Pazarlama iletişiminin ilk adımı olan kartvizitlere talep artarak sürüyor

Kartvizitler, dijitalleşen dünyada ilk temas ve ağ yaratma konusunda geleneksel pazarlamayı temsil ederek büyük önem taşıyor. Sadece iletişim bilgileri paylaşma görevi ile değil, tanışılan insanlar üzerinde iyi bir izlenim bırakmak amacı ile de ayakta kalan kartvizitlerin basıldığı kağıt türünden rengine ve içeriğine kadar birçok kritere de dikkat edilmesi gerekiyor.

bidolubaski.com’un CEO’su Ömer Atakoğlu, kartvizitlerin halen pazarlama iletişiminin ilk ve en önemli unsurlarından biri olduğunu belirterek, Kartvizit şimdiki çağa kafa tutan bir savaşçı olarak görülse de, dijitalleşmenin etkilerini içeriği ile yansıtabiliyor. Öyle ki sosyal medyada oldukça aktif olan firmalar kartvizitlerine sosyal medya hesaplarını ve QR kodlarını eklerken, teknolojinin getirdiği avantajlardan yararlanıp video konferans sistemleri kullanan firmalar IP adreslerine yer verebiliyor.” diyor.

Dünya hızla dijitalleşiyor ve bu değişim her alanda kendini fazlasıyla hissettiriyor. Bireylerin hayatlarının tam merkezine doğru yolculuğa çıkan dijitalleşme elbette iletişim denen olgunun büyük bir kısmını da kendine çekmeye devam ediyor. Ancak geleneksel pazarlamanın öyle bir savunucusu var ki yıllar geçip, dünya değişse de önemini hiç kaybetmiyor. İş amaçlı kontak edinilebilecek birçok web site, online iş ağları, sayısız sosyal medya unsurunun yer aldığı dijital çağda, kartvizit geçerliliğini korumaya yılmadan devam ediyor. Üstelik kartvizitler artık sadece iletişim bilgisi paylaşmak için değil, aynı zamanda güçlü bir etki yaratmak için de tercih ediliyor. Dolayısıyla renginden kullanılan kağıt türüne ve içeriğine kadar dikkat edilmesi gereken birçok unsur barındırıyor.

Reklam ve promosyon ürünleri ile kartvizit gibi kurumsal kimlik öğeleri ağırlıkta olmak üzere farklı baskı ihtiyaçlarını tek bir noktadan sunan bidolubaski.com’un CEO’su Ömer Atakoğlu, “Kartvizit, her ne kadar hayatlarımızı dijitale taşımış olsak da özellikle profesyonellerin hala vazgeçemediği bir gelenek. Bunun yanında uygun maliyeti ve kolay kullanımı ile hızlı bir şekilde bilgi paylaşımının da önünü açıyor. Firmaların siparişleri hizmet gösterdikleri sektörlere göre farklılık gösteriyor. Özellikle saha satış gibi iş pozisyonuna sahip olanlar diğer sektörlere nazaran daha fazla siparişte bulunurken, kartvizit hizmet, sağlık, gayrimenkul gibi alanlarda faaliyet gösterenlerin olmazsa olmazlarından. Ayrıca kartvizit şimdiki çağa kafa tutan bir savaşçı olarak görülse de, dijitalleşmenin etkilerini içeriği ile yansıtabiliyor. Öyle ki sosyal medyada oldukça aktif olan firmalar sosyal medya hesaplarını ve QR kodlarını eklerken, teknolojinin getirdiği avantajlardan yararlanıp video konferans sistemleri kullanan firmalar IP adreslerine yer verebiliyor.” diyerek kartvizitin günümüzde neden hala önem taşıdığını ifade ediyor. Akılda kalıcı, kişilerin ya da firmaların tarzını yansıtan ve kullanışlı bir tasarımın tek başına yeterli olmadığını da söyleyen Atakoğlu, “Kartvizitlerin baskı kalitesi de en az tasarım kadar önem taşıyor. bidolubaski.com ise bu aşamayı online olarak çözüme ulaştırıyor. Tek yapılması gereken kartvizit tasarımlarının PDF formatında bidolubaski.com’a yüklenmesi ve ücretsiz kargo ile adrese teslim edilmesinin beklenmesi.” diyerek yeni nesil matbaacılığın avantajlarını aktarıyor.

Tüm iletişim bilgilerini sunan küçük ama etkili kağıt

Doğrudan pazarlamanın en etkili araçlarından olan kartvizitin içeriği firmalara ve kişilere göre değişiklik gösterse de kuşkusuz sabit kalan bir kısım var ki o da isim, soy ismi, unvan ve şirket logosu ve iletişim bilgilerinin yer aldığı alan. Bu vazgeçilmez bölümün yanına eklenenler ise tamamen kartvizit sahibinin ya da firmasının yaratıcılığına kalıyor. Kısa notlar alınmasına imkan tanıyan bir miktar boş alan bırakılması ve isim-soy isim kısmının kartvizite ilk bakışta dikkat çeken sol üst köşede yer alması ise kartvizit tasarlarken kullanılabilecek küçük tüyolardan.

Kartvizit tasarımında renklerin psikolojisi

Etkin olarak tasarlanan kartvizit çalışmaları çerçevesinde doğru renk kullanımları, şirket ya da kişiyi amacına daha kısa sürede ulaştırıyor. Maksimum verim almak ya da etkili bir izlenim yaratmak için renklerin uyumuna ve anlamına dikkat etmek gerekiyor. Renklerin sektöre göre seçilmesi etken olduğundan sıcak, soğuk ve nötr renk grubundan uygun olanlar tercih edilerek daha etkili kartvizitler hazırlanabiliyor. Kurumsal yapıların soğuk renklerden faydalanması oldukça yararlıyken, hareketli ve etkin firmaların sıcak renkleri tercih etmesi doğru bir kararı yansıtıyor. Nötr renklerin ise aktif olarak değil de yardımcı renk olarak kullanılması etkili bir kartvizit tasarımında yardımcı olabiliyor.

Tasarıma uygun kağıt seçimi

Kartvizitin başarısı sanılanın aksine sadece tasarımından değil kullanılan kağıdın çeşidi ve kalitesinden de kaynaklanıyor. İhtiyaca ve zevke göre değişiklik gösteren kağıt türlerinin en çok kullanılanları ise kuşe, tual, Amerikan Bristol ve Japon Bristol kağıt. Tual kağıt kabartılı dokusu ile kartvizitin çok daha klasik bir görünüm almasını sağlayarak sade tasarımlar ile şık bir görüntü elde edilmesine yardımcı olurken, kuşe kağıt ile basılan kartvizitler daha yenilikçi işletmelerin kendini ifade etmelerine destek oluyor. Tek yön baskılı kartvizitlerde tercih edilen Amerikan Bristol kağıt, bilgi verme alanını sınırlarken, tok bir tutuş ve çift yön baskı tercih edenlerin imdadına Japon Bristol kağıt yetişiyor.

bidolubaski.com hakkında:

“Yeni nesil matbaa” sloganı ile yola çıkan bidolubaski.com, kaliteli baskı ürünlerine uygun fiyatlar ile sahip olunabilmesini sağlayan bir e-ticaret sitesidir. Başta ajanslar, grafik tasarımcılar ve KOBİ’ler olmak üzere yurtiçindeki tüm işletmelere internetten matbaa hizmeti imkanı sunan bidolubaski.com, kartvizit, el ilanı, broşür, poster, reklam ürünleri, kurumsal kimlik öğeleri, iç-dış mekan reklam materyalleri, promosyon ürünleri gibi birçok kategoride 100’ü aşkın ürün ve 10 binin üzerinde ürün varyasyonu ile tüm baskı ihtiyaçlarını tek bir noktadan sunmaktadır. Son teknoloji ile donatılan makineler ile üretilen ürünler, tüm Türkiye’ye ücretsiz kargo aracılığı ile belirtilen sürede adrese teslim edilmekte ve iade garantisi sunulmaktadır.

Aktaşlar, donmuş pideleriyle EDT Expo’da

Aktaşlar Lezzet Grubu, sektörün önemli buluşma platformlarından biri olan 4. Ev Dışı Tüketim- Gıda Ürünleri, Sarf Malzemeleri, Ekipmanları Üreticileri Tedarikçileri Fuarı’nda donmuş pidelerinin tüm serüvenini sektör profesyonelleriyle paylaşmak için gün sayıyor.

 

Ordu’da 1981 yılında kurulan Aktaşlar Lezzet Grubu, donmuş pideleriyle bu yıl 20-23 Eylül tarihleri arasında 4’üncüsü düzenlenen Ev Dışı Tüketim- Gıda Ürünleri, Sarf Malzemeleri, Ekipmanları Üreticileri Tedarikçileri Fuarı’nda yer almaya hazırlanıyor. Nelipide, Aktaşlar ve Pidemiss markalarının donmuş ürünleriyle fuarda yer alacak olan Aktaşlar Lezzet Grubu, donmuş ürünlerinin tüm üretim süreçlerini ve soğuk zincirini nasıl kurduğunu sektör profesyonelleriyle paylaşacak.

Türk Giyim Sektöründen İtalya’ya Çıkartma

Erkek modasının yükselen yıldızı 1 yılda cirosunu 24 katına çıkardı. Türkiye’de erkeklerin moda ihtiyaçlarına seslenmek ve sektördeki eksikliği gidermek amacıyla kurulan Faruk Sağın, giyim konusunda modaya yön veren bir marka olurken, aynı zamanda ülkemizdeki ayakkabı sektörünün can simidi haline geldi.Yurt içi ve yurt dışında toplam 140 bayiye, 150 bini ihracat olmak üzere 450 bin adetlik üretim ve satış rakamına ulaşan marka, İtalya’da şube açmaya hazırlanıyor.

Türkiye özellikle erkek giyim sektöründe ithalata bağımlı bir hale getiriliyor. Hem piyasanın canlanması hem de tedarikçilerin maddi kaynak elde etmesi için yerli üretimin daha çok desteklenmesi gerekiyor. Türkiye’deki erkek tüketici kitlesinin moda ihtiyaçlarına seslenmek ve kulvardaki bu eksikliği gidermek için kurulan, ikon giyim markasıFaruk Sağın, 2’inci yılında 12 milyon ciro yaparak sektörde önemli bir isim haline geldi.

Türkiye’de ayakkabı atölyelerinin üretim için beklediği, trendsetter bir marka olan Faruk Sağın, kuruluşunun 2’inci yılında yurt içi ve yurt dışında toplam 140 bayiye, 150 bini ihracat olmak üzere 450 bin adetlik üretim ve satış rakamına ulaştı. Avrupa’nın moda merkezleri olan İtalya ve Fransa’dan yoğun istek alan marka, ilk şubesini İtalya’ya açmaya hazırlanıyor.

Bir Çift Ayakkabı Üretmek 147 Farklı Tedarikçiye Fayda Sağlıyor

Bir ayakkabı üretmek için 147 farklı malzemenin gerektiğini belirten Faruk Sağın Genel Müdürü Ömer Faruk Sağın, “Bir ayakkabıyı üretmek için 147 farklı malzeme kullandığınızda bu aynı zamanda 147 farklı malzeme tedarikçisine kazanç sağladığınız anlamına gelir. Bizim sektöre giriş yaptığımız dönemde jurdan firmaları ve ökçeli ayakkabı üreticileri batmak üzereydi. Şimdi bütün ayakkabı atölyeleri sabırsızlıkla bizim yeni koleksiyon çıkarmamızı bekliyor. Çünkü piyasa bir rekabet yaratıldı ve bu da hem yerli tedarikçileri hem de yerli sermayeyi güçlendiriyor. Üstelik ürettiklerimizi dünyada 19 noktaya ihraç ediyoruz. Şimdide hedefimiz modanın merkezlerinden biri olan İtalya’da Türk tasarımlarını tanıtmak. Bu nedenle Türkiye ekonomisi için doğru yolda olduğumuzu düşünüyoruz” açıklamasında bulundu. 

​Gedik Kaynak İhracatın Yıldızı Seçildi

ÇİP – Çelik İhracatçılar Birliği, ihracatta başarıya imza atan yıldız şirketleri 18 Eylül tarihinde Swiss Bosphorus Otel’de düzenlediği İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde ödüllendirdi.

Çelik İhracatçıları Birliği üyesi firmalar arasında 2016 yılı ihracat performansları dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucunda 80’den fazla ülkeye ihracat yapan Gedik Kaynak “En Çok Ülkeye İhracat Yapan Orta Ölçekli İhracatçılar” kategorisinde bu yıl da 1. Firma seçilerek “2016 İhracatın Yıldızı” ve şampiyonu oldu.

Törene T.C. Ekonomi Bakanlığı Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Çelik İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, İMMİB Genel Sekreteri Armağan Vurdu ve Tim Başkan Vekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu katıldı.

Gedik Kaynak San ve Tic. A.Ş adına ödülü Gedik Holding CEO’su Dr. Mustafa Koçak aldı.

Güney Kore, sağlıklı beslenme, tekstil ve yenilenebilir enerjide iş birliğine açık

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) düzenlediği “Güney Kore Ülke Günü: Türkiye İçin Fırsatlar” seminerinde konuşan İSO Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Urfalılar, “İki ülke ticaret hacmi yaklaşık 7 milyar dolar. Bu rakamın 6,3 milyar doları Türkiye’nin Güney Kore’den ithalatı. İkili ticaretin Türkiye lehine dengelenmesi için gıda, inşaat, tekstil ve hazır giyim gibi rekabetçi sektörlerde daha yoğun çalışmak gerekli” dedi.

Güney Kore İstanbul Başkonsolosu Young-Cheol CHA ise Türk firmalarına önerilerde bulunarak “Türkiye, vaatkar ihracat ürünlerini belirlemeli. Güney Kore’de sağlıklı besinlere artan bir talep var ve Türkiye bu alanda çok zengin. Aynı şekilde başarılı olduğunuz tekstil, inşaat ve yenilenebilir enerjide iş birlikleri olabilir” dedi.

İstanbul Sanayi Odası (İSO), İstanbul’un sanayi ve ticaret hayatına katkı yapmak amacıyla farklı ülke pazarlarını ve kültürleri tanıma fırsatı sunan “Ülke Günleri” etkinlikleri kapsamında Güney Kore’yi mercek altına aldı. İSO’nun önemli ticaret ve yatırım potansiyeline sahip Uzak Doğu pazarı hakkında üyelerini bilgilendirmek amacıyla düzenlediği Güney Kore Ülke Günü: Türkiye İçin Fırsatlar seminerine, İSO Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Urfalılar ve Güney Kore İstanbul Başkonsolosu Young-Cheol CHA’nın yanında iki ülke iş dünyasından da çok sayıda isim katıldı.

Seminerin açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Urfalılar, Güney Kore’nin yaptığı Ar-Ge yatırımları, ürettiği teknolojik ürünleri ve katma değerle başta ekonomik olmak üzere kültürel ve sosyal anlamda hem bölgesini hem de dünyayı etkileyen bir ülke olduğuna dikkat çekti.

Güney Kore ile ticareti geliştirmenin, sanayiciler için çok mühim bir hedef olduğunu dile getiren Serdar Urfalılar, bu kapsamda ülkenin sahip olduğu potansiyeli rakamlarla aktardı.

Güney Kore’nin 2016 yılında Türkiye’nin en fazla ithalat gerçekleştirdiği sekizinci ülke olduğunu, bununla birlikte en fazla ihracat yaptığı ülkeler arasında 49. sırada yer aldığını dile getiren Urfalılar, iki ülke arasında ticaret hacminin ise yaklaşık 7 milyar dolar olduğunu, bu rakamın da 6,3 milyar dolarının Türkiye’nin Güney Kore’den ithalatı olduğunu vurguladı. İkili ticarette Güney Kore lehine ciddi bir fazlalık olduğuna dikkat çeken Urfalılar, “İki ülke arasındaki ticaret hacminin artırılması ve Türkiye lehine dengelenmesi için özellikle gıda, inşaat, tekstil ve hazır giyim gibi rekabetçi sektörlerimizde faaliyet gösteren firmalarımızın daha yoğun çalışması gerekiyor” dedi.

İki ülke hukuki altyapısı en ileri seviyeye ulaşacak

Türkiye ve Güney Kore arasındaki mal ticaretinin kademeli olarak serbestleştirilmesine dair Serbest Ticaret Anlaşmasının 2013 yılında yürürlüğe girdiğini hatırlatan Urfalılar “2015 yılında Seul’de imzalanan ‘Hizmet Ticareti Anlaşması’ ve ‘Yatırım Anlaşması’nın da STA kapsamına alınacak olmasıyla, ülkelerimiz arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin hukuki altyapısı en ileri seviyede tamamlanacak. Güney Kore ile ticaret hacmini ve iş birliğimizi artırmak için firmalarımızın bu anlaşmalardan istifade etmeleri büyük önem taşıyor. Toplantımızın bu tür verimli iş birlikleri kurmak için bir vesile olmasını ümit ediyorum” dedi.

CHA: Kan kardeşliği temelinde iş birliği gerekli

Güney Kore İstanbul Başkonsolosu Young-Cheol CHA da savaş döneminde Türkiye’nin gösterdiği yardımla iki ülkede kan kardeşliği ilişkisinin kurulduğunu, diplomatik ilişkilerin de 60.yılına girdiğini söyledi. İki ülkenin coğrafi açıdan uzak olsa da paylaştığı hatıra ve köken nedeniyle çok yakın olduğunu vurgulayan Başkonsolos CHA, “Kardeşlik bağlarımızın güçlü olmasına rağmen, karşılıklı ticaret hacmimiz tatmin edici boyutta değil. Türkiye’de faaliyet gösteren 268 Güney Kore şirketi var. Buna karşılık Güney Kore’deki 17 bin yabancı yatırım şirketi arasında Türk firmaların sayısı sadece 84. İhracatçılar için yeni pazarlar ve bu pazarlar hakkında bilgi edinmek çok kilit önemdedir. Toplantımız bu nedenle önem taşıyor” dedi.

Güney Kore’ye ilişkin bilgiler veren CHA, Güney Kore’nin GSYİH büyümesinin yüzde 2-3 civarında olduğunu ve akıllı telefon, otomotiv parçaları, lityum pil, kimya ve makine gibi alanlarda çok geliştiğini kaydetti. Ar-Ge harcamalarının GSYİH’deki payının da yüzde 24,3 olduğuna dikkat çeken CHA, bu alanda dünyada İsrail’den sonra ikinci sırada yer aldıklarını hatırlattı. CHA, “Dünyada 52 ülke ile STA imzaladık. Dünya Bankasının iş yapma kolaylığı sıralamasında 5.sırada yer alıyoruz. Ülkemizde yaklaşık dört günde iş kurulabiliyor. Aramızdaki fiziki mesafeyi aşarak kan kardeşliği temelinde bir iş birliği yaparsak, önemli bir aşama kaydedebiliriz. Türkiye’nin genç nüfusu, muazzam altyapısı ve bölgesel konumu ticaret açısından çok avantajlı. Güney Kore ise bilişim teknolojileri ve küresel ağlar konusunda uzman bir ülke” dedi.

Sağlıklı beslenme, tekstil, inşaat ve yenilenebilir enerjide iş birliği

Konuşmasında Türk firmalarına Güney Kore ile ticareti artırmaya yönelik öneriler getiren CHA, şunları söyledi: “Güney Kore pazarına dair derin bir araştırma yapmanız öncelikle önem taşıyor. Türkiye’nin Güney Kore’ye vaatkar olan ihracat ürünlerini belirlemesi çok faydalı olur. Ülkemizde sağlıklı besinlere artan bir talep söz konusu. Türkiye bu alanda çok zengin bir durumda. Yine Türk tekstili tasarım açısından çok gelişti. İnşaat sektörünüz de çok başarılı. Aynı şekilde Güney Kore’de yeni hükümetimiz, yenilenebilir enerji konusunda altyapısını kuvvetlendirmek istiyor. Yani iki ülkenin enerji sepetlerinde yenilenebilir enerji mevcut. Dolayısıyla tüm bu alanlarda iş birlikleri olabilir.”

5 milyar dolarlık dış ticaretin en büyük buluşma noktası Home&Tex başlıyor

Ev tekstili ile dekorasyonuna ait tüm ürünlerin bir arada sergilendiği Home&Tex Fuarı, 25 – 28 Ekim tarihleri arasında CNR EXPO Yeşilköy’de düzenlenecek.

TETSİAD Başkanı Ali Sami Aydın, “Dünyanın dördüncü büyük ev tekstili üreticisi olan Türkiye’de düzenlenen EVTEKS ve Home&Tex fuarları alanında dünyanın en iyileri arasındadır. Bu fuarlar sektördeki ihracat potansiyelimizin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Yaklaşık 5 milyar dolarlık dış ticaretin ve bir o kadar da iç piyasa hareketinin en önemli buluşma noktaları EVTEKS ve Home&Tex fuarlarıdır” dedi.

Fuarın 600 markanın katılımı ile düzenleneceğini belirten CNR Holding Genel Koordinatörü Cem Şenel, “Rusya, Almanya, Fransa, İtalya, Kuzey Afrika, Türki Cumhuriyetler, Orta Doğu ve Körfez ülkeleri başta olmak üzere 60’ın üzerinde ülkeden gelen satın almacı heyetleri, katılımcı firmalarımızla buluşturacağız” diye konuştu.

Ev tekstili ve dekorasyon sektörünün ihracatını artırmak amacıyla bu yıl 5’incisi gerçekleştirilecek Home&Tex ‘Ev Tekstili ve Dekorasyon Fuarı’ 26-29 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek. CNR Holding Kuruluşlarından İstanbul Fuarcılık A.Ş. tarafından Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TETSİAD) iş birliğinde gerçekleştirilecek fuar, 20 bin metrekare alanda CNR EXPO Yeşilköy’de organize edilecek.

TETSİAD Başkanı Ali Sami Aydın, “Dünyanın dördüncü büyük ev tekstili üreticisi olan Türkiye’de düzenlenen EVTEKS ve Home&Tex fuarları alanında dünyanın en iyileri arasındadır. Bu fuarlar sektördeki ihracat potansiyelimizin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Yaklaşık 5 milyar dolarlık dış ticaretin ve bir o kadar da iç piyasa hareketinin en önemli buluşma noktaları EVTEKS ve Home&Tex fuarlarıdır” dedi.

Ev tekstili ihracatı bavul ticareti ile birlikte 5 milyar dolar

Türkiye’nin tasarım ve üretim ağı içinde dünya ev tekstilinde önemli bir yere sahip olduğunu, ifade eden Ali Sami Aydın, “Türkiye, ev tekstil ürünleri ihracatında dünyanın en büyük dördüncü ihracatçı ülkesi konumunda yer alıyor. Türkiye’nin dünya ev tekstili ihracatından almış olduğu pay yüzde 3,6’dır. Ülkemizin diğer rakiplerinden farkı, komşu ülkelerle yapmış olduğu bavul ticaretidir. Bavul ticaretini de dahil ettiğimizde, toplam ihracatımız 5 milyar dolara, ev tekstili pazarından aldığımız pay ise yüzde 6.11’e yükseliyor. Tüm bunlardan daha önemli olan ise sektörümüzün üretmiş olduğu ürünlerin, rakip ülke üretimlerine göre çok daha katma değerli mal olmasıdır” diye konuştu. Dünya ev tekstili ihracatının 2016’da 90 milyar dolar olduğunu belirten Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya ev tekstil ihracatının yaklaşık yarısı olan 44 milyar dolar ihracatı Çin tek başına karşılıyor. Çin’in ardından; Hindistan yüzde 5.41’lik pay (4,8 milyar dolar) ile ikinci sırada, Pakistan ise yüzde 4.25’lük pay (3,8 milyar dolar) ile üçüncü sırada yer alıyor.”

60’ın üzerinde ülkeden alım heyeti fuara geliyor

Ev tekstili ve dekorasyon dünyasındaki son gelişmeler ve trendlerin tanıtılacağı fuarın 600 markanın katılımı ile düzenleneceğini belirten CNR Holding Genel Koordinatörü Cem Şenel, “Fuarda ‘Alım Heyeti Programı’ düzenliyoruz. Rusya, Almanya, Fransa, İtalya, Kuzey Afrika, Türki Cumhuriyetler, Orta Doğu ve Körfez ülkeleri başta olmak üzere 60’ın üzerinde ülkeden gelen satın almacı heyetleri, katılımcı firmalarımızla buluşturacağız. Türk fuarcılık sektörünün kriz yaşayacağı tahmin edilen 15 Temmuz’dan sonra düzenlediğimiz fuar organizasyonlarımızda önemli ölçüde yabancı ziyaretçi artışı yakaladık. Home&Tex Fuarı, Almanya, Fransa ve İtalya’nın yanı sıra Rusya’dan yoğun ilgi görüyor. Fuarın alım heyetleri programına bu ülkelerden önemli katılım gerçekleşecek” diye konuştu.

30 bin ziyaretçi hedefi

Şenel, Home&Tex’in Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri başta olmak üzere çok sayıda sektör profesyonelini bir araya getireceğini aktararak, “Geçtiğimiz yıl 96 ülkeden 22 bin 134 ziyaretçiye ev sahipliği yapan fuarımızda, bu yıl 30 bin ziyaretçi hedefliyoruz. Home&Tex; sergilenen ürün ve hizmetlerin yanı sıra etkinlikleriyle bu yıl da göz doldurmaya devam edecek. Fuar alanında düzenlenecek seminerler, trend alanı, üniversitelerin ilgili bölümlerin yapacağı sunumlar ve çeşitli atölye çalışmalarının, katılımcı ve ziyaretçiler tarafından ilgiyle takip edilecek” diye konuştu.

TPF Heyetinden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ziyaret

Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Heyeti, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ile bir araya geldi. Toplantıda, yürürlüğe girmesi planlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği hakkında görüş ve önerilerini paylaşan TPF heyeti, uygulama kapsamında hayata geçirmeyi planladıkları projeleri aktardı

Organize perakendenin en büyük çatı örgütü Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) heyeti, Başkan Mustafa Altunbilek önderliğinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı ziyaret etti. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ve Çevre Yönetimi Genel Müdürü Muhammet Ecel ile görüşen TPF heyeti, Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği Taslağı üzerine görüş ve önerilerini yetkililere sundu. Yönetmelik taslağında belirtilen plastik poşetlerin ücretli satışı, uygulamanın detayları ve kapsamı konusunda taleplerini de paylaşan TPF heyeti uygulamanın hayata geçirilmesi için gerekli desteği vereceklerini iletti. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ise plastik poşetlerin kullanımına yönelik çalışmaların devam ettiğini bildirdi.

PLASTİK POŞET UYGULAMASINA DESTEK

Toplantıda doğada çözülmesi yüzyıllar süren hem geleceğimizi hem insan sağlığını tehdit eden plastik poşet kullanımının satış noktalarında ücretli olması yönünde yasal düzenlemeyi desteklerini ifade eden Altunbilek, “Bir markette yılda 10 ton poşet kullanılıyor. TPF çatısı altında 3 bini aşkın market, Türkiye genelinde ise yerel, ulusal ve indirim mağazalarına bağlı 26 binin üzerinde şube mevcut. Her mağaza için yaklaşık 8 bin TL poşet gideri olduğu düşündüğümüzde bu uygulamanın hem doğamıza hem de ekonomimize katkı sağlayacağı ortadadır” dedi. Türkiye genelinde kapsamlı bir kampanyayı da hayata geçirmeyi planladıklarını aktaran Altunbilek, “Müşterilerimize gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak, sağlıklı bir yaşam sunmak için poşet kullanımının zararlarını anlatacağız. Bu süreçte biz de üzerimize düşeni yaparak Müşterilerimizi alışverişlerde file, bez torba kullanımına yönlendireceğiz” dedi.

Toplantıya Mustafa Altunbilek ile birlikte TPF Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Korkmaz, TPF Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Şekerci, Ankara PERDER Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Karagöz, Ankara PERDER Yönetim Kurulu Üyesi Cavat Durmaz, Makromarket Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Songör, TPF Genel Koordinatörü Zafer Yayla, Ankara PERDER Koordinatörü Derya Yener katıldı.

Yerli araç üretiminin alt yapısı geleceğe hazır

Kolejli İş Adamları Derneği (KİD), her ay geleneksel olarak gerçekleştirdikleri İstanbul buluşmasında Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar’ı ağırladı. KİD İstanbul Komite Başkanı Barış Öney’in açılış konuşması ile başlayan organizasyon KİD Yönetim Kurulu Başkanı M. Hakan Çınar’ın sunumu ile devam etti. Çınar konuşmasında Kolejli İş Adamları Derneği’nin faaliyet alanlarına ve kuruluş amaçlarına değinirken Türkiye ekonomisine kattıkları faydadan da bahsetti. Ayrıca Ankara Esenboğa Havaalanı’nın uluslararası uçuşları hakkında bulundukları girişimlerden sonuç alamadıkları vurgulayan Çınar, “ Bu konudaki çalışmalarımız tüm hızı ile devam edecek. Ankara’nın Global iş dünyasını yakından ilgilendiren konumunun böyle bir olanağının olmaması ön görülebilir değil. Bu konuyu en yakın zamanda sonuçlandırmayı planlıyoruz” dedi. KİD Başkanı M. Hakan Çınar konuşmasının ardından sözü Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar’a bıraktı.

“Yerli araç üretiminde teknolojiyi takip edecek kurulu bir alt yapı mevcut”

Teknolojinin hızla gelişimi ile hızlı ve çevik olunması gerektiğinin altını çizen Aclan Acar, yerli araç üretiminin teknolojik alt yapısı ile ilgili şunları söyledi; “ Bir şeyi bilmek ayrı onu uygulayabilmek çok ayrı. Türkiye teknolojik alt yapısı ile neleri takip etmesi gerektiğini biliyor. Uygulanması sürecini hep birlikte göreceğiz. Ancak tabiî ki yenilenmesi ve bünyesine katması gereken çok fazla şey var. Artık direksiyonsuz araçların üretildiği ve tamamen elektrikli araçlara geçildiği bir çağdan bahsediyoruz. Üretilen araçlar insansız bir şekilde 60 km gidebiliyor, park edebiliyor. Üretimler şu anda dörtte birini tamamlamış durumda. Elektrikli araçların yaygınlaştırılması ilk kez Japonya’dan başlayacak. Bu noktada sorulması gereken bir başka soru acaba teknolojik anlamda uygulamaya almalı mıyız? Dünya elektrikli araç kullanımını yaygınlaştırmanın yanı sıra zorunlu hale getirmeyi planlıyor. Biz dizel araç teknolojisini geliştirmek için uğraşıyoruz. İhracat açısından bu değişimi yapabilmemiz lazım. Ancak çok rahat yaşayamıyoruz. Dizel araç üretimi Avrupa’da bitti. Bizde kurulmuş bir kapasite mevcut. Bu kapasiteyi dönüştürebiliyor olmamızda hızlı ve çevik olmamız kazanacak. Uygulama süreçleri nasıl tamamlanacak hep birlikte göreceğiz”

“Dijital sistemler geleceği etkileyecek”

İş dünyasının olmazsa olmaz ilkelerinden bahseden Aclan Acar, dijitalleşme süreçleri ile ilgili kurumsal firmaların yapması gerekenleri anlattı. Dijitalleşme çağında markaların firmalarına somut fayda sağlayacak veriler sunması gerektiğini vurgulayan Acar, Doğuş Grubu’nun dijitalleşme sürecindeki yatırımlarından bahsetti. Özellikle kadınların son dönemde iş hayatında önemli bir yer edindiğinin altını çizen Aclan Acar, “ Erkek egemen bir toplum düzeninden eşitlik arz eden bir toplum haline geliyoruz. Biz de Doğuş Grubu olarak eşitlik platformu kuruyoruz. Üst düzey şirketlerde kadınlarımızı da hazırlayan bir alt yapı hazırlıyoruz. Kendi içimizde dijital dünyayı yakından takip eden birimler kurduk. Tüm gelişmelerden haberdar olmamız gerekiyor” dedi.

“Yapay zekanın erişimi artıyor ve ürkütücü boyutlara geliyor”

Son günlerde en çok tartışılan yapay zeka konusuna da değinen Aclan Acar, “Yapay zekanın önemi artıyor. Ürkütücü boyutlara gelmesinin sebebi ise bazı meslek gruplarını bitireceği yönünde. Biliyorsunuz kendi aralarında dil geliştiriyorlar ve öğreniyorlar. Bu da birçok meslek grubunun ileride son bulacağının sinyallerini veriyor. Bazı meslek dallarını sanal gerçeklikle tamamlayabilir miyiz biz de bunlar üzerinde çalışıyoruz. İş dünyası olarak somut fayda sağlayabildiğiniz noktada fark yaratıyor olacağınız bir döneme giriyoruz” dedi.

“Otomotiv sektörü yürüyen teknoloji olarak adlandırılabilir ”

Teknolojik gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiğinin globalleşmenin en önemli şartlarından olduğunu vurgulayan Aclan Acar, “Dijital entegrasyon çok ileri seviyede. Bunu araçların iç donanımlarıyla bile gözlemlemek mümkün. Sürekli olarak yeni teknolojiler gelişiyor. Volkswagen yeni bir teknoloji geliştirmiş artık el hareketleriniz ile aracın içerisinde komut vermeniz mümkün olacak” diye bilgi verdi.

“ Nakit açığı olan işlere girmeyin”

2008’de yaşanan krizin yansımalarının hala devam ettiğini belirten Aclan Acar, doların bir muadilinin olmadığını ve Euro gibi uzak doğu paralarının da ilerleyen süreçlerde değer kazanabileceğini vurguladı. Amerika’da beklenen faiz artışının da tüm para birimlerini etkileyeceğini ileten Acar, nakit sıkıntılarının yaşanması konusuna da değindi. “ Para politikası ile ekonomi yönetme işi sıkıştı. Dünyadaki birçok merkez bankasının öteleyerek çözüm üretme çalışmaları daha büyük sorunlara yol açarak nakit akışını azalttı. Aktarılan paralar likitte ekonomiye katkı sağlamamaya başladı. Kendi iş hayatınızda nakit açığı olan işlere girmeyin. Tahsil edilmemiş satış satış değildir. Global bir sorun olarak karşımıza çıkan rezerv para problemi Amerika’da uygulanacak yanlış bir politika ile tüm dünyayı etkileyecek noktada. Çünkü doların eşdeğer olarak uluslararası geçerliliği olan başka bir para birimi yok. Batı artık tüm gelişmelerin gerisinde kalıyor. Batı’dan Doğu’ya akan gelişimi yakından takip etmeliyiz. Taşeronluk sistemi ile sürdürülebilirlik güçleşiyor. Bu sistemin değiştirilmesi gerekiyor” dedi.

Kurumsal firmaların ekonomik alt yapılarının yanı sıra iç işlerinde yapmaları gerekenleri iş tecrübeleri ile birlikte paylaşan Aclan Acar, finans sektörüne atılma hikayesini de KİD üyeleri ile paylaştı. Kolejli İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Ertuğrul, tarafından katılımlarından dolayı Aclan Acar’a teşekkür plaketi teslim edildi.

Özyeğin Ailesi’nin sanata büyük desteği

12. yaşını kutlayan Contemporary Istanbul, bu yıl seçici kurulu ile fuara katılımcı olarak galerileri belirlerken, hedeflemiş olduğu bölgesel katılım çerçevesinde Doğu Avrupa galerilerinin de yer aldığı bir seçkiye yöneldi. Bu nedenle fuara ilk kez, Özyeğin Ailesi’ne ait Anchor Grup şirketinin desteğiyle üç Romen galeri katıldı.

Contemporary Istanbul bu sene seçici kurulu ile katılımcı galerileri belirlerken hedeflemiş olduğu bölgesel katılım çerçevesinde Doğu Avrupa ülkelerinin galerilerinin de yer aldığı bir seçkiye yöneldi. Bu ülkelerin içinde yer alan Romanya’nın Bükreş ve Cluj kentlerindeki galeriler Contemporary Istanbul Galeri İlişkileri tarafından tek tek ziyaret edildi. Bu ziyaretlerin neticesinde Romanya’daki çağdaş sanat pazarı ve sanat galerilerinin İstanbul’daki pazara benzer sıkıntıları da gözlendi. Aynı ziyaretlerde Romanya’nın başkenti Bükreş’te en önde gelen alışveriş merkezi yatırımının Özyeğin Ailesi’ne ait Anchor Grup şirketi tarafından gerçekleştiriliyor olması üzerine, FİBA Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özyeğin ile Contemporary Istanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli arasındaki görüşme neticesinde üç Romen galerinin katılımı Anchor Grup tarafından sahiplenildi. Geniş iş hacmine sahip olan şirket bulunduğu ülkedeki çağdaş sanat ve sanatçılarına desteklemek amacı ile üç Romen galerinin Contemporary Istanbul’a katılımını destekledi. Bu sayede Eastwards Prospectus (Bükreş), Nicodim Gallery (Bükreş) ve Plan B (Cluj) ilk kez Contemporary Istanbul’a katılma imkanı bulmuş oldu.

FİBA Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özyeğin konu ile ilgili şunları söyledi;

“Sadece Romanya değil, dünyada bir çok ülkede iş yapmakta olan grubumuz, başta Türkiye olmak üzere diğer ülkelerin de çağdaş sanatına, o ülkelerde bulunan şirketlerimizle de destek olmayı prensip olarak benimsiyor.” Contemporary Istanbul’un 2016’da gerçekleştirilen ve 2017’de kitap haline getirilen Collectors’ Stories sergisinde de Tony Cragg’in Bakış Açıları eseri ve Liu Wei’nin Gökyüzü Sınırlarının Ötesinde, No. 6eseriyle Murat Özyeğin yerini almıştı.

Bu iş birliğinin gerçekleşmesi ile ilgili Contemporary Istanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli, Özyeğin Ailesi’nin desteğinin çok kıymetli ve örnek bir yaklaşım olduğunu belirterek “Bütün dünyada giderek yayılan yatırım ve iş birliklerini sürdüren Türk iş dünyasının bu ve benzeri destekleri, İstanbul’un dünyadaki ilk beş sanat merkezinden biri olması yolundaki kat edeceği mesafede çok büyük önem taşıyor.” dedi.

Contemporary Istanbul ile ilgili gelişmeleri ve etkinlik takvimini www.contemporaryistanbul.com sosyal medyada @contemporaryistanbul (IG: 84,7k) hesabından; #Ci17 ve #CiCalendar17 etiketleri üzerinden takip edebilirsiniz.

Muhasebe Uzmanlığı Kongresi: Finansal Raporlama, Denetim ve Vergi Düzenlemeleri

5 Ekim 2017 – Finansal Raporlama, Denetim ve Vergi Düzenlemelerinde Yeniden Yapılanma ile Meslekteki Teknolojik Gelişmeler
Yer: Marmara Üniversitesi Sultanahmet Yerleşkesi Sultanahmet-İstanbul
Düzenleyen: Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği