Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı Başvuruları Başladı.

İ. Ü. Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Program Başvuruları Online olarak İstanbul Üniversitesi http://sosyalbilimler.istanbul.edu.tr SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ web sitesinden yapılmaktadır. Başvuru koşulları Ve tüm bilgiyi BAŞVURU KILAVUZUndan edinebilirsiniz. 12 Haziran 2017 son başvuru tarihidir. Başarılar dilerim. Prof. Dr. Murat Erdal (merdal@istanbul.edu.tr)

Merhaba,

Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programlarımız hakkında kısaca bilgi paylaşıyorum….

Tedarik Zinciri Yönetimi YLP sektör çalışanlarının, saha deneyimi yöneticilerin bir arada olduğu bir program.

Program üretim ve hizmet sektörlerinden büyük ilgi görmektedir.

İkinci öğretim tezsiz program öğrencilerimizin tamamına yakını sektörde görev almaktadır.

Program başvuru tarih ve duyuruları (öğrenci başvuru, idari işler,

vd.) http://sosyalbilimler.istanbul.edu.tr web sitesinden öğrenebilirsiniz.

Son Başvuru Tarihi: 12 Haziran 2017

Haziran ayı içerisinde 2017-2018 Güz dönemi başvuruları yapılmaktadır. Başvurunuzda problem çekmemeniz ve son gün yoğunluğunun yaşanmaması için ilgili başvuru döneminde sisteme giriş yapmanızı tavsiye ediyoruz.

Başvurular online olarak http://www.istanbul.edu.tr üzerinden gerçekleştirilmektedir. Mülakat sınavı sonrası dönemde belgelerinizi İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü-Beyazıt (Eczacılık Fakültesi Yanı) teslim edeceksiniz.

Belgeler:

İkinci öğretim için ALES ve yabancı dil şartı aranmamaktadır.

Eğitim Bedeli:

Geçen sene üç taksit; 1. Yarıyıl 2.700 TL, 2 . Yarıyıl 2.700 TL ve son

yarıyıl 4.500 TL olmak üzere toplam ücret  9.900 Tl yatırılıyordu. Bu sene için eğitim bedeli güncellenebilir. Ders kredisi başına mevcut hali ile 300 TL idi.

Başvuru dönemlerinde Sosyal Bilimler Enstitüsü telefonları hayli yoğundur. İkinci öğretim tezsiz yüksek lisans programı 0212-440 00 00 dan dahili 14242 Jale Hanıma ulaşabilirsiniz.

Sektör tecrübesi olan arkadaşlarımızı aramızda görmek isteriz.
Haziran 2017 Mülakatlarında görüşmek üzere,

Saygılarımla,

Prof. Dr. Murat Erdal

Program Koordinatörü

Akıllı Ulaşımın Geleceği Elektrikli Araçlarda…

Akıllı Ulaşım ve Ulaşımın Geleceği, Intertraffic İstanbul Fuarı’nda masaya yatırıldı. 24-26 Mayıs 2017 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde yapılan fuarda konuşan Eindhoven Teknik Üniversitesi Akıllı Ulaşım Bölge Direktörü Carlo vd Weijer, geleceğin enerjisinin güneşten elde edileceğini ve bugün pahalı olan elektrikli araçların fiyatının ucuzlayacağını söyledi.

Eindhoven Teknik Üniversitesi Akıllı Ulaşım Bölge Direktörü Carlo vd Weijer, akıllı ulaşımın geleceğinin elektrikli araçlarda olduğunu söyledi. Intertraffic İstanbul Fuarı kapsamında düzenlenen ‘Akıllı Ulaşım, Ulaşımın Geleceği’ etkinliğinde konuşan Carlo vd Weijer, “Geleceğin enerjisi güneşten elde edilecek ve çok ucuz olacak. Elektrikli araçlar şu anda çok pahalı ve golf araçlarına benziyorlar. Araçtaki en maliyetli kısım batarya. Ama yakın gelecekte fiyatlarında çok büyük düşüşler olacak ve 3-5 yıl içerisinde elektrikli araçlar kartopu gibi büyüyecek. Buna hazırlıklı olmak ve alt yapıyı hazırlamak gerek. Elektrikli araçlar çok temiz olacak, çünkü petrol kullanılmayacak ve dolayısıyla karbon emisyonu değerleri azalacak” dedi.

Akıllı Ulaşım Sistemleri Sayesinde Araçlar Gelecekte Çok Daha Güvenli Olacak…

Özel otomobil sahiplerinin mobil uygulama aracılığıyla taksicilik yapmasına imkanı sağlayan Uber uygulamasına değinen Eindhoven Teknik Üniversitesi Akıllı Ulaşım Bölge Direktörü Carlo vd Weijer, “Uber, Türkiye’deki dolmuş taksiye çok benziyor. Modern dünyada aslında hiç araç sahibi olmak zorunda değilsiniz. Çünkü paranız olsa da herkesin araç alması için yeterli yer yok. Bana göre kamu taşımacılığının geleceği de paylaşılan mobilite ‘Uber’de olacak” dedi.

Dünya çapında seyahat etmeyi kolaylaştıran uygulamalardan da bahseden Carlo vd Weijer, “İstanbul’da yeni bir aplikasyon var. Yakında ülke çapına yaygınlaşacak bu uygulamayı kullanarak trafiği olmasa da problemi çözebiliriz ve gideceğimiz yere daha kolay ulaşabiliriz” dedi. İnsansız otonom araçlara da değinen Carlo vd Weijer, akıllı ulaşım sistemleri sayesinde araçların gelecekte çok daha güvenli olacağına dikkat çekti.

24-26 Mayıs 2017 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde yapılan Intertraffic İstanbul 9. Uluslararası Altyapı, Trafik Yönetimi, Yol Güvenliği ve Park Sistemleri Fuarı, fuarın yanısıra katılımcı ve ziyaretçilerine kapsamlı bir konferans ve workshop programı sunuyor. Bu etkinlikler kapsamında öne çıkan uluslararası konuşmacılardan biri de Finlandiya’da Uber benzeri bir uygulama olan Tuup’un üst düzey yöneticisi Pekka Möttö oldu. Finlandiya’nın akıllı ulaşım teknolojilerine 1 milyar Euro ayırdığını ifade eden Möttö, “Akıllı Ulaşım Sistemleri ile biz ne kadar hayatı kolaylaştırırsak, insanlar daha çok kamu taşımacılığını tercih edecektir” dedi.

Intertraffic İstanbul Ulaşım Sektörünü İki Yılda Bir İstanbul’da Buluşturuyor…

Türk ulaşım sektörünü 18 yıldır aynı çatı altında biraraya getiren Intertraffic İstanbul, 24-26 Mayıs 2017 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde ziyarete açıldı. Bu yıl 30 ülkeden 200’ün üzerinde katılımcının yer aldığı Intertraffic İstanbul’a, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere İran, Irak, Suudi Arabistan, Katar, Rusya ve Türki Cumhuriyetler gibi 90’dan fazla ülkeden 6.000’i aşkın ziyaretçi bekleniyor.

Enerji ve Güvenlik’teki Olumlu Gelişim ile Pakistan’da Kalıcı Büyüme Başladı

Pakistan’ın Lahor şehrinde Pencap Başbakanı Şahbaz Şerif’in ev sahipliğinde 22 Mayıs’ta gerçekleşen Yatırım Konferansı’na Türkiye’den büyük ilgi vardı. DEİK Türk – Pakistan İş Konseyi Başkanı ve Pakistan’ın en büyük Türk yatırımcısı Coca-Cola İçecek İcra Kurulu Üyesi Atilla Yerlikaya, güvenlik ve enerji alanlarında büyük ilerleme kaydeden Pakistan’ın hem ticaret hem de yatırım cazibesinin arttığını vurguladı.

Pakistan’ın en büyük eyaleti Pencap’ın başkenti Lahor’da Eyalet Başbakanı Şahbaz Şerif’in ev sahipliğinde düzenlenen yatırım konferansı 60’dan fazla Türk iş adamının katılımı ile gerçekleştirildi. Konferansın açılış konuşmasını yapan DEİK Türk – Pakistan İş Konseyi Başkanı ve Pakistan’ın en büyük Türk yatırımcısı Coca-Cola İçecek İcra Kurulu Üyesi Atilla Yerlikaya, Pakistan hükümetinin enerji ve güvenlik alanlarında geçtiğimiz beş yıl içerisinde büyük yol aldığını kaydetti.

Önceki yıllarda Pakistan pazarına girmiş olan Zorlu Enerji ve Albayrak Grubu gibi Türk şirketlerinin Pakistan’da yatırımlarını artırırken, Arçelik’in de ülkenin önde gelen beyaz eşya şirketi Dawlance’ı satın aldığına dikkat çeken Yerlikaya, rekabetçi ve kayıtlı ekonomi ile Pakistan’ın ekonomik cazibesinin ve yatırımcı çekme gücünün daha da artacağına işaret etti.

Pakistan’ın eskiden oldu gibi bir sınır pazarı değil, oldukça ilgi çeken ve gelişmekte olan bir pazar haline geldiğini belirten Yerlikaya, gelişmekte olan güvenlik şartları ve Türkiye-Pakistan serbest ticaret anlaşmasının ardından iki kardeş ülkenin iş adamları için karşılıklı fayda yaratan bir ekonomik ortama kavuştuğunu vurguladı.

Coca-Cola İçecek olarak 2010 yılından bu yana Pakistan’a kesintisiz yatırım yaptıklarını ve Pakistan’ın en büyük yatırımcılarından oldukları için büyük gurur duyduklarını belirten Atilla Yerlikaya, Pakistan’da 500 milyon doları aşan yatırımları ve ülke genelindeki 6 fabrikaları ile binlerce kişiye istihdam yarattıklarını belirtti. Pakistan’ın daha çok yabancı yatırımcı çekmesi için çaba göstermeye devam ettiklerini ifade eden Yerlikaya, “Serbest ticaret anlaşması ile iki ülke arasındaki ticaret ve yatırımların artacağına inanıyorum. Bu kapsamda enerji ve sağlık sektörlerinin yanı sıra Türk müteahhitlik sektörünün de her türlü inşaat projesinin başarıyla üstesinden gelebileceğini düşünüyorum. Otelcilik sektörü yine Pakistan’da geliştirilmesi gereken ve Türkiye’nin deneyimli ve başarılı olduğu bir alan. Ayrıca Türk tüketim mallarına karşı duyulan sempati de büyük umut vaat ediyor. İhracat potansiyelimiz bu anlaşmayla düzenlenecek gümrük yasalarıyla beraber daha da artacak” dedi.

Coca-Cola İçecek hakkında

Coca-Cola sisteminde satış hacmine göre beşinci sırada yer alan Coca-Cola İçecek A.Ş. (CCI), The Coca-Cola Company (TCCC) markalarından oluşan gazlı ve gazsız içeceklerin üretim, satış ve dağıtımını gerçekleştirmektedir. CCI Türkiye, Pakistan, Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Türkmenistan, Ürdün, Irak, Suriye ve Tacikistan’da 10 bin çalışanı ile faaliyet göstermektedir.

CCI 25 fabrikası ile 380 milyonu aşan tüketici kitlesine gazlı içeceklerin yanı sıra meyve suyu, su, enerji ve sporcu içecekleri, buzlu çay ve çaydan oluşan gazsız içecekler kategorisinde de zengin bir ürün portföyü sunmaktadır.

CCI’ın hisseleri Borsa İstanbul’da (BIST) “CCOLA.IS”, Amerikan depo sertifikaları (ADR) ABD’de tezgahüstü piyasalarda “COLAY”, Eurobond’u İrlanda Borsası’nda “CCOLAT” sembolleriyle işlem görmektedir.

Ramazan’da 30 Güne 30 Altın Öneri

Ramazan ayında oruç tutanlar için 30 günü sağlıklı geçirmeleri için altın niteliğinde 30 ayrı öneri… Yemek tercihi, pişirme tekniği, içecek seçimi ve spor önerilerini içeren reçeteyi Medical Park Bahçelievler Hastanesi’nden Uzman Diyetisyen Emel Unutmaz Duman hazırladı.

Ramazan’ı hem ibadet ederek hem de oruç tutarak geçirmek isteyenlerin sağlıklı bir süreç geçirmek için mutlaka uyması gereken bazı kurallar var. Medical Park Bahçelievler Hastanesi’nden Uzman Diyetisyen Emel Unutmaz Duman, başucundan eksik etmeyeceğiniz ve 30 güne yayabileceğiniz 30 altın öneriyi şöyle sıraladı;

  • Vücudunuzu ramazana hazırlayın: Ramazan’dan birkaç gün önce bol su içmek, ara öğünleri kaldırmak vücudunuza iyi gelebilir
  • Sahura kalkın: Yaz aylarına gelen Ramazan’da açlık süresinin uzunluğunu düşünürsek daha da uzatmamak için mutlaka sahura kalkmaya çalışın.
  • Su vazgeçilmeziniz olmalı: İftarda 10, sahurda 5 bardak su içmeyi alışkanlık haline getirin. Yemekle birlikte değil öncesi ve sonrasında için.
  • Sahurda en güzeli kahvaltı: Az tuzlu peynir, lor peyniri, bol yeşillik, ceviz içeren ve tam tahıllı ekmek ile yapılacak kahvaltı iyi bir tercih.
  • İftarda çorba ile başlayın: Uzun açlığın ardından başlanacak yemek hafif ve sindirimi kolay olmalı. Burada da en iyi tercih baharatsız, et suyu veya tavuk suyu içermeyen çorbalar.
  • İftarı ikiye bölün: Çorba + salata ile başladığınız iftar sofrasına 10 dakika ara verdikten sonra ana yemekler ile devam edin.
  • Zeytin yerine zeytinyağı: Sahurda yapacağınız kahvaltıda tuz içeriği yüksek olan zeytin yerine salatalık ve yeşillik üzerine gezdireceğiniz zeytinyağı daha iyi bir tercih.
  • Kilonuzu kontrol altına alın: Ramazan’da şişmanlar kilo almaktan, zayıflar da vermekten şikâyet eder. 30 gün ramazanın sonunda mutsuz olmamak için günlük tüketmeniz gereken besinleri öğrenmeli ve bir disiplin ile Ramazan’ı tamamlamalısınız.
  • Kabızlık riskine dikkat: Ramazan’da gerek sıvı tüketiminin azalması, gerek belli saatlerde bir anda fazla yemek yemek, gerekse yetersiz posa nedeniyle kabızlık görülebilir. Önüne geçmek için; 1. Bol su, 2. Bol posa, 3. Bol hareket.
  • Yeterli beslenin: Ramazan boyunca bazı besinler çok geri planda kalabiliyor. Bu kimisi için et grubu, kimisi için süt/ yoğurt, kimisi için meyve. Tüm bunları ihtiyacınız kadar ve dengeli bir şekilde tüketmek önemli.
  • Protein alımınız önemli: Sahurda peynir, yumurta ve süt; iftarda ise yoğurt ve et grubu günlük protein ihtiyacınızı karşılamakta size yardımcı olacak.
  • Acıktıran besinlerden uzak durun: Sizi en çok karbonhidrat acıktırır. Dolayısı ile sahurda reçel, bal, komposto ve şeker içeren her türlü besinden uzak durun.
  • Tok tutan besinlere ağırlık verin: Posa ve yağ tokluğunuzu arttırır. En sınırsız posa kaynağınız salata mutlaka hem sahur hem iftar sofranızda olsun. Zeytinyağı ve yağlı tohumlar (ceviz, fındık, badem, tuzsuz kaju iyi tercihler ) mide boşalmasını geciktirir ve tokluk verir. Ancak yağların 1 g’ı 9 kkal enerji içerir unutmayın. Miktarına dikkat.
  • Süt – yoğurt mutlaka olsun: İçerdiği kalsiyum, protein, cla, vitaminler vb. nedeniyle hem tokluk verir hem protein ihtiyacınızı, kalsiyum ihtiyacınızı karşılar. Kilo vermek isteyenler için de vazgeçilmez kaynak. Ramazan’da da sofralarınızda mutlaka olsunlar.
  • Meyveyi unutmayın: Günlük 1 – 2 meyve yemeyi ihmal etmeyin. Posası kabızlıktan koruyacak, vitaminleri halsizliğinizi önleyecek, bağışıklığınızı koruyacak. Ancak karbohhidrat içerdiğini unutmayalım, miktarına dikkat edelim ve kabuklu tüketilebilecekleri kabuklu tüketelim.
  • Doğru tatlıyı seçin: Hiç tatlı yemeden bir ay geçiremezsiniz ancak çok sık yediğinizde de ramazan başı ile sonu arasında bir beden fark yaratabileceğinizi unutmadan, miktarına dikkat ederek ve doğru tatlı yani sütlü tatlı veya dondurmayı tercih ederek haftada 1 -2 kez yenilebilir. 1 kâse sütlü tatlı yediğinizde ortalama 1 dilim ekmek, 1 meyve ve 1 bardak süt tükettiğinizi unutmayın.
  • Yavaş yemek yiyin: Tokluk merkezinin harekete geçmesine biraz müsaade edin ve yavaş yemek yiyin.
  • Yemekleri çok iyi çiğneyin: Sindirimin zaten zorlanacağı bir dönem olduğunu unutmayın ve sindirim sisteminize destek verin. İyi çiğneyin.
  • Yürüyüşü unutmayın: Ramazan’da gün boyunca daha az enerji harcandığını düşünün ve bu açığı kapatmak için iftardan 1 – 2 saat sonra hafif tempolu yürüyüş yapmaya çalışın.
  • Pişirme yöntemlerine dikkat edin: Kızartmalar, kavurmalar sindirim sisteminizi zorlar. Bunun yerine daha hafif yöntemlerle pişmiş buhar, ızgara, fırın yöntemini tercih edin.
  • Tuzdan uzak durun: Tuz ve tuz içeren besinlerden (salamura, hazır besinler, sodyum katkı maddeli ürünler) normal zamanda olduğu gibi Ramazan boyunca da uzak durun. Susamanı tetikleyeceğinden daha da dikkat etmekte fayda var.
  • İkramlarda kontrolü elden bırakmayın: Davetlerde yemek çeşidi fazla olacağını unutmadan her tabağı küçük porsiyonlarda kabul edin.
  • Yağlar: Yağlar tokluk verir ama aynı zamanda yüksek kalori içerir. Dolayısı ile tüketilmeli ancak miktarına dikkat edilmelidir.
  • Pidenin hangisi? Yumurtalı pufuduk pastane pideleri yerine mümkünse tam buğday unundan yapılmış pideleri tercih edin.
  • Ceviz: Sahurda tokluk hissini uzun süredirmesi için mutlaka 4 ceviz.
  • Yumurta olmazsa olmaz: İçerdiği protein ve yağ uzun süre tok kalmanızı sağlayacak. Alerjiniz veya safra taşınız yok ise her gün 1 tam, 2 yumurta beyazı sahurda tüketebilirsiniz.
  • Salata her zaman: Posası sayesinde hem tok kalacak hem de kabızlıkla mücadele edebileceksiniz. Hem sahursa hem iftarda eksik etmeyin.
  • Bitki çayları sindiriminizi destekler: Rezene, papatya, ıhlamur, kuşburnu tüketebilirsiniz.
  • Maden suyu: Günlük 2 maden suyu kaybettiğiniz mineralleri yerine koymanıza da yardım edecek.
  • Çay/kahve: Çay kahve ramazanda tüketebilirsiniz, şekersiz çay, şekersiz sütsüz kahve. Ancak fazlası vücuttan su atımına neden olur ve kabızlığı tetikler. Bu nedenle maksimum 2 kahve, açık olmak şartı ile 4 – 5 çay içilebilir.

Kadınlar kilidi kırıyor

Günümüzde kadınların toplumsal, siyasal ve ekonomik alanlarda konum değiştirmesinden yola çıkan KPMG Türkiye, iş dünyasında yönetici kadının yerini araştırdı. “Ne pozitif ne de negatif, her tür ayrımcılığa karşı duran bir iş dünyası için” sloganıyla yola çıkan KPMG Türkiye, lider kadınlara yönetim katlarındaki kilitlerin nasıl açıldığını sordu. Yönetim Kurulunda Kadın Derneği işbirliği ile Türkiye’nin alanında öncü ve lider şirketlerinin yönetimlerinde görev alan kadınların başarı hikayelerindeki perdeyi aralayan “Kilidi Kırmak” araştırması, önyargıları ve zihinlerdeki ‘mit’leri ortaya koydu. Hazırlanan rapora göre; Türkiye’de toplumsal cinsiyete dayalı zihniyet kalıpları değişmedikçe, daha fazla kadın yöneticiden söz etmek zor…

Şirketlerin yönetim katında yer alan kadınların ‘kilidi nasıl kırdığı’ sorusuna yanıt arayan KPMG Türkiye, 15 ayda tamamlanan çalışmanın sonuçlarını düzenlediği toplantıyla açıkladı. KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan, dünyada ve Türkiye’de kadınların iş hayatında daha fazla aktif rol üstlendiğini, karar verici konuma geldiğini, şirketlerin yönetim katında artık daha çok kadın bulunduğunu vurguladı. “Kilidi kıran kadın sayısı arttıkça yönetim kadrolarında kadınlara daha çok yer açılıyor. Evet, aslında bu bir zihniyet devrimi, ama… Kadınlar için kilidi kırıp, yönetim kurullarındaki taktik tahtalarını yazmanın bedeli ne, sorusundan yola çıktık” diyen Alsan, şunları söyledi:

“Kilidi Kırmak araştırması; dünyada ve Türkiye’de kadın yöneticilerin mücadele ettikleri ‘mit’leri, önlerine çıkan / çıkarılan duvarları ve engelleri aşıp nasıl ‘başardıklarını’ anlatıyor. Özellikle de Türkiye’de kadın çalışanların, yönetici pozisyonuna geçerken yaşadıklarına, karşılaştıkları sorunlara dair samimi ve önemli ayrıntılar içeriyor. Kısaca değinmek gerekirse, kadın yöneticiler ‘erkek iş dünyasında’ pek çok toplumsal önyargıyla başa çıkmak zorunda kalıyor. Yönetici konumuna geçerken yükselen bariyerler, motivasyonu yok edebiliyor. Veya kadın bulunduğu yerde kalmak için bir erkekten daha fazla çaba harcıyor.”

KPMG’de iş hayatında mutlak cinsiyet eşitliğinin savunulduğunu, kadını ‘kadın’ olarak değil insan olarak gören bir anlayışın hüküm sürdüğünü ifade eden Alsan, “Durum tespiti yapmak, bundan yola çıkarak ‘mit’lerin önündeki perdeyi aralamak, yaşananları söylenir kılmak, teşhis koyup çözüm aramak, önerilerde bulunmak ve hepsinden önemlisi kendi duruşumuzu çoğaltmak amacıyla bu araştırmayı dikkatinize sunuyoruz” dedi.

Murat Alsan, araştırma aşamasında Türkiye’deki dev şirketlerin kadın ve erkek yöneticileriyle yapılan görüşmelere değinerek, “Bu sohbetler yönetici katındaki kilitlerin nasıl kırıldığına ışık tuttu. Bu nedenle, kadın yöneticilerin başarı hikayelerinin arkasında yatan nedenlerin açıkça konuşulmasını önemsiyoruz. İnanıyoruz ki, kilidi kırabilen kadın yöneticiler diğer kadın çalışanların da önünü açacak. Onlara sağlanan destekler ve önlerine çıkarılan engeller, iş dünyasında var olan toplumsal cinsiyete dayalı zihniyet kalıplarını değiştirmek için belki de anahtar olacak” diye konuştu.

Alsan, rapordan çıkan sonucu “Türkiye’de kadınlar iş hayatında yönetici pozisyonuna gelebilmek için hem kendi bakış açılarını hem de toplumun bakış açısını değiştirmek zorunda. Kadının iş hayatında kalmasını kolaylaştıran yasal düzenlemeler yetersiz ancak dahası, var olan yasalar da tam anlamıyla uygulanmıyor. Çünkü sorun yasalardan çok anlayışta…” sözleriyle özetledi.

Engeller 30 yılda değişmedi

KPMG Türkiye Denetim Bölümü Başkanı ve Şirket Ortağı Nesrin Tuncer, Kilidi Kırmak araştırmasının aşamaları hakkında bilgi verdi. Tuncer, araştırmayı yapmaya nasıl karar verdiklerini şöyle anlattı:

“KPMG’nin küresel ağında yapılan Cracking the Code araştırmasının aşamalarını izlerken Türkiye’de yönetici seviyesindeki kadınların yukarıya tırmanırken ne yaşadığını tartıştık. İş hayatında kadının önüne çıkan / çıkarılan engellerin 30 yıldır değişmediğini, sorunların biçim değiştirerek özünü koruduğunu gördük. 30 yıl bir nesil demek! Araştırmanın Türkiye ayağını gerçekleştirirken, bizden sonraki nesil bir 30 yıl daha kadının annelik hakkını, kreş sorununu, erkeklerle aynı işi yapıp daha az kazanmasını konuşmasın diye yol açmak istedik. Hizmet vermeye başladığı ilk günden bu yana duruşuyla, anlayışıyla, uygulamalarıyla ‘iş hayatında kadın’ kavramını hayatın olağan akışından sayan, kilidi kıran ama kadın olduğu için negatif ya da pozitif hiçbir ayrımcılıkla karşılaşmayan kişilerin çalıştığı KPMG örneğinin, bir parçası olduğumuz iş dünyasında çoğalması en büyük dileğimiz.”

ILO’nun 2017 verilerine göre Türkiye’de kadın istihdam oranının arttığına ancak orta ve üst düzey kadın yönetici sayısında paralel bir artış görülmediğine dikkat çeken Nesrin Tuncer, “Yaygın değerlendirme; kadın istihdamı artarken kadınların hem iş hem de ev sorumluluğunu üstlendiği yönünde. Yani kadınlar kariyer yolculuğunda ev sorumluluklarıyla ilgili yeterli desteği alamayınca iş hayatını aktif sürdürmekle yetiniyor, yükselmek planlarını hayatından çıkarıyor” diye konuştu.

Tuncer araştırmanın amacını şöyle özetledi:

“Bu araştırmayı yaparken, üst ve orta kademelerde çalışan kadın yöneticilerin durumu, kariyer gelişimleri, iş yerindeki başarı faktörleri, temsil ettikleri konumların nasıl bir dağılım gösterdiği incelendi, istihdam edilen kadın yöneticilerin çalışma hayatında ne gibi sorunlar yaşadığı belirlenmeye çalışıldı. Kadın ve erkek yöneticilerle yapılan anketlerden elde edilen verilerle bir yandan yönetim kademelerinde kariyer, başarı ve mutluluğun kadın ve erkek açısından nasıl algılandığı araştırıldı. Diğer taraftan da kadın yöneticilerle yapılan derinlemesine görüşmelerle bu pozisyondaki kadınların çalışma hayatında karşılaştıkları sorunları, kariyer basamaklarını tırmanırken fırsat eşitsizliği yaşayıp yaşamadıkları, içinde bulundukları rol çatışmasının kariyerlerine negatif etkisinin olup olmadığı sorgulandı. Kadınların yöneticilik pozisyonuna gelirken karşılaştıkları destekler ve engellerin netçe ifadesi sağlandı. Kilidi kırmayı başaran örneklerden yola çıkarak eşitsizliği gidermeye yönelik stratejiler oluşturulması hedeflendi.”

Araştırmadan çıkan sonuca göre, “kadın yönetici olmanın önündeki engeller” şöyle:

  • -Kadının büyük bir şartlanmayla baştan yöneticiliğe düşünülmemesi.

-Kadının kendi şartlanmışlığı ile zaten yöneticiliği hedefine koymaması.

-Kadının anneliğinin engel olarak görülmesi.

-Annelik için verilen aranın zaman kaybı olarak değerlendirilmesi.

-Kadınlar işe alınırken ya da yönetici konumuna getirilmesi düşünülürken; “Evliliği ya da anneliği çok çalışmasına ya da seyahat etmesine engel olabilir” önyargısının zihinlerde hakim olması.

Nesrin Tuncer, bu tabloyu “İş dünyasında kadın nüfusunun hızla artmasına rağmen, üst yönetim pozisyonlarında kadın çalışan oranının oldukça az olduğu görülüyor. Kadınların üst düzey yönetici pozisyonlarına gelmelerinde karşılaştıkları engeller, cinsiyet ayrımcılığı konusunda en sık karşılaşılan örnekler arasında yer alıyor. Yönetim literatüründe “cam tavan” olarak adlandırılan görünmeyen bariyerler, toplumdaki “cinsiyet” temelli düşünce kalıpları kadınların yönetim kademelerine gelmelerinin önündeki en büyük engeller olarak sıralanıyor. Bunlar, kadınların liyakatlerine bakılmaksızın ilerlemelerini engelleyen, açıkça görülmeyen ve ifade edilemeyen engellerin nedeni olarak biliniyor. Bu durum, kadınların kariyer ilerlemelerini olumsuz etkilediği kadar yönetimde ciddi sorunları da beraberinde getiriyor” diye anlattı.

Tuncer, “Sonucunu; ‘İvedilikle zihinlerdeki cam tavanları yıkmak gerek’ diye özetleyebileceğimiz araştırmanın, en kısa sürede kadınların iş hayatında yoluna çıkan kilitli kapıların açılmasında anahtar olmasını diliyoruz” dedi.

Eğitim ve farkındalık şart

Kilidi Kırmak araştırmasının sonuç bölümünde şu öneriler yer aldı:

Yasal değişikliklere rağmen zihinlerde toplumsal eşitlik anlayışı değişmediği için hala kadına yüklenen toplumsal bakış değiştirilememiştir. Bu nedenle bir anlayış bir zihniyet değişikliği gerekmektedir.

• Kadınların eşit eğitim fırsatlarına ve haklarına erişimin sağlanması

• Sağlık, siyaset ve kamu yaşamına katılmada kadınlara öncelik tanınması

• Kadınların rol ve sorumluluklarına ilişkin olumsuz kalıp ve yargılarla mücadele edilmesi

• Aile yaşamı sorumluluklarının birlikte paylaşılması

• Aile içinde kararların birlikte alınması

• Hak ve sorumluluklarda eşitlik

• Ailedeki kız ve erkek çocukların eşit davranılarak yetiştirilmesi

• Kadınların toplumda görev almasının sağlanması ve desteklenmesi, kadın istihdamının artırılması, kadının çalışma hayatıyla iş hayatının örtüşmesinin sağlanması

• Kadınların şiddete uğramasının engellenmesi

• Ayrımcılığın yasaklanması ve ayrımcılıkla mücadele konusunun geliştirilmesi

• Eşit fırsatlar sağlanması

• Eşitlik sağlanana kadar kadınlara öncelik tanınması

Hazırlanan rapor, üst yönetimde kadınların temsilini artırmak için şu önerilerde bulunuyor:

—Farkındalık eğitimlerine katılmak,

—İşe alım süreçlerinde fırsat eşitliğine özen göstermek,

—Her yönetim seviyesinde cinsiyet dağılımının eşitliğini sağlamaya destek olmak,

—Cinsiyet dağılımında eşitsizliğin olduğu iş alanlarını gözden geçirmek,

—Gelişim planlama ve uygulamalarında eşit fırsat tanımak,

—“Eşit işe eşit ücret” politikasını benimsemek,

—İşyerinde cinsiyet eşitliğini pekiştirecek uygulamalara destek vermek,

—Yazılı, sözlü ve görsel iletişimlerde cinsiyet duyarlılığına özen göstermek

15 ayda üç aşama tamamlandı

KPMG Türkiye, Yönetim Kurulunda Kadın Derneği işbirliği ile kurumsal şirketlerde orta ve üst düzeyde görev yapan kadınların kariyerlerini nasıl yönettiklerini ortaya koymak ve kadının iş hayatında yükselmenin şifrelerini çözmek için ‘Kilidi Kırmak’ projesi kapsamında bir araştırma yaptı. Bu çalışma, nicel ve nitel araştırma yöntemleri kullanılarak üç aşamalı gerçekleştirildi.

Birinci aşama olan nicel araştırma, ERA Research & Consultancy tarafından online anket yöntemiyle yapıldı. Saha çalışması 18 Şubat – 17 Nisan 2016 tarihlerinde tamamlanan araştırma kapsamında 235 orta ve üst düzey yönetici anketi yanıtladı. 150 kadın 85 erkek yöneticiyle gerçekleştirilen araştırmada kurumsal şirketlerde çalışan kişilerin kariyerlerini nasıl yönettikleri araştırıldı.

İkinci aşamada yapılan nitel araştırma, Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Feyza Ak Akyol tarafından gerçekleştirildi. Bu kapsamda İstanbul’da çeşitli büyüklükte ve sektörde faaliyet gösteren şirketlerin kadın yöneticileriyle, açık uçlu sorular yöneltilerek yüz yüze görüşmeler yapıldı. Sahada Mart 2016 – Mayıs 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilen bu aşamada 10 kadın yönetici ile görüşüldü.

Üçüncü ve son aşamada ise araştırmanın ilk iki fazından ortaya çıkan sonuçlarla tespit edilen ‘kilit’ sorulara yanıt arandı. Açık kaynak olması şartıyla yönetim katındaki kadın ve erkeklerle bire bir ve yüz yüze yapılan görüşmelerde, ‘kilidi kırma’ kodları deşifre edilmeye çalışıldı.

Borusan Holding CEO’su Agah Uğur, TAT Gıda Genel Müdürü Arzu Aslan Kesimer, Tuborg CEO’su Damla Birol, IBM Türk Genel Müdürü Defne Tozan, Oxford Üniversitesi CRIC (Centre for the Resolution of Intractable Conflict), İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Yönetim Kurulunda Kadın Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Eczacıbaşı Topluluğu Sağlık Grubu Başkanı Elif Çelik, KVK Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Akpınar, Cardtek Satış Genel Müdür Yardımcısı Sinem Altuncu ve Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner ‘iş hayatında kadın’ı anlattı, sorunlara ayna tuttu, tecrübelerinin ışığında önerilerde bulundu.

Ev tekstili sektörü iç pazarda yüzde 15, ihracatta ise en az yüzde 5 artış bekliyor

Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD ) tarafından CNR Fuarcılık işbirliği ile bu yıl 23. kez düzenlenen EVTEKS Uluslararası Ev Tekstili Fuarı 120 ülkeden ziyaretçi ağırladı. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’nin açılışını yaptığı EVTEKS’ti, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de katılımları ile destekledi. Beş gün boyunca düzenlenen “B2B İkili İş Görüşmeleri”ne ise 48 ülkeden alım heyeti katıldı.

Türkiye’nin en büyük ve dünyanın en büyük iki ev tekstili fuarından biri olan “EVTEKS Uluslararası Ev Tekstili Fuarı” 16-20 Mayıs tarihlerinde, aralarında İspanya, İtalya, Fransa, Yunanistan, Çin, Portekiz Fas, Avusturya, Almanya, Makedonya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Pakistan, Endonezya, Hindistan, Mısır, Hollanda, Bulgaristan ve Bosna Hersek gibi ülkelerin katılımcılarının da olduğu 130 bin ziyaretçiyi ağırladı.

EVTEKS Fuarı’nın sektörün gidişatı açısından önemli bir gösterge olduğuna dikkat çeken TETSİAD Başkanı Ali Sami Aydın “İç pazarda hareketlilik başladı. 2017 yılında satışların yüzde 15 artmasını bekliyoruz. Yabancı alım yapan firmalar noktasında da Türkiye’ye karşı bir güven geldiğini gördük. Siparişlerimizde artışlar var. 2017’de ihracatta da en az yüzde 4-5’lik artış bekliyoruz. 2018’de ise bu rakamın daha fazla olacağından eminiz” dedi.

2018 trendleri açıklandı

750 firmanın ve 1.000 markanın yer aldığı fuarda, ünlü tasarımcılar 2018 ev tekstili trendleri de sergiledi. Nelly Rodi’nin ünlü baş tasarımcı Vincent Gregoire tarafından belirlenen dünya trendleri ile bir sonraki sezonun tüm ev tekstil temaları da katılımcılarla paylaşıldı.

Fuarda, ev tekstili sektörünün önde gelen profesyonelleri, dünyaca ünlü trend belirleyicileri ile yerli ve yabancı tasarımcıların katımlıyla 19 seminer düzenlendi. Seminerler 1.500 kişi tarafından izlendi.

​TİM, dünyaca ünlü guruları Marka Türkiye’de buluşturdu

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türk firmalarının küresel marka olmak için atacağı adımları ilk kez düzenlediği Marka Türkiye konferansında dünyaca ünlü gurularla birlikte ele aldı.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “2023 hedeflerine ulaşmak için Türkiye’yi, Türkiye’nin markalarını dünyaya nasıl anlatırız gibi sorulara cevap bulmak için ortak bir akıl geliştirmeyi hedefliyoruz. Türk malı dendiğinde kalite ve güvenilirlik algısını yerleştirirsek, küresel çapta markaları daha kolay oluşturabiliriz” dedi.

Marka danışmanı Jacob Benbunan: “Türkiye, dışarıda oluşan olumsuz algıyı yıkmak için günümüzün Kanunisi gibi olmalı. Kanuni 16.yüzyılda kültürel potansiyelinizi keşfetti ve bunu besledi. Teknoloji, yenilenebilir enerji, hoşgörü gibi alanlarda markalar yaratın. Turizm, kamu diplomasisi, insanlarınız gibi elinizdeki tüm malzemeleri kullanın.”

Hindistan’ı dünyaya tanıtan kampanya Make in India’nın yaratıcısı V. Sunil: “Büyük ölçekte markalaşma çalışmasında akıllı insanlardan oluşan küçük bir grupla çalışmalısınız. Diğer türlü, sistemi zaten zorladığınız bu tür kampanyaların hayata geçmesinde süreç uzar.”

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2023 ihracat hedefleri doğrultusunda Türk firmalarının küresel marka olma yolunda atacağı adımları Marka Türkiye etkinliği ile hızlandırmayı amaçlıyor. Bu bağlamda Ekonomi Bakanlığınca TİM’in organizasyonu ile ilk kez düzenlenen düzenlenen Marka Türkiye konferansı, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında başladı. İki gün sürecek etkinliğin açılışına, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ev sahipliğinde TİM Yönetim Kurulu ile birlikte Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tarık Sönmez ve dünyaca ünlü marka guruları katıldı.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, açılış konuşmasında artık milli hedef konumuna gelen 2023 hedeflerine ulaşmanın yolunun yüksek katma değerden geçtiğine dikkat çekti. Hedefe ulaşmak için dört temel prensibin varlığına dikkat çeken TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi “Bunlar Ar-Ge, İnovasyon, Tasarım ve Markalaşma. Katma değer artışı sağlayabilmek için de markalaşma çok kilit bir noktaya geldi. Dünya ekonomileri büyüyüp gelişiyor, rekabet her geçen gün daha da çetin hale geliyor. Markalaşma ise bizi bu yarışta öne geçirecek en önemli faktörlerden biri. İhracatın tüm paydaşları arasında bir marka kültürü yaratmak istiyoruz. Türkiye’yi, Türkiye’nin markalarını, marka olmaya aday ürünlerini dünyaya nasıl anlatırız gibi sorulara cevap bulmak için ortak bir akıl geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu amaçla ilk defa Marka Konferansı gerçekleştiriyoruz. Gerek sanayimizde gerekse de hizmet sektörümüzde bilinç düzeyimizi daha yukarılara taşımamız gerekiyor. Dünyada Türk malı dendiğinde insanların kafalarında kalite ve güvenilirlik algısını yerleştirmemiz gerekiyor. Bunu başarabildiğimiz takdirde küresel çapta markalarımızı çok daha kolay bir şekilde oluşturabiliriz” dedi.

Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tarık Sönmez de günümüz dünyasında birçok ülkenin markaları ile var olduğuna dikkat çekerek “Ama o markaları destekleyen ülke imajları da var. Biz de Turquality ile markaları ve katma değerli ürünleri desteklerken, diğer taraftan ülke markamızı destekliyoruz. Türkiye markası için Discover the Potential”, “Türkiye İmaj Kampanyası” ve “Come to Turkey, discover your own story” gibi pek çok projeyi hayata geçirdik. 2023 hedefleri yolunda yenilikçi ürünler oluşturmak isteyen tüm markalarımızın yanındayız. Marka Türkiye etkinliğini de gelenekselleştirerek devam ettireceğiz. Böylece ülkemizle ilgili oluşmuş olan farklı önyargıları da değiştireceğiz” dedi.

Benbunan: “Türkiye, günümüzün Kanunisi olmalı”

Etkinlik konuşmacılarından Midnight marka ajansı Saffron Brand Consultants Global CEO’su Jacob Benbunan, Türkiye’ye karşı yurt dışında oluşan olumsuz algısın giderilmesi için Kanuni Sultan Süleyman’ın 16. Yüzyılda uyguladığı kültür potansiyelinin tekrar keşfedilmesi gerektiğine dikkat çekti. Discover the Potential slogan ve kampanyasının oluşturulmasında etkili isimlerden olan Benbunan, medeniyetin başladığı Türkiye’de birtakım terör saldırıları nedeniyle kalplerin yandığını ve dünyada pek çok insanın bu acıları paylaştığını dile getirdi. Benbunan, bu süreçte AB ile gerilimli durumlar ortaya çıktığını, AB’ye yakın mıyım, değil miyim kavgası nedeniyle son dönemde Türkiye’ye karşı dışarıda olumsuz bir algı oluştuğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Bildiğiniz gibi algı, gerçeklik taşır. Türkiye’nin yapacağı, bu algıyı dönüştürmektir. Dünya tarihinde sadece iki insana Muhteşem denmiş, biri de Kanuni Sultan Süleyman. Kanuni, 16.yüzyılda kültürel potansiyeli keşfetti ve bunu besledi. Çünkü tüm kültürlerin Osmanlıyı beslediğine inanıyordu. Örneğin Mimar Sinan’ı buldu ve tüm dünyadaki en güzel cami olan Süleymaniye’yi inşa ettirdi. Kanuni’nin 16.yüzyılda yaptığını yapmanız, o dönemki potansiyelinizi tekrar keşfetmeniz lazım. Başka Kanuniler ve Mimar Sinanlar bulmanız lazım. Türkiye siyasi ve ticari açıdan hala çok güçlü. Jeopolitik konumu inanılmaz. Markalarınızı ihraç ederek dünyayı yeniden keşfedin. Teknoloji, yenilenebilir enerji, hoşgörü gibi alanlarda markalar yaratın. Mülteci pozisyonunuzdan sonuçlar çıkarın. Örneğin Kanada sadece bin 500 mülteci kabul etti ve tüm dünyaya bunu nasıl yaptığının reklamını yaptı. Türkiye ise medeniyetlerin ve hoşgörünün beşiği. Mutsuz ve üzüntülü iki yılın ardından yeniden uçma zamanınız geldi. Turizm, kamu diplomasisi, insanlarınız gibi elinizdeki tüm malzemeleri kullanın. Çünkü Türkiye’nin dünyaya katkısı sınırsızdır. Türkiye’nin kendini adapte etme becerisi hala çok yüksek.”

“Markalaşma çalışmasında akıllı insanlardan küçük bir grupla çalışın”

Etkinliğin konuk konuşmacılarından biri de Hindistan’da yaşanan krizin izlerini silmek üzere 2014 yılından bu yana ülkeyi dünyaya tanıtan kampanya Make in India’nın yaratıcısı ve Incredible India reklam kampanyasının baş direktörü V. Sunil oldu. V. Sunil konuşmasında şunları söyledi: “Kampanya öncesinde Hindistan turizmi çok kötüydü. Yatak satışı durmuştu. Ülke ekonomisini tekrar canlandırmak üzere Hükümet politikası olarak uyguladığımız kampanyada Hindistan’ı Hindistan yapan her şeyi kullandık; ülkedeki tüm renklerinden yogaya, ayurvedadan Hint yemeklerine kadar her şeyi. Tasarım, sanat, kültür tüm öğeleri bir araya getirdik. 2007 yılından itibaren de dünyanın en önemli şehirlerinde ya da Heathrow gibi en büyük havalimanlarında kendi reklamlarımızı görmeye başladık. Yine yurt dışında insanların kendi kültürümüzü deneyimleyeceği platformlar hazırladık. Hepsi işe yaradı. Kampanyanın hayata geçmesi ile daha ilk yıl yüzde 16’lık büyüme kaydedildi. 2011 yılında ise kampanya şu anki haline evrimleşti. Hindistan’a turist olarak gelip buraya yerleşen isimleri bulduk ve onları kayda almaya başladık. Yani Hindistan nedeniyle anavatanını değiştiren insanları. Bu tür kampanyalarda, bir mesaj ortaya koyup, sonra da milyarlarca kişinin bunun arkasından gelmesini beklersiniz. Biz başarıya ulaştık. Siz de bu ölçekte bir markalaşma çalışmasında akıllı insanlardan oluşan küçük bir grupla çalışmalısınız. Diğer türlü, sistemi zaten zorladığınız bu tür kampanyaların hayata geçmesinde süreç uzar.”

İskoçya’nın Algı ve İtibar Yolculuğu oturumunda Visit Scotland Proje Direktörü Kyle Hardie ve Türkiye Araştırmacılar Derneği Başkanı Fulya Durmuş, İskoçya’nın tanıtım faaliyetlerini ve İskoç Ruhunu dünyaya taşınması sürecini birlikte anlattı. Etkinlikte bugün “Ülke Markası”, Destinasyon Markalaşması”, “Marka Kliniği”, “Sporda Markalaşma” ve haber sunucusu Ali Kırca ile “Marka Meydanı” panelleri ve yarın da “En Değerli Markalar”, “Ekrandan Doğan Markalar” ve “Turquality” gibi paneller düzenlenecek.

KOBİ’lerin geleceği için endüstriyel dönüşüm olmazsa olmaz

TOSYÖV, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve KOSGEB işbirliği ile DenizBank ana sponsorluğunda düzenlenen 13. KOBİ Zirvesi, 25 Mayıs Perşembe günü İstanbul’da geniş katılımla gerçekleştirildi.

‘Endüstriyel Dönüşümle, Geleceğin Kobileri’ ana temasıyla düzenlenen zirvede, Türk ekonomisinin yapı taşı olan KOBİ’leri bekleyen gelecek, işletmelerin dijitalleşme ve inovasyon ile sağlayacakları rekabet avantajları gibi konular uzman isimler tarafından masaya yatırıldı.

Yenilikçi ürün ve hizmetleri ile farklılaşan DenizBank, KOBİ’lerin ülke ekonomisi için sağladığı katma değerin bilinciyle, esnafı ve KOBİ’yi desteklemeye devam ediyor. Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticileri Vakfı (TOSYÖV), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve KOSGEB işbirliği ile DenizBank ana sponsorluğunda düzenlenen “13. KOBİ Zirvesi” İstanbul’da gerçekleştirildi.

25 Mayıs Perşembe günü yapılan zirvede; T.C. Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, TOSYÖV Başkanı Ş. Nezih Kuleyin, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Orduhan, KOSGEB Başkan Yardımcısı Süleyman İslamoğlu, DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, Kredi Garanti Fonu A.Ş. Genel Müdürü İsmet Gergerli ve davetliler yer aldı.

“Yaşanan çağ değişiminde dönüşüme hazır olmak şart”

Toplantıda konuşan DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, KOBİ’lerin, üstlendikleri rol ve ülkeye sağladıkları katkı ile ekonominin can damarı konumunda olduklarını söylerken, başarının anahtarının endüstriyel dönüşüme ayak uydurmaktan, teknoloji üretmekten geçtiğini söyledi. Ateş şöyle devam etti: “Dünyanın her yerinde tepeden tırnağa dijitalleşmenin yaşandığı bu dönemde, yeni trendlere hazırlanmayan, uyum sağlamayan KOBİ’ler zorlanacak, hatta yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklar. Dolayısıyla şirketler içinde inovasyon kültürünün geliştirilmesi, Ar-Ge yatırımlarına ağırlık verilmesi büyük önem arz ediyor. Söz konusu değişim ortamı KOBİ’lerimize gelir ve istihdamda artış fırsatı sağlarken, dijitalleşme ve inovatif ürün kullanımı sayesinde verimlilik ve ihracat artışı elde etme şansları da bulunuyor”.

Dönüşümün gerçekleştirilmesi için Türkiye’deki internet altyapısının geliştirilmesinin, kalifiye iş gücünün sağlanmasının ve ileri teknolojili, ihracata yönelik üretimi temel alan stratejik planlamanın büyük önem arz ettiğini belirten Ateş, teknolojik gelişmeyi destekleyen yasal düzenlemelerin de kritikliğine değindi. DenizBank’ın ilk günden bu yana KOBİ’lerin yanında yer aldığını söyleyen Ateş, şöyle devam etti: “Ekonomik kalkınma için KOBİ’lerin gelişiminin şart olduğu düşüncesiyle çalışıyoruz. Bugün KOBİ müşteri sayımız 1,4 milyona ulaştı. KOBİ’lerimizin en önemli destekçilerinden biri olan Kredi Garanti Fonu (KGF), teminat sıkıntısı çeken işletmelere kefil olarak son derece kıymetli bir katkı sağlıyor. Biz de KGF teminatlı kredi hizmetini tüm KOBİ’lerimize şubelerimizdeki uzman kadromuz ile destek vermekten gurur duyuyoruz. Bununla birlikte, ‘hayat nefes ile başlar’ diyerek, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Kredi Garanti Fonu (KGF) ve Ziraat Bankası işbirliğinde hayata geçirdiğimiz ‘Nefes Kredisi’ kapsamında düşük maliyetler ile finansmana erişebilmelerine katkı sağlıyoruz”.

“KOBİ’lerimiz için başlayan desteklere öncü olmaktan gururluyuz”

KOBİ’lerin bir diğer sorununun yüksek faiz oranları olduğunu belirten Ateş: “KOSGEB’in 2017 Faizsiz Kredi Programı’na aracılık ederek esnaf ve KOBİ’lerimizin hem maliyet anlamında avantaj sağlamasına hem de uygun ödeme koşulları ile de rahatça ödemelerini yapabilmelerine destek oluyoruz. Bugüne kadar söz konusu projeler ile 7 milyar TL’si KOBİ’lerimize olmak üzer toplam 60 bin kişiye 8.4 milyar TL kaynak aktardık. Ayrıca ana finansörü olduğumuz 3. Köprü, 3. Havalimanı gibi dev projeler sayesinde de işletmelerimize kaynak aktarılmasını destekliyoruz. Son dönemde KOBİ’lerimiz için başlayan bu desteklere öncü olmaktan gururluyuz. Bundan sonraki dönemde de KOBİ’lerimiz ile birlikte büyümek, ülke ekonomimizi bu sinerjiden doğan güçle büyütmek en büyük gayemiz olacaktır” dedi.

Sosyal Medyanın En İyileri Ödüllerine Kavuştu

Marka ve ajansların sosyal medya performanslarını objektif verilere dayalı olarak ölçen ilk ve tek yarışma Social Media Awards Turkey’de kazananlar 23 Mayıs’ta Shangri-La Bosphorus’ta düzenlenen görkemli bir törenle ödüllerine kavuştu.

Marketing Türkiye ve BoomSonar iş birliğiyle hayata geçen yarışmada bu yıl SocialBrands Veri Analitiği Ödülleri kategorisinde 50 farklı sektörde Altın, Gümüş ve Bronz olmak üzere 140 ödül sahiplerini buldu. 350’ye yakın kampanya başvurusunun yapıldığı Jüri Ödülleri kategorisinde ise Altın, Gümüş ve Bronz’dan oluşan 40 ödülle en başarılı sosyal medya çalışmaları belirlendi.

Sosyal medyayı en iyi kullanan ünlü isimlerin ve fenomenlerin de ödüllendirildiği geceye iş ve sanat dünyasının önde gelen isimleri katıldı. Doğan TV’nin iletişim ortaklığında gerçekleşen yarışmada büyük ödül olan Grand Prix’nin sahibi yıl boyunca yaptığı sosyal medya çalışmalarıyla fark yaratan Türk Hava Yolları oldu.

İşte Social Media Awards Turkey’in kazananları:

SocialBrands Veri Analitiği Ödülleri

Akaryakıt Sektörü

Altın: Opet

Gümüş: Lukoil Türkiye

Araç Kiralama Sektörü

Altın: Garenta

Gümüş: Avis Türkiye

AVM Sektörü

Altın: ANKAmall

Gümüş: TerraCity

Bronz: Zorlu Center

Bankalar Sektörü

Altın: Ziraat Bankası

Gümüş: Türkiye İş Bankası

Bronz: Garanti Bankası

Hızlı Tüketim Bebek Ürünleri Sektörü

Altın: Bebedor

Bireysel Emeklilik ve Hayat Sigortaları Sektörü

Altın: Anadolu Hayat Emeklilik

Gümüş: Garanti Emeklilik

Bronz: Avivasa Emeklilik ve Hayat A.Ş.

Boya Sektörü

Altın: Filli Boya

Gümüş: Dyo

Bronz: Polisan Home Cosmetics

Emlak Sektörü

Altın: RE/MAX Türkiye

Gümüş: Hürriyet Emlak

Bronz: Milliyet Emlak

Enerji Şirketleri Sektörü

Altın: SOCAR Türkiye

Ev Geliştirme Sektörü

Altın: IKEA

Gümüş: Koçtaş

Bronz: TEKZEN

Ev, Dekorasyon ve Küçük Ev Aletleri Sektörü

Altın: Madame Coco

Gümüş: English Home

Bronz: Paşabahçe

Finans Kurumları Sektörü

Altın: İntegral Yatırım

Gümüş: Destek Yatırım

Bronz: GCM Forex

Gıda Sektörü

Altın: Ülker

Gümüş: Torku

Bronz: Sütaş

Havalimanları Sektörü

Altın: İGA İstanbul Yeni Havalimanı

Gümüş: TAV Airports

Havayolları Sektörü

Altın: Türk Hava Yolları

Gümüş: Pegasus Hava Yolları

Bronz: AnadoluJet

Hazır Giyim Markaları

Altın: Mavi

Gümüş: Koton

Bronz: LC Waikiki

Holdingler Sektörü

Altın: Koç Holding

Gümüş: Sabancı Holding

Bronz: Rönesans Holding

İçecek Sektörü

Altın: Coca-Cola

Gümüş: Sprite Türkiye

Bronz: Fanta

İklimlendirme Sektörü

Altın: Alarko Carrier

Gümüş: Daikin

İnşaat Sektörü

Altın: Nef

Gümüş: Eminevim

Bronz: Sinpaş GYO

Kargo Şirketleri

Altın: Yurtiçi Kargo

Gümüş: MNG Kargo

Bronz: Aras Kargo

Kariyer Sektörü

Altın: DenizBank İnsan Kaynakları

Gümüş: LC Waikiki Kariyer

Bronz: TEB Kariyer

Kişisel Bakım Sektörü

Altın: Avon

Gümüş: Yves Rocher Türkiye

Bronz: Elidor

Kredi Kartları

Altın: Maximum

Gümüş: Miles&Smiles Kredi Kartı

Bronz: Maximiles

Lastik Sektörü

Altın: Lassa

Gümüş: Bridgestone Türkiye

Bronz: Petlas

Mağazalar Sektörü

Altın: Gratis

Gümüş: Watsons Türkiye

Bronz: D&R

Mekan ve Etkinlikler Sektörü

Altın: Akbank Sanat

Gümüş: SALT

Bronz: İstanbul Kültür Sanat Vakfı

Mobilya Sektörü

Altın: Enza Home

Gümüş: Yataş

Bronz: Kelebek Mobilya

Motosiklet Sektörü

Altın: Yamaha Motor

Gümüş: Honda Motosiklet Türkiye

Bronz: BMW Motorrad Türkiye

Mücevherat ve Aksesuar Sektörü

Altın: Zen Pırlanta

Gümüş: Atasay

Bronz: Saat & Saat

Müzeler Sektörü

Altın: İstanbul Modern

Gümüş: Pera Müzesi

Bronz: Rahmi M. Koç Müzesi

Online Bankacılık Sektörü

Altın: İşCep

Gümüş: CEPTETEB

Bronz: Enpara.com

Oteller Sektörü

Altın: Çırağan Palace Kempinski Istanbul

Gümüş: Rixos Sungate

Bronz: Crystal Hotels

Otomotiv Üreticileri Sektörü

Altın: Mercedes-Benz Türkiye

Gümüş: BMW Türkiye

Bronz: Audi Türkiye

Özel İlk ve Orta Eğitim Kurumları

Altın: Bilfen Eğitim Kurumları

Gümüş: Doğa Koleji

Bronz: Mektebim

Sadakat Kartları Sektörü

Altın: HopiApp

Sağlık Kurumları Sektörü

Altın: Acıbadem Sağlık Grubu

Gümüş: EMSEY EMSEY HOSPITAL

Bronz: Memorial Sağlık Grubu

Seramik Sektörü

Altın: VitrA Türkiye

Gümüş: Yurtbay Seramik

Bronz: Çanakkale Seramik

Servis ve Platformlar Sektörü

Altın: GNÇ

Gümüş: Vodafone FreeZone

Bronz: Fenercell

Sigortacılık Sektörü

Altın: Anadolu Sigorta

Gümüş: Allianz Türkiye

Bronz: Aksigorta

Sinemalar Sektörü

Altın: Başka Sinema

Gümüş: Cinemaximum

Teknoloji Marketleri Sektörü

Altın: Teknosa

Gümüş: Media Markt Türkiye

Bronz: Vatan Bilgisayar

Teknoloji Üreticileri Sektörü

Altın: Samsung Türkiye

Gümüş: Vestel

Bronz: Arçelik

Telekomünikasyon Sektörü

Altın: Turkcell

Gümüş: Türk Telekom

Bronz: Vodafone Türkiye

Temizlik Sektörü

Altın: Bingo

Gümüş: Parex

Bronz: OMO

Tur Şirketleri Sektörü

Altın: JOLLY TUR

Gümüş: Etstur

Bronz: Setur

Üniversiteler Sektörü

Altın: Orta Doğu Teknik Üniversitesi

Gümüş: Boğaziçi Üniversitesi

Bronz: İTÜ

Yeme – İçme Sektörü

Altın: Starbucks Türkiye

Gümüş: Kahve Dünyası

Bronz: Simit Sarayı

Zincir Marketler Sektörü

Altın: Migros Türkiye

Gümüş: CarrefourSA

Bronz: Macrocenter

Kanal Ödülleri

Facebook

Altın: Zen Pırlanta

Gümüş: Madame Coco

Bronz: Bizim Yağ

Twitter

Altın: Türk Hava Yolları

Gümüş: İstanbul Modern

Bronz: TURKCELL

Instagram

Altın: English Home

Gümüş: Türk Hava Yolları

Bronz: Zen Pırlanta

Jüri Ödülleri

Fikir Önderi Kampanyası

Altın: Parmak Isırtan Lezzet KFC / Pure New Media

Gümüş: Nescafe 3ü1 arada Extra Gamer Kit Nescafe / NewGen Agency

Bronz: Welder Watch Lansman Projesi Saat&Saat / Promoqube

Gerçek Zamanlı Kampanya

Altın: Haluk Levent’ten Sevgililer Günü Sürprizi Samsung Türkiye / Starcom Türkiye & Onedio

Bronz: Head&Shoulders ‘Maçın Omuzlayanı’nı Seçiyor! Procter & Gamble / Starcom

Bronz: Oscar Projesi Gebze Center Alışveriş Merkezi / Kitchen Creative Technology

Kurumsal Blog

Altın: İyihisset Cigna Finans / Tazefikir Grup

Gümüş: MediaTrend MediaMarkt Türkiye

Bronz: Blog TEB – Türkiye’nin ilk banka blogu! Türk Ekonomi Bankası

Bronz: GE Türkiye – Blog GE Türkiye / Pixelplus

Medya Satın Alma

Bronz: Akbank Instagram Hikayeleri AKBANK / MEDIACOM

Bronz: TEB Kadın Bankacılığı Lansmanı Türk Ekonomi Bankası

Bronz: Prima Registration Procter & Gamble / Starcom Mediavest Group

Mikrosite Kampanyası

Altın: Zorlu Holding 1Hayal1Oyun Zorlu Holding / Project House

Gümüş: Bababank Akbank

Bronz: Mercedes-Benz Sprinter yollaradestan.com Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar / Vivaki Creative

Online – Offline Entegrasyonu

Altın: INTEL İlk Bilgisayarım INTEL Türkiye / YouthWorks

Gümüş: Böyle Kampanya Galakside Yok McDonald’s Türkiye / MPR İletişim Danışmanlığı

Bronz: Selfy Senin Dünyan Türk Telekom / People Initiative

Bronz: Yapı Kredi Gary ile Metin Lansman Yapı Kredi / Rafineri

Online Reklam ve Viral Video

Altın: Ford Mustang – En Büyük Rekor Ford Otosan / Tick Tock Boom

Gümüş: GRATIS BEKLEYENLER GRATIS / CONCEPT

Gümüş: Doritos MIX PepsiCo / Rafineri

Bronz: Bababank Akbank

Özel Gün Kampanyası

Altın: Ford Mustang – En Büyük Rekor Ford Otosan / Tick Tock Boom

Gümüş: Yapay Zeka Şairi ile Bir Başka Şiir Ford Otosan / Tick Tock Boom

Gümüş: Çanakkale’ye Mektuplar Turkcell

Bronz: Bababank Akbank

Sosyal CRM Yönetimi

Gümüş: Turkcell Sosyal Medya Deneyim Yönetimi Turkcell

Sosyal Medya Kampanyası

Altın: Yapay Zeka Şairi ile Bir Başka Şiir Ford Otosan / Tick Tock Boom

Gümüş: Citroën – Letter Bomb Citroën / Kollektif

Gümüş: Yeter Çektiğin Turkcell

Sosyal Sorumluluk İletişimi

Altın: Melek ile Serhat Web Dizisi Novartis / Tazefikir

Gümüş: Fiat – Engelsiz Tribünle Haydi Maça Gel FIAT / People Initiative

Bronz: Cerenin Hikayesi Abdi İbrahim İlaç / Project House

Topluluk Yönetimi

Altın: Volkswagen Türkiye Topluluk Yönetimi Volkswagen Türkiye / Piksel

Gümüş: 50 Yıllık Yolculuk Ford Otosan / Tick Tock Boom

Bronz: SOBE! Opet / Pure New Media

Bronz: Monster Notebook Monster Notebook / Red and Grey

Veriden Esinlenen Sosyal Medya Kampanyası

Altın: Yapay Zeka Şairi ile Bir Başka Şiir Ford Otosan / Tick Tock Boom

Gümüş: 4,5G Lansman Loop Vodafone / Mindshare Türkiye

Jüri Özel Ödülleri

En Başarılı Youtube Ünlüsü: Orkun Işıtmak

En Başarılı Instagram Ünlüsü: Berkcan Güven

En Başarılı Twitter Ünlüsü: PuCCa

En Başarılı Facebook Ünlüsü: Baho

En İyi Tematik Blog: Biz Evde Yokuz

Sosyal Medyayı En İyi Kullanan Aktör: Cem Yılmaz

Sosyal Medyayı En İyi Kullanan Aktris: Ezgi Mola

Sosyal Medyayı En İyi Kullanan Müzik Sanatçısı: Demek Akalın Kurt

Sosyal Medyayı En İyi Kullanan Müzik Sanatçısı: Kenan Doğulu

Sosyal Medyayı En İyi Kullanan Sporcu: Sinan Güler

Social Media Awards Turkey Grand Prix Ödülü: Türk Hava Yolları

Taksi plakası ve dolmuş hattı gibi ‘taşınırlar’ kredi için teminat sayılabiliyor

Geçtiğimiz dönemde bankaların kredi teminatı olarak ağırlıklı olarak ‘gayrimenkulü’ tercih etmeleri nedeniyle KOBİ’ler, mevcut işlerini büyütemiyorlardı. Yılın ilk aylarında yürürlüğe giren Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni kanunu ile teminat vasfı olan, rehne konu olabilecek taşınırların kapsamı genişletildi. Özellikle KOBİ’lerin kredi kuruluşlarından kaynak bulmasının önünü açan bu düzenleme ile küçük esnaf; bahçesindeki fındıktan ahırındaki hayvana, taksi plakasından, dolmuş otobüs hattına kadar geniş bir yelpazede  ‘taşınır’ varlıkları teminat olarak gösterebiliyor.

Türkiye’de sayıları yaklaşık 3 milyonu bulan KOBİ’ler, kredi alırken çoğunlukla ‘gayrimenkul’ teminatı göstermek zorunda oldukları için, ülke ekonomisine beklenen desteği veremiyorlardı. Özellikle kredi karşılığı talep edilen teminatlar, KOBİ’lerin finansmana erişiminde önemli zorluklar oluşturduğu içinKOBİ’lerin büyük işletmeler karşısında rekabet edemeyecek duruma geliyorlardı. KOBİ’lerin sesini duyan devlet, finansmana erişimi kolaylaştırmak ve ‘teminat’ sorununa çözüm bulmak amacıylaTaşınır Rehni konusunda önemli çalışmaların altına imza attı. Yapılan çalışmalara göre küçük esnaf; artık bahçesindeki fındıktan ahırındaki hayvana, taksi plakasından, dolmuş otobüs hattına kadar geniş bir yelpazede  ‘taşınır’ varlıklarını kredi karşılığı teminat gösterebilecek.