CNR Avrasya Boat Show’u 63 bin 507 kişi ziyaret etti

Yabancı ilgisi, CNR Avrasya Boat Show’u hareketlendirdi

Fuarı, 63 bin 507 kişi ziyaret etti

Tekne ve botlarda hız ve konfor arayan deniz tutkunları CNR Avrasya Boat Show Fuarı’nda aradıklarını buldu. Fuarı, yerli ve yabancı 63 bin 507 kişi ziyaret etti.

Fuar kapsamında düzenlenen seminere katılan Deniz Ticareti Genel Müdürü Cemalettin Şevli, “Fuarda, sektöre yaptığımız düzenlemeleri anlatma fırsatı bulduk. Biz üzerimize düşeni yaptık. Buyurun siz de üzerinize düşeni yapın. Bir an önce Türk bayrağına geçin. Türk bayrağına geçme konusunda özellikle kadınlardan destek bekliyoruz.”

Deniz severlerin tüm arayışlarına yanıt veren CNR Avrasya Boat Show, yoğun ilgi ile karşılandı. Geçtiğimiz yıl 50 binin üzerinde ziyaretçiyi ağırlayan fuarı, 3 bin 539’u yabancı olmak üzere 63 bin 507 kişi ziyaret etti. Fuar, Bulgaristan, Almanya, İngiltere, Rusya, Ukrayna, ABD, İtalya, Fransa, Romanya, Yunanistan başta olmak üzere pek çok ülkeden yabancı ziyaretçi ağırladı. CNR Holding kuruluşu Pozitif Fuarcılık organizasyonunda Deniz Endüstrisini ve Denizciliği Geliştirme Derneği (DENTUR) iş birliğinde gerçekleştirilen CNR Avrasya Boat Show’da her bütçeye uygun teknelerin yanında botlar, jet skiler, yelkenliler ve çeşitli deniz malzemeleri ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.

Türk bayrağına geçiş konusunda özellikle kadınlardan destek bekleniyor

CNR Avrasya Boat Show kapsamında yapılan seminerlerde, sektörde yapılan düzenlemeler sonrasında kafa karışıklığına neden olan tüm konular masaya yatırıldı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Deniz Ticareti Genel Müdürü Cemalettin Şevli ve sektör temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirilen seminerde Türk sahipli teknelerin Türk bayrağına geçmesi ile ilgili tüm detaylar konuşuldu. Sektörü hareketlendirmek için yapılan düzenlemelerin CNR Avrasya Boat Show’a denk geldiğini belirten Cemalettin Şevli, “Fuarda, sektöre yaptığımız düzenlemeleri anlatma fırsatı bulduk. Biz üzerimize düşeni yaptık. Buyurun siz de üzerinize düşeni yapın. Bir an önce Türk bayrağına geçin. Türk bayrağına geçme konusunda özellikle ülkemizin kaderini belirleyen kadınlardan destek bekliyoruz” dedi. Şevli, 31 bin teknenin vize harcından muaf olduğunu hatırlatarak, “Vergi teşviklerinin 5-10 milyon lira gibi lüks teknelere getirildiği algısı var. Bu algı doğru değil. Her fiyata tekne var. Sıfır ve ikinci el teknelerden vergi almıyoruz. Liman başkanlıklarına müracaat etmenizi bekliyoruz” diye konuştu.

“Tekne bağlama sorunumuz da her keseye uygun hale getirilecek”

DENTUR Başkanı Alparslan Sirkecioğlu ve İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Okuyucu da Türk sahipli teknelerin Türk bayrağına geçmeleri gerektiğine dikkat çektiler. Amatör denizciliği kolaylaştırmanın denizcilik ülkesi olmanın ilk şartı olduğunu belirten Faruk Okuyucu, “Ne olacak bizim amatör denizcilerin hali diye düşünüyorduk. ÖTV’nin sıfırlanması ve KDV’nin yüzde 1’e indirilmesi amatör denizcilerimiz için müthiş bir düzenleme oldu. Sektör birlik olunca bu düzenlemeler geldi. Amatör denizciler güç birliği yapmalı. Tekne bağlama sorunumuzun da her keseye uygun hale getirileceğini göreceğiz. Deniz Turizmi Yönetmeliği de sıkı bir revizyondan geçiyor. Nasıl yapılacağını bilmiyorum ama bundan sonra Türk sahipli yabancı bayraklı tekne kalmayacak. Deniz Turizmi Yönetmeliğinde dikkat edilecek noktalardan biri de bu olacak” dedi.

Huawei Ricostru İşbirliği Modanin Estetiği Teknoloji İle Birleşiyor

Huawei ve moda markası Ricostru, yeni nesil akıllı telefon aksesuarlarındaki tasarım dilini yeniden yorumluyor

Dünyanın en büyük 3. akıllı telefon markası Huawei ve moda markası Ricostru, heyecan verici bir ortaklıkla moda ve teknolojiyi bir araya getiriyor. Tasarımın, teknolojinin temel unsurlarından biri olduğuna inanan Huawei, gelişmiş mühendislik tecrübesini, Ricostru’nun fütüristik tasarım estetiğiyle birleştirerek, yeni nesil akıllı telefon akseuarlarına taşıyacak.

Rico Manchit Au tarafından, 2011 yılında Çin’in Guangzhou şehrinde kurulan ve hızla büyümekte olan Ricostru’nun başarısının ardındaki temel prensip markaya fütüristik bir ruh katabilmek için görsel estetiği, şık bir kesim, yenilikçi bir el işçiliği ve yüksek teknoloji ürünü kumaşlarla kaynaştırmak.

Huawei’nin teknolojiye yeni bir estetik getirme ve kullanıcılarına benzersiz bir deneyim sunma vizyonunun devamı niteliğindeki bu işbirliği hakkında konuşan Huawei Tüketici İş Grubu CMO’su Glory Cheung, şunları söyledi; “Huawei’nin akıllı telefon aksesuarlarına yeni bir estetik anlayış getirmek için moda tasarımında yeni yeteneklerden biri olan Rico ile çalışmaktan dolayı çok heyecanlıyız. Huawei olarak, teknolojinin sanatsal olması ve tüketicinin kendi kimliğini ifade etmesine olanak verilmesi gerektiğine, Huawei’nin pazar lideri ürünlerinin Rico’nun sanatçılığı ve vizyonuyla daha da zenginleşeceğine inanıyoruz ” dedi.

Ricostru’nun kurucusu Rico Manchit Au ise, “Huawei etkileyici vizyona sahip bir şirket. Gelişmiş mühendislikleriyle benim fütüristik tasarım konseptimin evliliği heyecan verici. Akıllı telefon aksesuarlarının tasarımında yenilikler sunmak için sabırsızlanıyorum. ” dedi.

2016’nın “En İyi İşyerleri” Ödülleri Sahiplerini Buluyor

İnsan kaynakları ve yönetim uygulamaları danışmanlığı alanında dünya lideri olan Aon Hewitt, 2016’nın En İyi İşyerleri’ni açıklamaya hazırlanıyor. En İyi İşyerleri’nin ödüllendirileceği etkinlik 7 Mart Salı günü Point Hotel Barbaros’ta gerçekleştirilecek. Toplam 15 şirketin ödüllerini alacağı törene, Aon Global Bağlılık Çalışmaları İş Ortağı ve İK teknoloji firması Modern Survey’ in Kurucusu Don MacPherson da katılacak. MacPherson, “son teknolojik trendlerin yanı sıra VUCA (Volatility, Uncertainty, Complexity, Ambiguity) olarak adlandırılan dünyadaki sosyopolitik, teknolojik ve ekonomik gelişmelerin, yaşanan belirsizlik ortamının çalışanlar ve şirket bağlılığı üzerindeki etkileri ve bununla yöneticilerin nasıl başa çıkabileceği” konulu bir konuşma yapacak.

Aon Best Employers Türkiye 2016 unvanının sahipleri, Türkiye’de 2016 yılında bağlılığın yanı sıra işveren markası, liderlik ve performans kültürü endekslerinde Türkiye ortalamasının üstünde yer alan ve en az 50 çalışanı ile 3 yıldan uzun bir süredir faaliyet gösterme kriterine sahip şirketler arasından belirlendi.

Törende ayrıca Aon Best Employers programının Türkiye’deki 10. yılı kutlanacak. Her yıl gerçekleştirilen bu etkinlik ile ilgi olarak Aon Hewitt Türkiye Kurucu Ortağı Cengiz Gürleyik, yaptığı açıklamada şunlara değindi: “En İyi İşyeri olma kriterlerini karşılıyor olmak bir şirket için En İyi İşyeri unvanını almaktan çok daha önemli. Biz sadece bu kriterlere sahip şirketlerin başarılarını, “En İyi İşyeri” unvanı ile tescilliyoruz. En iyi işyeri olmak sadece şirket itibarı ve marka algısını yükseltmiyor, iş performansını olumlu etkileyerek şirketin iş sonuçlarını geliştiriyor. Bu unvanı alan bir şirkette çalışan kişi, bu organizasyonun parçası olmanın gururunu duyuyor ve şirketinde kendisi için uzun vadeli kariyer ve gelişim planları yapıyor. Ayrıca Aon Hewitt olarak yaptığımız bu araştırma ile hem işveren hem de çalışan tarafında oluşan beklentilerin karşılanması, çalışanların şirketlerinde memnun, yüksek performanslı ve uzun vadeli çalışmasına da katkı sağlıyoruz.”

 

Allianz Türkiye’nin Bilgi Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kaan Günay

Allianz Türkiye kadrosuna 2013 yılında katılan Bilgi Teknolojileri Direktörü Kaan Günay, 1 Şubat 2017 itibarıyla Allianz Türkiye Bilgi Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı oldu. Günay, Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tolga Gürkan’a bağlı olarak çalışacak.

Kaan Günay, Allianz Türkiye’de, Allianz Sigorta ve Yapı Kredi Sigorta birleşme döneminde altyapısal olarak sistemlerin entegrasyonunu, dijitalizasyon konusunda sektör lideri olarak örnek uygulamaları ve büyük veri altyapısını hayata geçirdi.

Ayrıca Allianz Grubu içerisinde de Mimari ve Teknoloji Standartları Grubu liderliği, Güney ve Doğu Avrupa Teknoloji Yöneticileri İletişim ve İşbirliği Çalışma Grubu lideri, Global Kıdemli Bilgi Teknolojileri Liderleri ekibi üyesi olarak da farklı sorumluluklar almaya devam ediyor.

Kaan Günay kimdir?

1977 yılında İskenderun’da dünyaya gelen Kaan Günay, Marmara Üniversitesi Almanca Enformatik bölümü lisans ve ABD’de Baltimore Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Yüksek Lisans mezunu. Kariyerine 2000 yılında Wincor Nixdorf’ta ürün uzmanı olarak başlayan Günay, 2005 yılında Deloitte Türkiye’de Bilgi Teknolojileri ve Güvenlik bölümünde finans ve telekomünikasyon sektörlerine hizmet verdi. Ardından aynı sektörlerde görevlendirilmek üzere atandığı Deloitte Kanada’da bilgi teknolojileri ve güvenlik riskleri konularında çalıştı.

2010 yılında Accenture Teknoloji Danışmanlığı firmasında Müdür olarak görev yaptı ve 2011 yılında Kıdemli Müdür oldu. Günay 2013 Şubat ayında Bilgi Teknolojileri Direktör Vekili olarak katıldığı Allianz Türkiye’de 2014’ten bu yana Bilgi Teknolojileri Direktörü olarak görev yapıyordu.

Türkiye’nin 1 Numaralı Markaları Ödüllendirildi

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) ve Akademetre Research Company tarafından her yıl gerçekleştirilen araştırma kapsamında, Türkiye’nin 1 Numaralı Markaları, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde düzenlenen törenle ödüllerine kavuştu.

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği ve Akademetre Research Company tarafından her yıl gerçekleştirilen 1 Numaralı Markalar Araştırması’nın sonuçları, 21 Şubat Salı akşamı Zorlu PSM’de düzenlenen tören ile açıklandı.

Oyuncu ve sanatçı Kadir Çöpdemir’in sunumu ve AYD Başkanı Hulusi Belgü’nün ev sahipliğinde ile düzenlenen 1 Numaralı Markalar Ödül Töreni’ne iş dünyasının önde gelen isimleri katılım gösterdi.

Törende konuşma yapan AYD Başkanı Hulusi Belgü; “AVM’ler toplumumuz için sevdikleri ile vakit geçirebildikleri sosyal bir yaşam alanı olmakla birlikte markaları ve kullanıcıları bir araya getiren en önemli unsurlardan birini oluşturuyor. Perakende markalarımızın, edindikleri tecrübelerle gerek ülkemizde gerekse uluslararası arenada hayata geçirdikleri çalışmalar, ülkemiz için çok büyük bir gurur kaynağı. Bugün burada tüm bu başarıları tek potada eriterek Türkiye’nin 1 Numaralı Markası olmuş kurumlarımızı ödüllendirmek için bir araya geldik. Umudumuz, markalarımızın gelecek dönemde daha büyük başarılara imza atarak gerek ekonomimize ve istihdama gerekse ülkemizin uluslararası arenada bilinirliğine katkı sağlaması. Bu güzel gecede emeği geçen ve bizleri onurlandırarak katılan herkese çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu.

Perakende sektörüne ilişkin 15 kategoride ödüllerin sahiplerini bulduğu törende, LCWaikiki Günlük Giyim ve Çocuk Giyim kategorilerinde ödüle layık görülürken, Teknosa Teknoloji Perakendeciliği ve Anchor Mağaza Özel Ödülü’nün sahibi oldu. Törende En Beğenilen Marka Yüzü Özel Ödülü’nü ise Koton reklam kampanyası ile Fahriye Evcen aldı.

1 Numaralı Markalar

  • Kadın Giyim: Koton
  • Erkek Giyim: Kiğılı
  • Günlük Spor Giyim: LC Waikiki
  • Ayakkabı – Çanta: FLO
  • Aksesuar: Altınbaş
  • Spor Malzemeleri: Adidas
  • Çocuk Giyim: LC Waikiki
  • Bebek Ürünleri – Oyuncak: Toyyz Shop
  • Kişisel Bakım – Kozmetik: Gratis
  • Mobilya – Dekorasyon: IKEA
  • Teknoloji Perakendeciliği: Teknosa
  • Teknoloji Üreticisi: Samsung
  • Self Servis Restoran: Burger King
  • Restoran: Bay Döner
  • Kafe: Mado
  • Özel Ödül – Anchor Mağaza : Teknosa
  • Özel Ödül – En Beğenilen Marka Yüzü: Fahriye Evcen- Koton

 

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği Hakkında

AVM Sektörüne sorumlu liderlik yapmak ve sektörün sağlıklı gelişimine katkıda bulunmak amacıyla 2009 Mart ayında 16 kurucu üyeyle yola çıkan AYD, (Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği) bugün üyelerinin kontrolündeki AVM’ler ile sektörün % 70‘inden fazlasını temsil etmektedir.

AYD Türkiye’de takriben 52 milyar dolarlık yatırımı ve 400 bin nitelikli istihdamı temsil etmektedir. Özellikle son 10 yılda Türkiye ekonomisinin dördüncü büyük sektörü haline gelmiş olan Perakende Sektörü ve AVM’ler birlikte ülke ekonomisine yerli ve yabancı yatırımcılar olarak önemli katkılar sağlamaktadırlar.

AYD, Alışveriş Merkezlerinin, tüketicilere keyifli alışveriş imkânı veren, perakende sektörüne katma değer yaratan, kent ile bütünleşen ve dünya standartlarında mekânlar olmasını sağlamak amacı ile perakendeciler, tüketiciler ve sektörel çözüm ortaklıkları ile birlikte perakende sektörünün sağlıklı gelişimine katkıda bulunmak üzere çalışmalarını sürdürmektedir.

İkinci Çeyrekte Yüzde 30’luk Artış Bekleniyor

2017 yılının ikinci çeyreğinde; konut ve ofis projelerinde fiyat artışı olabileceğinin vurgusunu yapan Moment Yapı A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Uyar “İkinci çeyrekte yüzde 30’lara varan bir artış bekliyoruz” dedi.

Moment Yapı A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Uyar, Türkiye’nin 2016 yılını yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen ekonomik anlamda olumlu kapattığını kaydetti. Türk lirasının döviz karşısında değer kaybetmesi ve maliyet fiyatlarında yüzde 15’lik artış olmasına rağmen, gayrimenkul fiyatlarında bir yükseliş olmadığına dikkat çeken Turgut Uyar “Yatırım yapacak olan vatandaşlarımız, 2016 yılında olduğu gibi, 2017 yılının ilk çeyreğinde de korkmadan yatırımlarını yapabilirler ” diye konuştu. 2017’nin ikinci çeyreğinde ise; fiyatlarda yüzde 30’lara varan bir artış beklediklerinin altını çizen Uyar “Bulunduğumuz zaman diliminde yatırım yapan vatandaşlarımız karlı çıkacaktır” dedi.

‘Satışlardan umutluyuz’

Bu yıl inşaat sektöründe özellikle referandum nedeniyle kısa vadeli bir durağanlık yaşanabileceğini, ancak genel anlamda satışlardan umutlu olduklarını anlatan Turgut Uyar, “2017’nin inşaat sektörü açısından olumlu geçeceğini, hem ofis projelerine hem de gayrimenkule olan talebin yüksek olacağını düşünüyoruz. Konut ve ofis alacak vatandaşların 2017 yılının son çeyreğine kalmamalarını öneririm. Özellikle yatırım yapacakların en güvenilir ve geri dönüşü en kuvvetli yatırım aracı olan iyi ofis projelerine yönlenmeleri yerinde olacaktır” diye konuştu.

Geleceğin karlı yatırımı Moment Beştepe Ofis

Kamu ve özel sektördeki 27 yıllık tecrübe, güven ve prestiji Moment Beştepe Ofis projesi ile taçlandıran Turgut Uyar, Aralık 2017 yılında teslim edilecek Moment Beştepe Ofis projesinin şu anda en güvenilir ve en karlı yatırım olduğunun altını çizerek “ Modern mimarisi, kumandalı açılabilir camları olan Atatürk Orman Çiftliği ve şehir manzaralı yeşil teraslı ofis alternatifleri, çalışma ortamını ferahlatan ve tüm ihtiyaçlarınızın karşılandığı toplantı odaları, çalışma aralarında dinlenebileceğiniz ve huzur bulabileceğiniz sosyal olanakları ile sizi sizden daha çok düşünen Moment Beştepe Ofis, iş hayatını keyfe dönüştürüyor. Çalışanların ve iş verenlerin, çalışma aralarında dinlenip yenilenebilmeleri ve siesta yapabilmeleri için uyku odaları, çalışanların yemek ihtiyaçlarını lezzetli ve ekonomik bir biçimde karşılayabilecekleri tabldot restoranı, yoğun iş stresinden arınabilmeleri için yoga ve pilates salonu, çalışanların ve işverenlerin zihinlerini rahatlatabilmeleri için tasarlanmış zen bahçeleri, farklı bir atmosferde kahvelerini yudumlayıp eşsiz lezzetleri tadabilmeleri için ise mola sokağını ‘ofis’ yaşamına dahil eden Moment Beştepe Ofis Projesi, hem hayatınızı hem de işinizi kolaylaştırıyor.” dedi.

Sunduğu uygun faiz oranları ile yeni nesil ofis anlayışında fark yaratan Moment Beştepe Ofis, anlaşmalı bankaların garantörlüğünde avantajlı faiz oranları ile yatırımınızı garanti altına alıyor.

Projeye özel sunulan 24 aya kadar 0, 60 aya % 0,53 ve 120 aya %0,73 faiz oranları ile Türkiye’nin kalbi, Ankara’nın merkezi ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin tam karşısında ofis sahibi olma imkânına sahip olabilirsiniz.

Ali Kibar: “İstihdam ettiğimiz bir kişi ile 10 kişiye iş imkanı yaratıyoruz”

Ali Kibar, Kibar Holding

“İstihdam ettiğimiz bir kişi ile 10 kişiye iş imkanı yaratıyoruz”

Alüminyumdan, otomotive, gıdadan enerjiye kadar bugün Türkiye’nin alanında lider 22 firması ile faaliyetlerini sürdüren Kibar Grubu, global arenada iddialı büyümesini sürdürüyor. Kibar Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, bugün tedarikçileri ve bayileri ile birlikte yarattıkları bir kişilik istihdamın, sahip oldukları ekosistemde 8-10 kişiye iş ve gelir imkanı sağladığını söyleyerek, üreten bir ekonomi yaratmanın önemine dikkat çekti.

Türkiye’nin önde gelen gruplarından Kibar Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, sanayiye girdikleri ilk günden bu yana, üretim odaklı bir faaliyet yapısı içinde olduklarını, katma değer yaratan ürünlerle Türkiye’yi global pazarlara taşımayı hedeflediklerini söyledi.

TRT Haber İşten İçten Sohbetler programında Elif Saygılıer’in sorularını yanıtlayan Ali Kibar, 80’li yıllarda alüminyum sektöründe tek bir döküm hattı ile yıllık 6 bin ton kapasiteyle faaliyete başladıklarını, bugünse ilave yatırımlarla yıllık 300 bin tonlar seviyesine ulaşarak Avrupa’nın 3. büyük üreticisi olmayı başardıklarını belirtti.

İş hayatında ilk tecrübelerinin 1970’lerde Kayseri’de babası Asım Kibar’ın mensucat işiyle başladığını anlatan Ali Kibar, holdingin büyüme hikayesini şöyle anlattı:

Kayseri, Orta Anadolu’nun ticarette en faal şehirlerindendir. Tarıma elverişli toprakları olmadığı için ticaret kültürü gelişmiştir. Babam Kayseri’de mensucat işiyle uğraşırken küçük yaşlarda ben de yanına giderdim; bana kumaş kesmeyi, kumaş toplarını açmayı gösterirdi. 1970’lerde daha iyi eğitim almamız için annemin ısrarı ile babam tüm işini bırakıp bizi İstanbul’a getirdi. İstanbul’da sıfırdan yeni bir işe girişti ve demir-çelik işine başladı. Az karla yüksek ciro hedefi, müşterilere taahhütlerini zamanında yerine getirme, işini yakından takip etme prensipleri, onu işinde zamanla marka haline getiriyor. 70’lerin sonuna kadar ticaretle büyüyor ve 78’den sonra galvaniz tesisi kuruyor; 80’lerde de üretime başlıyor. O yıllarda Avrupa’da alüminyum sektör toplantılarına gittiğimizde bir hayli geride olduğumuzu, bu üretim maliyetlerimizle rekabetle nasıl başa çıkabileceğimizi düşünürdük. Önümüzde büyük zorlukların olduğu yıllardı. Zaman içinde kaliteli ürün üreterek, müşterilerimizle istikrarlı iletişimle güven tesis ederek, doğru kararla doru yatırımlar yaparak işlerimizi ilerlettik. Bu çalışma anlayışı bize yeni iş siparişleri olarak geri döndü. Alüminyumda ilave yatırımlarla bugün yıllık 300 bin tonlar seviyesine geldik. Avrupa’nın 3. büyük üreticisiyiz. Gelecek yıl yeni yatırımlarımızla folyoda da 80-85 bin ton üretim kapasitemizle Avrupa’da birinciliğe ulaşacağız.”

Kendisinin de 1983 yılından itibaren tamamen iş hayatına girdiğini söyleyen Kibar, her zaman üretim odaklı bir sanayi anlayışı izlediklerini ve çalışanlarıyla aile gibi hissetmenin önemine inandıklarını vurguladı. Alüminyumdan, otomotive, gıdadan enerjiye kadar bugün Türkiye’nin alanında lider 22 firması ile faaliyetlerini sürdürdüklerini ifade eden Kibar, her sektörde katma değeri yüksek akıllı ürünler üretmeye fokuslanmak gerektiğine inandığını söyleyerek, “Önümüzdeki yıl Sanayi Bilim ve Teknoloji Bakanlığı yerli otomobili lanse etmeyi planlıyor. Ben daha katma değer taşıyan ürünler üretmemiz gerektiğini düşünüyorum. Dünyayı iyi takip etmeliyiz. Her şeyi kendimiz yapacağız diye, kendi içimizde zaman yitirmek yerine, gelişmeleri daha yakından izleyerek, üniversite- sanayi işbirlikleriyle gelişmiş ülkelerle aramızdaki mesafeyi kısaltabiliriz. Ben buraya odaklanmak gerektiği kanaatindeyim” dedi.

“Sanayici yeni yatırımlar için cesaretlendirilmeli”

Sanayicinin yatırım şevkinin desteklenmesi gerektiğini belirten Kibar, şunları söyledi:

“Gıda sektöründe faaliyet gösteren grup şirketimiz Assan Gıda, salça ve sos pazarında liderdir. 2016’da ihracatta 4.’lüğü elde etti. Assan Gıda’nın 2 milyar 460 milyon dolarlık ihracat kabiliyeti var. Bizim tarımda da kendi geleneksel mallarımızı kaybetmememiz lazım. Eskiden bakliyat, buğday gibi ürünlerimizi ihraç eden bir ülkeydik. Bu verimli topraklarda tarımla istihdam sağlayabilir ve ülkemize daha fazla gelir yaratabiliriz. Kendi geleneksel tohumlarımıza dönüş yapabilirsek yeni nesillere de bu toprakların sağlıklı ürünlerini aktarabiliriz. Biz bugün tedarikçilerimizle, bayilerimizle sahip olduğumuz ekosistemde 1 kişi istihdam ettiğimizde, bu istihdam zincirinde 8-10 kişiye iş imkanı veya gelir yaratmış oluyoruz. Türkiye’de üretilen ürünlerin desteklenmesi bu açıdan da önem taşıyor. Bu şekilde sanayici de yeni yatırımlara cesaret eder.”

“Mevzuat süreçlerinin hızlanması verimliliği arttırır”

Kibar, sanayicinin iş yapabilme kabiliyetinin önündeki mevzuat süreçlerinin hızlandırılmasına ihtiyaç olduğunu ifade ederek, “İş yaparken bizler pek çok ruhsatlara, izinlere tabiyiz. Bu konuda merkezi otorite ve yerel otoriteler bu süreçleri ne kadar hızlandırırsa sanayi de o kadar hızlanır. Yıllardır sanayicinin önündeki en büyük engel budur. Gereken mevzuatlar en kısa zamanda devreye alındığında zaman, enerji kaybı ve finansal kayıplar azalır. Sinerji ve verimlilik esas olmalıdır. Çünkü bu kaynaklar hepimizin. En kısa, en etkin yollarla sorunları çözmek zorundayız. Bunu yapmazsak güveni de sağlayamayız” dedi.

Hertz Türkiye 2017’de hedef büyüttü

Aktif büyüklüğü 21 milyar TL’yi aşan araç kiralama sektörü, 2017 yılına umutla bakıyor. Özellikle yılın ikinci yarısında beklenen yabancı turist artışı ile ivme yakalamayı umut eden sektörün oyuncuları şimdiden yeni yatırım hazırlıkları yapıyor. Araç kiralama sektörünün öncüsü Hertz ise zincirin en iddialı halkası…

21 Şubat 2017, İstanbul;

Araç kiralama sektörü 2016 yılının ilk dokuz ayında Türkiye’de satılan yeni otomobillerin yüzde 20,2’sini yani yaklaşık 99 bin aracı filosuna kattı. Bir önceki yıla göre yüzde 10,5 büyüme kaydeden sektörün parkındaki araç sayısı 306 bin 400 adedi aştı. Ortalama 7 milyar TL’lik yeni araç yatırımı yapan Türkiye operasyonel kiralama sektörünün aktif büyüklüğü ise 21 milyar TL’yi geçti.

Yıla umutla başlayan sektörün, özellikle ikinci yarı itibariyle artması beklenen yabancı turistlerle, bireysel kiralama alanında da önemli bir ivme kazanacağı öngörülüyor. Nitekim araç kiralama şirketleri de yaptıkları yeni yatırımlarla sektörün büyüyeceğinin sinyallerini veriyor.

2017 yılında hem kurumsal hem de bireysel tüketicilerin kiralama sektörüne olan ilgisinin artacağını anlatan dünyanın ilk araç kiralama şirketi Hertz’in Türkiye Müdürü Nur Hidayetoğlu, “Kurumlar da şahıslar da hem ekonomik olması hem de sağladığı konfor nedeniyle kiralama alternatifine yöneliyor. Bu sene sektörün, yabancı turist sayısındaki artışla daha da hareketleneceğini düşünüyoruz. Hertz Türkiye olarak yeni araç yatırımlarımız devam ediyor. 2017 yılında filomuza 3 bin adet yeni araç eklenmiş olacak. 2017 yılı için minimum yüzde 15’lik bir büyüme hedefiyle çalışmalarımıza yön verdik” dedi.

Hertz, Türkiye’de yeni şubeler açacak

Şu anda yurt içinde 25 farklı ilde 40 şube ile hizmetlerini sürdüren Hertz Türkiye’nin yurt dışında ise Kuzey Irak, Erbil’de iki şubesi bulunduğunu anlatan Hidayetoğlu, “Şube sayımızı özellikle Anadolu’da arttırmak istiyoruz. Mevcut ofis ağımıza ilave en az 10 yeni şube açmayı hedefliyoruz. Üzerinde durduğumuz noktalar arasında havalimanları da bulunuyor. Araştırmalarımıza göre günlük kiralamaların yüzde 80’i havalimanlarında gerçekleşiyor. Şu anda öncelikli olarak Denizli ve Ağrı Havalimanları gündemimizde. Şehir merkezlerinde şube açmayı hedeflediğimiz öncelikli bölgeler ise Eskişehir, Kocaeli ve Mersin” dedi.

2017 yılında teknoloji ve otomasyon konusunda da çalışmalar yürütmeye devam edeceklerini anlatan Hidayetoğlu, “Gerek teknolojik gerekse dijital dünyadaki gelişmeleri yakından takip ederek bu alanlarda yatırım yapıyoruz. Özellikle araç kiralama hizmetinin teslim ve iade süreçlerinde müşterilerimize vakit kaybettirmeyecek hızlı ve pratik çözümler üzerine çalışıyoruz. Yakın zamanda müşterilerimiz tüm işlemlerini online yapıp, havaalanında bankoya bile uğramadan aracına binip yola çıkabilecek” dedi.

İhracatçılar mayısta İsrail’e gidiyor

İhracatçılar mayısta İsrail’e gidiyor

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, İsrail’e 15-17 Mayıs tarihlerinde büyük bir ticaret heyeti düzenleneceğini açıkladı. İsrail İstanbul Başkonsolosu Shai Cohen, Türk işadamları için 3 yıllık çok girişli vize uygulamasına geçeceklerini söyledi.

Normalleşme sürecine giren Türkiye – İsrail ilişkileri ihracat dünyasında ilk meyvelerini verdi. Türk – İsrail İş Forumu’nda konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, “15 – 17 Mayıs tarihlerinde İsrail’e büyük bir ticaret heyeti düzenleyeceğiz. Ticaret heyetlerine çok uzun bir ara vermiştik. İki ülke için çok yararlı olacağını ümit ediyorum” dedi. TİM Genel Merkezi’nde düzenlenen foruma Büyükekşi’nin yanı sıra İsrail İstanbul Başkonsolosu Shai Cohen ve İsrail İstanbul Ticaret Ataşesi Monir Agbaria katılarak birer konuşma yaptı.

Büyükekşi, son 10 yılda İsrail’e ihracatın neredeyse iki katına çıkarak 3 milyar dolar seviyesine; ithalatın ise yüzde 77 artışla 1.4 milyar dolara ulaştığını belirtti. Büyükekşi, şunları söyledi: “Bizim potansiyelimiz bundan çok daha yüksek. Sadece kendi ihracatımız artsın istemiyoruz. İsrail’in de bize ihracatı artsın istiyoruz. Ayrıca başta Afrika olmak üzere 3. ülkelerde işbirliği yapmak istiyoruz. Amacımız: ‘Kazan-kazan’ prensibine dayalı bir ticari ortam yaratabilmek.”

Büyükekşi, 2016’da İsrail’den Türkiye’ye 300 bin turist geldiğini, bu yıl rakamın 400 bin olmasını arzuladıklarını söyledi. İhracatçıların İsrail ile ticari ilişkilerde başlıca iki konuyu gündeme getirdiğini belirten Büyükekşi, bunların vize sorunu ve yaş meyve sebze ile kuru meyve sebzede karşılaşılan tarife dışı engeller olduğunu ifade etti. Büyükekşi, “Karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesi için vize sorununun çözülmesi gerekiyor” dedi.

İşadamları için kolaylaştırma çalışmalarına başladık

İstanbul İsrail Başkonsolosu Shai Cohen, TİM Başkanı Büyükekşi’nin gündeme getirdiği vize sorunu için vize politikalarını kolaylaştıracak çalışmalara başladıklarını açıkladı. Cohen, “Bundan sonraki süreçlerde işadamlarına çok girişli ve uzun süreli vizeler vermeye başlayacağız. 3 yıllık ve çok girişli vize olacak” dedi. Geçmiş yıllarda politik krizler yaşanmasına rağmen 2011 – 2014 arasında iki ülke arasında karşılıklı ticaretin neredeyse ikiye katlandığını söyleyen Cohen, “Kaşıklı ilişkilerimizde normalleşme dönemine girdik. TİM’in kısa sürede İsrail’e bir heyet yollamak istemesinden çok mutlu olduk” diye konuştu. Cohen’in konuşmasının ardından İsrail İstanbul Ticaret Ataşesi Monir Agbaria bir sunum yaparak, katılımcılardan gelen soruları yanıtladı.

Artemis Halı’dan 5. Yılda 5 Milyon Euro’luk Yatırım

Halıcılığın merkezi Gaziantep’te 2012 yılında kurulan Artemis Halı, 5. Yılını 5 Milyon Euro’luk yatırımla kutluyor. Geçen yılı yüzde 40 büyüme ile tamamladıklarını açıklayan Artemis Halı Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Batallı, “Hem yatırımlarımızla hem de istihdamla 2017’de de büyümeye devam edeceğiz” diye konuştu.

 

Türkiye’de halı evlerin vazgeçilmez aksesuarlarındandır. Geçmişten günümüzde halılar da değişti, tasarımlarla farklılaştı ve tabii markalar çeşitlendi. Artemis Halı da halı denildiğinde ilk akla gelen markalar arasında yer alıyor. Artemis Halı Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Batallı, 2012 yılında temelini attıkları şirketi için yeni ve genç bir marka tanımlamasını yapıyor. Genç olmasına rağmen hızlı ve istikrarlı bir büyüme profili çizen Artemis Halı bayileri ile birlikte 2 bin kişiyi istihdam ediyor.

 

Batallı’nın deyimi ile, ‘aşkla, emekle ve estetikle’ yılda 2 milyon metre kare halı dokunuyor Artemis’te… Batallı, Gaziantep’te 25 bini açık olmak üzere toplam 36 bin metrekarelik fabrikalarında üretim yaptıklarına söylüyor ve ardından ekliyor: “Fabrikamızdaki tezgahlarda 220 kişi çalışıyor. Ülke genelindeki 8 bölge bayimizle birlikte yaklaşık 2 bin kişi istihdam sağlıyoruz. Binbeşyüzün üzerinde noktada Artemis Halı satılıyor. Hem üretimimizle hem de istihdamımızla Gaziantep’in ve Türkiye’nin ekonomisine büyük katkı sağlıyoruz. Artemis Halı olarak her zevke, her bütçeye hitap eden koleksiyonlarla müşterimizin karşısına çıkıyoruz.”

 

2017’de Yüzde 20 Büyüyecek

Geçen yılı iki bölümde değerlendiren Batallı şunları söylüyor: “Yılın ikinci yarısında itibaren aramıza katılan yeni ana bayi ve tali bayilerimizle olmak istediğimiz, varmak istediğimiz hedeflere yaklaşmada daha hızlı adımlar attığımızı söyleyebiliriz. Artemis Halı olarak 2016’yı yaklaşık yüzde 40 büyüme ile bitirdik. Bizler genç ve dinamik ekibimizle sektörde farkındalık oluşturmak gayesini taşıyoruz. Katma değeri yüksek ürünlerle halı sektöründe kendimize yer edinmek, söz ettirmek istiyoruz. Bunu da şu ana kadar başardığımızı söyleyebiliriz.” Bayi ağlarını genişleteceklerini sözlerine ekleyen Batallı, genç bir ekip olmanın avantajını kullanarak hızlı karar aldıklarını ve uyguladıklarını vurguluyor.

 

2017’de hedeflerinin yüzde 20 büyüme olduğuna dikkat çeken Batallı, bu doğrultuda 5 milyon Euro’luk yatırım yapacaklarını açıkladı. 2020-2023 arsında halka açılmak istediklerini belirten Batallı gelecek planlarını şöyle anlatıyor: “Türkiye’de ve dünyada müşterilerinin beklentilerini tam olarak karşılayan, müşteri ilişkilerinde sonsuz güven içerisinde ve ihtiyaçların sürekli farkında olan, gelişim odaklı, kaliteyi sürekli arttıran ve son teknolojiyi yakından takip ederek farklılık oluşturan lider bir firma olarak çalışmalarımızı sürdürmek istiyoruz. Sürekli yenilenen ürün yelpazemiz ile müşteri memnuniyetini ön planda tutuyoruz. Bir yandan da ürün ve fiyat politikasını en uygun şekilde sağlamaya çalışıyoruz.”

 

Artemis Tasarımları Ünlü Halı Tasarımcısı  Van Renne’ye Emanet

Artemis, halıyı sadece yere serilen bir meta olarak değil kişinin zarafetini, beğenisini yansıtan moda unsuru olarak yorumluyor. Bu yaklaşımı göz önünde tutarak bu yıl 3 yeni koleksiyonu tüketicilerinin beğenisine sunacak. Batallı, “Amacımız sadece halı satmak değil tüketicilere kendilerini ifade edebilecekleri yeni yaşam alanları oluşturmak” diyor ve ekliyor: “Artemis Halı, tasarımlarında renklerin her tonunu sergileyecek kadar cesur, geldiği toprakların havasını yansıtacak kadar otantik, dünyanın moda trendlerini de tasarımlarına yansıtacak kadar dünyalı bir marka.” Batallı halı tasarımında fark yaratmak, Artemis farkını ortaya koymak için ünlü halı tasarımcısı Thibault Van Renne ile iş birliği yapacaklarını söyledi. Van Renne ile hazırlanacak koleksiyon için Batallı şunları söylüyor: ‘Üretilecek halılar renk tasarım ve kalitesiyle sektörde kendisinden bahsettirecek satıcılar ve tüketiciler nezdinde oluşacak beğeni bize doğru işler yapmanın gururunu yaşatacaktır. Van Renne gibi el halısı tasarımcısı ve satıcısına makina halısında bunu yaptırmak bizim için gurur verici bir süreç.  Çok özel malzemelerin kullanılacağı bu seriyi Artemis Premium olarak ülkemizde 150 noktada satışa sunacağız. Bu seri ayrıca Thibault Van Renne’nin dünya genelindeki 8 mağazasında da satışa sunulanacak. 2017 Mart ayında tüketici ile buluşacak ve el halı tasarımının makine halısına uyarlandığı bu seri için yaklaşık 900 bin Euro özel yıkama tesisi yatırımı yaptık. Bu halılarda el halıları gibi yıkama sonrası yıkanarak tüketiciye ulaşacak. Hedefimiz 5 yıl içinde 1 milyon m2″

 

KUTU

Gaziantep’in halı ihracatı da 1.4 milyar dolar

Türkiye’deki halı sektörünü de değerlendiren, dünya genelinde 170 ülkeye toplam 2 milyar 16 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildiği belirten Tolga Batallı: “Türk halı sektöründe özellikle Gaziantep dünyanın en büyük halı üreticisi konumundadır. Dünyada 2 bin tezgahın yaklaşık bin 300 tanesi Gaziantep’te bulunmaktadır.  Gaziantep’in halı ihracatı da 1.4 milyar dolar civarındadır. Halı sektörü için yeni pazar arayışlarının sürdürülmesi önemlidir. 2017 yılı beklentilerimiz üretici olarak tabii ki daha yüksek… İhracatta pazar payının artırılması ve tanıtım faaliyetlerinin yanı sıra uluslararası fuarlarda daha etkin rol alınması sektörün büyümesi için çok önemli olacaktır” diye belirtti.

KUTU

Halıda bu yılın trenleri

Tolga Batallı “Eskiden halılar ömürlük olurdu ama şimdi perdeler gibi sık sık yenileniyor. Artık halılarda da kullan at dönemi var. Eskiden halıda  kırmızı, kiremit renkleri sevilirmiş. Şimdi halıda da trendler var ve insanlar bu trendleri takip ediyor. Bu yılın trend renkleri; yeşil, terra ve gri. Ayrıca eskiden salonlara 4+4m2 lik 2 parka halı serilirken bugün 6 m2 lık halılar seriliyor. Bugün en çok satılan halılar 4 ve 6m2 lik halılar” diyor.