Avrupa yenilebilir enerji yatırımlarında yeniden ivme kazanıyor

EY’nin 48. Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi’nde Fransa, Belçika, İsveç, İrlanda, Norveç ve Finlandiya gibi gelişmiş ülkeler yükseliş gösterirken, Birleşik Krallık geriledi. Bununla birlikte yenilenebilir enerji projelerinin finansmanında kullanılmak üzere 2016’nın ilk 7 ayında satılan 48,2 milyar dolarlık yeşil tahvilin büyük bölümünün Avrupa kaynaklı olduğu belirtiliyor

Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY, 48. Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi (RECAI) sonuçlarını açıkladı. Endekste, Mayıs 2016’da gelişmekte olan piyasaların gerisine düşen Avrupa ülkelerinin yeniden ivme kazandığı görülüyor. 40 ülkenin yenilenebilir enerji yatırımları bakımından sıralandığı endekste Fransa, önümüzdeki üç yıllık dönemde 3 GW’lik yeni güneş enerjisi kapasitesi oluşturmaya yönelik planı ile bir basamak yükselerek 7. sıraya yükseldi. Ayrıca ülkede güneş paneli üretimini gerçekleştirecek bir fabrikanın inşası da devam ediyor. Endekste Belçika 18, İsveç 20, İrlanda 30, Norveç 32 ve Finlandiya 35. sıraya yükselirken, ABD 1, Çin 2, Hindistan 3, Şili 4 ve Almanya ise 5. sıradaki yerlerini koruyor. Norveç ile Almanya arasında inşa edilecek 2,3 milyar dolarlık deniz altı tünel ile ilgili çalışmalar, iki ülke arasında yeni bir hidro-rüzgâr tesisi kurulması fırsatı sunuyor.

Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı alan Birleşik Krallık, Avrupa ülkelerinin yenilebilir enerji yatırımlarında gösterdiği yükselişin aksi yönde ilerliyor. Ülke, endekste 14. sıraya gerileyerek şimdiye kadarki en düşük seviyesine indi. Birleşik Krallık Enerji ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın dağılması ve Hinkley Point C nükleer santraline onay verilmesi, ülkenin yatırımcı gözünde çekiciliğini kaybetmesine neden oldu.

EY Türkiye Enerji ve Altyapı Sektör Lideri Ethem Kutucular, “Kasım 2016’da yürürlüğe giren Paris Antlaşması’nın iklim değişikliğine direkt etki eden, enerji sektöründe değişimi sağlayıcı bir rolü bulunuyor. Petrol ve gaza yapılan yatırımların azaldığı, temiz enerjinin en önemli unsurlarından yenilebilir enerji yatırımlarının ise arttığı bir döneme girdik. Dünyanın enerji ihtiyacı artmaya devam ederken enerji sektörü bu artışı yenilebilir enerji yatırımlarına ciddi bir hız vererek sektörün profilini değiştiriyor” değerlendirmesini yaptı.

2016’da 48,2 milyar dolarlık yeşil tahvil satıldı
Endekse göre; Temmuz 2016 itibarıyla küresel olarak 48,2 milyar dolarlık yeşil tahvil satışı gerçekleşti. 2015 yılında 41,8 milyar dolarlık yeşil tahvil satışı yapılırken, 2014 yılında bu rakam 36,6 milyar dolar seviyesindeydi. Verilere göre; yeşil tahvil piyasasının başlangıcı olan 2007 yılından bu yana satılan yeşil tahvil ile elde edilen 95,6 milyar dolar (toplam ihracın %65’i) yenilenebilir enerji projelerine aktarıldı. 2007’den buyana yapılan toplam küresel yeşil tahvil ihracının 54,9 milyar dolarlık bölümü Avrupa’da gerçekleşti. Avrupa’yı 19,8 milyar dolar ile Kuzey Amerika ve 4,5 milyar dolar ile Asya takip ediyor.

TAB Gıda Yurt Dışı Yatırımlarına Devam Ediyor

Makedonya’daki 5. Burger King Restoranı

Burger King®’in Türkiye’deki master franchisee’si TAB Gıda, Çin’deki yatırımlarının ardından Makedonya’da açtığı 5’inci restoranıyla, yurtdışı büyümesini sürdürüyor. TAB Gıda’nın Çin’deki 600’aşkın Burger King® restoranının yanı sıra KKTC ve Gürcistan’da da restoran yatırımları mevcut.

Türkiye’de 1000’e yakın restoranı ve 22 yıllık tecrübesiyle hızlı servis restoran zinciri sektörü lideri olan TAB Gıda bünyesinde Burger King® yurtdışı büyüme atağını sürdürüyor. Gelişmekte olan ekonomisi ile yatırımcıların dikkatini çeken Makedonya’da, 5’inci Burger King restoranı yeni yılda hizmet vermeye başlayacak. TAB Gıda Genel Müdürü Caner Dikici; “2011’de Makedonya Üsküp’te açtığımız Burger King restoranı bizim ilk yurt dışı operasyonumuzdu. Ülkenin lokasyon olarak potansiyelini biliyor ve 5 yıllık deneyimizle bölgeyi çok iyi tanıyoruz. Bu doğrultuda oluşturduğumuz stratejimiz bizi başarıya taşıdı. Şimdi bölgede 5’inci restoranımızı açmanın heyecanını yaşıyoruz.” dedi.

Burger King®’in yurt dışı yatırımları devam edecek
TAB Gıda olarak Burger King® sisteminin dünyadaki en büyük master franchisee’si olma özelliğini taşıdıklarını belirten Dikici; “TAB Gıda olarak, bünyemizdeki Burger King®, Popeyes®, Sbarro®, Arby’s® ve Usta Dönerci® olmak üzere 5 markamızla hem yurtiçi hem de yurtdışında büyümeye devam ediyoruz. Ciromuz, 2016 yılının 10 aylık döneminde 2,2 milyar TL ‘ye ulaştı. 2016 sonu itibari ile ciromuzun 2,7 milyar TL’ye ulaşacağını öngörüyoruz. Buna paralel olarak %23 büyüme hedefimiz mevcut. 2017 yılında ciromuzu %37 büyüterek 3,7 Milyar TL ‘ye çıkarmayı hedefliyoruz. Bütün bu hedeflerimizi yurt dışı yatırımlarımızla paralel olarak şekillendiriyoruz. Büyümemizde yabancı bölgelere yapacağımız yatırımlar önemli bir paya sahip olacak. 2017 öngörülerimize göre bu doğrultuda büyümeyi hedefliyoruz.” dedi.
1995 yılından bu yana TAB Gıda çatısı altında Türkiye’de faaliyet göstermeye başlayan Burger King®’in bugün Türkiye genelinde 70’ten fazla ilde, 600’den fazla restoranı bulunuyor. 2012 yılında Çin pazarına giren TAB Gıda, dünya genelinde Burger King® sisteminde en güçlü operasyona sahip olma gücünü elinde bulunduruyor. 2012 yılında 65 restoranla başlayan Çin operasyonu, TAB Gıda’nın başarılı yönetim stratejisiyle 2016’da 600’den fazla restoran sayısına ulaştı.

Michelin, 2016 yılında hacmini %1,4 artırdı

Lastik devi Michelin, 2016 yılı bitmeden net satış rakamlarını 15,5 milyar Euro’ya ulaştırmayı başardı. Toplamda yüzde 1,4 hacim artışı sağlayan Michelin’in hacmine en büyük katkı, özel uzmanlık alanı 17 jant ve üzeri performans lastikleri segmentinde sağladığı yüzde 11’lik hacim artışından geldi.

Türkiye’nin de içinde bulunduğu binek araç ve hafif ticari araç lastikleri segmentinde orjinal ekipman pazarında yüzde 5 büyüyen Michelin, aynı pazarda ağır vasıta lastikleri segmentinde de yüzde 4’lük büyüme sağladı.

Michelin, 2016 yılında hacmini %1,4 artırdı

Dünyanın en büyük lastik üreticilerinden Michelin, 2016 yılının ilk dokuz ayında net satışlarını 15,5 milyar Euro’ya ulaştırdı. Hacimsel anlamda pazarı geride bırakarak %1,4 oranında tonajını artıran Michelin, her zaman olduğu gibi iddialı olduğu performans lastikleri pazarındaki üstünlüğü ile 17” ve üzeri lastik segmentinde yüzde 11’lik hacim artışı elde etti.

Michelin net satışları 15,5 milyar

Net satışlarını 15,5 milyar Euro’ya ulaştıran Michelin, Türkiye pazarını da içine alan Avrupa bölgesinde halen artan talep sayesinde hem binek araç hem de hafif ticari araç lastikleri segmentinde büyüme göstererek grubun hacmini artırdı. Binek araç ve hafif ticari lastiklerinde Türkiye’yi içine alan Avrupa bölgesinde orijinal ekipman pazarında yüzde 5 büyüyen Michelin, tüm dünyada ise satılan lastik adedi bakımından da yüzde 2 artış gösterdi. Ağır vasıta lastikleri segmentinde ise, ilk 9 ayda Türkiye pazarını da içine alan Avrupa bölgesinde yüzde 4 büyüdü.

Michelin’in büyümesine Türkiye katkısı

Michelin Grubu’nun global anlamda büyümesine Michelin Türkiye, katkı sağlıyor. Türkiye, hem binek lastikleri ve hafif ticari grubunda hem de ağır vasıta grubunda hem de yüksek performans lastiklerinde da başarılı bir performans sergiliyor. Michelin, geliştirdiği teknolojiler ve lastik çözümleriyle tüketicilere destek sunmaya devam edecek.

Kastamonu Entegre, Robot yatırımlarına hız verdi

Ağaç panel sektöründe dünyanın önde gelen şirketleri arasına adını yazdırmayı başaran Kastamonu Entegre, tesislerindeki faal robot sayısını 2017 itibariyle 9’a çıkarıyor.

Kastamonu Entegre, yurt içinde Kastamonu, Gebze, Balıkesir, Samsun, Tarsus, Adana; yurt dışında Romanya, Bulgaristan, Bosna Hersek ve Rusya tesislerine yönelik gerçekleştirdiği revizyon, inovasyon çalışmaları ile robot yatırımlarına devam ediyor. Dünya standartlarında ileri teknolojiyle yüksek kapasiteli üretim yapan tesislerine yaptığı robot yatırımları ile Kastamonu Entegre, hızı, kaliteyi ve verimliliği arttırıp, maliyeti düşürüyor, üretimin hatasız ve insan sağlığını koruyacak şekilde gerçekleşmesini sağlıyor.

Kastamonu Entegre, Adana, Kastamonu, Gebze ve Rusya tesislerinde bulunan 7 adet parke istif, kalite tasnif, transfer robotlarına, 2017 itibariyle Adana tesisi için sipariş ettiği istif ve paketleme robotlarını ekleyerek bu sayıyı 9’a çıkarıyor.

Robotların sıkı rekabet koşulları altında hızlı yatırım yapma zorunluluğuna cevap verdiğini belirten Kastamonu Entegre CEO’su Haluk Yıldız, “Türkiye’de robot kullanım oranı artmaya başladı. Biz istifleme, palet ve ambalajlama bölümlerinde robotları aktif olarak kullanıyoruz. Böylece ürünlerin düşmesini, zedelenmesini, operasyonlarda gerçekleşecek üretim kayıplarını ve sevkiyat hatalarını minimize ediyoruz. Her yıl üretimi tesislerimizde robot envanterimizi artırmaya devam edeceğiz” dedi.

Tesislerindeki otomasyon altyapısı ile ilgili de açıklamalarda bulunan Yıldız “Üretimdeki verimi artırmak ve verileri kontrol edebilmek için aynı zamanda Gebze tesislerinde OEE projeleri yürütüyoruz. Bu projenin önümüzdeki süreçte diğer lokasyonlarda da uygulanmak üzere çalışmalarımız sürüyor. ” dedi.
Kastamonu Entegre Hakkında
1937 yılında temelleri atılan Hayat Holding çatısı altında 1969 yılında kurulan Kastamonu Entegre, ilk tesisi olan Yonga Levha Fabrikası ile 1971 yılında Kastamonu’da üretime başladı. 2015 yılı itibariyle yıllık 2.4 milyon m³ MDF, 2.6 milyon m³ yonga levha, 70 milyon m² laminat parke, 19.5 milyon adet kapı paneli ile toplamda 5 milyon m³ ahşap levha üretim kapasitesine sahiptir. 2015 yılında 350 milyon euro yurtdışı faaliyetlerinden kaynaklı olmak üzere 1 milyar euro konsolide ciro gerçekleştiren Kastamonu Entegre Ağaç Sanayi, Türkiye’de sektör liderliğinin yanı sıra Avrupa’da 4’üncü sırada, dünyada ise 7’inci sırada yer almaktadır. Kastamonu Entegre’nin yurt içinde Gebze, Kastamonu, Balıkesir, Samsun, Tarsus ve Adana’da, yurt dışında ise; Romanya, Bulgaristan, Rusya ve Bosna Hersek’te olmak üzere toplam 10 farklı lokasyonda 15 ayrı üretim tesisi bulunmaktadır. Toplam 93 ülkeye ihracat gerçekleştiren Kastamonu Entegre, 5 bin 500 kişiye istihdam sağlamaktadır. Kastamonu Entegre, ISO 9001 Kalite, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği, ISO 50001 Enerji Yönetimi, FSC (Sürdürülebilir Orman Yönetimi) kalite sistemleri ile Medepan markalı MDF ürünleri için TSE E0 Belgesi ve dünyanın önemli sertifikalandırma kuruluşlarından WKI tarafından verilen CARB Phase2 (California Air Resources Board) ile TURQUALITY® Belgesi’ne sahiptir. Kastamonu Entegre, TSE ve Avrupa Normları’na (EN) uygun üretim yapmaktadır.

Samsung IoT Day’de Türkiye’de Nesnelerin Internetinin geleceği konuşuldu

Samsung ve TBD’nin düzenlediği “Samsung IoT Day” etkinliğinde, nesnelerin interneti (IoT) kavramının yaratacağı ekonomik değer ve kamuya doğrudan katkısı ele alındı

Samsung Electronics’in gelecek vizyonuyla nesnelerin internetinin (IoT) ele alındığı, Samsung ve Türkiye Bilişim Derneği’nin düzenlediği “Samsung IoT Day” gerçekleştirildi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan katılımıyla gerçekleşen etkinliğin ev sahipliğini Samsung Türkiye Kamu Sektörü ve Dış İlişkiler Ülke Direktörü Dr. R. Erdem Erkul ve Türkiye Bilişim Derneği Başkanı İlker Tabak gerçekleştirdi.

Samsung için nesnelerin interneti, fiziksel ve dijital dünyaların bir araya gelerek yaşam kalitesini artırması anlamına geldiğini belirten Dr. R. Erdem Erkul, “IoT’nin gerçek potansiyelini ortaya koymak için insanı merkeze koyan yaklaşımlara ihtiyacımız var. McKinsey1 araştırmasına göre, 2025 yılına gelindiğinde IoT’nin dünya ekonomisine etkisi 11 trilyon dolar olacak. Türkiye’nin bu değerden pay alması büyük önem taşıyor” dedi.

“Günümüzde nesnelerin internetinin şimdiden evler, ofisler ve fabrikalarda daha akıllı yaşam ve çalışma olanakları yarattığına şahit oluyoruz. IoT bireylerin yaşamını değiştiriyor” diyen Dr. Erdem Erkul, gelecekte ise toplumun çok daha geniş bir kesiminin IoT’nin faydalarına kavuşacağını belirtti. Bu doğrultuda Samsung’un insan odaklı, açık ve işbirliği prensiplerinden oluşan IoT vizyonuna, kamunun yaklaşımının önemine değinen Dr. Erkul, etkinliğin düzenlenmesindeki destekleri nedeniyle Türkiye Bilişim Derneği’ne teşekkür etti.

Türkiye Bilişim Derneği Başkanı İlker Tabak, “Günümüzde gelişen teknolojilerin başında nesnelerin interneti geliyor. Enerji tasarrufu, verimlilik artışı gibi faydalarla tüm endüstrilerin IoT ile hızla dönüşmeye başladığını gözlemliyoruz. Türkiye’nin bu gelişen alanda geri kalmaması ve oluşacak ekonomik değerin bir parçası olması için gerekli düzenlemeleri yapması gerekiyor. TBD olarak tüm bu düzenlemeler için gerekli desteği vermeye hazırız” dedi.

5G ile daha fazla nesne birbirine bağlanacak

Geçtiğimiz yıl elektronik haberleşme sektöründe toplam yatırım miktarı %204 oranında artarak 17,3 milyar liraya ulaştığına değinen Dr. Ömer Faruk Sayan, “Yatırım miktarındaki bu büyük artışın en önemli sebebi tabii ki 4.5G yatırımlarından kaynaklanıyor. Ülkemizdeki geniş bant internet abone sayısı Mart 2016 itibarıyla bir önceki yılın aynı dönemine göre %20,5 artışla 51,6 milyona ulaştı. Mobil abone sayısı 73.8 milyona çıktı. Bu artışlar önümüzdeki süreçte daha da büyüyecektir. Özellikle 5G teknolojisinin hayatımıza girmesi ve IoT (nesnelerin interneti) diye adlandırılan teknoloji ile akıllı binalar, akıllı şehirler, akıllı ulaşım gibi alanlarda daha fazla nesne birbirine bağlı olacaktır” dedi.

Kamunun üst düzey bürokratları ve Bilgi İşlem Daire Başkanlarının katılımıyla İlk kez düzenlenen etkinlik, Samsung’un IoT çözümleri ve başarılı örneklerine sahne oldu.

1 The Internet of Things: Mapping the Value Beyond the Hype, McKinsey Global Institute

E-imza sayısı iki milyonu aştı

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) “Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü” üçüncü çeyrek pazar verileri raporunu yayımladı. Eylül 2016 sonu itibarıyla, 2.042.051 elektronik imza ve 424.657 mobil imza olmak üzere toplam 2.466.708 elektronik sertifika oluşturuldu. 2016 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki döneme göre, elektronik imza sayısında yüzde 4,2 ve mobil imza sayısında yüzde 3,6 oranında artış gerçekleşti. Türkiye’nin ilk elektronik imza üreticisi E-Güven ise ayda ortalama 15 milyon doğrulama ve 750 bin mobil imzalama işlemi gerçekleştiriyor.

BTK verilerine göre, 2016 yılının üçüncü çeyreği sonunda 2.466.708 elektronik sertifika oluşturuldu. 2016 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki döneme göre, elektronik imza sayısında yüzde 4,2 ve mobil imza sayısında yüzde 3,6 oranında artış gerçekleşti. 2015 yılının üçüncü çeyreğinde ise toplam 1.915.627 elektronik sertifika oluşturuldu. E-imza’nın yaygınlaşması için çalışmalarını sürdüren E-GÜVEN, sunduğu e-imza çözümleri ile de daha etkin ve verimli iş süreçleri sağlanmasında önemli bir rol oynuyor.

Çipli kimlik ve e-imza ile hız, güvenlik ve zaman tasarrufu sağlanacak

İçinde bulunduğumuz dijital çağ, hız kesmeden bireyleri ve kurumları dönüştürmeye devam ediyor. E-dönüşüm kapsamı içerisinde yer alan birçok uygulama, iş süreçlerini hızlandırırken, zaman ve maliyetten önemli oranda tasarruf edebilmeyi mümkün kılıyor. 2017 yılının Ocak ayında tüm Türkiye’de dağıtılmaya başlanacak yeni çipli kimlik kartları ile devlet kapsamında sunulan hizmetlere, internetin bulunduğu her yerden kimlik kartı ile erişilebilecek. Yeni çipli kimliklerle vatandaşlar; bankacılık, noter, okul, emniyet ve tapu işlemlerinin yanı sıra sağlık ve sigorta işlemlerinde de güvenli doğrulama işlemi yapabilecek. Yeni kimlik kartlarının içerisine uzun vadede isteğe bağlı olarak e-imza dahil edilebilecek. Yeni çipli kimliklerle bireysel e-imza kullanımı daha fazla yaygınlaşacak. Çipli kimlik kartları ile uzaktan kimlik doğrulaması yapan ilk kurum olan Türkiye’nin ilk elektronik imza üreticisi E-Güven, dijital dönüşüm sürecinde katma değer yaratmaya devam edecek.

E-imza kullanımı yüzde 4,2 oranında yükseldi

Teknolojinin gelişimi ile bireylerin ve kurumların birçok avantaj ve fırsatlara sahip olabildiklerini belirten E-Güven Genel Müdürü Can Orhun, “Yenilikçi teknolojiler hayatımızın vazgeçilmez bir parçasını oluşturuyor. Akıllı telefonlar ve yenilikçi uygulamalar, hayatımızı kolaylaştırıyor. Dünya genelinde yapılan araştırmalara baktığımızda, 3.419 milyar insanın internete bağlandığını görüyoruz. BTK verilerine göre, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde geniş bant internet abone sayısı 59,1 milyonu aşmış durumda. E-imza’nın yüzde 4,2 oranında yükseldiği görülüyor. E-Güven olarak, 2016 yılında olduğu gibi 2017 yılında da e-dönüşüm uygulamaları ve özellikle e-imza kullanımının katlanarak artacağını öngörüyoruz. 2017 Ocak ayı içerisinde dağıtılacak yeni çipli kimlik kartları sayesinde de e-imza kullanımının yükselen bir grafik çizeceğini düşünüyoruz.” dedi.

ŞÖLEN’E YENİ AR-GE DİREKTÖRÜ

Türkiye’nin önde gelen gıda şirketlerinden Şölen, Ar-Ge Direktörü görevine Serdar Maraşlı’yı getirdi. Maraşlı, Şölen’in fark yaratan yenilikçi ürünlerinin geliştirilmesi konusunda tüm süreçten sorumlu olacak.

Cesur, kaliteli ve yenilikçi ürünleriyle dikkat çeken Şölen, deneyimli isimlerle kadrosunu genişletmeye devam ediyor. Sektörde 12 senelik deneyime sahip Serdar Maraşlı, Şölen’de Ar-Ge Direktörü olarak göreve başladı.

Gaziantep Üniversitesi Gıda Mühedisliği bölümü mezunu olan Serdar Maraşlı, Ar-Ge Mühendisi olarak başladığı Yıldız Holding’de 2004-2013 yılları arasında çalıştı. Burada en son İş Geliştirme/Ar-Ge Müdürü olarak görev yaptıktan sonra Konya Şeker’e Atıştırmalık İş Birimi Ar-Ge Direktörü olarak geçiş yaptı. Maraşlı, 2013-2015 yılları arasında çalıştığı Konya Şeker’in ardından, Modern Çikolata’da Ar-Ge ve Kalite Direktörü pozisyonunda görev aldı.

KİMYA SEKTÖR PLATFORMU 8. KİMYA GELİŞİM ŞURASI’NI DÜZENLEDİ

Kimya sektörünün 40 milyar dolarlık dış ticaret açığına formül arandı

Kimya plastikten kozmetiğe, boyadan kauçuğa kadar sunduğu ürünlerle yaşamın her yerinde… Türkiye ihracatında 15 milyar dolarla üçüncü sırada yer alan kimya sektörü, 300 binden fazla kişiye istihdam sağlıyor. Türkiye ekonomisi açısından önem taşıyan ve stratejik sektörler arasında kabul edilen kimya sanayisinin temsilcileri Kimya Sektör Platformu’nun (KSP) Ankara’da düzenlediği 8. KSP Kimya Endüstrisi Gelişim Şurası’nda buluştu. Kimya Sektör Platformu, aralarında BOSAD, İKMİB, Kauçuk Derneği, PAGDER, TKSD gibi kimyanın farklı alt sektörlerindeki Sivil Toplum Kuruluşları, İhracatçı Birlikleri, sendika ve odalar ile üniversitelerden oluşan 37 üyesi ile sektörün sorunlarına çözüm getirmek amacıyla çalışmalar yürütüyor. Şura’da bu yıl 40 milyar dolara ulaşacak dış ticaret açığı veren kimya sektörünün bu açığı hangi stratejilerle kapatacağının formülleri üzerinde çalışıldı. 

8. KSP Kimya Endüstrisi Gelişim Şurası’nda ihracata dayalı sanayileşme stratejisinin yeniden ele alınarak kimya sektörünün bu sürece öncülük etmesi kararlaştırıldı. Kimya sektörünün 40 milyar dolara ulaşan dış ticaret açığının kapatılmasına yönelik formüller; Mesleki eğitimde kalitenin artırılması, üniversite-sanayi-kamu işbirliğinin güçlendirilmesi, devlet desteklerinin yüksek katma değerli ürünlere yönlendirilmesi ve sektörel kümelenmenin hızlandırılması şeklinde belirlendi.

Kimya Sektör Platformu’nun (KSP) bu yıl 8’incisini düzenlediği Kimya Endüstrisi Gelişim Şurası, Ankara Etap Altınel Otel’de gerçekleştirildi. Sektörü temsil eden Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri, sanayiciler, akademisyenler ve sektör uzmanlarının Şura’ya yoğun ilgi gösterdiği gözlendi. 8. KSP Kimya Endüstrisi Gelişim Şurası; KSP’nin dönem Başkanlığını yürüten Kauçuk Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şirzat KarayelTürkiye Kimya Sanayicileri Derneği (TKSD) Yönetim Kurulu Başkanı Timur Erk, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanlığına yeni seçilen Gürsel Baran ve T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan Aslan’ın açılış konuşmaları ile başladı.

KSP’nin dönem başkanlığını yürüten Kauçuk Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şirzat Karayel, “2015 sonu itibari ile Türkiye’nin en çok ihracat yapan sektörü konumuna yükselen kimya, Türkiye’nin ihracatından aldığı payı her geçen yıl artırıyor. Kauçuk, kilogram başına 4,5 dolar olan ihraç fiyatı ve alt sektörler bazında en çok ihracat yapan üçüncü sektör olması ile kimya ihracatında önemli bir konumda bulunuyor. Hammaddede yüzde 99 ithalata bağımlı olmasına rağmen Almanya’dan sonra üretimde ikinci sırada bulunan kauçuk sektörü Avrupa’da da önemli bir noktada bulunuyor. Uçak sanayinden ayakkabıya, makineden mobilyaya farklı sektörlere girdi sağlayan kauçuk sektörümüz son 30 yılda büyük ilerleme kaydetti” dedi.

Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği (TKSD) Yönetim Kurulu Başkanı Timur Erk, Şura’nın açılışında yaptığı konuşmasında gelişmiş bir ülke için gelişmiş bir kimya sanayinin gerekliliğine dikkat çekerek, “Zaman güç birliği ve sinerji yaratma zamanı. 30’u aşkın reel sektöre ara malı ve hammadde sağlayan kimya sanayinde yatırım ortamının iyileşmesi için çabaların artması gerekiyor. Sektörümüzün yabancı sermayeye ihtiyacı var. Yabancı yatırım konusunda güven ortamı artmalı ve 2017’ye daha umutlu bakmalıyız. Kimya sanayi olarak yerleşme ve kümelenme sorununu çözmeliyiz. Ülkemizde halen Kimya İhtisas Organize Sanayi Bölgesi yok. Limanı olan, stratejik ve büyük ölçekli yatırım yerleri gerekiyor. Kilogram başına 1,5 dolar olan katma değeri 2,5 – 3 dolar seviyelerine çıkarmalıyız” diye konuştu.

2004 yılında sektörel güç birliği sağlamak amacıyla bir araya gelen Kimya Sektör Platformu’nun kurucuları arasında yer alan İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği’nin (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, kimya sektörünün ihracatına yönelik bilgiler verdiği konuşmasında şunları söyledi: “Türkiye’nin ihracatında otomotiv, hazır giyim-konfeksiyon sektörlerinin ardından üçüncü sırada gelen kimya sektörümüzün 2016 yılını yaklaşık 15 milyar dolarlık ihracat ile kapatacağını öngörüyoruz. İhracatımızda petrol fiyatlarının negatif etkisi azalmaya başladı, bunun devam etmesini umuyoruz. 2023 hedefimiz olan 50 milyar dolarlık ihracata ulaşmak için bu rakamların üzerine çıkmamız lazım. Kimya ihracatımızdaki dolar bazında kilogram başına ihraç fiyatlarına baktığımızda; boyada 1,42; plastik mamüllerde 2,2; kozmetikte 3,74; kauçukta 4,8 dolarken ilaçta 15,3 dolara çıktığını görüyoruz. Hedefimiz Türkiye ortalamasının üzerinde katma değer üretmek. Kimya, alt sektörler bazında değişiklik göstermekle birlikte genel olarak yüzde 80 gibi yüksek oranda ithalata bağımlı bir sektör görünümünde. Ar-Ge yatırımları ile katma değeri yüksek ürünler üreterek bu dezavantajı ortadan kaldırabilir ve ihracatımızı hedeflediğimiz rakamlara ulaştırabiliriz”.

8. Kimya Endüstrisi Gelişim Şurası’na katılan ve açılışta bir konuşma yapan Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, boya sanayinden gelen bir sanayici olarak kimya sanayinin sorunlarına yabancı olmadığını belirtti ve ATO olarak sektöre her konuda destek olacakları mesajını verdi. Gürsel Baran, “ Stratejik bir öneme sahip olan kimya sektörünün daha da ileri bir noktaya gitmesi için birlikte hareket etmeye ve yeni bir ortak akla ihtiyacımız var. ATO olarak hem Ankara’nın hem de Türkiye’nin gelişimine katkı sağlayacak tüm sektörel işbirliklerine hazırız” şeklinde konuştu.

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan Aslan; “15 Temmuz ve son olarak 44 şehit verdiğimiz terör saldırılarını yaşadığımız bir dönemde bu toplantının yapılması bizim için çok önemli. Kimya Sektör Platformu’nu kutluyoruz. Kimya sektörünün 50 milyar dolar ihracat hedefini gerçekleştirme yolunda neler yapılacağının konuşulacağı toplantının sonuçlarını yakından takip edecek ve sorunların çözümü için çalışacağız. Refah toplumuna ulaşmak için Ar-Ge’ye ihtiyacımız var. Türkiye’deki Ar-Ge merkezlerinin sayısı 312’ye ulaştı. Hedefimiz 2017’de bu sayıyı 500’e çıkarmak. Ülkemizde Ar-Ge’ye yapılan yatırımların GSMH’ye oranı 2015 yılında 1,06 dolar. Kimya sektörüne baktığımızda Ar-Ge harcamasının 3 dolar olduğunu görüyoruz. Yani kimya Türkiye ortalamasının üç katı Ar-Ge harcaması yapıyor. Bu yatırımların mutlaka teknoloji düzeyine ve ürüne yansıyacağına inanıyorum. Bunun için sadece zamana ve odaklanmaya ihtiyaç var. Diğer taraftan kimya sektöründe 25 bine yakın işletme varken Ar-Ge Merkezi sayısı 25. Bu rakamın yükselmesi lazım. Kimya, 4. Sanayi Devrimine doğrudan hızlıca girebilecek sektörlerin başında geliyor.”

Konuşmaların sonunda Kimya Sektör Platformunu oluşturan kuruluşlardan BOSAD, İKMİB, Kauçuk Derneği, KİPLAS, Kompozit Sanayicileri Derneği, TKSD gibi kuruluşların Başkan ve Yöneticileri, kimya sektörüne destek ve katkıları nedeniyle T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan Aslan’a bir plaket verdiler.

8. Kimya Endüstrisi Gelişim Şurası’nın açılış töreni ardından sektörün ihracatı, yeni yatırım modelleri ve kümelenme ile sektörün nitelikli eleman sorununa çözüm olacak Mesleki Yeterliliklerin Belgelendirilmesi ve istihdam konularına yönelik üç farklı oturum gerçekleştirildi.

“Kimya sektöründe uluslararası boyutuyla dış ticaret etkileri” başlıklı ilk oturum İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz’ün Başkanlığında yapıldı. “Kimya sektöründe yatırım, üretim ve kümelenme” başlığı ile gerçekleştirilen ikinci oturumun Başkanlığını TKSD Yönetim Kurulu Başkanı Timur Erk, “2023 İşgücü planlaması-Kimya sektöründe Eğitim Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme” konulu üçüncü oturumun Başkanlığını ise BOSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yiğitbaşı üstlendi.

Oturumların ardından katılımcılar Şura’nın birinci gün çıktıları değerlendirildi ve sektör açısından önem taşıyan sorunlar ile çözüm önerileri tartışıldı.

8. KSP Kimya Endüstrisi Gelişim Şurası, ikinci gününde 2017 Yılı Yatırım Bazlı Teşviklerin değerlendirileceği oturumun ardından CNN Türk Ekonomi Müdürü Emin Çapa’nın kimya sanayi ve Türkiye ekonomisine yönelik sunumu ile sona erecek.

TAT GIDA, SIAL Middle East Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı’na Katıldı 

Tat Gıda, Abu Dhabi National Exhibition Center’da gerçekleştirilen SIAL Middle East Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı’na katılarak bünyesinde bulunan TAT ve SEK markalarının yeni ürünlerini global pazardaki büyük perakendecilerle buluşturdu.
Bünyesinde Tat, SEK, Pastavilla gibi güçlü markaları barındıran Koç Holding şirketlerinden Tat Gıda, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Abu Dhabi Emirliği’nde Türkiye milli iştiraki İstanbul Ticaret Odası tarafından gerçekleştirilen SIAL Middle East Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı’na katılarak yeni ürünlerini global arenada tanıttı.

Çeşitli ülkelerden 950’den fazla şirket ile 20.000’den fazla ziyaretçinin katılım gösterdiği fuarda Tat Gıda, Sek ve Tat markalarının yeni ürünlerini görücüye çıkardı. Son yıllarda yurt dışı pazarında odağına Körfez ülkelerini alan Tat Gıda, fuar aracılığıyla pek çok yeni işbirliği fırsatı yakaladı.

Dünyanın Gözü Türkiye’deki Kozmetik Potansiyelinde

Dünyanın ilk ve en büyük kozmetik fuarı Cosmoprof Worldwide Bologna, 50. yılına özel İstanbul’da bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda, 2014-2016 yılları arasında Türkiye’de kozmetik sektörüne yüzde 6 talep artışı olduğu ve dünya pazarı için yatırım fırsatı sunduğu vurgulandı.

Dünyada şirketler, profesyoneller ve distribütörler için kozmetik sanayiinin en kapsamlı fuarı olarak adlandırılan Cosmoprof Worldwide Bologna’nın 50. yılına özel, Türkiye’de ilk kez tanıtım toplantısı yapıldı. İstanbul toplantısı, İtalyan Dış Ticaret ve Tanıtım Ajansı (ITA) İstanbul Ofisi ev sahipliğinde, İtalya Başkonsolosu Federica Ferrari Bravokatılımıyla gerçekleşti. Toplantıya Türkiye’de bulunan köklü ve dev kozmetik firmalarından temsilciler de katıldı.

Moderatörlüğünü Ayşenur Yazıcı’nın yaptığı toplantıda konuşmacılar arasında, Cosmoprof Fuarı Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Mattia Miglioİstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz yer aldı.

Kişi Başı Kozmetik Tüketimi 18 Euro

Türkiye’nin İtalyan üreticiler için önemli bir pazar olduğunu belirten Aniello Musella2014-2016 yılları arasında kozmetik sektörüne talep yüzde 6 oranında arttı. Kozmetik tüketim oranlarına bakıldığında, Türkiye’de kişi başı tüketim 18 euro iken, Avrupa’da bu rakam 145 euro görülüyor. Bu rakamlar bize sektörün büyüme potansiyelinin gücünü gösteriyor.”

Devletten 45 Bin Dolara Kadar Teşvik

Kozmetiğin Türkiye’de en hızlı gelişen sektör olduğunu ifade eden Murat Akyüz“Geçtiğimiz yıl 1.1 milyar dolar kozmetik ihracatı gerçekleşti. Fuarlara katılmanın, Türk şirketlerin daha hızlı ivme kat etmesi için iyi bir fırsat olduğu kanaatindeyiz. Devlet fuarlara katılıma teşvikler veriyor. Şirketler masraflarının 45 bin dolara kadar olan kısmını devletten alabiliyorlar.” dedi.