ÇEDAŞ, 2023 yılına kadar Tokat’a 350 milyon liralık yatırım yapacak

Türkiye genelinde hizmet veren 21 elektrik dağıtım şirketi arasında en az kesinti yaşanan bölge unvanını alan ÇEDAŞ, kent merkezi ve ilçelerden sonra şimdi de yatırımı köylere taşıyor. ÇEDAŞ, 2023 hedefleri doğrultusunda sadece Tokat kırsalında 2017-2023 arasında 200 milyon toplamda ise 350 milyon liralık yatırım yapmayı planlıyor

2010 yılında özelleştirme sürecinin ardından Sivas, Tokat ve Yozgat’ta elektrik dağıtımını üstelenen Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş. (ÇEDAŞ), kesintisiz enerji için yatırımlarına ara vermeden devam ediyor. Bu yıl üç ilde yaklaşık 105 milyon liralık yatırım yapacak olan kurum, bu rakamın yaklaşık 30 milyon liralık bölümünü Tokat’a ayırdı. Kent merkezleri ve ilçelere yaptığı yatırımların sonuçlarını alan ve 21 dağıtım bölgesi arasında müşteri memnuniyetinin en yüksek olduğu kurum olarak öne çıkan ÇEDAŞ, yeni dönemde yatırımlarında aslan payını kırsal kesime ayırma kararı aldı. Şirket, 2017-2023 tarihleri arasında sadece Tokat kırsalında 200 milyon lira yatırım yapmayı planlıyor.

YATIRIMLARDA KIRSAL KESİMİN PAYI ARTACAK

2010-2015 yılları arasında üç kente toplam 400 milyon liralık yatırım yaptıklarını söyleyen ÇEDAŞ Genel Müdürü Ahmet Sait Akboğa, 2016 yılını değerlendirmek, 2017 ve daha sonrasında yapacakları çalışmalar hakkında bilgi vermek üzere Tokat’ta basın mensupları ile bir araya geldi.

2016 yılında şirket olarak Tokat’a yaklaşık 25 milyon liralık yatırım yaptıklarını anlatan Akboğa, bu yıl söz konusu rakamın yaklaşık 30 milyon liraya çıkacağını dile getirdi. Akboğa, “Bunun 10 milyon lirasını köy şebekelerini yenilemeye ayırdık. Bundan sonra da kırsal kesime yönelik yatırımlarımız artarak devam edecek. Ülkemizin 2023 hedefleri doğrultusunda biz de kendi vizyonumuzu belirledik. Şirketimiz 2017-2023 yıllarında köylerin elektrik şebekelerini yenileyerek kırsalda yaşan tüketicilerimize kaliteli, kesintisiz ve sürekli enerji temini noktasında önemli bir çalışmaya imza atmayı planlıyor. Bu çerçevede söz konusu dönemde toplam yatırımın yüzde 60’ını Tokat kırsalına ayırarak 200 milyon liralık yatırım yapma hedefimiz var” dedi.

ÇEDAŞ Genel Müdürü Akboğa, 2017-2023 arasında Tokat’a bağlı 552 köyde, 80 bin 500 direk, 820 trafo, 470 kilometre orta gerilim, 2 bin 350 kilometre de alçak gerilim hattını yenileyeceklerini, kırsal ve şehir merkezi olmak üzere toplamda 350 milyon lira harcama yapılacağını söyledi.

MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ EN YÜKSEK BÖLGE

Toplantıda elektrik enerjisinin insan hayatının temel taşlarından biri olduğu bilinciyle yol aldıklarını anlatan Akboğa, bu amaçla kesinti, arıza ve sorunlara hızla müdahale ederek müşteri memnuniyetini en yüksek düzeye taşıdıklarını da dile getirdi. 2010 yılında üç kentte 49 bin 136 olan toplam arıza sayısının 2015 sonu itibarıyla 18 bin 569’a gerilediğine işaret eden Akboğa, “Alçak ve orta gerilimde arızaları yüzde 63 düşürdük. Arıza süreleri de 2010 yılına göre yüzde 81 oranında azaldı. Attığımız bu adımların sonuçları bize Türkiye genelinde birincilik getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 2015 Elektrik Piyasası Gelişme Raporu’na göre Türkiye genelindeki 21 dağıtım bölgesi arasında, en az elektrik kesintisi yaşanan bölge olduk” diye konuştu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2016 yılında yaptığı ‘Müşteri Memnuniyeti Anket Sonuçları’nda da tüketici sorunlarına en hızlı yanıt veren şirket olarak öne çıktıklarını söyleyen Akboğa, tüm bu pozitif sonuçlarda teknolojiye yapılan yatırımların büyük payı olduğuna işaret etti.

SCADA SİSTEMİNE 2017’DE 53 MERKEZ ENTEGRE EDİLECEK

Elektrik dağıtımında arızaları uzaktan izlemeyi ve hatları uzaktan beslemeyi mümkün kılan ve ‘Veri Toplama ve Uzaktan Kumanda Kontrolü’ olarak ifade edilen SCADA sisteminin 100 merkezi kapsadığını belirten Akboğa, 2017 yılında ise 33’ü şehir merkezi 20’si ise kırsal bölgelerde olmak üzere 53 merkezi daha SCADA sistemine entegre edeceklerini böylece bölgedeki şebeke hakimiyetini artıracaklarını söyledi.

PLANLI KESİNTİLER MOBİL TRAFO İLE BİTİYOR

Müşteri memnuniyetini en yüksek noktaya taşımak için mobil trafolar sayesinde planlı elektrik kesintisi çalışmalarına da son verdiklerini dile getiren Akboğa, “Sivas, Tokat ve Yozgat illerinde kullanılmak üzere 3 adet mobil trafoyu sistemimize kattık. Böylece olası kriz anında mobil trafolar kullanılarak elektrik kesintilerinin önüne geçilirken altyapı yatırımları sırasında planlı kesinti yapmadan enerjiyi sürekli verebiliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

ÖZELEŞTİRME SONRASI KAYIP-KAÇAK AZALDI

ÇEDAŞ Genel Müdürü Ahmet Sait Akboğa, şirketin özelleştiği 2010 yılından bu yana yaptığı yatırımlar ve denetimler sonucunda kayıp-kaçak oranını Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) belirlediği hedefin altında bir seviyeye taşıdıklarını söyledi.

EPDK tarafından elektrik dağıtım şirketlerine uygulama dönemleri için kayıp-kaçak hedef oranları belirlendiğini dile getiren Akboğa, “Hedef ve gerçekleşmeler doğrultusunda dağıtım şirketlerinin performansları ölçülmektedir. 2016 yılı şirketimiz için belirlenen hedef oran yüzde 7,93’tür. Şirketimiz ise hedef kayıp-kaçak oranını 5,97 olarak gerçekleştirmiştir. Özelleştirme dönemi ile kıyasladığımızda bölgemizde yüzde 35 seviyelerinde bir kayıp-kaçak iyileşmesi gerçekleştirilmiştir. Ayrıca 2011 yılı kayıp-kaçak oranı, 2016 yılı kayıp-kaçak oranı ile mukayese edildiğinde 2011 yılı kayıp-kaçak oranının 2016 yılı kayıp-kaçak oranının yüzde 54 üzerinde olduğu görülmektedir. Bugün gelinen noktada yüzde 5,97 gibi bir oran Türkiye ortalamasının altında gerçekleşmiştir” şeklinde konuştu.

Decovita 40 milyon Euro’luk yatırımla üretime başladı

Doğal taş desenlerini özel tekniklerle sırlı porselen seramiklerin üzerine basarak kaliteli ve şık ürünler sunan Decovita Seramik, son teknolojiyle kurulan fabrikasıyla birlikte ithalat yapan firmadan üreten bir firma konumuna geçti. İlk etapta yıllık dört milyon metrekare yer ve duvar seramiği üretmeyi hedeflediklerini söyleyen Decovita Seramik Kurucu Ortağı Ercan Uyan, “İki yıl içinde 10 milyon metrekare üretim yapmayı planlıyoruz. Bu süreçte, hem halihazırda tüm Türkiye’ye yayılmış olan bayi ağımızı genişleteceğiz hem de yurt dışı pazarına giriş yapacağız” diye konuştu.

Kurulduğu 2004 yılından itibaren dünyanın önde gelen şirketlerinin temsilciliğini yürüten ve kendi markasıyla yurt dışında imal ettirdiği ürünleri Türkiye piyasasına sunan Decovita Seramik, ithalatçı kimliğinden üretici konumuna geçti.

2016 yılında Bilecik’teki Bozüyük Organize Sanayi Bölgesi’nde 40 milyon Euro’luk yatırımla kurulan fabrikasında üretime başlayan firma, doğal taş desenlerinin görüntüsünü sırlı porselen seramiklerin üzerine basarak elde ettiği kaliteli ve şık ürünleri, tüketicilerle buluşturmaya başladı.

76 ülkeden 1861 çeşit doğal taş deseni

Sırlı porselen seramiklerin görünüm açısından doğal taştan ayırt edilemediğini söyleyen Decovita Seramik Kurucu Ortağı Ercan Uyan, ürünlerin kalite ve kullanım açısından ise çok daha avantajlı olduğunu şu sözlerle ifade etti: “Orijinal mermerin belirli bir kapasitesi var, temini çok daha zor. Üstelik çizilme, kırılma gibi problemlerle çok daha sık karşılaşılıyor. Biz fabrikamızda, 76 ülkeden çıkarılan 1861 çeşit doğal taşın özgün desenini, seramiğin üzerine basıyoruz. Bu işlemin ardından uyguladığımız özel sır tekniği ile ürüne üç boyutlu doğal taş görünümü kazandırırken dayanıklılığını da artırıyoruz.”

Hedef iki yılda 10 milyon metrekare

İlk etapta hedefledikleri dört milyon metrekare duvar ve yer seramiği üretimini, iki yıl içinde 10 milyon metrekareye çıkarmak istediklerini belirten Ercan Uyan, “Özellikle inşaatın lokomotif sektör haline gelmesi ve kentsel dönüşüm sürecinin hız kazanmasıyla birlikte seramik ihtiyacı arttı. Türkiye, dünyanın önde gelen seramik üreticilerinden biri haline geldi. Biz de sektördeki tecrübemizi artık üretime aktarmamız gerektiğine karar verdik. Bozüyük’te 162 bin metrekare arsa üzerine 45 bin metrekarelik kapalı alanda, 40 milyon Euro yatırımla fabrikamızı kurduk. Önümüzdeki süreçte ek yatırımlarla üretim kapasitemizi artırmayı hedefliyoruz” dedi. Uyan, bu artışla birlikte, halihazırda tüm Türkiye’ye yayılan bayi ağlarını genişleteceklerini ve yurt dışı pazarına da açılacaklarını sözlerine ekledi.

Decovita Seramik derz aralığını bir milimetreye düşürdü

Ağırlıklı olarak doğal taş dokulu sırlı porselen seramik üretimi gerçekleştiren Decovita Seramik, metalik, tekstil, çimento, doğal taş ve altın dokusu gibi pek çok farklı seçenek de sunuyor. Decovita Seramik Kurucu Ortağı Selman Öztürk, baskı – renk kalitesi ile doğal taştan ayırt edilemeyen ürünlerinin, kalite ve standart ölçü garantisiyle de ön plana çıktığını söyledi. Öztürk, “Decovita Seramik ürünleri, çizilmeye ve çamaşır suyu gibi kimyasallara dayanıklı olduğundan, uzun yıllar boyunca ilk günkü renklerini ve dokusunu koruyor. Ürünler ayrıca, çok yüksek derecelerde fırınlanmasına rağmen hiçbir şekilde deforme olmuyor. Örneğin, 60×60 boyutundaki seramik, yarım milimetre dahi sapma olmadan aynı ölçü ile üretiliyor. Bu özellikle birlikte, piyasa standartlarında üç milimetre olan derz aralığını, bir milimetreye düşürdük. Geniş derz aralığı nedeniyle doğal görüntünün kaybedilmesi durumunun önüne de böylelikle geçmiş olduk” diye konuştu.

Otellerde Güvenlik Nasıl Sağlanıyor?

Kale Kilit Dış Ticaret’in otellere özel akıllı kilit uygulamaları, şık tasarımı ve teknolojik donanımıyla fark yaratırken, otellerden ve turistik tesislerden tam not alıyor. Seçkin otellerin kapılarında tercih edilen Kale Modern Seri Kartlı Kilitler, Kale İ Serisi ve Kale Lüks seri ürünleri farklı renk seçenekleri ve şık tasarımları ile kapılara uyum sağlıyor.

Kaleİ Serisi Kartlı Kilitler’in inovatif modellerinden biri olan Kale Ekranlı Kartlı kilitler kullanıcılara geçersiz kart uyarısı verirken; tek tuşla ‘Rahatsız Etmeyin’ ve ‘Odayı Temizleyin’ seçeneklerine olanak sağlıyor. Opsiyonel olarak uygulanabilen kumanda ünitesi sayesinde, kilit uzaktan kumandayla da çalışabiliyor. Kullanıcıları isim soy isimleri, işletme logosu ve “Hoş Geldiniz” mesajıyla karşılıyor. Aynı zamanda geçersiz kart okutulması gibi durumlarda, kullanıcıları ne yapmaları gerektiği konusunda bilgilendiriyor ve ilgili birimlere yönlendiriyor. İşlevsel ekranı sayesinde pil seviyesi, tarih gibi güncel zaman bilgilerini de yine kilit üzerinden takip edilebilme özelliği sunuyor.

Kale Modern Seri Kartlı Kilitler ’in otellerin hizmetine sunduğu ürünü ise şık duruşu, kullanım rahatlığı ve kolay yönetilebilir olmasıyla fark yaratıyor. Saten renkli, şık tasarımlı kilidi; Mifare kart teknolojisi ile üstün güvenlik sunuyor. Fiziksel temas ve bakım gerektirmeyen bu model, geçersiz kart okutulması gibi durumlarda, kullanıcıları sesli olarak uyarıyor.

Son olarak ise tasarımı yine Kale’ye ait olan Lüks Seri Kartlı Kilitler, kullanıcılara işlevsel özellikler sunarken mevcut kapıya olan uyumu da dikkat çekmektedir. Kapı tadilatı ve yenileme gibi renovasyon düşünmeyen tesisler Lüks Seri Kartlı kilitleri tercih ederken mevcut iç kilitlerini ve kol sistemlerini Lüks Seri Kartlı Kilit ile değiştirerek hem düşük maliyet elde ediyor hem de kartlı kilit sistemi ile müşterilerine güvenlik ve konforu bir arada yaşatma imkanı buluyor.

Kale Endüstri Holding

Kale Endüstri Holding 1953 yılında temelleri atılmış, 1979’da İstanbul Güngören’deki üretim tesisleri ile atağa kalkmış, 1988 yılında tüm şirketlerini Holding çatısı altında toplamış, dev yatırımları ile büyümeye devam eden bir kuruluştur. Bugün, Kale Endüstri Holding çatısı altında Kale Kilit, Kale Sigorta Acenteliği, Kale Güvenlik Sistemleri, Kale Topkapı Bina İşletme ve Gayrimenkul Geliştirme, Kale Güzelce Gayrimenkul Geliştirme ve İşletme adı altında hizmet veren 5 ayrı firma bulunmaktadır.

Türkiye’nin lider kilit üreticisi Kale Kilit ise, her yıl İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) tarafından ihracatta başarılı faaliyetlerin ödüllendirildiği “İhracatın Yıldızları Ödülleri”nde metal eşya kategorisinde üst üste 10 kez ipi göğüsleyerek birinci oldu. Bu başarısıyla Rusya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde pazar payını % 10’ların üstüne çıkarmıştır.

Kale Kilit katma değerli ürünlerle birlikte Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’da tercih edilen marka haline gelerek, kilit sektöründe dünyanın en büyük global üreticilerinin hâkim olduğu pazarlarda, üreticilere rakip olmayı başarmıştır.

İş Melekleri Yeni Girişimcilik Üssü İTÜ Magnet’te Buluştu

İTÜ ARI Teknokent’in geçtiğimiz günlerde hayata geçirdiği Türkiye’nin ilk İleri Aşama Girişimcilik Merkezi İTÜ MAGNET, 12-14 Şubat 2017 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen Dünya Melek Yatırım Forumu kapsamında dünyanın farklı noktalarından gelen melek yatırımcılara ev sahipliği yaptı.

Girişimciliğin yeni çekim merkezi: ITÜ MAGNET

Kuruluş aşamasını geride bırakmış girişimci firmaların belirli bir ölçeğe gelmelerini destekleyecek ve Türkiye girişimcilik ekosistemindeki önemli bir boşluğu dolduracak İTÜ MAGNET’te böyle bir etkinliğin düzenlenmesinden mutlu olduklarını belirten İTÜ ARI Teknokent Genel Müdür Kenan Çolpan sözlerine şu şekilde devam etti:

“İTÜ MAGNET’i, ülkemizde ileri aşama girişimciliği tam anlamıyla destekleyecek bir alana olan ihtiyacı doldurması amacıyla 2017 yılında faaliyete geçirdik. Burada temel hedefimiz potansiyele sahip girişimlerin büyümelerine olanak tanıyarak uluslararası arenada rekabet edebilecek düzeye gelmelerini desteklemek. İTÜ MAGNET, girişimcilerin yanı sıra ayrıca melek yatırımcılar ve yatırım ağları için de bir çekim merkezi olacak. Geniş çalışma alanı, prototip ürün geliştirme ve üretim laboratuvarı, toplantı odaları, konferans salonu ve sunum sahnesi ile komple bir girişimcilik üssü olan İTÜ MAGNET, çok yakın bir gelecekte pek çok başarı hikayesine ev sahipliği yapacak.

Girişimcilik ekosistemimizdeki çok önemli bir açığı dolduracak İTÜ MAGNET içerisinde Dünya Melek Yatırım Forumu nedeniyle ülkemize gelen uluslararası melek yatırımcıları ve girişimcilik konusunda fikir liderlerini ağırlamaktan da ayrıca büyük gurur duyduk. Dünya Girişim Forumu Başkanı Baybars Altuntaş’ın da katılımıylagirişimcilik trendleri ve ülkemizde girişimcilik üzerine ufuk açıcı bir panel gerçekleştirdik. Girişimcilerimiz için de yatırımcılarla buluşmaları açısından güzel fırsat yaratmış olduk.”

Koç Holding’in 2016 Yili Konsolide Cirosu 70,9 Milyar TL

KOÇ HOLDİNG CEO’SU LEVENT ÇAKIROĞLU:

“BELİRSİZLİKLER VE ZORLUKLARLA GEÇEN 2016’DA KÜRESEL VİZYONUMUZ VE STRATEJİK HEDEFLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA KARARLILIK VE CESARETLE İLERLERKEN, 6,2 MİLYAR TL YATIRIM YAPTIK. İSTİHDAMIMIZ BİR ÖNCEKİ YILA ORANLA YÜZDE 6,4 ARTTI VE 6 BİNE YAKIN YENİ ÇALIŞMA ARKADAŞIMIZ ARAMIZA KATILDI. TAM 90 YILDIR ÜLKEMİZDE LİDERLİĞİN, BAŞARININ VE GÜVENİN SEMBOLÜYÜZ. GELECEKTE DE DİJİTAL TEKNOLOJİLERİN SUNDUĞU FIRSATLARDAN EN YÜKSEK SEVİYEDE YARARLANIRKEN, ÜLKEMİZ İÇİN DEĞER YARATMAYI SÜRDÜRECEĞİZ.”

Koç Holding, 2016’yı güçlü finansal performansı ve başarılı sonuçları ile kapattı. 2016 yılında Koç Holding’in konsolide cirosu 70.9 milyar TL, ana ortaklık payı net dönem kârı ise 3.5 milyar TL olarak gerçekleşti. Koç Holding 2016 yılında 6,2 milyar TL kombine yatırım gerçekleştirirken, son 5 yılda yaptığı yatırım miktarı ise 30 milyar TL’ye ulaştı.

Koç Holding’in finansal sonuçlarını değerlendiren Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, 2016’da dünyada ve Türkiye’de tarihsel önemde gelişmeler yaşandığını belirtti. Çakıroğlu şöyle devam etti: “Siyasi tarihimize kara bir leke olarak geçen darbe girişimi, ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında yaşanan terör olayları başta olmak üzere küresel ve bölgesel ölçekte faaliyet ortamını zorlaştıran olağanüstü gelişmelere şahit olduk.”

Levent Çakıroğlu: “Uzun vadeli başarılarımızdaki en önemli faktör güçlü insan kaynağımızdır.”

Tüm bu gelişmelere karşın, Koç Holding’in güçlü bilançosu ve titiz risk yönetimi sayesinde 2016’da da istikrarlı performansını devam ettirdiğine dikkat çeken Levent Çakıroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Belirsizliklerle ve zorluklarla geçen 2016’da küresel vizyonumuz ve stratejik hedeflerimiz doğrultusunda kararlılık ve cesaretle ilerlerken, 6,2 milyar TL yatırım yaptık. Topluluğumuzun uzun vadeli başarılarındaki en önemli faktör hiç kuşkusuz güçlü insan kaynağımızdır. 2016 yılında da insan kaynağımız gelişti ve büyüdü. İstihdamımız bir önceki yıla oranla yüzde 6,4 arttı ve 6 bine yakın yeni çalışma arkadaşımız aramıza katıldı. Konsolidasyona dâhil olan şirketlerimizi esas alırsak, geçtiğimiz yıl 89 bin seviyelerinde olan istihdamımız, bu yıl 95 bini aştı. Koç Holding’in farklı sektörlerden oluşan portföy yapısı, faaliyet gelirlerinin sağlandığı pazarların çeşitliliği, risklere dayanıklı güçlü bilançosu ve istikrarlı performansı yatırımcılar tarafından da büyük takdir görüyor. Geçtiğimiz yıllarda Borsa İstanbul’daki en değerli holding şirketi olmayı başarmıştık. 2016’da ise sadece en değerli holding şirketi olmakla kalmayıp, en değerli şirket konumuna yükseldik. Teknoloji ve inovasyon odaklı büyüme stratejimiz ile faaliyet gösterdiğimiz sektörlerdeki lider pozisyonlarımızı güçlendirdik. Ülkemizde Ar-Ge ve inovasyona en çok yatırım yapan, en çok patent başvurusunda bulunan topluluğuz. Avrupa Komisyonu’nun Ar-Ge harcamalarının büyüklüğüne göre oluşturduğu ‘2016’da Dünyanın En Çok Ar-Ge Harcaması Yapan 2.500 Şirketi’ listesinde de Koç Holding ile birlikte 3 Topluluk Şirketimiz daha yer aldı. Ayrıca, 2016 yılında dijital teknolojilerin sunduğu fırsatlardan en etkin şekilde faydalanıp, yeni büyüme alanları yaratmak üzere Koç Holding liderliğinde tüm Topluluğumuza yayılan bir ‘Dijital Dönüşüm Programı’ başlattık. Bu girişim ile Topluluğumuzun ürün, hizmet, iş süreçleri ve iş modellerini kökten değiştirme potansiyeline sahip olan dijital teknolojilerin sunduğu fırsatlardan tüm şirketlerimizin en yüksek seviyede yararlanmasını sağlamayı, işlerimiz için ilave değer yaratmayı, hızla değişen rekabet ortamında şirketlerimizi daha da güçlendirmeyi ve yeni iş alanları yaratmayı amaçlıyoruz. Tam 90 yıldır ülkemizde liderliğin, başarının ve güvenin sembolü olarak, Türkiye’de dijital dönüşüme de liderlik etmeyi ve ülkemizin geleceğine değer katmayı hedefliyoruz.”

Levent Çakıroğlu: “2016 yılında da ülkemiz ekonomisinin lokomotifi olmayı sürdürdük.”

Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Koç Holding’in faaliyet gösterdiği sektörlerde 2016 yılında da ülkemiz ekonomisinin lokomotifi olmayı sürdürdüğüne dikkat çekti. Levent Çakıroğlu, sektörler bazındaki gelişmelere ilişkin özetle şunları söyledi:

  • Otomotiv üretimi ve ihracatının lokomotifi olarak çok başarılı bir yılı geride bıraktık. Tofaş, fikri ve sınai haklarına sahip olduğu Egea Projesi’nde, Sedan’ın yanı sıra Hatchback ve Station Wagon üretimine hız verdi. 2016 yılında Fiat Egea Sedan Türkiye’nin en çok satılan otomobili oldu. Tofaş, 2016 yılında toplam 383 bin adet ile ülkemiz otomotiv sanayinin en çok üretim yapan şirketi ve üretiminin yüzde 70’inden fazlasını ihraç ederek sektörünün ihracat lideri oldu. Ford Otosan ise 2016 yılında Türkiye’de sıfırdan geliştirilen ve üretilen ilk ve tek kamyon motoru yeni nesil Ecotorq motorun seri üretimine başladı.
  • Beyaz eşya pazarında dünyanın farklı bölgelerine yatırımlarımız devam ediyor. Arçelik, Beko ile Avrupa’da en çok satılan ikinci marka olma konumunu korudu. Pakistan’ın lider beyaz eşya şirketi Dawlance’ı bünyesine katarak uluslararası konumunu daha da güçlendirdi. Klima üretimi konusunda LG Electronics ile ortaklığını 2023’e uzattı.
  • 2016 yılında rafinerilerini tam kapasite çalıştıran Tüpraş, 30,3 milyon ton satış hacmi ile geçtiğimiz yıla göre toplam satışlarını yüzde 5 artırdı. Opet, istasyon yatırımlarına devam ederken, Aygaz LPG satış hacmini 2,1 milyon tonun üzerine çıkartırken, satış gelirlerini de geçtiğimiz yıla göre yüzde 5 artırdı.
  • Yapı Kredi 2016 yılında toplam aktiflerini 271 milyar TL’nin üzerine çıkarırken, 245 milyar TL kredi hacmiyle de ülke ekonomisine en büyük katkıyı sağlayan 3. özel banka oldu. Dijital bankacılık konusunda Avrupa’da ve ülkemizde bir ilki gerçekleştirerek, göz tarama teknolojisini müşterilerine sundu. Yapı Kredi’nin son bir yılda mobil bankacılık hizmetlerini aktif olarak kullanan müşteri sayısı yüzde 62, internet bankacılığı müşteri sayısı ise yüzde 27’lik artış gösterdi.

Levent Çakıroğlu: “Sosyal sorumluluk faaliyetleri ile ortak değer yaratmayı sürdürüyoruz.”

Koç Topluluğu olarak ekonomik kalkınma ve toplumsal kalkınmayı bir bütün olarak gördüklerini vurgulayan Levent Çakıroğlu, şöyle devam etti: “Vehbi Koç Vakfımız, eğitim, sağlık ve kültür alanlarında, Vakfımıza bağlı kurumlar tarafından gerçekleştirilen faaliyetler, sivil toplum kuruluşlarıyla kurduğu işbirlikleri ve öncü çalışmalarıyla her geçen yıl etkinliğini artırıyor. Vakfımızın ve kurumlarımızın yanı sıra, Koç Holding ve Topluluk Şirketlerimizde yürütülen sosyal sorumluluk faaliyetleri ile toplumsal değer yaratmayı 2016 yılında da sürdürdük. Uzun vadeli ve stratejik bakış açısı ile çalışanlarımız ve bayilerimizin gücüyle yürüttüğümüz projelerimizin sonuçlarını memnuniyetle izliyoruz. 2015 yılından bu yana sürdürdüğümüz Ülkem İçin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği projemiz dikkate değer bir gelişim izliyor. Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşen farkındalık seminerleri ile 65 bine yakın kişiye ulaştık. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda zihinlerdeki değişimi sağlayacak farkındalığı oluşturabilmek için sorumlulukla çalışmayı sürdüreceğiz.”

TPF’nin “Kategori ve Mağaza Yönetimi” eğitimi tüm hızıyla devam ediyor

Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF), sektördeki donanımlı ve kalifiye eleman ihtiyacını karşılamak ve sektörün geleceğini şekillendirmek için ülke genelinde düzenlediği eğitimlere tüm hızıyla devam ediyor. P&G, Numil ve CHEP sponsorluğunda Ocak ayında başlanan “Kategori ve Mağaza Yönetimi” eğitimleri 4 bölgede gerçekleştirildi. Her ilde 2 gün süren eğitimlere Gaziantep, Ordu, Konya ve Van’dan 100’ün üzerinde yönetici katıldı

Türkiye’nin istihdam yaratan en önemli sektörlerinin başında gelen perakende için son 2 yıldır eğitim seferberliği sürdüren TPF, dünya devlerinin sponsorluğunda organize ettiği “Kategori ve Mağaza Yönetimi” eğitimine yurt genelindeki kötü hava koşullarına rağmen devam ediyor. P&G, Numil ve CHEP sponsorluğunda; mağaza yöneticilerinin iş ve takım yönetim becerilerini geliştirmek, alan ve kategori yönetiminde verimliliği sağlamak amacıyla kurgulanan eğitimler 4 bölgede tamamlandı. Her ilde 2 gün süren; 11 ilden 500 yerel zincir mağaza yöneticisinin katılması hedeflenen eğitimler Nisan 2017’de tamamlanacak.

PERAKENDEDE YÖNETİME YENİLİKÇİ BAKIŞ

Perakende sektörünün deneyimli ismi Esat İhsan Kocager‘in üstlendiği eğitimlerin ilk günü yerel zincir mağazalarda görevli koordinatör, bölge müdürü, yöneticileri, kategori pazarlama müdürleri ve uzmanlarına yönelik gerçekleştiriliyor. “Verimli Alan ve Kategori Yönetimi” başlığında gerçekleştirilen ilk eğitimde katılımcılarla müşteriyi anlamak, kararları etkileyen unsunlar, alışverişte kadın-erkek, genç-yaşlı tercihleri paylaşılıyor. CHEP sponsorluğunda düzenlenen eğitimde verimli kategori yönetimi, alan yönetimi, bölümlendirme gibi altın kurallar da aktarılıyor.

YENİ DÖNEM ETKİN MAĞAZA YÖNETİMİ

Mağaza müdürleri ile yardımcılarına yönelik kurgulanan “Etkin Mağaza Yönetimi” eğitimi P&G ve Numil sponsorluğunda gerçekleşiyor. İki başlıkta gerçekleştirilen eğitimlerin ilk bölümünde yerel zincirlerde mağaza iç deneyimi, iletişim, müşteri ilişkileri ve hizmet kalitesinin yönetilmesi; ikinci bölümde ise takım yönetimi, yaklaşım, motivasyonu artırmak için 5 başlık yöneticilerle paylaşılıyor. Güven, çalışan bağlılığı, çalışanlar arası çatışmaların yönetilmesi, raporlama ve sonuçları dikkate alma konularının ele alındığı eğitimlere şubat ayında Erzurum ve Trabzon’da devam edilecek. Mart ayında ise Bursa, Ankara ve İzmir’de gerçekleştirilecek.

“TÜM PAYDAŞLARIMIZLA EL ELE HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIZ”

TPF üyesi yerel zincirlerde Türkiye’nin her noktasında maksimum tüketici memnuniyeti ve kalifiye personel yetiştirmek için kurgulanan eğitimlerde hakkında değerlendirmede bulunan TPF Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Altunbilek; “Değerli sponsorlarımız desteği ve eğitmenlerimizin hazırladığı programlarla 4 ayda 11 ilde 500 yerel zincir marketin mağaza yöneticisine ulaşacağız. Maliyetlerin arttığı, dönemsel duraklamaların sıkça yaşandığı sektörümüzde eğitimi rekabetin en büyük anahtarı olarak görüyoruz. Yerel zincirler olarak toplam market grupları içinde satış payımızın yüzde 37,7’ye ulaşmasında tüm çalışma arkadaşlarımızın, paydaşlarımızın katkısı var. Hedefimiz 2023’te 70 milyar TL ciroya ulaşmak. 2 ayda gerçekleştirdiğimiz eğitimlerimize katılan yönetici ve çalışanlarımızdan aldığımız enerjiye bakacak olursak; paydaşlarımızın da katkıları ile el ele vererek bu hedefimize rahatlıkla ulaşacağımızı düşünüyorum” dedi.

Teksan Jeneratör, Yüzde 100 yerli aydınlatma kulesini ilk kez Dubai’de tanıttı

Dubai, 14-16 Şubat 2017 tarihlerinde düzenlenen Middle East Electricity Fuarı ile enerji sektörünün devlerine ev sahipliği yaptı. 42 yıldır sektörün nabzını tutan fuar, dünyanın dört bir yanından enerji ve güç sektöründe faaliyet gösteren firmaları bir araya getirdi. Ar-Ge yatırımları ve üstün teknolojili ürünleri ile sektöründe fark yaratan ve 120’den fazla ülkeye ihracat yapan Teksan Jeneratör, yeni ürünü yüzde 100 yerli aydınlatma kulesini ilk kez Dubai’de tanıttı. Kendi kategorisinde dünyada bir ilk olan küçük aydınlatma kulesi, yüzde 40 daha az yakıtla yüzde 55 daha fazla aydınlatma sağlıyor.

Dünyanın en büyük güç ve enerji fuarı olarak anılan Middle East Electricity, bu yıl da sektör firmalarının en son yeniliklerini sergilediği etkinlik olarak adından söz ettirdi. Türkiye enerji sektöründe yenilikçi ve öncü kimliği ile öne çıkan Teksan Jeneratör, dünyanın dört bir yanından binlerce katılımcı ve ziyaretçiyi buluşturan fuarda Gold Sponsor olarak yer aldı. Sürdürülebilir enerji çözümleri konusunda da önemli çalışmalar yapan Teksan Jeneratör, fuar kapsamında hibrit güç sistemleri konulu bir de seminer düzenledi.

Kendisi küçük ihracat hedefi büyük Aydınlatma Kulesi

Kuzey Kutbu’ndan Mısır Çölü’ne, kadar geniş bir pazar ağını yöneten Teksan Jeneratör, ürün gamındaki en son yenilikleri Middle East Electricity Fuarı’nda sergiledi ve yeni ürünü küçük aydınlatma kulesini ilk kez tanıttı. Fuar ziyaretçilerinden tam not alan aydınlatma kulesi yüzde 100 yerli motora sahip olma özelliği ile dikkat çekiyor. Kendisi küçük ama enerjisi büyük olan aydınlatma kulesinin yüzde 70 küçültülmüş yeni versiyonu kullanım ve lojistik avantajı sağlıyor. Ürün, yüzde 40 daha az yakıt tüketirken yüzde 55 daha fazla aydınlatma özelliğine de sahip. Teksan Jeneratör’ün tek silindirli yerli motor kullanarak geliştirdiği ve LED paneli bulunan aydınlatma kulesinin bu güçte dünyada benzeri yok.

Aydınlatma kuleleri özellikle elektrik enerjisinin olmadığı yerlerde, inşaat sahaları, yol, köprü gibi projelerin yapımı, madenler gibi pek çok alanda aydınlatma amacıyla kullanılıyor. Teksan Jeneratör, Kocaeli Serbest Bölge’deki yeni fabrikasında üreteceği küçük aydınlatma kulesini ağırlıklı olarak ihraç etmeyi hedefliyor.

Jeneratörde geleceğin teknolojisi hibrit olacak

Güçlü Ar-Ge ekibi ile sektöründe ilklere imza atan ve yeni teknolojiler geliştiren Teksan Jeneratör, TÜBİTAK işbirliği ile 2015 yılında geliştirdiği hibrit güç sistemlerinin daha kompakt versiyonunu Middle East Electricity Fuarı’nda sergiledi. Türkiye’de bir ilk olma özelliğini taşıyan hibrit güç sistemleri, dizel motor ile güneş ve rüzgar enerjisine entegre bir şekilde kullanılma özelliğine sahip. Rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak yakıt tüketimini yüzde 65 oranında düşüren hibrit güç sistemleri çevreye duyarlı olduğu kadar ekonomik bir yatırım olarak da dikkat çekiyor. Jeneratör çalışma süresini yüzde 80’e varan oranda azaltan hibrit güç sistemleri, servis aralığının uzunluğu ve daha az teknik personel ihtiyacı ile de işletim masraflarında tasarruf avantajı sağlıyor. Isı, karbon ve gürültü emisyonunu azaltan teknik özellikleri ile de öne çıkan sistem yatırım maliyetini 1,5 yıl gibi çok kısa bir sürede çıkartıyor.

Enerji sektörünün önemli isimlerinin bir araya geldiği Middle East Electricity Fuarı’nın işbirlikleri için uygun bir ortam sunduğunu belirten Teksan Jeneratör Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burak Başeğmezler şunları söyledi:“Ortadoğu bizim için büyük önem taşıyor ve ihracatımızda önemli bir payı bulunuyor. Dubai’nin bölge ülkelerine açılan bir kapı olduğunu söyleyebiliriz. Yıl genelinde buradaki bayimiz aracılığıyla ürün ve hizmetlerimizi bölgeye sunarken fuar kapsamında da çok daha geniş kitlelere ulaşarak ürün ve hizmetlerimizi tanıtıyoruz. Yeni ve yüzde 100 yerli aydınlatma kulemizi ilk kez Dubai’de tanıttık. Bu güçte ve küçüklükte dünyada bir ilk olma özelliği taşıyan aydınlatma kulemizi Kocaeli Serbest Bölge’deki yeni fabrikamızda üretip dünyaya ihraç etmeyi hedefliyoruz. Yerli motor kullanarak geliştirdiğimiz ürünümüzün kendi kategorisinde bir ilk olmasından gururlu ve mutluyuz.”

2017 yılında yaklaşık yüzde 20 büyümeyi hedeflediklerini söyleyen Burak Başeğmezler; “Geçtiğimiz yıl 100 milyon Euro civarında ciroya ulaştık. İhracat odaklı bir şirketiz. Satışlarımızın yaklaşık yüzde 60’ını ihracat oluşturuyor ve 120’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. 2017 yılında da hedefimiz yüzde 20 büyüme ile ciromuzu 120 milyon Euro’ya yükseltmek. Kocaeli Serbest Bölge’de yer alan ikinci fabrikamızdaki üretim gücümüzle bu hedefimize kolaylıkla ulaşabileceğimize inanıyoruz. Geçtiğimiz senelerde bizim en büyük sıkıntımız kapasiteydi. Kapasite artışı ile birlikte müşterilerimizden gelen talebi rahatlıkla karşılayabileceğiz. İhracat yaptığımız ülke sayısını artırmak da bir diğer hedefimiz. Middle East Electricity gibi sektörümüzün uluslararası buluşmaları bu hedeflerimizi destekliyor” dedi.

Mobilya sektörü kayıt altına girmeye başladı

Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Nuri Öztaşkın, KDV oranın yüzde 8 bandına çekilmesiyle kayıt dışının önüne geçilebileceğini söyledi. Bu düzenlemeyle üretim ve satış yapan tüm mobilya firmalarının alınan karardan memnun olduğunu belirten Öztaşkın, verilen teşviklerle birlikte, esnafın ve sanayicinin yüzünün gülmeye başladığını belirtti.

Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Nuri Öztaşkın, açıklanan KDV düzenlemesiyle mobilya sektörünün kayıt altına alınacağını düşündüklerini söyledi.

Öztaşkın: Sektör kayıt altına girmeye başladı
Bu düzenlemeyle mobilya satışlarında ciddi oranda artış yaşanmaya başladığını belirten Öztaşkın, yakın dönemde de bu artışın gözle görülür şekilde sektör rakamlarına yansıyacağı söyledi. Öztaşkın, “Düzenleme sayesinde üretim ve satış yapan tüm mobilya firmaları da alınan bu karardan oldukça memnun ve verilen teşviklerle birlikte, esnafın ve sanayicinin yüzü gülmeye başladı” dedi.

Markalı mobilyalara talep arttı
Öte yandan yüzde 8 bandına çekilen KDV ile tüketicilerin garantili ürün, satış sonrası hizmet ve 7/24 ulaşabileceği müşteri hizmetleri gibi sebeplerle markalı mobilyalara satın alma eğilimi gösterdiğini aktaran MOSDER Başkanı Nuri Öztaşkın, “Bu alım, sektörümüzdeki kayıt dışı pazarının daralmasına ön ayak oldu. Ayrıca, bu kararla sektörümüzün kayıt altına girme oranının artacağına ve KDV oranında yeni bir düzenleme olacağına inanıyoruz. Bu düzenleme sayesinde hem Devletimiz hem de mobilya sektörü kazanacak” diye açıkladı.

Sürdürülebilir Mağaza Projesiyle Kadınların Liderliğinde Çevreye Değer Sunuyor

Brisa, lastik sektöründe kadın profesyonellerin güçlü bir varlık sergilemesine destek olacak ve hayatlarına değer katacak projeler yürütüyor. Brisa, iş ortaklarının satış noktalarında görev alan kadın çalışanların mesleki ve bireysel gelişimlerine yönelik başlattığı “Müşterinin Kahramanları” sertifika programı kapsamında “Sürdürülebilir Mağaza” projesi düzenledi. Projenin kahramanı, ağaçlandırma ile çevreye katkı sunulması ve farkındalığın artırılmasını hedefleyen “Bir Fidan, Bir Nefes” projesi ile Brisa’nın iş ortaklarından İzmir Dalita Otopratik mağazasından Betül Demirel oldu.

Türkiye lastik sektörü lideri Brisa, hem kadınları güçlendirme alanındaki çalışmalarını derinleştirmek hem de müşteri deneyimini zenginleştirmek adına 2016 yılında başlattığı “Müşterinin Kahramanları” adlı Müşteri Deneyimi Uzmanı Sertifika Programı’nın bir devamı olarak “Sürdürülebilir Mağaza” projesi düzenledi.

Brisa, iş ortaklarının satış noktalarında görev alan kadınların mesleki ve bireysel gelişimi için kurguladığı programın ilk mezunlarından, hem sürdürülebilir bir bakış açısıyla çevresel fayda sunacak hem de müşteri deneyimini zenginleştirecek projeler yaratmasını istedi. Çevreyi koruma, farkındalık yaratma, ihtiyaç sahibi olan bir gruba fayda sunma ve süreklilik kriterlerine göre değerlendirilen “Sürdürülebilir Mağaza” projesinin kahramanı “Bir Fidan, Bir Nefes” projesiyle Dalita Otopratik mağazasından Betül Demirel oldu.

“Sürdürülebilir Mağaza” projesinin Brisa’nın değerlerini sektör çapında yaygınlaştırmak açısından önem taşıdığına değinen Brisa Perakendecilik Direktörü Oğuzhan Avdan, “Brisa olarak satış ve servis deneyimini mükemmel hale getirerek, mağazalarımızın sadece satın alma noktası olarak değil; lastik ve araçla ilgili her konuda uzman bilgi alma noktası olarak görülmesini amaçlıyoruz. Bu kapsamda iş ortaklarımızla da güçlü bir işbirliği içerisinde çalışıyoruz. 2016 yılı itibariyle başlattığımız Müşterinin Kahramanları sertifika programı ve Sürdürülebilir Mağaza projesiyle de şirketimizin müşteri deneyimi yaratma ve sürdürülebilirlik stratejisinin iş ortaklarımız nezdinde yaygınlaşmasını sağlıyoruz. Aynı zamanda sektörümüzdeki kadın profesyonelleri bu alana liderlik etmeye ve yeni fikirler üretmeye teşvik ediyoruz. Sertifika programımız ve projenin ilk yılında sağladığı başarı da doğru yolda olduğumuzun bir göstergesidir. Hedefimiz müşteri deneyimine, iş ortaklarımızın gelişimine, çevreye ve topluma sunduğumuz değeri uyguladığımız eğitim programlarımızla zenginleştirmektir” dedi.

Brisa’nın iş ortaklarından Dalita Otopratik Müşteri Deneyimi Uzmanı Betül Demirel, “Lastik sektöründe çalışmak benim için bir tercih değil tutkuydu. Brisa’nın bize özel olarak hayata geçirdiği Müşterinin Kahramanları programı sayesinde bir özgüven tazelemesi yaptığımızı, aldığımız eğitimler sonucunda, hızlı ve pratik sorun çözme yeteneğimizin de ilerlediğini söyleyebilirim. Bize “Müşteri Deneyimi Uzmanı” unvanı verilmesiyle ile birlikte, işime olan bağlılığım daha da arttı. Müşterilerimize kendimi bu şekilde tanıttığımda, onlardan da farklı bir ilgi görüyorum” dedi.

Betül Demirel, “Bir Fidan, Bir Nefes” projesi ile bir yandan çevreye fayda sunarken bir yandan da liderlik ettiği sürdürülebilir mağaza girişimiyle iş sürekliliğine katkı sağlıyor. Proje kapsamında Dalita Otopratik mağazasından dört adet lastik alan Brisa müşterileri adına TEMA Vakfı aracılığıyla ağaç dikiliyor. Aynı zamanda Brisa müşterilerine SMS aracılığıyla ulaşılarak çevresel farkındalık iletişimi yapılıyor. Proje ile Betül Demirel, görev aldığı Dalita Otopratik mağazasında sürdürülebilirlik odaklı bir dönüşüm de başlattı. Kağıt, enerji vb. kaynakların kullanımından tasarruf edecek şekilde mağaza operasyonları yeniden şekillendirildi. Tüm mağaza çalışanları adına fidan dikildi ve mağazaya getirilen fidanlarla da projenin iletişimi devam ettiriliyor. Demirel’in liderliğinde bu proje kapsamında 1 yıl içerisinde 2.000 kişiye ulaşılması hedefleniyor.

Finansal Kurumlar Birliği 2016 sonuçlarını açıkladı

Bankacılık Dışı Finans Sektörü Ekonomik Dalgalanmalara Rağmen Büyümeye Devam Ediyor

Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri’ni tek çatı altında temsil eden Finansal Kurumlar Birliği (FKB), üç sektörün 2016 yıl sonu konsolide verilerini açıkladı.

FKB’nin temsil ettiği üç sektörün 2016 yılı konsolide verilerine göre;

  • Aktif toplamı yüzde 21 artışla 114.388 milyon TL’ye,
  • İşlem hacmi yüzde 4,8 artışla 163.567 milyon TL’ye,
  • Faaliyet konusu alacakları yüzde 20,3 artışla 102.903 milyon TL’ye,
  • Özkaynak büyüklüğü yüzde 17,9 artışla 15.590 milyon TL’ye ulaştı.
  • Net kârlılık artışı ise yüzde 25,4 olarak gerçekleşmiştir.

Bankacılık dışı finans sektörü 2016 yılında aktifleri % 21 büyüdü…

Finansal Kurumlar Birliği’nin 2016 yılı konsolide verilerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Mehmet Cantekin: “Ülke olarak geçtiğimiz yıl ekonomik, siyasi ve sosyolojik olarak zor bir sınavdan geçtik. Bu sınavların en zorunu da yaşadığımız hain darbe girişimi sırası ve sonrasında verdik. Bugüne baktığımızda milletimizin birlik ve beraberliği sayesinde bu zor sınavları başarıyla geçtiğimizi görüyoruz.

Geçtiğimiz yıl sadece ülkemiz piyasalarındaki dalgalanmalar değil tüm dünyadaki ekonomik dalgalanmaların etkisini hissettiğimiz bir yıl oldu. Buna rağmen Finansal Kurumlar Birliği üyesi şirketlerin reel sektörü desteklemeye devam ettiklerini gururla söyleyebilirim. Bugün açıkladığımız rakamlarla ekonomiye sunduğumuz katkıyı bir kez daha pekiştirmiş oluyoruz. Birliğimiz reel sektöre sürdürülebilir büyüme için uzun vadeli kaynak sağlamaya devam ediyor. Belirsizlik sürecini başarıyla geride bırakan sektörlerimiz güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyüme için bütün paydaşlarla yakın bir iletişim içinde geleceğe umutla bakıyor” dedi.

FKB çatısı altında temsil edilen üç sektörün finansal performansına ilişkin bilgi veren Cantekin: “2016 yılında olduğu gibi 2017 yılında da küresel gelişmelerin negatif etkilerine karşı, şirketlerin karşılaşacakları finansmana erişim, ticaretin akışkanlığı ve teknolojik altyapının yenilenmesi gibi kalkınmanın önemli olduğu alanlarda en sağlıklı çözümün finansal kuruluşlardan geleceğini beklemekteyiz. 2016 yılında Finansal Kiralama sektörümüzün alacakları yüzde 19,9 artarak 44 milyar TL seviyesine ulaştı. Sektörün aktif büyüklüğü son 1 yılda yüzde 19,3; öz kaynakları ise yüzde 12,6 oranında büyüdü. Bu vesile ile açıklamaktan gurur duyacağımız bir gelişme; Finansal Kiralama Sektör Temsil Kurulunun aldığı karar ile finanse edilen her sözleşme için bir fidan dikilmesi kararı almıştır. 23.12.2016 tarihinde İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü ile imzalanan protokol kapsamında, 2015 yılında finanse edilmiş olan 23.125 adet finansal kiralama sözleşmesine karşılık 23.125 adet fidan dikilerek, FKB-Finansal Kiralama Hatıra Ormanı oluşturulması için gerekli adımlar tamamlanmıştır. Finansal Kiralama Sektör Temsil Kurulumuz bu önemli sosyal sorumluluk projesini 2016 ve takip eden yıllar için de sürdürmek konusunda kararlıdır.

Faktoring sektörüne baktığımızda; 2016 yılı sonu rakamlarında işlem hacmi 122 milyar 761 milyon TL; alacakları ise 31 milyar TL seviyelerinde gerçekleşti. Sektörün aktif büyüklüğü geçen yıla oranla yüzde 24’lük artışla 33 milyar TL seviyelerinde; öz kaynakları ise yüzde 10,9 büyüme ile 5 milyar TL seviyelerinde gerçekleşti. 62 faktoring şirketi ile faaliyet gösteren sektör, her geçen gün genişleyen ve bugün 98 bini aşan müşterisine hizmet vermektedir.

Finansman Şirketleri’ne geldiğimizde ise, 2016 yılı sonu rakamlarında yine geçen yılın aynı dönemine göre karşılaştırdığımızda; sektörün büyüme ivmesinin devam ettiğini görüyoruz. Sektörün işlem hacmi 2016 yılında yüzde 16,2 oranında büyüyerek, 22 milyar TL’yi aştı. Aktif büyüklüğü 33 milyar TL seviyesine erişirken, mikro kredilerde pazara giren yeni üyelerimizle müşteri sayımız 2.439.186 milyon kişiye ulaştı. Alacak büyüklüğü ise 28 milyar TL’ye ulaştı.

2016 yılsonu itibarıyla; Finansal Kurumlar Birliği olarak temsil ettiğimiz bankacılık dışı finans kesiminin toplam finans sektörü içindeki payı; aktif büyüklüğüne göre yüzde 4,0 alacaklara göre yüzde 5,6 ve öz kaynaklara göre de yüzde 4,9’a erişmiş durumda. Yine toplam işlem hacmimizin GSMH içindeki payı da yaklaşık yüzde 6,7 seviyesinde.”

2016 yılını Bankacılık Dışı Finans Sektörü olarak başarılı bir şekilde geride bıraktıklarının altını çizen Cantekin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birlik olarak da önümüzdeki dönemde yapacağımız çalışmalarla ve her üç sektör arasında giderek güçlenen sinerjinin de katkısıyla başarılı performansımızın devam edeceğine inanıyorum. Sadece finansman kaynakları ile değil; her geçen gün gelişen insan kaynağı kalitesi, ihtiyaçlara özel yenilikçi çözümleri, artan işbirlikleri ve yurt çapında genişleyen etki alanıyla reel sektörün artık daha da fazla yanında olacağız. Ayrıca Banka dışı finans kesimi olarak 2017 yılında teknoloji ağırlıklı finans çözümlerimizi arttırarak daha çok sayıda müşteriye ulaşmayı, bu sayede maliyetlerin düşürüldüğü, verimliliğin ve müşteri memnuniyetinin arttırıldığı bir yıl olmasını bekliyorum. Bu kapsamda, 2017 yılında Ticaret Zinciri Finansmanı, Mesafeli sözleşmeler gibi teknoloji destekli projeler için Birliğimiz çatısı altında teknik ve hukuki altyapı çalışmaları devam etmektedir.

6728 Sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile aracılık maliyetlerini düşüren rekabet ortamını iyileştirici sat-geri kirala ile ilgili mevzuattan kaynaklanan sorunların çözümüne yönelik düzenlemeler sektörlerimizin motivasyonunu artırdı. Bu düzenlemeler çerçevesinde, katılım finansman altyapısının ve ürünlerinin geliştirilmesi ve büyütülmesine yönelik olarak da çalışmalara aktif olarak katılıyoruz.

Aynı zamanda, 2017 yılında hükümetimizin gündeminde yer alan İstanbul Finans Merkezi projesi; kaynakların etkin bir şekilde toplanmasını ve dağıtılmasını sağlayan, küresel piyasalarla entegre ve uluslararası alanda hizmet ihraç edebilen bir finans sektörünün oluşmasına katkı sağlayacaktır. Bu kapsamda İFM projesini finans dünyamızı ilgilendiren her türlü düzenlemenin gözden geçirileceği bir platform olarak düşünüyoruz.

İstanbul Finans Merkezi projesi fiziki bir mekândan çok, ülkemizin tamamını uluslararası sermayeye ve yatırımcıya cazip kılacak yasal zeminin oluşmasına imkân sağlayacaktır. Bu bağlamda, IFM Projesinin ilgili kuruluşlarından biri olarak bizler de sektörlerimizin yasal düzenlemeye ihtiyacı olan konularını detaylı olarak gözden geçirdik. Özellikle rekabet koşullarını iyileştiren, aracılık maliyetlerini düşüren ve finansmana erişimi kolaylaştıran düzenlemelerin, İFM kapsamında gerçekleştirilmesi yönündeki çalışmalarımızın bu süreçte sonuçlandırılacağına olan inancımız tamdır.”