Ev Seçerken Nelere Dikkat Etmelisiniz?

Ödüllü Gayrimenkul Danışmanı Evrim Kırmızıtaş, bahar dönemiyle birlikte ev satın alımlarının artacağını dile getirirken, bu tür durumlarda ailelerin ya da yatırımcıların nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlatıyor.

Yatırım yapacaklar için

Özellikle İstanbul’da her yerin değerlendiği bilinen bir gerçek. 3. köprü ve 3. havaalanı vesilesiyle TEM’in kuzey kısımları ise daha fazla değer kazanacak. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde ulaşım, sağlık ve eğitim yatırımlarının en iyi olduğu lokasyonlar, en çok prim yapacak yerlerin başında gelecek. Buna göre bakacak olursak; Anadolu Yakası’nda Bağdat Caddesi, Çamlıca, Tuzla, Sancaktepe ve Ataşehir değer kazanacak. Avrupa Yakası’nda Fulya, Bomonti, Şişli, Büyükdere Caddesi, Çatalca, Arnavutköy ve Bahçeşehir kazanç sağlayacak mevkiler olacak.

Çocuklu aileler için

Çocuklu aileler kendileri için ev seçimi yaparken ister istemez belli başlı kriterleri göz önüne almalıdır. Bunlar arasından en temel özellikleri şöyle sıralayabiliriz:

  • Okula yakınlık ve ulaşım kolaylığı önemlidir.
  • Çocukların belli bir yaştan sonra kendilerine ait bir alana sahip olmaları, psikolojik gelişimlerine olumlu anlamda etki edecek ve özbenliklerini kazanmalarına yardımcı olacaktır. Dolayısıyla seçeneğiniz evde çocuğunuza ait bir oda olması çok önemlidir.
  • Seçeceğiniz semtin ya da binanın güvenlikli olması gerekmektedir.
  • Binanın balkon ve merdiven korkuluklarındaki ara mesafenin küçük çocukların geçebileceği açıklıkta olmaması gerekir.
  • Evin çevresinde sosyal tesislerin olması, çocukların güvenilir bir ortamda vakit geçirmesini sağlayacaktır.

Bu kriterler her zaman önemli!

Ev alırken kişilerin dikkat ettiği kriterler arasında manzara, kullanım alanı, deprem korkusu, şehir gürültüsü, ısı tasarrufu, kirlilik ya da toz gibi konular öne çıkıyor. Örneğin manzara isteği olan aileler çok yüksek katları tercih ederken, bahçeden yararlanmak isteyenler tabii ki bahçe katını seçiyor. Deprem korkusu olanlar ise müstakil evlerde oturmak istiyor.

İstanbul Jewelery Show’da 17 ton Kasalama Yapıldı

Nakit ve değerli mal taşımanın lider şirketi Loomis Türkiye, Jewelery Show 2017’e katılan firmaların değerli takıları, kıymetli taşları ve madenlerinin fuar alanında kasalanmasını üstlendi.

Loomis güvencesiyle fuar alanına transferi gerçekleştirilen mücevherler, 16 – 19 Mart tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi’nde (CNR Expo) gerçekleştirilen 43. İstanbul Jewelry Show da sergilendi.

Sektör için oldukça başarılı geçen fuara bu yıl İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir ve Hindistan başta olmak üzere 111 ülkeden 28.500 alıcı katıldı. Fuarda sergilenen ürün miktarında da artış meydana gelirken, geçen yıl iki kasayla 10 ton mücevher ve altın kasalayan Loomis, bu yıl 4 kasa ile toplam 17 ton kasalama yaptı.

İstanbul Jewelry Show’un vazgeçilmezi haline gelen Loomis yüksek güvenlikli kasalama hizmeti ve tam donanımlı silahlı personeliyle, 2000 yılından bugüne fuarın güvencesi olmaya devam ediyor.

Sıfır hata, sıfır kayıp…

İstanbul Jewelery Show’da 17 yıldır katılan, katılımcıların sergiledikleri tüm değerli takılarını, kıymetli taşlarını ve madenlerini yüksek güvenlik eşliğinde koruyan Loomis; yine fuar alanındaki tüm riskleri sıfırladı. Hizmetlerini yüzde yüz sigortalı bir şekilde gerçekleştiren Loomis’in 17 yıllık İJS karnesi hep sıfırlarla dolu. Şimdiye kadar hiç bir İJS’de en ufak bir hasar ve kayıpla tanışmayan Loomis; sıfır hata payıyla çok güvenli. Loomis ile İJS, dünyanın en güvenlikli takı fuarlarından biri oluyor.

Loomis Satış Direktörü Demir Bükülmez; Loomis’in yer almadığı bir İJS’nin artık düşünülemez olduğunu, yıl içinde kendileriyle sürekli çalışan fuar katılımcılarının, stantlarındaki milyon dolarlık ürünlerin güvenliğinde Loomis’i tercih ettiklerini söyledi.

Ana kasa sponsorluğu kapsamında; fuar boyunca gerekli güvenlik önlemlerini alarak, devasa büyüklüğe sahip, ekstra güvenlik donanımlarının bulunduğu özel kasaları fuar alanına taşıdıklarını dile getiren Bükülmez; kasalamak için kendilerine verilen tüm ürünlerin sigortalı bir şekilde muhafaza edildiğini, ürün teslim alırken ve teslim ederken özel mühürleme yaparak tüm riskleri ortadan kaldırdıklarını sözlerine ekledi.

Schaeffler’den standart rulman için büyük yatırım

Schaeffler, FAG Generation C sabit bilyalı rulmanların üretim kapasitesine büyük yatırım yaparak standart rulman işini büyütüyor. Schaeffler’in yıllardır başarılarıyla adından söz ettiren sabit bilyalı rulmanları, geliştirilmiş ürün özellikleriyle, yeni lojistik konseptiyle ve maliyet etkin çözümleriyle artık daha da cazip.

Schaeffler, yeni üretim ve lojistik faaliyetlerine yaptığı büyük yatırımlar ve geliştirilmiş ürün özellikleri sayesinde, standart rulman işini, FAG Generation C sabit bilyalı rulmanlarla önemli ölçüde büyütüyor. Schaeffler önümüzdeki aylarda, Yinchuan/Çin’deki tesislerinde yeni üretim hatlarını kademeli olarak devreye sokarak ilgili FAG sabit bilyalı rulmanları kapsayan yüksek hacimli ürün serisinin kapasitesini ikiye katlayacak.

Standart üretim işini güçlendirmek, Schaeffler’in endüstriyel bölümünü yeniden yapılandırmak için geliştirilen CORE programının önemli bir yönünü teşkil ediyor. Schaeffler Endüstri Bölümü CEO’su Dr. Stefan Spindler bu gelişmeyi şöyle anlatıyor: “Yatırımlarımız, standart sabit bilyalı rulmanlar için özellikle Çin’den ve Asya/Pasifik bölgesinden gelen yoğun talebe cevap verilmesine ve bu yüksek hacimli işin özel ihtiyaçlarının en iyi şekilde karşılanmasına yardımcı olacak. Ürünlerimiz hem en yüksek teknik şartları karşılıyor hem de uygun maliyetli fiyat/performans oranı sunuyor.” FAG Generation C sabit bilyalı rulmanların en yaygın kullanıldığı uygulama alanları arasında elektrik motorları, ev aletleri, pompalar ve vantilatörler, elektrikli el aletleri ve iki tekerlekli araçlar yer alıyor.

Daha dayanıklı, daha sessiz, az sürtünmeli ve uygun maliyetli

FAG Generation C sabit bilyalı rulmanların başarılı bir biçimde pazara kazandırıldığı 2008 yılından bu yana, ürün özellikleri de sürekli olarak geliştirilmeye devam etti. Schaeffler’de yüksek hacimli sabit bilyalı rulman işinin proje yöneticisi Thomas Kreis, bunu şöyle açıklıyor: “Ürünü, üretimi ve lojistiği ele alarak her alanda pazardaki en yüksek gereksinimleri karşılayabilecek çözümleri geliştirdik.” Schaeffler, sürtünmeyi ve sesi minimuma indirmek gibi ilgili teknik özellikler konusunda kriterleri belirlemeye devam ediyor. Bu doğrultuda iki yeni sızdırmazlık konsepti de geliştirildi. Gres kaybında azalma ve kirlenmeye karşı daha iyi koruma, gresin çalışma ömrünü ve dolayısıyla da rulmanların ömrünü uzatıyor. Yenilikçi labirent tipi keçesiyle yeni Z-tipi metal kapak, gres sızdırmasını yüzde 20 azaltırken, kirlenmeyi de önceki tasarıma göre yüzde 30 önlüyor.

İsteğe bağlı olarak sunulan patentli ELS temaslı kapak, düşük sürtünme seviyelerinde maksimum sızdırmazlık sağlar ve motosikletlerdeki tekerlek rulmanları gibi değişken eksenel yükler için özellikle uygundur.

 

Herhangi bir ek sürtünme kaybına neden olmaksızın iyileştirilen sızdırmazlık, bilezik girintisine mükemmel uyum sağlayan yenilikçi dudak formu sayesinde mümkün oluyor. Aynı şekilde, rulmanın içine kaydırılan girintiler, montaj gibi işlemler sırasında rulmanın sağlamlığını büyük ölçüde artırıyor. Ayrıca standart seride artırılmış sızdırmazlık sağlayan, iç bilezikte başlayan temassız BRS keçeler ve HRS keçeler de mevcut.

Bilyaların yüksek kalitesi ve kafesin ses optimizasyonlu olması, FAG Generation C sabit bilyalı rulmanların, klasik sabit bilyalı rulmanlara kıyasla çok daha sessiz çalışmasını sağlıyor. Buna ek olarak, optimize edilmiş temas geometrisi de sürtünmeyi azaltıyor. Bu özellikler, yuvarlaklık, dalgalı yapı, sağlamlık ve daha sıkı üretim toleransları yönünden yuvarlanma yüzeyi parametrelerinde yapılan sayısız optimizasyon sonunda elde edilebiliyor. Sürtünmenin azaltılması, çalışma sırasındaki enerji maliyetlerini de düşürüyor.

Maksimum kapasiteyle yüzde 100 kaliteye yönelik üretim

Schaeffler’in Yinchuan tesisindeki yeni üretim konsepti tamamen bu tür yüksek hacimli işlerin olağanüstü kalite, çalışma süresi ve maliyet etkinliği gibi spesifik ihtiyaçları üzerine yoğunlaşıyor. Üst düzeyde otomatik üretim hatları, bu tip rulmanlar ve bunlarla ilgili her tür modele göre optimal biçimde tasarlandığı için, montaj işlemleri ve hizmet dışı kalma süreleri minimuma indiriliyor. Üretim süreçlerinde temizliğe azami özen gösteren Schaeffler, ürünlerde en ufak bir kirlenmenin bile önüne geçebilmek için, üretim hatlarına çok sayıda otomatik yıkama istasyonu entegre ediyor. Aynı zamanda kalifiye çalışanlar ve çok sayıda, otomatik, yüzde 100 teftiş istasyonu, en yüksek kalite standartlarının yakalanmasını sağlıyor. Yıllardır sabit bilyalı rulman ürünleri üreten Caldas (Portekiz) ve Savli (Hindistan) tesisleri gibi, Yinchuan tesisi de endüstri ve otomotiv sektörlerindeki en yüksek ISO standartları sertifikasına sahip.

Optimize edilmiş tedarik zinciri zamanında teslimatı garanti eder

Dünya genelinde koordine edilen stok takip ve lojistik konsepti, Çin’deki, Portekiz’deki ve Hindistan’daki müşterilere zamanında ve güvenilir teslimat yapılmasını sağlıyor. Avrupa için de, Avrupa Dağıtım Merkezi’nin (EDC) kurulması büyük önem taşıyor. Kuzey Avrupa’da (İsveç) ve Güney Avrupa’da (İtalya) da yeni işletmeler devreye alınıyor. Almanya’da hâlen inşaatı devam eden ana lojistik merkezinden de gelecek yıl Orta, Batı ve Doğu Avrupa’daki müşterilere ürün tedariğine başlanacak.

Brexit önce Avrupa markalarını vuracak

70 milyar sterlinlik dış ticaret açığı bulunan İngiltere, Brexit sürecini 29 Mart’ta başlatacak. 27 AB üyesi ülke ile İngiltere arasındaki ilişkilerin geleceği müzakere edilecek. Peki hangi ülkeler hangi sektörler en çok etkilenecek? KPMG, ekonomik analiz raporunda Brexit ile ilgili soruları ele aldı. İngiltere ile ticaret hacmi yüksek olan ülkeler süreçten hızlı etkilenecek. Brexit kararı İngiltere’de güçlü bir pazarı olan Alman otomobilini, Fransız şarabını, Belçika çikolatasını vuracak.

KPMG ekonomik analizinde Brexit sürecinin İngiltere’ye bilançosunun ağır olacağını ortaya koyuyor. Raporu değerlendiren KPMG Türkiye Brexit Lideri Murat Palaoğlu, ”Brexit’in İngiltere ekonomisine maliyeti 2030’a kadar yüzde 6,2’lik milli gelir daralması olacak. Bu oran her hanenin yıllık bütçesinde 4 bin 300 sterlinlik düşüş anlamına geliyor” dedi. Palaoğlu, İngiltere’yle ticaret hacmi yüksek olan Fransa, İspanya, Almanya, İtalya ve İrlanda gibi bazı AB ülkelerinin bu süreçten daha fazla etkileneceklerini belirterek, şunları ekledi: “Fransa’nın İngiltere’ye ihracatı 12 milyar sterlin, İspanya’nın 10 milyarın üstünde yine Almanya’nın 10 milyar sterlin civarında… Belçika, İrlanda, Luxemburg, Malta, Hollanda, Slovakya bu listede İngiltere’ye yüksek ticaret hacmi olan ülkeler olarak sıralanıyor. İngiltere’den ithalat tarafına baktığımızda ise Almanya’nın 12 milyar sterlin, Fransa’nın 11 milyar sterlin, İrlanda’nın 9,5 milyar sterlin, İtalya’nın 7 milyar sterlin ithalatı söz konusu.”

Alman otomobili, Fransız şarabı tercih ediliyor

Sektörler açısından da değerlendirmede bulunan Palaoğlu “Almanya otomotiv sektörü bu süreçten en çok etkilenecek sektörlerin başında geliyor. Almanya’da üretilen her 7 otomobilden biri İngiltere’ye satılıyor. Aynı şekilde Fransız şarapları için de geçerli. Fransa, İngiltere’ye ortalama yıllık 1,3 milyar dolarlık şarap ihraç ediyor. Belçika, 267 milyon dolarlık çikolata, Danimarka ise 35 milyon dolarlık sosis ve Yunanistan da 61 milyon dolarlık peynir satıyor” şeklinde konuştu.

Palaoğlu hizmetler tarafında ise İngiltere’ye en çok hizmet ihraç eden iki ülke Kıbrıs ve Malta’nın sürecin sonuçlarını yaşayacağını belirtti. Palaoğlu, “Çeşitli AB ülkelerinde yaşayan İngilizler’in durumu ile İngiltere’de yaşayan AB vatandaşlarının durumları ve göçmen konuları da müzakerelerde görüşülecek konular arasında yer alıyor” şeklinde konuştu.

Sigorta Cini ve Sigortacılık Meslek Yüksek Okulu Öğrencileri Bir Araya Geliyor

Klasikleşmiş sigortacılık anlayışının dışında bir perakende sigorta mağaza zinciri olarak hizmet veren Sigorta Cini, sigorta bilincini yaygınlaştırma ve sektöre katkı sağlama amacıyla yeni bir projeyi hayata geçiriyor. Sigorta Cini ile Mesleki Sohbetler adlı projede ülkedeki Meslek Yüksek Okulları’nın Bankacılık ve Sigortacılık bölümlerinde okuyan öğrencilerle bir araya gelecek Sigorta Cini sektörde çalışmak isteyen adaylara yol gösterecek.

Türkiye’nin ilk perakende sigorta mağaza zinciri Sigorta Cini, sigortacılık sektöründe öncü adımlar atmaya devam ediyor. Şirket, sigorta bilincini yaygınlaştırma ve sektöre katkı sağlama amacıyla Sigorta Cini ile Mesleki Sohbetler adlı projeyi hayata geçiriyor. Proje kapsamında Meslek Yüksek Okulları’nın Bankacılık ve Sigortacılık bölümlerinde okuyan öğrencilerle bir araya gelecek Sigorta Cini ekibi, yıl içinde belirlenecek diğer okullarda da sektör hakkında bilgilendirici söyleşiler düzenlemeyi planlıyor.

Projenin ilk buluşması 28 Mart Salı günü saat 14.00’te Kocaeli Üniversitesi Kandıra Meslek Yüksekokulu Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü öğrencileriyle gerçekleştirilecek. Sektörde çalışmak isteyen öğrencilerin sorularını yanıtlayacak Sigorta Cini ekibi, geleceğin sigortacılarıyla keyifli bir sohbete imza atacak.

‘Öğrencilere rol model olmayı hedefliyoruz’

Her geçen gün gelişen ve büyüyen sigortacılık sektöründe öncü adımlar atmaya devam edeceklerini belirten Sigorta Cini CEO’su Pieter-Bas Vos, konu hakkında şunları söyledi: “Sigorta Cini olarak kurumsal sosyal sorumluluk bilinciyle bu projeyi hayata geçiriyoruz. Meslek Yüksek Okulları’nda okuyan öğrencilere rol model olmayı hedeflediğimiz bu proje sayesinde sektör ve sektörün gelecekteki temsilcileri arasında bir köprü görevi görüyoruz. Aynı zamanda başarılı öğrencilere staj imkanı da sağlayacağız.”

Renault üç kez üs üste “En İyi Müşteri Deneyimi” ödülünü kazandı

Renault, müşteri deneyimi alanında aldığı ödüllere bir yenisini ekledi. Renault, bu yıl üçüncüsü düzenlenen A.C.E Awards’ta, üst üste üçüncü kez otomotiv kategorisinde müşteri deneyimini en iyi yöneten marka seçildi.

Türkiye’nin ilk ve tek müşteri memnuniyetini ölçen A.C.E (Achievement in Customer Excellence) Awards’da 17 farklı sektörde müşteri deneyimini en iyi yöneten ulusal ve uluslararası markaların ödülleri, markaların üst düzey yöneticilerine verildi. Otomotiv sektöründe müşteri deneyimini en iyi yöneten marka olarak 1.lik ödülüne layık görülen Renault adına ödülü, Renault Mais A.Ş. Genel Müdür / CEO Dr. Berk Çağdaş aldı. Dacia ise aynı kategoride 3.lük ödülünü elde etti.

sikayetvar.com’un400 binden fazla şikayetçi müşteriye yönelikgerçekleştirdiğianket sonuçlarına göre, 2016 yılında kendi sektörlerinde uyguladıkları başarılı stratejilerle müşteri deneyimini en başarılı yöneten firmaların belirlendiği A.C.E Awards’da Renault’nun 3. kez aldığı ödül, etkili ve sürdürülebilir bir müşteri memnuniyet politikasının somut göstergesi ve sonucu.

Renault müşteri memnuniyeti ödül listesi

Telephone Doctor2014 Kalite Ligi Birincilik, En İyi Çağrı Merkezi

Telephone Doctor2015 Kalite Ligi Birincilik, En İyi Çağrı Merkezi

Telephone Doctor2016 Kalite Ligi Birincilik, En İyi Çağrı Merkezi

IMI (International Management Institute) En İyi Müşteri Deneyimi Birincilik ödülü

A.L.F.A Awards Otomotiv Grubu Birincilik,2015

A.L.F.A Awards Otomotiv Grubu Birincilik,2016

A.C.E AwardsOtomotiv Grubu Birincilik,2017

şikayetendex Şikayeti En İyi Yöneten Marka

(2011-2012-2013-2014-2015)

ÖTV indirimi sonrası, Beyaz Eşya Kampanyalarında %6,7’lik fiyat düşüşü oldu

Kampanya ve fiyat takibi hizmetleri sunan BrandZone’un araştırma sonuçlarına göre; ÖTV indirimi sonrası yayınlanan beyaz eşya kampanyalarının ortalama fiyatı bir önceki aya göre %6,7 oranında düştü. Kampanyalarda en çok yer bulan, popüler ürünlerin fiyatı ise ortalama %6,2 oranında düştü.

Beyaz Eşya Sektöründe; Buzdolabı kampanyalarında ortalama %1,8 oranında ve 48 TL tutarında, Bulaşık makinesi kampanyalarında ortalama %6,8 oranında ve 89 TL tutarında, Çamaşır Makinesi kampanyalarında ise ortalama %21,5 oranında ve 398 TL tutarında fiyat düşüşü oldu.

Küçük Ev Aletleri Kampanyalarında %10’luk Fiyat Düşüşü

Şubat ayında yürürlüğe giren ÖTV ( Özel Tüketim Vergisi ) indiriminden etkilenen diğer sektör Küçük Ev Aletlerinde ise kampanyalarda ortalama %10’luk fiyat düşüşü oldu.

Geleneksel buharlı ütü kampanyalarında %7,9 oranında ve 16 TL tutarında, Elektrikli Süpürge kampanyalarında %9 oranında ve 53 TL tutarında, Çay makinesi ve doğrayıcıların ortalama kampanya fiyatlarında ise %6 oranında ve 11 TL tutarında fiyat düşüşü oldu.

En Çok İlgi Gören Kategorilerde Fiyat Düşüşleri

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan BrandZone Yönetici Ortağı Cem Köz, “Bazı ürünlerde döviz kurlarındaki artışlar nedeniyle zam yapılmış olsa da, hem mağaza, reklam kampanya fiyatları, hem de online fiyatlar önceki ayla karşılaştırıldığında, ÖTV indiriminin ortalama fiyatlara yansımış olduğunu gördük.” dedi.

Beyaz Eşya ve Ev Aletlerinin en çok tercih edilen alt kategorileri ayrıca incelendiğinde yine kampanya fiyatlarında düşüşlerin olduğunu belirten Köz “No-Frost özellikli çift kapılı buzdolaplarında %5,4; 8-9 kilogram kapasiteli çamaşır makinelerinde %4,4; 3 programlı bulaşık makinelerinde %4; 1000 Watt’tan fazla gücü olan toz torbasız süpürgelerde %8,2 ve 2000-2500 Watt gücündeki geleneksel buharlı ütülerde %2,6’lık ortalama kampanya indirimi oldu.” şeklinde konuştu.

Mercedes-Benz, yeni moda görsel kampanyası #mbcollective’i sundu

Mercedes-Benz fotoğrafçı, yazar ve yönetmen Luke Gilford imzalı ve yeni Concept EQ‘nun başrolü üstlendiği #mbcollective – 1. Bölüm’ü dün Londra’da düzenlenen özel bir etkinlikle tüm dünyaya tanıttı. Generation Now, Generation Next (Şimdiki Nesil, Gelecek Nesil) isimli yeni #mbcollective moda hikayesi 3 başlık altında sunuluyor ve konsept doğrultusunda üç kahramana (Şimdiki Nesil) ve onların himayesindeki üç diğer karaktere yıl boyunca yer vererek uluslararası yetenekleri bir araya getiriyor.

2017 global moda kampanyası “Generation Now, Generation Next” kapsamında birinci bölümde İngiliz müzisyen ve sanatçı M.I.A. ve onun himayesinde tasvir edilen Kanadalı rap sanatçısı Tommy Genesis rol alıyor. Ünlü sanatçılara yeni jenerasyon elektrikli otomobil Concept EQ eşlik ediyor. Spor SUV Coupé görünüme sahip Concept EQ, şahsına münhasır “elektro-estetik” stiliyle farklılaşıyor. Elektrikli otomobillerin geleceğine bakış açısını gözler önüne seren Concept EQ ‘Electric Intelligence’ bünyesinde; ürün, hizmet, teknoloji ve yenilikçi çözümleri barındıran eksiksiz bir ekosistem sunuyor.

Akıcı hatlara sahip alçak ve uzun siluetiyle dikkat çeken Concept EQ, parlak siyah motor kaputu, ön camı ve koyu renk panoramik cam tavanıyla gümüş gövde rengiyle kontrast oluşturuyor. Geniş omuzlu gövde kadar 21 inçlik alaşım jantlar da dinamik görünümü destekliyor. Dinamik tasarımlı gövdenin altında iki adet elektrik motoru yer alıyor ve yeni nesil farklı şarj teknolojileriyle şarj edilebiliyor. Herhangi bir standart prizden de şarj edilebilen Concept EQ, yüksek kapasiteli hızlı şarj noktalarında da şarj edilebiliyor. 100 km ‘Sıfır Emisyon’ menzili için sadece 5 dakikalık bir şarj süresinin yeterli oluyor.

#mbcollective projesi, kanaat önderi kişiler, trend belirleyiciler ve tasarımcıların bir araya gelmesinden oluşuyor ve bu konsept doğrultusunda Mercedes-Benz’in global ölçekte moda ile birlikteliğini vurguluyor. Mercedes-Benz’in moda ile ayrılmaz birlikteliğinin bir parçası olarak kampanya, üç bölümlük #mbcollective ile Mercedes-Benz’in bugüne kadar globalde desteklediği Anna October, Xiao Li, William Fan, Ran Fan ve Steven Tai gibi tasarımcıları bir araya getiriyor. Hikayenin kahramanları bu tasarımcılardan parçalar ile stillerini yansıtıyorlar.

Mercedes-Benz 2017 yılında, bugüne kadar devam ettirdiği geleneksel sezonluk kampanyalarını sona erdirerek sezonlara meydan okuyan ve markanın iletişim stratejiyle uyum içerisinde olan yepyeni bir kampanya formatını benimsedi. Mercedes-Benz, bu değişiklik ile dijital ve sosyal medyaya yönelik içerik üretmeyi de ön plana çıkararak sene boyunca bu içeriği zenginleştirmeyi hedefliyor.

Yeni Mercedes-Benz moda kampanyası filmi Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’un son gününde Mercedes-Benz Lounge’da tüm gün modaseverlerin izlenimine sunulacak.

“Katma değer yaratan ürünlerle global pazarlarda liderlik hedefliyoruz”

Tamer Saka, Kibar Holding

Kibar Holding CEO’su Tamer Saka:

“Katma değer yaratan ürünlerle global pazarlarda liderlik hedefliyoruz”

Alüminyumdan, otomotive, gıdadan enerjiye kadar bugün Türkiye’nin alanında lider 22 firması ile faaliyetlerini sürdüren Kibar Grubu, global arenada iddialı büyümesini sürdürüyor. Kibar Holding’in CEO’su Tamer Saka, Uludağ Ekonomi Zirvesi kapsamında yaptığı açıklamada, katma değer yaratan alanlara ve ürünlere yatırım yaparak Türkiye’yi global pazarlara taşımayı hedeflediklerini söyledi.

Kibar Holding CEO’su Tamer Saka, Uludağ Ekonomi Zirvesi kapsamında yaptığı açıklamada, üreten bir ekonomi yaratmanın önemine inandığını söyledi. Türkiye’nin önde gelen sanayi gruplarından Kibar Holding’in kuruluşundan bu yana üretim odaklı bir faaliyet yapısı içinde olduğunu, bundan sonra da katma değer yaratan alanlara ve ürünlere yatırım yaparak Türkiye’yi global pazarlara taşımayı hedeflediklerini söyledi.

Uludağ Ekonomi Zirvesi kapsamında 25 Mart’ta düzenlenen ve Tamer Saka’nın moderatörlüğünü üstlendiği Yatırım 2023: Altyapı – Sağlık konulu panelde, altyapı ve sağlık yatırımlarında gelinen nokta ve bu alandaki riskler ile gelecek senaryoları tartışıldı. Küresel likiditedeki daralmaların, jeopolitik risklerin, döviz kurlarının yüksek seyri ve faiz tarafındaki gelişmelerin ele alındığı panele, YDA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan, Global Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman, IC Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen, Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Mehmet Özer, NFG Grup Başkanı Nafi Güral katıldı.

Saka açıklamasında, her sektörde katma değeri yüksek, akıllı ürünler üretmeye fokuslanmak gerektiğine inandıklarını belirterek, grup şirketlerinin yeni yatırımları hakkında şu bilgileri verdi:

Türkiye’nin potansiyeline ve gücüne inanıyoruz. 2016’da başlayan yatırımlarımızı 2017’de tamamlamayı hedefliyoruz. Gıda sektöründe faaliyet gösteren grup şirketimiz Assan Gıda, salça ve sos pazarında liderdir. 2016’da ihracatta 4.’lüğü elde etti. Assan Gıda’nın 2 milyar 460 milyon dolarlık ihracat kabiliyeti var. Assan Gıda, tesislerini modernleştirmek üzere 6 milyon Euro’luk yeni yatırımını 2017 yılında tamamlayacak. İspak Ambalaj için de Endüstri 4.0’ın tüm elementlerini hayata geçirdiğimiz yeni bir yatırımımız var. 70 milyon Euro değerindeki bu yatırımımızı Mart ayında devreye almayı planlıyoruz. Ayrıca alüminyumda da ara vermeden büyümeye ve yatırım yapmaya devam ediyoruz. Pazar liderliği konumumuzdan aldığımız güçle ve ayrıca teknolojik birikimimiz ile alüminyum döküm ve folyo kapasitemizi artırmak üzere yeni yatırımları hayata geçirmeye hazırlanıyoruz” dedi.

Kibar Grubu’nun alüminyum sektöründeki lider şirketi Assan Alüminyum’un bugün yıllık 300 bin tonlar seviyesine ulaşarak Avrupa’nın 3. büyük üreticisi olmayı başardığını belirten Saka, gelecek yıl yeni yatırımlarla folyoda da 80-85 bin ton üretim kapasitesiyle Avrupa’da birinciliğe ulaşmak istediklerini söyledi.

DEKRA’nın en iyisi Audi A6 oldu

Alman Araç Muayene Kurumu DEKRA’nın 15 milyon aracın muayenesini analiz edilerek her yıl hazırladığı kullanılmış otomobil raporunda, Audi A6 2017 yılının en iyi otomobili seçildi. Audi’nin TT ve Q5 modelleri de kendi segmentlerinin en iyileri oldu.

DEKRA’nın bu yıl 10’uncu kez açıkladığı Kullanılmış Otomobil Raporu, 11 segmentte yaklaşık 15 milyon otomobilin araç muayene verilerine dayanılarak hazırlanıyor. Rapor, sadece yayınlandığı Almanya’da değil, Avrupa’nın birçok ülkesinde de kullanılmış otomobil satın almak isteyenler için de bir başvuru kaynağı olarak görülüyor.

DEKRA raporu hazırlarken, iki yıl süresince muayenesini gerçekleştirdiği yaklaşık 15 milyon araçta bulunan hata ve kusurları değerlendiriyor. Ve her segmentte en az kusurlu veya hatalı otomobilleri belirliyor.

DEKRA Kullanılmış Otomobil Raporu’nda, Audi A6 tüm sınıfların en iyi otomobili (Best of All Classes) seçildi. A6 ayrıca, üst sınıf modelleri arasında da birinci olarak, bu alandaki geçen yıl kazandığı en iyi kullanılmış otomobil ünvanını korudu. Audi’nin SUV ve spor otomobil segmentlerinde diğer iki güçlü modeli Audi TT ve Audi Q5 de kendi sınıflarında aynı başarıyı gösterdi. Audi TT, spor otomobil /cabrio sınıfının en iyi kullanılmış otomobili, Q5 ise en iyi kullanılmış SUV modeli seçildi.