EY Türkiye, Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2016 Raporu’nu açıkladı

İşlem sayısı ve hacmindeki önemli düşüş dikkat çekiyor…

EY Kurumsal Finansman Bölümü, her yıl hazırladığı ve bu yıl 15.’sini yayınladığı Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2016 Raporu’nu, bir basın toplantısı ile açıkladı… Rapora göre, tüm dünyada birleşme ve satın alma aktivitesinde işlem hacminde düşüş yaşanırken, küresel işlem sayısı 2015’e paralel bir seyir izledi. Türkiye’de ise işlem sayısında ve hacminde önemli seviyede düşüş gerçekleşti. İşlem değeri açıklanan 101 işlemle toplam 4,6 milyar ABD doları tutarında işlem hacmi yaratıldı. Değeri açıklanmamış işlemlerle birlikte toplam hacim yaklaşık 7 milyar ABD doları oldu. İşlem hacmindeki düşüşü az sayıda büyük hacimli kamu kaynaklı işlemin gerçekleşmesine ve ortalama işlem hacimlerinin düşmesine bağlayan EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Başkanı Müşfik Cantekinler, bu durumun temel nedeni olarak, yurt içinde ve bölgemizde yaşanan güvenlik sorunlarına ve ekonomik sıkıntılara işaret etti. Rapora göre, 2017 yılının işlem hacmi ve yoğunluğu açısından 2016 yılına göre göreceli olumlu ancak yine Türkiye’nin potansiyelinin altında seyretmesi bekleniyor.

Dünyanın önde gelen denetim ve danışmanlık firması EY’nin Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü, her yıl yayınladığı ve bir başvuru kaynağı olarak kabul edilen Birleşme ve Satın Alma İşlemleri Raporu’nun 15’incisini açıkladı. Rapora göre; Türkiye’de işlem sayısında 2010, hacminde ise 2009’dan bu yana en düşük seviye gerçekleşti. 2017 yılı için ise, beklenen kamu kaynaklı işlemlerin ve bazı özel sektör işlemlerinin gerçekleşmesiyle birlikte, 2016 yılının biraz üzerinde ve yaklaşık 10 milyar ABD doları tutarında işlem hacmi öngörülmekte.

2016 yılında küresel, bölgesel ve lokal birçok gelişme ön plana çıktı
2016 yılı, Amerikan Merkez Bankası FED’in 2015 yılı sonunda başladığı faiz artırımı sürecine devam edeceği beklentisinin etkisiyle gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışının hızlandığı ve ekonomilerin olumsuz etkilendiği bir yıl olarak öne çıktı. Kurlardaki dalgalanmanın da ciddi olarak hissedildiği Türkiye ise, yaşanan darbe girişimi, sonrasında ilan edilen ve uzatılan olağanüstü hal ile Ortadoğu’daki savaş ortamının etkileriyle, ekonomik büyümesinin olumsuz etkilendiği ve özellikle üçüncü çeyrekte küçülme yaşadığı bir yılı geride bıraktı.

Rapora göre, 2015 yılında, tüm dünyada birleşme ve satın alma aktivitesinde yavaşlama gözlemlenirken Türkiye’de, özellikle büyük çaptaki kamu kaynaklı işlemlerin ve bazı beklenen özel sektör işlemlerinin gerçekleşmemesinin etkisiyle işlem hacmi azaldı, işlem sayısı ise 2010 yılı ile aynı seviyeye gerileyerek 243 olarak gerçekleşti. 2016 yılında değeri açıklanan 101 işlemle toplam 4,6 milyar ABD doları tutarında işlem hacmi yaratıldı (2015 yılı: 10,7 milyar ABD doları). Değeri açıklanan işlemler arasında milyar ABD doları seviyesini aşan işlem sayısı bulunmazken, 100 milyon ABD doları seviyesini aşan işlem sayısı 17 olarak gerçekleşti. KOBİ’lerdeki yoğun işlem sayısı, geçtiğimiz senelerde olduğu gibi 2016 yılında da devam etti.

Yabancı yatırımcılar, 2015 yılında da olduğu gibi yerli yatırımcıları geride bıraktı
2015 yılında toplam işlem hacminin yüzde 62’sini gerçekleştiren yabancı yatırımcılar, 2016 yılında toplam işlem hacminin yüzde 54’ünü gerçekleştirerek yerli yatırımcıların önündeki yerini korudu. İşlem adedi olarak ise geçen senelerde olduğu gibi, yerli yatırımcılar, yabancı yatırımcıları geride bırakarak, 150 işlem gerçekleştirdi. Yabancı yatırımcıların işlem sayısı ise son 6 yılın en düşük seviyesine gerileyerek 93 oldu.

Yabancı yatırımcıların gerçekleştirdikleri işlem hacminin 2009 yılından bu yana en düşük seviyeye gerilediğine vurgu yapan EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Kıdemli Müdürü Cem Günfer “Yabancı yatırımcıların gerçekleştirdikleri işlem hacminin 2016 yılında 2,5 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleştiğini görüyoruz. Bu rakam, 2015 yılında 6,6 milyar ABD doları seviyesindeydi. Bu düşüşte, yurt içinde ve bölgemizde yaşanan güvenlik sorunlarının önemli rol oynadığını söyleyebiliriz. Ayrıca, ekonomik büyümenin azalması ve kurlardaki dalgalanmalar da yabancı yatırımcıların daha temkinli davranmasına sebep oldu” açıklamasında bulundu.

Özel sermaye fonları daha fazla işlem gerçekleştirdi
2016 yılında özel sermaye fonlarının gerçekleştirdiği işlem adedinde artış gözlemlenirken, işlem hacminde düşüş görüldü. Özel sermaye fonları, 2016 yılında 70 işleme imza atarak, değeri açıklanan işlemlerle toplam 331 milyon ABD doları seviyesinde hacim gerçekleştirmiş oldu. Bu yıl, toplam işlem adedinin yüzde 29’unu oluşturan özel sermaye fonlarının gerçekleştirdiği en yüksek hacimli değeri açıklanan işlem ise Bridgepoint’in Peyman’a ortak olması oldu.

Bu yıl da enerji sektörü hacim bazında birinci olurken, bilişim sektörü adet bazında öne çıktı
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2016 yılında da enerji sektörü işlem hacmi bazında, bilişim sektörü de adet bazında ilk sırada yer aldı. Enerji sektöründe gerçekleşen 30 işlem ile 1,6 milyar ABD doları tutarında işlem hacmi yaratıldı. Sektördeki en yüksek tutarlı işlem, Menzelet HES ve Kılavuzlu HES’in 401 milyon ABD doları bedelle Akfen Holding tarafından İşletme Hakkı Devri ihalesinin kazanılması olarak göze çarpıyor. İşlem adedinde ise çoğunluğu küçük işlemlerden oluşan 70 işlem ile bilişim sektörü öne çıktı. Bunlara ek olarak, önceki senelerde üst sıralarda yer alamayan eğlence sektörü, Mars Entertainment Group’un CJ CGV tarafından satın alınması işlemiyle, işlem hacmi bazında ikinci sıraya yerleşti.

İşlemlerin yüzde 23’ü kamu kaynaklı… Kamu kaynaklı işlem sayısı ve hacmindeki düşüş dikkat çekti
Kamu kaynaklı işlemlerin toplam işlem hacminden aldığı pay 2015’e oranla az seviyede artış göstererek %23 olarak gerçekleşti. Yerli yatırımcıların, geçmiş yıllarda olduğu gibi kamu kaynaklı işlemlerde yine önemli ağırlığının olduğu görüldü. Gerçekleşen en büyük kamu kaynaklı işlem, Akfen Holding’in 401 milyon ABD doları teklif ettiği Menzelet HES ve Kılavuzlu HES İşletme Hakkı Devri ihalesi oldu.

2017 yılına ilişkin beklentilerde 2016 yılı gerçekleşmelerine benzerlik hakim
EY Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2016 Raporu aynı zamanda 2017 öngörülerini de ortaya koyuyor. Raporda Amerikan Merkez Bankası FED’in 2017 yılı boyunca faizleri birden çok kez artıracağı sinyalini vermesinin, içerisinde Türkiye’nin de bulunduğu pek çok gelişmekte olan ülkenin para politikalarını önemli ölçüde etkileme ihtimali olduğu belirtiliyor. Bu konuya ek olarak, yakın coğrafyadaki ve yurt içindeki güvenlik sorunlarının ve ekonomik gelişmelerin de Türkiye üzerinde önemli etkisi olan unsurlar olduğuna dikkat çekiliyor.

Raporda, ayrıca, 2017 yılı için, önceki yıllarda olduğu gibi ağırlıklı olarak küçük ve orta ölçekli işlemlerin yoğun olmasının beklendiği, perakende, sağlık ve imalat sektörlerinde büyük ölçekli işlemlerin gerçekleşme olasılığının bulunduğu belirtiliyor. Ayrıca, enerji sektöründe hem özelleştirmelerin hem de özel sektör işlemlerinin önemli rol oynamaya devam edeceği öngörülüyor.

EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Başkanı Müşfik Cantekinler konuyla ilgili olarak; “2017 yılında, hem ekonomik seyrin hem de güvenlik sorunlarının yatırım ortamı üzerinde belirleyici olacağını düşünüyoruz. Kurlardaki yükselişin, özellikle döviz cinsinden borçlu şirketler için bir risk oluşturduğu açık. Amerikan Merkez Bankası FED’in 2017 yılında faizleri birden çok kez artıracağı sinyali vermesi de kurlar üzerinde etkili olacaktır. Ayrıca, yurtiçinde ve civar coğrafyada yaşanan güvenlik sorunları da yatırımcılar nezdinde değerlendirilen hususlar olarak ön plana çıkıyor. Bu gibi nedenlerle, Türkiye’de 2017 senesinde, 2016’ya göre göreceli olumlu ancak yine durağan bir birleşme ve satın alma ortamının oluşmasını beklemekteyiz.” açıklamasında bulundu.

İş dünyasının 2017 yılı yatırım ortamı beklentisi olumsuz
EY’nin Türk iş dünyasının önde gelen isimleri ve üst düzey yöneticileri ile gerçekleştirdiği, “Türk iş dünyasının birleşme ve satın alma faaliyetlerine bakışı” konulu geleneksel anketinin sonuçları da aynı raporda açıklandı. Buna göre; Mars Entertainment Group’un CJ CGV tarafından satın alınması yüzde 41 oyla yılın işlemi olarak seçildi. Ankete katılanların yüzde 79’u, 2016 yılında gerçekleşen işlem hacminin düşük seviyede gerçekleştiğini belirtirken, 2017 yılında 15 milyar ABD doları altında bir işlem hacmi bekleyenlerin oranı yüzde 91 olarak gerçekleşti. Enerji sektörü, yüzde 18 oyla katılımcılar tarafından 2017 yılında en fazla hareket beklenen sektör olurken, enerji sektörünü, hizmetler, perakende ve yiyecek-içecek sektörleri izliyor. Katılımcıların çoğunluğu (yüzde 51) Moody’s ve S&P’nin Türkiye’nin kredi notunu düşürmesinin etkilerinin sınırlı olacağını düşündüğünü belirtirken, ankete katılan iş adamları ve yöneticilerin yüzde 51’i 2017 yılı yatırım ortamının olumsuz seyredeceğini öngörüyor.

Yurtdışındaki ilk OSB ve Kuluçka Merkezi Chicago Türk Ticaret Merkezi

Türkiye’nin yurtdışındaki ilk OSB ve Kuluçka Merkezi Chicago Türk Ticaret Merkezi (TTC Turkish Trade Center Chicago)

Türkiye, gelecekte güçlü ülkeler arasında yer alma amacıyla 2023 ve 2071 vizyonu oluşturmuş, bilgi üreten ülke kimliğine bürünmeyi hedeflemiştir. Bu kapsamda, Ülkemizin ürettiği bilgi ve geliştirdiği teknolojileri, ülke ve insanlığın yararına yenilikçi ürün, süreç ve hizmetlere dönüştürmeyi amaçlayan İstanbul Teknokent; yeni girişimcilerin Ar-Ge ve yenilik çalışmaları sonucu ortaya çıkaracağı yüksek katma değerli ürün ve hizmetleri ticarileştirecek model mekanizmalar oluşturmaktadır. Önkuluçka, Kuluçka ve Teknoloji Transfer Ofisi hizmetleriyle girişimcilerimizi uluslararası düzeyde rekabet edebilecekleri markalar haline gelebilmeleri için destek vermeye çalışıyoruz.

Bu kapsamda Chicago’da Türk ve ABD’li yatırımcı ve girişimcileri buluşturmayı hedefleyen “Türk Ticaret Merkezi”nin açılışını gerçekleştirdik. Gümrükten muaf serbest bölge olma özelliği de taşıyan, Kuzey Amerika’nın en büyük sanayi bölgesi Elk Grove içerisinde açılan Merkez, bir Kuluçka Merkezi ile Organize Sanayi Bölgesi alanını bünyesinde barındıran yurtdışında kurulmuş ilk Türk girişimi olarak tarihe geçti.

entertech_istanbul_2

İstanbul Üniversitesi Teknokent olarak Tübitak Başkanı Prof. Dr. A. Arif Ergin ve Türkiye’nin Chicago Başkonsolosu Umut Acar’ın katılımıyla “Chicago Türk Ticaret Merkezi (TTC Turkish Trade Center Chicago)” protokolünü imzaladık.

Chicago Foreign Trade Zone olarak organize edilmiş olan 1000 m2 ofis alanına kurulu TTC merkezi, kargo, ulaşım, üretim, otoyollar ve havaalanına çok yakın bir konumda olup Amerika’da bulunan OEM ve distribütörlerin tek bir merkezden tüm hizmetleri alabilecekleri bir merkez olma misyonu üstlenmiştir. Bu alan Chicago yerel yönetiminin vermiş olduğu özel statü ile Gümrükten de muaf olacaktır  ve Foreign Trade Zone olarak Türk ihracatçılarının uzun süreli showroom, depo, satış sonrası bakım ve servis merkezi ile ticaret ofisine gümrüksüz ithal etmelerine olanak sağlayacaktır. Ayrıca hem Amerika hem de Türkiye Cumhuriyeti (Ekonomi Bakanlığı ve KOSGEB) hibe destekleri ile makina ve imalatçı firmaları bir araya getiren ticaret platformu olması planlanmaktadır.

Bu merkez Türk firmalarının ABD pazarına açılma ve yerleşik hale gelmeleri için tüm konularda danışmanlık hizmetleri sunacak. Bunların yanı sıra nitelikli ve yüksek teknoloji odaklı Türk girişimcilerine de kuluçka hizmeti verilecek olan Chicago Türk Ticaret Merkezi bünyesinde, Türk yatırımcıların ABD’de rekabet edebilirliklerini sağlamak amacıyla inovasyona dayalı bir büyüme yaklaşımı benimsenecektir.

entertech_istanbul_3Teknokentimizde faaliyet gösteren şirketlerin; Yurtdışı pazarlarda ihtiyaç duydukları ofis hizmetlerinin verilmesi, uluslararası pazarlarda algı ve prestij açısından karşılaşabilecek zorlukların aşılması konusunda destek verilmesi, Mühendisliği ve Arge’si Türkiye’de gerçekleşen ürünlerin gelişmiş pazarlarda yer alması sağlanarak katma değeri yüksek ürünlerde ihracatın arttırılması ve İşletmelerin hızlandırma programlarına katılmasının sağlanması hedeflenmektedir.

Ülkemizin 2023 hedeflerinde de yer alan ihracat rakamlarına ulaşabilmesi için uluslararasılaşma basamağının son derece önemli olduğunu düşünmekteyim. Yurtdışı pazarlarını tanıma, yeni bir ekosistemi öğrenme fırsatı, alternatif yatırımcılar ile biraraya gelebilme ve uluslararası yetkinlik kazanma açısından Chicago’daki merkezimizin güzel bir örnek teşkil etmesini temenni ediyorum.
Yasin EROL
                                                                                   İstanbul Teknokent A.Ş.                                                                           Genel Müdür

                                                                                                                                  

Değer verdikleriniz her an gözünüzün önünde ve güvende

Değer verdikleriniz her an gözünüzün önünde ve güvende

Türkiye’nin ilk akıllı güvenlik hizmeti Pronet Plus, kullanıcılarına ev ve işyerlerinden uzakta olsalar dahi her an olan bitenlerden haberdar olabilme imkanı sunuyor. Mekanda bir hareket olduğunda anında algılayarak, kullanıcılarına anlık bildirimlerle durumu iletiyor. Akıllı Video hizmeti sayesinde ise, bu bildirimler görüntülü olarak da iletilebiliyor. Ev veya işyerinin canlı yayında veya geçmişe dönük olarak izlenebilmesini sağlıyor.

Bugün teknolojinin getirdiği yenilikler ve giderek hızlanan günlük yaşam, güvenlik tanımının çerçevesini genişletiyor. Artık güvenlik sistemleri kent yaşamında ihtiyaç duyulan kişiye özel güvenlik ve konfor standartlarını da yeniden belirliyor. Pronet’in sunduğu Pronet Plus Akıllı Güvenlik Hizmeti, tüm bu ihtiyaçlara en yeni teknolojilerle yanıt veriyor. Örneğin alarm sistemini uzaktan açıp kapatabilmek mümkün oluyor. Fakat elbette sunulan hizmet bununla sınırlı değil…

Anne babaların aklı evde kalmıyor
Anne babalar için en önemli konulardan biri çocuklarının güvenliği. Bakıcı zamanında geldi mi, çocuklar okuldan eve ne zaman vardı gibi soruların yanıtları, Pronet Plus sisteminin kullanıcıya ilettiği anlık cep telefonu bildirimleriyle öğrenilebiliyor. Hatta sisteme ek olarak dahil edilebilen Akıllı Video hizmeti sayesinde anne babalar evini canlı yayında izleyebiliyor veya mekandaki hareketi görüntülü bildirim olarak da alabiliyor. Örneğin, balkon kapısının açıldığı uyarısı kısa bir video klip ile kullanıcının cep telefonuna anlık bildirim olarak iletilebiliyor.

Eczacılar, kuyumcular, avukatlar ve doktorlar da kullanıyor
Pronet Plus, işyerlerini de güvenle koruyor. İşletme sahipleri uzakta olsalar bile olup bitenlerden kolayca haberdar olabiliyor. Restoran, kafe, eczane, kuyumcu veya mağazası olan işletme sahipleri, dükkanın tam saatinde açılıp kapandığından emin olabiliyor, dükkana ilk kim geldi, en son kim çıktı, seyahatte bile olsa, cebinden takip edebiliyor. Sistemi avukatlar ve doktorlar da aynı şekilde büroları ve muayenehaneleri için kullanıyor. Çalışanlar alarmı kurmayı unutsa bile, işletme sahibinin haberi oluyor ve sistemi uzaktan kurup kapatabiliyor.

Özel alanlar ve kasalar güvende
Pronet Plus işyeri ve evlerdeki özel mekanlar için tam koruma sağlıyor. Eğer biri girmemesi gereken bir yere girmeye çalışırsa, o bölge için özel olarak uyarlanmış sistem sayesinde ev veya işletme sahibinin bu durumdan anında haberi oluyor. Hatta bu sistem kasa kapılarına bile uygulanabiliyor. Akıllı Video sayesinde, odanın veya kasanın kapısını kimin açtığı anlık görüntülü bildirim ile kullanıcıya iletiliyor.

Schneider Electric Akım Korumalı Prizler

Schneider Electric Akım Korumalı Prizler, Hassas Elektronik Cihazlar için Kusursuz Koruma Sağlıyor!

APC by Schneider Electric tarafından geliştirilen Akım Korumalı Prizler, hassas elektronik cihazlara kalıcı zarar getirebilecek aşırı gerilime karşı içerisindeki devre mekanizması ile aşırı yüke karşı ise içerisindeki sigorta ile koruma sağlar.

Aynı zamanda cihazın kullanım ömrünü azaltabilecek olan elektrik hattı üzerindeki parazit ve gürültülere karşı elektromanyetik, radyo frekans gürültü filtresi ile hassas elektronik cihazların kullanım ömrünün azalmasına engel oluyor.

Entegre kritik güç ve soğutma hizmetlerinde global bir lider olan APC by Schneider Electric, elektronik cihazların kullanım ömrünün kısalmaması ve kalıcı hasarlara maruz kalınmaması için aşırı gerilim, elektriksel gürültü ve parazitlere karşı koruma sağlayan Akım Korumalı Priz serisini sunuyor.

Elektrik hattına yakın yerlere yıldırım düşmesi, binada veya dairede yüksek gerilime ihtiyacı olan birtakım cihazların çalışması, yanlış kablo bağlantıları ve elektrik kesintileri nedeniyle voltajda yaşanan değişimler elektronik cihazların bozulmasına neden oluyor. Özellikle LCD ekranlar, yüksek performanslı bilgisayarlar, ses sistemleri, projektörler büyük güç dalgalanmalarıyla akım korumalı prize bağlı olmadığı takdirde kullanılmaz hale gelebiliyor. APC by Schneider Electric’in geliştirdiği Akım Korumalı Prizler, hızla kullanımı artan hassas elektronik mekanizmaya sahip olan cihazları bu tip cihazı kullanılamaz hale getirebilecek gerilim dalgalanmaları aşırı yüke karşı koruyor.

Akım Korumalı Prizler tekli, 5’li, 6’lı ve 8’li modelleriyle hassas elektronik cihazların aşırı gerilim ve uzun vadede kullanım ömrünü̈ azaltan elektriksel gürültüler nedeniyle bozulmalarına engel oluyor. Bu prizler, içerisindeki özel devre mekanizması ile aşırı gerilim durumlarında kullanılarak kendisine bağlı olan sistemleri koruma altına alıyor. Yeniden kullanılabilme özelliğine sahip termik sigorta ile aşırı yüke karşı ve Elektromanyetik, radyo frekans gürültü filtresi ile elektrik hattı üzerindeki parazit ve gürültülere karşı koruma da sağlıyor. Üzerine basılarak yeniden kullanılabilme özelliğine de sahip olan Akım Korumalı Priz içerisinde bulunan filtre ile bağlı olduğu ekipmanı elektromanyetik ve radyo frekansını parazitlerden de koruyor.

Akım Korumalı Prizlerin 5’li, 6’lı ve 8’li modellerinde üzerlerinde bulunan “Ground Ok” LED’i sayesinde bina toprak hattı kontrolünü de gerçekleştirir. APC Akım Korumalı Prizler aşırı gerilim durumunda kendi içerisinde devre mekanizması zarar görse bile hassas elektronik cihazlara aşırı gücün ulaşmasını engelleyerek hassas elektronik cihazlarınız için kusursuz korumayı bu sayede tamamlamış olur.

Akım Korumalı Prizler’in 6’lı ve 8’li modellerinde telefon, network veya coax hattı giriş̧-çıkışı sayesinde veri hattında oluşabilecek aşırı gerilime karşı da koruma sağlayabiliyor. 5’li ve 6’lı prizlerin USB çıkışa sahip modellerinde de cep telefonu vb. cihazlar şarj edilebiliyor.

Canon PowerShot G9 X Mark II

Canon, şık, ince ve tarz sahibi aynasız modeli PowerShot G 9X Mark II’yi tanıttı. Saniyede 8.2 karelik süper yüksek hıza sahip G9X Mark II, 3x optik zum ve 28mm geniş açı lensiyle göz alıcı portreler ve güzel manzaralar çekme imkanı sunuyor. Önceki modellerden yüzde 25 daha küçük olan model, 206 gramlık ağırlığı ve gelişmiş özellikleriyle tam bir cep canavarı!

İstanbul, 11 Ocak 2017 – Canon, büyük ilgi gören PowerShot G serisini, cepte taşınabilecek tasarımlı süper ince yeni modeli PowerShot G9 X Mark II ile yenilediğini duyurdu. 8,2 kare/sn.’ye kadar süper yüksek sürekli çekim hızları, büyük 1,0 tip 20,1 megapiksel sensör ve Canon’un DIGIC 7 işlemcisine sahip olan yeni fotoğraf makinesi, deklanşöre her bastığınızda hemen harekete geçen hassas bir performans ve göz alıcı sonuçlar sunuyor. İster güvenilir bir yoldaş arayan tutkulu bir fotoğrafçı olun, ister akıllı telefondan fotoğraf makinesine yükseltme yapmak isteyen bir kullanıcı olun, PowerShot G9 X Mark II yanınızda taşımaya değer bir fotoğraf makinesi olacak.

28mm geniş açılı lens
DIGIC 7 ve CMOS sensöründen güç alan PowerShot G9 X Mark II önemli ölçüde iyileştirilmiş performans ve yüksek kaliteli sonuçlar sunar. Paralel sabitleme işlemi kullanılarak 3,5 duraklı düzeltme olanağı sunan çift algılamalı görüntü sabitlemesi, hareket halinde çekim yapmak için idealdir ve elleriniz sabit olmasa bile kareyi sabit tutar. Bu fotoğraf makinesi, sokak sanatçılarından, karşınıza aniden çıkan sürpriz hayvanlara kadar spontane anlarda, 8,2 kare/sn.’de sürekli çekim performansını koruyabilir, bu performansa eşlik eden 0,14 saniyelik otomatik odaklanma kapasitesiyle çekime her an hazır halde olabilir ve çekim koşullarına ayak uyduran bir fotoğraf makinesine sahip olabilirsiniz. Her şeyin çekimini yapabilmeniz için, PowerShot G9 X Mark II’de 3x optik zum ve 28mm geniş açı lensi bulunmaktadır. Bu özellikleri sayesinde göz alıcı portreler de, güzel manzaralar da çekebilirsiniz.

Unutulmaz anlar, ışıklandırma koşulları ne olursa olsun, mükemmel netlikte kayda geçirilir. Makinenin sensörü paraziti önemli oranda azaltırken, dinamik aralığı genişleterek gündüz veya gece tutarlı performans sunar. Aynı zamanda f/2.0 lensi daha fazla ışık girişine izin vererek, size düşük ISO veya yüksek enstantane hızlarını kullanma özgürlüğü ve fonda hoş bir bulanıklık yaratma olanağı tanır. Hareketli nesnelerin çekimindeki hareket bulanıklığı için, yeni Otomatik Nötr Yoğunluk (ND) filtresi, perdeye ulaşan ışığı sınırlandırarak aşırı pozlama görülmeden uzun enstantane hızlarını kullanmanızı sağlar.

Profesyonel kalitede videolar
İçinizdeki videografı açığa çıkartın ve harika Full HD filmler çekin; DIGIC 7’nin iyileştirilmiş konu takip kapasitesi büyük, ani hareketlerden yüz mimiklerindeki küçük oynamalara kadar her şeyi yakalamanızı garantiler.

Dağa tırmanırken veya bir şehri keşfe çıkmışken çekim yapmak için sabit pozisyona geçmeniz gerekmez. Canon’un Dinamik Görüntü Sabitlemesi, fotoğraf makinesi sarsıntılarını otomatik olarak düzelterek, istediğiniz açıdan veya hareket halindeyken çekim yapmanıza yardımcı olur. Özgün eserler üretebilmeniz için PowerShot G9 X Mark II’de size yaratıcı kontrol sunan çeşitli ayarlarla birlikte Zaman Aşımlı film çekme özelliği bulunur.

Cep canavarı
PowerShot G9 X Mark II, minimalist bir tasarım ve retro tarzda, kendinden önceki modellerden %25 daha küçük, zarif ve kompakt bir alüminyum gövdeyle olağanüstü bir performans sunar. Sadece 206 gram ağırlığa sahip olan bu fotoğraf makinesi cepte taşımak için idealdir ve size yük olmaz. Bu fotoğraf makinesi, bir sürü fiziksel tuşu ortadan kaldırıp ayarlara erişim ve ayarlar üzerinde tam kontrol olanağı sunan sezgisel LCD dokunmatik ekranıyla minimalist bir tasarıma sahiptir. Lens Kontrol Halkası ise diyaframı, enstantane hızını ve zumu daha iyi kontrol edebilmenizi sağlar.

Wi-Fi ile her zaman bağlı
Wi-Fi tuşu aracılığıyla tek bir tuşa dokunarak her zaman bağlantı halinde kalabilirsiniz. Dinamik NFC sayesinde çabucak internete bağlanabilir ve makinedeki görüntüleri Canon Connect Station da dahil uyumlu akıllı cihazlara aktarabilir, fotoğraf ve videolarınızı kolayca paylaşabilir ve güvenli bir şekilde depolayabilirsiniz. Yeni Bluetooth uyumluluğu, fotoğraf makinesiyle sürekli bağlantı halinde kalmanız, dolayısıyla fotoğraf makineniz başka bir yerde olsa bile telefonunuz veya tabletiniz aracılığıyla fotoğraflarınızı görebilmeniz ve paylaşabilmeniz anlamına gelir. Bu özelliklerin size sunduğu bir başka avantaj akıllı cihazlarınızı kullanarak Kablosuz Uzaktan Çekim yapabilmenizdir. Dolayısıyla lensin ön tarafına siz de geçip grup çekiminin bir parçası olabilir ve dikkat çekici özçekimler yapabilirsiniz. Makinenin USB ile şarj edilebilmesiyle, maceraların size götürdüğü her yerde makinenizi rahatlıkla şarj edebilirsiniz.

PowerShot G9 X Mark II – Temel özellikler:
Her türlü ışıklandırma altında üstün görüntü kalitesi sunan cep boyutlu fotoğraf makinesi
Şık ve basit kontrollerle çekim yapın
Kolaylıkla olağanüstü, paylaşılmaya değer Full HD filmler çekin
Zahmetsiz yaratıcılık için tasarlandı
Eserlerinizi anında dünya ile paylaşın

Alcatel A3 XL 6” akıllı telefon

Alcatel’in en yeni akıllı telefonu 4G bağlantısı, parmak izi tanıma ve 6 inçlik yüksek çözünürlüklü ekranıyla muhteşem bir ses kalitesi sunuyor.
Büyüleyici bir deneyim için geniş, 6 inç HD ekran
4G bağlantı özellikleriyle sürükleyici bir hız
Parmak izi tanıma özelliğiyle olağandışı işlevsellik ve güvenlik
Markanın “A” sınıfı ekonomik premium akıllı telefonlarından biri olan yeni Alcatel A3 XL yeni ve göz alıcı bir tasarım anlayışının ürünü ve en belirgin özelliği ise etkileyici bir görüntü deneyimi, canlı renkler ve 3D dokular sunan 6 inçlik HD ekranı.

Ekstra büyük ekranlı ve tamamen 4G uyumlu bu yeni akıllı telefon kullanıcıların çok çeşitli oyun deneyimleri yaşamasına olanak tanıyor. Telefon çeşitli özel uygulamalarla yüklü bir şekilde sunuluyor ve üst seviye teknolojiyi uygun bir fiyata kullanıcılara sunuyor.

TCL Communications Akıllı Bağlantı Departmanı Başkan Yardımcısı Vittorio Di Mauro, A3 XL hakkında şunları söyledi: “Bu yeni ve büyük ekranlı Alcatel A3, yaratıcılıkta sınır tanımayan kullanıcılarımızın en iyi HD filmleri izlerken her açıdan mükemmel bir multimedya deneyimi yaşamasına olanak tanıyor. Bu deneyime yüksek hacimli veri transferi gerektiren oyunlar da dahil. Kısacası kullanıcılar A3 XL’e harcadığı paranın karşılığını fazlasıyla alıyor.”

Parmak izi tanıma özelliği sayesinde telefon bir dokunuşla açılabiliyor. Bu özellik ayrıca gelen aramaları yanıtlamak, fotoğraf çekmek, belgeleri şifrelemek ve diğer uygulamalara kolayca erişmek için de kullanılabiliyor.

Vittorio Di Mario sözlerini şöyle sürdürdü: “Parmak izi tanıma özelliğinin, daha yüksek güvenlik ve kolay erişimin yanı sıra dikkat çeken bir diğer yanı ise bu özelliği sunduğumuz fiyat seviyesi. Bizim misyonumuz akıllı telefonları herkes için daha erişilebilir, ekonomik ve eğlenceli hale getirmek. Bunu Alcatel A3 XL ile başardık ve bu telefon bütçesini sarsmadan bütün teknolojik özellikleri bir arada görmek isteyenler için harika bir seçenek.”

Yeni Alcatel A3 XL’ın sundukları saymakla bitmez! İki kamerasının her ikisi de flaşlı olan A3 XL özçekimler için çok uygun. Ayrıca içinde fotoğrafları ve albümleri geliştimeye ve kişiselleştirmeye yarayan pek çok uygulama var.

Bu baş döndüren akıllı telefon 2017’nin ikinci çeyreğinde Avrupa’da piyasada oalcak.

TCL MOVEBAND akıllı bileklik

TCL MOVEBAND akıllı bileklik teknolojiyi modayla buluştururken ekstra uzun pil ömrü, İtalyan tasarım seçenekleri ve pratik hareket kontrolü işlevlerini çok uygun bir fiyata sunuyor.
– Teknoloji ve modanın mükemmel birleşimi
– Hayatın hızını yakalayan extra uzun pil ömrü
– Moda tutkunları için İtalyan tasarım

Bu yeni ve şık akıllı bilekliğin şarjı tamamen doldurulduktan sonra standby modunda 30 gün dayanıyor. Tamamen şarj olması ise sadece iki saat sürüyor. Pratik hareketli kontrol fonksiyonu sayesinde kullanıcılar yalnızca bir bilek hareketiyle uygulamaları, örneğin müzik çaları veya fotoğraf makinesini kullanabilir.

Duruma göre renk ve tarzını değiştirmeyi sevenler ise, TCL MOVEBAND’in değiştirilebilir renklerinden ve gerçek deri bileklik seçeneklerinden faydalanabilir. Ürün paketinde başlangıç olarak iki seçenek bulunuyor: kadınlar için çift dönüşlü kayış ve ünisex tek dönüşlü kayış.

Akıllı bileklik, kullanıcıların mesajlar, aramalar ve e-postalar gibi temel gündelik faaliyetlerini kolayca takip etmelerine yardımcı oluyor. Ayrıca fiziksel aktiviye, sağlık ve uyku takibi yapıyor. Tüm bunlar kullanıcıların gündelik programlarını kolayca yönetebilmelerini, fit kalmalarını ve aile ve arkadaşlarıyla bağlantılarını koparmamalarını sağlıyor. MOVEBAND, TCL Communication’ın MOVE giyilebilir ürünler serisini hareketi seven kullanıcılar için genişletiyor.

Vittorio Di Mauro MOVEBAND hakkında şunları söyledi: “Bizim hedef kitlemiz teknolojik yenilikleri seven ancak sırf moda diye her şeyi denemeyen bir kitle. Bu yüzden büyük harcamalar yapmaktan kaçınıyorlar ancak kendini kanıtlamış markaların üstün özellikleri şık tasarımlarla birleştiren ürünlerine makul fiyatlarla sahip olmak istiyorlar.”

Yurt dışından vergisiz alışveriş sınırı 30 euroya çekildi

Yurt dışından online alışveriş yapmak isteyenler artık iki kez düşünecek. Bir ay önce 150 euroya kadar kargolanan ürünlere uygulanan vergi muafiyetinde sınır önce 75 euroya şimdi de 30 euroya düşürüldü. KPMG Türkiye Gümrük ve Dış Ticaret Direktörü Hakan Uçak, “Yurt dışından sıklıkla sipariş edilen kitap veya video oyunlarında artık 30 Euro sınırı aşılırsa vergisi ödenecek” dedi.

Online alışveriş yapanlara ikinci vergi sürprizi.Vergi muafiyet sınırı 75 eurodan 30 euroya düşürüldü. Artık 30 euro üzeri alışverişlerde, gümrük vergisi ödenecek.
Gümrük mevzuatındaki son düzenlemeye dikkat çeken KPMG Türkiye Gümrük ve Dış Ticaret Direktörü Hakan Uçak, “Hızlı kargo kapsamındaki ithalatlarda 150 euro değerindeki gönderilere vergi muafiyeti uygulanıyordu. 2017 yılında hayata geçirilen yeni düzenlemeyle limit güncellendi ve 30 euro olarak belirlendi. Artık yurt dışından alışverişi tercih edenlerin 30 euro sınırına dikkat etmesi gerekiyor. Sıklıkla sipariş edilen kitap, video oyunları gibi kalemlerdeki tutar 30 euroyu aşarsa alışverişlerde gümrük vergisi ödenecek” dedi.
Yurt dışından her şeyi getirmek mümkün değil
Hızlı kargo kapsamında her ürünün ithaline izin verilmediğini de hatırlatan Uçak, “Cep telefonu, kozmetik, takviye edici gıdalar, tütün ve alkollü içeceklerin hızlı kargo kapsamında ithali yasak. Yurt dışından alışveriş yapanların bu durumu da dikkate almaları gerekiyor” ifadesini kullandı.

Sınır ötesi M&A pazarı 1,1 trilyon dolara ulaştı

Teknoloji tüm dünya şirketlerini değişime zorladı…

Teknolojinin yol açtığı kırılma tüm dünya şirketlerini, değişim ve dönüşüme zorladı. Kendilerine yatırım yapma zorunluluğu duyan şirketler, küresel M&A pazarının trilyon dolarlık hacimlere ulaşmasını sağladı. KPMG’nin küresel M&A pazarının nabzını tuttuğu araştırmanın sonuçları açıklandı. Rapora göre en önemli 100 küresel birleşme ve satın alma işleminde ABD başrolü oynadı. 

KPMG Birleşme ve Satın Alma Danışmanlığı Lideri Hande Şenova, KPMG tarafından hazırlanan küresel M&A pazarının araştırıldığı raporu değerlendirdi. Şenova, “ABD’li şirketler en büyük 100 işlemin 54’ünde hedef şirket, 39’unda ise alıcı konumdaydı. Sektörler arası birleşme ve satın almalar 2016 yılında zirve yaparken, tüm dünyada sınır ötesi M&A pazarı 1 trilyon 136,5 milyar dolara ulaştı. Time Warner’ın AT&T tarafından 85,4 milyar dolara alınması geçtiğimiz yılın en büyük satın alması oldu” dedi.

Eskinin ‘bekle ve gör’ politikasının pek çok şirket için artık sürdürülebilir bir strateji olmadığını belirten Şenova, “Teknolojinin yol açtığı kırılma dünyanın hemen her yerinde görülüyor. Bu durum yeniden kendilerine yatırım yapmaları gerektiğini kavrayan şirketleri iş modellerini değiştirmeye, hatta bazı radikal değişikliklere yöneltiyor” dedi. Şenova, “Şirketler kapasitelerini veya yetkinliklerini genişletmek amacıyla başka sektörlere yöneldikçe sektörler arası birleşme ve satın almaların sayısı da artıyor. Sektörler arası işlemler, 36 bin 815 işlemde 18 bin 660 adet ile tüm işlemlerin yüzde 50’sini oluşturdu” şeklinde konuştu.

Sınır ötesi işlemler 1 trilyon 136,5 milyar dolar oldu

Önümüzdeki dönemde kilit pazarlarda giderek artan korumacılık söylemlerinin sınır ötesi birleşme ve satın almalar üzerindeki etkilerini takip etmenin heyecanlı olacağını belirten Şenova, şunları ekledi: “Şirketler olası birleşme ve satın almalarda kendi ülkelerine daha yakın konumları mı tercih edecek? Sanmıyoruz çünkü yatırımcılar büyümek için genellikle mevcut coğrafya veya yetkinliklerinin dışına çıkmayı tercih ediyor. Sınır ötesi birleşme ve satın alma oranı ise son 5 yıl boyunca yüzde 28 ile yüzde 30 arasında hemen hemen aynı seviyelerde seyretti. Tamamlanan sınır ötesi işlemlerin toplam değeri 2009 yılından bu yana en yüksek seviyeye ulaşarak 1 trilyon 136,5 milyar dolar oldu. Bu rakam tüm dünyada gerçekleştirilen işlemlerin toplam değerinin yüzde 42’sini ifade ediyor.”

2017’de para, iş modellerini dönüştürmeye gidecek

Sektörler arası işlemlerin 2016 yılında da toplam işlemlerin büyük bir kısmını oluşturduğuna dikkat şeken Şenova, “2011 yılında yüzde 46 olan bu oran yüzde 50’ye yükseldi. Şirketlerin başka pazarlarda büyüyerek iş modellerini dönüştürmeyi tercih ettikleri bir ortamda 2017 yılında da paranın bu tür yatırımlara gideceğini söyleyebiliriz” dedi. Şenova şöyle devam etti:

“Sektörler arası birleşme ve satın almaların ortalama değeri sınır ötesi işlemlerin ortalama değerinden çok daha düşük görünüyor. Bunun nedeni, sektörler arası işlemlerin stratejik satın almaların aksine taktik amaçlı olması olabilir mi? Sınır ötesi – sektörler arası işlemler arasındaki başka hangi farklar bunu açıklayabilir? Çin, hâkim oyuncu konumunda ve sektörler arası en önemli 25 işlemin 11’inde Çinli alıcılar var. Bu işlemlerin yarıdan fazlası da Çin’de gerçekleştirilmiş. Satın alma hedeflerine baktığımızda da Çin’in ABD ile birlikte yine en önde olduğunu görüyoruz. Sektörler arası 25 işlemin 7’sinde hedef şirket bu iki ülkedendi.

Makro seviyede baktığımızda bu veriler, son 5 yıl boyunca sektörler arası birleşme ve satın alma oranının arttığını ancak toplam değerinin sabit kaldığını gösteriyor. Sınır ötesi işlemlerde bu durumun tam tersi olduğunu, işlem sayılarının azaldığını ancak toplam işlem değerinin rekor kırdığını görüyoruz.”

M&A şirketler için kritik olmayı sürdürecek 

Birleşme ve satın almaların değişim arayan şirketler için kritik olmayı sürdüreceğini belirten Şenova, “Şirketlerin, organik olarak başarabileceklerinden çok daha hızlı ve radikal bir dönüşüme ihtiyacı var. CEO’lar da bunun farkında. Üstelik bunun kısa vadeli bir tepkiden ziyade dünyanın önde gelen şirketlerinin liderlik edeceği uzun vadeli bir trend olmasını bekliyoruz. 2017 yılında, artan kârlılıklar ve büyüyen şirket bilançolarıyla birlikte, piyasadaki birleşme ve satın alma kapasitesinin yüzde 11 artması bekleniyor. Müşterilerimizin hızla değişen bir ortamda fırsatlar ile riskler arasında başarılı bir denge kurabilmelerine yardımcı olmayı sürdüreceğimiz 2017 yılında heyecanlı bir yolculuk bizi bekliyor” şeklinde konuştu.

Asya Pasifik bölgesinde kapasite artacak

Şenova, “Tahmin edilen iştahın en fazla yükseldiği bölge yüzde 17 ile Latin Amerika ve bunun neredeyse tek nedeni şirketlerin artan piyasa değerleri. Tahmin edilen kapasite bakımından öne çıkan bölge ise yüzde 21 ile Asya Pasifik. 2016 yılında özellikle Asya Pasifik bölgesinden alıcılar aktifti ve gerçekleştirilen her beş büyük işlemin üçünde Çin, Hong Kong ve Singapurlu şirketlerin imzası vardı” dedi.

Türkiye’de enerji sektörü hareketli

Hande Şenova’nın, Türkiye’de sektörler bazında M&A pazarıyla ilgili değerlendirmesi ise şöyle:

Finansal Hizmetler: Bankacılık sektörü, 2015 yıl sonu ve 2016 yılını birleşme ve satın almalar açısından oldukça aktif geçirdi. NBG tarafından satışa çıkarılan Finansbank potansiyel alıcılar tarafından oldukça ilgi gördü. Katar merkezli QNB Grubu, Finansbank A.Ş.’nin yüzde 99,81’ini 3 milyar dolara satın aldı. HSBC’nin Türkiye’den çıkış kararının ardından başlayan potansiyel alıcılarla görüşmelerinden olumlu sonuç çıkmayınca HSBC, operasyonlarını yeniden yapılandırarak Türkiye’deki varlığını sürdürmeye karar verdi. Ayrıca, 2016 yılında özel sermaye fonu Abraaj’ın, IFC ve EBRD’nin ardından, Fibabanka’nın yüzde 9,95 hissesini satın alması ilgi çeken yatırımlardan biri oldu.

2017 yılında ise Türkiye’deki mevcut konjonktür, artan jeopolitik riskler ve dünyadaki belirsizlik ortamının yükselmesi nedeniyle, tüm birleşme ve satın alma işlemlerine paralel olarak finansal hizmetler sektöründe de aktivitenin azalması bekleniyor.

Enerji ve doğal kaynaklar: 2016 yılında Türkiye enerji piyasalarında satın alma ve birleşme işlemlerinin sayısı daha önceki yıllar kadar çok olmasa da büyük tutarlı işlemler gerçekleşti. Özellikle, Menzelet-Kılavuzlu Hidroelektrik Santralleri 1 milyar 250 milyon lira, Almus-Köklüce Hidroelektrik Santralleri 750 milyon lira ve Türkiye Petrolleri Dağıtım AŞ 490 milyon liraya özelleştirilerek, 3 işlemde 2,5 milyar liralık gelir sağlandı. 2017 yılında devlet garantili yenilenebilir enerji ihaleleri ile özelleştirmelerin devam etmesini öngörüyoruz.

Endüstriyel üretim: Sanayi üretiminde Japon ve Amerikalı yatırımcıların birleşme ve satın alma ilgileri devam etti. Avrupa merkezli yatırımcı makine sanayiinde bir üretim şirketine ortak oldu. Bunun dışında teknolojik gelişmelere karşı ayakta durabilmek adına endüstriyel alanda faaliyet gösteren firmaların araştırmaları ve insiyatifleri yurtdışı odaklıydı. Bazı küçük yazılım ve teknoloji şirketlerine yatırım fırsatlarını değerlendiren endüstriyel oyuncular da küresel rekabet koşullarında teknoloji gelişimini bu şekilde takip edebildi.

Tüketici ürünleri: Geçen yıl Türkiye’de de en hareketli sektörlerden biriydi. Perakende alanında Migros – Tesco Kipa işleminin de etkisiyle bir yükselme yaşandı, bazı gıda firmalarında mevcut girişim sermaye fonlarının başka bir fona satışı da söz konusuydu. Amerikalı, Japon ve Alman yatırımcıların gıda benzeri üretici firmalara yatırım yaptığı gözlemlendi. Diğer işlemler ise lokal yatırımcılar arasında el değiştirmeler şeklinde gerçekleşti.

Sağlık hizmetleri ve ilaç: Türkiye’de büyük ölçekli ilaç firmalarının dünya devleri tarafından ilgi görmesi azalan bir trend olsa da hala büyümeye devam eden ilaç firmaları birleşme ve satın alma potansiyelini koruyacak gibi duruyor. Bu sektörde 2016’da tamamlanan birleşme ve satın almalarda yatırımcılar Japonya, İsviçre ve Hindistan bölgesindendi. Medikal ekipman tarafında dağıtımını gerçekleştirdikleri lokal şirketlere ortak olarak elini taşın altına koyan yabancı yatırımcı, ülkedeki büyüme ve gelişim sürecine de ortak olmayı hedefliyor. Sağlık sektörü dahilinde hastane el değiştirmeleri bu yıl da lokal yatırımcının kendi içinde en çok konuştuğu işlemlerden biri olmayı sürdürdü. Regülasyon uyumu çerçevesinde bazı yapılanmalar, ruhsat ve fikri mülkiyet haklarının değerlendirilmesi de bu yılki konulardan birkaçıydı.

Kimya: Sektörde yine ABD’li ve Japon menşeili yatırımcıların ilgisi görüldü. Boya ve benzer kimyasallar alanında Uzak Doğulu yatırımcıların sektöre ilgisinin önümüzdeki dönemde de devam etmesi bekleniyor.

Teknoloji, Medya ve Telekom: Medya sektöründe genelde lokal şirketler veya Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı medya şirketleri, tamamlayıcı alanlara küçük yatırımlar ve satın almalar yaparak yılı bitirdi. Mars sinemalarının Uzak Doğulu yatırımcı grubuna satışı sektördeki önemli işlemlerden biriydi.