Pegasus, Ankara’daki uçuş ağını genişletiyor!

Türk sivil havacılığını daha da ileri taşıyabilmek için, İstanbul’u tamamlayacak yeni hub’lar yaratabilmenin ve farklı pazarlara açılabilmenin önemine inanan Pegasus Hava Yolları, Ankara’daki uçuş ağını genişletiyor.

Haziran ayı itibariyle Ankara Esenboğa Havalimanı merkezli uçuşlarının sayısını artıracak olan Pegasus; Trabzon, Antalya, Adana, Van, Gaziantep, Erzurum, Diyarbakır ve Balıkesir-Edremit olmak üzere 8 yeni noktaya uçuşlar gerçekleştirecek. Halihazırda Ankara Esenboğa Havalimanı’ndan yurt içinde İstanbul Sabiha Gökçen, İzmir ve Bodrum’a uçuşları bulunan Pegasus, yeni destinasyonlarıyla birlikte Ankara merkezli yurt içi uçuşlarının sayısını 11’e çıkaracak.

Mehmet T. Nane: “Ankara’yı, iç hat uçuş merkezinden uluslararası bir hub’a dönüştüreceğiz”

Transit pazarının ve direkt uçuşların sağlıklı büyüyebilmesi için, Türkiye’nin hub sayısını ve havaalanı altyapısını geliştirmesi gerektiğini belirten Pegasus Hava Yolları CEO’su Mehmet T. Nane: “Tam da bu sebeple, Pegasus olarak çok önemsediğimiz bir pazar olan Ankara’da uçuş ağımızı genişletiyoruz. Ankara merkezli yurt içi uçuş noktalarımızın sayısını 11’e çıkarmış olmanın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Ankara’dan KKTC, Erbil, Amman, Kiev, Viyana, Stuttgart, Köln, Düsseldorf ve yaz döneminde uçtuğumuz Brüksel Charleroi ve Stockholm’a ek olarak, yeni yurt dışı destinasyonları için çalışmalarımız ve izin süreçlerimiz de devam ediyor. Yakında yepyeni yurt dışı noktalarıyla Ankara’yı, iç hat uçuş merkezinden uluslararası bir hub’a dönüştüreceğiz.” dedi.

Pegasus, Ankara atağını özel bir kampanyayla taçlandırıyor

Ankara operasyonlarını büyütmenin mutluluğunu misafirleriyle paylaşmak isteyen Pegasus Hava Yolları’nın kampanyası kapsamında; 15 Haziran – 28 Ekim arası Ankara’dan yapacakları yurt içi seferleri için biletlerini 18-22 Mayıs tarihleri arasında alanlar, kış sezonunda Ankara merkezli direkt seferlerde kullanmak üzere tek yön bedava bilet şifresi kazanacak. Pegasus’un hediye Ankara biletleri, 29 Ekim 2017 – 24 Mart 2018 tarihleri arasında Ankara’dan İstanbul, İzmir, Bodrum, Antalya, Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Trabzon, Erzurum ve Van’a gerçekleşecek direkt seferlerde kullanılabilecek.

Pegasus Hava Yolları Hakkında

1990 yılında charter uçuşlarla havacılık sektörüne giriş yapan Pegasus, 2005 yılında ESAS Holding tarafından satın alınarak düşük maliyetli iş modelini benimsemiştir. Pegasus, uygun ücretle ulaşım imkânı sunan, Türkiye’nin lider düşük maliyetli havayoludur. Hava yolu ile yolculuğun herkesin hakkı olduğuna inanan Pegasus, uyguladığı “low cost (düşük maliyetli hava yolu)” modeli ile misafirlerine uygun fiyatlı, zamanında kalkan ve genç uçaklarla seyahat etme imkânı sağlamaktadır. Pegasus, misafirlerini 32’si yurt içinde, 71’i yurt dışında olmak üzere toplam 40 ülkede 103 noktaya ulaştırmakta ve İstanbul Sabiha Gökçen üzerinden Türkiye ile Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Rusya, Orta Asya arasında bağlantılı uçuşlar gerçekleştirmektedir. Pegasus, 2012 yılında Airbus firmasıyla imzaladığı ve teslim tarihindeki tutarı yaklaşık 12 milyar USD olan, 25 adedi opsiyonlu 100 uçaklık filo siparişi ile sipariş verdiği tarih itibariyle Türk Sivil Havacılık tarihinde bir seferde verilmiş en büyük siparişe imza atmıştır.

TeknoSA’dan yepyeni bir hizmet: “Eski telefonunu getir yenisini indirimle götür”

Türkiye’nin teknolojiyle bağlantı noktası TeknoSA, yepyeni bir hizmete daha imza atıyor. Eski telefonlarını TeknoSA mağazalarına getirenler, yeni telefonlarına anında indirimle sahip olabiliyor.

TeknoSA, teknoloji perakendeciliği sektöründeki öncü çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek, telefon almak isteyen tüketicilerine çok pratik bir hizmet sunuyor. Bu hizmet kapsamında çalışır durumda olan telefonunu TeknoSA mağazalarına teslim edenler, istedikleri yeni telefona özel indirimlerle sahip oluyor. Üstelik, hattını TEKNOSACELL’e taşıyanlar, kalan cihaz ücretini tarifeye ek 24 aya varan taksitlerle kolayca ödeme şansı yakalıyor.

Hizmet ve kampanyalar için www.teknosacell.com’u ya da Türkiye’nin dört bir yanındaki TeknoSA mağazalarını ziyaret etmek yeterli oluyor.

Ton poşete girdi, satışlar yüzde 50 arttı

Günlük hayata yenilik ve pratiklik getiren Poşet Ton balığının satışlarında yüzde 50’lik büyüme gerçekleşti. Balık severlere pratik bir alternatif olarak sunulan Poşet Ton, ince ve kullanışlı paketiyle kolay taşınma özelliğine sahip.

Türkiye’nin balık uzmanı Dardanel, işte, sporda, tatilde tüketicinin dilediği her yerde rahat taşıyıp, tüketebilsin diye ton balığını üstün teknoloji ürünü poşete soktu, satışlarını yüzde 50 arttırdı. Konserve sektörünü ileriye taşımak ve ton balığı tüketimini arttırmak için hayata geçirilen Poşet Ton kısa sürede kendi kategorisinde ciddi bir büyüme gerçekleştirdi.

Pratikliği seven Türk halkı, ince, esnek, hafif ve kullanışlı paketiyle taşınması kolay hale gelen Poşet Ton balığını sevdi. 2 yıl raf ömrüne sahip, % yüz katkısız, doğal bir içeriğe sahip olan poşet ton, zeytinyağlı ve light olarak satışa sunuldu. ‘Ben Nereye, Ton Oraya’ sloganıyla raflardaki yerini alan Poşet Ton, yağı süzülmüş zeytinyağlı ton ve yağ ilavesiz light poşet ton çeşitleriyle balık severlerin yeni gözdesi oldu.

Türkiye’nin En Havalı Sineması Kapadokya’ya Kuruluyor!

Kültür ve Turizm Bakanlığı, DİMES ve Sinemasal Kültür Sanat Derneği iş birliğiyle yüzü aşkın köyden binlerce çocuğun sinemayla buluşturulması hedefleniyor.

Kırsalda yaşayan çocukları sinema başta olmak üzere sanatın tüm renkleriyle buluşturan Sinemasal, beşinci yılında #AŞK temasıyla İç Anadolu’nun çocukları için yollarda. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Sinemasal Kültür Sanat Derneği iş birliğiyle 4 Mayıs’ta Kırıkkale’de başlayan festival; Yozgat, Kırşehir, Niğde ve Aksaray’ın ardından 19, 20 ve 21 Mayıs 2017 tarihlerinde Nevşehir’de tamamlanıyor.

2013’ten bu yana Türkiye’nin 32 farklı ilinde 42 bin çocuğun geleceğine, sanatın tüm renklerini kullanarak katkıda bulunan Sinemasal, İç Anadolu etabının kapanış etkinlikleri için sıra dışı bir yöntem uyguluyor. Göreme Belediyesi’nin ev sahipliğinde ve DİMES’in katkılarıyla Nevşehir ili ve ilçelerine bağlı yüzü aşkın köyde yaşayan 4 bin çocuğun 19, 20 ve 21 Mayıs 2017 tarihlerinde üç gün boyunca Göreme Açık Hava Müzesi’nde buluşturulması planlanıyor.

Çocuklara yönelik kültürel etkinlikleri destekleyen DİMES, Sinemasal’a katkısını etkinlikte de sürdürüyor. Etkinlikte DİMES yüzde 100 meyve suyu ürünlerinin ücretsiz dağıtımı gerçekleştirilecek. Bağımsız araştırma sonuçlarının, annelerin en güvendiği marka olarak konumlandırdığı DİMES, Hayata Başka Bak! sloganı paralelinde, her çocuğun hayatı, kendisini, ilgisini çeken şeyleri ve kendi içinde saklı olan yetenekleri keşfettiği büyüme serüveninde, yüzde 100 kendisi olabildiğinde, kendi içindeki yetenekleri açığa çıkarabileceğine inanıyor.

Çocuklar, kendileri için düzenlenecek olan festivalde, coşku ve sevinç dolu anlar yaşayacak. Eğitici atölyelerden sanatsal gösterilere kadar birçok etkinlik çocukların hayatına renk katacak. “Sinemasal İç Anadolu” etabı kapanış etkinliklerinde açık hava sinemasının yanı sıra birçok sürpriz de çocukları bekliyor. Bir sinema kültürü festivali olarak 2013’te yola çıkan Sinemasal 5. yılında çocukları tiyatro ve müzikle de buluşturuyor. Festival kapsamında Yozgat Sanat Tiyatrosu’nun ”Mutluluklar Ülkesi” isimli tiyatro çocuk oyunu 3 gün boyunca açık havada sergilenecek. 21 Mayıs Pazar günü ise festivalin kapanışı çocuklar için en büyük rol modellerden biri olan Barış Manço’nun anılacağı Kurtalan Ekspres konseriyle yapılacak.

Sinemasal’ın kurucusu olan ve kendisini hayalperest olarak tanımlayan Enes Kaya; ‘’Kapadokya #AŞK ile yola çıktığımız beşinci yıl rotamızın şüphesiz en eğlenceli açık hava sinemalarından birine ev sahipliği yapacak. Peri bacalarının içerisine konumlandırılacak olan festival alanı, açık hava sinemaseverlerini baştan çıkaracak bir tarza sahip olacak. Bu masalsı atmosferde düzenlenecek olan festival, çocuklara hayatlarında unutamayacakları masalsı bir festival atmosferi yaşatmanın yanı sıra turistlere de farklı bir deneyim sunacak.’’ dedi.

2013’ten bu yana Türkiye’nin 5 farklı bölgesinde festivalin yönetmenliğini yapan Esra Yaşar ise ‘’Beşinci yılımızda Aşk temasıyla yollardayız. Aşk, derinden sevmek demektir. Sevgi ise sorumluluk, saygı ve ortak bir gelecek getirir. Biz de tamamen gönüllülük esasıyla bu söylemi çocuklara aşılamaya çalışıyoruz. Bundaki en büyük amacımız; sevgi ile kurulacak ve saygı ile korunacak bir dünyanın inşasında çocukların büyük rol alacağını düşünüyoruz.’’ şeklinde konuştu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Sinemasal Kültür Sanat Derneği iş birliğiyle organize edilen festivalin kapanış etkinlikleri Göreme Belediyesi ev sahipliğinde ve DİMES’in katkılarıyla hayata geçiriliyor. Festivalin kapanış etkinliklerine aynı zamanda Ajans Press, Nevşehir Hacıbektaş Veli Üniversitesi, Nevşehir İl Özel İdaresi gibi kurumlar da destek veriyor.

Büyükşehirlerde gerçekleşen kültürel ve sanatsal etkinlikleri coğrafi ve ekonomik açıdan dezavantajlı konumda olan bölgelere taşıyan Sinemasal, hayatında ilk kez açık havada film izleyen bir çocuğun gözlerindeki ışıltıyı görmek için 19-21 Mayıs 2017 tarihlerinde sizleri de festival coşkusunu yaşamaya davet ediyor!

Festivalin üç günlük kapanış etkinlikleri programı ise şu şekilde:

Aktiviteler: 19-20-21 Mayıs 2017 / 13:00-21:30

13.00 Yüz Boyama, Resim ve Kukla Atölyeleri

15:00 Masal Atölyesi, Hayal Çemberi

16.00 Barış Manço – Büyümüş de Küçülmüş (Hayal Paylaşımı)

17.00 Köyün Sesi Şarkı Yarışması

18.00 Açık Hava Tiyatrosu

20.00 Açık Havanın Büyüsünde Film Gösterimi

Tiyatro Gösterimleri: 18:00-19:00

19 Mayıs 2017 Cuma – Mutluluklar Ülkesi

20 Mayıs 2017 Cumartesi – Mutluluklar Ülkesi

21 Mayıs 2017 Pazar – Mutluluklar Ülkesi

Açık Havanın Büyüsünde Film Gösterimi: 20:00-21:30

19 Mayıs 2017 Cuma – Nadide Hayat

20 Mayıs 2017 Cumartesi – Ekşi Elmalar

21 Mayıs 2017 Pazar – Troller

Konser: 21 Mayıs 2017 Pazar / 15:00 -17:00 – Kurtalan Ekspres

Adres: Göreme Açık Hava Müzesi Otoparkı

​Eğitimde modern franchising dönemi EduProfill ile başlıyor

Özel eğitim sektöründe anaokulundan üniversiteye kadar tüm aşamalarda yatırım yapmak isteyen bireysel ya da kurumsal girişimcilerin artık yeni bir platformu var; EduProfill Investments. Girişimciler, sermaye hacimlerinin kapasitesi oranında bilfiil ya da EduProfill ortaklığı ile diledikleri gibi proje geliştirebilecek.

Vincent Van Gogh’un da söylediği gibi, “Çok büyük şeyler, birçok küçük şeyin bir araya gelmesiyle oluşur.” EduProfill Investments da, özel eğitim sektöründe anaokulundan üniversiteye kadar tüm aşamalarda eğitim yatırımı yapmak isteyenleri bir araya getiren yeni bir yatırım ve danışmanlık platformu.

20 yılı aşkın eğitim sektörü deneyimine sahip Sezai Eyüpoğlu tarafından kurulan EduProfill Investments, bireysel ya da kurumsal girişimcilerin, sermaye hacimlerinin kapasitesi oranında bilfiil ya da EduProfill ortaklığıyla proje geliştirebilmelerini sağlıyor. Ve bunu yaparken, alışılmış franchising kalıplarının dışına çıkarak yatırımcıya farklı ve avantajlı seçenekler sunuyor.

Eğitim Yatırım Danışmanlığı’nda yatırımcıya özel seçenekler

EduProfill Investments, profesyonel hizmet alanını temel olarak “Eğitim Yatırım Danışmanlığı” ve “Fon Yönetim Platformu” olarak iki başlık altında sınıflandırıyor. Eğitim Yatırım Danışmanlığı’nı ise girişimci ve yatırımcılara “Ticari Yapılanma” ve “Eğitim Yapılanması” olmak üzere iki aşamada sunuyor.

Ticari Yapılanma’da verilen hizmetler arasında Hukuksal Danışmanlık, İş Geliştirme Strateji ve Karlılık Yönetimi ile Eğitim Mevzuatı Uyum Yönetimi yer alırken Eğitim Yapılanması konusunda sırasıyla altı yol izleniyor: Eğitim Sistem Kurulum/Entegrasyonu, Marka Konumlandırma, Mimari Yapılandırma, İnsan Kaynakları Yönetimi, Eğitim Kaynakları Yönetimi ve İdari Sistem Kurulumu.

Girişimci ve yatırımcılar, kararlarını takiben EduProfill Investments’dan birbirini tamamlayan profesyonel aşamaların tamamı konusunda bütünsel hizmet alabilecekleri gibi; süregiden yatırım süreçlerinin herhangi bir aşamasında da kurumsal destek alabiliyorlar.

Franchising’de yönetim tekeline alternatif model:

Fon Yönetim Platformu

EduProfill Investments tarafından geliştirilen Fon Yönetim Platformu, Eduprofill’e ait kurumsal eğitim markalarına ortak franchise olarak yatırım imkanı sağlayan bir iş modeli.

Herhangi bir franchising yapılanmasında yatırımcıya sağlanan marka kullanımı, eğitim sistem desteği, eğitim yayınları ve kurumsal standartların tamamen eşdeğer hizmetler ile karşılandığı Fon Yönetim Platformu’nun sektöre sunduğu temel yenilik; iştirakçinin söz konusu hizmetleri almak için yaptığı yatırımın büyüklüğü oranında Eduprofill Investments AŞ’ye ortak olmasıdır.

Bu yöntem, standart franchising sistemlerindeki yönetim tekeline alternatif olarak, tüm küçük ve büyük yatırımcılarının fiili katılımları ve özel/yöresel eğitim ihtiyaçlarıyla güncellenen dinamik bir marka yapılanmasına olanak sağlamaktadır.

Fon Yönetim Platformu, özelleşme sürecinde doğan ve toplam yatırım talebinin sadece %4’lük bir bölümünün mevcut özel eğitim kurumları tarafından karşılandığı özel eğitim sektörünün gelişimi için tasarlanmış, EduProfill Investments’a ait alternatif bir iş/yatırım modelidir. Özel eğitim, okulların şubeleşerek büyümeleri, franchising yöntemiyle yeni yatırımcıların mevcut markalar altında teşekkülü ve yeni eğitim markalarının yapılanması olarak özetlenebilecek sektör dinamikleriyle gelişimini sürdürmektedir.

Aytemiz’de ‘Araçtan Öde’ Dönemi

Aytemiz, hızlı, güvenli ve konforlu bir biçimde yakıt alımı yapmaya imkân tanıyan Araçtan Öde sistemini hayata geçiriyor. Sürücülerin, araçlarından inmeden yakıt alışverişlerini tamamlamasını sağlayan Araçtan Öde sistemi, araçlarında çocukla seyahat edenlere, bedensel engellilere, zamanı değerli çalışanlara ve ödeme yaparken kask-eldiven çıkartmak istemeyen tüm motosiklet kullanıcılarına büyük kolaylık sağlayacak.

Türkiye’nin en hızlı büyüyen akaryakıt markası Aytemiz, otomobil, hafif ticari, ağır vasıta ve motosiklet kullanıcılarının hayatını kolaylaştıracak ‘Araçtan Öde’ sistemini hayata geçiriyor. Anlaşmalı Aytemiz istasyonlarında devreye alınan Araçtan Öde sistemi sayesinde Aytemiz müşterileri, Aytemiz Kart’larını istedikleri bankanın kredi kartlarıyla eşleştirerek, araçlarından inmeden akaryakıt veya LPG alımı yapabilecek. Araçtan Öde sistemi sayesinde çok daha hızlı şekilde yakıt alımı gerçekleştirerek vakit kazanan kullanıcılar, koltuklarından ayrılmadan alışverişlerini konforlu bir şekilde tamamlayacak. Araçtan Öde sistemi, araçlarında çocukla seyahat edenlere, bedensel engellilere, zamanı değerli çalışanlara ve ödeme yaparken kask-eldiven çıkartmak istemeyen tüm motosiklet kullanıcılarına büyük kolaylık sağlayacak.

Pompada Aytemiz Kartlarını ön saha satış görevlisine vererek akaryakıt veya LPG dolum işlemi tamamlandığında, ödemenin otomatik olarak yapılmasını sağlayan Araçtan Öde sistemi, ailelerin çocuklarını araçta yalnız bırakmadan güvenle işlemlerini gerçekleştirmelerine yardımcı olacak. Ayrıca sürücülerin, araçtan inmedikleri için olumsuz hava koşullarından etkilenmeden seyahatlerine kaldıkları yerden devam edebilmelerini de olanak sağlayan Araçtan Öde sistemi, motosiklet kullanıcılarının hayatına da kolaylık katacak. Motorcu Dostu İstasyon Projesi ile sektörde ses getiren bir yeniliğe imza atan Aytemiz, Araçtan Öde sistemi sayesinde motorculara olan desteğini sürdürmeye devam ediyor. Devreye alınan Araçtan Öde sistemi kapsamında motosiklet kullanıcıları, kasklarını ve eldivenlerini çıkartmadan hızlıca akaryakıt alımı yapabilecek.

Araçtan Öde sistemi, aynı zamanda puan biriktirme fırsatı da sunuyor. Araçtan Öde ile hızlı, güvenli ve konforlu bir biçimde yakıt alımı yapmak isteyen Aytemiz müşterilerinin www.aytemiz.com.tr web sitesi üzerinden ya da Aytemiz mobil uygulamasında yer alan “Aytemiz Araçtan Öde” bölümünden kredi kartlarını Aytemiz Kartlarıyla eşleştirmeleri yeterli olacak. Tüm bankaların kredi kartlarının Aytemiz Kartla eşleştirilerek kullanılmasına olanak sağlayan Araçtan Öde sistemi ile tüketiciler, yakıt puan kazanmaya da devam edecekler.

Yedikçe Kilo Verdiren Restoran

Antalya’nın yıldızı Akra’da, son zamanların en sağlıklı ve moda beslenme şekli olan “raw vegan beslenme” ile SAF restoran, organik mutfağın en önemli temsilcisi olarak damak tadına düşkün olanları ağırlıyor. AkraFit ile The LifeCo Antalya’nın içerisinde yer alan restoran, sağlıklı beslenirken lezzetten ödün vermeyenlerin tercihi oluyor.

Akra’nın lezzet duraklarından SAF restoran, kilo aldırmayan ve tok tutarken enerji veren raw-vegan menüsüyle haftanın her günü The LifeCo’nun içinde, yemyeşil bahçesi ve Bey Dağları’na bakan etkileyici manzarasıyla hizmet veriyor.

Sebze, meyve, çiğ kuruyemişler, baklagillerle birlikte doğal ürünler kullanılan SAF lezzetleri, 41 derecenin altında özel fırınlarda kurutularak hazırlanıyor. Böylece yiyecekler tat, koku ve besin kaybına uğramıyor, vücuda enerji veren mineralleri hasar görmüyor. Bu da vücuttaki hücrelerin onarılıp yenilenmesine yardım ediyor.

Şef Mustafa Bıçkı ve ekibin hazırladığı Avokado ezmeli tost, nohut unu kullanılarak yapılan omlet, pirinç yufkasına ya da ıspanaklı tortillaya sarılan wrap; lahana, karnabahar gibi malzemelerin Hindistan cevizi sütüyle harmanlandığı çorba, glütensiz makarna, vejetaryen hamburger, raw lazanya ya da birbirinden lezzetli tatlılar SAF menüsünde bulunan seçeneklerden sadece birkaçı… Sebze ve meyvelerin uyumlu karışımlarıyla hazırlanan içeceklerse mutlaka tadılması gerekenler arasında yer alıyor.

Dokunuş, lezzet, koku, ses ve daha iyi bir sen kodlarıyla temsil edilen Urban Social konseptini otelcilik anlayışının merkezine yerleştiren AKRA, Avrupa’nın en büyük detoks merkezi The LifeCo’nun da bulunduğu Daha İyi Bir Sen kodunu SAF restoranda lezzet kodu ile buluşturuyor.

Doğal ve alkali beslenme programlarının egzersiz programları, nefes terapileri ve zihin detoksu gibi farklı uygulamalarla desteklendiği The LifeCo’da sağlığa ve iyi yaş alma sürecine bütünsel bir perspektiften bakılıyor. 360 derece sağlıklı yaşam felsefesi kapsamında; raw-vegan beslenmeden ozon terapisine ve zihinsel terapilere, beynin ve vücudun tazelenmesi-yenilenmesi yönünde etkin programlarla uzun ve kaliteli bir yaşama dair tüm ihtiyaçlar karşılanıyor.

İşyerlerinin İhtiyaçları da Mevsime Göre Değişiyor

Mevsim şartlarına göre işyeri çalışanlarının kullanım alışkanlıkları da değişiyor. Çalışanların soğuk havalarda ihtiyaç duydukları işyeri malzemeleri ile sıcak havalarda ihtiyaç duydukları malzemeler farklı olabiliyor. İşyerinin alışveriş yeri Avansas.com’un satış verilerine ve saha araştırmalarına bakıldığında, bahar aylarını yaşadığımız şu günlerde kışın tercih edilen ısıtıcıların yerini serinletici ürünlerin aldığı görülüyor. İşyerlerinin vazgeçilmezlerinden birisinin ise Türk kahvesi olduğu ortaya çıkıyor.

Avansas.com’un farklı sezonlara dayalı satış verileri ve saha araştırmalarından derlediği bilgilere göre ofis, perakende mağazaları, depo ve fabrika gibi işletmelerde çalışanların ihtiyaçları da mevsimlere göre değişiklik gösteriyor. Verilere yıl genelinde bakıldığında, soğuk geçen aylarda en çok ısıtıcıların, sıcak geçen aylarda ise serinletici ürünlerin satın alındığı görülürken, Türk kahvesinin dört mevsim de vazgeçilmez ürünlerden biri olduğu ortaya konuyor.

Üşüyenler ısıtıcı ve çaya sarıldı

Geçtiğimiz yılın sonbahar-kış döneminde çalışma ortamlarını ısıtmak için sıkça fanlı ısıtıcı ve klimaya başvurulduğu görülüyor. Sonbahar ve kış mevsimlerinde içini ısıtmak isteyenler, ağırlıklı olarak siyah çay ve bitki çayı tüketiyor. İşte ve trafikte yaşanan stresini azaltmak isteyenler ise tercihlerini Türk kahvesinden yana kullanıyor.

İşyerinin alışveriş yeri Avansas.com’un satış verilerine ve yaptığı müşteri analizlerinin sonuçlarına bakıldığında, çalışanların en çok fanlı küçük ısıtıcıları tercih ettiği görülüyor. Fanlı ısıtıcıları infrared ısıtıcılar ve elektrikli radyatörler izliyor. Güneyde ve kıyı kesimlerinde bulunan işyerlerinin kış aylarında yaptıkları alımlar ise klima ile rahatlıkla ısındıklarını ortaya koyuyor.

Şirketler, sonbahar döneminde son çeyreğe girmeleri ile birlikte çalışanlara ait dosyalarını tamamladıkları için özlük dosyası gibi ürünler de bu dönemde daha çok satın alınıyor.

Isınan hava, soğuyan ofisler…

İlkbahar ve yaz mevsimlerinde, satışı artan ürünler arasında ilk sırayı her zaman içecekler koruyor. İçeceklerden sonra klima, vantilatör ve ıslak mendil geliyor. Gerçek bir serinlik denince akla ilk gelen ürün olarak klima satışları bu aylarda sürekli artıyor. Kış aylarında da kullanılabiliyor olması, klima satın alma oranını arttırıyor. Ofis çalışanlarının pratik ve düşük maliyetli olarak kabul ettikleri vantilatör ise masa tipi, ayaklı ve buharlı serinletme özellikleriyle satışa sunuluyor. Avansas.com, yanı başında serinlik isteyen herkese farklı serinletici ürünler sunarak sıcak ve bunaltıcı günlerde işletmelerin ihtiyaçlarını en hızlı şekilde karşılıyor.

Islak mendiller de sıcak geçen aylarda satışı artan ürünler arasında yer alıyor. Temizlik ürünü olmasının yanında bir serinleme malzemesi olarak da kullanılan ıslak mendiller, özellikle saha satış ekipleri tarafından çok tercih ediliyor. Yazın daha fazla sipariş edilen ürünlerden biri de ofis tipi mini buzdolapları oluyor. İçeceklerin ve özellikle suyun soğuk olmasının önemli olduğu sıcak aylarda, mini buzdolabı satın alan ofislerin sayılarında da artış yaşanıyor.

Bahar havası işyerlerini de renklendiriyor

Havalar ısındıkça insanlar artık daha renkli giyinmeye ve renkli aksesuarlar kullanmaya başlıyor. İlkbaharın gelmesiyle birlikte işyerleri de bahar havasına girerek renkleniyor. Geçtiğimiz yılın ilkbahar ve yaz mevsimlerinde ofisler için satın alınan ürünler arasında renkli yapışkanlı kâğıtların satış oranları dikkat çekiyor.

Dört mevsime genel olarak baktığımızda, her zaman rahatlık ve konfor arayışının olduğu anlaşılıyor. İşyerlerinde masa başında geçirilen hareketsiz saatlere çözüm olarak ayak desteği, bel yastığı ve sırt desteği talepleri gittikçe artıyor.

Mevsimlere göre en çok satılan ürünler

Sonbahar-Kış İlkbahar-Yaz
Fanlı ısıtıcı Soğuk içecekler
Klima Klima/vantilatör
Çay/kahve Islak mendil
Türk kahvesi Türk kahvesi
Personel özlük dosyası Renkli yapışkanlı kâğıt

KOLEKSİYON MOBİLYA Avrupa’da Büyümeye Devam Ediyor!

Türkiye’de ve dünyada tasarımlarıyla binlerce insana ulaşan Koleksiyon, mağazalarına bir yenisini daha ekledi. Koleksiyon, yeni açılan Almanya – Düsseldorf’taki mağazasıyla eğitimden finansa, ofisten ortak alanlara yönelik çok çeşitli tasarım çözümleri sunacak. Koleksiyon, Düsseldorf mağazasını Avrupa’nın merkez noktası olarak konumluyor.

Deneyimlerle değer kazanan ve kişiselleşen yaşam alanları için tasarımlar sunan Koleksiyon, yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Yurt içi yatırımlarının yanı sıra; yakın zamanda Amerika ve İngiltere gibi önemli coğrafyalarda yaptığı yurt dışı faaliyetleriyle dikkat çeken Koleksiyon, Almanya Düsseldorf’taki Medienhafen’de bulunan mağazasını açtı. 800 m2 alanda finanstan eğitime, ofislerden kamu alanlarına uzanan farklı sektör ve mekanlara yönelik tasarım çözümleri sunulan yeni mağaza, Koleksiyon’un Avrupa’daki ticari ve marka faaliyetlerinin geliştirileceği yeni merkez noktası olacak.

Açılışa Türkiye’den gelen isimler arasında mimarlar Gürhan Bakırküre, Atilla Kuzu ve Levent Çırpıcı yer alırken; Almanya’nın iş, mimarlık ve medya çevresinden önemli isimlerde ağırlandı.

Açılışta, 25 Ülkede 12 Bini Aşkın Mimara Ulaşan Konferans Büyük ilgi Gördü

Mağazanın açılış gecesinde, Koleksiyon Tasarım ve Marka Direktörü Koray Malhan’ın bugüne kadar 25 ülkede 12 bini aşkın mimara ulaşan “Design & Pathos” isimli konferansı da beğeni topladı. Konferansta “Biz neyi, neden ve nasıl üretiyoruz? Ürettiklerimizin çevreyle etkileşimi nasıl gerçekleşiyor?” gibi soruların önemine değinen Malhan, “Fonksiyonellik ve insanın yaşayış, iş yapış biçimlerini, etkileşimlerini sorgulamak üzerine düşünmeliyiz. Bu, sadece mobilya yaparak mümkün değil. Bu yüzden sadece tasarım disiplinini değil, tasarımın farklı disiplinlerle olan etkileşimini, disiplinlerarası diyaloglarını da incelemek lazım. Bu konferans, aslında müzik, semiyoloji, dil bilimi ve mimari teorileri birlikte inceleyip insan aklının yolculuğunu, neresinde olduğumuzu ve tasarımın buradaki duruşunu ele alıyor. Bu diyalogların altını çizdiği önemli bir konu da, modernizmle birlikte hayatımıza giren izleyicinin de işin içine girmesi. Bir eser ortaya çıkınca kapalı kalmıyor, bakan da izleyen de işin içine katılabiliyor. Müzikte, resimde artık birçok sanatta böyle.” dedi. 2017’nin yeni ofis tasarımı konsepti olan Self-Organised Workplace / Kendini Kurgulayan Çalışma Alanı’nın da bu anlayış çerçevesinde katılıma açık öneriler sunmak üzere şekillendiğini belirten Malhan, “Yeni ofis tasarımlarımız çalışma alanları ve kurgularındaki esnekliklerin geldiği noktaları, tasarımın farklı sanat disiplinleriyle olan etkileşimini birey, zaman ve mekan düzleminde irdeliyor. Yeni konseptimizle çalışma ortamlarının kurgusunu bir dekorasyon unsuru olmanın ötesine taşıyıp; bir çağı anlama gayreti olarak değerlendirmek, alışılmışın dışında sorular sormak ve disiplinler arası yeni diyaloglar başlatmayı hedefliyoruz.” dedi.

Koleksiyon son 5 yılda yüzde 20 büyüdü

Koleksiyon Yönetim Kurulu Başkanı Doruk Malhan, yeni bir mağaza açmanın kendilerini heyecanlandırdığını belirterek hedefleri hakkında şunları söyledi: “Kurulduğumuz 70’li yılların başından bu yana sürekli kendini yenileyen ve gelişim eğilimini sürdüren bir marka olduk. Şu anda yurt içinde 12, yurt dışında ise 32 noktada operasyonlarımızı yürütüyoruz. Yurt dışındaki büyümemiz hızla devam ediyor ve yeni açılan Düsseldorf mağazamız bunun göstergelerinden biri. Son beş yılda yüzde 20 oranında büyüdük. 2016 yılını ise 150 milyon TL ciro ile tamamladık. Bugün burada, Avrupa merkezimiz olarak konumlandırdığımız Düsseldorf mağazamızın açılışı için bulunuyoruz. Mağazamız bizim için başta Almanya olmak üzere Fransa, Hollanda ve Polonya gibi Avrupa’nın diğer ülkelerindeki bağlantılarımızı, iş diyaloglarımızı ve müşterilerimizin beklentilerini yöneteceğimiz bir hizmet noktası oldu. Bununla birlikte Almanya mağazamızı sadece bir ihracat noktası olarak değerlendirmiyoruz; Avrupa’da kurumsal yapısı ve organizasyonu olan, gelecekteki gündeminde üretim yatırımlarının da yer aldığı bir potansiyele sahip. Almanya’daki mevcudiyetimizin sadece ticari değil, büyük ölçüde bir marka yatırımı olduğunu söyleyebiliriz. Avrupa pazarında mimarlarla diyalog kurmak ve bu alanda hizmet sunmak bizim için oldukça önemli. Koleksiyon olarak çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.”

Koleksiyon’dan Düsseldorf’’un Mimari Merkezi’nde Mağaza

Koleksiyon’un Avrupa’daki ticari ve marka faaliyetlerinin merkezi olan yeni mağaza, Ren Nehri kıyısında, şehrin önemli mimari merkezi olan Medienhafen bölgesinde yer alıyor. Geçmişte yük limanı ve ambar alanı olarak bilinen bu bölge, 1990’lı yıllardan itibaren kentsel dönüşüme girerek bir ofis, alışveriş, kültür ve yaşam merkezine dönüşmüştür.

1997 yılına kadar eski bir depo binası olarak kullanılan ve bu tarihte Almanya’nın ünlü mimarlık firması Ingenhoven Architects tarafından dönüştürülen Koleksiyon Düsseldorf mağazası, Mimar Frank O. Gehry’nin ünlü yapıtı Der Neue Zollhof’a yürüme mesafesinde; Mimar Steven Holl ve Mimar David Chipperfield tarafından tasarlanan yapıya bitişik konumda bulunuyor.

İç tasarımı Koleksiyon Marka ve Tasarım Direktörü Koray Malhan tarafından detaylandırılan mağaza, Kaistraße 16a’nın giriş katında bulunuyor. 50 metrelik uzun cam ön cephesiyle ziyaretçilerine muhteşem bir Ren Nehri’nin manzarası sunan merkezde, Koleksiyon’un başta Self-Organised Workplace / Kendini Kurgulayan Çalışma Alanı serisi olmak üzere, pek çok ödüllü tasarım yer alıyor. Mağazanın iç yapılandırılması, binanın tarihi dokusu ve özgünlüğü korunarak Koray Malhan tarafından yeniden tasarlandı.

ASÜD Başkanı Çallı: “Güvenli süt tüketmenin yolu ambalajdan geçiyor”

Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) Başkanı Harun Çallı, yapılan bilimsel çalışmalarla sağlık için yararları ortaya konulan süt ve süt ürünlerinde güvenli tüketimin yolunun ambalajdan geçtiğini söyledi. Çiğ süt satışı konusundaki düzenlemenin, çiğ sütün satışını kriterlere bağladığını hatırlatan Çallı, “Tüketiciler sağlık için risk taşıyan sokak sütünden uzak durmalı” dedi.

Uluslararası Sütçülük Federasyonu kararıyla, 1956 yılından bu yana her yıl 21 Mayıs Dünya Süt Günü olarak kutlanırken, BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ise 1 Haziran tarihini Dünya Süt Günü olarak ilan etmiş bulunuyor.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 1991 yılında başlatılan “Süt Tüketimini Artırma Kampanyası” çerçevesinde ülkemizde 21 Mayıs Dünya Süt Günü, 21-26 Mayıs tarihleri de Dünya Süt Haftası olarak kutlanıyor. Hafta boyunca yapılan etkinliklerle, süt ve süt ürünleri tüketiminin sağlık için yararları vurgulanarak, süt tüketimini teşvik etmek amaçlanıyor.

Süt ve süt ürünleri tüketimi

21 Mayıs Dünya Süt Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan ASÜD Başkanı Harun Çallı, beslenme öğeleri açısından zengin bir içeriğe sahip olan süt ve süt ürünlerinin, sağlıklı yaşamak için vazgeçilmez gıdaların başında geldiğini bildirdi. Türkiye’de süt ve süt ürünleri tüketimine ilişkin verileri paylaşan Çallı, şunları kaydetti:

“Süt ve süt ürünleri tüketimini artırmaya yönelik çabalara karşılık, ülkemizde özellikle içme sütü başta olmak üzere, süt ve süt ürünleri tüketim miktarları gelişmiş ülkelerin gerisindedir. Avrupa Birliği ülkeleri ile Avustralya’da 100 kg’ın üzerinde, ABD ve Kanada’da ise 100 kg’a yaklaşan yıllık kişi başına içme sütü tüketimi gerçekleşirken, Türkiye’de bu miktar 24-25 kg seviyelerindedir. Ülkemizde kişi başına tüketilen süt miktarı süt eşdeğeri olarak ortalama yılda 237 kg olarak tahmin edilse de, yapılan araştırmalar, kişi başına yıllık tüketimin 65 kg civarında olduğunu göstermektedir. Dünyada ortalama 110 kg olan bu miktar; Asya’da 75 kg, Avrupa’da 270 kg, AB’de 288 kg, Kuzey Amerika’da 254 kg, Güney Amerika 165 kg, O. Amerika 101 kg, Afrika 49 kg, Okyanusya 217 kg, İsrail’de 150 kg, İtalya’da 184 kg, Hollanda’da 574 kg civarındadır.

Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması 2010 verilerine göre, Türkiye’de genel olarak %20 oranında haftada 1-2 kez süt tüketildiği görülmüştür. Türkiye genelinde her gün süt tüketenlerin oranı %56, yoğurt, ayran, kefir vb. süt ürünlerini tüketenlerin oranı %55, peynir tüketenlerin oranı %76 olarak belirlenmiştir.”

Okul Sütü Programı

Özellikle kemik sağlığı açısından tüketimi önerilen süt ve süt ürünlerinin, çocukluk döneminden başlayarak her yaşta tüketilmesinin önemli olduğunu vurgulayan ASÜD Başkanı Harun Çallı, bu yıl 6’ıncı kez uygulanan Okul Sütü Programının önemine dikkat çekti.

Çocukların süt tüketme alışkanlığı kazanmalarına yardımcı olmak üzere yürütülen program kapsamında, bu yılla birlikte toplam 1 milyar 522 milyon kutu, ambalajlı, kaliteli, UHT sütün öğrencilere ulaştırılmış olacağını belirten Çallı, programın önümüzdeki yıllarda da, her iki döneme genişletilerek uygulanmasını istediklerini söyledi.

Neden ambalajlı süt ve süt ürünleri?

Türkiye süt sanayinin, ulusal ve uluslararası standartlarda, kaliteli, ambalajlı süt ve süt ürünlerini tüketiciler ile buluşturduğunu bildiren Çallı, tüketicilerin sağlık için risk oluşturan; nerede, hangi koşullarda üretildiği belli olmayan sokak sütleri ve süt ürünlerinden uzak durmasının önemine işaret etti.

Çallı, “Süt ve süt ürünlerinde güvenli tüketimin yolu, ambalajlı ürünlerin tüketiminden geçiyor. Ambalajlı süt ve süt ürünleri, üretimde kullanılan çiğ sütün elde edildiği hayvandan başlayarak tüketiciye ulaştırılıncaya kadar zincirin tüm aşamalarında kontrol altındadır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan kayıtlı ve onaylı, Bakanlığın her türlü denetimine açık olan işletmelerde üretilen ürünler, son tüketim tarihine kadar güvenli bir şekilde tüketilebilir” dedi.