunan madenler zenginleştirilerek, ithal edilmesinin önünegeçilecek. Madencilik sektöründe madene katma değer sağlayan fabrikalar kurulmasını zorunlu kılan bir sistemi hayata geçireceğiz. ARGE ve Teknolojik bir modeli hayata geçiriyoruz. Madencilikte maden 1 katma değer üretiyorsa, nihai ürün 8 birim değer üretiyor. Madenine göre 30-40 katına çıkan bir ekosistem var. Madencilik sektörümüzdeihracat yapan çok firmamız var. Katma değerli ürün üretimi için teknolojiyi burada geliştirip, fabrikaları burada kurun. ARGE ve Teknolojik yatırımlar için uluslararası işbirliklerine hazır olun” diye çağrıda bulundu.

Toparlanın, habersiz denetimler olacak 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından madenlerin risk gruplarına göre 3 gruba ayrıldığı bir süreçten geçtikleri bilgisini de paylaşan Albayrak, her maden işletmesinin yılda en az 1 kez denetleneceğini, yüksek risk barındıran madenlerin ise bir yılda en az 4 kez denetimden geçeceğini söyledi. Albayrak, madencilik sektörü temsilcilerine ” Hazırlanın, toparlanın, habersiz denetimler olacak” uyarısında bulundu.

Kazan, kazan, kazan modelini hayata geçireceğiz

“Türkiye dönüşüyor, dünya dönüşüyor, Madencilik sektörümüz madencilik alanında dönüşümü doğru okuyarak sanayi ve üniversitelerle işbirlikleri kurarak sadece hammaddeüretimi değil, değer üretmeyi hedefleyen madencilik yapısını hayata geçirmeli” şeklinde konuşan Enerji Bakanı Albayrak, “Burada firmalarımızın dünya ile rekabet edebilmesi tek hedef değil, sürdürülebilir madencilik politikası için her türlü destek olacak, birlikte atmamız gereken adımlarda sizlerle iletişim halinde olacağız. Kazan, kazan, kazan modelini hayata geçireceğiz. Kamu kazanacak, özel sektör kazanacak, bunun sonucunda vatandaşımız kazanacak. Milli Enerji politikamızın amacı bu. Tıpkı 15 Temmuzda olduğu gibi omuz omuza hareket edip kazanacağız. Nisan ayında İstanbul’da sektöre verdiğimiz sözleri tek tek yerine getiriyoruz. Maden İhale Yönetmeliğini, ÇED istenmemesi konusunu bitirdik, orman bedellerinin tamamının yüzde 50 indirimini bitirdik. Orman ve Su İşleri Bakanımıza teşekkür etmemiz lazım. Gerçek yatırımcının önünü açacağız. Finansman açısından, zaman ve iş planlaması tüm süreçlerde rahatlama sağlayarak yatırımcının önünüaçtık” dedi.

İnşaat sektöründe yaşanan büyük bir değişim ve dönüşümü örnek gösteren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Madencilik sektörüne de değişim ve dönüşüm çağrısı yaptı. Albayrak şöyle devam etti: ” Türkiye’nin madencilik alanında dönüşümü doğru okuyarak sanayi ve üniversitelerle işbirlikleri kurarak sadece hammaddeüretimi değil, değer üretmeyi hedefleyen madencilik yapısını hayata geçirmeliyiz. Uluslararası işbirlikleri yaparak madenciliğin şampiyonlar ligine çıkmalıyız.”

Türkiye’nin vitrinine hoşgeldiniz

Antalya’yı Türkiye’nin vitrini olarak tanımlayan Antalya Valisi Münir Karaloğlu, madencilik sektörü temsilcilerine “Türkiye’nin vitrini Antalya’ya hoşgeldiniz” diye seslendi. Vali Karaloğlu, madencilik sektörünün tüm sektörlerin girdisini oluşturan önemli bir sektör olduğunu, Madencilik sektöründe yaşanacak iyileştirmelerin tüm sektörlere olumlu yansıyacağına inandığını dile getirdi. Karaloğlu, “Torba Yasa’da Madencilik sektörünün sorunlarının büyük bölümünün çözülmüş olmasından dolayı mutluyuz. Özellikle madencilik faaliyetlerinde sorunlara çözümler üretilmesini temenni ediyorum” şeklinde konuştu.

Bugün Madencilik Sektörünün Bayramı 

Madencilik Çalıştayı’nı düzenlenen 11 kuruluş adına evsahibi olarak konuşan Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, “Bugün Madencilik Sektörü’nün bayramı var. Madencilik Sektörü 4 yıllık aranın ardından tam kadro bugün buradayız. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sayın Berat Albayrak’ın Madencilik Çalıştayımızı onurlandırması bizler için ekstra enerji verdi” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın Nisan ayında ortaya koyduğu, “Milli Enerji” ve Maden Politikası projesinin başarılı olması için Madencilik Sektörünün tam kadro emrinde olduğunun altını çizen EMİB Başkanı Kaya, “Milli Enerji” ve “Maden Politikası”nın hayata geçmesi için sektör temsilcileri olarak neferiniz olarak çalışmak istiyoruz.Milli Madencilik Politikasının 3 saç ayağı olan Enerji ve Hammadde Arz Güvenliği, Yerlileşme Maden faaliyetlerini yaparken hem yerli makine ve ekipmanı kullanmak ve öngörülebilir piyasalar. Bu kurgunuzda Madencilik Sektöründe yapmak istediğiniz yenilik ve değişimi hissediyoruz ve bunungereğini yapmak için emrinizdeyiz” diye konuştu.

Madencilik Sektörü öz evlat muamelesi görür oldu

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’a, “Madencilik sektörümüz ile ilgili ortaya koyduğunuz vizyon ve hedefleri gerçekleştirmek için hepimiz buradayız” diye seslenen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü; “Madencilik Sektörü, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda Sayın Bakanımız göreve gelmeden önce üvey evlat muamelesi görüyordu. Sayın Bakanımızın göreve gelmesi sonrasında Madencilik Sektörü olarak, Bakanlığımızın öz evladı olduğumuzu hisseder olduk. Sektörümüze karşı değişen bu olumlu algı nedeniyleMadencilik Sektörü adına şükranlarımızı arz ediyoruz. Torba Yasada Madencilik Sektörümüzü özellikle rahatlatan 2 maddenin hayat bulmasında olumlu yaklaşımları nedeniyle Sayın Bakanımızın Şahsında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarlığımız ve Maden İşleri Genel Müdürlüğümüz ekibine teşekkürlerimizi sunuyoruz.”

Madencilik Sektörü olarak Başbakanlık Genelgesinin gereğini 15 Temmuz sonrasında daha net anladıkları mesajını veren EMİB Başkanı Kaya, “Başbakanlık Genelgesinin, ülkemiz emniyeti için yapıldığını biliyoruz. Şirketlerin, üretimlerini aksatmadan yürütebilmesi için herhangi bir işlemi Başbakanlıkça onaylandığı zaman, şirketin bundan sonraki herhangi bir ruhsatına ait işlemler için tekrar Başbakanlığa gönderilmemesini takdirlerinize arz ediyoruz. Bu işlemin diğer Bakanlıklarda da uygulanmasının sağlanmasını önemle arz ediyoruz” dedi.

Ekmekte bile maden var Hayatımız maden

Madencilik Çalıştayının ana temasını “Hayatımız Maden” olarak belirlediklerini hatırlatan Kaya, “Günlük hayatımızda her an elimizde olan telefonlarımızda, Televizyonlarımızda, günde üç kez kullandığımız diş macunlarımızda, hatta yediğimiz ekmekte bile maden var. Yani, “Hayatımız Maden” Madene olumsuz bakan kesimlere bunu anlatabilmeliyiz. Bu süreçte kamuoyunun sözüne en çok itibar ettiği bakanlarımızdan biri olarak sizden destek bekliyoruz. Yeni teknolojinin baş döndürücü bir hızla geliştiği ve değiştiği bir ortamda madenciliğe karşı çıkmak gibi bir durum söz konusu olamaz. Madenlerimizi doğaya saygılı bir şekilde çıkarmak ve doğal kaynaklarımızı en iyi şekilde değerlendirmek zorundayız” diye konuştu.

Madencilik sektörü 4.5 milyar dolar ihracat hedefliyor

Madencilik Sektörünün 2017 yılının Ocak – Ekim döneminde ihracatını 2016 yılının aynı dönemine göre yüzde 27 artışla 3.9 milyar dolara çıkardığı bilgisini veren Kaya, yılsonunda 4.5 milyar doları aşmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.

Madencilik Çalıştayı’nı Ege Maden İhracatçıları Birliği, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği, T. Mermer Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği, Türkiye Madenciler Derneği, Agrega Üreticileri Birliği, Seramik, Cam ve Çimento Hammaddeleri Üreticileri Birliği, Aydın Sanayi Odası, Ege Bölgesi Madenciler Derneği ve Çanakkale Madenciler Derneği ortaklaşa düzenlerken, Çalıştaya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Esat Göyük, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı bürokratları ve 500’ün üzerinde sektör temsilcisi katıldı.

Demir Fiyatları Düşmezse Şantiyeler Durur

MÜSİAD İnşaat, Çevre ve Yapı Malzemeleri Sektör Kurulu Başkanı Reha Yeltekin, demir ve yassı çelik ürün fiyatlarına gelen zamlara ilişkin açıklamalarda bulundu. İnşaat sektöründe, son 15 yıllık dönemde milyarlarca dolar tutarındaki projelerin başarı ile hayata geçirildiğini belirten Yeltekin, demir ve yassı çelik ürün fiyatlarında son aylarda meydana gelen zamlarla sektör temsilcilerinin çok zor durumda kaldığını ifade etti.

Yılbaşından beri geçen 11 aylık süre zarfında, %50 oranında bir artış gerçekleştirildiğini vurgulayan Yeltekin, 2017 yılı Ocak ayında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca açıklanan inşaat demiri yapımının; malzeme, işçilik, %25 yüklenici kârı ve genel giderler dâhil birim fiyatı, yaklaşık 2500 TL / ton + KDV iken, bugünkü tarih itibariyle başka hiçbir gider dahil edilmeden, sadece demir malzemesinin birim fiyatı, yaklaşık 2200 TL / ton +KDV seviyelerinde. Demir fiyatlarındaki yukarı yönlü artış trendi halen daha devam ediyor. Son bir yıllık sürede, inşaat demirindeki fiyat artış oranı % 70 düzeyinde, yılbaşından bu yana olan periyottaki artış oranı ise %50 seviyelerinde gerçekleşti” dedi.

Büyük Bir Tezat Söz Konusu

Yapılan düzenlemelerin ardından konut inşaatlarındaki toplam yapım maliyetlerinin arttığını söyleyen Yeltekin, “Sadece demirdeki bu aşırı fiyat artışının, konut inşaatlarındaki toplam yapım maliyetini yılbaşından bu yana %8 oranında, sanayi tipi inşaatlarda ise %5 seviyelerinde arttırdığı hesaplanıyor. Bu durum, gerek devlet yatırımları gerekse özel sektör projelerinde, ilk baştaki tüm maliyet hesaplamalarının ön görülemeyen şekilde bozulmasına neden oluyor. Söz konusu yüksek fiyata rağmen istenilen ebatlarda demir malzemesinin rahatlıkla bulunamaması da başka önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizin, dünyanın en büyük inşaat demiri ihracatçılarından olması, bu durumu açıklamakta büyük bir tezat oluşturuyor.” diye konuştu.

Haksız Rekabet ve Fiyat Artışının Üzerine Gidilmeli

Demir fiyatlarındaki artışın döviz kurunda meydana gelen yükselme sebebiyle meydana geldiğini vurgulayan Yeltekin, “Demirin ham maddesi olan hurda, demir ve demir cevheri fiyatlarının dövize bağlı olarak yukarı doğru çıktığı malum. Buna ek olarak; demir üreticilerinin, ürünlerini daha çok ihracat ile satmaya yönelmesi ve gerçek üretim kapasitelerinin altında imalat yapması, demir fiyatlarının artmasında bir diğer önemli etmen olarak karşımıza çıkıyor. Bakanlıklarımızın ve Rekabet Kurumunun, demir üreticilerinin geçen seneye göre üretim kapasiteleri dahilinde yaptıkları toplam demir üretimini ve o tarihlerdeki enerji tüketim miktarlarını, bugünkü değerler ile kıyas ederek meydana gelen haksız rekabet ve fiyat artışının üzerine gitmesi gerektiği kanaatini taşıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Hükümetimizden Acil Bir Çözüm Bekliyoruz

Yeni düzenlemelerle söz konusu mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğine değinen Yeltekin, “Devletimiz tarafından, 2008 yılında hazırlanmış olan “Demir Fiyat Farkı Kararnamesi”ne benzer bir çalışma ile bilhassa kamuya iş yapan firmaların söz konusu mağduriyetlerinin giderilmesi sağlanmalı. Özel sektör ve kamuya yapılan işlerdeki inşaat demiri fiyatlarında da geçici bir süre için bile olsa, hammadde ve nihai tüketiciye satılan demir fiyatlarında bir KDV indirimi uygulanmasını en hızlı ve somut atılabilecek adımlar olarak görüyoruz. Ayrıca bu konuda kalıcı çözümler üretilmesi gerektiğine inanıyoruz.” şeklinde konuştu.

Demir fiyatlarındaki artış sorununun, çözülmemesi halinde kademeli olarak büyük bir soruna yol açacağının altını çizen Yeltekin, “Kamu ve özel sektör projelerinde, demir fiyatlarının fazlalığı ve ürün azlığı nedeniyle şantiyeler durma noktasına gelebilir. Böyle olumsuz bir durumun, artçı etkilerle birlikte inşaat sektörüne direkt ve diğer sektörlere de dolaylı olarak büyük ticari sorunlar oluşturacağı kanaatini taşıyoruz. Bu noktada hükümetimizin bu konuya ivedilikle çözüm getirmesi gerektiğine dair beklentimizi, kamuoyunun takdirine saygılarımızla sunuyoruz.” ifadelerini kullandı.

İş sağlığı ve güvenliğine altın ödüller

MESS, 3. Altın Eldiven ve Altın Öneri İş Sağlığı ve Güvenliği Yarışmaları ile üyelerinin ve üye işyerlerindeki çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki örnek uygulamalarını ödüllendirdi. MESS Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, “İş sağlığı ve güvenliği bizim için vazgeçilmez. Üyelerimizin bu alanda öncü şirketler olması gurur verici” dedi 

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’nın (MESS), iş sağlığı ve güvenliği kültürüne katkı yapmak, üye işyerlerinin ve üye işyerlerindeki çalışanların bu alandaki çalışmalarını desteklemek hedefiyle başlattığı Altın Eldiven ve Altın Öneri İş Sağlığı ve Güvenliği Yarışmalarının 3’üncüsü düzenlendi. Ödül töreninde toplam 170 başvuru arasından Altın Eldiven yarışmasının iki kategorisinde birinciliği elde eden işyerlerine ve Tavsiye Edilen Uygulamalar kategorisinde 10 işyerine ödül verildi. Çalışanların hayata geçen projelerinin değerlendirildiği Altın Öneri kategorisinde ise 15 uygulama ödül aldı. Törende toplam 27 ödül sahiplerini buldu.

MESS Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, törendeki konuşmasında “Üye işyerlerimizin, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarında öncü şirketler olduğunu bir kez daha görmekten gurur duyuyoruz. Üyelerimizin ve çalışanlarının değerli, inovatif fikir ve uygulamalarıyla ülkemize ve metal sektörüne yaptıkları katkılar mutluluk verici” dedi.

Önce güvenlik sonra iş 

MESS olarak iş sağlığı ve güvenliği konusuna çok önem verdiklerinin altını çizen Kudret Önen, “İnsanı ve hayatı her konunun üzerinde tutuyoruz. Çalışma alanını çevresiyle birlikte daha yaşanır hale getirmeye çalışıyoruz. Yaşam kalitesini yükselterek verimliliğini artırmak, hedefleri de daha kolay ulaşılabilir kılıyor. Üyelerimizin iş sağlığı ve güvenliği konusunda yaptıkları titiz çalışmalarla; işletme güvenliğini ve üretim güvenliğini sağlamak için üstün çaba sarf ettiklerini görüyorum” diye konuştu.

İş kazaları azalıyor

Kudret Önen, ödül töreninde MESS’in İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri 2016 yılı sonuçlarını da paylaştı. Araştırma 17 ilde bulunan 146 MESS üyesi işyerindeki toplam 142 bin 933 çalışanı kapsıyor. Çalışmanın alanında Türkiye’nin en yaygın araştırması olduğunu hatırlatan Önen, “2016 yılı verilerine göre kazalı çalışan oranı son 15 yılda yüzde 40 azaldı. Kaza sıklık oranı ise aynı dönemde yüzde 39 geriledi. Bununla yetinmiyoruz amacımız sıfır iş kazası” dedi. Kazaların daha da azalması için kazanın neden kaynaklandığını tespit etmek gerektiğini ifade eden Önen, sözlerini şöyle sürdürdü: “İş kazasına neden olan etkenler içinde yüzde 82 ile “güvensiz hareketler bulunuyor”. En sık görülen güvensiz hareket ise dikkatsiz çalışma. Bunu kişisel koruyucu kullanmama takip ediyor. Bu araştırma çok kıymetli. Çünkü; bizim ilerlemek için rotayı nereye çevirmemiz gerektiğini gösteriyor. Hangi alana öncelik vermemiz gerektiği ortaya çıkıyor.”

Altın Eldiven ve Altın Öneri iş sağlığı ve güvenliği kültürünün gelişimine katkı sağlıyor

İş güvenliği kültürünü yaygınlaştırma hedefine sahip yarışmalardan Altın Eldiven’de iş sağlığı ve güvenliğinin gelişimine katkı sağlayan işyeri uygulamaları değerlendiriliyor, Altın Öneri’de ise çalışanların önerileriyle hayata geçen projeler ödül alıyor.

Ödül almaya hak kazanan projeler İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, İş Teftiş Kurulu İstanbul Grup Başkanlığı, MESS İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyonu, MESS Eğitim Vakfı temsilcileri, akademisyenler ve MESS yetkililerinin katılımıyla 10 kişiden oluşan Jüri tarafından yapılan puanlama sonucu tespit ediliyor.

Altın Eldiven Yarışması’nda bu yıl 250-499 çalışanın istihdam edildiği işyeri ve 500’den fazla çalışanın istihdam edildiği işyeri kategorilerinin birincisi olan 2 şirket, MESS Eğitim Vakfı’ndan 50 bin TL değerinde eğitim ve danışmanlık hizmeti almaya hak kazandı. Ayrıca, “Tavsiye Edilen İyi Uygulamalar” olarak seçilen 10 üye işyeri de, MESS Eğitim Vakfı’ndan 20 bin TL değerinde eğitim ve danışmanlık hizmeti alma hakkı kazandı.

Altın Öneri Yarışması’nda ise 15 üye işyerinden çalışanların hayata geçen İSG önerileri ödüle layık bulundu. Ekip üyelerinin her biri, 1000 TL’lik hediye çekleriyle ödüllendirildi.

Altın Eldiven’de; Tofaş, çalışanların risk algılarının ve iş güvenliği uygunsuzluğunu tespit edebilme yeteneklerinin ölçülebilir hale getirilebilmesi için kullanılan denetim sertifikasyonu uygulamasını sanal ortama taşıyan “Sanal Ortamda Risk Yakalama Sertifikasyonu Projesi” ile, Beltan ise iş güvenliği kültürünün yönetsel olarak yaygınlaştırılmasını amaçlayan “Kırık Camlar” projesi ile kategorilerinin birincisi olarak ödül aldılar.

Anadolu Isuzu, Arçelik-LG Klima, Autoliv Cankor, Borçelik, Coşkunöz, Ford Otosan, Otokar ve Türk Traktör; Altın Eldiven yarışması tavsiye edilen uygulamaları arasında yer aldılar.

Altın Öneri’de ise Arçelik-LG Klima, Beltan, Borusan Mannesmann, BSH Ev Aletleri, Delphi Automotive, Ford Otosan, İçdaş, Karsan, Man Türkiye, Maysan Mando, Otokar, Türk Pyrismian şirketlerinin proje ekiplerinden 31 çalışan önerileri nedeniyle ödüllendirildi.

MESS Hakkında

Türkiye’nin metal işkolunda faaliyet gösteren sanayi kuruluşlarının temsilcisi ve ilk işveren sendikası Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS), 1959 yılında İstanbul’da kurulmuştur. Çalışma yaşamına ve endüstri ilişkilerine yön veren MESS’in temel amacı; üyelerinin ve üye işyerlerinde çalışanların ortak yararları doğrultusunda iş barışını ve huzurunu sürekli kılmak ve yaygınlaştırmak, ülkemiz ekonomisinin ve sanayisinin kalkınmasına katkıda bulunmak, güven ve diyaloga dayalı hizmet üretmektir.

Otomotiv ana sanayi, otomotiv yan sanayi, demir-çelik-döküm, beyaz eşya ve diğer metal sektörlerinde faaliyet gösteren lider şirketlerin üye olduğu MESS, 210 üyesinin 185 bine yakın çalışanının doğrudan istihdam edildiği işyerlerini kapsayan toplu iş sözleşmelerini akdetmektedir. MESS üyesi şirketler; Türkiye ihracatının yüzde 27’sini, imalat sanayinde toplam cironun yüzde 24’ünü, metal sanayi sektörü istihdamının yüzde 12’sini gerçekleştirerek ülkemizin rekabet gücüne katkıda bulunmaktadır.

MESS çalışmaları, projeleri ve yayınları hakkında detaylı bilgilere www.mess.org.tradresinden ulaşabilirsiniz.

ULUSLARARASI EKOLOJİK ARICILIK KONFERANSI – 9 Aralık 2017

Bornova Belediyesi Kültür Merkezi, İzmir

09.15 – 10.00 KAYIT

10.00 – 10.30 “Arıları Yaşatalım”

Gizem Altın Nance (Buğday Derneği)

10.30 – 11.15 Türkiye’de arıcılık, sorunlar ve ekolojik çözümler

Prof. Dr. Banu Yücel (Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi)

11.15 – 12.00 Arı odaklı doğal arıcılık ve arıların geleceği

Heidi Herrmann (Natural Beekeeping Trust, İngiltere)

Ferry Schutzelaars (Smart Beeing, Hollanda)

12.00 – 13.30 ÖĞLE YEMEĞİ

13.30 – 14.30 Arı odaklı arıcılığa giriş

Jan Glasenburg (Bijenstal Arıcılık, Hollanda)

14.30 – 15.00 Arılar için ne yapabiliriz?

Güneşin Aydemir (Buğday Derneği)

15.00 – 15.40 KAHVE ARASI

İLHAM VEREN İYİ ÖRNEKLER

15.40 – 16.00 Türkiye’de hala devam eden geleneksel arıcılık

Uzman Mustafa Kösoğlu (Ziraat Yüksek Mühendisi – Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü)

16.00 – 16.20 Tangala Çiftliği’nde müdahalesiz arıcılık

Cem Aybek

16.20 – 16.40 Şehrin gizli arıları ve arıcıları

Doç. Dr. Alaattin Kirazcı

16.40 – 17.00 Rye Hill Hapishanesi’nde arıcılık

John Noble

17.00 – 17.20 Kovanın Olsun Projesi

Şamil Tuncay Beştoy (ÇARIK Derneği)

17.20 – 17.30 KAPANIŞ

Daha fazla bilgi ve görsel için iletişim:

Turgay Özçelik

Buğday Derneği İletişim Sorumlusu

turgay@bugday.org

0536 0650688

MISIR YATIRIM FIRSATLARI VE İKİLİ GÖRÜŞMELER ETKİNLİĞİ

0 Kasım 2017, 09:30 17:00 saatlerinde işadamları heyeti İstanbul Ticaret Odası’nda ağırlanacak ve ikili iş görüşmeleri düzenlencektir.Heyet listesi, http://www.ito.org.tr/Toplumail/LIST.pdf adresinden ulaşılabilir. Katılım için katılımcı adı, firma ve iletişim bilgileri ile görüşülmek istenen firma bilgilerinin baris.akkurum@ito.org.tr adresine 28 Kasım 2017 tarihine kadar gönderilmesi gerekmektedir. Bilgi için 212 455 64 24.

Pankobirlik Genel Kurulu yapıldı, kararlar oybirliği ile alındı

31 Kooperatifin Merkez Birliği olan ve 1,6 Milyon pancar üreticisini temsil eden Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliği’nin (PANKOBİRLİK) Genel Kurulu Ankara’da yapıldı. Tüm kararların oybirliği ile alındığı Genel Kurul’da konuşan Başkan Recep Konuk, Kooperatiflere Torba Yasa ile yapılan düzenleme ile kooperatif mağazalarından üye dışı satış ve kurumlar vergisi muafiyetini kaybetmeksizin üye dışı satış ve faaliyet alanı dışında ürün pazarlama imkânı getirilmesi çalışmalarında son aşamaya gelindiği müjdesini verdi.

ÜYELERİMİZİN KARŞISINA BAŞIMIZ DİK, ALNIMIZ AK ÇIKTIK
PANKOBİRLİK’İN 45’inci Olağan Genel Kurulu, Ankara’daki Merkez Binada gerçekleştirildi. Genel Kurulda konuşan AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, “PANKOBİRLİK olarak bir faaliyet yılını daha 1,6 milyon üyemizin karşısına başımız dik, alnımız ak çıkmamızı sağlayacak şekilde işimizi tam ve kâmil manada yapmanın iç huzuruyla tamamladık. Bu faaliyet yılının sonunda da Allah’a şükür, önceki hizmetlerimize yenilerini ekledik, biz kooperatifçilikte ezberleri bozduk, şimdi de sanayileşmede çıtayı yükseğe koyduk” dedi.
KOOPERATİFLERİMİZİN HEM ETKİNLİĞİ HEM DE GÜCÜ ARTTI
PANKOBİRLİK’in; başarılarıyla kooperatifçilik alanında herkesten bir adım öne çıktığını belirten Başkan Recep Konuk; “Bu kurum artık bilanço rakamlarına bakıp, ‘Ne yapacağız’ diye tasalanmak yerine, ‘Daha çok ne yapabiliriz’ diye konuşan, düşünen bir kurumdur. Kurumumuzun bu pozisyonu bence her şeyden daha değerlidir” diye konuştu. PANKOBİRLİK’ten Kooperatiflere sevk edilen ürünlerin tutarının bir önceki yıla göre yüzde 21’in üzerinde artarak 1 Milyar 319 Milyon TL’yi aştığını vurgulayan Başkan Recep Konuk, “PANKOBİRLİK’in Kooperatiflere sevk ettiği ürün hacminin artması demek, Kooperatiflerin satış hacminin de artması demektir. Geldiğimiz nokta, mevcut mevzuat ve o mevzuatla sınırları çizilen ticaret şartları çerçevesinde erişilebilecek en yüksek hacimdir.” ifadelerini kullandı. Torba Yasada yer alan ve Meclise sevk edilen düzenleme ile Kooperatif Satış Mağazalarınınhem ortak dışı satış, hem de faaliyet konusu dışında ürün satışı yapma imkânına kavuşacaklarını ifade eden Başkan Konuk; “yani mağazalarımızın hem müşteri portföyü genişleyecek hem de ürün gamı genişleyecek. Ortak dışı satış ya da faaliyet alanımızla ilgili ürün dışında satış nedeniyle kurumlar vergisi muafiyetimize zeval gelmeyecek. Düzenleme ile mağazalarımızdan yapacağımız ortak dışı satışlar ve ortağa faaliyet alanı dışında sattığınız ürünler üzerinden kurumlar vergisi ödeyeceğiz” dedi.
“BİZ HEP YAPICI DAVRANDIK”
Şeker Fabrikalarının özelleştirilme konularına da değinen Başkan Recep Konuk, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Şeker özelleştirmesi bildiğiniz gibi ülkemizin gündeminde olan konulardan biri. Biz PANKOBİRLİK olarak şeker özelleştirmesinde hiç ‘istemezükçü’ bir tavır takınmadık. Hep yapıcı davrandık. Bizim bir tane kaygımız var, bu fabrikaların şeker üretmeye dolayısıyla da pancar üreticisinin pancar üretmeye devam edebilmesi. Bunun da ancak üreticinin de içinde olduğu bir özelleştirme modeli ile mümkün olduğunu her platformda yüksek sesle ifade ediyoruz. Biz yine aynı yerde duruyor ve hükümetimize bu özelleştirme ile ilgili tavsiyelerimizi ısrarla ifade etmeye devam ediyoruz. Bizim bağcı dövmek gibi bir derdimiz yok. Bizim derdimiz bağın üzüm vermeye devam etmesi. O nedenle biz şeker fabrikalarının nasıl özelleştirileceğinden, özelleştirilip özelleştirilmeyeceğinden çok bu fabrikaların şeker üretmeye çiftçinin de şeker pancarı üretmeye devam edebilmesi ile ilgileniyoruz. Bunun için en sağlıklı modelin de üreticinin de içinde olduğu bir özelleştirme modeli olduğunu biliyoruz. Bu dünyada denenmiş ve başarısı tescilli bir model. Mesela ABD’de pancar şekeri fabrikalarının tamamı üretici kooperatiflerinindir ve bu fabrikaların başarısı tartışmasızdır. ABD’de kooperatiflerin şeker fabrikalarındaki sahiplik oranı yüzde 60’ın üzerindedir. Almanya’da bu oran yüzde 75’tir. Şeker sektörünün özelliği gereği pancarı üretenin sanayisinin de içinde olması sektörde başarıyı arttıran bir durumdur ve bu birçok ülkede uygulama ile tescillenmiştir. Biz bu süreçte arkadaşlarımıza özellikle şunu ifade ediyoruz, ‘Şeker özelleştirmesi bir demir-çelik fabrikası, bir elektrik santrali özelleştirmesi gibi değildir ve tarım takviminden bağımsız yapılamaz.’ “Bizimki toprağa ve çiftçiye bağımlılık… Bunun tedavisi yok” diyen AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı; “Bizim ki kalkınma, sanayileşme hastalığı bunu terk etmek bırakmak yok. Allah bu derdi bizden eksik etmesin, Rabbim fırsat versin bizden herkese ve her sektöre bulaşsın diyor, Genel Kurulumuzun tüm Kooperatiflerimize, ortaklarımıza, tarım sektörüne hayırlı olmasını diliyorum. Tarlanın bereketine bereket katmak için gösterdiğimiz gayrette, çiftçinin ekmeğini büyütmek için sergilediğimiz çabada, Türk çiftçisini ve pancar üreticisini dünyada bir adım öne taşımak için çıktığımız amansız yarışta Rabbimin yar ve yardımcı olmasını temenni ederek hepinizi saygıyla selamlıyorum” dedi.
Konuşmaların ardından yapılan oylamalarda Yönetim ve Denetim Kurulları oy birliği ile ibra edilirken faaliyet yılına ait hesaplar da oy birliği ile tasdik edildi.

İSO Meclisine Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Karahan ve Gürlesel konuk olacak

İSO Meclisi, dünya ve Türkiye ekonomisini değerlendirecek

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin 22 Kasım Çarşamba günü yapılacak olan aylık olağan toplantısı, “2017’yi Geride Bırakırken Dünya ve Türkiye Ekonomisine Bir Bakış”
ana gündemi ile gerçekleştirilecek.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yapacağı toplantıya, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Doç. Dr. Hatice Karahan ve İSO Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunacak

AYSAF’tan 1,5 milyar dolarlık ticaret hacmi

CNR EXPO Yeşilköy’de bu yıl 58’incisi düzenlenen Uluslararası Ayakkabı Yan Sanayi Fuarı (AYSAF) yabancı ziyaretçi rekoru ile tamamlandı. CNR Holding Genel Koordinatörü Cem Şenel, fuarı 3 bin 310’u yabancı olmak üzere 12 bin 22 kişinin ziyaret ettiğini söyledi.

AYSAD Başkanı Ömer Kadir Arpacı, “AYSAF’ta tüm zamanların ülkemizdeki en büyük yan sanayi fuarını, yine en çok yabancı ziyaretçiyi ağırlayarak gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. AYSAF Fuarı’nda ilk belirlemelere göre direkt ve dolaylı olarak toplam 500 milyon dolar ihracat, 1.5 milyar dolar ise ticaret hacmi gerçekleştirildiğini tahmin ediyoruz” dedi.

CNR EXPO Yeşilköy’de 58’inci kez düzenlenen “AYSAF Uluslararası Ayakkabı Yan Sanayi Fuarı” dünya pazarındaki ağırlığını bir kez daha kanıtladı. Fuar, bu yıl tarihinin en büyük metrekaresi olan 60 bin metre kare alanda düzenlendi. Dört gün boyunca süren fuarda, metre kare rekorundan sonra, yabancı ziyaretçi sayısında da rekora imza atıldı. Fuarda, 3 bin 310 yabancı, 8 bin 712 yerli sektör profesyoneli ağırlandı.

“Bitmiş ayakkabı ihraç edilemeyen ülkelere yan sanayi ile giriliyor”
Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Başkanı Ömer Kadir Arpacı, kalite ve kapasitesini her geçen gün yükselten ayakkabı yan sanayi sektörünün ivmesini fuarla devam ettirdiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ayakkabı yan sanayi sektörü olarak, AYSAF Fuarı ile bu iktisadi mücadeleye önemli katkı sağladık Fuarımızda, Mısır, İran, Hindistan, Tunus, Özbekistan’ın da aralarında bulunduğu 12 ülkeden derneğimizin muadili olan kurum ve kuruluşlarla ikili görüşmelerimiz oldu. Yapılan görüşmeler neticesinde söz konusu kurum ve kuruluşlar bizlerden malzeme ve eğitim talep ettiklerini belirttiler. Bu taleplerin bitmiş ayakkabı ihraç edemediğimiz ülkelerden de gelmeye başlaması yeni bir damar yakaladığımızın kanıtı. Bulunduğumuz coğrafyada ayakkabı sektöründe olduğu gibi yan sanayi sektöründe de lider konuma geldik. AYSAF’ta tüm zamanların ülkemizdeki en büyük yan sanayi fuarını, yine en çok yabancı ziyaretçiyi ağırlayarak gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. AYSAF Fuarı’nda ilk belirlemelere göre direkt ve dolaylı olarak toplam 500 milyon dolar ihracat, 1,5 milyar dolar ise ticaret hacmi gerçekleştirildiği tahmin ediyoruz. Şimdi hedef, Ekonomi Bakanlığı’nın sunduğu destekleri de arkamıza alarak, 2023 yılı hedefimiz olan 3 milyar dolarlık ihracatı yakalamak.”

12 binin üzerinde yerli yabancı ziyaretçi
Fuarın, ayakkabı yan sanayi sektörüne yön veren 450 firmanın katılımı ile organize edildiğini aktaran CNR Holding Genel Koordinatörü Cem Şenel, “Tarihinin en büyük metre karesine ulaşılan fuarımızda aynı zamanda ziyaretçi rakamında da önemli bir rekora imza attık. Bu yıl fuarımızı İran, Ukrayna, Mısır, Rusya, Cezayir, İtalya, Tunus, Romanya, Bulgaristan, Çin ve Lübnan’dan 3 bin 310’u yabancı olmak üzere 12 bin 22 yerli ve yabancı sektör profesyoneli ziyaret etti” diye konuştu. Ayakkabı yan sanayinde önümüzdeki yılın sonbahar-kış moda ve trendlerinin belirlendiğini aktaran Şenel, Türkiye’nin dört bir yanından ayakkabı üretimi yapan 1000’in üzerinde firmanın tedariklerini AYSAF’tan sağladığını söyledi.

Mekik Depo Raf Sistemleri lojistik yöneticilerinin yeni dönemde gözdesi haline geldi

Tüm dünyada mekik depo raf sistemlerine olan ilgi çığ gibi büyüyor.

Komple_1Mekik Raf Sistemi, forkliftlerin depo koridorlarında gezinmesine gerek kalmadan otomatik taşıyıcı ile ürünlerin raflar boyunca yüklenmesini ve boşaltılmasını sağlayan “yarı otomatik robot”lardan oluşmaktadır. Mekik sistemleri, depolama kapasitesini maksimum düzeyde kullanır hale getirmesi, elektronik olarak palet yüklemeleri, operatörlere ihtiyaç olmadan otomatik çalışması, zaman ve maliyet faydaları ile ön plana çıkıyor.

Ülkemizin depo raf sistemleri üretimindeki lider firması Temesist Depo Raf Sistemleri ile konuyu değerlendirme fırsatı bulduk.

 

Temesist Depo Raf Sistemleri Pazarlama Müdürü Mehmet GÜL

Temesist Pazarlama Müdürü Mehmet Gül, “yeni dönemde mekik sistemlerine olan talep hızla yükseldi. Depo alanını maksimum verimlilikle kullanmak isteyen firmalar bizimle temasa geçiyor. Onlara en iyi çözümü üretmek için proje ekipleri ve mühendislerimizle büyük çaba sarf ediyoruz. Bu noktada mekik sistemlerini öneriyoruz. Ürünlerimiz performans, kalite ve fiyatı ile tercih ediliyor. Verimlilik artışlarını hesaplayarak rapor haline getirerek müşterimizle paylaşıyoruz. Kısaca depo raf sistemlerinde profesyonel çözümler getiriyoruz” dedi.

resim 2


Temesist Ar-Ge ve Mekik Sistemleri Bölüm Yöneticisi Gökhan Özdemir
, “firmamızda ar-ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Teknoloji odaklı bir işletme yapısını meydana getirdik. Ar-ge insan kaynağımıza yatırım yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Her sektör için farklı özelliklere haiz mekik sistemleri üretiyoruz. Yeni tip mekik sistemlerini ürettikçe motivasyonumuz daha da artıyor. Bu alandaki başarımızı katlayarak devam ettiriyoruz” dedi.

 

 

Mekik resim

 

 

 

 

Mekik Sistemlerinin Avantajları

Mekik sistemlerinin avantajları şu şekilde sıralanabilir:
o Yükleme, depolama ve boşaltma

o Minimum alan, maksimum depo kullanımı

o LIFO-FIFO-Homing-İstifleme

o İnsanlardan kaynaklanan hataları sıfıra indirgeme

o Hızlı şarj edilebilme özelliği

o Hızlı ve sessiz yükleme

o İstenen aralıkla palet pozisyonlama

o Soğuk depolarda -30 dereceye ve + 50 dereceye kadar çalışabilir.

o Aynı mekik ile 800 mm, 1000 mm, 1200 mm derinliğinde palet taşıyabilme.

Neden Mekik Depo Raf Sistemi?

Depo hacmini doğru kullanmak adına içine girilebilir raf sistemleri günümüze kadar kullanılmaktadır. İçine girilebilir raf sistemlerinin en büyük dezavantajı raf içine personel girdiği için iş güvenliği riskini artırabilmesidir. Bu riski ortadan kaldırmak adına mekik sistemler geliştirilerek kullanılmaya başlamıştır.

İSO Meclisi, dünya ve Türkiye ekonomisini değerlendirecek

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin 22 Kasım Çarşamba günü yapılacak olan aylık olağan toplantısı, “2017’yi Geride Bırakırken Dünya ve Türkiye Ekonomisine Bir Bakış” ana gündemi ile gerçekleştirilecek.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yapacağı toplantıya, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Doç. Dr. Hatice Karahan ve İSO Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunacak. Birlikte olmak dileğiyle,

 

 

PROGRAM

TARİH: 22 Kasım 2017, Çarşamba

SAAT: 15.00

YER: İSO, Odakule Meclis Toplantı Salonu