Araç Kiralama Sektörü 23 Milyar TL’yi Aştı

TOKKDER’in açıkladığı rapora göre operasyonel araç kiralama sektörü 2016 yılında 147 bin adet yeni aracı filosuna katarak toplamda 330 bin 600 araca ulaştı. 2017 yılı toplam pazarda yüzde 15’lik bir düşüş beklendiğinin, düşüşün perakende satışlardan oluşacağını ve filo pazarının büyümeye devam edeceğinialtını çizen ALD Automotive Satış ve Pazarlama Direktörü Berk Mumcu, ÖTV zamlarından dolayı kurumların araç kiralamaya olan taleplerinin artacağını belirtti. 2016 yılı içerisinde ekonomik dalgalanmalardan büyüyerek çıktıklarınısöyleyen Mumcu, 2017 yılında yüzde 15 büyümeyi hedeflediklerini açıkladı.

2016 yılında yaklaşık 10 milyar 885 milyon TL’lik yeni araç yatırımı yapan Türkiye operasyonel kiralama sektörünün aktif büyüklüğü 23 milyar TL’yi aştı. 2015 yılında yaklaşık 4 milyar TL vergi (KDV+MTV+ÖTV) ödeyen operasyonel kiralama sektörü, 2016 yılında da yaklaşık 4 milyar 950 milyon TL vergi (KDV+MTV+ÖTV) ödeyerek ülke ekonomisine yaptığı katkıyı sürdürdü.

2016 yılı Operasyonel araç kiralama sektörünü değerlendiren ALD Automotive Satış ve Pazarlama Direktörü Berk Mumcu, “ TOKKDER’in 2016 yılı raporu yayınlandı. Rapora göre 2016 yılında 23 milyar TL’lik yeni araç yatırımı yapan operasyonel kiralama sektörü, Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de büyüme gösterdi.Operasyonel araç kiralama pazarındaki serüvenine 2005 yılında başlayan ALD Automotive, 2016 yılının sonunda 15 bin adetin üzerinde araç filosuna ulaşmıştır.ALD Automotive olarak Societe General’e dayanan finansman gücümüz sayesinde, ülkemizde yaşanan ekonomik dalgalanmalardan hemen hemen hiç etkilenmeyerek sektörle orantılı büyüme sağladık. Sektörün ve yerli araç üreticilerinin beklediği ticari araçların kiralanmasının önünün açılması durumunda sektör daha da büyüyecektir. 2017 yılında yapılan zamlardan dolayı özellikle KOBİ’lerin araç satın almak yerine uzun dönem kiralamaya yöneleceklerlerdir.

Perakendenin yıldızları YZB 2017 için bir araya geliyor

Perakende sektörünün on binlerce paydaşını bir araya getiren Uluslararası Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB) Konferansı ve Fuarı’nın 9’uncusu kapılarını açmaya hazırlanıyor. Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından 12-13 Nisan 2017 tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek YZB 2017’de “Dönüşüm” başlığı altında perakende sektöründeki verimlilik konusunun her yönüyle masaya yatırılacak

Organize gıda perakendesinin en büyük fuar ve konferans organizasyonu olan YZB 2017, Globus Fuar ve Kongre Yönetimi tarafından iki günlük dolu dolu bir programla gerçekleştirilecek. Coca-Cola İçecek, Eti ve Unilever’in ana sporsorluğunda yapılacak etkinlikte şirketler, yeni ürün ve hizmetlerini interaktif stantlarla tanıtırken, sektör duayenleri deneyimlerini katılımcılarla paylaşacak.

Önceki yıllarda olduğu gibi fuar ve konferans olmak üzere iki ayrı bölüm olarak misafirlerini ağırlayacak olan YZB 2017’nin konferans programında Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Yönetim Kurulu Başkanı Harm Goossens, Unilever Dijital Direktörü Yüce Zerey, Bizerba Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Andreas Kraut, Red Bull Sporcuları KenanSofuoğlu ve Toprak Razgatlıoğlu konuşmacı olarak yer alacak.

HER ALANDA HER YÖNÜYLE VERİMLİLİK

Perakende sektöründe geleceğe dönük yol haritalarının çizilmesine ev sahipliği yapan YZB’nin 9’uncu kez gerçekleştirilecek olmasının mutluluğunu yaşadıklarını belirten TPF Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Altunbilek, “Verimliliğin, rekabet gücü için öneminden hareketle her yönüyle ele alındığı bir YZB 2017 yaşayacağız. Pazarlama’dan operasyona, iş gücünden finansa ve İK yönetimine kadar verimliliğin ana gündem konusu oluşturacağı buluşmamıza, iş süreçlerinde başarıyı verimlilikle perçinlemek isteyen tüm üyelerimizi, sektördeki tüm paydaşlarımızı bekliyoruz” dedi.

Etkinliğin katılımcıları arasında yer alacak olan perakende sektörünün öncü şirket temsilcileri ise konferans ve fuarın açılışı öncesinde şu değerlendirmeyi yaptı:

YEREL ZİNCİRLER ATAKTA

Alparslan Özgüçlü (OBA Makarna CEO): Özellikle son on yıllık süreçte “Yerel Zincirler” sektör öngörülerinin aksine büyük bir atak yaparak organize perakendenin en büyük oyuncusu olmayı başardılar. Yapılan araştırmalar da göstermekte ki ciro büyümesi, sepet ortalaması ve metrekare başına ciro gibi parametrelerde yerel zincirler diğer kanallara nazaran daha fazla gelişim kaydetti. 2017’nin sektör açısından toz pembe olmayacağı kesin. Tüm olumsuzluklara rağmen sektör hedefine odaklanmış durumda. Yurt dışında mağaza ve marka sayısındaki artış, alternatif pazar imkanları, organize perakendenin hala düşük olması, 2017’ye dair iyimserliğimizi artırıyor.

İHTİYAÇLARI İZLEMEMİZİ SAĞLIYOR

Uğur Kızılkale (Hayat Kimya Türkiye Satış Direktörü): Perakende, gelişmeye oldukça açık ve gelecek vadeden bir sektör. Yerel zincirler ise tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarını anlayabilmekte ve tüketim alışkanlıklarındaki değişimleri izleyebilmekte büyük önem taşıyor. Türkiye’den doğup global alanda rekabetçi ürünlerle hızlı tüketim ürünleri sektöründe uzun yıllardır hizmet veren öncü şirketlerden biri olarak, yerel zincirlerle iş birliği en önemli önceliklerimizden biridir.

PERAKENDENİN PAYI ARTMAYA DEVAM EDECEK

Talat Topaç (Meysu Zincir Mağazalar Müdürü): Yerel zincirler özellikle küçük metrekareli ve kolay ulaşılabilir lokasyona sahip mağazaları ile organize gıda perakendesinde her geçen gün payını arttırmaya devam etmekte. Tüketici alışkanlıklarını ve alışveriş trendlerini takip eden yerel zincirler, bu konuda bir adım daha öne çıkmakta ve sektörde pozitif yönde ayrışmakta. Organize gıda perakendesi sektörü geleceğin öne çıkan sektörleri arasında. İnsanoğlu var olduğu sürece gıda tüketimi ihtiyacı da sürekli olacak. 2017 yılında finansal yapısı güçlü olan perakendeciler sektörde payını arttırmaya devam edecek.

YZB ÖNEMLİ KAZANIMLAR SUNUYOR

Yüksel Danacı (Bağdat Baharat Genel Müdürü): Gıda perakendesi sektöründe önemli bir yere sahip olan yerel perakendecileri, üreticileri ve tedarikçileri bir araya getiren YZB; iş geliştirme adına önemli adımların atılmasını sağlamakta. Firmamızın bugüne gelmesinde desteğini her zaman hissettiğimiz yerel perakendeci dostlarımızla bir arada olmak, onları dinlemek, sektörümüzle ve firmamızla ilgili görüşlerini ve önerilerini almak, firmamızdaki gelişmeleri ve yeni ürünlerimizi onlara anlatarak karşılıklı ticari ilişkilerimizi güçlendirmek ve sürdürülebilir hale getirmek; YZB’nin sağladığı önemli kazanımlar olacaktır.

ORTAK AKIL PLATFORMU OLACAK

Cengiz Acar (Sanset Gıda Türkiye Satış Geliştirme Müdürü): Organize gıda perakendesi sektörü, yarattığı istihdam ve katma değer ile kayıtlı ekonomiye olumlu katkı sağlamakta; perakende sektörünün lokomotifi olarak adlandırılmaktadır. Bu başarının arkasında olan nedenleri; müşteriyle bire bir iletişimde olmak, ihtiyaç ve beklentilerini devamlı etkileşim içinde olarak karşılamak ve rekabeti doğru analiz edip ona göre stratejiler geliştirmek olarak belirtebiliriz. Bu kapsamda, YZB’de sektör temsilcilerinin bir araya gelerek sektör sorunlarına ilişkin ortak akıl üretmesi, sektörün geleceği açısından önem taşıdığı kadar yetkililere sektörün sesinin duyurulması açısından da oldukça önemli.

YEREL ZİNCİRLER EN ÖNEMLİ YAPILARDAN BİRİ

Alp Öğücü (Lila Kağıt Genel Müdürü): Yerel zincirler, Türk halkını iyi tanımalarıyla, kullanıcıların ihtiyaç ve beklentilerini gözlemlemeleriyle, bu doğrultuda kurumları yönlendirip ihtiyaçları en hızlı şekilde karşılayabilmeleriyle, sektörün en önemli yapılarından birini oluşturuyor. Gelecekte duygulara dokunan kurumların ayakta kalabileceğini; müşterilerin nasıl hissettiğini anlayanların başarının anahtarını yakalayacaklarını düşünüyorum. Bu kurumlar altı anahtar kelime güven, kalite, deneyim, seçenek, hız, fiyat ile perakende sektörünün geleceğini yönetecekler.

VERİMLİ PERAKENDECİLER GELECEĞİ YAKALACAK

Faik Üçer (Şenpiliç Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı): Rekabet, hizmet, istihdam üçlüsünün yarattığı tüketici avantajından bahsederek organize perakendeyi tanımlamak gerekirse; son 10 yıldır bu kavramlar ile ilgili gelişimin çok önemli bir kısmı yerel perakendeden gelmiştir diyebiliriz. Tüketicinin aldığı hizmetin kalitesini ve faydasını hissetmesi açısından, yerel perakende kilit rolündedir. Gelecek, veriye dayalı iş modelleri ile yönetilen, müşterisinin ihtiyaçlarını anlayarak buna uygun hizmetler üreten, kalifiye personel yetiştiren ve elinde tutabilen, kısacası işletmesini 360 derece en verimli şekilde yöneten perakendecilerin olacak.

Tezcan, istihdama devam ediyor

70’den fazla ülkeye ihracat yapan, Türkiye’nin yüzde 100 yerli sermayeli ilk yassı mamul üreticisi Tezcan, 2016 yılında başlattığı istihdam atağını 2017 yılında mühendis ve yönetici pozisyonlarıyla devam ettiriyor.

Geçen yıl yeni ürünü GALVALUME’ün üretimi için 135 milyon USD yatırımla kurduğu ve 75.000 m² alana yayılan ek tesisini faaliyete alan Tezcan, bu yatırım ile üretim kapasitesini 700 bin tondan 1.3 milyon tona çıkartmıştı. GALVALUME dışında asitli sac, soğuk sac, Galvanizli sac ve boyalı sac gibi malzemelerinin de üretildiği bu yeni tesis için mevcut kadrosuna ek 145 kişilik istihdam sağlamıştı.

110 bin m2’si kapalı olmak üzere toplam 210 bin m2’lik alana yayılan fabrikalarına kattıkları dördüncü tesis için personel alımına bu yıl da devam edeceklerini anlatan Tezcan Direktörü Asiye Ay Çelik, “Geçen yıl bizim için yatırımların yılı idi. Korozyon dayanımı ve aşınma direnci yüksek, ekonomik, uzun ömürlü yeni ürünümüz GALVALUME’u ekonomiye kazandırdık. Bu yeni yatırımımız ve ek tesisimiz için yaklaşık 145 kişilik yeni istihdam sağladık. Çalışan sayımızı 465’den 610’a çıkarttık” dedi.

2017 yılında yönetici ve mühendis pozisyonları için alım yapacaklarına değinen Çelik, “Büyüme planlarımıza paralel olarak işe alımlarımızı sürdürüyoruz. Yeni yatırımlarımız ile devreye alınan hatlara sıfırdan mavi yaka kadrosunu oluşturduk. Yılın kalan döneminde ise üretim hatlarına mühendis ve büyüyen organizasyonel yapıya destek için yönetici pozisyonlarında alım yapacağız” dedi.

Türkiye’de bir ilk…

Tezcan’ın personel ihtiyacını neredeyse üçte bir oranında artıran yeni tesis yatırımı ve ürünü GALVALUME, Galvanize göre korozyon dayanımı üç kat daha üstün bir malzeme olarak öne çıkıyor. GALVALUME, sürekli sıcak daldırma metodu ile üretiliyor. Kaplamanın içeriğinde birbirine yakın oranlarda bulunan alüminyum ve çinko sayesinde daha yüksek korozyon dayanımına sahip olan GALVALUME, ekonomik olmasının da getirdiği avantaj ile de şimdiden büyük ilgi görüyor.

Patenti ABD menşeli bir uluslararası firmaya ait olan GALVALUME kaplamasında yüzde 55 alüminyum içeriyor. Şu anda 70’den fazla ülkeye ihracat yapan Tezcan, GALVALUME üretim kapasitesinin yüzde 20 gibi bir oranını Avrupa, Rusya, ABD ve Mena Bölgesi ülkelerine satmayı hedefliyor.

TeknoSA, 10 yılda 15 binden fazla kadını teknolojiyle buluşturdu

Türkiye’nin teknolojiyle bağlantı noktası TeknoSA, 10 yıldır sürdürdüğü Kadın için Teknoloji projesi ile 61 ilde 15 binden fazla kadını teknoloji ile buluşturdu. Temel bilgisayar eğitimlerinin yanı sıra sosyal medya gibi popüler teknoloji platformlarını da kullanmayı öğrenen kadınlar, TeknoSA’nın eğitimleri ile yeni ufuklara yelken açabiliyor.

Sabancı Holding’in elektronik perakende sektöründeki öncü markası TeknoSA, mağazaları ve online platformlarıyla binlerce ürünü tüketicilerle buluştururken, 2007 yılında temellerini attığı ve 61 ilde 15 bini aşkın kadını teknoloji okur yazarı yaptığı Kadın için Teknoloji projesini geliştirerek sürdürüyor.

TeknoSA, hem kalkınmada hem de yeni nesillerin yetişmesinde çok önemli rolü olan kadınlara, temel bilgisayar eğitimlerinin yanı sıra sosyal medya platformlarının kullanılması, online işlemlerin yapılması gibi farklı eğitimleri ücretsiz olarak veriyor. Kadın için Teknoloji projesi kapsamında eğitim alan kadınlar; öğrendikleri sayesinde şehir dışında okuyan çocukları ile görüntülü konuşma yapabiliyor, faturalarını internet üzerinden ödeyebiliyor, kendi emeklerini paylaşacak sosyal medya hesapları açabiliyor ve teknolojinin getirdiği olanaklardan yararlanarak ilgi alanlarına göre istedikleri her türlü bilgiye erişim sağlayabiliyor.

Eğitimler Şanlıurfa’da sürüyor

Habitat Derneği işbirliğiyle ve yerel kurumların desteğiyle yürütülen proje hakkında konuşan TeknoSA Pazarlama Direktörü Ayşegül Bahçıvanoğlu “10. yılını kutladığımız projemiz kapsamında bu yıl gidilecek yeni şehirlerle birlikte daha fazla kadını teknoloji okur yazarı yapmak istiyoruz. Eğitimlerimiz şu anda Şanlıurfa’da devam ediyor. Teknolojiyi kadınların hayatlarının ayrılmaz bir parçası haline getirmek, kültürel ve sosyal yaşamlarına teknoloji ile katkıda bulunmak için bu değerli projeyi gelecek dönemde de derinleştirerek sürdürmeye devam edeceğiz.” dedi.

Mutlu Akü’den Emin Adımlarla 2017 buluşması!

Mutlu Akü, Recharge 2020-Emin Adımlarla 2017 Buluşması’nda, 2017 hedeflerini, satış-pazarlama stratejisini, yeni ürün geliştirme ve müşteri hizmetleri kalitesini yükseltme çalışmalarını Türkiye genelindeki iş ortakları ile paylaştı

Türkiye akümülatör sektörünün lideri Mutlu Akü’nün, Türkiye genelindeki iş ortaklarına yönelik düzenlediği Recharge 2020-Emin Adımlarla 2017 buluşması, 19-21 Şubat tarihleri arasında Antalya Titanic Deluxe Otel’de gerçekleştirildi.

Mutlu Akü yöneticilerinin de katıldığı buluşmada açılış konuşmasını yapan Mutlu Akü CEO’su Göksel Paker, otomotiv sektöründe dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmeleri, yeni trendleri geride bıraktığımız yıl ile ilgili sektörel ve ekonomik değerlendirmeleri katılımcılar ile paylaştı. Paker, Mutlu Akü’nün yeni projeleri ve 2017 hedef ve beklentileriyle de ilgili bir sunum gerçekleştirdi.

Göksel Paker’den sonra söz alan Mutlu Akü Pazarlama Müdürü Ercan Tavukçu da 2017 için öngörülen pazarlama aktiviteleri, medya iletişimi çalışmaları, pazarlama araştırmaları ve hazırlanmakta olan kampanyalar ile ilgili bilgiler aktardı . Satış Direktörü Hakan Okur sektörün geleceği ve marka olarak beklentileri ve yeni satış geliştirme kanalları hakkında bilgi aktarırken sabah oturumu, Mutlu Akü Finans Direktörü Murat Bukağıkıran ve Kalite Direktörü Serkan Yılmazın sunumlarının ardından sona erdi. Katılımcılar, öğleden sonra da Konuk Konuşmacı Tamer Demirdelen’den perakende sektörü ile ilgili eğitim aldı.

Hepsiburada 2017’de 500 kişilik işe alım yaparak istihdamda %30 büyüyecek

Türkiye’de dijital ekonominin önde gelen oyuncularından Hepsiburada, yaptığı teknoloji yatırımlarının etkisiyle istihdamda yüzde 30 büyüyecek. Dijital ekonominin özgün örneklerinden biri olan “Pazar Yeri” platformunun ise dijitalleşen KOBİ’lerle 2017’de 2 Milyar TL’lik bir yeni ekonomi sağlaması hedefleniyor.

Türkiye’nin yanı sıra, Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EEMEA) Bölgesi’nin en büyük e-ticaret operasyonunu yöneten Hepsiburada, Türkiye perakende sektörünün dijitalleşmesinde kaldıraç rolü üstlenirken, insan kaynakları alanındaki potansiyelini de artırmaya devam ediyor. Türkiye dijital ekonomisinin öncülerinden olan Hepsiburada, 2015’de 1000 olan çalışan sayısını 2016’da 1700’e çıkarmıştı. 2017 yılında ise 500 kişilik yeni işe alımla geçen yıla oranla istihdamda 30’luk büyüme kaydedilecek.

Ağırlıklı olarak dijital platform ve teknoloji alanında uzman ya da uzmanlaşmak isteyen yetenekleri bünyesine katmaya hazırlanan Hepsiburada, yurtdışında teknoloji şirketlerinde çalışmakta olan genç yetenekleri kazanmaya dönük bir insan kaynakları politikası uyguluyor. Şirket, bu yolla Türkiye’de dijital platform ve teknoloji alanında bir yetenek havuzu oluşmasına da öncülük ediyor.

Hedef; ‘Pazar Yeri’ platformu ile 2 Milyar TL’lik ‘Yeni Ekonomi’

Hepsiburada’nın 2016 yılında hayata geçirdiği “Pazar Yeri” platformu, 7 bin KOBİ ve büyük işletmeyi milyonlarca potansiyel müşteri ile buluşturan bir ekosistem. Dijital ekonominin yarattığı yeni iş modellerine önemli bir örnek teşkil eden bu platform sayesinde, Türkiye’nin dört bir yanından binlerce işletme Hepsiburada’da kira ödemeksizin dükkan açabiliyor, ürünlerini hepsiburada’nın sağladığı avantajlarla pazarlama imkanına sahip oluyor. Türkiye genelinde girişimciliği teşvik eden bu modelin 2017 yılında 2 Milyar TL değerinde bir “Yeni Ekonomi” sağlaması bekleniyor.

Hanzade Doğan Boyner: Dijital ekonomi büyümede itici güç olmaya devam edecek

Geçmişte ekonomik büyümeye daha çok sanayi şirketlerinin öncülük ettiğini fakat günümüz teknoloji çağında bu dengenin değiştiğini dile getiren Doğan Boyner; “Bugün çok farklı bir dünyada yaşıyoruz. Dijital dönüşüm, endüstri 4.0 gibi kavramlar artık ekonomilerin gidişatını belirliyor. Dijitalleşen şirketler, ülkelerini geleceğe taşıyor. Son araştırmalar, dijitalleşen şirketlerin kârlılıklarını sektörlerinin %26 üzerinde gerçekleştirerek ekonomik kalkınmada pozitif etki yarattığını ortaya koyuyor.

Türkiye’de dijital ekonominin önemli oyuncularından biri kimliğimizle, perakende sektörüyle ortak çalışan, dönüşüme destek veren online platform modelimizle hem yeni istihdam sağlıyor, hem de yeni bir ekonomi oluşturuyoruz. Böylece Türkiye’nin büyümesine katkı sağlıyoruz.” dedi.

Lassa’dan Sağlam İş Birliği

Türkiye’nin en çok tercih edilen lastik markası Lassa, traktör ve tarım makineleri pazarında dünyanın en büyük gruplarından AGCO’nun en önemli markası Massey Ferguson ile yeni bir iş birliğine imza attı. Yapılan anlaşma kapsamında Massey Ferguson’ın yurt genelindeki bayilerinde Lassa tarım lastikleri satışına başlanıyor. Böylece çiftçilerin sağlam ve güvenilir tarım araçları ve lastiklere daha kolay bir şekilde ulaşmasını hedefleyen Lassa ve Massey Ferguson ilk aşamada 35 Massey Ferguson bayisinde ortak çalışmalara başlıyor.

Türkiye lastik sektörü lideri Brisa’nın öncü markalarından Lassa, tarım araçları alanında uluslararası bir marka olan Massey Ferguson ile özel bir iş birliği gerçekleştirdi. Yapılan anlaşma ile Lassa’nın yakıt tasarrufu ve ürün verimliliği sunan tarım lastikleri Massey Ferguson bayilerinde satışa sunulacak. Massey Ferguson bayileri ile Brisa bayilerinin iş birliğine dayanan bu anlaşma ile çiftçilere ürün, servis ve danışmanlık anlamında daha güçlü bir destek sağlanması hedefleniyor.

Lassa ve Massey Ferguson’un uzun soluklu bir iş birliği ile çiftçileri desteklemeye odaklandıklarına değinen Brisa Tüketici Ürünleri Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Korhan Korel, “Lassa tarım segmentindeki yenilikçi ürünleriyle orijinal ekipman sağlayıcısı olarak Massey Ferguson ile iş birliğinin temellerini attı. İki markanın hem teknoloji ve yenilikçi ürün geliştirme hem de mükemmel müşteri deneyimi yaratma konusundaki ortak tutkusu çerçevesinde iş birliğimizi geliştirmeye odaklandık. Tarla Günleri etkinlikleri gibi özel buluşmalarla çiftçileri destekleyebileceğimiz platformlar yarattık. Yeni anlaşmamızla birlikte bu iş birliğini bir adım daha öteye taşıyarak çiftçilere en iyiyi bir arada sunacağız. Türkiye’nin tamamına yaymayı planladığımız ortak hizmet anlaşmamız kapsamında Lassa lastikleri Massey Ferguson bayilerinde çiftçilerle buluşacak. Bu iş birliği aynı zamanda her iki markanın bayilerine de katma değer sunacak” şeklinde konuştu.

Yapılan anlaşma ile tarım aracı sahipleri aracıyla ilgili herhangi bir hizmeti Massey Ferguson bayilerinden alırken, Lassa lastiklerine daha etkin şekilde ulaşma şansı da yakalayacak.

Doğrudan Satış Sektörü 3 Milyondan Fazla Kişiye Fayda Sağlıyor

Doğrudan Satış Derneği (DSD) tarafından organize edilen 1. Doğrudan Satış Sektörü Konferansı, 3 Mart Cuma günü İstanbul’da gerçekleştirildi. Doğrudan satış sektörünün geldiği nokta, geleceği, sektördeki yeni mevzuatlar ve kadın girişimciliği gibi konuların tartışıldığı konferansta konuşan DSD Başkanı Ozan Özsavaşçı, sektörün toplamda 3 milyondan fazla kişiye fayda sağladığını belirtirken, Türkiye’nin global doğrudan satış sektörü pastasından aldığı payın her geçen gün artacağını söyledi.

Doğrudan Satış Derneği’nin (DSD) ev sahipliğinde 3 Mart Cuma günü İstanbul’da düzenlenen 1. Doğrudan Satış Sektörü Konferansı, sektör temsilcilerinin yanı sıra iş dünyasının kanaat önderleri, bürokratlar ve akademisyenleri bir araya getirdi.

Konferansta sektörün geldiği nokta ve geleceği, doğrudan satışın mevzuattaki yeri, firmaların ve Doğrudan Satış Derneği’nin tüketicilerin korunması ile ilgili yürüttükleri faaliyetler, sektörün KOBİ’lere, genç girişimcilere, üniversite öğrencilerine ve akademisyenlere sunduğu fırsatlar, doğrudan satışın Türkiye’de kadınların çalışma hayatına katılımına etkisi ve sağladığı kolaylıklar gibi konular tartışıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Türkiye Cumhuriyeti Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Ramazan Ersoy, çıkarılan mevzuatla birlikte piramit satış ile doğrudan satışın birbirinden ayırt edildiğini belirterek, bakanlık olarak sektörün gelişimini hızlandıracak düzenlemeleri hayata geçirmeye devam edeceklerini söyledi.

1994 yılında kurulan derneklerinin Türkiye’de doğrudan satışın gelişmesi, tanınması ve doğru temellere oturması için çok fazla emek harcadığına dikkat çeken Doğrudan Satış Derneği Başkanı Ozan Özsavaşçı ise, en hızlı büyüyen sektörlerden birisi olan doğrudan satış sektörünün,son verilere göre yıllık 1.2 milyar TL’lik toplam satış hacmi ile 1.5 milyondan fazla kişiye kendi işini kurma veya ek gelir kazanma fırsatı verdiğini söyledi.

Çalışanların çoğunluğu kadın

Sektörde sürdürülebilir büyüme için dernek olarak faaliyetlerini sürdürdüklerini belirten Özsavaşçı, sözlerine şöyle devam etti: “Doğrudan satış yöntemi, bugün tüm dünyada milyonlarca insana iş imkânı veya ek gelir sağlıyor. Dünya Doğrudan Satış Dernekleri Federasyonu’nun 2015 verilerine göre doğrudan satış sektörü 104 milyon insanın yeni bir iş tecrübesi edinmesi, ek gelir kazanması ve kendi işini kurmasına yardımcı oldu.Doğrudan satış çatısı altında aynı amaçla çalışan birbirinden farklı birçok kesim var. Ev kadınlarından gençlere, öğrencilerden emeklilere kadar farklı yaş, cinsiyet, eğitim ve deneyime sahip insanlar, bizimle birlikte keyifle çalışıyor ve çalıştıkları oranda kazanç elde ediyor.Türkiye’de doğrudan satış sektöründe çalışanların yüzde 80’ini kadınlar oluşturuyor. Yaklaşık 1 milyon 150 bin kadın girişimci doğrudan satış sektöründe çalışıyor. Aileleriyle birlikte 3 milyondan fazla kişi bu sektörden fayda sağlıyor. Daha önce bu sektöre girmiş ve çıkmış insanları da hesapladığımızda, yaklaşık 12 milyon kişiye bir şekilde dokunmuş olduğumuzu görüyoruz.”

Türkiye’nin global doğrudan satış pastasından aldığı payın her geçen gün artacağını ifade eden Özsavaşçı, derneğin üyelerinden Avon, Amway, Forever Living Products, Herbalife Nutrition, Huncalife, LR Health & Beauty, Oriflame, Partylite ve Tupperware’in yöneticilerine sektörün gelişmesine verdikleri katkıdan dolayı teşekkür etti.

‘Dinamik, canlı ve büyüyen bir sektör’

Konferansta söz alan bir başka isim ise Avrupa Doğrudan Satış Dernekleri Federasyonu (SELDIA) Başkanı Thomas Stoffmehl‘di. Doğrudan satış sektörünün dinamik, canlı ve büyüyen bir sektör olduğuna dikkat çeken Stoffmehl, doğrudan satışın dünyada 2015 yılında 183 milyar dolarlık bir satış rakamına ulaştığını söyledi. Avrupa Birliği üyesi 28 ülkenin yaptığı satışın toplamda 32 milyar euro olduğunu ifade eden Stoffmehl, ilk üç ülkenin sırasıyla Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık olduğunu söyledi. Avrupa’da 14.5milyon kişinin doğrudan satış sektörüyle ek gelir sağladığını belirten Soffmehl, bu rakamın %80’ini kadınların oluşturduğunu söyledi.

Dell’den Sektörün İlk Geri Dönüştürülmüş Okyanus Plastiği Ambalajı Sevkiyatı

Teknoloji endüstrisinin ilk yüzde 25 geri dönüştürülmüş okyanus plastiği içeriğine sahip ambalajlama tepsilerini sunan pilot program, plastiklerin okyanusa girmesini engelliyor

İstanbul, 3 Mart 2017 – Dell, yenilikçi ve doğa dostu yaklaşımının sonucu olan, teknoloji sektörünün ilk okyanus plastiği ambalajının sevkiyatına başladığını duyurdu. Dell, sürdürülebilir tedarik zinciri stratejisini geliştirerek Dell XPS 13 2’si 1 arada ürününün yeni ambalaj tepsisinde kullanılmak üzere kanal ve kumsallardan toplanmış plastikleri geri dönüştürdü. 2017 yılında okyanus plastikleri pilot çalışması, 7 bin 250 kg plastiğin okyanusa girmesini engelleyecek.

Dell, ödüllü XPS 13 2’si 1 arada ürününü 30 Nisan 2017’den başlayarak okyanus plastiği ile paketleyecek. Şirket, aynı zamanda Dell, Toplum Refahı Savunucusu Adrian Grenier ve Lonely Whale Foundation arasında ortak bir ilgi alanı olan okyanus ekosistemi sağlığı çözümleri konusunda küresel farkındalığı ve hareketliliği artırmak için ambalajının üstüne eğitici bilgiler de yerleştiriyor. Ambalajın yine okyanusa dönmesini engellemek üzere Dell, her tepsiye HDPE (yaygın olarak geri dönüştürülebilir) olduğunu belirten No. 2 geri dönüştürülebilir sembolünü damgalıyor. Dell ambalajlama ekibi, ürün ambalajlarının ağırlık bazında yüzde 93’ten fazlasının geri dönüştürülebilmesi ve ekonomik döngünün bir parçası olarak tekrar kullanılabilmesine uygun şekilde tasarlıyor ve kaynak yaratıyor.

Okyanustan toplanan atıklar işlenerek ambalaja dönüşüyor

Okyanus plastikleri tedarik zinciri süreci, birden çok aşamadan oluşuyor: Dell’in bu alandaki iş ortakları, henüz okyanusa ulaşmadan kanallar, kıyı şeritleri ve kumsallardayken okyanus plastiklerinin önünü kesiyor. Daha sonra kullanılmış bu plastikler (yüzde 25) işleniyor, rafine ediliyor ve şişe, gıda saklama kapları gibi kaynaklardan gelen diğer geri dönüştürülmüş HDPE plastikler (yüzde 75) ile karıştırılıyor. Son olarak ortaya çıkan geri dönüştürülmüş plastik tabakası yeni ambalaj tepsilerine dönüştürülüyor; son ambalajlama ve müşteri teslimatı için sevk ediliyor.

Sektörde başka bir ilk olan Dell’in pilot programı, Mart 2016’da Haiti’de başlatılan başarılı bir fizibilite çalışmasının sonucu olarak ortaya çıktı. Şirketin sürdürülebilir ve geri dönüştürülmüş malzemeleri ürünlere ve ambalajlara dâhil etme konusunda zaten başarılı bir geçmişi bulunuyor. 2008 yılından bu yana Dell, tüketici tarafından atılmış plastikleri masaüstü bilgisayarları için geri dönüştürüp kullanıyor ve Ocak 2017 itibarıyla ürünlerinde 22,7 milyon kilogram geri dönüştürülmüş materyal kullanmaya ilişkin 2020 hedefine ulaşmış durumda. Şirket, dışarıdan gelen malzemelerin ürün ve ambalajlar için girdi olarak kullanılabileceği bir döngüye giderek daha fazla odaklanıyor. Dell, plastik ve geri dönüştürülmüş karbon lifi içeren bilgisayar ve monitörler sunan ilk ve tek firma olmayı sürdürüyor.

Adrian Grenier ve Lonely Whale Foundation ile birlikte Dell, okyanusların karşı karşıya olduğu sorunlar hakkında farkındalık yaratmak adına sanal gerçeklik teknolojisini kullanarak okyanus sağlığı sorunları konusundaki bilinci artırmaya yardımcı oluyor. Yakın tarihli bir araştırma[1], sadece 2010 yılında 4,8 ila 12,7 milyon metrik ton arasında yanlış şekilde yönetilmiş plastik atığın okyanusa girdiğini ortaya koydu. Dell, kaynak bulma stratejileri konusunda bir teknik rapor yayınladı ve global ölçekte okyanus plastikleri sorununu ele alacak sektörler arası bir çalışma grubu oluşturmayı planlıyor.

Enerjisa Ak Yatırım işbirliği ile Türkiye’nin en büyük reel sektör tahvil ihracı gerçekleşti

Enerjisa CEO’su Kıvanç Zaimler ve Ak Yatırım Genel Müdürü Mert Erdoğmuş Ak Yatırım’ın danışmanlığı ile bugüne kadar piyasalardaki en büyük reel sektör tahvil ihracını yaptıklarını ve bu büyük ihraçla Enerjisa’nın yatırım programını finanse edecek yeni kaynaklar yaratıldığını belirttiler

Bünyesinde 3 elektrik dağıtım ve 3 perakende satış şirketi bulunan Enerjisa Elektrik Dağıtım A.Ş. (EEDAŞ), 2 Mart 2017’de Türkiye’nin en büyük reel sektör borçlanma aracı ihracını gerçekleştirdi. 4 yıl vadeli 405 milyon Türk Lirası tutarında TÜFE’ye endeksli tahvil ihracıyla yeni yatırımlar için alternatif finansman kaynağı yaratılması hedefleniyor.

1 Mart tarihinde, öngörülene göre iki katı talep toplanan tahvil ihracına ilişkin konuşan Enerjisa CEO’su Kıvanç Zaimler, enerji sektörünün dinamik yapısına dikkat çekerek, “Sektördeki yatırımcı portföyünü artırmamız ve sektöre biraz daha şeffaflık getirmemiz gerekiyor. Bunun için de öncelikle güçlü finansman yapımızı korumaya, geleceğe güvenle bakan bir şirket olmaya devam etmeliyiz. Biz tecrübemizle sektörün sürekli gelişmesine katkıda bulunuyor, kurumsallaşmada önemli rol oynuyoruz. Şirket olarak insan odaklı hizmetleri teknolojik altyapımızla birleştirip yatırımlarımıza devam ediyoruz. Sürdürülebilir enerji için de yatırımlarımıza devam edeceğiz. Geçtiğimiz yılın ikinci yarısında gerçekleştirdiğimiz ve yine Türkiye’de bir ilke imza attığımız iki tahvil ihracının ardından bu ihraçla da hem yeni yatırımlarımız hem de refinansman ihtiyaçlarımız için ek finansman sağlamış olduk” dedi. Zaimler bu başarının, şirketin önümüzdeki dönemde devam etmeyi hedeflediği TÜFE’ye endeksli tahvil ihraçları için de pozitif bir gösterge olduğunu ifade etti.

Ak Yatırım Genel Müdürü Mert Erdoğmuş, “2016 yılında aracılığını yaptığımız her ihraç farklı özellikler taşıyan, sektöre değer katan ihraçlardan oluştu. 2017 yılında da fark yaratan ihraçlara aracılık etmeye devam ediyoruz. Ülkemizde elektrik dağıtım ve perakende satış sektörlerinde lider konumda bulunan Enerjisa’nın Türkiye’de gerçekleşen en büyük finans dışı tahvil ihracını başarıyla tamamlamanın haklı gururunu yaşıyoruz. TÜFE’ye endeksli olan ve 4 yıllık bir vadeye sahip bu tahvil, piyasada planlanan ihraç tutarının iki katından fazla ilgi yarattı. Yatırımcılarla yapılan geniş kapsamlı roadshow toplantıları da geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşılmasında önemli rol aldı. Yatırımcıların yoğun talep göstermesi sonucunda 405 milyon tutarındaki, Türkiye’de bu güne kadarki en büyük finans dışı özel sektör borçlanma aracına danışmanlık ve aracılık ederek, sermaye piyasalarına çok önemli katkıda bulunduğumuzu düşünüyoruz. Bu tahvil sonucunda Ak Yatırım olarak özel sektör tahvil ihraçlarındaki liderliğimizi daha da güçlendirdik” diye konuştu.