Tezcan, istihdama devam ediyor

70’den fazla ülkeye ihracat yapan, Türkiye’nin yüzde 100 yerli sermayeli ilk yassı mamul üreticisi Tezcan, 2016 yılında başlattığı istihdam atağını 2017 yılında mühendis ve yönetici pozisyonlarıyla devam ettiriyor.

Geçen yıl yeni ürünü GALVALUME’ün üretimi için 135 milyon USD yatırımla kurduğu ve 75.000 m² alana yayılan ek tesisini faaliyete alan Tezcan, bu yatırım ile üretim kapasitesini 700 bin tondan 1.3 milyon tona çıkartmıştı. GALVALUME dışında asitli sac, soğuk sac, Galvanizli sac ve boyalı sac gibi malzemelerinin de üretildiği bu yeni tesis için mevcut kadrosuna ek 145 kişilik istihdam sağlamıştı.

110 bin m2’si kapalı olmak üzere toplam 210 bin m2’lik alana yayılan fabrikalarına kattıkları dördüncü tesis için personel alımına bu yıl da devam edeceklerini anlatan Tezcan Direktörü Asiye Ay Çelik, “Geçen yıl bizim için yatırımların yılı idi. Korozyon dayanımı ve aşınma direnci yüksek, ekonomik, uzun ömürlü yeni ürünümüz GALVALUME’u ekonomiye kazandırdık. Bu yeni yatırımımız ve ek tesisimiz için yaklaşık 145 kişilik yeni istihdam sağladık. Çalışan sayımızı 465’den 610’a çıkarttık” dedi.

2017 yılında yönetici ve mühendis pozisyonları için alım yapacaklarına değinen Çelik, “Büyüme planlarımıza paralel olarak işe alımlarımızı sürdürüyoruz. Yeni yatırımlarımız ile devreye alınan hatlara sıfırdan mavi yaka kadrosunu oluşturduk. Yılın kalan döneminde ise üretim hatlarına mühendis ve büyüyen organizasyonel yapıya destek için yönetici pozisyonlarında alım yapacağız” dedi.

Türkiye’de bir ilk…

Tezcan’ın personel ihtiyacını neredeyse üçte bir oranında artıran yeni tesis yatırımı ve ürünü GALVALUME, Galvanize göre korozyon dayanımı üç kat daha üstün bir malzeme olarak öne çıkıyor. GALVALUME, sürekli sıcak daldırma metodu ile üretiliyor. Kaplamanın içeriğinde birbirine yakın oranlarda bulunan alüminyum ve çinko sayesinde daha yüksek korozyon dayanımına sahip olan GALVALUME, ekonomik olmasının da getirdiği avantaj ile de şimdiden büyük ilgi görüyor.

Patenti ABD menşeli bir uluslararası firmaya ait olan GALVALUME kaplamasında yüzde 55 alüminyum içeriyor. Şu anda 70’den fazla ülkeye ihracat yapan Tezcan, GALVALUME üretim kapasitesinin yüzde 20 gibi bir oranını Avrupa, Rusya, ABD ve Mena Bölgesi ülkelerine satmayı hedefliyor.

TeknoSA, 10 yılda 15 binden fazla kadını teknolojiyle buluşturdu

Türkiye’nin teknolojiyle bağlantı noktası TeknoSA, 10 yıldır sürdürdüğü Kadın için Teknoloji projesi ile 61 ilde 15 binden fazla kadını teknoloji ile buluşturdu. Temel bilgisayar eğitimlerinin yanı sıra sosyal medya gibi popüler teknoloji platformlarını da kullanmayı öğrenen kadınlar, TeknoSA’nın eğitimleri ile yeni ufuklara yelken açabiliyor.

Sabancı Holding’in elektronik perakende sektöründeki öncü markası TeknoSA, mağazaları ve online platformlarıyla binlerce ürünü tüketicilerle buluştururken, 2007 yılında temellerini attığı ve 61 ilde 15 bini aşkın kadını teknoloji okur yazarı yaptığı Kadın için Teknoloji projesini geliştirerek sürdürüyor.

TeknoSA, hem kalkınmada hem de yeni nesillerin yetişmesinde çok önemli rolü olan kadınlara, temel bilgisayar eğitimlerinin yanı sıra sosyal medya platformlarının kullanılması, online işlemlerin yapılması gibi farklı eğitimleri ücretsiz olarak veriyor. Kadın için Teknoloji projesi kapsamında eğitim alan kadınlar; öğrendikleri sayesinde şehir dışında okuyan çocukları ile görüntülü konuşma yapabiliyor, faturalarını internet üzerinden ödeyebiliyor, kendi emeklerini paylaşacak sosyal medya hesapları açabiliyor ve teknolojinin getirdiği olanaklardan yararlanarak ilgi alanlarına göre istedikleri her türlü bilgiye erişim sağlayabiliyor.

Eğitimler Şanlıurfa’da sürüyor

Habitat Derneği işbirliğiyle ve yerel kurumların desteğiyle yürütülen proje hakkında konuşan TeknoSA Pazarlama Direktörü Ayşegül Bahçıvanoğlu “10. yılını kutladığımız projemiz kapsamında bu yıl gidilecek yeni şehirlerle birlikte daha fazla kadını teknoloji okur yazarı yapmak istiyoruz. Eğitimlerimiz şu anda Şanlıurfa’da devam ediyor. Teknolojiyi kadınların hayatlarının ayrılmaz bir parçası haline getirmek, kültürel ve sosyal yaşamlarına teknoloji ile katkıda bulunmak için bu değerli projeyi gelecek dönemde de derinleştirerek sürdürmeye devam edeceğiz.” dedi.

Mutlu Akü’den Emin Adımlarla 2017 buluşması!

Mutlu Akü, Recharge 2020-Emin Adımlarla 2017 Buluşması’nda, 2017 hedeflerini, satış-pazarlama stratejisini, yeni ürün geliştirme ve müşteri hizmetleri kalitesini yükseltme çalışmalarını Türkiye genelindeki iş ortakları ile paylaştı

Türkiye akümülatör sektörünün lideri Mutlu Akü’nün, Türkiye genelindeki iş ortaklarına yönelik düzenlediği Recharge 2020-Emin Adımlarla 2017 buluşması, 19-21 Şubat tarihleri arasında Antalya Titanic Deluxe Otel’de gerçekleştirildi.

Mutlu Akü yöneticilerinin de katıldığı buluşmada açılış konuşmasını yapan Mutlu Akü CEO’su Göksel Paker, otomotiv sektöründe dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmeleri, yeni trendleri geride bıraktığımız yıl ile ilgili sektörel ve ekonomik değerlendirmeleri katılımcılar ile paylaştı. Paker, Mutlu Akü’nün yeni projeleri ve 2017 hedef ve beklentileriyle de ilgili bir sunum gerçekleştirdi.

Göksel Paker’den sonra söz alan Mutlu Akü Pazarlama Müdürü Ercan Tavukçu da 2017 için öngörülen pazarlama aktiviteleri, medya iletişimi çalışmaları, pazarlama araştırmaları ve hazırlanmakta olan kampanyalar ile ilgili bilgiler aktardı . Satış Direktörü Hakan Okur sektörün geleceği ve marka olarak beklentileri ve yeni satış geliştirme kanalları hakkında bilgi aktarırken sabah oturumu, Mutlu Akü Finans Direktörü Murat Bukağıkıran ve Kalite Direktörü Serkan Yılmazın sunumlarının ardından sona erdi. Katılımcılar, öğleden sonra da Konuk Konuşmacı Tamer Demirdelen’den perakende sektörü ile ilgili eğitim aldı.

Hepsiburada 2017’de 500 kişilik işe alım yaparak istihdamda %30 büyüyecek

Türkiye’de dijital ekonominin önde gelen oyuncularından Hepsiburada, yaptığı teknoloji yatırımlarının etkisiyle istihdamda yüzde 30 büyüyecek. Dijital ekonominin özgün örneklerinden biri olan “Pazar Yeri” platformunun ise dijitalleşen KOBİ’lerle 2017’de 2 Milyar TL’lik bir yeni ekonomi sağlaması hedefleniyor.

Türkiye’nin yanı sıra, Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EEMEA) Bölgesi’nin en büyük e-ticaret operasyonunu yöneten Hepsiburada, Türkiye perakende sektörünün dijitalleşmesinde kaldıraç rolü üstlenirken, insan kaynakları alanındaki potansiyelini de artırmaya devam ediyor. Türkiye dijital ekonomisinin öncülerinden olan Hepsiburada, 2015’de 1000 olan çalışan sayısını 2016’da 1700’e çıkarmıştı. 2017 yılında ise 500 kişilik yeni işe alımla geçen yıla oranla istihdamda 30’luk büyüme kaydedilecek.

Ağırlıklı olarak dijital platform ve teknoloji alanında uzman ya da uzmanlaşmak isteyen yetenekleri bünyesine katmaya hazırlanan Hepsiburada, yurtdışında teknoloji şirketlerinde çalışmakta olan genç yetenekleri kazanmaya dönük bir insan kaynakları politikası uyguluyor. Şirket, bu yolla Türkiye’de dijital platform ve teknoloji alanında bir yetenek havuzu oluşmasına da öncülük ediyor.

Hedef; ‘Pazar Yeri’ platformu ile 2 Milyar TL’lik ‘Yeni Ekonomi’

Hepsiburada’nın 2016 yılında hayata geçirdiği “Pazar Yeri” platformu, 7 bin KOBİ ve büyük işletmeyi milyonlarca potansiyel müşteri ile buluşturan bir ekosistem. Dijital ekonominin yarattığı yeni iş modellerine önemli bir örnek teşkil eden bu platform sayesinde, Türkiye’nin dört bir yanından binlerce işletme Hepsiburada’da kira ödemeksizin dükkan açabiliyor, ürünlerini hepsiburada’nın sağladığı avantajlarla pazarlama imkanına sahip oluyor. Türkiye genelinde girişimciliği teşvik eden bu modelin 2017 yılında 2 Milyar TL değerinde bir “Yeni Ekonomi” sağlaması bekleniyor.

Hanzade Doğan Boyner: Dijital ekonomi büyümede itici güç olmaya devam edecek

Geçmişte ekonomik büyümeye daha çok sanayi şirketlerinin öncülük ettiğini fakat günümüz teknoloji çağında bu dengenin değiştiğini dile getiren Doğan Boyner; “Bugün çok farklı bir dünyada yaşıyoruz. Dijital dönüşüm, endüstri 4.0 gibi kavramlar artık ekonomilerin gidişatını belirliyor. Dijitalleşen şirketler, ülkelerini geleceğe taşıyor. Son araştırmalar, dijitalleşen şirketlerin kârlılıklarını sektörlerinin %26 üzerinde gerçekleştirerek ekonomik kalkınmada pozitif etki yarattığını ortaya koyuyor.

Türkiye’de dijital ekonominin önemli oyuncularından biri kimliğimizle, perakende sektörüyle ortak çalışan, dönüşüme destek veren online platform modelimizle hem yeni istihdam sağlıyor, hem de yeni bir ekonomi oluşturuyoruz. Böylece Türkiye’nin büyümesine katkı sağlıyoruz.” dedi.

Lassa’dan Sağlam İş Birliği

Türkiye’nin en çok tercih edilen lastik markası Lassa, traktör ve tarım makineleri pazarında dünyanın en büyük gruplarından AGCO’nun en önemli markası Massey Ferguson ile yeni bir iş birliğine imza attı. Yapılan anlaşma kapsamında Massey Ferguson’ın yurt genelindeki bayilerinde Lassa tarım lastikleri satışına başlanıyor. Böylece çiftçilerin sağlam ve güvenilir tarım araçları ve lastiklere daha kolay bir şekilde ulaşmasını hedefleyen Lassa ve Massey Ferguson ilk aşamada 35 Massey Ferguson bayisinde ortak çalışmalara başlıyor.

Türkiye lastik sektörü lideri Brisa’nın öncü markalarından Lassa, tarım araçları alanında uluslararası bir marka olan Massey Ferguson ile özel bir iş birliği gerçekleştirdi. Yapılan anlaşma ile Lassa’nın yakıt tasarrufu ve ürün verimliliği sunan tarım lastikleri Massey Ferguson bayilerinde satışa sunulacak. Massey Ferguson bayileri ile Brisa bayilerinin iş birliğine dayanan bu anlaşma ile çiftçilere ürün, servis ve danışmanlık anlamında daha güçlü bir destek sağlanması hedefleniyor.

Lassa ve Massey Ferguson’un uzun soluklu bir iş birliği ile çiftçileri desteklemeye odaklandıklarına değinen Brisa Tüketici Ürünleri Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Korhan Korel, “Lassa tarım segmentindeki yenilikçi ürünleriyle orijinal ekipman sağlayıcısı olarak Massey Ferguson ile iş birliğinin temellerini attı. İki markanın hem teknoloji ve yenilikçi ürün geliştirme hem de mükemmel müşteri deneyimi yaratma konusundaki ortak tutkusu çerçevesinde iş birliğimizi geliştirmeye odaklandık. Tarla Günleri etkinlikleri gibi özel buluşmalarla çiftçileri destekleyebileceğimiz platformlar yarattık. Yeni anlaşmamızla birlikte bu iş birliğini bir adım daha öteye taşıyarak çiftçilere en iyiyi bir arada sunacağız. Türkiye’nin tamamına yaymayı planladığımız ortak hizmet anlaşmamız kapsamında Lassa lastikleri Massey Ferguson bayilerinde çiftçilerle buluşacak. Bu iş birliği aynı zamanda her iki markanın bayilerine de katma değer sunacak” şeklinde konuştu.

Yapılan anlaşma ile tarım aracı sahipleri aracıyla ilgili herhangi bir hizmeti Massey Ferguson bayilerinden alırken, Lassa lastiklerine daha etkin şekilde ulaşma şansı da yakalayacak.

Doğrudan Satış Sektörü 3 Milyondan Fazla Kişiye Fayda Sağlıyor

Doğrudan Satış Derneği (DSD) tarafından organize edilen 1. Doğrudan Satış Sektörü Konferansı, 3 Mart Cuma günü İstanbul’da gerçekleştirildi. Doğrudan satış sektörünün geldiği nokta, geleceği, sektördeki yeni mevzuatlar ve kadın girişimciliği gibi konuların tartışıldığı konferansta konuşan DSD Başkanı Ozan Özsavaşçı, sektörün toplamda 3 milyondan fazla kişiye fayda sağladığını belirtirken, Türkiye’nin global doğrudan satış sektörü pastasından aldığı payın her geçen gün artacağını söyledi.

Doğrudan Satış Derneği’nin (DSD) ev sahipliğinde 3 Mart Cuma günü İstanbul’da düzenlenen 1. Doğrudan Satış Sektörü Konferansı, sektör temsilcilerinin yanı sıra iş dünyasının kanaat önderleri, bürokratlar ve akademisyenleri bir araya getirdi.

Konferansta sektörün geldiği nokta ve geleceği, doğrudan satışın mevzuattaki yeri, firmaların ve Doğrudan Satış Derneği’nin tüketicilerin korunması ile ilgili yürüttükleri faaliyetler, sektörün KOBİ’lere, genç girişimcilere, üniversite öğrencilerine ve akademisyenlere sunduğu fırsatlar, doğrudan satışın Türkiye’de kadınların çalışma hayatına katılımına etkisi ve sağladığı kolaylıklar gibi konular tartışıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Türkiye Cumhuriyeti Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Ramazan Ersoy, çıkarılan mevzuatla birlikte piramit satış ile doğrudan satışın birbirinden ayırt edildiğini belirterek, bakanlık olarak sektörün gelişimini hızlandıracak düzenlemeleri hayata geçirmeye devam edeceklerini söyledi.

1994 yılında kurulan derneklerinin Türkiye’de doğrudan satışın gelişmesi, tanınması ve doğru temellere oturması için çok fazla emek harcadığına dikkat çeken Doğrudan Satış Derneği Başkanı Ozan Özsavaşçı ise, en hızlı büyüyen sektörlerden birisi olan doğrudan satış sektörünün,son verilere göre yıllık 1.2 milyar TL’lik toplam satış hacmi ile 1.5 milyondan fazla kişiye kendi işini kurma veya ek gelir kazanma fırsatı verdiğini söyledi.

Çalışanların çoğunluğu kadın

Sektörde sürdürülebilir büyüme için dernek olarak faaliyetlerini sürdürdüklerini belirten Özsavaşçı, sözlerine şöyle devam etti: “Doğrudan satış yöntemi, bugün tüm dünyada milyonlarca insana iş imkânı veya ek gelir sağlıyor. Dünya Doğrudan Satış Dernekleri Federasyonu’nun 2015 verilerine göre doğrudan satış sektörü 104 milyon insanın yeni bir iş tecrübesi edinmesi, ek gelir kazanması ve kendi işini kurmasına yardımcı oldu.Doğrudan satış çatısı altında aynı amaçla çalışan birbirinden farklı birçok kesim var. Ev kadınlarından gençlere, öğrencilerden emeklilere kadar farklı yaş, cinsiyet, eğitim ve deneyime sahip insanlar, bizimle birlikte keyifle çalışıyor ve çalıştıkları oranda kazanç elde ediyor.Türkiye’de doğrudan satış sektöründe çalışanların yüzde 80’ini kadınlar oluşturuyor. Yaklaşık 1 milyon 150 bin kadın girişimci doğrudan satış sektöründe çalışıyor. Aileleriyle birlikte 3 milyondan fazla kişi bu sektörden fayda sağlıyor. Daha önce bu sektöre girmiş ve çıkmış insanları da hesapladığımızda, yaklaşık 12 milyon kişiye bir şekilde dokunmuş olduğumuzu görüyoruz.”

Türkiye’nin global doğrudan satış pastasından aldığı payın her geçen gün artacağını ifade eden Özsavaşçı, derneğin üyelerinden Avon, Amway, Forever Living Products, Herbalife Nutrition, Huncalife, LR Health & Beauty, Oriflame, Partylite ve Tupperware’in yöneticilerine sektörün gelişmesine verdikleri katkıdan dolayı teşekkür etti.

‘Dinamik, canlı ve büyüyen bir sektör’

Konferansta söz alan bir başka isim ise Avrupa Doğrudan Satış Dernekleri Federasyonu (SELDIA) Başkanı Thomas Stoffmehl‘di. Doğrudan satış sektörünün dinamik, canlı ve büyüyen bir sektör olduğuna dikkat çeken Stoffmehl, doğrudan satışın dünyada 2015 yılında 183 milyar dolarlık bir satış rakamına ulaştığını söyledi. Avrupa Birliği üyesi 28 ülkenin yaptığı satışın toplamda 32 milyar euro olduğunu ifade eden Stoffmehl, ilk üç ülkenin sırasıyla Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık olduğunu söyledi. Avrupa’da 14.5milyon kişinin doğrudan satış sektörüyle ek gelir sağladığını belirten Soffmehl, bu rakamın %80’ini kadınların oluşturduğunu söyledi.

Dell’den Sektörün İlk Geri Dönüştürülmüş Okyanus Plastiği Ambalajı Sevkiyatı

Teknoloji endüstrisinin ilk yüzde 25 geri dönüştürülmüş okyanus plastiği içeriğine sahip ambalajlama tepsilerini sunan pilot program, plastiklerin okyanusa girmesini engelliyor

İstanbul, 3 Mart 2017 – Dell, yenilikçi ve doğa dostu yaklaşımının sonucu olan, teknoloji sektörünün ilk okyanus plastiği ambalajının sevkiyatına başladığını duyurdu. Dell, sürdürülebilir tedarik zinciri stratejisini geliştirerek Dell XPS 13 2’si 1 arada ürününün yeni ambalaj tepsisinde kullanılmak üzere kanal ve kumsallardan toplanmış plastikleri geri dönüştürdü. 2017 yılında okyanus plastikleri pilot çalışması, 7 bin 250 kg plastiğin okyanusa girmesini engelleyecek.

Dell, ödüllü XPS 13 2’si 1 arada ürününü 30 Nisan 2017’den başlayarak okyanus plastiği ile paketleyecek. Şirket, aynı zamanda Dell, Toplum Refahı Savunucusu Adrian Grenier ve Lonely Whale Foundation arasında ortak bir ilgi alanı olan okyanus ekosistemi sağlığı çözümleri konusunda küresel farkındalığı ve hareketliliği artırmak için ambalajının üstüne eğitici bilgiler de yerleştiriyor. Ambalajın yine okyanusa dönmesini engellemek üzere Dell, her tepsiye HDPE (yaygın olarak geri dönüştürülebilir) olduğunu belirten No. 2 geri dönüştürülebilir sembolünü damgalıyor. Dell ambalajlama ekibi, ürün ambalajlarının ağırlık bazında yüzde 93’ten fazlasının geri dönüştürülebilmesi ve ekonomik döngünün bir parçası olarak tekrar kullanılabilmesine uygun şekilde tasarlıyor ve kaynak yaratıyor.

Okyanustan toplanan atıklar işlenerek ambalaja dönüşüyor

Okyanus plastikleri tedarik zinciri süreci, birden çok aşamadan oluşuyor: Dell’in bu alandaki iş ortakları, henüz okyanusa ulaşmadan kanallar, kıyı şeritleri ve kumsallardayken okyanus plastiklerinin önünü kesiyor. Daha sonra kullanılmış bu plastikler (yüzde 25) işleniyor, rafine ediliyor ve şişe, gıda saklama kapları gibi kaynaklardan gelen diğer geri dönüştürülmüş HDPE plastikler (yüzde 75) ile karıştırılıyor. Son olarak ortaya çıkan geri dönüştürülmüş plastik tabakası yeni ambalaj tepsilerine dönüştürülüyor; son ambalajlama ve müşteri teslimatı için sevk ediliyor.

Sektörde başka bir ilk olan Dell’in pilot programı, Mart 2016’da Haiti’de başlatılan başarılı bir fizibilite çalışmasının sonucu olarak ortaya çıktı. Şirketin sürdürülebilir ve geri dönüştürülmüş malzemeleri ürünlere ve ambalajlara dâhil etme konusunda zaten başarılı bir geçmişi bulunuyor. 2008 yılından bu yana Dell, tüketici tarafından atılmış plastikleri masaüstü bilgisayarları için geri dönüştürüp kullanıyor ve Ocak 2017 itibarıyla ürünlerinde 22,7 milyon kilogram geri dönüştürülmüş materyal kullanmaya ilişkin 2020 hedefine ulaşmış durumda. Şirket, dışarıdan gelen malzemelerin ürün ve ambalajlar için girdi olarak kullanılabileceği bir döngüye giderek daha fazla odaklanıyor. Dell, plastik ve geri dönüştürülmüş karbon lifi içeren bilgisayar ve monitörler sunan ilk ve tek firma olmayı sürdürüyor.

Adrian Grenier ve Lonely Whale Foundation ile birlikte Dell, okyanusların karşı karşıya olduğu sorunlar hakkında farkındalık yaratmak adına sanal gerçeklik teknolojisini kullanarak okyanus sağlığı sorunları konusundaki bilinci artırmaya yardımcı oluyor. Yakın tarihli bir araştırma[1], sadece 2010 yılında 4,8 ila 12,7 milyon metrik ton arasında yanlış şekilde yönetilmiş plastik atığın okyanusa girdiğini ortaya koydu. Dell, kaynak bulma stratejileri konusunda bir teknik rapor yayınladı ve global ölçekte okyanus plastikleri sorununu ele alacak sektörler arası bir çalışma grubu oluşturmayı planlıyor.

Enerjisa Ak Yatırım işbirliği ile Türkiye’nin en büyük reel sektör tahvil ihracı gerçekleşti

Enerjisa CEO’su Kıvanç Zaimler ve Ak Yatırım Genel Müdürü Mert Erdoğmuş Ak Yatırım’ın danışmanlığı ile bugüne kadar piyasalardaki en büyük reel sektör tahvil ihracını yaptıklarını ve bu büyük ihraçla Enerjisa’nın yatırım programını finanse edecek yeni kaynaklar yaratıldığını belirttiler

Bünyesinde 3 elektrik dağıtım ve 3 perakende satış şirketi bulunan Enerjisa Elektrik Dağıtım A.Ş. (EEDAŞ), 2 Mart 2017’de Türkiye’nin en büyük reel sektör borçlanma aracı ihracını gerçekleştirdi. 4 yıl vadeli 405 milyon Türk Lirası tutarında TÜFE’ye endeksli tahvil ihracıyla yeni yatırımlar için alternatif finansman kaynağı yaratılması hedefleniyor.

1 Mart tarihinde, öngörülene göre iki katı talep toplanan tahvil ihracına ilişkin konuşan Enerjisa CEO’su Kıvanç Zaimler, enerji sektörünün dinamik yapısına dikkat çekerek, “Sektördeki yatırımcı portföyünü artırmamız ve sektöre biraz daha şeffaflık getirmemiz gerekiyor. Bunun için de öncelikle güçlü finansman yapımızı korumaya, geleceğe güvenle bakan bir şirket olmaya devam etmeliyiz. Biz tecrübemizle sektörün sürekli gelişmesine katkıda bulunuyor, kurumsallaşmada önemli rol oynuyoruz. Şirket olarak insan odaklı hizmetleri teknolojik altyapımızla birleştirip yatırımlarımıza devam ediyoruz. Sürdürülebilir enerji için de yatırımlarımıza devam edeceğiz. Geçtiğimiz yılın ikinci yarısında gerçekleştirdiğimiz ve yine Türkiye’de bir ilke imza attığımız iki tahvil ihracının ardından bu ihraçla da hem yeni yatırımlarımız hem de refinansman ihtiyaçlarımız için ek finansman sağlamış olduk” dedi. Zaimler bu başarının, şirketin önümüzdeki dönemde devam etmeyi hedeflediği TÜFE’ye endeksli tahvil ihraçları için de pozitif bir gösterge olduğunu ifade etti.

Ak Yatırım Genel Müdürü Mert Erdoğmuş, “2016 yılında aracılığını yaptığımız her ihraç farklı özellikler taşıyan, sektöre değer katan ihraçlardan oluştu. 2017 yılında da fark yaratan ihraçlara aracılık etmeye devam ediyoruz. Ülkemizde elektrik dağıtım ve perakende satış sektörlerinde lider konumda bulunan Enerjisa’nın Türkiye’de gerçekleşen en büyük finans dışı tahvil ihracını başarıyla tamamlamanın haklı gururunu yaşıyoruz. TÜFE’ye endeksli olan ve 4 yıllık bir vadeye sahip bu tahvil, piyasada planlanan ihraç tutarının iki katından fazla ilgi yarattı. Yatırımcılarla yapılan geniş kapsamlı roadshow toplantıları da geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşılmasında önemli rol aldı. Yatırımcıların yoğun talep göstermesi sonucunda 405 milyon tutarındaki, Türkiye’de bu güne kadarki en büyük finans dışı özel sektör borçlanma aracına danışmanlık ve aracılık ederek, sermaye piyasalarına çok önemli katkıda bulunduğumuzu düşünüyoruz. Bu tahvil sonucunda Ak Yatırım olarak özel sektör tahvil ihraçlarındaki liderliğimizi daha da güçlendirdik” diye konuştu.

“İnsana Saygı Ödülü” Trenkwalder’in

İnsan kaynakları ve stok yönetimi sektöründe Avrupa ve Türkiye’nin öncü kuruluşlarından Trenkwalder,  İnsan Kaynakları Zirvesi’nde “İnsana Saygı Ödülü”nü kazandı. Kariyer.net tarafından, adaylarla ilişkiler açısından en ilkeli ve kurumsal yaklaşan firmalara verilen “İnsana Saygı” ödülleri bu yıl 16. kez sahiplerini buldu.

Şirketlerin,  Kariyer.net üzerinden yapılan başvurularda gösterdikleri özenin değerlendirildiği  “İnsana Saygı” ödülleri kapsamında Trenkwalder, gelen 20 binin üzerinde başvuruyu yüzde 99’luk bir başarıyla adaya özel olarak cevaplandırarak ödül almaya hak kazandı.  Başvurulara ortalama 3 haftadan kısa sürede cevap veren Trenkwalder, 2016 yılı içerisinde Kariyer.net üzerinden 100’e yakın işe alım gerçekleştirdi.

İnsan kaynakları stratejisi ve politikaları çerçevesinde gerçekleştirdikleri nitelikli çalışmalar sonucunda ödüle layık görüldüklerini belirten Trenkwalder Türkiye Genel Müdürü Alper Menemencioğlu, “İnsan gücüne yatırım yaparken, ‘Odağımız İnsan, Gücümüz Tecrübe’ mottosundan yola çıkıyoruz. Adayların yeterliliklerini yansıtan ve gelişim alanlarını raporlayan ölçümleme modelimiz sayesinde, belirlenen niteliklere sahip, kurum kültürüne en uygun adayları iş ortaklarımızla buluşturarak mükemmeliyeti sağlamayı hedefliyoruz. Bu da Trenkwalder’i sektöründe öncü markalardan biri olarak başarılı kılıyor” dedi.

Trenkwalder Türkiye, 2017 yılında da sektördeki verimliliğini ve iş ortaklarına sağladığı katma değeri artırabilmek amacıyla, insana yatırım yapmaya hız kesmeden devam edecek.

Arçelik, 3. UXistanbul Uluslararası Konferansı’na Katıldı

Arçelik, bu yıl üçüncüsü düzenlenen UXistanbul Uluslararası Konferansı’nda dünyanın lider şirketleriyle birlikte kullanıcı deneyimi konusundaki çalışmalarını paylaştı.

Arçelik, kullanıcı deneyimi tasarımı alanındaki çalışmalarını bu yıl üçüncü kez düzenlenen olan UXistanbul Uluslararası Konferansı’nda katılımcılarla paylaştı. Arçelik A.Ş.’nin event partner olarak sponsorluk desteği verdiği, UXservices tarafından düzenlenen uluslararası UXistanbul konferansına kullanıcı deneyimi tasarımı ve kullanılabilirlik alanında çalışma yapan profesyoneller katıldı.

UXservices Yönetici Ortağı Barış Sarıalioğlu, konferans giriş konuşmasında Arçelik’in konferansa event partner olarak destek vermesiyle fiziksel dünyada UX çalışmalarında öncülük yaptığını belirterek teşekkürlerini iletti. Konferansta Arçelik A.Ş. Temin Ürün Direktörü Evren Albaş ile birlikte Arçelik’ten çok sayıda katılımcı yer aldı.

UXistanbul, 4 keynote konuşmacı, 9 konuşmacı ve eşzamanlı gerçekleşen 5 workshoptan oluşan zengin içeriği ile gün boyunca devam etti. Etkinlikte Arçelik A.Ş. Temin Ürün Direktörlüğü çalışanlarından Duygu Aşureciler ve Fatih Arslan “User Experience at Domestic Appliance (Beyaz Eşya ve Küçük Ev Aletlerinde Kullanıcı Deneyimi)” konulu workshop ile yer aldı.

Workshopta, ürün ve kullanıcı etkileşiminin en yüksek olduğu ürün grubu olan beyaz eşya ve küçük ev aletlerinde kullanıcı deneyimi testlerinin önemi vurgulandı. Sunum içerisinde bulunan Engel Tanımıyorum projesi kapsamında yapılan engelsiz ütü kullanıcı deneyimi örneklemeleri oldukça ilgi topladı. Arçelik’in uyguladığı global standartlardaki kullanılabilirlik test yöntemleri ile ilgili bilgi paylaşımında bulunularak fiziksel ürünler üzerinden atölye çalışması gerçekleştirildi. Workshop esnasında katılımcılar, Arçelik A.Ş.’de uygulanmakta olan kullanıcı deneyimi çalışmalarına benzer bir deneyimi ürün gamından seçilmiş 2 farklı küçük ev aleti ile eğlenceli bir şekilde yaşayarak, test sonunda hazırlanan lezzetleri de tatma fırsatı buldular.