MG Gülçiçek Kimya’ya ’’Büyük Ölçekli Kuruluş Ödülü’’

Kocaeli Sanayi Odası tarafından Wellborn Luxury Hotel’de bu yıl 9’uncusu düzenlenen Sektörel Performans Değerlendirme Organizasyonu kapsamında MG Gülçiçek (MG International Fragrance Company) “Büyük Ölçekli Kuruluş’” dalında verilen ödülün sahibi oldu. Kimya Sanayi Sektörü ödülünü MG International Fragrance Company adına Onursal Başkan Sayın Mişel Gülçiçek aldı.

Programın açılış konuşmasını yapan Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu “Bugün sektörel performans ödül törenimizin 9’uncusunu yapıyoruz. Amacımız ülke ekonomisine katkı sağlayan firmalarımızı ödüllendirmek ve onları çizgi üstüne çıkarmaktır. Organizasyondan kısaca bahsetmem gerekirse Sektörel Performans Değerlendirmesine başvuran firmalarımızı 7 kategoride olmak üzere 360 derece değerlendiriyoruz. Bu kategoriler verimlilik, istihdam, yenilikçilik ve markalaşma, finansal sonuçlar, dış ticaret, topluma katkı ve çevre ve çalışanların geliştirilmesi ve bilinçlendirilmesidir.” dedi.

Mişel Gülçiçek ödül töreninde “Bizim hayatımız kokuya adanmış bir hayat. 1961 yılında Tahtakale’de Asri İşhanı’nda kurduğum 20 m2’lik alandaki Gülçiçek bugün artık dünyanın sayılı esans üreticisi konumuna gelen, kendi öz sermayemizle büyüyerek, 45.000 m2’lik bir üretim tesisi yatırımına dönüşmesi ve bu yıl ikinci kez ödüle layık görülmesi gurur verici. Gülçiçek Kimya olarak dünyanın ilk ve tek entegre esans üretim tesisiyle hedefimiz, sektörümüzde 10 yıl içerisinde dünyadaki ilk 10 firma içerisinde yer almak.’’ dedi. Sözlerine devam eden Gülçiçek, kazancını işini geliştirmek üzere, yeni yatırımlar yapmak için değerlendiren ve Türkiye ekonomisine katma değer kazandırmaya çalışan bir şirket olarak, Kocaeli Sanayi Odası tarafından layık görüldüğümüz ödül için teşekkürlerimi kendim ve çalışanlarım adına iletmek isterim” yorumunda bulundu.

MG International Fragrance Company (Gülçiçek Kimya) hakkında:

Dünyanın tek bir çatı altındaki ilk entegre esans üretim tesisine sahip, yüzde yüz yerli sermayeli MG International Fragrance Company (Gülçiçek Kimya) 1961 yılında Mişel Gülçiçek tarafından kurulmuştur. Türkiye’de ürettiği esansları 2.500’ü aşkın yerli firmaya tedarik ve 65 ülkeye ihraç etmekte olan kuruluşun, İngiltere, Amerika, Fransa, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Rusya bölgeleri ağırlıklı ihracat yaptığı ülkeler arasında yer almaktadır.

2015 yılında Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde (GOSB) 65 milyon USD’lık yatırımıyla açtığı yeni üretim tesisi ile birlikte, 8 kat büyüme göstererek dünyanın sayılı esans üretim tesislerinden birine sahip olmuştur. Esans üretiminde dünyada bu büyüklükte üretim gerçekleştirebilen otomatik üretim robotu da ilk kez bir Türk fabrikasına kurulmuştur.

20.000 m2’lik arazi üzerinde kurulan 45.000 m2’lik tesisin, 5.000m2’lik alanı innovasyon, organik sentez ve araştırmalarına ayırılmıştır. Teknolojik yatırımın yanında MG International Fragrance Company’nin üretim tesisleri, sadece bir üretim merkezi değil aynı zamanda bir yaşam alanı olarak tasarlanarak sanat ve üretimin iç içe geçtiği bir tesis haline getirilmiştir.

Dünyanın en önemli parfümörleri MG International’da

MG International Fragrance Company, dünyanın en iyi koku uzmanlarını; Türk ve yabancı parfümörleri ahenkli bir yaratım süreci içinde bir araya getirmeyi başarmış bir kuruluştur. Alanında uzman sekiz parfümörün tasarladığı yeni formüller sektöre yeni bir soluk getirmeye devam etmektedir.

Sermaye Piyasası Hukuku Tartışıldı

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen Türk Ticaret Kanunu Ekseninde Sermaye Piyasası Hukuku Toplantı Serisi’nin dördüncüsü, 23 Kasım Çarşamba günü İÜ Kongre Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Etkinlik, Prof. Dr. Abuzer Kendigelen’in başkanlığını yaptığı oturum ile başladı. Oturumun ilk konuşmasını “Kayıtlı Sermaye Sistemi” adlı sunumu ile Prof. Dr. Mehmet Helvacı yaptı. Ticaret hukuku ve kayıtlı sermaye sisteminden bahseden Prof. Dr. Helvacı, “Ticaret hukukunun birçok alanı gibi kayıtlı sermaye sistemi de neredeyse kanunun tamamına değinen bir alan. Kayıtlı sermaye sistemi Türk Ticaret Kanunu açışından yeni, Sermaye Piyasası Kanunu açısından eski olmakla beraber sistemdeki değişiklikler itibariyle yeni diyebiliriz” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Helvacı, konuşmasına ticaret hukukundaki düzenlemelerden bahsederek devam etti. Türk Ticaret Kanunu’ndaki tebliğleri anlatırken Prof. Dr. Helvacı, “Kayıtlı sermaye sisteminin tanımını, Türk Ticaret Kanunu’nda daha önceden mevcut olan esas sermayeye bağlı olarak yapabiliriz. Kanunda da çoğu zaman böyle yapıldığını görüyoruz. Sebebi alışkanlığın esas sermaye sistemi olmasıdır. Şuanda ise ikili bir sistem olduğunun tekrar altını çizmekte yarar var” diyerek konuşmasını tamamladı.

Doç. Dr. Füsun Nomer Ertan ise “Genel Kurulda Pay Sahibinin Temsili” isimli sunumu yaptı. Sermaye Piyasası Kurulu’nun çıkartmış olduğu vekâleten oy kullanılması ve çağrı yoluyla vekâlet toplanması konusuna değinen Doç. Dr. Nomer Ertan, “Yeni kanunumuzda, pay sahibimiz isterse kendisi genel kurula katılabilir veya oy kullanabilir ama isterse sınırlamaya tabi olmaksızın bir temsilciyi genel kurula gönderebilir. Eski kanunumuzda bir sınırlamaya imkân verilmişti, ana sözleşmeye temsilci olarak tayin edilecek kişinin pay sahibi olmasına ilişkin bir hüküm eklenebiliyordu. Yeni kanunumuzda bu durum ortadan kalktı” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Etkinlik sonunda katılımcılara ve konuşmacılara sertifika verildi.

Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2017 Raporu

Piyasanın yeni gerçekleri gayrimenkul pazarını şekillendiriyor

ULI ve PwC’nin raporuna göre Avrupa’daki gelişmeler gayrimenkul yatırımcılarının tercihlerini değiştirdi. İstanbul ise kısa vadede öncelikli yatırım alanı olarak geriye düşse de potansiyeli yüksek ve gelişen bir pazar olarak değerlendirildi.

Urban Land Institute (ULI) ve PwC’nin uluslararası yatırımcıların Avrupa gayrimenkul sektörü yatırım kararlarına ışık tutan araştırması Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2017 Raporu’nun sonuçları İstanbul’da yapılan toplantı ile kamuoyuyla paylaşıldı.

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkma yönündeki kararı Avrupa gayrimenkul piyasasındaki dengeleri değiştirirken pek çok pazar için yeni bir fırsat yarattı. Yatırımcılar, geliştiriciler, kredi verenler, aracılar ve danışmanlardan oluşan, uluslararası düzeyde 800’den fazla gayrimenkul profesyonelinin görüşlerine dayanarak hazırlanan Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2017 Raporu’na göre Alman şehirleri “güvenilir liman” arayışındaki gayrimenkul sektörü için 2017 yılında Avrupa’daki en çok tercih edilen gayrimenkul yatırımı ve geliştirme bölgeleri olacak.

Avrupa Birliği referandumu sonrasında yatırım tercihleri açısından Almanya İngiltere’yi geride bıraktı. Londra Eylül 2016’nın sonuna kadar 12 ay boyunca 31 milyar euro’luk sermaye girişine sahip olarak Avrupa’nın en önemli küresel sermaye merkezi olmaya devam ederken, yatırım ve geliştirme potansiyeli açısından Gelişen Trendler Avrupa şehir sıralamalarında 11. sıradan (2016) 27. sıraya (2017) geriledi.

İstanbul’da kısa vadede kurumsal yatırımlar azalacak
BREXIT’in yatırımcıların Londra tercihlerinde yarattığı etkinin benzeri, araştırmanın yapıldığı dönemde darbe girişimi etkilerinin henüz çok sıcak olması nedeniyle İstanbul için de kendisini gösterdiği görülüyor: İstanbul kısa vadede yatırımcılar için öncelikli tercih olmaktan çıktı. Raporda genel olarak uluslararası kurumsal yatırımların kısa vadede azalacağı öngörülürken Ortadoğu’dan gelen ve yüksek getiri bekleyen bireysel yatırımcıların İstanbul’u tercih edebileceğine işaret ediliyor. Raporda İstanbul’la ilgili değerlendirmelerde: güçlü bankacılık sektörünün Türkiye’nin bir avantajı olduğu; darbe girişimi sonrası hükümetin sektöre daha fazla destek vermesi olasılığının yüksekliği; ülkenin benzer bir pazar olan Rusya’dan farklı olarak gayrimenkulde yurt dışına bağımlı olmayan, oldukça likit bir iç talebe sahip olması ve bunun bu dönemde sorunun büyümesine engel olacağı; genç nüfus yapısı, hızla gelişen orta sınıf ve dolayısı ile iş hayatına dahil olan genç profesyonellerin etkisi ile tüketim harcamasına dayalı bir gelişmenin bu dönemde de beklenebileceği hususlarına yer veriliyor.

Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2016 Rapor sonuçlarının açıklandığı toplantıda, sektörel gelişmeleri ve 2016 yılına dair beklentileri yorumlayan PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu rapor sonuçlarının ülkemiz gayrimenkul sektörü ile ilişkisini de şu sözlerle değerlendirdi:

“Bu raporla bir kez daha gördük ki rapor katılımcıları ‘gerçekten’ içinde bulundukları durumdan bakarak bir sonraki yılı değerlendiriyorlar. Raporun anket ve mülakat dönemi tam BREXIT ve ülkemizin yaşadığı darbe girişimi dönemine rastladığından Londra ve İstanbul birlikte listenin sonlarına kaldılar. Öte yandan raporun tümünde yer alan değerlendirmeler 2017’nin Avrupa genelinde çok da ‘keyifli’ bir yıl olmayacağının altını çiziyor. Siyasi belirsizlikler ekonomik sonuçlara, ekonomik sonuçlar da yatırımcıların/geliştiricilerin tercihlerine doğrudan etki yapıyor. Hep belirttiğim gibi, Türkiye gibi gelişmekte olan gayrimenkul pazarları kalıcı, uzun dönemli, gerçek gayrimenkul yatırımlarını ancak dünya ekonomisinin yükseliş dönemlerinde çekebilir. Avrupa ve dünyada geçmiş dönemlerdeki ekonomik dalgalanmalarda olduğu gibi, içinde bulunduğumuz dönemde de tercihler ‘güvenli limanlarda’ kalmak yönünde olmak zorunda rasyonel düşünüldüğünde: İlk 5’te 4 Alman kentinin yer alması bunun en iyi göstergesi. Dolayısı ile demografik, coğrafik ve ekonomik verileri ile potansiyeli her zaman yüksek olan ülkemiz gayrimenkul sektörünün böyle “zor” dönemlerde biraz daha temkinli ve iyi analiz edilmiş kararlarla geçmesi ve yatırımcı/geliştiricilere kalıcı, evrensel, rasyonel adımlarla ‘güven’ aşılaması tüm dünyanın içinden geçtiği bu “olağanüstü” dönem için hayati önemde.”

ULI Türkiye Başkanı Ayşe Hasol Erktin ise raporda öne çıkan veriler hakkında şunları söyledi: “Bu yılki rapor, dünya emlak piyasalarındaki belirsizliğe işaret ediyor. Rapor, yanıtlardan çok yeni sorularla ortaya çıkıyor. İlk kez %89 gibi bir oranda katılımcı, politik belirsizlikleri en önemli endişe olarak belirtiyor. Popülüzmden kaynaklanan bu belirsizliğin ne yazık ki orta vadede de devam edeceğini düşünüyorlar. Bu da gayrimenkul yatırımcılarını Alman kentleri gibi “güvenli liman”lara itiyor. Uluslararası yatırımcılar, yatırım yapacakları kentleri seçerken fiziksel ve sosyal altyapı, yaşam kalitesi, nüfusun çeşitliliği, yerel idarelerin ileri görüşlülüğü ve sürdürülebilirlik gibi konuları önemsiyorlar. Göç ve terörizm de endişe duydukları konular arasında yer alıyor.

Öte yandan, gerek teknolojide gerekse yeni kuşakların yaşam tarzlarındaki değişim, gayrimenkulün bir ‘ürün’ olmaktansa, bir ‘hizmet’ olarak yaratıcı yaklaşımlarla ele alınmasını gündeme getiriyor. Paylaşım ekonomisiyle birlikte, geçici ofisler, yurtlar gibi alternatif yatırımlar, geleneksel gayrimenkul anlayışının dışında, hem yenilikçilik hem de işletmeciliği ön plana alıyor.

Değişen dünyada ‘geleneksel’ yatırımlar, ‘alternatif’ gayrimenkul yatırımlarına oranla daha riskli olarak algılanmaya başladı. 2017’de yatırımcılar kazançlarının azalacağını düşünüyorlar.”

Avrupa’daki belirsizlik yatırımcıyı riskten uzak, güvenli limanlara yönlendiriyor
Araştırmaya katılanların %89’u siyasi istikrarsızlığı 2017 yılı için en üst sıradaki endişeleri olarak gösterdi. Uluslararası siyasi istikrarsızlığın tahmin edildiği gibi gelecek yılda önemli zorlukları beraberinde getireceği düşünülürken; Fransa, Almanya ve Hollanda’daki yaklaşan seçimlerle birlikte göç ve terörle ile ilgili endişeler de bu belirsizliği daha da artırıyor. Araştırmaya katılanların %46’sı göç krizinin gelecek yıl daha da kötüye gideceğine inanırken, katılımcılar terörü yatırımcı güvenine karşı önemli bir tehdit olarak gördüklerini belirtti. Katılımcıların üçte ikisi Avrupa’daki siyasi belirsizliğin gelecek 3 – 5 yıl içerisinde daha da kötüleşeceğini öngörüyor.

Kısa ve uzun vadedeki jeopolitik risklerle birlikte ekonomik büyüme potansiyellerine vurgu yapan rapor aynı zamanda Avrupalı gayrimenkul liderlerinin çözüm bulmakta zorlandığı daha önemli etkilere de dikkat çekiyor.

Belirsizlik sektörün güven düzeyini etkilemedi

Avrupa’da gözlemlenen yüksek orandaki belirsizlik ve değişimlere rağmen katılımcıların işlerinin öngörüleriyle ilgili olarak geçen seneye kıyasla kendilerine sadece biraz daha az güvendikleri görülüyor. Katılımcıların yarısından biraz daha azı 2017 yılında güven, kârlılık veya çalışan sayısıyla ilgili bir değişiklik beklemiyor. Ayrıca, raporda sermaye akışlarının güçlü olmaya devam edeceği ve yatırımcıların diğer varlık sınıflarındaki etkili risk/getiri beklentilerine kıyasla getiri açısından Avrupa gayrimenkulüne değer vermeye devam edeceği belirtiliyor.

Sektör açısından raporda alternatif gayrimenkul sektörlerine yatırım yapılmasına ilişkin zorluklara rağmen sektörlerin en iyi getirilerinden bazılarını sunacağı tahmin ediliyor ve popülerliğinin arttığı söyleniyor. Kentleşme ve değişen tüketici alışkanlıkları otel, öğrenci yurtları, yaşlı ve engelli bakımevleri gibi alternatiflere zemin hazırladı. 2017 yılındaki yatırım öngörüleri açısından en üst sıradaki 10 sektörden sekizi konut gayrimenkulüne yöneliyor. Bu da geleneksel ofis ve alışveriş merkezlerinin en riskli varlıklar olarak sınıflandırılmasına sebep oluyor.

2017 için Avrupa’da En İyi Yatırım Pazarları

Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2017 Raporu’na göre 2016 yılı için Avrupa’daki en iyi beş gayrimenkul pazarının aşağıdaki şehirler olacağı öngörülüyor:

Berlin– Almanya’nın başkenti yatırım, geliştirme, kira tahminleri ve sermaye büyümesinden oluşan dört anket kategorisinin hepsinde ilk sırada yer aldı. Berlin küresel ilgi gören, büyük ve oldukça kolay paraya çevrilebilen bir gayrimenkul pazarı haline geldi. Real Capital Analytics şirketinin verilerine göre 2016 yılının ilk altı ayında Berlin’e yapılan 3,9 milyar euroluk yatırım da bunu kanıtlıyor. Yüksek fiyatlara rağmen ofis ve konut pazarları güçlü büyüme potansiyelleri sayesinde hâlâ gelişmeye devam ediyor.

Hamburg – İki yıldır ikinci sıradaki yerini koruyan Hamburg bu başarısını yerel yönetimin ulaşıma ve yeni, kaliteli kentsel bölgelerle birlikte şehir limanının gelişimine yaptığı büyük yatırıma borçlu. Hamburg’un üretim, medya, fen bilimleri ve bilgi teknolojilerini içinde barındıran kapsamlı ekonomisi ve yaşanabilirliği de şehrin itibarını destekliyor. Geçen yıldan beri %4’lük kiralama artışı Hamburg’un ofis pazarında neden popüler olduğunu açıklıyor. Buna ek olarak, asıl varlıklara yönelik %3,75’lik getirinin de pahalı olmasına rağmen Hamburg’un rakibi Münih’e kıyasla daha ucuz olduğu görülüyor.

Frankfurt – Yatırımcılar 11. sıradan üçüncü sıraya yükselen Frankfurt konusunda oldukça iyimserler. Frankfurt BREXİT sonrası hâkim olan belirsizliğe rağmen sadece istikrarlı pazar olarak görülmekle kalmıyor, aynı zamanda birçok yatırımcı tarafından şirketini Londra’dan taşıyan bankacılar için de uygun bir ofis merkezi olduğu düşünülüyor. Ancak Almanya hâlihazırda birçok bankanın bulunduğu bir yer olduğu için kapsamlı bankacılık faaliyetlerinin Frankfurt’a taşınmasına yönelik olası sonuçlar konusundaki sorular hala varlığını sürdürüyor.

Dublin – Sadece bir sıra aşağı düşerek dördüncü sırada yer almasına rağmen Dublin’in yine de BREXİT’’in sonucundan yararlandığı söylenebilir. Özel sermaye yatırımcılarından birinin tahminine göre Dublin, İngiltere’den finansal hizmetlerin merkezlerini alamasa da destek hizmetleri merkezi olarak pazarda büyük bir etki yaratacak. Konut pazarındaki devam etmekte olan ekonomik büyüme, doğrudan yabancı yatırım ve yüksek talep Dublin’in 2017 tahminleri açısından önemli rol oynuyor.

Münih– Almanya’nın neredeyse tamamen baskın geldiği ilk beşi Münih tamamlıyor.  Yatırımcılar Münih’i kalıcı bir şekilde güvenli olacak bir yer olarak görüyor. Bu da riskten kaçınmaya çalışılan bir ortamda değerli bir özellik haline geliyor. Ankete katılanlara göre Münih gibi şehirlerde gayrimenkul satın almak yatırımcıların yatırımlarının genel güvenliği konusunda endişelenmeden daha fazla risk alabilmelerini sağlıyor. Münih’te 14 yıl içerisinde boş gayrimenkul oranı en düşük %4,8 olarak görülürken, satın alınacak varlık bulmak oldukça zor ve şehir Avrupa’daki en pahalı pazarlardan biri olmaya devam ediyor.

Mevcut Emlak Yatırımları Bakımından
En İyi 30 Avrupa Şehri

 

Gelişme Öngörüleri Bakımından
En İyi 30 Avrupa Şehri

 

Sıra 2017 2016
1 Berlin Berlin
2 Hamburg Hamburg
3 Frankfurt Dublin
4 Dublin Madrid
5 Münih Kopenhag
6 Kopenhag Birmingham
7 Lizbon Lizbon
8 Stockholm Milano
9 Madrid Amsterdam
10 Lyon Münih
11 Amsterdam Stockholm
12 Oslo Barselona
13 Zürih Budapeşte
14 Viyana İstanbul
15 Milan Londra
16 Barselona Helsinki
17 Paris Varşova
18 Helsinki Edinburgh
19 Prag Prag
20 Varşova Frankfurt
21 Budapeşte Brüksel
22 Birmingham Paris
23 Manchester Viyana
24 Edinburgh Zürih
25 Roma Roma
26 Brüksel Lyon
27 Londra Atina
28 İstanbul Moskova
29 Atina
30 Moskova
Sıra 2017 2016
1 Berlin Berlin
2 Hamburg Münih
3 Dublin Hamburg
4 Frankfurt Stockholm
5 Münih Kopenhag
6 Kopenhag Dublin
7 Stockholm İstanbul
8 Lizbon Birmingham
9 Lyon Edinburgh
10 Madrid Viyana
11 Oslo Frankfurt
12 Viyana Londra
13 Zürih Madrid
14 Amsterdam Milano
15 Paris Paris
16 Milano Amsterdam
17 Barselona Lyon
18 Varşova Barselona
19 Prag Roma
20 Budapeşte Prag
21 Helsinki Lizbon
22 Birmingham Varşova
23 Brüksel Brüksel
24 Roma Helsinki
25 Manchester Zürih
26 Edinburgh Budapeşte
27 İstanbul Moskova
28 Londra Atina
29 Atina
30 Moskova

 

Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa
Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa, Urban Land Institute (ULI) ve PricewaterhouseCoopers (PwC) işbirliğiyle 2003’ten bu yana her yıl yayımlanan bir rapordur. Raporda; Avrupa’daki gayrimenkul yatırımı ve geliştirme trendleri, gayrimenkul finans ve sermaye pazarları ile birlikte emlak sektörüne ve coğrafi bölgelere göre trendler yer almaktadır. Yatırımcılar, geliştiriciler, kredi verenler, aracılar ve danışmanlardan oluşan, uluslararası tanınmış 800’den fazla gayrimenkul profesyonelinin görüşlerine dayalıdır.

Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği, yeni eğitim projesiyle sektörde…

Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği, yeni eğitim projesiyle sektörde “üretim” ve “iş sağlığı ve güvenliği” konularında bilgi düzeyinin artmasını sağlayacak.

TGÜB’ün 2016 yılındaki önemli projelerinden biri olan ve Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile hayata geçirilecek “Mesleki ve Teknik Eğitim Programı” kapsamında verilecek eğitimler ile TGÜB üyesi firmalarda üretimden sorumlu çalışanların, iş sağlığı ve güvenliği konularında farkındalıklarının artırılması ve iş talimatlarına/yönetmeliklerine uygun çalışmalar gerçekleştirmelerinin sağlanması hedefleniyor. 40 saatte tamamlanması hedeflenen programda, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’nce yayımlanan “Öğretmenlik Alanları, Atama ve Ders Okutma Esasları”na göre İnşaat Teknolojisi alanında eğitim verebilecek sektör deneyimine sahip alan öğretmenleri ve sektör deneyimine sahip mühendis ve teknikerler görev alacak.

TGÜB çatısı altında faaliyet gösteren gazbeton üreticilerinin üretim, iş sağlığı ve güvenliği konusunda eşit bilgi düzeyine gelmelerini sağlayacak olan program, 2017 yılının ilk çeyreğinden itibaren uygulanmaya başlayacak.

Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından onaylanan programın uygulanacak olmasından dolayı duydukları memnuniyeti dile getiren TGÜB Genel Sekreteri Gülay Özdemir “Öğrenme kazanımları açısından sektörün ihtiyaç duyduğu bir konuya dokunabildiğimiz için memnunuz. İş kazası ve meslek hastalıklarından korunma yöntemleri, iş talimat ve yönetmeliklerine uygun üretim yapılması, tehlikelerden kaynaklanacak risklere karşı önlemlerin alınması gibi kazanımlar sağlayacak eğitim projesinin diğer sektörlere de örnek olmasını diliyoruz” dedi.

YETKİLENDİRİLMİŞ YÜKÜMLÜ SORU FORMU HAZIRLAMA SEMİNERİ 2 Aralık 2016

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI

YETKİLENDİRİLMİŞ YÜKÜMLÜ SORU FORMU HAZIRLAMA SEMİNERİ 2 Aralık 2016
Türkiye İhracatçılar Meclisi / Şehit Ömer HALİSDEMİR Konferans Salonu

SEMİNER GÜNDEMİ

10:00-10:10
10:10-10:30

Açılış konuşmaları
– Halil İbrahim BOZKUŞ, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü – H. Hasan Murat ÖZSOY, Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürü

10:30-10:40

Kahve/çay molası

10:40-10:55

Başvuru sürecine ilişkin genel değerlendirme
– Jale ARSLAN, Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Ticaretin Kolaylaştırılması Dairesi Başkanı

10:55-12:30

Soru formunun hazırlanmasına ilişkin bilgilendirme

12:30-14:00

Yemek Molası

14:00-15:30

Soru formunun hazırlanmasına ilişkin bilgilendirme

15:30-15:45

Kahve/çay molası

15:45-17:00

Soru / Cevap

 

YATIRIMLARIN PROJE BAZINDA DESTEKLENMESİ İLE BAZI KANUN VE  KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK  YAPILMASINA DAİR KANUN

Kanun No. 6745                                                                                                       Kabul Tarihi: 20/8/2016

MADDE 1 – 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 216 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Defin ruhsatiyeleri belediye tabipleri, toplum sağlığı merkezi tabipleri ile aile hekimleri tarafından mevtanın muayenesinden sonra verilir ve bu ruhsatiyelerin yerleşim yeri bazında hangi tabipler tarafından verileceği Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından belirlenir.”

MADDE 2 – 18/12/1953 tarihli ve 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun geçici 9 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “beş” ibaresi “on” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 3 – 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 10 – Bu maddenin yürürlük tarihinden önce Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından erişme kontrolü uygulanan karayollarında yapılan, işletilen, işlettirilen veya yap-işlet-devret modeli esas alınarak yaptırılan ve işlettirilen binalar ile hizmet tesisleri ve bakım işletme tesisleri, erişme kontrolü uygulanan karayolunun müştemilatı sayılır. Bu bina ve tesislerin Devlet ormanlarında bulunması hâlinde Orman ve Su İşleri Bakanlığınca Karayolları Genel Müdürlüğüne devrine bedelsiz olarak izin verilir.”

MADDE 4 – 6831 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 11 – Bu Kanunun 93 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına göre müsadere olunan tesis, 6762 sayılı Kanun kapsamında fabrika veya ticarethane ise ve Cumhuriyet başsavcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ya da yargılama sonucunda mahkeme tarafından beraat kararı verilmişse, müsadere olunan bu tesisler bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl içinde Orman Genel Müdürlüğünce kırk dokuz yıllığına kiraya da verilebilir.”

MADDE 5 – 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 20 nci maddesinin başlığı “Kreş ve gündüz bakımevleri ile eğitim ve öğretim işletmelerinde kazanç istisnası:” şeklinde ve aynı maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinde geçen “Okul öncesi eğitim” ibaresi “Özel kreş ve gündüz bakımevleri ile okul öncesi eğitim” şeklinde değiştirilmiş ve aynı fıkranın ikinci cümlesine “İstisna,” ibaresinden sonra gelmek üzere “kreş ve gündüz bakımevleri ile” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 6 – 193 sayılı Kanunun 74 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine “emsal değeridir)” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile kiraya veren tarafından yapılan ve gayrimenkulün iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalar (Bu harcamalar bir takvim yılı içinde Vergi Usul Kanununun 313 üncü maddesinde belirlenen tutarı aşıyor ise maliyet olarak dikkate alınabilir.)” ibaresi ilave edilmiştir.

MADDE 7 – 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“18. Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamına giren ödemelerden,”

MADDE 8 – 193 sayılı Kanunun geçici 67 nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “Şu kadar ki,” ibaresinden sonra gelmek üzere “5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi kapsamına giren kurumlar ile” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 9 – 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Bakanlar Kurulu, ödeme yapılan kişilerin mükellef olup olmamasına, ödeme yapan veya ödemeye aracılık edenlerin vergi kanunlarına göre vergi kesintisi yapmak zorunluluğu bulunup bulunmamasına, ödemenin konusunun mal veya hizmet alım satımı olup olmamasına, elektronik ortamda gerçekleştirilip gerçekleştirilmemesine, ödeme yapılanın bu tutarı vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapıp yapmamasına bakılmaksızın, vergiye tabi işlemlere taraf veya aracı olanlara vergi kesintisi yaptırmaya, iş grupları, iş nevileri, sektörler ve emtia grupları itibarıyla, vergiye tabi işlemle ilgili, vergi kanunlarında belirtilen alt ve üst limitler arasında olmak şartıyla, farklı kesinti oranları tespit etmeye yetkilidir.”

MADDE 10 – 21/2/1963 tarihli ve 210 sayılı Değerli Kâğıtlar Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “belgeler” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan noter belgeleri” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 11 – 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa ekli (IV) sayılı Makam Tazminatı Cetvelinin 8 inci sırasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“b) En az dört yıl süreli yükseköğrenim veren fakülte veya yüksekokulları bitirmiş ve birinci dereceli kadroya atanmış olmak kaydıyla, 152 nci maddenin “II- Tazminatlar” kısmının “A- Özel Hizmet Tazminatı” bölümünün (ğ) bendinde yer alanlardan merkez teşkilatına ait uzman unvanlı kadrolarda bulunanlar 2.000”

MADDE 12 – 20/7/1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu Kanununa aşağıdaki geçici madde ilave edilmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 10 – Gaziantep ili, Şahinbey ilçesi sınırları içerisinde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bu Kanuna göre ilgili idarelerce yapılan arsa veya konut tahsis işleminin gerçekleştirilememesi hâlinde; arsa veya konut tahsisi için ödenen bedeller, ilgili idarece yapılacak tebligatı müteakip en geç üç ay içerisinde, ödeme gününden itibaren hesaplanacak kanuni faizi ile birlikte hak sahiplerine veya kanuni mirasçılarına ödenir. Hak sahipleri bunun dışında ilgili idareden herhangi bir hak, bedel ve tazminat talebinde bulunamazlar.

Bu maddenin birinci fıkrası hükmü; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce hak sahipleri tarafından, ilgili idarelerce yapılan arsa veya konut tahsis işleminin gerçekleştirilememesi nedenleriyle arsa veya konutların adlarına tescili, bedel veya tazminat ve benzeri taleplerle açılan ve henüz kesinleşmeyen her türlü davada da uygulanır. Bu hükmün mahkemelerce uygulanması nedeniyle reddedilen davaların yargılama giderleri davalı idare tarafından ödenir. Bu madde kapsamında kalan davalarda mahkeme harçları ile her türlü vekâlet ücreti maktu olarak belirlenir.”

MADDE 13 – 14/1/1970 tarihli ve 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 45 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Banka, muteber saydığı asgari iki imzayı taşımak şartıyla kendi belirleyeceği esaslar dâhilinde bankalar tarafından verilecek ticari senet ve vesikaları reeskonta kabul edebilir. Reeskonta kabul edilecek ticari senet türleri ve diğer tüm hususlar Bankaca tespit edilir. Bu madde gereğince verilecek kredilerin en yüksek sınırı ve kredi türlerine göre limitleri, para politikası ilkeleri göz önünde tutulmak suretiyle Bankaca belirlenir.”

MADDE 14 – 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 13 üncü maddesinin (a) fıkrasının üçüncü paragrafının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, dördüncü paragrafında yer alan “beş yıl için” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

“Rektör, çalışmalarında kendisine yardım etmek üzere, üniversitenin aylıklı profesörleri arasından en çok üç kişiyi kendi rektörlük görev süresiyle sınırlı olmak kaydıyla rektör yardımcısı olarak seçer.”

MADDE 15 – 2547 sayılı Kanunun ek 11 inci maddesine ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş, ek 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

“Yapılan denetimler sonucu faaliyet izninin kaldırılmasını gerektiren durumlar tespit edilen vakıf yükseköğretim kurumları ile kurucu vakıflarına kayyım atanan vakıf yükseköğretim kurumlarının faaliyet izni, Yükseköğretim Kurulunun teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile kaldırılır. Bu durum, ilgili vakıf yükseköğretim kurumunun kuruluş kanununun yürürlükten kaldırılmasının sağlanması için Yükseköğretim Kurulu tarafından Millî Eğitim Bakanlığına bildirilir. Bu şekilde faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumlarında kayıtlı öğrenciler Yükseköğretim Kurulu tarafından garantör üniversiteye veya belirlenecek bir Devlet üniversitesine intikal ettirilir.

Faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumlarının malvarlığı, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun resmî tasfiye hükümlerine göre tasfiye edilir. Resmî tasfiye süreci Yükseköğretim Kurulu tarafından başlatılır. Yetkili ve görevli mahkemece Maliye Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulunun birer temsilcisi tasfiye memuru olarak atanır. Tasfiye giderleri, tasfiye olunan vakıf yükseköğretim kurumunun malvarlığından karşılanır. Tasfiye işlemleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.

Tasfiye memurları yaptıkları işlemler nedeniyle görevinin gereklerine açıkça aykırı davrandıklarının ceza mahkemesi kararıyla tespit edilmesi dışında malî ve idarî yönden sorumlu tutulamazlar.

Tasfiye süresince vakıf yükseköğretim kurumu aleyhine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı verilemez, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz dâhil her türlü icra takibatı durur ve yeni icra takibi yapılamaz. Varsa vakıf yükseköğretim kurumu hesaplarına konulan ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, hacizler ile blokeler kalkar. Tasfiye süresi boyunca zamanaşımı süresi işlemez.

Tasfiye sonucunda kalan malvarlığı kurucu vakfa geçer.

Öğrencilerin nakledildiği yükseköğretim kurumları faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumunun borçlarından dolayı sorumlu tutulamaz.

Kurucu vakıflarına kayyım tayin edilen veya faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyet başkanı ve üyeleri ile tüm yöneticilerinin görevleri kendiliğinden sona erer. Bu vakıf yükseköğretim kurumunda çalışmakta olan akademik ve diğer personelin hizmet sözleşmeleri hakkında 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uygulanır.

Vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyet izninin geçici olarak durdurulması hâlinde durdurulma süresince, kurumun idaresi, eğitim ve öğretimi sürdürmek veya tamamlamak üzere Yükseköğretim Kurulunca garantör üniversiteye veya belirlenecek bir Devlet yükseköğretim kurumuna verilir. Bu vakıf yükseköğretim kurumunun kurucu vakfının yönetim organı başkan ve üyeleri ile vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyet başkanı, üyeleri ve tüm yöneticilerinin görevleri, faaliyet izninin geçici olarak durdurulması kararı ile birlikte sona erer. Bu kurucu vakfa, Yükseköğretim Kurulu ile birlikte Vakıflar Genel Müdürlüğünün talebi üzerine yetkili mahkeme tarafından kayyım atanır.

Faaliyet izninin geçici olarak durdurulması süresi boyunca vakıf yükseköğretim kurumu aleyhine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı verilemez, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz dâhil her türlü icra takibatı durur ve yeni icra takibi yapılamaz. Varsa vakıf yükseköğretim kurumu hesaplarına konulan ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, hacizler ile blokeler kalkar. Faaliyet izninin geçici olarak durdurulması süresi boyunca zamanaşımı süresi işlemez.

Bu madde kapsamına giren vakıf yükseköğretim kurumlarında eğitim öğretim ücretlerinin belirlenmesine, öğrencilerin nakline, eğitim öğretimin ve diğer işlemlerin aksamadan yürütülmesine ilişkin her türlü tedbirleri almaya ve düzenleme yapmaya Yükseköğretim Kurulu yetkilidir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin tereddütleri gidermeye, gerektiğinde Maliye ve Millî Eğitim bakanlıklarının görüşünü alarak Yükseköğretim Kurulu yetkilidir.”

MADDE 16 – 28/3/1983 tarihli ve 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“İstanbul Kent Üniversitesi

EK MADDE 167 – İstanbul’da Engelsiz Eğitim Vakfı tarafından 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip İstanbul Kent Üniversitesi adıyla bir vakıf üniversitesi kurulmuştur.

Bu Üniversite, Rektörlüğe bağlı olarak;

  1. a) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesinden,
  2. b) Sanat ve Tasarım Fakültesinden,
  3. c) Sağlık Bilimleri Fakültesinden,

ç) Sağlık Yüksekokulundan,

  1. d) Sivil Havacılık Yüksekokulundan,
  2. e) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulundan,
  3. f) Meslek Yüksekokulundan,
  4. g) Sosyal Bilimler Enstitüsünden,

ğ) Sağlık Bilimleri Enstitüsünden,

oluşur.”

MADDE 17 – 2809 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Beykoz Üniversitesi

EK MADDE 168 – İstanbul’da Türkiye Lojistik Araştırmaları ve Eğitim Vakfı tarafından 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip Beykoz Üniversitesi adıyla bir vakıf üniversitesi kurulmuştur.

Bu Üniversite, Rektörlüğe bağlı olarak;

  1. a) İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesinden,
  2. b) Sanat ve Tasarım Fakültesinden,
  3. c) Sosyal Bilimler Fakültesinden,

ç) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinden,

  1. d) Yabancı Diller Yüksekokulundan,
  2. e) Sivil Havacılık Yüksekokulundan,
  3. f) Meslek Yüksekokulundan,
  4. g) Lisansüstü Programlar Enstitüsünden,

ğ) 17/7/2008 tarihli ve 2008/13959 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulmuş bulunan ve bu maddeyi ihdas eden Kanun ile tüzel kişiliği sona erdirilerek Rektörlüğe bağlanan Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulundan,

oluşur.”

MADDE 18 – 2809 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“İzmir Bakırçay Üniversitesi

EK MADDE 169 – İzmir’de İzmir Bakırçay Üniversitesi adıyla yeni bir üniversite kurulmuştur.

Bu Üniversite, Rektörlüğe bağlı olarak;

  1. a) Fen-Edebiyat Fakültesinden,
  2. b) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden,
  3. c) Hukuk Fakültesinden,

ç) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinden,

  1. d) Sağlık Bilimleri Fakültesinden,
  2. e) Yabancı Diller Yüksekokulundan,
  3. f) Adalet Meslek Yüksekokulundan,
  4. g) Meslek Yüksekokulundan,

ğ) Fen Bilimleri Enstitüsünden,

  1. h) Sosyal Bilimler Enstitüsünden,

ı) Sağlık Bilimleri Enstitüsünden,

oluşur.”

MADDE 19 – 2809 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“İzmir Demokrasi Üniversitesi

EK MADDE 170 – İzmir’de İzmir Demokrasi Üniversitesi adıyla yeni bir üniversite kurulmuştur.

Bu üniversite Rektörlüğe bağlı olarak;

  1. a) Eğitim Fakültesinden,
  2. b) Hukuk Fakültesinden,
  3. c) Fen-Edebiyat Fakültesinden,

ç) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden,

  1. d) Güzel Sanatlar Fakültesinden,
  2. e) Mühendislik Fakültesinden,
  3. f) Mimarlık Fakültesinden,
  4. g) Sağlık Bilimleri Fakültesinden,

ğ) Tıp Fakültesinden,

  1. h) Diş Hekimliği Fakültesinden,

ı) Yabancı Diller Yüksekokulundan,

  1. i) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulundan,
  2. j) Meslek Yüksekokulundan,
  3. k) Fen Bilimleri Enstitüsünden,
  4. l) Sosyal Bilimler Enstitüsünden,
  5. m) Sağlık Bilimleri Enstitüsünden,

oluşur.”

MADDE 20 – 2809 sayılı Kanunun ek 15 inci maddesinin başlığında ve birinci fıkrasında yer alan “Celal Bayar Üniversitesi” ibareleri “Manisa Celal Bayar Üniversitesi”, ek 22 nci maddesinin başlığında ve birinci fıkrasında yer alan “Niğde Üniversitesi” ibareleri “Ömer Halisdemir Üniversitesi”, ek 102 nci maddesinin başlığında ve birinci fıkrasında yer alan “Tunceli Üniversitesi” ibareleri “Munzur Üniversitesi”, ek 110 uncu maddesinin başlığında ve birinci fıkrasında yer alan “Yeni Yüzyıl Üniversitesi” ibareleri “İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi”, ek 125 inci maddesinin başlığında ve birinci fıkrasında yer alan “Yıldırım Beyazıt Üniversitesi” ibareleri “Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi”, ek 142 nci maddesinin başlığında ve birinci fıkrasında yer alan “Gedik Üniversitesi” ibareleri “İstanbul Gedik Üniversitesi” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 21 – 2809 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 47 – Bu maddeyi ihdas eden Kanun ile tüzel kişiliği sona erdirilerek Beykoz Üniversitesi Rektörlüğüne bağlanan Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulunda halen öğrenimlerini sürdüren öğrenciler ve öğretim elemanları ile Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulunun malvarlığı adı geçen Üniversiteye devredilir.

Mevzuatta Celal Bayar Üniversitesi, Niğde Üniversitesi, Tunceli Üniversitesi, Yeni Yüzyıl Üniversitesi, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ile Gedik Üniversitesine yapılmış olan atıflar sırasıyla Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Ömer Halisdemir Üniversitesi, Munzur Üniversitesi, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ile İstanbul Gedik Üniversitesine yapılmış sayılır.”

MADDE 22 – 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (II) sayılı Cetvelin “Yükseköğretim Kurulu, Üniversiteler ve Yüksek Teknoloji Enstitüleri” bölümünün 35 inci, 49 uncu, 95 inci ve 98 inci sıraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı bölüme aşağıdaki üniversiteler eklenmiştir.

“35) Manisa Celal Bayar Üniversitesi”

“49) Ömer Halisdemir Üniversitesi”

“95) Munzur Üniversitesi”

“98) Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi”

“112) İzmir Bakırçay Üniversitesi

113) İzmir Demokrasi Üniversitesi”

MADDE 23 – 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 20 – İzmir Bakırçay Üniversitesi ile İzmir Demokrasi Üniversitesinde kullanılmak üzere ekli (3) ve (4) sayılı listelerde yer alan kadrolar ihdas edilerek bu Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı cetvellere, ilgili üniversite bölümleri olarak eklenmiştir.”

MADDE 24 – 2/9/1983 tarihli ve 78 sayılı Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 22 – İzmir Bakırçay Üniversitesi ile İzmir Demokrasi Üniversitesinde kullanılmak üzere ekli (1) ve (2) sayılı listelerde yer alan öğretim elemanlarına ait kadrolar ihdas edilerek bu Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı cetvellere, ilgili üniversite bölümleri olarak eklenmiştir.”

MADDE 25 – 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 65 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “koruma bölge kurullarından” ibaresi madde metninden çıkarılmış ve dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile bunların koruma alanları ve sit alanlarında, 3194 sayılı İmar Kanununun 21 inci maddesi kapsamına giren ruhsata tabi olmayan tadilat ve tamiratları, kültür varlıkları yönünden bünyesinde koruma, uygulama ve denetim büroları kurulmuş yerlerde yetkili idarelerden, koruma, uygulama ve denetim büroları kurulmamış yerlerde koruma bölge kurulu müdürlüklerinden; tabiat varlıkları ve doğal sit alanları yönünden ise çevre ve şehircilik il müdürlüklerinden izin almaksızın ya da izne aykırı olarak yapanlar veya yaptıranlar, altı aydan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.”

MADDE 26 – 2863 sayılı Kanunun ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin birinci ve ikinci paragrafları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, üçüncü paragrafının birinci cümlesinde yer alan “, kentsel sitlerde ilgili belediye diğer yerlerde” ibaresi madde metninden çıkarılmış, üçüncü paragrafına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Alan başkanının görev süresi üç yıldır. Görev süresi sona eren alan başkanı Bakanlıkça tekrar atanabilir.” cümleleri eklenmiş, üçüncü paragrafının ikinci cümlesinde yer alan “Bakanlıkça belirlenen alan” ibaresi “Alan” şeklinde, “Kültür Bakanlığı” ibaresi “Kültür ve Turizm Bakanlığı” şeklinde ve dördüncü paragrafının birinci cümlesinde yer alan “Yönetim plân taslağı kapsamında” ifadesi “Bakanlık tarafından” şeklinde değiştirilmiştir.

“Yönetim alanları ile bunların bağlantı noktalarının korunması, değerlendirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla Bakanlıkça yönetim planı taslağı hazırlanır veya hazırlattırılır. Bakanlık, yönetim planlarının hazırlanmasına ilişkin olarak alanla ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları ile her türlü işbirliği yapabilir.

Hazırlanan taslağın karara bağlanması ve uygulanması konusunda önerilerde bulunmak amacıyla alanda mülkiyet hakkı bulunanlardan, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri üyeleri ile üniversitelerin ilgili bölümlerinin öğretim üyelerinden Bakanlıkça bir danışma kurulu oluşturulur.”

MADDE 27 – 2863 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 5 – Bakanlıkça yapılan veya yaptırılan her türlü proje ve uygulamalarda bu Kanun ile koruma, uygulama ve denetim bürolarına verilmiş olan görev ve yetkiler, koruma bölge kurulu müdürlükleri tarafından kullanılır.”

MADDE 28 – 2863 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 6 – Kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da doğal afet yaşanan yerlerde özel mülkiyette bulunan korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının onarımı ile restorasyonunayönelik proje ve uygulama işleri maliklerinin ve diğer ilgililerin muvafakatı aranmaksızın ve bedelsiz olarak Bakanlık tarafından gerçekleştirilebilir. Bu kapsamda yürütülen proje ve uygulama işlerinden bir mali yıl içinde tamamlanması mümkün olmayanlar için dört yılı geçmemek üzere gelecek yıllara yaygın yüklenmeye girişilebilir.”

MADDE 29 – 2863 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 11 – Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görev yapmakta olan alan başkanları, danışma kurulu üyeleri ile eşgüdüm ve denetleme kurulu üyelerinin görevleri sona erer. Görevi sona erenlerin yerine bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç altı ay içinde Bakanlıkça görevlendirme yapılır.”

MADDE 30 – 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun ek 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “Belediyelerce” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya sermayesinin tamamı belediyelere ait şirketler tarafından” ibaresi ve fıkraya “Elektronik sistemlerin belediyeler tarafından hasılat paylaşımı yoluyla kurdurulması ve işlettirilmesi hâlinde belediyelere ödenecek tutar, elektronik sistemlerin yatırım maliyetine ulaşıncaya kadar %30, sonrasında %15 olarak uygulanır.” cümlesi eklenmiştir.

MADDE 31 – 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 8 inci maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Malik veya yetkili temsilcisi tarafından, bu yazının tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde, kamulaştırmaya konu taşınmaz malı pazarlıkla ve anlaşarak satmak veya trampa isteği ile birlikte idareye başvurulması hâlinde; komisyonca tayin edilen tarihte pazarlık görüşmeleri yapılır, tespit edilen tahminî değeri geçmemek üzere bedelde veya trampada anlaşmaya varılması hâlinde, yapılan bu anlaşmaya ilişkin bir tutanak düzenlenir ve anlaşma konusu taşınmaz malın tüm hukuki ve fiili vasıfları ile kamulaştırma bedelini, malikin kimlik bilgilerini ve taşınmazların tapuda tesciline veya terkinine dair kabul beyanlarını da ihtiva eden tutanak, malik veya yetkili temsilcisi ve komisyon üyeleri tarafından imzalanır. Bu tutanak malikin ferağ beyanı ve tapuda idare adına yapılacak tescilin hukuki sebebi sayılır.

İdarece, anlaşma tutanağının tanzim tarihinden itibaren en geç kırk beş gün içinde, tutanakta belirtilen bedel hazır edilerek, idarenin anlaşma tutanağı ve kamulaştırma öncesi taşınmaz üzerindeki tüm takyidat ve haklardan arındırıldığını bildiren yazıya istinaden idare adına tapuya resen tescil veya terkin edilir. Tapuya resen tescil veya terkinden sonra kamulaştırma bedeli kendilerine ödenir.”

MADDE 32 – 2942 sayılı Kanunun 30 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“İçişleri Bakanlığının güvenlik gerekçesiyle ihtiyaç duyduğu, kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler ve il özel idareleri dâhil mahalli idareler ve diğer kamu tüzel kişilerine ait taşınmazlar, kaynak veya irtifak hakları, Bakanlar Kurulu kararıyla resen Hazine adına tescil ve İçişleri Bakanlığına tahsis edilir. Taşınmazın bedeli, tescil işleminden itibaren altmış gün içinde bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen kriterler de dikkate alınmak suretiyle valiliklerce resen tespit edilir. Bedele ilişkin itirazlar Danıştayayapılır. İtirazlar tescil işlemini durdurmaz. Mahkemelerce ihtiyati tedbir ve yürütmenin durdurulması kararları verilemez, 3533 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz. Bu taşınmazlara ilişkin olarak ihtiyaç duyulan imar planı değişiklikleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca resen yapılır veya yaptırılır.”

MADDE 33 – 2942 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 1 – Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması hâlinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.

Birinci fıkra uyarınca dava açılması hâlinde taşınmazın ya da üzerinde tesis edilen irtifak hakkının dava tarihindeki değeri, mahkemece; bu Kanunun 15 inci maddesine göre bilirkişi incelemesi yapılarak, taşınmazın hukuken tasarrufunun kısıtlandığı veya fiilen el konulduğu tarihteki nitelikleri esas alınmak suretiyle tespit edilir ve taşınmazın veya hakkın idare adına tesciline veya terkinine hükmedilir.

Bu madde kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılacak dava ve takiplerde, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinin üçüncü, yedinci, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara bu madde hükümleri, kesinleşen ancak henüz ödemesi yapılmayan kararlar hakkında ise geçici 6 ncı maddenin üçüncü, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri uygulanır.

Bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca ayrılması gereken yüzde iki oranındaki ödenekler, yüzde dört olarak ayrılır. İlave olarak ayrılan yüzde iki oranındaki ödenekler, münhasıran bu ek madde ile geçici 11 inci ve geçici 12 ncimaddeler kapsamında yapılacak ödemelerde kullanılır. Yapılacak ödemelerin toplam tutarının ilave olarak ayrılan ödeneğin toplamını aşması hâlinde, ödemeler, en fazla on yılda ve geçici 6 ncı maddenin sekizinci fıkrası hükmüne göre yapılır.”

MADDE 34 – 2942 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesinin onuncu fıkrasının üçüncü cümlesi yürürlükten kaldırılmış ve aynı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 11 – Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kalan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlar.

Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, bu madde kapsamında kalan taşınmazlara ilişkin dava ve takipler hakkında da uygulanır.”

MADDE 35 – 2942 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 12 – 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödenir.

Bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinin üçüncü, yedinci, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri, bu madde kapsamındaki davalar ve icra takipleri için de uygulanır. Devam eden dava ve icra takipleri ise, bu madde hükümlerine göre sonuçlandırılır.”

MADDE 36 – 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun geçici 30 uncu maddesinin madde başlığında yer alan “ve stratejik” ibaresi ile birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “stratejik” ibaresi madde metninden çıkarılmış ve aynı maddenin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Bu madde kapsamında yer alan asgari sabit yatırım tutarını sektörler itibarıyla veya topluca 50 milyon Türk lirasına kadar indirmeye veya iki katına kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.”

MADDE 37 – 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 13 – Maden arama, araştırma ve üretimi sırasında kamu ve özel sektör tarafından üretilen yerbilimleri verileri, sondajlara ait karot, kırıntı, el örneği ve benzeri numuneler ile harita, kesit, stratigrafi ve benzeri dokümanları arşivlemek, yayımlamak, kullanıcıların hizmetine sunmak ve numunelerin yurt dışına çıkarılması ile ilgili işlemleri yapmak amacıyla Maden İşleri Genel Müdürlüğünün koordinasyonunda ve Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü bünyesinde Türkiye Yerbilimleri Veri ve Karot Bilgi Bankası kurulmuştur. Türkiye Yerbilimleri Veri ve Karot Bilgi Bankasına veri, numune ve doküman kabulü, arşiv sisteminin oluşturulması, bu sistemden yararlanılması, numunelerin yurt dışına çıkarılması ve diğer uygulamalar ile ilgili usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Kamu ve özel sektöre ait veri, numune ve dokümanlar bu usul ve esaslara göre Türkiye Yerbilimleri Veri ve Karot Bilgi Bankasına gönderilir.”

MADDE 38 – 3213 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 14 – Uluslararası standartlar ile bilimsel ve teknik esaslara göre yetkin kişi ve/veya yetkilendirilmiş tüzel kişiler tarafından, madenlerin aranması, araştırılması ve üretilmesi ile ilgili açık, güvenilir, uygulanabilir kaynak ve rezerv bilgilerini oluşturmak, bunlarla ilgili raporlama standartları ve kriterler belirlemek, sistem kurmak, uygulamak, geliştirmek ve yayımlamak, bu faaliyetler ile ilgili strateji ve hedefler oluşturmak, yetkin kişi ve/veya yetkilendirilmiş tüzel kişilerde aranan nitelikleri belirlemek, bunlara eğitim vermek, sertifikalandırmak, sicil ve sicil kayıtlarını tutmak, denetlemek, ihtar vermek, belgeleri askıya almak veya iptal etmek, uluslararası benzeri kuruluşlara üye olmak veya bunlarla işbirliği yapmak, görev alanına giren konularda eğitim, araştırma ve yayın faaliyetlerinde bulunmak ve bu faaliyetler ile ilgili düzenlemeleri yapmak ve yayımlamak amacıyla, kısa adı UMREK olan Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu kurulmuştur. UMREK’in mali işleri dâhil her türlü sekretarya hizmetleri Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülür. UMREK eğitim, sertifika, aidat, yayın ve diğer faaliyetlerinden gelir elde edebilir.

UMREK, görevini yerine getirirken bağımsızdır. UMREK, görevlerini yerine getirirken resmî ve özel kurum, kuruluş ve kişilerden belge, bilgi ve görüş isteyebilir.

UMREK üyelerine verilecek huzur hakkı Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca tespit edilir.

UMREK’in teşkili, yönetimi ve çalışması ile üyelerin atanmasında aranacak nitelikler, görev süresi ve üyeliğin sona ermesi ile ilgili usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”

MADDE 39 – 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun ek 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde, aynı fıkranın ikinci cümlesinde yer alan “adrese dayalı nüfus kayıt sistemi sonuçlarına göre toplam il nüfusu 750.000’e kadar olan” ibaresi “büyükşehir olan iller dışındaki” şeklinde, ikinci fıkrasında yer alan “il valisi” ibaresi “Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı” şeklinde, üçüncü fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “tıp fakültesi” ibaresi “ilgili fakülte” şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümleler ve bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve mevcut yedinci ve sekizinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna bağlı sağlık tesisleri ile üniversitelerin tıp ve diş hekimliği alanında lisans ve uzmanlık eğitimi veren kurumları; eğitim, araştırma ve sağlık hizmeti sunumu için insan gücü, mali kaynak, fiziki donanım, bina, tıbbi cihaz ve diğer kaynakları karşılıklı olarak aşağıdaki usul ve esaslara göre birlikte kullanabilir.”

“Dekan, hastane yöneticisinin görüşünü alarak varsa profesör, yoksa doçent unvanını haiz öğretim üyelerinden birini, doçent de yoksa yardımcı doçent veya eğitim görevlilerinden birini eğitim sorumlusu olarak görevlendirir. Başhekim aynı zamanda üniversite yönünden sağlık uygulama ve araştırma merkezi müdürü sayılır.”

“Birlikte kullanıma geçilen sağlık tesislerinin döner sermaye hesapları, sadece birlikte kullanılan birimlerle sınırlı olmak ve birlikte kullanıma geçildikten sonraki tasarruflara etkili olmak kaydıyla birleştirilir. Ancak borcun mevcut bir taşınıra ilişkin olması durumunda protokolün imza tarihinden önceki borçlar, sağlık tesisinin döner sermaye bütçesinden karşılanır.

Birlikte kullanımdaki sağlık tesisleri ve ilgili birimlerde görevli öğretim elemanları dâhil tüm personel; ihtiyaç duyulan tıbbi ve bilimsel danışmanlık, nöbet, konsültasyon ve diğer sağlık hizmetlerini yerine getirmekle ve bu kapsamda kendilerine yapılan davete icabet etmekle yükümlüdür. Bu şekilde nöbet tutan öğretim üyelerine de 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ek 33 üncü maddesi çerçevesinde ve eğitim görevlisi için belirlenmiş olan gösterge rakamı üzerinden nöbet ücreti ödenir.”

“Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının sağlık tesisleri ile üniversitelerin sağlık bilimleri eğitimi veren birimleri arasında, döner sermayeleri ayrı olmak suretiyle sağlık hizmeti sunumu, eğitim, araştırma, halk sağlığını geliştirme ve kurumların diğer faaliyet alanlarında işbirliği yapılabilir. İşbirliği protokolleri, üniversitenin ve ilgisine göre Bakanlık birimleri veya bağlı kuruluşlarının teklifi üzerine, Bakanlık ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının uygun görüşü alınarak vali ile rektör arasında imzalanır. Üniversitenin sağlık bilimleri alanında faaliyet gösteren birimlerinde görev yapan öğretim elemanlarından işbirliği kapsamında Bakanlık ve bağlı kuruluşları sağlık tesislerinde ya da Bakanlık ve bağlı kuruluşları personelinden üniversitede çalıştırılacaklar, karşılıklı mutabakat ile protokol eki liste ile belirlenir.

Birlikte kullanım ve işbirliğine ilişkin usul ve esaslar ile ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde döner sermaye gelirlerinden personele yapılacak ek ödemelere ilişkin diğer hususlar Maliye Bakanlığının ve Yükseköğretim Kurulunun uygun görüşü alınarak Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 40 – 3359 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 15 – Tıp ve/veya diş hekimliği fakültesi bulunan ancak sağlık uygulama ve araştırma merkezi bulunmayan veya sağlık uygulama ve araştırma merkezinde yeterli kapasite ve eğitim altyapısı bulunmayan vakıf üniversiteleri; tıp ve diş hekimliğinde lisans eğitimi, tıp, diş hekimliği ve eczacılıkta uzmanlık eğitimi ile araştırma faaliyetleri için yeterli kapasite ve eğitim altyapısı bulunan özel hastaneler ile bütçeleri ayrı olmak şartıyla işbirliği yapabilir. İlgili üniversite ve özel hastanenin yetkili makamları arasında işbirliği protokolü imzalanır ve Sağlık Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulunun onayıyla uygulamaya konulur.

İşbirliği yapılan özel hastane, üniversite için sağlık uygulama ve araştırma merkezi kabul edilir. Burada fiilen görev yapacak olan üniversite öğretim elemanları, ilgili dekan ve hastane yöneticisinin talebi üzerine rektör tarafından görevlendirilir. Görevlendirilen üniversite personeline kendi mevzuatı uygulanır. İşbirliği yapılan özel hastane, öğretim üyelerinin faaliyetleri ve üniversitenin eğitim ve araştırma işlevleri dışında kendi mevzuatına tabi olmaya devam eder.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Yükseköğretim Kurulunun görüşü alınarak Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenir.”

MADDE 41 – 3359 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 16 – Yurt dışında görev yapmakta olan doçent ve profesör unvanına sahip tıp doktoru akademisyenler Türkiye’de en az 3 yıl süreyle fiilen akademik kadroda meslek icrasında bulunmak kaydıyla Devlet hizmeti yükümlülüğünden muaf tutulur.”

MADDE 42 – 3359 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 10 – Bu Kanunun ek 15 inci maddesi kapsamındaki usul ve esaslar Sağlık Bakanlığınca üç ay içinde belirlenir.

Bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce vakıf yükseköğretim kurumlarıyla özel hastaneler arasında yapılmış olup uygulanmakta olan protokoller, protokollerde belirlenen sürelerin sonuna kadar mevcut hak ve yükümlülükleri ile geçerlidir.”

MADDE 43 – 3359 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 11 – Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yurt dışında tabiplik veya tıpta uzmanlık eğitimini tamamlayan tıp doktorları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde Türkiye’ye dönmek ve en az üç yıl süreyle Türkiye’de fiilen meslek icrasında bulunmak şartıyla Devlet hizmeti yükümlülüğünden muaf tutulur.”

MADDE 44 – 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesine “Cumhuriyet Başsavcılığı veya şikayetçi” ibaresinden sonra gelmek üzere “, izin vermeye yetkili merciler tarafından verilen işleme koymama kararına karşı da şikâyetçi” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 45 – 4483 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 1 – Bu Kanuna ya da başka kanunlara göre ön inceleme, disiplin soruşturması veya diğer idari soruşturmaları yapmakla görevlendirilenler ile teftiş ya da denetim elemanlarının bu görevleriyle ilgili olarak yaptıkları işlemlerden, yürüttükleri faaliyetlerden, düzenledikleri raporlar ile görüş yazılarında belirttikleri kanaatlerinden veya kanunla verilen yetkilere dayanarak aldıkları tedbirlerden dolayı kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere ancak idare aleyhine tazminat davası açılabilir. Ancak bu görevlilerin suç sayılan eylemleri ile kin, garez ve hatıra dayalı olarak veya baskı veya telkinle kanaat oluşturduğu ya da değiştirdiği kesinleşmiş yargı ya da disiplin kurulu kararıyla tespit edilirse, idarenin görevliye rücu hakkı saklıdır.

Ön inceleme, disiplin soruşturması veya diğer idari soruşturmalar ile teftiş ya da denetim sonucunda düzenlenen raporlara dayanarak karar verenler veya işlem tesis edenlerle, bu kararları ya da işlemleri hazırlayan ve inha ya da teklif edenler hakkında da birinci fıkra hükmü uygulanır.”

MADDE 46 – 4483 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 3 – Ek 1 inci madde hükmü, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte; görülmekte olan davalar, kesinleşmemiş hükümler ile miktar veya değeri itibarıyla temyiz veya karar düzeltme yoluna gidilemediği için kesinleşen hükümler bakımından da uygulanır ve davaya idare aleyhine devam olunur.

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz veya karar düzeltme yoluna başvurulamayan hükümler için, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki hafta içinde kanun yollarına başvurulabilir. Bu fıkra uyarınca yapılan kanun yolu başvuruları üzerine verilen kararlar, tahsil edilmiş tazminat bedelinin geri istenmesi hakkını doğurmaz.

Görevli mahkemede idare aleyhine devam olunacak davada, kanun yolları incelemesinde ilk olarak ek 1 inci maddede öngörülen dava şartlarının mevcut olup olmadığına bakılır.”

MADDE 47 – 16/12/1999 tarihli ve 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun;

  1. a) 2 ncimaddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.

“a) Gemi: Kabotaj ve/veya kabotaj harici sularda ticari amaçla kullanılan her türlü yük, yolcu ve açık deniz balıkçı gemileri ile özel maksatlı ve özel yapılı gemileri,”

“ı) Özel maksatlı ve özel yapılı gemi: Tipleri ve evsafları Bakanlık tarafından belirlenen, özel bir amaçla işletilen ve bu amaçla donatılan, yüzme özelliği bulunan deniz araçlarını,”

  1. b) 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde bulunan “edilecek” ibaresi “edilen” şeklinde değiştirilmiştir.
  2. c) 12 ncimaddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Bu hüküm gemi ve yatların, devir nedeniyle Türk Uluslararası Gemi Sicilinden terkin edilerek bir başka sicile geçişi aşamasında da uygulanır.”

MADDE 48 – 4490 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 2 – Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, bu Kanun kapsamında tescil edilmesi gereken deniz araçları arasında bulunmamasına rağmen Türk Uluslararası Gemi Siciline tescil edilmiş olan (sicilden terkin edilmiş olanlar dâhil) gemi, yat, özel maksatlı ve özel yapılı gemi ile bunlar dışında bulunan her türlü deniz araçlarının malikleri adına, bu deniz araçları dolayısıyla bu Kanunun 12 nci maddesi kapsamında yararlandıkları vergi, harç veya fon istisnası ile indirim, muafiyet ve diğer mali hükümlerle ilgili olarak tarhiyat yapılmaz, daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir, tahsil edilen tutarlar red ve iade edilmez.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

MADDE 49 – 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 19 uncu maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve ikinci fıkrasında yer alan “iade veya” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

“Kanunları uyarınca ilgili bakanlıklar tarafından üzerinde turizm tesisleri yapılmak üzere adlarına kamu arazisi tahsis edilen Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli yatırımcılar ve işletmecilerden; irtifak hakkı tesis edilip edilmediğine veya kullanma izni verilip verilmediğine bakılmaksızın 1/1/2016 tarihi ile 31/12/2016 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gereken kira, kesin izin, kesin tahsis, irtifak hakkı, kullanma izni bedelleri ve hasılat payları ile Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli turizm tesislerinin yatırımcıları ve işletmecilerinden bu faaliyetleri dolayısıyla Hazine taşınmazlarını izinsiz kullanımlarından dolayı aynı dönemde tahsil edilmesi gereken ecrimisillerin ödeme süreleri, başvuru şartı aranmaksızın bir yıl ertelenir.”

MADDE 50 – 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 27 – Türk Standartları Enstitüsünün 7/8/1991 tarihli ikraz anlaşmasından doğan Hazine alacaklarının bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödenmeyen bakiye tutarını terkine Bakanın teklifi üzerine Maliye Bakanı yetkilidir.”

MADDE 51 – 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“8. (II) sayılı Listede yer alan kayıt ve tescile tabi mallardan; 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³’ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³’ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek 1 inci maddesinin ikinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde sayılan kişilerden hayatını kaybetmiş olanların eş veya çocuklarından birisi, eş ve çocuğu yoksa ana veya babasından birisi tarafından bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı,”

MADDE 52 – 4760 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “(2) numaralı bendi” ibaresi “(2) ve (8) numaralı bentleri” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 53 – 4760 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesinde yer alan “40” ibareleri “160” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 54 – 4760 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 7 – Bu Kanuna ekli (II) sayılı Listenin 87.02 ve 87.03 tarife pozisyon sıraları kapsamındaki taşıtlarla yapılan şehiriçi taksi, dolmuş, servis, minibüs, midibüs ve otobüs taşımacılığı faaliyeti (araç kiralama, özel yolcu transferi ve benzeri hizmet ifası faaliyetleri hariç) ile 8701.20 ve 87.04 tarife pozisyon sıraları kapsamındaki taşıtlarla yapılan ticari yük taşımacılığı faaliyeti dolayısıyla bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan ve bu faaliyetini ilgili mevzuatta öngörülen yükümlülükleri yerine getirmek ve yetkilendirilmek suretiyle maliki olduğu taşıtlar vasıtasıyla icra eden gerçek ve tüzel kişiler tarafından, söz konusu faaliyetler kapsamında kullanılan taşıtların yenilenmesi amacıyla, aynı tarife pozisyon sıraları kapsamındaki taşıtların (87.03 tarife pozisyon sırası kapsamındaki; yarış arabaları, arazi taşıtları, ATV olarak adlandırılan üç veya dört tekerlekli taşıtlar, motorlu karavanlar ile motor silindir hacmi 1600 cm3’ü geçen binek otomobilleri hariç) bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten 30/6/2019 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ilk iktisabı vergiden müstesnadır.

Bu düzenlemeden, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla maliki olunan, trafik tescil kuruluşlarınca ticari yolcu veya yük taşımacılığında kullanılmak üzere kayıt ve tescil edilmiş her bir taşıt bakımından, aynı cins bir taşıtın ilk iktisabında yararlanılır.

Yenilemeye konu edilen taşıtın, istisnadan yararlanılan tarihten itibaren iki tam yıl içerisinde satılması, devredilmesi veya sair suretle işletme kayıtlarından çıkarılması şarttır. Şu kadar ki, bu şartın ihlali hâlinde, yeni alınan taşıta ilişkin zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, alıcıdan vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir.

Bu madde hükmüne göre iktisap edilen taşıtın, ilk iktisap tarihinden itibaren üç tam yıl geçmeden, veraset yoluyla intikaller hariç, devri hâlinde adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, ticari yolcu veya yük taşımacılığı faaliyetinden çekilmesi (hurdaya çıkarılması hariç) hâlinde ise bu madde hükmünden yararlanandan, taşıtın ilk iktisabındaki matrah esas alınarak, devir veya ticari taşımacılık faaliyetinden çekilme tarihindeki oran üzerinden hesaplanan özel tüketim vergisi alınır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.”

MADDE 55 – 4760 sayılı Kanuna ekli (II) sayılı Listenin 87.03 sırasında yer alan “-Diğerleri” satırındaki “Motor silindir hacmi 1600 cm3’ü geçen fakat 2000 cm3’ü geçmeyenler” ve “Motor silindir hacmi 2000 cm3’ü geçenler” alt satırları oranlarıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Motor silindir hacmi 1600 cm3’ü geçen fakat 2000 cm3’ü geçmeyenler
Elektrik motoru da olanlardan elektrik motor gücü 50 KW’ı geçip motor silindir hacmi 1800 cm3’ü geçmeyenler 90
Diğerleri 90
Motor silindir hacmi 2000 cm3’ü geçenler
Elektrik motoru da olanlardan elektrik motor gücü 100 KW’ı geçip motor silindir hacmi 2500 cm3’ü geçmeyenler 145
Diğerleri 145

MADDE 56 – 10/7/2003 tarihli ve 4924 sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 1 – Bu Kanun kapsamındaki sözleşmeli personel pozisyonlarından, 657 sayılı Kanunun geçici 37 nci ve geçici 41 inci maddeleri kapsamında memur kadrolarına yapılan atamalar nedeniyle boşalmış olan ve anılan geçici maddeler uyarınca iptal edilmiş sayılanlar, 1 inci maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sayı dâhilinde kullanılabilir.”

MADDE 57 – 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 28 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “ve okullara sağlanan internet erişim hizmetleri, harita, plan, proje, etüt ve müşavirlik hizmetleri,” ibaresi “, internet erişim hizmetleri, deniz haberleşmesi ve seyir güvenliği haberleşme hizmetleri, 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamındaki elektronik haberleşme hizmetleri, elektrik ve doğalgaz alımları, harita, plan, proje, etüt ve müşavirlik hizmetleri, 17/2/2011 tarihli ve 6114 sayılı Kanuna göre yapılan sınav işlemleri ile sınırlı olmak üzere basım, dağıtım, nakil, kamera kaydı ve izlenmesi ile sınav güvenliği ve gizliliği kapsamındaki alımlar,” şeklinde değiştirilmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Bu fıkrada sayılanlar dışında, birden fazla yıla yaygın olması zorunluluğu bulunan veya ekonomik olan diğer mal ve hizmet alımlarını, yüklenme süresi 3 yılı geçmemek üzere belirlemeye ve bu fıkrada belirlenen süreleri beş katına kadar artırmaya Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir.”

MADDE 58 – 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 6 – 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ilan edilen riskli alanlar ile Bakanlar Kurulunun 22/10/2012 tarihli ve 2012/3900 sayılı ve 16/2/2016 tarihli ve 2016/8538 sayılı kararları ile ilan edilen riskli alanlarda ve bu alanların dönüştürülmesi için kullanılacak rezerv yapı alanlarında 6306 sayılı Kanun ile birlikte bu Kanunun 6306 sayılı Kanuna aykırı olmayan hükümlerine ve aşağıdaki hükümlere göre uygulama yapılabilir.

Bu alanlarda; imar planı, imar uygulaması, alt ve üst yapı projeleri, ruhsat ve yapım da dâhil olmak üzere bütün iş ve işlemler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından resen yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Bu alanlarda her tür ve ölçekteki meri imar planı, plan notları ve plan açıklama raporunda ilgili idarelere verilmiş görüş bildirme de dâhil her türlü görev ve yetkiler Çevre ve Şehircilik Bakanlığına geçer.

7 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca taşınmazlara verilen zararların ayni olarak karşılanması esastır. Bu alanlarda yapılacak yapılardaki kat irtifakı veya kat mülkiyeti; hak sahiplerine, mülkiyet haklarına ve/veya oluşan zararlara karşılık, bağımsız bölümlerin devri yapılıncaya kadar Hazine adına kurulur. Ayrıca inşaat ruhsatı Hazine adına düzenlenir. Bu alanlarda yapılacak uygulamalarda tüm tapu ve kadastro işlemleri ile yıkım ve yapıma ilişkin her türlü izin ve ruhsat gibi iş ve işlemler ilgililerin muvafakatı aranmaksızın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından resen yapılır veya yaptırılır.

Parselasyon planlarında, gerekli görülmesi hâlinde ilk uygulamadaki düzenleme ortaklık payı oranını tamamlamak üzere düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılabilir.

Riskli alan ve bu alanların dönüştürülmesi için kullanılacak rezerv yapı alanlarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanan imar planları ve parselasyon planları ilgili çevre ve şehircilik il müdürlüğünde on beş gün süreyle ilan edilir. Bu planlara itiraz, ilan süresi içinde ilgili çevre ve şehircilik il müdürlüğüne yapılır ve itirazlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca beş gün içerisinde değerlendirilir. İtirazların reddedilmesi hâlinde, planlar başkaca bir onay işlemine gerek kalmaksızın red kararı tarihinde kesinleşir. İtiraz olmaması hâlinde planlar askı süresinin sonunda kesinleşir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılan uygulamaya karşı, işlemin ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren; imar ve parselasyon planlarına karşı ilan tarihinin bitiminden itibaren on beş gün içerisinde dava açılabilir. Mahkemece, idarenin savunmasının alınmasından sonra otuz gün içinde karar verilir, bu karara karşı on beş gün içinde temyiz yoluna gidilebilir.

Bu madde uyarınca uygulama yapılan rezerv yapı alanlarında gerçekleştirilen her türlü mal ve hizmet alımları ile yapım işleri, ceza ve yasaklama hükümleri hariç 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerinden istisnadır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenir.”

MADDE 59 – 24/11/2004 tarihli ve 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanununun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına ihtiyaç hâlinde, 657 sayılı Kanunun ek 33 üncü maddesinde belirtilen yerlerde haftalık çalışma süresi ve mesai saatleri dışında nöbet görevi verilir.”

MADDE 60 – 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 3 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“4857 sayılı Kanunun 13 üncü ve 14 üncü maddelerine göre kısmi süreli veya çağrı üzerine çalışanlar, ay içerisinde günün bazı saatlerinde çalışıp, çalıştığı saat karşılığında ücret alanlar ve bu Kanunun ek 9 uncu maddesinin birinci fıkrasına tabi olarak çalışanlardan ay içerisinde otuz günden eksik prim ödeme gün sayısı bulunanlar, sigortalı çalışmama şartı hariç birinci fıkranın (10) numaralı bendinde yer verilen diğer şartları haiz olmaları kaydıyla otuz günden eksik günleri için genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılır.”

MADDE 61 – 5510 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin onuncu fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“3713 sayılı Kanun kapsamına girmese dahi atış, tatbikat veya diğer ateşli silah yaralanmaları nedeniyle malul olan vazife ve harp malullerinin de sağlık kurulu raporuyla ihtiyaç duydukları her türlü ortez, protez ve diğer iyileştirici araç ve gereçler herhangi bir kısıtlama getirilmeksizin Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanır.”

MADDE 62 – 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“j) İsteğe bağlı sigortalılar hariç bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. Sigortalıların bu prim indiriminden yararlanabilmeleri için primlerin Hazinece karşılanmayan kısmının yasal süresi içinde ödenmesi, Kuruma kendi sigortalılıklarından kaynaklanan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcunun bulunmaması şarttır. Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını taksitlendiren veya yapılandıran sigortalılar bu taksitlendirme veya yapılandırma işlemleri devam ettiği sürece bu bent hükmünden yararlandırılır. Borçlanma ve ihya kapsamındaki primlerden dolayı bu indirimden yararlanılmaz. Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.”

MADDE 63 – 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“3 üncü maddenin üçüncü fıkrası kapsamına girenler hariç olmak üzere; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı olmakla birlikte, 4857 sayılı Kanunun 13 üncü ve 14 üncü maddelerine göre kısmi süreli veya çağrı üzerine çalışanlar, ay içerisinde günün bazı saatlerinde çalışıp, çalıştığı saat karşılığında ücret alanlar ile bu Kanunun ek 9 uncu maddesinin birinci fıkrasına tabi olanlardan ay içerisinde yirmi gün ve daha az çalışanlar için eksik günlerine ait genel sağlık sigortası primlerinin otuz güne tamamlanması zorunludur.”

MADDE 64 – 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendine “özel okulları” ibaresinden sonra gelmek üzere “, özel kreş ve gündüz bakımevleri” ibaresi ve aynı bendin parantez içi hükmüne “okulların” ibaresinden sonra gelmek üzere “, kreş ve gündüz bakımevlerinin” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 65 – 5520 sayılı Kanunun;

  1. a) 15 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“ğ) Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamındaki ödemelerden.”

  1. b) 30 uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“d) Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamındaki ödemelerden.”

MADDE 66 – 5520 sayılı Kanunun 32/A maddesinin ikinci fıkrasına, birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiş, aynı fıkranın (c) bendine “her bir il grubu” ibaresinden sonra gelmek üzere “, bölgesel, büyük ölçekli, stratejik ve öncelikli yatırımlar ile konusu, sektörü ve niteliği itibarıyla proje bazında desteklenmesine karar verilen yatırımlar” ibaresi eklenmiş ve aynı bentte yer alan “%80’e” ibaresi “%100’e” şeklinde değiştirilmiştir.

“Yatırımın tamamlanması şartıyla, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle yararlanılan kısmı hariç olmak üzere kalan yatırıma katkı tutarı, yatırımın tamamlandığı hesap dönemini izleyen yıllarda Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre bu yıllar için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınır.”

MADDE 67 – 15/2/2011 tarihli ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun 19 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “vakıflar,” ibaresi madde metninden çıkarılmış ve aynı fıkranın (d) bendine dördüncü cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Vakıf kurucuları bu Kanunun uygulanması açısından medya hizmet sağlayıcı kuruluş ortağı kabul edilir.”

MADDE 68 – 6112 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan “yüzde üç” ibaresi “yüzde birbuçuk” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 69 – 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun 12 ncimaddesinin üçüncü fıkrasına “Ayrıca, 26/4/2012 tarihinden sonra belediye ve mücavir alan sınırları dışına çıkarılan yerler de bu maddeye göre değerlendirilir.” cümlesi ve aynı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“Başvuru ve ödeme sürelerinin uzatımı

GEÇİCİ MADDE 4 – (1) 2/B alanlarında bulunan taşınmazların bu Kanun kapsamında satışına ilişkin olarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla;

  1. a) Süresi içinde başvurmayanlara altı ay başvuru süresi,
  2. b) Kendilerine yapılan tebligatta belirtilen bedeli süresi içerisinde ödemeyenlere altı ay ödeme süresi,
  3. c) Taksitli satışlarda, sözleşmesinde belirtilen taksitlerden ikiden fazlasını vadesinde ödemeyenlere altı ay ödeme süresi,

verilir.

(2) Birinci fıkranın (a) bendi kapsamında kalanlar için satış bedeli; Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sürenin son gününü izleyen üç aylık sürenin bittiği günden, bu Kanun kapsamında ödeme yapmak amacıyla idareye başvurulduğu güne kadar geçecek süre için Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyatları endeksi aylık değişim oranları (TÜFE) toplamında artırılarak hesaplanır.

(3) Birinci fıkranın (b) bendi kapsamında kalanlar için satış bedeli; kendilerine yapılan tebligatta belirtilen ödeme süresinin son gününü izleyen günden, bu Kanun kapsamında ödeme yapmak amacıyla idareye başvurulduğu güne kadar geçecek süre için Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyatları endeksi aylık değişim oranları (TÜFE) toplamında artırılarak hesaplanır.

(4) İkinci ve üçüncü fıkralar uyarınca yapılacak hesaplamalarda ay kesirleri dikkate alınmaz.

(5) Bu Kanunun 12 nci maddesi gereğince Hazineye ait tarım arazilerini satın almak isteyenlere, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl başvuru süresi verilir ve daha önce yapılan başvurular da geçerli kabul edilir.

(6) Bu maddede belirtilen süreleri iki katına kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.”

MADDE 70 – 6292 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 5 – (1) 6831 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasının (J) bendi kapsamında orman sayılmayan ve tapuda Hazine adına tescil edilen Antalya ili Aksu ilçesi Atatürk Mahallesinde bulunan 13322 ada 1 parsel numaralı taşınmazın ifraz ve imar uygulamasından oluşan 13322 ada 2 parsel numaralı taşınmaz ve diğer taşınmazlar ile Döşemealtı ilçesi Kömürcüler Mahallesinde bulunan taşınmazların, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihteki zilyetleri veya fiili kullanıcıları tespit edilmek ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle 3402 sayılı Kanunun ek 4 üncü maddesi hükümlerine göre kadastrosu yapılır. Kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki bilgiler tapu kütüğünün beyanlar hanesine de aynen aktarılır. Bu taşınmazlar, tapu kütüğünün beyanlar hanesine göre kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilere ya da bunların kanuni veya akdi haleflerine bu Kanunun 2/B alanlarında kalan taşınmazların hak sahiplerine satışına ilişkin hükümleri kıyasen uygulanmak suretiyle doğrudan satılır.”

MADDE 71 – 20/6/2012 tarihli ve 633l sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 38 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan “1/7/2016” ibaresi “1/7/2017” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 72 – 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun geçici 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(2) Mülga 2822 sayılı Kanunun 12 nci maddesine göre Bakanlıkça yayımlanan 2009 Temmuz istatistiğinde kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde onunu üyesi bulunduran işçi sendikaları ile 2009 Temmuz istatistiği sonrasında 15/9/2012 tarihine kadar kurulmuş işçi sendikalarının bu fıkrayı değiştiren Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde yapacakları yetki tespit başvuruları 41 inci maddede yer alan işyeri veya işletme çoğunluğu şartlarına göre sonuçlandırılır.”

MADDE 73 – 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Bu Kanuna göre tüzel kişiliği kaldırılarak tek mahalleye dönüştürülen beldelerde içme ve kullanma suları için alınacak ücret beş yıl süreyle en düşük tarifenin %50’sini geçmeyecek şekilde belirlenir.”

MADDE 74 – 21/2/2013 tarihli ve 6428 sayılı Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İş Birliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(4) İdare, yüklenicinin sözleşme kapsamına giren faaliyetlerini bütün aşamalarda denetler veya denetletir. Bakanlık, yüklenicinin performans denetimi ve işin yönetimine ilişkin olarak bir denetim ve yönetim sistemi kurabilir. Denetimle yetkilendirilecek isteklilerden, ekonomik ve mali yeterlik ile mesleki ve teknik yeterliklerinin belirlenmesine ilişkin olarak gerekli bilgi ve belgeler istenir. Bu amaçla isteklinin; bankalardan temin edilecek mali durumu ile ilgili belgeler, ilgili mevzuatı uyarınca yayımlanması zorunlu olan bilançosu veya bilançosunun gerekli görülen bölümleri, yoksa bunlara eşdeğer belgeleri, iş hacmini gösteren toplam cirosu veya ihale konusu iş ile ilgili taahhüdü altındaki ve bitirdiği iş miktarını gösteren belgeler ile ihale konusu işin niteliğine göre yeterlik değerlendirmesinde kullanılmak üzere, ihale dokümanında ve ihale veya ön yeterliğe ilişkin ilan veya davet belgelerinde belirtilen diğer belgeler istenir. Denetimle yetkilendirilen yüklenicinin taahhüdünü ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya işi süresinde bitirmemesi hâlinde, ihale dokümanında belirlenen oranda gecikme cezası uygulanmak üzere, idarenin en az on gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi hâlinde, ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir. Denetimle yetkilendirilen yüklenici, hazırladıkları raporlardaki yanlış ve yanıltıcı bilgi ve kanaatler sebebiyle doğabilecek zararlar ile sözleşme kapsamındaki faaliyetleri dolayısıyla idare ve üçüncü kişilere verecekleri zararlardan ve denetime ilişkin olarak idareye sunacakları bilgi ve belgelerin, mali ve teknik tablo ve raporların sözleşmesine ve ilgili mevzuatına uygunluğu ve doğruluğundan, genel kabul görmüş denetim ilke ve esaslarına göre denetiminden on beş yıl süreyle sorumludur.”

MADDE 75 – 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 20 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Arz güvenliğinin temini için gerekli yedek kapasite de dâhil olmak üzere yeterli kurulu güç kapasitesinin oluşturulması ve/veya sistem güvenliğinin temini için güvenilir kurulu güç kapasitesinin korunması amacıyla yerli kaynaklara öncelik veren kapasite mekanizmaları oluşturulur. Bu mekanizmalar kapsamında TEİAŞ tarafından yapılması gerekecek ödemeler iletim tarifesi hesaplamalarında dikkate alınır. Kapasite mekanizmalarının oluşturulmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık görüşü alınarak Kurum tarafından düzenlenir.”

MADDE 76 – 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi “Bu fıkra kapsamındaki idarelerin döner sermaye saymanlık hizmetlerini yürüten personele bu fıkrada yer alan mevzuat uyarınca döner sermaye gelirlerinden herhangi bir ad altında ödeme yapılmaz.” şeklinde değiştirilmiş ve aynı ek madde ile söz konusu Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen (I) sayılı Cetvelin “A- Aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa Göre Alanlar” kısmının “1- Kadroları Genel İdare Hizmetleri Sınıfında yer alan personel ile Teknik Hizmetler, Sağlık ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri ile Avukatlık Hizmetleri sınıflarında bulunan personelden ek ödeme oranları ilgili gruplarında düzenlenmeyen ve kadro unvanları bu bölümde yer alan personel” bölümünün (g) sırasına “fakülte ve yüksekokul sekreteri,” ibaresinden sonra gelmek üzere “müşavir,” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 77 – 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve aynı ek madde ile söz konusu Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen (III) sayılı Cetvelin (1) numaralı sırası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“c) Merkez teşkilatlarında; Dışişleri Meslek Memuru ve Konsolosluk ve İhtisas Memurları, özel yarışma sınavı sonucunda mesleğe yardımcı veya stajyer olarak alınıp belirli süreli yetiştirme döneminden sonra özel bir yeterlik sınavı sonunda müfettiş, uzman, denetçi, kontrolör, aktüer ve stenograf unvanlı kadrolara (mevzuatı uyarınca söz konusu kadrolara atananlar dâhil) atananlar ve bunların yardımcı ve stajyerleri ile iç denetçilerden ekli (III) sayılı Cetvelde yer alan unvanlı kadrolarda bulunanlardan,”

Sıra
No
Kadro Unvanı Ücret
Göstergesi
Tazminat
Göstergesi
1 Kapsama dâhil idarelerin merkez teşkilatına ait genel idare hizmetleri sınıfında yer alan başmüfettiş, müfettiş, başdenetçi, denetçi, başkontrolör, kontrolör ve iç denetçi kadrolarında bulunanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama uzmanları ve stenografları, Hazine Müsteşarlığı sigorta denetleme uzmanları ve aktüerleri, Dışişleri Meslek Memurları ile Konsolosluk ve İhtisas Memurları, 14/7/1965tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 152 nci maddesinin “II- Tazminatlar” kısmının “A- Özel Hizmet Tazminatı” bölümünün (ğ) bendinde yer alanlardan merkez teşkilatına ait uzman unvanlı kadrolarda bulunanlardan;    
Kadro Derecesi 1 olanlar

Kadro Derecesi 2 olanlar

Kadro Derecesi 3 olanlar

Kadro Derecesi 4 olanlar

Kadro Derecesi 5 olanlar

Kadro Derecesi 6 olanlar

Kadro Derecesi 7 olanlar

46.450 25.560
43.400 23.870
40.850 22.475
39.300 21.625
37.950 21.000
36.800 20.250
35.550 19.550

MADDE 78 – 3/6/2011 tarihli ve 638 sayılı Gençlik ve Spor Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 4 – (1) Bakanlık bağlı kuruluşlarının taşra teşkilatlarında çalışan tüm personel 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 72 nci maddesi hükümleri çerçevesinde Bakanlıkça belirlenecek tüm bölgelerde rotasyona tabi olarak görev yapar. Bölgelerin tespiti ve buralardaki çalışma süresi ve diğer hususlar yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 79 – 10/10/2011 tarihli ve 658 sayılı Türkiye Su Enstitüsünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 10 uncu maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilen dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“(4) Uzman olarak atanabilmek için, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde sayılan genel şartlara ek olarak aranacak diğer şartlar Enstitü tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 80 – (1) Bakanlar Kurulu; kalkınma planları ve yıllık programlarda öngörülen hedefler doğrultusunda ülkemizin mevcut veya gelecekte ortaya çıkabilecek ihtiyaçlarını karşılama, arz güvenliğini sağlama, dışa bağımlılığını azaltma, teknolojik dönüşümü sağlama, yenilikçi, Ar-Ge yoğun ve katma değeri yüksek olma niteliklerine ayrı ayrı ya da birlikte sahip olan ve proje bazında Ekonomi Bakanlığı tarafından desteklenmesine karar verilen yatırımlar için;

  1. a) 13/6/2006tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 32/A maddesine göre kurumlar vergisi oranını %100’e kadar indirimli uygulatmaya ve yatırıma katkı oranını %200’ü geçmemek üzere belirlemeye veya yatırımın işletmeye geçmesinden itibaren 10 hesap dönemine kadar, yatırımdan elde edilen kazançla sınırlı olmak üzere kurumlar vergisi istisnası tanımaya,
  2. b) 31/12/1960tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 80 inci maddesinde yer alan gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlandırmaya,
  3. c) Gümrük vergisi muafiyeti tanımaya,

ç) Yatırımın Hazine taşınmazı üzerinde yapılması hâlinde, belirlenecek yatırımcı lehine doğrudan, hasılat payı alınmaksızın, 49 yıl süreyle bedelsiz irtifak hakkı tesisi veya kullanma izni verilmesine ve yatırımın tamamlanması ve öngörülen istihdamın 5 yıl sağlanması şartıyla Hazine taşınmazının talep edilmesi hâlinde bedelsiz devredilmesine,

  1. d) 31/5/2006tarihli ve 5510 sayılı Kanunun ek 2 ncimaddesinde yer alan prime esas kazanç alt sınırına bağlı kalınmaksızın 10 yıla kadar sigorta primi işveren hissesinin karşılanmasına,
  2. e) İşletme döneminde yatırıma ilişkin enerji tüketim harcamalarının %50’sine kadarının en fazla 10 yıla kadar karşılanmasına,
  3. f) Sabit yatırım tutarının finansmanında kullanılan yatırım kredisi için 10 yıla kadar faiz veya kâr payı desteği ya dahibe desteği sağlanmasına,
  4. g) Yatırım için özel önem taşıyan belirlenen sayıda her bir nitelikli personel için 5 yılı geçmemek üzere, asgari ücretin aylık brüt tutarının 20 katına kadar ücret desteği verilmesine,

ğ) Yatırım tutarının %49’unu geçmemek üzere ve edinilen payların 10 yıl içerisinde halka arz veya yatırımcıya satış şartıyla yatırıma ortak olunmasına,

karar vermeye ve yukarıdaki desteklerden bir veya birden fazlasını uygulatmaya yetkilidir.

(2) Birinci fıkra kapsamındaki destekler Ekonomi Bakanlığı bütçesinden karşılanır.

(3) Proje bazlı yatırım konusu ürüne, süresi ve miktarı Bakanlar Kurulunca belirlenecek alım garantisi verilebilir.

(4) Proje bazlı yatırımlara diğer kanunlarla getirilen izin, tahsis, ruhsat, lisans ve tesciller ile diğer kısıtlayıcı hükümler için Bakanlar Kurulu kararı ile istisna getirilebilir veya yatırımları hızlandırmak ve kolaylaştırmak amacıyla yasal ve idari süreçlerde düzenleme yapılabilir.

(5) Projenin gerekli kıldığı hâllerde Bakanlar Kurulu kararı ile her türlü altyapı yatırımının yapılması kararlaştırılabilir.

(6) Uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yatırımların belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde gerçekleştirilmemesi hâlinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde yer alan indirimli kurumlar vergisi veya istisna uygulaması ile gelir vergisi stopajı teşviki nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faiziyle birlikte, diğer destekler ise 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde geri alınır.

(7) Yatırımın devri hâlinde, devralan kurum, aynı koşulları yerine getirmek kaydıyla belirtilen istisna, muafiyet ve desteklerden yararlanır.

MADDE 81 – Bu Kanunun;

  1. a) 5 inci ve 64 üncü maddeleri 1/1/2017tarihinden itibaren faaliyete başlayan özel kreş ve gündüz bakımevlerine uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
  2. b) 60 ıncı, 62 ncive 63 üncü maddeleri 1/10/2016tarihinde,
  3. c) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

MADDE 82 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

Yapı Ruhsatlarındaki Artış 2017’de Sektöre Doping Olacak

 Türkiye İMSAD’ın (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) kasım ayı sektör raporu sonuçları açıklandı. Rapora göre, 2016 yılı ilk dokuz ayında alınan yapı ruhsatları metrekare bazında yüzde 6,1 artarak 143,5 milyon metrekareye ulaştı. Sektörü 2017 yılı için umutlandıran yapı ruhsatlarındaki artış, gelecek yıl içerisinde konut sektöründe yeni projelerin başlayacağına işaret etti.

 Türkiye İMSAD’ın kasım ayı sektör raporunda, üçüncü çeyrekteki yavaşlamaya rağmen ilk dokuz ay sonu itibariyle geçen yılın üzerinde yapı ruhsatı alındığı sonucu görüldü. 2016 yılı ilk dokuz ayında konutlar için alınan yapı ruhsatları metrekare bazında yüzde 10 büyüyerek 109,7 milyon metrekare oldu.

2016 Yılı İlk Dokuz Ayında Alınan Yapı Ruhsatları (Milyon Metrekare) 

2016 yılı ilk dokuz ayında alınan konut yapı ruhsatı daire sayısı yüzde 8,1 arttı      

Rapora göre, 2016 yılı ilk dokuz ayında alınan konut yapı ruhsatları daire sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,1 arttı ve 689 bin 583 adet oldu. Geçen yıla göre büyüme yaşanmasına karşın 2014 yılının oldukça altında kaldı.

2016 Yılı İlk Dokuz Ayında Alınan Konut Yapı Ruhsatı Daire Sayısı

 

İnşaat malzemesi ihracatı 15,46 milyar dolara geriledi

2016 yılı inşaat malzemesi ihracatı eylül ayında geçen yılın eylül ayına göre yüzde 6,6 gerileyerek 1.184 milyon dolara indi. İnşaat malzemesi ihracatında ağustos ayında görülen toparlanma çabasından sonra eylül ayında yeniden gerileme yaşandı. Yılın ilk dokuz ayında inşaat malzemesi ihracatı yüzde 12,2 düştü. Bu düşüş ile birlikte yıllık ihracat (2015 Ekim – 2016 Eylül arasındaki dönemde) 15,46 milyar dolara geriledi.

İnşaat Malzemeleri İhracatı (Yıllık – Milyon Dolar)

İthalat 9,65 milyar dolara geriledi        

Yıl genelinde artan ve sadece temmuz ayında düşen ithalat eylül ayında da gerileme gösterdi. Yılın ilk dokuz ayında ithalat yüzde 5,8 arttı. Buna bağlı olarak yıllık (Ekim 2015 – Eylül 2016 arasındaki dönem) ithalat 9,65 milyar dolar olarak gerçekleşti.

İnşaat malzemesi sanayi üretimi eylül ayında yüzde 4,4 geriledi                

2016 yılı Eylül ayında inşaat malzemeleri sanayi üretimi bir önceki yılın eylül ayına göre ağırlıklı ortalama olarak yüzde 4,4 geriledi. İnşaat malzemeleri sanayi üretiminde temmuz ayında yaşanan keskin gerileme ağustos ayında durmuştu. Ancak eylül ayında inşaat malzemeleri sanayi üretiminde yine önemli bir gerileme yaşandı. Böylece yıllık üretim gerçekleşmesi de zayıfladı.

Eylül ayındaki gerileme ile birlikte 2016 yılı Ocak-Eylül döneminde inşaat malzemeleri sanayi üretimi 2015 yılı Ocak-Eylül dönemine göre yüzde 0,5 arttı. Yılın ilk aylarında yaşanan hızlı büyüme ivmesi önemli ölçüde azaldı. 2016 yılı eylül ayında, izlenen 26 üründen 21’inde üretim geçen yılın eylül ayına göre geriledi.

Yılın ilk dokuz ayında ise geçen yılın aynı dönemine göre 14 ürünün üretimi artarken 12 ürünün üretimi geriledi. Üretimdeki gelişmeler alt sektörler itibariyle oldukça farklılıklar göstermeye devam ediyor.

İnternetten Alışverişe Günde Yarım Saat Harcıyoruz

  • Hepsiburada Ticari Grup Başkanı Emre Ekmekçi, “Belirli ürün gamlarında e-ticaretin çift haneli pazar payına ulaşabilme potansiyeli var. Önümüzde Kore örneği var. Kore’de bebek bezlerinin yüzde 70’i internetten satılıyor.”
  • “Türkler, günde ortalama yarım saatlerini internette alışverişe harcıyor”
  • “Dünyada ‘internette gördüm, gittim fiziksel mağazadan aldım’ diyenlerin oranı 1’e 4… Yani online 1 lira ciro yaparken, online’da görüp offline’da alanların yarattığı ciro 4 lira. Türkiye’de bu oran daha da yüksek, 1’e 6… Ülkemizde insanlar ürünlere sosyal mecralardan bakıyor ve önemli bir kısmı o an online’dan almak yerine sonradan mağazadan alıyor. Bu yüzden bütün markalara dijitalde olmaları gerektiğini söylüyoruz.”
  • Türkiye’de online alışveriş denince akla ilk gelen markalardan olan Hepsiburada’nın Ticari Grup Başkanı Emre Ekmekçi, e ticaret ve perakende sektörleriyle ilgili açıklamalarda bulundu.
  • Türkiye’de kullanıcıların günde ortalama dört saatlerini internette geçirdiklerini belirten Ekmekçi, “Türkiye’de günde ortalama yarım saat internetten alışverişe ayrılıyor. Kullanıcılar internette gördüğü ürünü gidip mağazadan alıyor” dedi.

E ticaret sektörünün 2015 yılına kıyasla bu yıl %35 büyüdüğünü belirten Ekmekçi, gerçek perakendecilerin de katılmasıyla %35’te tıkanan sektör büyümesinin %100’leri göreceğini belirtti. Sektörden ayrı olarak %110’luk büyüme yakaladıklarını belirten Ekmekçi, aylık ziyaretçi sayılarının 60 milyon, müşteri sayılarının 7 milyon ve ürün gamlarının da 3 milyona yakın rakamlarda olduğunu belirtti.

Türkiye’de e-ticaretin son 7-8 yıldır aynı ivmede gittiğini, sektörün yıllık büyüme oranının ortalama yüzde 35 olduğunu anlatan Ekmekçi, dünyadaki gelişmiş pazarların yakalanabilmesi için sektörün yüzde 100’ün üzerinde büyümesi gerektiğini söyledi.

Hepsiburada Ticari Grup Başkanı Ekmekçi, Türklerin, günde ortalama yarım saatlerini internette alışverişe harcadığını belirterek, amaçlarının Türkiye’de internetten satışına izin verilen her türlü ürünü satmak olduğunu, bu nedenle kendilerini sınırlamadıklarını söyledi.

Ekmekçi, Hepsiburada’ya gelen bir müşterinin sitede ortalama 8,5 dakika vakit geçirdiğini ifade ederek, ticaretlerinin yüzde 40’ının elektronik ürünlerden geldiğini, bu anlamda ikinci sırada “anne-bebek”, üçüncü sırada ise “hazır-giyim ve kişisel bakım” ürünlerinin olduğunu bildirdi.

Aras Kargo’nun Ortağı 1.5 Milyar Euro Ciro Açıkladı

Avrupanın lider lojistik gruplarından, Aras Kargo’nun Hissedarı Austrian Post, üçüncü çeyrek sonuçlarını açıkladı.

Şirket’in dokuz aylık cirosu 1 milyar 510 milyon Euro olarak gerçekleşti. Austrian Post’un faaliyet karı ise 135 milyon Euro oldu. Austrian Post CEO’su Georg Poelzl, “En büyük önceliğimiz, yenilikçi çözümler sunarak ve müşterilerimizin yararına sunulan hizmetleri sürekli olarak genişleterek, Grup karlılığını daha da artırmaktır” dedi.

Türkiye’nin lider lojistik şirketlerinden Aras Kargo’nun hissedarı olan Austrian Post 2016 üçüncü çeyrek sonuçlarını açıkladı. Austrian Post’un 2016’nın ilk dokuz ayındaki geliri, 1 milyar 510 milyon Euro olarak gerçekleşti.

Austrian Post’tan yapılan açıklamaya göre şirketin en büyük iş alanı olan posta iş biriminin yılın ilk üç çeyreğindeki geliri 1 milyar 78 milyon Euro oldu. Diğer yandan, online alışverişe yönelik eğilim koli teslimatı segmentinde tüm hızıyla artmaya devam etti. Yoğunlaşan rekabete rağmen, Austrian Post Avusturya’da koli teslimatından elde ettiği gelirini giderek arttırmayı başardı. Koli teslimatı ve lojistik bölümü 2016’nın ilk dokuz ayında %3,5 oranında gelir büyümesi kaydetmeyi başardı. Ayrıca yılın ilk dokuz aylık bölümünde gerçekleşen nakit akışı ise 158.9 milyon Euro olarak hayata geçti.

Austrian Post’un 2016 yılı sonu ciro hedefi 2 milyar Euro olarak belirlenmiş durumda. Austrian Post’un faiz ve vergi öncesi karı ise 135.5 milyon Euro olarak gerçekleşirken, önceki yıla göre istikrarlı yükselişini sürdürdü.

Austrian Post CEO’su Georg Poelzl konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“En büyük önceliğimiz, yenilikçi çözümler sunarak ve müşterilerimizin yararına sunulan hizmetleri sürekli olarak genişleterek, Grup karlılığını daha da artırmaktır. Aynı zamanda maliyetleri optimize etmeye ve etkinliği artırmaya yönelik çalışmalarımıza da devam ediyoruz. Dolayısıyla, stabilite ve kararlılık yalnızca 2016 için değil, aynı zamanda 2017 yılı için de esas hedefimizdir. Bu hedef, gelir ve kazançların geliştirilmesi ve aynı zamanda Austrian Post Grubu’nun yatırım ve temettü politikası için geçerlidir.”

Austrian Post tarafından işletme faaliyetlerinden elde edilen nakit akışı, sürdürülebilir etkinlik artışları, yapısal tedbirler ve geleceğe yönelik yatırımları finanse etmek amacıyla hedefe yönelik bir şekilde kullanılmaya devam edilecek. Bu noktadan hareketle Şirket, bu yıl sonuna kadar ayrıştırma teknolojileri, lojistik ve müşteri çözümleri üzerinde odaklanarak, yaklaşık 70 milyon EUR tutarında işletme yatırımı yapmayı planlıyor.

Austrian Post:

Austrian Post şirketi ağırlıklı kargo sektöründe olmak üzere 12 Avrupa ülkesinde faaliyet gösteriyor. Şirketin 2015 yılı sonu cirosu, bir önceki yıla göre yüzde 1,6 artarak 2.4 milyar Euro olarak gerçekleşti. Şirketin yaklaşık 24 bin çalışanı bulunuyor. 

Yemeksepeti Vale Hizmeti ile Artık Hiçbir Lezzet Ulaşılmaz Değil

Yemeksepeti, Vale projesi ile online yemek siparişi sektörünün dinamiklerini paylaşım ekonomisi anlayışıyla yeniden belirliyor. “Artık hiçbir lezzet ulaşılmaz değil” mottosuyla yola çıkan Yemeksepeti Vale sayesinde, paket servisi olmayan işletmeler Yemeksepeti restoranlarının boşta duran kuryelerinden faydalanabiliyor. Dünyada bir ilk olan bu model, sisteme giren restoranların cirolarını ortalama yüzde 25’e kadar artırmasını sağlıyor. Yemeksepeti kullanıcıları için ise lezzet seçeneklerini hiç olmadığı kadar genişletiyor. Yalnızca premium restoranlarda veya lokal işletmelerde yenebilen özgün lezzetler artık eve veya işyerine sipariş edilebiliyor. Bugüne dek 50 bine yakın kahve ile bir o kadar Uzakdoğu yemeği, ev yemeği, tatlı ve kahvaltının kullanıcılara ulaşmasını sağlayan Yemeksepeti Vale, 350 restoranla hizmet veriyor. 2017 sonunda ise 3 ilde 1000 restorana ulaşması hedefleniyor. Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın, “Yemeksepeti olarak online yemek siparişi sektörüne global anlamda yön veren bir markayız. Yemeksepeti Vale hizmeti ile bir paylaşım ekonomisi yaratıyoruz. Dünya’da ilk defa bizim kurgulayıp hayata geçirdiğimiz ve işleyen bir model olması da ayrıca gurur verici” dedi.

Yemeksepeti’nin son dönemdeki en geniş kapsamlı iş geliştirme projelerinden Yemeksepeti Vale, “Artık hiçbir lezzet ulaşılmaz değil” mottosu ile yayında. Bu ürün ile Yemeksepeti, restoran ağını daha önce hiç olmadığı kadar genişletiyor; Uzakdoğu mutfağından ev yemeğine, deniz mahsulünden Hint mutfağına, dondurmadan kahve, kahvaltı ve pastaya akla gelebilecek her türlü lezzeti kullanıcılarının ayağına getiriyor. Yalnızca premium restoranlarda veya lokal olarak isim yapmış lokantalarda tadılabilecek özgün lezzetler artık evde veya işyerinde de yenebiliyor.

Restoranların ciroları ortalama yüzde 25 artıyor

Yemeksepeti Vale, iş modelleri, operasyonel verimlilik, hizmet kalitesi gibi kaygıları nedeniyle paket servise girmeyi tercih etmeyen işletmelerin, halihazırda bu hizmeti veren deneyimli restoranların kuryelerini kullanmalarına imkan tanıyor. Böylece restoranlar kendi uzmanlıkları dışındaki bir işe yatırım yapmak zorunda kalmadan, kullanıcı memnuniyeti ve operasyon anlamında Yemeksepeti’nin desteğinden faydalanıyorlar. Ayrıca, herhangi bir ekstra ücret ödemeden 6 milyon Yemeksepeti kullanıcısının radarına giriyorlar. İş Geliştirme Direktörü Mert Baki’nin verdiği bilgiye göre, Yemeksepeti Vale’ye dahil olan restoranlar cirolarını ortalama yüzde 25 oranında büyütüyor.

Dünyada ilk kez uygulanan bir model

Kuryelerini diğer restoranların hizmetine sunan restoranlar ise, hem birden fazla paydaş için değer yaratmış oluyor hem de halihazırdaki kuryelerinin boş vakitlerinde ekstra kazanç elde ediyor. Bu model, restoranların birbirlerinin kuryelerini kullanmaları itibarıyla, dünyada türünün ilk örneği olarak da öne çıkıyor.

2017 sonunda 3 ilde, 1000 restoranla hizmet verecek, ciroyu 5’e katlayacak

Şu an İstanbul’da Beşiktaş, Maslak, Etiler, Beyoğlu, Şişli, Acıbadem, Caddebostan ve Ataşehir semtlerinde aktif olan Yemeksepeti Vale, bugüne dek 100 bine yakın sipariş aldı. Baki, “Bugün sistemimizde 350 restoran bulunuyor. 2017 yılı sonunda İstanbul, Ankara ve İzmir’de 1000’in üzerinde Vale restoranını bünyemize katmayı, Vale’nin cirosunu ise 5 katına çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.

“Kullanıcı beklentilerini yeniden şekillendirecek”

Yemeksepeti Vale’nin dünyadaki en son e-ticaret trendleri ve değişen kullanıcı beklentilerinin bir yansıması olduğunu belirten Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın, “Bu model ile Yemeksepeti içerisinde bir paylaşım ekonomisi yaratıyoruz. Verimliliği odağımıza alarak, kullanıcılardan restoranlara, milyonlarca paydaş için değer yaratıyoruz. Motivasyonumuz ise, kullanıcılarımıza mümkün olan en iyi hizmeti sunabilmek. Yemeksepeti Vale, giderek hızlanan dünyada farklı mutfaklara daha çok ilgi duymaya başlayan, diledikleri herhangi bir yemeğe daha hızlı ve daha kolay ulaşmak isteyen kullanıcıların beklentilerine cevap verecek. Hatta bu beklentileri yeniden şekillendirecek” dedi.

En çok dünya mutfağı, tatlı, kahvaltı ve kahve sipariş ediliyor

Sepet tutarlarının Yemeksepeti ortalamasına göre yüzde 45 daha yüksek olduğu Vale’de, en çok tercih edilen lezzetler de farklılaşıyor. Yemeksepeti’nde ilk üç, burger, kebap ve pizza iken, Vale’de özgün dünya mutfaklarının yanı sıra tatlı, kahvaltı ve kahve sipariş sıralamasının başında yer alıyor. Bugüne kadar on binlerce tatlı ve kahvaltı kullanıcılara ulaştırıldı.

50 bin kahve adrese ulaştı

Yemeksepeti Vale’de kullanıcıların tercih ettiği en önemli ürünlerden biri kahve. Büyük kahve zincirlerinin yanı sıra, üçüncü dalga kahveciler de bu sisteme dahil. Bugüne kadar toplamda 112 kafe ve restorandan toplam 50 bine yakın kahve adreslerine ulaştı. Yemeksepeti Vale Ürün Müdürü Merve Kesat, “Gelen siparişlere bakınca paket servis özelinde kullanıcılarımızın en çok sırasıyla caffe latte, americano ve filtre kahve sipariş ettiğini görüyoruz” dedi.