Doğtaş ve Kelebek Mobilya’dan Ege’de mağaza atağı

Tarzı, şıklığı ve rahatlığıyla bir mobilyadan çok daha ötesini sunan, mobilya sektörünün öncü markalarından Doğtaş ve Kelebek, 14 ve 15 Eylül tarihlerinde, Manisa ve İzmir’de toplam 6 yeni mağaza daha açtı. Açılışlara Doğtaş Kelebek Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, Doğtaş Kelebek CEO’su Ersin Serbes, Doğtaş Kelebek yöneticileri ve çok sayıda davetli ile basın mensubu katıldı.

Yıl boyunca mağaza zincirine önemli halkalar ekleyen Doğtaş Kelebek Mobilya’nın, yeni mağazaları birer birer hizmete giriyor. 14 ve 15 Eylül tarihlerinde Manisa ve İzmir’de açılan 6 yeni mağazanın, açılış organizasyonu gerçekleştirildi. Açılışlar, Doğtaş Kelebek Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, Doğtaş Kelebek CEO’su Ersin Serbes, Doğtaş Kelebek yöneticileri ve çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleşti.

Açılışta konuşma yapan Doğtaş Kelebek Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, “Manisa ve İzmir gibi çok önemli iki kentimizde, iki değerli markamız olan Doğtaş ve Kelebek Mobilya’nın birer tane daha mağazasını açmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İki markamız da çok uzun yıllara dayanan geçmişe sahip, Türk mobilya sektörünün en önemli oyuncularından biri. Dünya çapında yaygınlığını artıran Doğtaş’ın bugün; yurtiçi ve yurtdışında toplam 195 satış noktası bulunuyor. 122 Kelebek Mobilya, 46 tane de Kelebek Mutfak mağazasına sahibiz. Yılsonuna kadar 40 yeni noktada daha mağaza açmayı planlıyoruz. Doğrudan 1.500, dolaylı olarak 10.000 çalışanımızla büyük bir aileyiz. Büyüme stratejimiz doğrultusunda açtığımız yeni mağazalarımızla ailemizi her geçen gün genişletiyoruz.” dedi.

Doğan, “Türkiye’nin en büyük 500 şirketi arasında yer alıyoruz. Türkiye’nin en beğenilen şirketleri araştırmasında mobilya sektörünün en beğenilen şirketi ödülüne sahibiz. Yine Türkiye’nin en değerli markaları 100 sıralamasına mobilya sektöründen giren tek markayız. Geçtiğimiz aylarda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından “Tüketici Memnuniyetini İlke Edinen Firma” ödülüne layık görüldük. Bu yıl Türkiye’nin Süper Markaları arasında yer aldık. Ödüller başarılarımızı taçlandırıyor. Yılda 650 bin evlilik ve yaklaşık 150 bin boşanma ile yeni ev taşınması dahil 1 milyon ailenin mobilya ihtiyacı oluyor. Müşterilerimizin beklentilerine cevap veren ürün seçeneklerimizle çok sayıda ailenin evine ürünlerimizle güzellik katıyoruz. Bu durumun değerli Manisalılar ve İzmirliler için de geçerli olacağına inanıyoruz.” diyerek konuşmasına son verdi.

Mücevher sektörü 45. kez İstanbul’da buluşuyor!

Asya kıtasının en büyük fuar organizatörü UBM Asia’nın Türkiye ofisi UBM Rotaforte Uluslararası Fuarcılık A.Ş. tarafından düzenlenen, dünyanın 5. büyük uluslararası mücevher fuarı IstanbulJewelry Show, 45. kez mücevher sektörü temsilcilerini 12-15 Ekim 2017 tarihleri arasında CNR Expo’da (İstanbul Fuar Merkezi) bir araya getirecek. Uluslararası Alım Heyeti Programı kapsamında, mücevher sektörünün hedef ülkelerinden 1000’e yakın sektör profesyoneli de fuarda ağırlanacak.

Dünyanın en büyük 5. ve Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası nitelikli mücevher ihtisas fuarı olan IstanbulJewelry Show, 32 yıllık tecrübesiyle UBM Rotaforte Uluslararası Fuarcılık A.Ş. tarafından 12-15 Ekim 2017 tarihleri arasında 45. kez CNR Expo’da (İstanbul Fuar Merkezi) gerçekleşecek.

Fuarda altın, mücevher, pırlanta, renkli taş, değerli ve yarı-değerli taş, inci, gümüş, gümüş takı ve gümüş ev eşyası, altın montür, rafineri, saat, kalıp, vitrin dekorasyon, makine-ekipman ve yan sanayi, kasa, yazılım, lojistik ile aydınlatma ürün gruplarının bulunduğu 800’ün üzerinde yerli ve yabancı mücevher firma ve markası yer alacak. Katılımcılar fuara özel ürün ve koleksiyonlarını, 85’i aşkın ülkeden gelecek 19.000’den fazla sektör profesyonelinin beğenisine sunacak.

Türk mücevherat sektörü hızla büyümeye devam ediyor!

Dünya altın mücevherat üretiminde ilk beş ülke arasında yer alan Türkiye, dünya mücevherat otoriteleri tarafından İtalya’nın en güçlü rakibi olarak gösteriliyor. 1992 yılında sadece 2,8 milyon ABD doları olan altından mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası ihracatı, 2016 yılında 3,67 milyar ABD dolarına ulaştı. Yine 2016 yılı rakamlarına göre Türkiye, İtalya’dan sonra hurda kullanımı da dâhil olmak üzere karat kuyumculuk imalatında Avrupa’da ikinci, Çin, Hindistan ve İtalya’dan sonra dünyada dördüncü sırada yer aldı. Avrupa’da hurdadan karat mücevherat yapımında birinci, dünyada üçüncü sırada olan Türkiye, dünyadaki en büyük 11. kuyumcu ihracatçısı konumuna geldi.

Türk fuarcılık sektörünün en büyük alım heyeti IstanbulJewelry Show’da ağırlanacak!

İhracatın artırılması, ihraç ürünlerine yeni pazarlar bulunması ve pazar payının korunması amacıyla T.C. Ekonomi Bakanlığı koordinatörlüğünde, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) Genel Sekreterliği, Mücevher İhracatçıları Birliği (JTR) ve UBM Rotaforte’nin organizatörlüğünde “Uluslararası Alım Heyeti Programı” gerçekleştirilecek. Program kapsamında Avrupa, Orta Doğu, Amerika, Kuzey Afrika ve Uzak Doğu ülkelerinden 1.000’e yakın sektör profesyoneli fuarda ağırlanacak. Türkiye Mücevher İhracatının %80’ine yakın bölümünün fuar süresince yapılacak iş görüşmeleri ile gerçekleştirilmesi hedefleniyor.

2018 yılının en yeni modelleri IstanbulJewelry Show’da görücüye çıkacak!

Dünyada fason üretim döngüsünden kurtularak, özgün tasarım ürünleriyle adından söz ettiren Türkiye Mücevher Sektörü, 2018 Kış ve İlkbahar mücevher modasına dair trend tasarım ve koleksiyonlarını özel gösterilerle dünya mücevher alıcılarının beğenisine sunacak.

T.C. Ekonomi Bakanlığı, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB), Türkiye Mücevher İhracatçıları Birliği (JTR) ve KOSGEB tarafından desteklenen, Uluslararası Fuarlar Birliği (UFI) kalite onayı ve Kalite Yönetimi Sistemi ISO 9001 belgelerine sahip IstanbulJewelry Show, her yıl Mart & Ekim fuarlarında toplam 47.000’den fazla sektör profesyonelini, yerel ve uluslararası 845’ten fazla katılımcı ile 90.000 m2’lik alanda bir araya getiriyor.

Fuar Açılış ve Ziyaret Saatleri

12 Ekim 2017 – Perşembe 11.30 – 19.00
13 Ekim 2017 – Cuma 09.30 – 19.00
14 Ekim 2017 – Cumartesi 09.30 – 19.00
15 Ekim 2017 – Pazar 09.30 – 17.00

Otomotiv sektöründe liderleri belirleyen yerli şirket

Otomotiv sektöründeki daralmaya rağmen yaşanan kıyasıya rekabet sektöre umut veriyor. Ana bayiliğini yaptığı markaların Türkiye’de satış liderliğini ele geçirmesiyle dikkatleri üzerine çeken ASF Otomotiv, zirvedeki rekabete damgasını vurdu.

2017 yılının ilk 8 ayında otomotiv sektöründe satışlar bir önceki yıla göre hafif gerilemiş olsa da, dünya devi markaların Türkiye pazarındaki satış rekabeti devam ediyor. Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin (ODD) açıkladığı son verilere göre, Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2017 yılı sekiz aylık dönemde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,27 azalarak 555 bin 991 adet satış gerçekleştirdi.

ODD’nin Eylül ayı verilerinde 4 yıl sonra bir ilk de yaşandı. 2013 yılından bu yana hafif ve ticari araç segmentinde en çok satış yapan otomobil ve hafif ticari araç markası olan Volkswagen, 2017 yılının ilk 8 aylık diliminde tahtını Renault’ya kaptırdı. Renault’un yanı sıra Fiat da satışlarda yaptığı atakla Alman devi Volkswagen’i geride bıraktı.

Zirvedeki rekabete ASF Otomotiv damgası

Türkiye’de dünya devlerini temsil eden yetkili satıcılar, yıllardır otomotiv pazarında yaşanan kıyasıya rekabette belirleyici bir rol üstleniyor. 2017 yılının ilk 8 ayında satış rakamlarında lider Renault, ikinci Fiat ve dördüncü sıradaki Ford’un yanı sıra altıncı sıradaki Dacia’nın Türkiye ana bayiliklerini yapan ASF Otomotiv, sektörün zirvesindeki satış rekabetinin önemli markaları arasında yer alıyor. Sektördeki 30 yıllık tecrübesiyle müşterilerine hizmet veren ve üst üste 14 yıldır Türkiye’nin en çok satış yapan yetkili satıcısı konumundaki ASF Otomotiv, zirvedeki dünya devlerinin satışlarına sağladığı katkı ile dikkat çekiyor.

Markaların ve sektörün güçlü yetkili satıcılara ihtiyacı var

Çatısı altında Türkiye’nin en çok satış yapan 6 markadan 4’ünü bulunduran ASF Otomotiv’in Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Fidan, markaların başarılı olabilmek adına güçlü yetkili satıcılara her zaman ihtiyacı olduğuna vurgu yaptı. Sektörde satışların artması için pazardaki güçlü yetkili bayi sayısının da artması gerektiğine dikkat çeken Fidan şöyle devam etti;

“Markalar güçlü yetkili satıcılar ile bölgesel ve yerel pazarlarda lider olabilirler. Finansal gücü yüksek ve daha organize yetkili satıcılar, markaların yayılım stratejilerinde önemli bir yer tutuyor. Bu bağlamda ASF Otomotiv olarak sektördeki liderliğimizi daha da sağlamlaştırmak için bünyemizdeki markaları tek çatı altına topladık.”

“Yıl sonunda otomotiv endüstrisinde toplam satışlar 1 milyon bandını yine görür”

Türkiye otomotiv sektöründe yılın ilk 8 aylık diliminde satışların beklenenden daha iyi gerçekleştiğini söyleyen Fidan, yılın tamamı için öngörülen yüzde 15 daralmanın yüzde 7 ila yüzde 10 aralığında sınırlı kalacağını ifade etti. Yılın ilk 8 ayında yaklaşık 556 bin adet olan toplam satışların yıl sonunda 950 binleri göreceğini belirten Fidan, kamyon ve ağır vasıta araçları da dahil edersek otomotiv endüstrisinde toplam satışların 1 milyon bandını yine göreceğini sözlerine ekledi.

ASF Otomotiv’den “Hurda Teşviği” çağrısı

Otomotiv sektöründe gerek satıcıların gerekse müşterilerin uzun süredir beklediği vergi indirimine de değinen Fidan, 2017 yılı sonuna kadar herhangi bir vergi indirimi öngörmediklerini ifade etti. Ancak vergi indirimi kadar sektörü hareketlendirebilecek “Hurda Teşviği” konusunun da gündeme gelmesi gerektiğini savunan Fidan şu ifadeleri kullandı:

“Pazarın hareketlenmesi için emisyon değerleri yüksek, çevre ve insan sağlığına olumsuz etkisi ve yakıt sarfiyatı yüksekliği nedeniyle enerji kaybına da neden olan yaşlı araçların yenileri ile değişimi için ‘Hurda Teşviği’ destekleyici olabilir.”

Yabancı yatırımcıdan Türk içecek devine yüksek talep

Coca-Cola İçecek’in yedi yıl vadeli 500 milyon dolarlık Eurobond ihracı yabancı yatırımcılardan yüksek talep gördü. 300’den fazla yatırımcıdan 4,5 milyar doların üzerinde talep alan CCI’ın CEO’su Burak Başarır “9 katı talep aldığımız Eurobond ihracımız, yabancı yatırımcının ülkemize olan güveninin göstergesi oldu” dedi.

Anadolu Grubu’nun ana hissedarı olduğu; Türkiye, Orta Doğu, Orta Asya ve Pakistan’da; 25 fabrikası ve 10 bini aşkın çalışanıyla faaliyet gösteren Coca-Cola İçecek (CCI), yedi yıl vadeli yüzde 4.215 sabit kupon ödemeli 500 milyon dolarlık Eurobond ihracı gerçekleştirdi. Çoğunluğu Amerika ve İngiltere olmak üzere İsviçre ve Almanya’nın da arasında bulunduğu ülkelerden 300’ün üzerinde yatırımcıdan 9 katı talep alan bono ihracı, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye ve CCI’a duyduğu güvenin göstergesi oldu. İhracı BNP Paribas, Citigroup Global Markets Limited, HSBC Bank PLC, J.P. Morgan Securities PLC ve MUFG Securities EMEA PLC bankaları yönetti.

Bono ihracından sağlanan nakdi, Türkiye ve yurt dışı operasyonlarındaki yatırımlarını sürdürmek ve mevcut bazı kredilerinin yeniden finansmanı için kullanacaklarını ifade eden CCI CEO’su Burak Başarır sözlerine şöyle devam etti: “Türk şirketleri arasında son yıllarda yapılan en düşük faiz oranlı Eurobond ihraçlarından birini gerçekleştirdik. 300 farklı yatırımcıdan ihraç ettiğimiz tutarın 9 katı talep gördük. Şirketimize gösterilen bu ilgi, yabancı yatırımcının Türkiye’ye duyduğu güvenin de tam olduğunun göstergesi. Biz de ülkemize olan sonsuz güvenimizle yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Bunu geçtiğimiz ay açılışını yaptığımız Isparta fabrikası yatırımımızla da gösterdik.”

 

Anadolu Isuzu “Enerji Yönetimi”nde otomotiv sektörünün başarılı iki firmasından biri oldu

Sistematik bir yaklaşımla enerjinin doğru kullanımı konusunda farkındalık yaratmayı başaran ve büyük yatırımlar yapmadan da enerji tasarrufu yapılabileceğini kanıtlayan Anadolu Isuzu, Enerji Yönetim Sistemi programını başarı ile tamamlayarak, bu sertifikaya Türkiye’de sahip olan iki firmadan biri oldu.

Anadolu Isuzu, “Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması” projesi kapsamında gerçekleştirilen Enerji Yönetim Sistemi programını başarı ile tamamladı. Türkiye otomotiv sektöründe bu sertifikaya sahip iki firmadan biri, Anadolu Grubu içindeyse tek firma olan Anadolu Isuzu, aynı zamanda sertifika teslim günü sunum yapmak üzere seçilen 8 firmadan biri oldu. Uluslararası platformda tanınan Enerji Yönetim Sistemi Başarı Sertifikasını, Anadolu Isuzu Otobüs Üretim ve Yardımcı İşletmeler Müdürü H. Bora İzmirlioğlu, T. C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez’in elinden aldı. Anadolu Isuzu çalışanlarından Pelin Yazıcı ve Gürkan Çelik de, Enerji Yönetim Sistemi Uzmanı sertifikası almaya hak kazandı.

Anadolu Isuzu Genel Müdürü Tuğrul Arıkan konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu program kapsamında, sistematik bir yaklaşımla enerji kaynaklarının verimli kullanımı ile maliyetlerin ve çevresel etkilerin kontrol altına alınması, rekabet edilebilirliğin artırılması için enerji yönetim sistemi alt yapısı oluşturduk. Böylelikle, enerjinin doğru kullanımı konusunda farkındalık yaratmayı başardık ve büyük yatırımlar yapmadan enerji tasarrufu yapılabileceğini de göstermiş olduk. Anadolu Isuzu olarak önümüzdeki dönemde de sürdürülebilirlik vizyonumuz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”

Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından desteklenen, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın himayelerinde ve ortaklığında, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) işbirliği ile yürütülen “Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması” projesine katılan 74 firmadan 60’ı başarılı bulundu. 60 firma içindeyse 8 firma sertifika töreninde sunum yaptı. Anadolu Isuzu, bu törende bulunan tek otomotiv markası olarak dikkat çekti.

Dijitaldeki imza sayısı üç milyona koşuyor

Young businessman using PC and holding documents, side view

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından açıklanan 2017 ikinci çeyrek pazar verilerine göre, 2.493.101 elektronik imza ve 458.726 mobil imza olmak üzere toplam 2.951.827 elektronik sertifika oluşturuldu. Şirketler iş sürekliliği, maliyet ve zaman tasarrufu için e-imzaya yöneliyor. Bireyler ise hız ve kolaylık faydaları nedeniyle imzalarını dijitale taşıyor.

16.09.2017

İnternetin olduğu her yerden hızlı ve basit işlem yapabilme avantajı sunan elektronik ve mobil imza, işleri ve hayatı kolaylaştırıyor. Kurumların yanı sıra bireysel olarak da e-imza ve mobil imza ile yapılabilecek işlemler her geçen gün artıyor. E-imza ile devletler vatandaşlara, şirketler ise müşterilerine daha iyi hizmet veriyor. Elektronik ve mobil imza uygulamalarının yaygınlaşması için çalışmalarını sürdüren E-GÜVEN, geliştirdiği çözümler ile dijital dünyada yapılan işlemlerin güvence altına alınmasını sağlıyor.

Şirketlerde iş gücü ve maliyet tasarrufu, bireylerde hız ve kolaylık ön planda

E-devlet kullanıcı sayısı 34 milyonu aştı. E-imza ve mobil imzanın kullanılacağı alanların genişlemesi, kullanıcı sayısını da artırıyor. Kimlik doğrulama, bankacılık, e-devlet, ihracat, eğitim, sağlık gibi işlemlerde kullanılan e-imza; zaman, iş gücü ve maliyet avantajlarını beraberinde getiriyor. E-imza ile adres değişikliği bildirimi ve iş yeri adresi değiştirme gibi işlemler de kolayca yapılabiliyor.

2017’nin ikinci çeyreğinde 4,8’lik artış

BTK verilerine göre, 2017 yılının ilk çeyreğinde 2.379.490 olan elektronik imza sertifika sayısı, ikinci çeyrekte bir önceki döneme oranla yüzde 4,8 artarak 2.493.101’e yükseldi. İlk çeyrekte 450.038 olan mobil imza sertifika sayısı ise yüzde 1,9 seviyesinde artış göstererek 458.726’e ulaştı. Açıklanan rakamlara göre, 2017 yılının ikinci çeyreğinde oluşturulan toplam elektronik ve mobil imza sayısı 2.951.827 oldu.

Düzenlemeler, artan bilinç ve mobilite artışı tetikliyor

E-dönüşüm sürecinin temel uygulaması olan e-imzanın tasarruf, zaman ve operasyon verimliliği ile ekonomiye çok yönlü katkı sağladığını belirten E-GÜVEN Genel Müdürü Can Orhun, “Kurumlar sistemlerini elektronik ortama taşıyor. Bireysel kullanıcılarda artan bir bilinç ve farkındalık söz konusu. E-imza ve mobil imzanın kullanım alanları ise her geçen gün artıyor. Bu üç gelişme, imzaların dijitale taşınmasını hızlandıran en önemli faktörler arasında. E-imza ve mobil imza sayısının artması, kâğıt tüketiminin azalmasını beraberinde getiriyor. Önemli bir eğilim olan mobilitenin de bu süreci hızlandırdığını gözlemliyoruz. İş ve işlemler, günümüzün teknolojisiyle ofise gitmeden de kolayca yapılabiliyor. İşletmeler bu sayede operasyonel süreçlerini kısaltıp çalışanlarının verimliliğini maksimum seviyede tutmayı hedefliyor. Hayata dokunan, fayda odaklı çözümlerimiz ile bireylerin ve kurumların işlerini kolaylaştırıyoruz. Elektronik ve mobil imzanın kullanımını yaygınlaştıran çözümlerimizle zamanın verimli kullanılmasını sağlarken, mekân sınırlamasını ortadan kaldırıyoruz.” dedi.

MÜSİAD iş dünyasını New York’ta buluşturuyor

MÜSİAD, 72. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Haftasında düzenlediği iş zirvesi ile Amerika’nın önde gelen finans, medya, teknoloji, inşaat temsilcilerini buluşturuyor. Bu zirve ile New York, ilk kez bir Dünya İş Zirvesi’ne (World Business Summit) ev sahipliği yapmış olacak. 20 Eylül’de gerçekleşecek zirvede T.C. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, T.C. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Brooklyn Belediye Başkanı Eric Adams’ın yanı sıra 30’a yakın üst düzey yönetici konuşma yapacak.

20 Eylül’de Marriott Marquis Hotel’de gün boyu düzenlenecek zirvede dört farklı oturumda 30’a yakın üst düzey konuşmacı, MÜSİAD USA’in ev sahipliğinde ve öncülüğünde ağırlanacak. MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan’ın vizyoner çizgisi çerçevesinde MÜSİAD, düzenlediği bu zirveyle birlikte yine bir ilki yapmaya hazırlanıyor. Zirvede Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de bir konuşma yapacak.

Birçok ülkeden zirveye katılım sağlanacak

Brooklyn Belediye Başkanı Eric Adams, East West Institute COO’su William Parker, Orchard Paltform CEO’su Matt Burton, Westwood Capital’in yönetici ortaklarından Daniel Alpert, ABC Haber sunucusu Kendis Gibson, Beyaz Saray’ın eski CIO’su Carlos Solari, Pepsi Co. Başkan Yardımcılarından Ümran Beba gibi pek çok üst düzey ismin konuşmacı olarak yer alacağı zirvede Manhattan Chamber of Commerce Başkanı Jessica Walker, Forbes’ın en etkin 20 sosyal medya insanından biri olarak tanımladığı Glen Gillmore gibi isimlerin yanı sıra Türkiye ve Amerika dışında Fransa, İtalya, Azerbaycan, Makedonya, Suudi Arabistan gibi farklı ülkelerden konuşmacı ve katılımcılar zirvede yer alacak.

New York’ta bir ilk

MÜSİAD USA Başkanı Mustafa Tuncer, girişimleriyle uzun süreli bir çalışmanın sonucunda New York’ta ilk kez yapılacak zirveye destek olmaktan dolayı büyük mutluluk duyduklarını ifade ederek, “Dünyanın finans ve iş dünyasının kalbi olan New York’ta uluslararası kimliği olan bir iş zirvesi özellikle tüm dünya liderlerinin New York’ta olduğu bir dönemde yapılıyor olması büyük önem taşıyor. Zirve MÜSİAD’ın uluslararası vizyonuyla örtüşen bir yapıya sahip” şeklinde konuştu.

Prinzhorn Holding’ten Kütahya’ya 300 milyon Euro’luk kağıt fabrikası yatırımı

Prinzhorn Holding bünyesindeki Hamburger Containerboard, 300 milyon Euro’luk yeni kağıt fabrikası yatırımı için Kütahya’da arazi satın aldı Avusturyalı Prinzhorn Holding’in Türkiye’deki üçüncü kağıt fabrikası, yıllık 480.000 ton konteyner kartonu üretim kapasitesine sahip olacak. 500 kişiye istihdam sağlaması planlanan fabrikanın 2020’ye kadar tamamlanması hedefleniyor. Avusturyalı Prinzhorn Holding’in bir parçası olan Hamburger Türkiye, Türkiye’deki üçüncü kağıt fabrikasını kurmak amacıyla arazi alım anlaşması imzaladı. Fabrikanın kurulacağı bölge, Kütahya’da yer alıyor. Yeni kurulacak kağıt fabrikası, son teknolojiyle donatılacak olup 7.80 metre genişliğe ve çoğunluğu Testliner ve Fluting olmak üzere yıllık 480.000 ton konteyner kartonu üretim kapasitesine sahip olacak. 300 milyon Euro’luk yatırımın, 500 kişiye istihdam sağlaması ve 2020’ye kadar tamamlanması planlanıyor. “Türkiye bizim için önemli bir pazar” Prinzhorn Holding CEO’su Cord Prinzhorn, “Türkiye bizim için önemli bir pazar ve bu son yatırım, hızlı bir büyüme sergileyen Türkiye’ye olan bağlılığımızın bir göstergesi. Bürokratik izinler ve siyasi istikrar gibi faktörler yolunda giderse, projenin devamıyla ilgili adım atmaktan memnuniyet duyarız’ dedi. Hamburger Containerboard bölümü Genel Müdürü Harald Ganster ise, “Bu proje için böyle mükemmel bir yer bulduğumuz için çok heyecanlıyız. Kuracağımız bu kağıt fabrikası, müşterilerimize sunduğumuz yüksek kaliteli kağıt arzımızı daha da güçlendirecek’ dedi. Hamburger Türkiye, dört ülkede yedi kağıt fabrikası bulunan ve yıllık 2 milyon ton konteyner kartonu üreten Hamburger Containerboard bölümünün bir parçasıdır. Şirketin Türkiye’deki diğer iki kağıt fabrikası Çorlu ve Denizli’de bulunmaktadır.

Yörex yurtdışına açılıyor

Türkiye’deki coğrafi ürünlerin sergilendiği Yöresel Ürünler Fuarı, uluslararası arenaya taşınıyor.

TOBB desteği ile YÖREX’i düzenleyen Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır’ın uluslararası fuarlarda boy gösterme talebine, Kalkınma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve TOBB’dan tam destek geldi

 

Antalya Ticaret Borsası (ATB) tarafından, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) desteğiyle düzenlenen Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX) 8’nci kez kapılarını açtı. ANFAŞ Antalya Fuar Merkezi’ndeki fuarın açılışına, YÖREX’in uluslararası arenaya taşınması damga vurdu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıkloğlu’nun da katıldığı fuarın açılışında konuşan Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır’ın “Sizlerin desteği ve öncülüğü ile coğrafi işaretli ve coğrafi işaret başvurusunda bulunan ürünlerimiz başta olmak üzere yöresel ürünlerimizi YÖREX çatısı altında müstakil olarak ya da uluslararası bir fuarın içerisine taşımalıyız. Bu konuda milli bir hassasiyetle öncü olmanızı beklediğimizi ifade etmek istiyorum” sözleri karşılık buldu.

Ali Çandır’ın ardından kürsüye gelen TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, bu konuda Kalkınma Bakanlığı’nın destek sözü verdiğini müjdeledi. Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan da “Bu konuda biz TOBB Başkanımızla beraber gerekli desteği vereceğiz. Bunu buradan ifade etmek istiyorum. Hem Kalkınma Bakanlığı olarak hem de kalkınma ajansları olarak yöresel ürünlerimizin tanıtımı için gereken desteği sağlayacağız” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da bu konuda tam destek açıkladı.

 

Türkiye coğrafi işaret zengini

Bu yıl 8’incisi düzenlenen Yöresel Ürünler Fuarı’na 70 ilden 120 oda ve borsa, 16 kalkınma ajansı olmak üzere 400’ün üzerinde kurum ve kuruluş katılıyor. Geçen yıl 155 bin kişinin gezdiği fuara, bu yıl 200 binin üzerinde ziyaretçinin gelmesi bekleniyor. 17 Eylül akşamına kadar gezilebilecek fuarın açılışında konuşan Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, Anadolu’nun bir nefeste sayabilecek yöresel ürünlerinin sayısının 2 bin 500 civarında olduğunu, bunların sadece yüzde 10’’unun coğrafi işarete bulunduğunu söyledi.

Çandır, hükümetin ekonomik büyüme bakımından birinci sırada yüksek katma değerli ürünlerin üretimi ve ihracatını artırma hedefi koyduğunu belirterek, “Ülkemizin kısa sürede bu hedefe ulaşmasında Coğrafi İşaret Tesciline sahip yöresel ürünlerimizin hayati bir yeri bulunmakta” dedi.

 

Coğrafi işaret için müstakil yapı önerisi

Çandır, kamudan en büyük taleplerinin Anadolu’nun eşsiz nitelikli ve coğrafi işaretli bu ürünlerin üretimine ve ihracatına stratejik bir değer verilmesi ve en önemlisi teşviklerin sağlaması olduğunu dile getirdi. “Bizim mevcut coğrafi işaretli tarım ve gıda ürünümüzün yarısı kadar ürüne sahip bulunan Almanya 4 milyar avroluk, yarımızdan daha az sayıdaki İngiltere ise 1,5 milyar avroluk bir gelire sahip” diyen Çandır, bu konuda Avrupa’nın liderliğinin 6’şar milyar avroluk gelirle Fransa ve İtalya’da bulunduğu bilgisini verdi.

Çandır, Türkiye’nin potansiyelinin bu liderleri bile zorlayacak düzeyde olduğuna işaret ederek, “Ülkemiz genelinde bu potansiyeli harekete geçirebilmek için birbirinden değerli uğraşılar verilmektedir. Ancak bunlar ayrık ve dağınık bir yapıda yürütülmektedir. Birlikte hareket etmenin ve güç birliğinin avantajlarından yararlanmak için özellikle Kalkınma Bakanlığı çatısı altında müstakil bir yapıya kavuşturmamız gerekmektedir. Böylece Türk Patent ve Marka Kurumu’nun tescil yetkisiyle birlikte çok daha üretken ve verimli bir sektör yaratma gücüne sahip olabiliriz” dedi.

Önerdiği müstakil yapılanma gerçekleştirildiğinde ve devlet coğrafi işaretli yöresel ürünlere hak ettiği desteği sağladığında hem ülkede, hem de dünyada şimdiki ile karşılaştırılamayacak ölçüde büyük bir pazara ulaşacaklarını belirten Çandır, bir diğer taleplerinin ise YÖREX hakkında olacağına işaret ederek, şunları söyledi:

“Sizlerin desteği ve öncülüğü ile coğrafi işaretli ve coğrafi işaret başvurusunda bulunan ürünlerimiz başta olmak üzere yöresel ürünlerimizi YÖREX çatısı altında müstakil olarak ya da uluslararası bir fuarın içerisine taşımalıyız” ifadelerini kullandı.

 

İlk müjdeyi TOBB Başkanı verdi

Bu talebin ardından kürsüye ilk çıkan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıkloğlu yaptığı konuşmada, YÖREX’e her yıl geldiğini, her bölgeden, her ilden Türkiye’nin zenginliğinin YÖREX’te sergilendiğini söyledi.

Coğrafi işaretin, yerelin dünya ile buluşmasını sağladığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Bu büyük organizasyon kalkınma noktasında yeni bir bilinç inşa etti. Zenginleşme noktasında çok doğru bir alan açtı. Bu işin mimarı ayrı bir takdiri hak ediyor” diye konuştu.

Fuara, 120’nin üzerinde oda ve borsanın katıldığını anlatan Hisarcıklıoğlu, bunu çok önemsediklerini, değerlere sahip çıkmak gerektiğini ifade etti. Hisarcıklıoğlu, halihazırda 3 yöresel ürünün Avrupa’da tescillendiğini belirterek, “Diğer yerel ürünlerimizin de AB nezdinde tescili için TOBB, oda ve borsa camiası olarak çalışıyor ve üreticilerimize yardım ediyoruz” ifadesini kullandı.

 

 

Bakanlardan destek geldi

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan da YÖREX’in yöresel ürünlerin daha fazla ticari değer kazanabilmesi için önemli olduğunu kaydetti. Türkiye’nin en önemli saklı güçlerinden birisinin yöresel ürünler olduğunu belirten Elvan, bir yöresel ürünün kendi ülkesinde yaygınlaşmadan küresel ölçekte marka haline gelemeyeceğini dile getirdi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, YÖREX’in uluslararası boyuta taşınması için bakanlık olarak elinden geleni yapacaklarını ifade etti. YÖREX’e katılımcı sayısının ve fuarın kalitesinin yıldan yıla arttığını söyleyen Çavuşoğlu, fuarı uluslararası niteliğe kavuşturmak istediklerini yineleyerek, “Uluslararası fuar olması demek dünyanın her yerinden firmaların gelip, burada stant açması demek değildir. Uluslararası fuar olması demek, Türkiye’nin her yerinden burada sergilenen ürünlerin dünyanın her yerine pazarlanması demektir. Elbette KKTC’den ve bazı kardeş ülkelerden de gelip stantlar kurulabilir. Bunu yapabilmek için dünyanın her yerinden alım heyetleriyle üreticilerimizi ve ürünlerimizi buluşturmamız lazım” diye konuştu.

 

Dünya pazarı 200 milyar avro

Coğrafi işaretlerle ilgili verileri ise TÜRKPATENT Başkanı Prof. Dr. Habip Asan açıkladı. Şu anda 210 tescilli coğrafi işaret olduğunu dile getiren Asan, yaklaşık 400 tane de işlemleri devam edenler olduğuna işaret ederek, “Yakın zamanda tamamlanan Malatya kayısısı ile beraber Avrupa Komisyonunda 3 tane tescilli coğrafi işaretimiz var. Kayseri sucuğu ve pastırması başta olmak üzere 10 tane coğrafi işaret işlemleri komisyonda devam etmekte” dedi.

Asan, bu anlamda Avrupa’da yıllık 50 milyar avroluk değer yaratıldığını, dünyada da 200 milyar avroluk bir coğrafi işaret pazarı olduğunu dile getirdi. “Biz de Türkiye olarak önemli ölçüde bu pazardan pay alabileceğimizi düşünüyorum” diyen Asan, bu noktada YÖREX gibi etkinliklerin artırılması gerektiğinin altını çizdi.

TURK HENKEL’de Yeni İK Direktörü PINAR KADIRGAN

Türk Henkel’de Pınar Kadırgan Türkiye ve İsrail’den sorumlu İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevine getirildi.  

 

Henkel ailesine katılan Pınar Kadırgan daha önce 14 yıl boyunca görev yaptığı Cargill’de, Gıda İş Kolu Orta Doğu, Türkiye ve Kuzey Afrika İnsan Kaynakları Direktörü pozisyonunda bulunuyordu. Toplam 18 yıllık çalışma deneyimi bulunan Kadırgan, onun öncesinde de HSBC ve Demirbank’ta çeşitli insan kaynakları pozisyonlarında görev yaptı.

 

Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü mezunu olan Pınar Kadırgan, bundan böyle Henkel’de Türkiye ve İsrail’den sorumlu İnsan Kaynakları Direktörü olarak görev yapacak. New York Üniversitesi İnsan Kaynakları Yönetimi Sertifika Programı’nı tamamlayan ve iyi derecede İngilizce bilen Kadırgan, evli ve 1 çocuk sahibi.

 

Henkel’de görev almaktan dolayı duyduğu memnuniyeti ifade eden Pınar Kadırgan yaptığı açıklamada “Henkel, müşterileri, tüketicileri, çalışanları ve faaliyet gösterdiği tüm toplumlar için değer yaratmayı benimsiyor. İnsan kaynakları olarak biz de iş birimlerimizin ve fonksiyonlarımızın stratejik bir iş ortağı olarak, geleceği şekillendirirken kuruluşumuza güç katmak için elimizden geleni yapacağız.” şeklinde konuştu.