Havaş çalışanlarının çocukları 23 Nisan’ı apronda kutladı

Yer hizmetleri sektörünün önde gelen kuruluşlarından Havaş, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında çalışanlarının çocuklarının katılımlarıyla apronda çocuk şenliği düzenledi. Anne-babalarının mesleklerini yakından tanıma fırsatı bulan çocuklar, animasyonlar, yüz boyama ve yarışmalarla keyifli dakikalar geçirdi.

Türkiye’nin en büyük ve en köklü yer hizmetleri kuruluşu Havaş, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında İstanbul Atatürk Havalimanı’ndaki istasyonunda çocuk şenliği düzenledi. Havaş çalışanlarının çocuklarından oluşan ve yaşları 6 ile 11 arasında değişen 70’i aşkın çocuk, apron otobüsleriyle yapılan tur ile uçakları ve ekipmanları yakından görme imkanı buldu. Turun ardından düzenlenen şenlikte; palyaço ve masal kahramanları ile yüz boyama, sosis balonlar, halat çekme, çuval yarışı etkinlikleriyle keyifli dakikalar geçiren çocuklara, uçaklar ve apron araçları ile resmedildikleri karikatürleri de armağan edildi.

 

Havaş Genel Müdürü Kürşad Koçak, ‘’Dünyada çocuklara ait tek bayram olan ve Cumhuriyetimizin kuruluşunu simgeleyen 23 Nisan’ı en önemli değerimiz çalışanlarımız ve çocuklarıyla birlikte kutlamaktan mutluluk duyuyoruz. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu anlamlı bayramda, düzenlediğimiz şenlikle çocuklarımızın anne-babalarının mesleklerini yakından tanımalarını, havacılığa ilgi duymalarını ve keyifli bir gün geçirmelerini amaçladık. Şenliğimizdeki çocuklara yaşamlarında hep hatırlayacakları bir gün hediye ettiğimizi umuyorum. Geleceğimiz olan çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı bir kez daha kutluyorum’’ dedi.

 

Anne-babaları ile birlikte araçlarla apron turu yapan çocuklar, büyük gövdeli ve küçük uçakları, merdiven, push back ve bagaj traktörlerini yakından izledi. Havaş istasyonunda palyaço ve korsan, sindirella, pamuk prenses gibi masal kahramanlarına ait kostümler giyen animatörler tarafından karşılanan çocuklar; yüzlerini boyatarak, hayvan şekilleriyle figürleştirilen balonlarını aldı. Çeşitli yarışmalarla eğlenen çocuklara, renkli kum boyama oyunu da hediye edildi.

 

Havaş hakkında

Merkezi İstanbul’da bulunan ve Türkiye’nin en büyük ve en köklü yer hizmetleri kuruluşu olan Havaş; TAV Havalimanları’na bağlı olarak hizmet sunuyor. Airport Service Association (ASA) ile IATA Ground Handling Council (IGHC) üyesi olan Havaş’ın başlıca faaliyetleri arasında; yolcu ve bagaj işlemleri, ramp, uçak temizlik, yük kontrolü ve haberleşme, kargo, uçuş operasyon, ulaşım, temsil ve gözetim hizmetleri yer alıyor. Türkiye, Letonya, Almanya ve Suudi Arabistan olmak üzere 4 ülkedeki 31 istasyonda 200’den fazla havayolu şirketine yer hizmetleri sunan Havaş; kargo, posta ve antrepo hizmetleri ile İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa ve İzmir Adnan Menderes Havalimanı’daki toplam 9 bin 300 metrekare alanda yer alan antrepolarıyla da havayolu şirketlerine hizmet sunuyor. Havaş ayrıca, Batum Havalimanı’na bağlantı sağlayan, Hopa Yolcu Terminali’ni Aralık 2007’den bu yana işletiyor. Şirket, kendi ağı içerisinde yaklaşık 360 bin uçuş ve 330 bin ton kargo hizmeti verip 27 milyon bagaj taşıyarak yılda 49 milyonun üzerinde yolcuya hizmet veriyor. Havaş ayrıca, 19 ilde havalimanı ile şehir merkezi arasında, havayolu taşımacılığı ile aynı konfora sahip otobüsleri ile yolcu taşımacılığı hizmeti de sunuyor.

TAV havalimanlarında çocukların bayramını kutladı

TAV Havalimanları tarafından işletilen İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes, Milas-Bodrum ve Gaziapaşa-Alanya havalimanlarında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlandı. Boyama seti hediye edilen çocuklar hediyelerini sevinçle karşıladı.

Çocukların En Sevdiği Markalar Açıklandı!

The Brand Age Dergisi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına özel Xsights Araştırma ve Danışmanlık ile birlikte gerçekleştirdiği “Çocuk Dünyasında Markalar Algı Araştırması” sonuçlarını yayımladı. Araştırmaya göre, çocuklar marka tercihlerinde en çok reklamlardan (%58) etkileniyor. Reklamları sırasıyla sosyal çevre (%49) ve arkadaşlar (%46) takip ediyor. Çocukların en sevdiği marka LC Waikiki (%36) olurken, her 10 anneden sekizi ürün alışverişinde çocuklarının tercihlerinden etkileniyor.

Pazarlamada son yılların trendi hiç şüphesiz Kids Marketing. Geleceğin hem üreticileri hem de tüke­ticileri olarak tanımladığımız çocuklar, bugün de tüketimde önemli bir paya sahip. Çocuklar, kendi tüketim dünyalarını ve markalarla olan ilişkilerini çok erken yaşlarda belirliyorlar. Araştırma kapsamında görüşülen 400 anneye, çocukların marka tercihlerinin şekillenmesinde etkili olan nedenler soruldu.

Marka tercihinde çocuklar için reklamlar, anneler için fiyat etkili

Araştırma kapsamında annelere “kendiniz ve çocuğunuz için marka seçimini etkileyen faktörler nelerdir?” sorusu soruldu. Anneler çocuklarının marka tercihinde en etkili olan faktörün reklamlar (%58) olduğunu, kendilerinin ise fiyata (%53) göre marka tercihi yaptığını belirtiyor. Hem çocukların hem de annelerin marka tercihini etkileyen diğer önemli unsurlar ise sosyal çevre ve arkadaşlar.

Çocuklar markalara annelerinin gözlerinden bakıyor

Çocukların %44’ü markalara karşı tutumlarını annelerinin tutumlarına göre belirlerken, % 56’sı diğer faktörlere (arkadaş, reklam, çevre vb.) göre belirliyor. Diğer bir yandan marka bağımlılığı olmayan annelerin oranı %59, markaya karşı duyarlı annelerin oranı ise %49.

Çocukların kalbinde LC Waikiki, annelerin kalbinde ise Ülker ve Adidas var

Annelere genel anlamda kendilerinin ve çocuklarının en sevdiği markalar soruldu. Annelere göre çocuklarının en fazla sevdi­ği markalar sıralamasında LC Waikiki %36 ile açık ara ilk sırada yer alıyor. LC Waikiki’yi %11 ile Adidas, %9 ile Ülker takip ediyor. Annelere göre ise en beğenilen marka %19 ile Ülker. Diğer iki marka ise Adidas (%12) ve Nike (%11). Çocukların ve annelerinin en sevdiği markaların uyumuna bakıldığında, annelere göre çocukların %20’sinin, anneleriyle aynı markayı ‘’en çok sevdiği marka’’ olarak benimsedikleri gözlemleniyor. Adidas, anne ve çocuk marka uyumunda %6’lık oranıyla anne-çocuk sevgisini aynı anda kazanmış en başarılı marka olarak ortaya çıkıyor.

Çocukların tercihi satın almada etkili

Annelerin %66’sı genel olarak çocuklarının tercihlerinin, kendi satın alma kararları üzerinde etkili olduğunu belirtiyor. AB SES mensubu annelerin çocuklarının tercihinden etkilenme oranı (%85), C1 SES mensubu annelerin ise etkilenmeme oranı (%27). Yani, refah seviyesi arttıkça annelerin çocuklarının marka tercihlerinden etkilen­me oranlarının arttığı, ürünün fiyatı arttıkça ise annelerin etkilenme oranının azaldığı görülüyor.

Oyuncak ve kekte çocuklar kral

Araştımanın bir diğer çarpıcı sonucu ise her 10 anneden yaklaşık sekizi (%75) ürün alışverişinde çocuklarının tercihlerinden etkileniyor. Bu etkilenmenin kırsal bölgelerde yaşayan annelerde daha fazla olduğu görülüyor. Ortalama etkilenme skorunun en yüksek olduğu kategoriler oyuncak ve kek (3,4). Çocukların satın almada en az etkisi olduğu kategoriler ise cep telefonu ve (2,8) ve beyaz eşya (2,6).


Araştırma Künyesi

Xsights Araştırma ve Danışmanlık tarafından gerçekleştirilen “Markaların Efendisi Çocuklar: Çocuk Dünyasında Markalar Algı Araştırması’17” araştırmasına, Türkiye temsili, IBSS-1 kapsamında yer alan ve 12 ilde ikamet eden toplam 400 anne katıldı. 6 -12 yaş arası çocuk sahibi (sahip olunan çocuk sayısı ortalama iki) ve yaş ortalaması 38 olan annelerin %13’ü AB, %22’si C1, %29’u C2 ve %36’sı DE SES grubuna dahil. 8-10 Mart 2017 tarihleri arasında CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle gerçekleşen araştırmada katılımcı annelerin yaklaşık %70’i ev hanımı, %30’u ise çalışan anne.

BEDAŞ ve ASELSAN, elektrik kesintilerine karşı DEPAR’a kalktı

BEDAŞ ve ASELSAN mühendisleri tarafından geliştirilen, trafoların alçak gerilim kablolarını sürekli izleyen ve arıza oluşmadan erken alarm verebilen ‘DEPAR’ adlı cihaz, 5. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuar Merkezi’nde ilk kez görücüye çıktı.

Şu an test aşamasında olan ve önümüzdeki günlerde İstanbul Avrupa Yakası’nda pilot bölge olarak belirlenen 5 trafo merkezine yerleştirilecek olan DEPAR’dan anlık olarak gelecek bilgiler sayesinde, şebeke optimum şekilde yönetilebilecek, arıza, kesinti, aşırı yüklenme vb. durumlar yaşanmadan önce BEDAŞ ekipleri yola çıkmış olacak.

İstanbul Avrupa Yakası’nda elektrik dağıtımı hizmetini sağlayan ve 7/24 kaliteli ve kesintisiz enerji hedefi ile yatırımlarını sürdüren Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ), ASELSAN ile çok özel bir Ar-Ge projeye imza attı. BEDAŞ ve ASELSAN mühendisleri tarafından geliştirilen ve 5. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuarı’nda ilk kez görücüye çıkan ‘DEPAR’ adı verilen cihaz; mahallelere elektrik sağlayan trafoları sürekli izleyerek, normalin dışında bir durumda, arıza veya kesinti gerçekleşmeden önce sistemin erken alarma geçmesini sağlıyor.

Elektrik dağıtım şebekelerindeki trafo merkezlerine yerleştirilen DEPAR sayesinde, alçak gerilim şebekelerinin enerji, ısı ve güç kalite ölçümleri yapılıyor; elde edilen veriler uzaktan izleme ve kontrol merkezine iletiliyor. Gelen verileri analiz eden izleme merkezi, kesinti ve arıza ihtimali üzerine henüz sorun yaşanmadan müdahale için ekipleri trafo merkezine yönlendiriyor.

‘ASELSAN AKILLI SİSTEMLER İÇİN ÇALIŞIYOR’

Bu projenin şebekenin akıllı hale gelmesinde önemli bir adım olduğuna dikkat çeken ASELSAN Güç Kontrol ve Yenilenebilir Enerji Program Müdürü Dr. Tarık Oranç, “Savunma elektroniği dışında ülkemiz için diğer bir kritik teknoloji alanı olan enerji sektöründe, akıllı enerji yönetimi maksatlı ürünler geliştirmekteyiz. Bu alanda BEDAŞ ile yürüttüğümüz proje kapsamında geliştirilen güç kalitesi ölçüm cihazı ve izleme merkezi yazılımı ile dağıtım şebekesi anlık olarak izlenip kontrol edilebilecek hale gelecek. Ayrıca trafo sıcaklığı ve sigorta durum bilgisi gibi diğer teknik bilgiler de operatör tarafından uzaktan izlenebilecek” dedi.

‘AKILLI ŞEKEBE ALTYAPISI FİLİZLENİYOR’

Kesintisiz enerji ile müşteri memnuniyetini en üst düzeye çıkarmayı hizmet politikası olarak belirleyen BEDAŞ, Ar-Ge projeleri ve teknoloji yatırımlarına büyük önem veriyor. Bu çerçevede BEDAŞ olarak, savunma sanayimizin milli gururu ASELSAN ile birlikte enerji sektöründe yeni bir sayfa açmaktan büyük gurur duyduklarını dile getiren BEDAŞ Ar-Ge ve Yatırım Direktörü İlker Dursun da uzun süren bir çalışmanın ürünü olarak geliştirilen DEPAR’ın, Türkiye genelinde elektrik dağıtım yapılan tüm bölgelerde uygulanabileceğine işaret etti.

İlker Dursun, “Otomatik Sayaç Okuma Sistemi (OSOS) ile büyük elektrik tüketicilerini anlık olarak takip edebiliyoruz. ASELSAN ile birlikte hayata geçirdiğimiz DEPAR sayesinde ise artık mahalle ve sokak bazında enerji kalitesini de anlık olarak izleme ve şebekenin tümümün röntgenini çekme imkânına sahip olacağız. Bu, daha önce farklı birçok proje ile tohumlarını attığımız akıllı şebekeler altyapısının filizlenmesi anlamına geliyor. Bundan sonraki dönemde de, sektörün amiral gemisi olarak yatırım ve Ar-Ge faaliyetlerimize hız kesmeden devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

İLK ETAPTA 5 MAHALLEDE PİLOT UYGULAMA BAŞLIYOR

İstanbul Avrupa Yakası’nda 4,8 milyon aboneye hizmet veren BEDAŞ, yeni sistemin pilot uygulamasını hızla hayata geçirecek. Önümüzdeki günlerde ilk etapta 5 mahallenin trafo merkezine yerleştirilecek DEPAR sayesinde enerji, ısı, güç kalitesi vb. ölçümleri uzaktan izlenecek ve kontrol merkezine anlık olarak iletilecek. Pilot çalışmanın tamamlanmasından sonra, başta İstanbul olmak üzere Türkiye’deki ve yurtdışındaki birçok trafo merkezinde DEPAR cihazının yaygınlaşması ve sektöre yeni bir çığır açması öngörülüyor.

BEDAŞ ve ASELSAN, elektrik kesintilerine karşı DEPAR’a kalktı

BEDAŞ ve ASELSAN mühendisleri tarafından geliştirilen, trafoların alçak gerilim kablolarını sürekli izleyen ve arıza oluşmadan erken alarm verebilen ‘DEPAR’ adlı cihaz, 5. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuar Merkezi’nde ilk kez görücüye çıktı.

Şu an test aşamasında olan ve önümüzdeki günlerde İstanbul Avrupa Yakası’nda pilot bölge olarak belirlenen 5 trafo merkezine yerleştirilecek olan DEPAR’dan anlık olarak gelecek bilgiler sayesinde, şebeke optimum şekilde yönetilebilecek, arıza, kesinti, aşırı yüklenme vb. durumlar yaşanmadan önce BEDAŞ ekipleri yola çıkmış olacak.

İstanbul Avrupa Yakası’nda elektrik dağıtımı hizmetini sağlayan ve 7/24 kaliteli ve kesintisiz enerji hedefi ile yatırımlarını sürdüren Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ), ASELSAN ile çok özel bir Ar-Ge projeye imza attı. BEDAŞ ve ASELSAN mühendisleri tarafından geliştirilen ve 5. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuarı’nda ilk kez görücüye çıkan ‘DEPAR’ adı verilen cihaz; mahallelere elektrik sağlayan trafoları sürekli izleyerek, normalin dışında bir durumda, arıza veya kesinti gerçekleşmeden önce sistemin erken alarma geçmesini sağlıyor.

Elektrik dağıtım şebekelerindeki trafo merkezlerine yerleştirilen DEPAR sayesinde, alçak gerilim şebekelerinin enerji, ısı ve güç kalite ölçümleri yapılıyor; elde edilen veriler uzaktan izleme ve kontrol merkezine iletiliyor. Gelen verileri analiz eden izleme merkezi, kesinti ve arıza ihtimali üzerine henüz sorun yaşanmadan müdahale için ekipleri trafo merkezine yönlendiriyor.

‘ASELSAN AKILLI SİSTEMLER İÇİN ÇALIŞIYOR’

Bu projenin şebekenin akıllı hale gelmesinde önemli bir adım olduğuna dikkat çeken ASELSAN Güç Kontrol ve Yenilenebilir Enerji Program Müdürü Dr. Tarık Oranç, “Savunma elektroniği dışında ülkemiz için diğer bir kritik teknoloji alanı olan enerji sektöründe, akıllı enerji yönetimi maksatlı ürünler geliştirmekteyiz. Bu alanda BEDAŞ ile yürüttüğümüz proje kapsamında geliştirilen güç kalitesi ölçüm cihazı ve izleme merkezi yazılımı ile dağıtım şebekesi anlık olarak izlenip kontrol edilebilecek hale gelecek. Ayrıca trafo sıcaklığı ve sigorta durum bilgisi gibi diğer teknik bilgiler de operatör tarafından uzaktan izlenebilecek” dedi.

‘AKILLI ŞEKEBE ALTYAPISI FİLİZLENİYOR’

Kesintisiz enerji ile müşteri memnuniyetini en üst düzeye çıkarmayı hizmet politikası olarak belirleyen BEDAŞ, Ar-Ge projeleri ve teknoloji yatırımlarına büyük önem veriyor. Bu çerçevede BEDAŞ olarak, savunma sanayimizin milli gururu ASELSAN ile birlikte enerji sektöründe yeni bir sayfa açmaktan büyük gurur duyduklarını dile getiren BEDAŞ Ar-Ge ve Yatırım Direktörü İlker Dursun da uzun süren bir çalışmanın ürünü olarak geliştirilen DEPAR’ın, Türkiye genelinde elektrik dağıtım yapılan tüm bölgelerde uygulanabileceğine işaret etti.

İlker Dursun, “Otomatik Sayaç Okuma Sistemi (OSOS) ile büyük elektrik tüketicilerini anlık olarak takip edebiliyoruz. ASELSAN ile birlikte hayata geçirdiğimiz DEPAR sayesinde ise artık mahalle ve sokak bazında enerji kalitesini de anlık olarak izleme ve şebekenin tümümün röntgenini çekme imkânına sahip olacağız. Bu, daha önce farklı birçok proje ile tohumlarını attığımız akıllı şebekeler altyapısının filizlenmesi anlamına geliyor. Bundan sonraki dönemde de, sektörün amiral gemisi olarak yatırım ve Ar-Ge faaliyetlerimize hız kesmeden devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

İLK ETAPTA 5 MAHALLEDE PİLOT UYGULAMA BAŞLIYOR

İstanbul Avrupa Yakası’nda 4,8 milyon aboneye hizmet veren BEDAŞ, yeni sistemin pilot uygulamasını hızla hayata geçirecek. Önümüzdeki günlerde ilk etapta 5 mahallenin trafo merkezine yerleştirilecek DEPAR sayesinde enerji, ısı, güç kalitesi vb. ölçümleri uzaktan izlenecek ve kontrol merkezine anlık olarak iletilecek. Pilot çalışmanın tamamlanmasından sonra, başta İstanbul olmak üzere Türkiye’deki ve yurtdışındaki birçok trafo merkezinde DEPAR cihazının yaygınlaşması ve sektöre yeni bir çığır açması öngörülüyor.

İSPAK AMBALAJ, “İhracatın Metalik Yıldızları” Ödülünü Kazandı

Eser Erginoğlu, İspak, Kibar Holding

İspak Ambalaj, İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği tarafından verilen İhracatın Metalik Yıldızları“ ödüllerinde, “alüminyum sac, levha ve folyo” dış ticareti kategorisinde ödüle layık görüldü.

Kibar Holding şirketlerinden İspak Ambalaj, İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) tarafından verilen “İhracatın Metalik Yıldızları“ ödülünü kazandı. Ambalaj sektörünün köklü şirketi İspak Ambalaj, “alüminyum sac, levha ve folyo” kategorisinde ödüle layık görüldü.

2016 yılı içerisinde gerçekleştirdiği 6,2 milyar dolarlık ihracat ile Türkiye’nin en büyük ihracatçı birliklerinden biri olan İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB), geçtiğimiz yılın başarılı ihracatçılarını 12 Nisan’da Raffles Otel’de gerçekleştirildiği törende ödüllendirdi. Bu yıl 7’ncisi düzenlenen İDDMİB İhracatın Metalik Yıldızları Ödülleri Töreni’nde; demir çelik eşya, alüminyum mutfak eşya, alüminyum inşaat aksamı, metallerden kilitler, metal mobilya, demir çelik döküm gibi 21 farklı kategoride 71 başarılı ihracatçı ödülün sahibi oldu.

İspak Ambalaj Genel Müdürü Eser Erginoğlu, yaptığı açıklamada, esnek ambalaj sektörüne özelleştirilmiş, yüksek kaliteli ürünler ve hizmetler sunan İspak Ambalaj’ın başarılarla ve ödüllerle dolu bir geçmişe sahip olduğunu belirtti. Erginoğlu, “Türkiye’nin köklü sanayi gruplarından Kibar Grubu’nun bir parçası olarak, zengin mirasımızdan gurur duyuyoruz. İspak Ambalaj’ın kazandığı bu ödüllerde, 40 yıllık tecrübemiz, müşteri odaklı yaklaşımımız, yenilikçi ve ilerici ekibimizin ve küresel düşünmemizin payı büyüktür. Her gün milyonlarca tüketici, farklı ambalaj ürünlerimizi kullanıyor. Biz de İspak Ambalaj olarak onların hayatını kolaylaştıran inovatif ürünler geliştirmeyi amaçlıyoruz. Gezegenimizi ve insanlarımızı korumayı, kaliteli ürünler ve katma değerli hizmetler sunmayı bize yol gösteren ilkeler olarak benimsiyoruz” dedi.

“Hedefimizde Avrupa liderliği var”

Verimliliği öne çıkartmanın, katma değeri yüksek işler yapmanın asıl olduğu bir döneme girildiğine dikkat çeken Erginoğlu, “Ödüller bizi motive eden, inovatif yanımızı tetikleyen ve her zaman küresel düşünmeye iten bir unsur oluyor. İspak Ambalaj olarak tüm ekibimizle çalışmalarımızda daima yenilikçi ve inovatif olmayı ilke ediniyoruz. Çünkü hedefimizde Avrupa liderliği var. Yeni yatırımlarımız ve Ar-Ge çalışmalarımızla üretimde verimliliğe ve yeni pazarlarda var olmaya odaklanıyoruz. Bu noktada ödül süreçleri bizim bu dinamizmimizle de örtüşüyor” şeklinde konuştu.

“Ambalaj Önemlidir” mottosu ile çalışmalarını sürdürdüklerini ve özellikle gıda ve medikal ambalaj alanlarında portföylerini genişletmeyi hedeflediklerini anlatan Erginoğlu,”Ulusal ve uluslararası üst seviyede kalite ve uygunluk belgelerimiz ve ödüllerimizle sürekli gelişim için çalışıyoruz. Bundan sonra alacağımız ödüller de liderliğimizin, global marka anlayışımızın sonucu olacaktır” dedi.

Türkiye’nin ihraç hacmine 100 milyon avroluk katkı sağlayacak

İspak Ambalaj, Kocaeli Asım Kibar Organize Sanayi Bölgesi’nde bu yıl hayata geçirdiği yeni fabrikası ile hem Türkiye ekonomisi, hem de ambalaj sektörü adına ileriye dönük önemli bir hamleye imza atıyor. İspak Ambalaj, Endüstri 4.0 öngörüleriyle dizayn edilen yeni fabrikası ile 2020 yılında 150 milyon Euro ciroya ulaşarak Avrupa’nın ilk 20 üreticisi arasında olmayı amaçlıyor. Yeni fabrika yatırımı, ileri teknolojili ürünleri ve Ar-Ge merkezi ile katma değerli ürünleri yurtdışına pazarlayarak Türkiye’nin ihraç hacmine 100 milyon avroluk katkı sağlamayı planlıyor.

2016 yılında kapsül kahve ambalaj ürünlerimizden biri ile Dünya Ambalaj Örgütü (WPO) tarafından verilen 2017 WorldStar Award ve Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) 2017ödüllerine de layık görülen İspak Ambalaj, ayrıca işyerlerinin rekabet gücünü arttırmayı amaçlayan TPM (Total Productive Maintenance), kapsamında verilen TPM Ödülleri’nin ikinci basamağı olan TPM Mükemmellik Ödülü’nü 2016 yılında aldı.

Reklamcılıkta süreklilik olmazsa olmazdır.

Bir günlük, bir haftalık,bir aylık devamlılığı olmayan reklamlar çöpe atılan paradır.

Bu yüzdendir ki dev firmalar durmadan dinlenmeden reklamda kalır, aklımızda yer ederler.Sürekli reklamın bir özelliği de ekonomik olmasıdır.

Reklam Halkla İlişkiler uzmanı Arzu Kalaylı “Sürekli reklamla, göz önünde olmak iyidir. Ancak bu iş için ayıracağınız bütçenin de sizi sarsmaması gerekir.Günümüz pazarlama ve iletişimin faaliyetlerinde devamlılık zorunlu kılınıyor. Bu açıdan, hızlı ve etkili şekilde yeniliklere ayak uydurabilenler başarılı olabiliyor.
Kriz zamanında reklam vermeyi kesen değil, krizi bir yatırım fırsatı gibi değerlendirerek, sektörde boşalan alanlara oynayıp, reklam vermeye devam eden firmalar kazanıyor..”diyor ve sözlerine devam ediyor:

“Bu dönemde reklam vermeyi kesen firmalar, kriz ortamı sona erdiğinde bilinirliğini yeniden sağlamak için, belki de kriz zamanında yapılacağından çok daha fazla bir harcama yapmak zorunda kalıyorlar. Bu tip zamanlarda tüketici de kendince bir takım kısıtlamalara gideceğinden çevresinde güvenebileceği markaların bulunması önemlidir.

Bu noktada internet diğer mecralardan farklılaşmaya başlıyor. Reklam vermeyi kesmeyen ancak tasarruflu davranmaya karar veren şirketler için internet tam anlamıyla biçilmiş kaftan. Çünkü internette yayınlanan reklam; diğer mecralara oranla, aynı bütçeyle daha fazla görüntülenme ve aynı anda daha çok kişiye ulaşma imkânı veriyor. Bu da, birim kişiye ulaşmak için harcanan maliyetin oldukça düşmesi anlamına gelmektedir.Kesin olarak ölçümlenebiliyor. Hedef kitle ile markayı buluşturan interaktif çözümler ve yürütülen kampanyalar hakkındaki analizler, detaylı raporlar ile reklam verene sunulabiliyor.

Eskiden az sayıda şirket tarafından uygulan “agresif” büyüme politikaları, artan rekabetle birlikte hızla Türkiye´de de yayılıyor. Yeni dönemde pazar payını genişletmek isteyen şirketler çözümü, “agresif” büyüme stratejilerinde buldular. Agresif büyüme taktikleriyle, hem daha fazla tüketiciye ulaşılırken, hem de rakiplerin hareket alanı daraltılıyor. Tabii kar marjları da yükseliyor.

Bugün agresif büyüme stratejisi bankacılık, internet, kimya, gıda ve perakende başta olmak üzere, birçok sektörde uygulanıyor. Rekabetin yoğun olduğu sektörlerde agresif büyümeye daha fazla gerek duyuluyor. Örneğin son yıllarda Migros, Carrefoursa, Bim, Türkiye´nin son dönemde en agresif büyüyen şirketleri.”

Çocuk Bayramında Çocuklarınıza “Dijital Kimlik” Hediye Edin!

Ebeveynler için çocuklarının isimsoyisim.com alan adını almak, online kimlikleri erken yaştan korumaya almak için önemli bir adım olabilir.

21 NİSAN 2017 – Dünyanın en büyük küçük işletme odaklı teknoloji sağlayıcısı GoDaddy, Z kuşağı ebeveynlerinin çocuklarının dijital kimliklerini koruma altına almalarının iyi bir karar olabileceğine dikkat çekti. GoDaddy, günümüzün teknolojik anne-babalarının çocuklarını hayata bir adım önde başlatmanın tanımını değiştirdiklerinin üzerinde durdu ve alan adına sahip olmanın da her türlü online kimlik yaratmanın ilk basamağı olacağını vurguladı.

2010 ve 2014’te 10 farklı ülkeden, 6.017 anne-baba ile gerçekleştirilen online anket Digital Diaries, günümüz çocuklarının doğduklarından itibaren dijital oldukları fikrini doğruladı. Anket, çocukların dijital kimliklerinin 6 aylıkken, sosyal medyadaki fotoğraflarında ebeveynlerinin birbirlerini etiketlemesiyle başladığını gösterdi. Ankete göre, anne-babalar çocukları henüz doğmadan ultrason fotoğraflarını dahi sosyal medyada paylaşıyor. Anne-babaların çocukları büyüdükleri zaman hangi sektörde çalışırlarsa çalışsınlar kendi kişisel markalarını oluşturmaları gerekeceğini unutmamaları gerekiyor. Kendi online markalarının sahibi olmaları ve kontrolün kendi ellerinde olması bunun önemli bir kısmı olacak.

CareerBuilder’ın yıllık sosyal medya işe alım anketinin 2016 sonuçlarına göre ise işletmelerin yüzde 60’ı sosyal medya sitelerini kullanarak elemanlarının geçmişleri araştırıyor. Sosyal medya ve diğer online platformlarda varlık, özellikle de kişisel bir web sitesi, insanların kişisel markalarının önemli bölümünü temsil ediyor.

Çocuğunuzun kişisel markasını koruma altına alın

GoDaddy EMEA Bölgesi Başkan Yardımcısı Stefano Maruzzi, günümüzde anne-babaların çocukları adına alan adı almalarının gelecekleri için yapabilecekleri en iyi yatırımlardan biri olacağının altını çizdi. Maruzzi, “İstediğiniz alan adını bulmak işletmeler için olduğu kadar bireyler için de zor olabilir. Çoğu zaman istediğimiz alan adının başkası tarafından alınmış olduğunu görüyoruz. Özellikle çocuğunuz için Ayşe veya Mehmet gibi sık kullanılan bir isim seçtiyseniz adısoyadı.com tarzı bir alan adı bulmaları zor olabilir. Çocuk Bayramı’nı kutlamak için biraz değişik bir şey yapıp çocuğunuza alan adı alarak, dijital kimliğini koruma altına alabilirsiniz” dedi.

Maruzzi, aynı zamanda çocuğunuzun alan adını almanın onlara dijital kimlikleri üzerinde daha çok kontrol vereceğini vurguladı. Çocuğunuz için alan adını almak, erken yaşta online kimliklerini güvenceye almanın en ucuz ve etkili yollarından biri.

Yanlış Kiracıya Rastlayana Doğru Poliçe

Kiracının, kirayı ödememesi halinde mülk sahiplerinin haklarını koruma altına alan yeni bir uygulama hayata geçiyor. Uygulama kapsamında, mülk sahiplerinin ödenmeyen kiraları karşılanarak, maddi zarara uğraması önlenecek.

Konut sahiplerinin günümüzde en sık karşılaştığı sorunların başında, kirasını ödemeyen kiracıların yaşattığı mağduriyetler geliyor. Kiracının, kirayı ödememesi halinde oluşabilecek zararları kapsayan Trink Kira Sigortası, konut sahiplerinin doğru kiracıyı bulmak için aylarca evini boş tutarak, maddi zarara uğramasının önüne geçecek.

Sektörün büyük sigorta şirketi Ray Sigorta tarafından 2 yıllık fizibilite çalışması sonucu hayata geçirilen Trink Kira Sigortası, Kuzey Sigorta Act A.Ş’nin organizasyonunda uygulamaya konacak.

Emlak Piyasasını Canlandıracak

Türk sigortacılık sektöründe bir ilk olacak uygulama hakkında bilgiler veren Kuzey Sigorta Genel Müdürü Derya Gülgeç, “Bir aylık kiranın yaklaşık yüzde 60’ı ile bir yılı koruma altına alıyoruz. Mülk sahibi mağduriyetine son verecek olan hizmet, yakında satışa sunulacak. Piyasada yer alan bir kira sigortası yok. Bir ilk olan uygulama, sektördeki boşluğu doldurarak, emlak piyasasını canlandıracak” ifadelerini kullandı.

Kiracıya Kefil Olan Uygulama

Kiracının, kirayı ödememesi durumunda devreye giren uygulama, mülk sahibinin ödenmemiş kiralarını bir kefil gibi ödeyecek. Alanında bir ilk olan uygulamada, tüm hukuki süreç, mülk sahibi ile beraber koordine edilecek ve hukuki masraflarını da sigorta şirketi limitleri doğrultusunda karşılayacak. Kiranın yanı sıra ödenmediyse doğalgaz, su, aidat gibi konutu ilgilendiren giderleri ve ödenmeyen aidat yönetim giderlerini de karşılayacak. Mal sahibi mağduriyetini önleyecek uygulamanın bir yönüyle de depozito yerine geçmesi planlanıyor.

Vergi borcu olanlara bir fırsat daha!

Kesinleşmiş bazı kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına dair Kanun Tasarısı 18 Nisan’da TBMM’ye sunuldu.

Maliye Bakanı Naci Ağbal yeni düzenleme ile yaklaşık 73 milyar liralık borcun yapılandırılmasının beklendiğini ve Tasarı’nın 2 Mayıs’ta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacağını belirtti.

Tasarı 6736 sayılı Kanun’un kapsamından farklı olarak sadece kesinleşmiş bazı kamu alacaklarına yapılandırma getiriyor. Matrah artırımı ve kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacaklara ilişkin bir yapılandırma yok. Pişmanlık ve inceleme veya tarhiyat safhasında bulunan işlemlere ilişkin düzenlemeler de söz konusu değil.

Tasarı’nın kesinleşmiş vergi borçlarının yapılandırılmasına değinecek olursak, 31.03.2017 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olan vergi borçları ile yine bu tarihe kadar verilmiş olan beyannamelerdeki vergiler, bu vergilere bağlı vergi cezaları ile gecikme faizleri ile gecikme zamlarının yapılandırma kapsamında.

Örneğin Şubat 2017 ve önceki dönemlere ilişkin aylık KDV, muhtasar, ÖTV, damga vergisi beyannameleri üzerinden tahakkuk eden ve vadesi geçtiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan vergiler bu yasa kapsamında yapılandırılabilecek.

31.03.2017 tarihinden önce yapılan tespitlere ilişkin olarak kesilen vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları (usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezaları) da yapılandırma kapsamına giriyor.

Motorlu taşıtlar vergisi ile başta emlak vergisi olmak üzere belediyeler tarafından tahsil edilen vergilerin de kapsamda olduğunu belirtelim.

6736 sayılı Kanun’dan yararlanmış olan ve taksit ödemeleri devam eden borçluların ise anılan Kanun kapsamında yapılandırılan borçları kapsam dışı.

Nasıl bir yapılandırma?

Yapılandırma koşulları 6736 sayılı Kanun ile paralel.

Vadesi geldiği halde ödenmemiş veya ödeme süresi henüz geçmemiş olan vergilerin aslında bir indirim yapılması söz konusu değil. Dolayısıyla yapılandırma başvurusu halinde vergi aslının tamamı ödenmek durumunda.

Asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları (vergi ziyaı cezası) ve vergi asıllarına bağlı gecikme faizi ve gecikme zamları ise siliniyor. Bunların yerine vergi aslı üzerinden Kanun’un yayımı tarihine kadar yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın vergi aslı ile ödenmesi gerekiyor.

Kanun’un yayım tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olan, vergi aslına bağlı olmaksızın kesilen vergi cezalarının (usulsüzlük ve özel usulsüzlük gibi) ise yarısı siliniyor. Kalan yarısı ile bu tutara gecikme zammı yerine Kanun’un yayım tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ödenmek suretiyle borç yapılandırılabilecek. İştirak nedeniyle kesilmiş olan vergi cezaları için de aynı durum geçerli.

Başvuru zamanı ve taksit imkanı

Tasarı’da 30.06.2017 tarihi sonuna kadar başvuruda bulunulması gerektiği belirtiliyor.

Yapılandırma kapsamında yeniden hesaplanan tutarın taksitle ödenme imkanı var. Bunun için başvuru sırasında 6, 9, 12 veya 18 eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birinin tercih edilmesi gerekiyor. Bu durumda ödenmesi gereken tutar;

  • 6 eşit taksit için (1,045),
  • 9 eşit taksit için (1,083),
  • 12 eşit taksit için (1,105),
  • 18 eşit taksit için (1,15),

katsayısı ile çarpılıyor ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle ödenecek taksit tutarı hesaplanıyor.

Vergi borçlarına ilişkin ilk taksitin 31.07.2017 tarihine kadar ve diğer taksitlerin ise bu tarihleri takip eden ikişer aylık dönemler halinde ödenmesi gerekiyor.

Peşin ödeme halinde ekstra bir indirim daha söz konusu. Kanun’un yayım tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz hesaplanmıyor ve fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarlar üzerinden ayrıca %50 indirim yapılıyor.

Örneğin 100 TL vergi aslı, 100 TL vergi ziyaı cezası ve 50 TL faiz borcu olmak üzere toplam 250 TL kesinleşmiş borcu olan bir mükellefin yapılandırma talebinde bulunduğunu ve vergi aslı üzerinden gecikme faizi yerine 20 TL enflasyon farkı hesaplandığını varsayalım. Bu durumda yapılandırma kapsamında ödenecek tutar 100 TL vergi aslı ve 20 TL enflasyon farkı olmak üzere toplam 120 TL olacaktır.

Mükellefin 18 taksitte ödeme imkanından yararlanmak istemesi durumunda ödeyeceği toplam tutar (120*1,15) 138 TL olacak ve iki ayda bir (138 / 18) 7,66 TL ödemek koşuluyla toplam 36 ayda borç kapatılmış olacaktır.