Türk çimento sektörü 10 yılda üretimini yüzde 50 artırdı, Avrupa’nın lideri oldu

Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS), Türk çimento sektörünün son 10 yılda üretimini yüzde 50 artırarak Avrupa lideri olduğunu açıkladı. Dünya çimento üretiminde de ilk beşte yer alan Türk çimento sektörünü değerlendiren ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Tufan Ünal, “2016 yılında 77 milyon ton üreten sektörümüz, sadece iç pazardaki ihtiyacı karşılamakla kalmıyor, ihracat da yapıyor. Çimento sektörü olarak üretimde tamamen yerli ham madde kullanıyoruz. Cari açık yaratmayan, hatta kapatan bir sektör olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS), Türk çimento sektörünün “Güvenli Geleceğin Çimentosu” mottosu altında yürüttüğü faaliyetlerin sonuçlarını ve gelecek hedeflerini paylaştı. 32 üye şirket ve bu şirketlere bağlı 63 tesisle Türk çimento sektörünün yüzde 98’ini temsil eden ÇEİS, üretim teknolojilerinin geliştirilmesinden ihracat pazarlarının genişletilmesine, dayanıklı yapı stoğunun oluşturulmasından sağlam yollar ve güçlü bariyerlerin yaygınlaştırılmasına, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün geliştirilmesinden nitelikli iş gücünün yetiştirilmesine, çevreye duyarlı üretimden yenilenebilir enerji kullanımına sektörü ilgilendiren her alanda geliştirme ve iyileştirme faaliyetleri yürütüyor.

Türk çimento sektörünün 2016 yılında 77 milyon ton üretime ulaşarak Avrupa lideri olduğunu vurgulayan ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Tufan Ünal şunları ifade etti:

“Son 10 yılda üretimimizi yüzde 50 artırdık. Avrupa lideri olmakla kalmadık, dünya çimento üretiminde ülkemizi ilk beşe soktuk. Türk çimento sektörü köklü olduğu kadar gelecek de vaat eden bir sektör. Altyapı, yol, köprü, konut projeleriyle Türkiye’nin geleceğini inşa ediyoruz. Ülkemizi geleceğe taşıyacak Üçüncü Havalimanı, Çanakkale 1915 Köprüsü, Avrasya Tüneli ve İzmit Körfez Geçişi gibi mega projelerin de taşıyıcı gücü olarak çalışıyoruz. Sağlam yapı, güçlü Türkiye anlayışıyla güvenli geleceği inşa etmenin varoluş misyonumuz olduğuna inanıyoruz.”

Cari açık yaratmayan sektör

Türk çimento sektörü 2016 yılında 77 milyon ton üretimle yaklaşık 2,8 milyar dolar ciro elde etti. Maliyet düşürücü modernizasyon yatırımları ile Avrupa Birliği normlarına uygun üretim yapan Türk çimento sektörünün 2016 ihracat geliri ise 500 milyon dolara ulaştı.

Yaklaşık 7 milyon konutun 2023 yılına kadar tekrar inşa edilmesinin gündemde olduğunu belirten Tufan Ünal şunları söyledi:

“Bu projelerde ciddi miktarlarda çimento talebi olacaktır. Sektörümüz bugün, tamamen yerli ham madde kullanarak ülke ihtiyacının tamamını karşılayabiliyor. Üstüne ihracat da yapıyor. Çimento sektörü yerli ham madde kullanımıyla cari açık yaratmıyor, aksine ihracatla açığı kapatmak için çalışıyor. Cari açık yaratmayan, hatta kapatan bir sektör olmaktan gurur duyuyoruz.”

17 bin kişinin istihdamı güvenli ellerde

Türk çimento sektörü, ülke geneline yayılmış tesislerle 17 bin kişiye istihdam yaratıyor. Son 10 yılda iş sağlığı ve güvenliğine 145 milyon TL yatırım yapan Türk çimento sektörü, iş sağlığı ve güvenliği dendiğinde akla ilk gelen sektör olmayı hedefliyor.

“Sıfır iş kazası” vizyonuyla dünyanın lider iş sağlığı ve güvenliği kuruluşlarından İngiliz British Safety Council’la işbirliğine gittiklerini söyleyen Tufan Ünal şöyle konuştu:

“ÇEİS olarak şimdiye kadar belki de hiçbir sektörün atmadığı bir adımı attık ve üye şirketlerimize ait tüm fabrikaları British Safety Council işbirliğiyle denetime tabi tuttuk. Son 10 yılda Türk çimento sektörü olarak, klinker üretim kapasitemiz yüzde 90, sektördeki çalışan sayımız yaklaşık yüzde 40 artmasına rağmen, iş kazalarına ilişkin uluslararası kıyaslamalarda kullanılan kaza sıklık oranında yüzde 30, kaza ağırlık oranında ise yaklaşık yüzde 60’lık bir düşüş sağladık.”

ÇEİS ayrıca, nitelikli çalışanların çimento sektörüne kazandırılması için de çeşitli eğitimler veriyor. Son 10 yılda Türk çimento sektörünün eğitime yaptığı yatırım 31 milyon TL’ye ulaştı.

Her yıl bir Avrasya Tüneli

“Türkiye’nin güvenli geleceğini inşa etme misyonumuz kapsamında ülkemizi sağlam yollar ve güçlü bariyerlerle buluşturmayı hedefliyoruz” diyen Tufan Ünal sözlerine şöyle devam etti:

“Bugün Amerika’nın yüzde 90’ı beton yollardan oluşuyor. Gelecekte yollarımız dayanıklı, kaliteli, ucuz maliyetli, uzun vadede daha ekonomik, çevreyle dost ve yüksek performanslı beton yollar olacak. Belediye uygulamalarında beton yollar, asfalt yollara göre ilk yapım maliyeti açısından yüzde 35 civarında daha ucuz ve daha uzun ömürlüdür. Asfalt yollara harcanan bakım onarım giderlerinden sağlanan kâr ile her sene bir Avrasya Tüneli açabiliriz.”

Güvenlik açısından bir başka önemli konunun da bölünmüş yollarda kullanılan bariyerler olduğuna dikkat çeken Tufan Ünal, “Beton bariyerlerin gerek güvenlik açısından gerekse yıllara ve çevre koşullarına dayanıklılık açısından gündeme almamız gereken bir alternatif olduğuna inanıyoruz ve bu konuda da çalışıyoruz” dedi.


Çöpü enerjiye, enerjiyi çimentoya dönüştürüyor

Türk çimento sektörü 2016 yılı sonu itibariyle 10 fabrikada 18 hat ile toplam 100,7 MW gücünde atık ısı geri kazanım tesisi yatırımı yaptı. Toplam 5 hatta 34,0 MW elektrik üretimine imkân tanıyacak 4 fabrikaya ait yatırımların da birkaç yıl içinde devreye alınması planlanıyor. Sektörün ulaştığı kurulu kapasite, yıllık yaklaşık 400 bin hanenin elektriğini karşılar seviyeye geldi.

Atıktan ürettikleri enerjinin kapsamını genişletmek için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile görüştüklerini belirten Tufan Ünal sözlerini şöyle tamamladı:

“Bir yılda ülkemizde ortaya çıkan yaklaşık 28 milyon ton belediye çöpünden 7 milyon ton ek yakıt üretmek ve kullanmak mümkün. Üretilen 7 milyon ton ek yakıt ile yıllık 1,7 milyon ton CO2 azaltımı yapmak ve belediye katı atıklarını yüzde 80 oranında azaltmak mümkün olacak. Atık ikame oranı Avrupa’da yüzde 60 seviyelerine ulaştı. Türkiye’de ise bu oran henüz yüzde 4 civarında. Bu oranı yukarı seviyelere çıkardıkça hem çevreye hem ülke ekonomisine büyük katkı sağlanacak.”

İçecek Lideri Dimes’te Üç Üst Düzey Atama

Türkiye’nin ilk yerli sermayeli meyve suyu ve ülkemizin önde gelen içecek markası DİMES’in Satış Direktörlüğü görevine Selim Can Devrim, Pazarlama Direktörlüğü’ne Duygu Süleymanoğlu, İnsan Kaynakları Direktörlüğü’ne Yelda Tavlan atandı. DİMES bünyesindeki üç üst düzey atama da şirket bünyesinden yapıldı.

DİMES Satış Direktörü Selim Can Devrim

DİMES Satış Direktörü olarak atanan Selim Can Devrim, Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra, yüksek lisans eğitimini Galatasaray Üniversitesi’nde tamamladı.

Profesyonel kariyerine Danone Türkiye bünyesinde 2006 yılında başlayan Devrim, pazarlama ve satış departmanlarında çeşitli görevler yürüttü.

2011 yılında DİMES’e katılan Devrim, Modern Kanal, Saha Satış Operasyonları ve Ticari Pazarlama Müdürlüğü gibi görevler üstlendi. Son olarak Türkiye Satış Müdürlüğü görevini yürüttü.

Evli ve 1 çocuk babası olan Devrim, İngilizce ve Fransızca biliyor.

DİMES Pazarlama Direktörü Duygu Süleymanoğlu

DİMES Pazarlama Direktörü olarak atanan Duygu Süleymanoğlu, lisans eğitimini Galatasaray Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde tamamladı. Fransa’nın Nice kentinde Sophia Antipolis Üniversitesi’nde de eğitim gördü. Profesyonel yaşamına, 2008 yılında Shaya Grubu bünyesinde başlayan Süleymanoğlu, kariyeri boyunca farklı ulusal ve uluslararası şirketlerde sorumluluk yüklendi.

DİMES bünyesine 2011 yılında Ürün Müdürü olarak katılan Duygu Süleymanoğlu, 2014 yılında Grup Ürün Müdürlüğü’ne getirildi. 2015 yılında DİMES Pazarlama Müdürü olarak atanan Süleymanoğlu, DİMES’in marka değerinin ve tüketicinin duygusal bağının daha da artması adına marka konumlaması, “Hayata Başka Bak’’ iletişimi, sürdürülebilirlik ve liderliklerin daha ileriye taşınması gibi stratejik öncelikli konulara odaklandı. Duygu Süleymanoğlu, 2017 yılı Mart ayı itibarıyla da DİMES Pazarlama Direktörü görevine atandı. Duygu Süleymanoğlu İngilizce ve Fransızca biliyor.

DİMES İnsan Kaynakları Direktörü Yelda Tavlan

DİMES İnsan Kaynakları Direktörü olarak atanan Yelda Tavlan, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme Bölümü’nü birincilik derecesiyle bitirdi. Profesyonel yaşama Garanti Bankası bünyesinde adım atan Tavlan, daha sonra gıda ve tüketim ürünleri sektörüne geçti, insan kaynakları alanında üst düzey yönetici olarak görev aldı.

2015 yılında İnsan Kaynakları Müdürü olarak DİMES’e katılan Yelda Tavlan, grup bünyesindeki tüm insan kaynakları sistem ve süreçlerinin oluşturulması, geliştirilmesi ve uygulanmasından sorumlu olarak yönetim görevi üstleniyor. Aynı zamanda, Uluslararası Koçluk Federasyonu (ICF) tarafından verilen ACC unvanına sahip ‘profesyonel koç’tur.

Evli ve 1 çocuk annesi olan Tavlan, İngilizce biliyor.

Aytemiz Motorcu Dostu İstasyon ile Motosiklet Kullanıcılarına Sahip Çıkıyor

Aytemiz, ‘Motorcu Dostu İstasyon’ projesi ile akaryakıt sektöründe, hizmet konusunda fark yaratan yepyeni bir çalışmaya imza atıyor. Motorcu Dostu Aytemiz İstasyonlarında, motosiklet kullanıcılarına özel park alanları ve bu alanın önünde kask, mont ve eldiven gibi eşyalarını bırakabilecekleri kişiye özel kilitli dolaplar, marketlerde kitleye özel ürünler yer alacak. Ayrıca yakıt alımı sırasında oluşabilecek kazaları engellemek amacı ile motosikletlilere özel hazırlanan pompaların önünde, kaymaz bir zemin olacak. Tüm bu hizmetlere ek olarak, motosiklet kullanıcılarının hayatını kolaylaştıracak, kask ve eldivenlerini çıkartmadan pompada ödeme yapabilecekleri “Aytemiz motordan öde” hizmeti de kısa bir süre sonra anlaşmalı Aytemiz istasyonlarında uygulanmaya başlanacak.

Türkiye’nin en hızlı büyüyen akaryakıt şirketi Aytemiz, sektörde bir ilke imza atarak “Motorcu Dostu İstasyon” projesini hayata geçiriyor. Motosiklet kullanıcılarının istek ve taleplerini tespit eden Aytemiz, Motorcu Dostu İstasyon projesi ile hizmet konusunda fark yaratan yepyeni bir çalışmaya imza atıyor. Tespit edilen ihtiyaçlar doğrultusunda motosiklet kullanıcılarının hayatını kolaylaştırmayı hedefleyen Motorcu Dostu İstasyon projesi, motosiklet kullanıcılarının desteği ile Türkiye geneline yayılarak büyümesini sürdürecek. Motosiklet kullanıcılarının trafikteki algısını yükseltmek, emniyetlerine katkıda bulunmak ve hayatlarını

kolaylaştırmak hedefiyle geliştirilen Motorcu Dostu İstasyon projesi, bir dizi yeniliği de beraberinde getiriyor.

MOTORCUNUN TÜM İHTİYAÇLARINI KARŞILAYACAK

Bu kapsamda projede yer alan Aytemiz istasyonları, istasyon girişlerine yerleştirilecek ‘Motorcu Dostu İstasyon’ tabelaları ile farklılaşacak. Bu istasyonlarda, motosiklet kullanıcılarına özel park alanları ve bu alanın önünde kask, mont ve eldiven gibi eşyalarını bırakabilecekleri kişiye özel kilitli dolaplar yer alacak. Ayrıca yakıt alımı sırasında oluşabilecek kazaları engellemek amacı ile motosikletlilere özel hazırlanan pompaların önüne, özel kaymaz bir zemin yer alacak. Farklı tekerlek tiplerine uygun lastik şişirme uçları da motosiklet kullanıcıların hizmetine sunulacak. Öte yandan motosikletlere yakıt dolumu yapacak personeller de motosikletlere özel hizmet sunmak üzere bir eğitimden geçecek. Aytemiz Motorcu Dostu İstasyonlardaki marketlerde, motosiklet kullanıcılarına özel, Castrol madeni yağları, kask içi ve dışı temizleme spreyi, buğu önleyici, motosiklet temizleme ve cilalama spreyi ile zincir temizleme spreyi gibi bakım malzemelerine de yer verilecek. Hem yağ değişimini hem de zincir yağlamayı kolaylaştıran motosiklet sehpası da bu istasyonlarda yer alacak. Tüm bu hizmetlere ek olarak, motosiklet kullanıcılarının hayatını kolaylaştıracak, kask ve eldivenlerini çıkartmadan pompada ödeme yapabilecekleri “Aytemiz motordan öde” hizmeti de kısa bir süre sonra anlaşmalı Aytemiz istasyonlarında uygulanmaya başlanacak.

MOTOSİKLET KULLANICISININ DA ‘HİZMETİNDEYİZ’

Aytemiz olarak her türlü taşıt kullanıcısına “hizmetinizdeyiz” dediklerini ve bunu sonuna kadar uyguladıkları bir yaklaşıma sahip olduklarını söyleyen Aytemiz Genel Müdürü Ahmet Eke, “Biz bu sloganı geliştirirken, tüm motorlu araçları hedefleyerek yola çıkmıştık. Bugün bizce geleceğin parlayan yıldızı olmaya aday olan motosiklet dünyasına dokunma ve onların hayatlarını kolaylaştırma zamanının geldiğini düşünüyoruz” dedi. Gerek satın alma ve gerekse kullanım açısından son derece ekonomik olan motosikletlerin özellikle büyük kentlerde yaşanan trafik probleminin en pratik çözümlerinden biri olduğunu anlatan Ahmet Eke, “Bugün Türkiye’de trafiğe kayıtlı 3 milyon motosiklet bulunuyor. Bizim hedefimiz bu 3 milyon kullanıcının tamamına ulaşmak. Onların ne tip ihtiyaçları olduğunu iyi biliyoruz ve motosiklet kullanıcılar için hem istasyonlarımızda, hem de trafikte bir farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.

PROJEYİ MOTOSİKLET KULLANICILARI ŞEKİLLENDİRECEK

Motosikletin ister iş ister hobi amaçlı kullanılsın, başlı başına bir yaşam tarzını temsil ettiğini hatırlatan Ahmet Eke, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Motosikletlere ve motosiklet kullanıcılarına yönelik sektörde büyük bir boşluk olduğunu tespit ettik ve bu alanı hak ettiği şekilde doldurmak üzere harekete geçtik. Umuyoruz ki; sektördeki diğer oyuncular da başlattığımız bu hareketi takip ederek, yaklaşımımıza destek vereceklerdir. Kısa vadede kendi işlettiğimiz 25 istasyonumuzda devreye alacağımız uygulamayı, yılsonuna kadar motorcuların yoğun olarak kullandıkları rotaları da dikkate alarak 100 istasyona kadar yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Projemizi gerçekleştirmek üzere Koşuyolu istasyonumuzu pilot istasyon olarak belirledik. Bu pilot istasyonu kullanan motosikletli tüketicilerimizden aldığımız geri bildirimlerle, projemizi hem yaygınlaştırmaya hem de geliştirmeye devam edeceğiz.”

En Verimli Arçelik A.Ş. Ürünleri ile Yılda 500 Milyon m3 Su Tasarrufu

Arçelik A.Ş., ürünleri ve üretim süreçlerindeki su verimliliği çalışmalarıyla 22 Mart Dünya Su Günü’nde su tasarrufunun önemine dikkat çekiyor. Türkiye’de tüm hanelerdeki çamaşır ve bulaşık makineleri en verimli Arçelik ürünleri ile değiştirildiğinde elde edilecek su tasarrufu yıllık yaklaşık 150 milyon m3’e ulaşacak. Buna ek olarak, elde bulaşık yıkama yerine en verimli Arçelik ürünlerinin kullanılması ile bu rakam yılda 500 milyon m3’ü buluyor.

Ürünlerinin yanı sıra üretimde su verimliliğine de dikkati çeken şirket, 2011 yılından bu yana işletmelerinde gerçekleştirdiği su verimliliği çalışmaları ile yaklaşık 1 milyon m3 su tasarrufu sağladı. Bu sayede 1 milyon 200 bin hanenin günlük su tüketimine eşdeğer miktarda suyu tasarruf etti. Ayrıca pazardaki eski teknolojiye sahip ürünleri çevre dostu yeni ürünler ile değiştirerek toplamda 2,3 milyon m3 suyun boşa harcanmasını da engelledi.

‘Dünyaya Saygılı, Dünyada Saygın’ vizyonuyla hareket eden Arçelik A.Ş., küresel varlığını her geçen gün güçlendirirken, sürdürülebilirlik bilinci ile doğal kaynakları en verimli şekilde kullanarak çevreyle uyumlu ve yenilikçi teknolojiler geliştiriyor. Arçelik A.Ş. 22 Mart Dünya Su Günü’nde, geliştirdiği su verimliliği yüksek ürünleri ile hem su tasarrufuna hem de temiz suyun korunmasına dikkat çekiyor.

Verimli ürünlerle sağlayacak tasarrufa dikkati çeken Arçelik A.Ş. CEO’su Hakan Bulgurlu, “Türkiye’de tüm hanelerdeki çamaşır ve bulaşık makineleri en verimli ürünlerimiz ile değiştirildiğinde elde edilecek su tasarrufu yıllık yaklaşık 150 milyon m3’ e ulaşacak. Buna ek olarak, elde bulaşık yıkama yerine en verimli ürünlerimizin de kullanılması ile bu rakam yılda 500 milyon m3’ü buluyor. Bu değer 1,5 milyonun üzerinde hanenin yıllık su tüketimine eşdeğer ”dedi. Sorumlu üretici kimliğiyle Bolu’daki geri dönüşüm tesisinde, piyasadan topladıkları su verimsiz ürünleri de geri dönüştürdüklerini söyleyen Hakan Bulgurlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Piyasadaki su verimsiz ürünleri çevre dostu yeni ürünlerle değiştirerek toplamda 2,3 milyon m3 suyun boşa harcanmasını engellemiş olduk.”

Ürünlerinin yanı sıra işletmelerinde gerçekleştirdiği çalışmalar ile su tasarrufu yaptıklarını, böylece hem doğal kaynak tüketimini hem de atıksu oluşumunu azalttıklarını belirten Arçelik A.Ş. CEO’su Hakan Bulgurlu, “Tüm canlılar için vazgeçilmez bir doğal kaynak olan suyun sürdürülebilirliğini sağlamak ve gelecek nesillere en kıymetli miraslardan biri olarak bırakmak hepimizin görevi. Birleşmiş Milletler, her yıl farklı temalarla kutlanan Dünya Su Günü’nün bu yılki temasını ‘Atıksu’ olarak belirledi. Arçelik olarak, işletmelerimizdeki su verimliliği çalışmaları ile 2011 yılından bu yana yaklaşık 1 milyon m3su tasarrufu sağladık. Bu sayede 1 milyon 200 bin hanenin günlük su tüketimine eşdeğer miktarda suyu tasarruf etmiş olduk” dedi.

22 Mart Dünya Su Günü kapsamında rakamlar paylaşan Hakan Bulgurlu sözlerine şöyle devam etti: “Su, gıda güvenliği, enerji güvenliği, ekonomik ve sosyal kalkınmanın temelini oluşturuyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre; ekonomik kalkınmada kilit role sahip su kaynakları bakımından zengin ülkelerin büyüme oranları, bu kaynaklara erişimi sınırlı olan ülkelere kıyasla daha yüksek. Gezegenimiz üzerindeki su kaynaklarının sadece yüzde 2,5’u tatlı su kaynaklarından oluşuyor. Bu kıymetli doğal kaynağımız, her geçen gün artan su talebi ve iklim değişikliğinin yarattığı olumsuz etkiler ile tehdit altında. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF)’nın raporuna göre, son yüzyıl içinde dünya nüfusu 3 kat büyürken su kaynaklarına olan talep 7 kat arttı. 2050 yılına gelindiğinde ise dünya nüfusunun yüzde 40’ından fazlasının su stresi çeken havzalarda yaşaması bekleniyor. Ülkemiz, bulunduğu coğrafya itibariyle, 2030’da su sıkıntısı çeken bir ülke durumuna gelebilecek.”

Bulgurlu ayrıca, “2030 yılı Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden 6.’sı olan ‘temiz su ve sıhhi koşullar’ ve 12.’si olan ‘sorumlu tüketim ve üretim’ hedefleri kapsamında herkesin suya erişimi ve suyun sürdürülebilir yönetimi amaçlanıyor. Şirketimiz su verimliliğinde öncü ürünler geliştirerek, üretimde kapalı çevrim su döngüsü yaklaşımı ile oluşan suların yeniden kullanımına odaklanarak bu global hedefe katkı sağlıyor” dedi.

14. Uluslararası Exposhipping Denizcilik Fuar ve Konferansı Başladı

21-24 Mart tarihleri arasında İstanbul Pendik Convention Center’da yapılan 14. Uluslararası Exposhipping Denizcilik Fuar ve Konferansı törenle ziyarete açıldı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Selçuk Sert IMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan ve GİSBİR Başkanı Murat Kıran’ın açılışını gerçekleştirdiği fuarın, 4 kıtadan 43 ülkeden 150’nin üzerinde firma ve 627 marka ile 57 ülkeden 11.000’ni aşkın denizcilik profesyonelini ağırlaması bekleniyor.

Türkiye’nin Denizcilik Fuarı, 14. Uluslararası Exposhipping Denizcilik Fuar ve Konferansı, 21 Mart tarihinde, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Selçuk Sert, IMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan, GİSBİR Başkanı Murat Kıran, UBM EMEA (İstanbul) Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Tığlıoğlu, sektör temsilcileri ve profesyonellerinin katıldığı resmi açılış töreni ile ziyarete açıldı.

Tören, UBM EMEA (İstanbul) Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Tığlıoğlu’nun hoş geldin konuşması ile başladı. IMEAK Ticaret Odası adına 14. Uluslararası Exposhipping Denizcilik Fuar ve Konferansı’nı düzenlediklerini belirten Tığlıoğlu, “Türk Gemi Sanayii, dünya genelinde çok başarılı işlere imza atıyor, rekabet gücü ve potansiyeli çok yüksek. Bu potansiyelin en verimli şekilde kullanılması ise sektörümüzün uluslararası pazarlara ulaşmasından geçiyor. Exposhipping İstanbul olarak, yaklaşık Asya, Avrupa, Amerika ve Afrika kıtalarından 43 ülkeden 150’nin üzerinde firma ve 627 marka ile 57 ülkeden 11.000’ni aşkın denizcilik profesyonelini Exposhipping İstanbul’da ağırlamayı planladık. Ayrıca, Ekonomi Bakanlığımızın koordinatörlüğünde ve İstanbul İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği’nin organizatörlüğünde Alım Heyeti programımız bulunuyor. Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Güney Afrika, Kazakistan, Kuveyt, Singapur, Ukrayna ve Yunanistan başta olmak üzere denizcilik sektörüne yeni projeler kazandırabilecek hedef ülkelerden Alım Heyetleri, uzun soluklu işbirlikleri geliştirmek üzere Exposhipping İstanbul’dalar. İnanıyorum ki fuarımız yeni pazar ve işbirlikleri fırsatları sunarak 2017 yılına umutla giren Türk denizcilik sektörüne ihtiyacı olan ivmeyi kazandıracaktır. Fuarımızın sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Türk Fuarcılık Sektörü’nün ekonomiye ve turizme çok önemli faydalar sağladığını belirten Serkan Tığlıoğlu, şöyle devam etti: “Fuarcılık sektörü bir buz dağının ancak görünen üst tepesi gibidir. Bugün Türk Fuarcılık sektörünün ekonomiye katkısı yaklaşık 300 milyon dolardır. Ekonomimizde çok küçük bir rakam gibi duruyor. Ancak Türk turizmine olan katkısı yaklaşık her yıl olmak üzere 2 milyar doların üzerinde ve bir çok istihdamı da beraberinde getiriyor. Bölge coğrafyasında rakiplerimize baktığımızda Dubai ve Moskova’yı görüyoruz. Ama biz bu iki şehiri kendimize rakip olarak görmüyoruz. İstanbul’dan çok daha az potansiyele sahipler. Bizler kapasitemiz, organizasyon gücümüzle hem Rusya, Ukrayna, Kafkaslara hizmet ediyoruz hem de Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Balkanlar’a. Fuarcılık sektörünün altyapı olarak gelişimini tamamladığında ve yeni fuar alanları oluşturulduğunda gelirini iki katına çıkaracağına inanıyorum Bu da her yıl ekonomimize 500 milyar dolar gelir demektir”.

Konuşmasında Asya ve Avrupa arasında siyasi, kültürel ve ekonomik bir köprü olan ve dünyanın en büyük 18’nci ekonomisine sahip olan Türkiye’nin gün geçtikçe büyümekte ve gelişmekte olan gemi inşaa sanayisiyle dünya denizcilik sektöründe önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çeken GİSBİR Başkanı Murat Kıran, Modern, teknoloji bakımından gelişmiş ve uluslararası sertifikalara sahip Türk Tersaneleri ticari ve askeri alanda gemi üretiminde geniş bir yelpazeye sahiptir. Yeni gemi inşaasının yanısıra tamir, bakım ve onarımda Türk tersanelerinin son derece başarılı ve bölgesinde söz sahibi olduğu alanlardır. Günümüzde dünya ölçeğinde yaşanan olumsuz gelişmeler nedeniyle Türkiye’nin inşaat sektörü, bakım-onarım ve savunma sanayii gemi inşaasına ağırlık vermiş olup devletimizce 2016 yılında açılan ve 2017 yılında açılacak olan Milli savunma sanayii projelerinin gemi inşaa sanayii için can simidi olduğunu değerlendirmekteyiz” dedi.

Kıran, uluslararası katılımlı Exposhipping İstanbul’un, içinden geçmekte olduğumuz süreç bakımından, yurt dışında ülkemiz aleyhine yapılan dezenformasyon karşısında, sektör oyuncularının bu tür karalayıcı haberlerin doğru olmadığını yerinde görmesi açısından önemli olduğu ve doğru bir zamanlama seçildiği kanaatinde olduğunu belirtti ve “14. Uluslararası Exposhipping Denizcilik Fuar ve Konferansı’nın ülkemiz, gemi inşa sanayimiz, tüm katılımcılar ve ziyaretçiler açısından verimli geçmesini diliyorum” dedi.

Bugünkü konjoktürde fuarları açmanın, devam ettirmenin büyük başarı olduğunu belirten ve destekleyen tüm kurumlara teşekkür eden IMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan, Türkiye’nin yurtdışındaki olumsuz algısına vurgu yaptığı konuşmasında, ülkemizin yurtdışındaki algısına üzüldüğünü söyledi ve şöyle devam etti: “Son aylarda hiç olmadığı kadar koşuyoruz, yurtdışındaki fuarları, kongreleri, konferansları ziyaret ediyoruz. Elimizden geldiğince anlatmaya çalışıyoruz. Bu nedenle fuarımıza gelen yabancı katılımcılarımıza ve ziyaretçilerimize teşekkür ediyoruz. Bakın görün Türkiye’de herşey normal. Fuarımıza son dönemde sorunlar yaşadığımız Hollanda ve Almanya’dan gelen misafirlerimize daha çok teşekkür ediyorum. Devletlerin dostu olmaz menfaatleri olur, ama milletlerarasındaki dostluklar daimidir. Belki de ilk defa bize düşen en büyük görev bizimle ilgili algıyı değiştirmek için herkes bir kişi de olsa davet edip, konuşup gerçeği demokrasi ile yönetildiğimizi anlatmalı” dedi.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Selçuk Sert ise, “Hepimizin bildiği gibi denizcilik sektörü bir süredir önemli bir kriz yaşamakta. Ancak bu krizlerin, rekabet gücümüzü geliştireceğine, bizi daha verimli çalışmaya yönlendireceğine ve bu krizin bitmesiyle kayıp yılların da süratle telafi edileceğine inancımı bu vesileyle bir kez daha tekrarlıyorum. Denizcilik sektörümüz krize rağmen büyümeye devam ediyor. Başta Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım, Bakanımız Ahmet Arslan, Müsteşarımız Suat Hayri Aka olmak üzere, Denizci Başbakan, Denizci Bakan ve Denizci Müsteşar. Herhalde bu ilk defa biraraya geliyor. Biz de bu sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyoruz. Yükümüz ağır, 2017 yılında bunu iyi değerlendirmemiz lazım” dedi.

Konuşmaların ardından kurdele kesimi ile Exposhipping İstanbul’un resmi açılışı gerçekleşti ve standlar gezildi. Öğleden sonra Expohipping İstanbul kapsamında Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde bulunan Türkiye’nin en büyük tersanesi Sedef Tersanesi ziyaret edildi. Gezide, Sedef Tersanesi’nde inşaa edilmekte olan dünyanın birçok ülkesinde şehirlerin enerji ihtiyacını karşılayan bir enerji gemisi görüldü ve Türkiye’nin yerli teknolojiyle inşa edilmekte olan ve 2021 yılında suya indirilmesi hedeflenen ilk Milli Havuzlu Çıkarma Gemisi’ninde gelinen son nokta bilgisi paylaşıldı.

Firmalar, Exposhipping Katılımcı Seminerleri’nde son teknoloji ürün ve hizmetlerine dair gelişmeleri paylaştı…

Katılımcı Seminerleri’nin ilki Jotun tarafından düzenlendi. Jotun Global Satış Direktörü Stein Kjolberg’in “ISO 19030 – Gemi dış kabuk ve pervane performansını iyileştirmeye yönelik uygulamalar” başlıklı konferansı ilgiyle takip edildi. İlkfer Group tarafında düzenlenen bir diğer konferansta; VISWA LAB. ( Yakıt ve Yağ Analiz Hizmetleri) – VEEMS Otomasyon Sistemi (Emisyon Regülasyonlarına Hazırlık ), UNI Software – Caretta Yazılımı ( Yeni Nesil Gemi İşletim Sistemleri ), UNIKAL (Tüm Kalibrasyon ve Danışmanlık Hizmetleri ) konuları ele alındı. İlkfer Group Kurucu Ortağı İlker Meşe’nin konuşmacı olduğu etkinliğe katılım yoğun oldu. Fuarın ikinci gününde BIMCO tarafından düzenlenen NYPE 2015 konulu etkinlikte ULGENER LC/LO’dan Prof.Dr.M.Fehmi Ulgener konuşmacı olarak yer alacak.

Exposhipping İstanbul, SEATRADE öncülüğünde düzenlenen ‘Global Maritime Summit’ Zirvesi’ne evsahipliği yapacak…

Exposhipping İstanbul’un ikinci gününde Sea Asia, Seatrade Maritime Middle East, Seatrade Offshore Marine & Workboats Middle East gibi dünyadaki öncü denizcilik etkinliklerinde konferans programları ve denizcilik ödül törenleri düzenleyen SEATRADE öncülüğünde ‘Global Maritime Summit’ Zirvesi yapılacak. Zirve, denizcilik endüstrisini uluslararası ve bölgesel bazda etkileyen kilit konulara odaklanacak. SEATRADE’in uluslararası etkinlik ve konferans deneyimine sahip ekibi tarafından organize edilen ‘Global Maritime Summit’, 22-23 Mart tarihlerinde Pendik Green Park Convention Center’da gerçekleştirilecek. Uluslararası alanda çok sayıda katılım beklenen Zirve’de, Dünya ekonomisi bağlamında; ‘Denizcilik sektörünün durumu’, ‘Pazar görünümleri’, ‘Küresel trendler’, ‘Türkiye bakış açısı’, ‘Gemi inşaatı, onarımı ve bakımı’, ‘Gemi İnşa Sektörü’, ‘Liman ve İşletmeciliği’, ‘Niş pazarlar’, ‘Limanlar ve alt yapı’, ‘Geleceğin gemileri’, ‘Akıllı gemiler’, ‘finans ve denizcilik sektörü’ gibi konular ele alınacak.

Osram, Ledvance’ın satışını tamamladı

Büyüyen pazarlara daha da güçlü biçimde katılmayı hedefleyen Osram’dan stratejik hamle

Aydınlatma sektörünün lider üreticisi Osram 3 Mart 2017 itibarıyla Ledvance’ın Çinli konsorsiyuma satışını tamamladı..Osram satıştan 500 Milyon Euro alacak, ayrıca ticari marka haklarının kullanımından önümüzdeki yıllarda yaklaşık 100 milyon Euro’luk lisans geliri elde edilmesi de bekleniyor.

Osram Yönetim Kurulu, Ledvance’ı satma kararını, genel aydınlatma ampulleri işindeki stratejik seçeneklerin kapsamlı şekilde gözden geçirilmesinden sonra aldı. OSRAM’ın Global’deki CEO’su Olaf Berlien “İşlemlerin başarıyla tamamlanması Osram’ın yeniden rekabetçi seviyeye getirilmesi stratejisinde bir kilometre taşıdır. Bir yüksek teknoloji şirketi olarak, gelecekte cazip büyüyen pazarlara daha da güçlü şekilde katılma olanağımız olacak,” dedi.

Ledvance’ı satın alan Çinli konsorsiyum stratejik yatırımcı IDG Capital (IDG), Çinli aydınlatma şirketi MLS Co., Ltd. (MLS) ve finansal yatırımcı Yiwu Devlet Varlıkları Operasyon Merkezinden (Yiwu) oluşuyor.

Satışla birlikte, Osram, Özel Aydınlatma (SP), Aydınlatma Çözümleri ve Sistemleri (LSS) ve Opto Yarı İletkenlere (OS) odaklanma doğrultusundaki üç ayaklı stratejisinin uygulanmasında önemli bir adım atmış oluyor.

Satış işlemiyle bağlantılı olarak, Osram ve MLS, MLS’nin Malezya, Kulim’deki yeni Osram fabrikasından LED çipleri satın alabileceğine dair bir niyet mektubu da imzaladılar.

14. Uluslararası Exposhipping Denizcilik Fuar ve Konferansı, 21 Mart’ta ziyarete açılıyor

14. Uluslararası Exposhipping Denizcilik Fuar ve Konferansı, 21 Mart’ta ziyarete açılıyor.

Pendik Convention Center’da 10:30-11:30 saatleri arasında gerçekleşecek Açılış Töreni’ne IMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan, Türkiye Gemi İnşaa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran ve UBM EMEA (İstanbul) Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Tığlıoğlu ile sektör temsilcileri katılacaktır.

Fuara, Asya, Avrupa, Amerika ve Afrika kıtalarından 43 ülkeden 150’nin üzerinde firma ve 627 marka ile 57 ülkeden 11.000’ni aşkın denizcilik profesyonelinin katılımı bekleniyor.

Kordsa Kompozit Güçlendirme Alanında 70 Milyon Dolar Ciro Hedefliyor

Lastik, kompozit ve inşaat güçlendirme teknolojileri pazarının küresel oyuncusu Kordsa; kompozit sektörünün en önemli buluşması JEC Kompozit Fuar’ında gerçekleştirdiği otomotiv kompozit teknolojileri lansmanıyla otomotivde hız ve verimlilik sunduklarını açıkladı.

Sabancı Holding iştiraklerinden Kordsa; son dönemde hem içinde yer aldığı lastik güçlendirme pazarında, hem de yeni girdiği inşaat ve kompozit güçlendirme pazarlarındaki büyümesini sürdürüyor.

Paris’te 1956 yılından beri düzenlenmekte olan ve bu yıl 14-16 Mart tarihleri arasında gerçekleşen dünyanın en önemli kompozit fuarı JEC 100’den fazla ülkeden gelen yaklaşık 1.250 katılımcıyı ve 35 binden fazla ziyaretçiyi ağırladı. Kordsa, sektörün bu önemli buluşmasına dördüncü kez katıldı.

1 Nisan 2017 itibari ile Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanı görevini üstlenecek olan Kordsa CEO’su Cenk Alper’in de katıldıgı fuarda, Kordsa’nın geliştirdiği otomotiv kompozit teknolojileri ve 2016 yılında devreye alınan, Türkiye için örnek bir ilk model olan ve Sabancı Üniversitesi ile ortak hayata geçirilen Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi tanıtıldı.

Kordsa fuarda kompozit alanındaki gücünü geliştirdiği teknoloji ile ortaya koyarken, lansmanını yaptığı ve otomotiv sektörüne hız ve verimlilik katacak teknolojileri hakkında detaylı bilgi aktardı. Geliştirdiği reçine teknolojisi ile hız ve verimlilik artışı sağlayan Kordsa, inovasyon yetkinliği ile kürlenme süresinde devrim niteliğinde bir kısalma sağlıyor. Kordsa’nın geliştirdiği yeni reçine teknolojisi ile 9 dakika olan kürlenme süresi, 3 dakikaya indi ve üretilen kompozit malzemenin yüzey kalitesi arttı. Kordsa bu yeni reçine teknolojisi ile otomotiv üretim hızına uygun proses teknolojisini de geliştirmiş ve pazara sunmuş oldu.

Cenk Alper: “Bugün, dünya genelinde üretilen her 2 otomobil lastiğinden 1’i ve her 3 uçak lastiğinden 2’sini Kordsa güçlendiriyor. İnovasyon ve teknolojinin en önemli satın alma kriteri olduğu lastik üretim sektöründeki bu global başarımızın arkasındaki en önemli belirleyici etken, teknoloji ve inovasyon gücümüz. 2016 senesinde rekor patent başvurumuz var. Toplamda 407 patent başvurumuz ve 128 buluşumuz var. Global liderliğimizi müşterilerimize değer yaratan yeniliklerle koruyoruz. Şimdi lastik güçlendirmeden gelen yetkinliğimizi kompozit alanına aktardık. Kordsa hangi alana girerse fark ve değer yaratan teknolojiler sunar. Şimdi de otomotiv kompozitleri için devrim niteliğinde bir inovasyon sunuyoruz. Bu teknolojimizin de gücü ile Kordsa’nın kompozit teknolojilerinde Avrupa’daki pazar payını büyütüyoruz. Görüştüğümüz 40 müşteriden 30’u ile numune sürecindeyiz. Kompozit güçlendirme alanındaki ciromuzun 70 milyon dolara ulaşmasını hedefliyoruz.

Teknoloji ve inovasyon gücümüzün en önemli çıktısı ise 2016 yılında devreye aldığımız, Ar-Ge’den üretime tüm proseslerin aynı çatı altında ele alındığı Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi’deki Ar-Ge birimimizin, T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca onaylanmış olması. Böylece Kordsa resmi onaylı ikinci Ar-Ge merkezine sahip oldu. Tüm bu göstergeler Kordsa’nın teknoloji ve inovasyona yaptığı yatırımı ve onun güçlü geri dönüşünün kanıtıdır” dedi.

Cenk Alper sözlerini şöyle bitirdi: “Kordsa Amerika’dan Asya Pasifik’e kadar geniş bir coğrafyada güçlendirme teknolojileri ile yaşamlara dokunuyor, sosyal sorumluluk projeleri ile hayatları iyileştiriyor, farklı kültürleri bir araya getiriyor. Biz ‘Yaşamı Güçlendiriyoruz’. Bu vizyonumuzla faaliyetlerimize tüm Dünya’da devam edeceğiz.”

TürkTraktör, Sakaryalı kız öğrencileri üretim ve ağır sanayi istihdamında yer almaya davet ediyor

TürkTraktör, “Filizlerin Mucizeleri” Projesi’nin eğitim ayağı kapsamında Sakarya’da Osmangazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Şen Piliç Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde eğitim gören kız öğrencilerle bir araya geldi.

SAKARYA, 17 Mart 2017 – TürkTraktör, Türkiye’de tarım ve otomotiv alanında kadın işgücünün artırılmasını desteklemek üzere başlattığı Filizlerin Mucizeleri Projesi’nin eğitim alanındaki çalışmaları için Sakarya’daydı.

TürkTraktör, Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri Okuyan Kız Öğrencilere yönelik proje faaliyetleri kapsamında Sakarya’da Osmangazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Şen Piliç Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ndeki öğrenciler, öğretmenler ve veliler ile bir araya geldi. Türk Eğitim Vakfı (TEV)’in eğitimleri vermesinden sonra, TürkTraktör çalışanlarından oluşan gönüllüler katılımcılara deneyimlerini anlattılar.

TürkTraktör Yetenek Yönetimi ve İnsan Kaynakları Müdürü Ceren Ertem; ziyaretler sırasında projeyle ilgili şu bilgileri verdi: “Tarım ve otomotiv alanında kadın işgücü ve girişimciliğinin artırılmasını desteklemek üzere hayata geçirdiğimiz ‘Filizlerin Mucizeleri’projemizi Eğitim, Tarımsal Üretim ve İstihdam olmak üzere 3 farklı konuyu sahiplenecek şekilde tasarladık. Bugün projemizin eğitim tarafındaki çalışmalarımızın bir parçası olan okul ziyaretlerimizi gerçekleştirmek üzere buradayız. Ziyaretlerimizde temel amacımız kadın istihdamının geleceği olan kızlarımıza, üretim ve ağır sanayi alanına sağlayabilecekleri katma değeri anlatmak ve hayatın her alanında olduğu gibi, bu alanlarda da kadın gücünün önemini kendilerine örneklerle göstermek.”

TürkTraktör Sakarya’da 2 okul ziyaret ederek yaklaşık 200 kız öğrenciyle bir araya geldi

Ceren Ertem, proje çalışmaları dahilinde, yapılacak okul ziyaretleri için otomotiv sektörünün önemli üretim merkezleri olan Sakarya, Bursa, Kocaeli, Ankara ve Eskişehir’deki Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri’nin belirlendiğini söyleyerek; “2017 yılı içerisinde toplam 58 okula yapacağımız ziyaretlerimizde, öğretmenler, veliler ve yaklaşık3 bin kız öğrenci ile bir araya geleceğiz. Bu öğrencilerimizin 200 tanesi ise Erenler Fabrikamız’ın da yer aldığı Sakarya’daki bu 2 okulumuzda bulunuyor. Ziyaretlerimizde, kız öğrencilerimize ağır sanayide çalışmaları için rol model olup mentorluk yapıyor, öğrencilerle birlikte ailelerine ve öğretmenlere de toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalıklarını artıran seminerler veriyoruz. Aynı zamanda, bu okullarda okuyan kız öğrencilerin meslek seçimi ve alan/dal tercihleri üzerinde nelerin olduğunu ve eğitimini gördükleri mesleğe dair algı ve tutumlarını da araştırıyoruz” diye açıkladı.

Okulların, makine teknolojisi, motorlu araçlar teknolojisi, metal teknolojisi, elektrik elektronik teknolojisi, ulaştırma hizmetleri, tarım teknolojisi alanlarında eğitim gören 100 öğrenciye Türk Eğitim Vakfı (TEV) koordinasyonunda eğitim bursu vereceklerini de ifade eden Ceren Ertem “Tüm bunlara ek olarak, kontenjan sayılarımız ve ilgili kriterlerimiz kapsamında öğrencilerimiz TürkTraktör’de staj yapma imkanına ve mezun olduktan sonra ise, istihdam önceliğine sahip olacaklar. Bu anlamlı ve hayatlara dokunmayı amaçlayan projemizde emeği geçen ve desteklerini sağlayan tüm proje ortaklarımıza, TürkTraktör adına tekrar teşekkür ederim” diyerek sözlerini tamamladı.

TAV’ın 15. havalimanı Yanbu oldu

TAV Havalimanları Suudi Arabistan Yanbu Prens Abdul Mohsin Bin Abdulaziz Uluslararası Havalimanı’nın 30 yıllık işletme hakkını kazandı. TAV yeni terminali yapacak ve havalimanını 30 yıl boyunca işletecek.

Havalimanı işletmeciliğinde Türkiye’nin dünyadaki önde gelen markası TAV Havalimanları, ortağı Al Rajhi Grubu’yla birlikte Suudi Arabistan’ın Yanbu şehrinde bulunan havalimanının geliştirilmesi ve işletmesi için Suudi Arabistan Sivil Havacılık İdaresi’yle (GACA) anlaşmaya vardı. TAV, Yanbu Prens Abdul Mohsin Bin Abdulaziz Uluslararası Havalimanı’nın yeni terminalini yapacak ve havalimanını 30 sene süreyle işletecek. Kızıldeniz kıyısında bulunan önemli bir endüstri ve liman şehri olan Yanbu, Medine’nin ardından TAV’ın Suudi Arabistan’da işletmesini üstlendiği ikinci havalimanı oldu.

 

TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener “TAV olarak havalimanı yapımı ve işletmeciliğinde sahip olduğumuz bilgi birikimiyle bu alanda tüm dünyada tercih edilen bir marka haline geldik. Dünyanın en rekabetçi coğrafyası haline gelen Körfez Bölgesi’nde altı ülkenin başkent havalimanında imzamız bulunuyor. Suudi Arabistan’ın ilk havalimanı özelleştirmesi olan Medine Havalimanı projesinde gösterdiğimiz başarı bu ülkede yeni fırsatlara kapı açtı. Suudi Arabistan Sivil Havacılık İdaresi’yle ülkenin batısında yer alan Yanbu Havalimanı’nın geliştirilmesi ve işletmesi için anlaşmaya varmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Yanbu, petrol rafinelerine ve ülkenin ikinci en yoğun limanına ev sahipliği yapan önemli bir endüstriyel merkez. Aynı zamanda Kızıldeniz kıyısında özellikle su altı zenginlikleriyle ciddi bir turizm potansiyeline sahip bulunuyor. Medine ve Mekke’ye olan yakınlığı nedeniyle Hac ve Umre trafiği açısından da öneme sahip. İyi bir ülke temsilciği yapmak ve Yanbu Havalimanı’nın potansiyelini tam olarak gerçekleştirmek için çalışacağız” dedi.

 

2017’de toplam 1,2 milyon yolcuya hizmet vermesi beklenen Yanbu Havalimanı, TAV’ın yapacağı yeni terminalle birlikte projenin ilk fazında yıllık yaklaşık üç milyon yolcu kapasitesine ulaşacak.

 

TAV Suudi Arabistan’da 2012’den bu yana Medine Havalimanı’nın işletmesini yürütüyor. Ayrıca hizmet şirketleriyle Cidde, Riyad ve Dammam havalimanlarında da faaliyet gösteriyor.